23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 HAZİRAN 1989 CUMHURİYET/17 Askerlik içîn son yoklama ANKARA (AA) MUli Savunma Bakanlığı, 1970 doğumlu yükümlülerin son yoklama işlemlerinin, 3 temmuz31 ekim tarihleri arasında yapılacağını duyurdu. MSB Genel Sekreterliği'nden dün yapılan yazılı açıklamada, son yoklamaya tabi tutulacak yükümluler için, askerlik şubelerince tanzim edilecek son yoklama çağrı pusulalannın, son yoklama öncesinde, kayıtlı oldukları mahalle ve köy muhtarlıklarına gönderileceğı kaydedildi. Açıklamaya göre, son yoklama çağn pusulası alan yükümlüler, celp çağn pusulasında yazılı tarihlerde yerli askerlik şubesinde veya bulunduklan bölgede son yoklama yapan yabancı askerlik şubelerine başvurarak son yoklamalarım yaptırabilecekler. Ingiltere'de organ satışı tartışılıyor LONDRA (UBA) Londradaki özel bir hastanede organ satışı ile ilgili olaylann skandala dönüşmesinden sonra tngiliz Parlamentosu'ndan farklı sesler çıkmaya başladı. Bu konuda bir karar almaya zorlanan Ingilız hükümeti, organ satışın yasaklama kararı ile karşı karşıya kalırken, muhalefet milletvekilleri eleştirilerini yoğunlaştırdı. Konuya ilişkin olarak bir açıklama yapan tngiltere İçişleri Bakanı Roger Freeman, "Gelişnıiş bir toplumda, insan organlannın satılıp alınması, kabul edilmesi olanaksız bir davranısür" derken, muhafazakâr parlamento üyesi Sir Micheal MonairVVilson, organ alım salımmı savundu. Herkes kendi Her şeyi kendi bildiklerince yapartar. Zamanın onlar için önemı yok, fırsat bulduklan her an temizliğe gereksinme duyarlar. Tabii herkesm temıziiği kendısine... Kimsenin kimseye yardımı yok Çünku temizfiğın yöntemleri farklı. Kimı gagasını kullanır kimı dilini. Herkes kendi bildiğince yapar bunu... Hava peköyle alışılagelmişyaz gunlerinden değıl. Güneş, yüzünü bir gösteriyor, bir kayboluyor. Yağmurun yağması da cabası... Gülhane Parkı'nın hayvanat bahçesi de işte böylesine bir temıziiğe sahne olmuş. Sevimli pelikan kendi âleminde. kedi de öyle... (Fotoğraf: Mehmet Saraç) Bustfun doğumgünü dı. Beyaz Saray'ın bahçesinde orangutan kılığına girerek Bush'un önüne çıkan Bütçe Direktöru Richard Darman, Başkan'a yaşgünü armağanı olarak bir demet balon verdi. (Fotoğraf: AP) nı son günlerde etkisı altına alan yağışlar, kent sakinlerini. caddelerde otomobıl yerine sallar ve lastik botarla gezmek zorunda bıraktı. Kürek çekmekten yorulan iki Okiahomalı, sabık trafik levhasına tutunmuş, dinleniyorlar. (Fotoğraf: AP) Amerika Birteşik DevleöeAzami sürat, 25 km ri'nın Oklahoma City kenti HABERLERIN DEVAMI Yunanıstaıfda Yenı Donem. (Baftarafl 1. Sayfada) parti olamayacağını gösteriyordu. 1981'de %48,1985'te %46 oy almış olan PASOK, bu kez %39'a düştü. Iktidarda geçen sekiz uzun yıl, özellikle son bir yılda patlak veren mati skandallar ve özel yaşamındaki değişimlerin Andreas Papandreu'yıı olağanüstü yıprattıöı öngörülmüştü zaten. PASOK'un 300 sandalyelik parlamentoda 125 sandalye kazanmasına karşılık, Yeni Demokrasi %44.5 oyla 144 sandalyeye sahip oldu. Ama bu sonuç, yılların muhalefet lideri Mitçotakis'in başbakan olmasına ve partisini iktidar yapmasına yetmiyor. Seçim sonuçlan, parlamentoda komünistieri kilit konuma geçirdi. Moskova yanlısı Komünist Parti'siyle 'Avrupa komünizmi"ni savunan partinin oluşturduklan "Sinaspismos" adındaki seçim ittifakı %13 oy alarak 29 milletvekili çıkardı. Bu durumda, komünıstlerin desteğiyle PASOK bir azınlık hükümeti de kurabilir veya komünistlerle PASOK'un bir koalisyonda birleşmeleri de söz konusu olabilir. Bu olasılığın gerçekleşmesini, seçim öncesinde bir koşula bağlamıştı komünist liderter: Papandreu'nun PASOK'un liderliğinden aynlması... Komünist ittifakı, bu koşulunu seçim sonrasında da devam ettirecek mi? Yoksa iktidara adımını atabilmek için, bu koşulunu esnetebilir mi? Bir başka soru şu olabilir: Yeni Demokrasi'nin tek başına iktidara gelebilmesi için altı sandalyeye gereksinimi var. Komünistlerin iktidara ortak olmalarını önlemek için, ülkede "mebus pazan" kurabilir mi sağ? Daha bircok soru iiretilebilir. Bu da gösteriyor ki, genel seçimlerle birlikte Yunanistan, siyasal belirsizliğin ve istikrarsızlığın damgasını vuracağı bir döneme girmektedir. Demokrasinin yeniden geldiği 1974 yılından beri, Yunanistan'da böylesine bir dönem ilk kez açılıyor. Siyaset sahnesinde çok renkli oyunlar oynanacağına kuşku yok. * Yunan seçimlerinde, bizde olmayan iki şey ilk bakışta göze çarpıyor. Birincisi, parlamentoya kadar girebilen bizdeki gibi hapishaneye değil komünist partileri. Ikincisi, değil %36'yla, %45'le bile parlamentoda mutlak çoğunluğa el vermeyen bir seçim sistemi. Öyle değil mi? Yunanistarfda seçim düğümü STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da 1974'ten bu yana yapılan en kritik seçimlerde ana muhalefet partisi Yeni Demokrasi (YDP), Başbakan Andreas Papandreu'nun PASOK'unu yenilgiye uğratmasına karşın, 300 koltuklu parlamentoda mutlak çoğunluğu sağlayamadığı için hukumet kuramıyor. Kesin sonuçlann henüz açıklanmamasına karşın, YDP Başkanı Konstantin Mitçotakis, "Partisinin PASOK'a karşı verdiği mücadeleyi kazanraış oldugunu, ancak hiikümet kuracak kadar oy toplayamadıgını" kabul etti. öte yandan Başbakan Andreas Papandreu bu seçimleri kaybetmesinden sonra, dün akşam Yunanistan Cumhurbaşkanı Hristos SarzetaJds'e istifasını sundu. Ancak Papandreu ülkede yeni bir hükümet kurulana kadar, cumhurbaşkanının talimatı üzerine başbakanhk görevini sürdürecek. Cumhurbaşkanı Sarzedakis bugün bu seçimlerin galibi YDP lideri Konstantin Milçotakis'i kabul edecek ve partisi ne üç gün içinde hükümet kurması yolunda talimat verecek. Mitçotakis, dün akşam bir basın toplantısı düzenledi ve tüm partilerin milletvekillerinden oluşacak geçici bir hükümetin kurulması için bir dizi önerüerde bulundu. Söz konusu geçici hükümetin, ülkedeki skandal oİaylarını soruşturmakla görevlendirilmesini ve asıl sorumluları ortaya çıkarıp cezalandırdıktan sonra derhal seçimlere gidilmesini isteyen Mitçotakis'in bu önerilerinin ne PASOK ne de Sinaspismos tarafından kabul edilmesi bekleniyor. parti dunımuna gelmiş olabilir. Ama parlamento içindeki demokratik giiçler yine çoğunluktadır" diyerek komünist partilerden oluşarT'sol koalisyon"'Sinaspismos1 ile PASOK'un "koalisyon knrma" oJasılığına ışık yaktı. "Sinaspisnıos"un liderleri Harilaos Florakis ile Leonidas Kirkos'un yaptığı açıklamalardan da PASOK ile "koalisyoo kunna" kapısını açık bıraktıkları anlaşılıyor. Ancak bu liderlerin bir koşulu var: Andreas Papandreu'nun PASOK liderliğini terk etmesi... Her iki lider de "Andreas Papandreu'nun hatalanndan PASOK'un tiimü sorumlu gösterilemez" şeklinde konuşarak, "olası pazarlara" açık olduklannı göstermiş oldular. layan ve 29 sandalye çıkaran 'Sinaspismos'tan isteyecek. 'Sinaspismos' ise PASOK ile "koalisyon hükümeti" kurma koşulunu yineleyecek. Yani Andreas Papandreu'nun liderliği terk etmesini isteyecek. Eğer bu koşul yerine getirilmez ise cumhurbaşkanı, bu kez üçüncü sıradaki 'Sinaspismos'a üç gün içinde hükümet kurma görevini verecek. 'Sinaspismos', bunu basarabilmek için PASOK'un "sagiıklı kanadı" olarak nitelediği sol eğilimli PASOK milletvekilleriyle pazarlığa oturacak. Eğer bundan da bir sonuç alınmazsa, cumhurbaşkanı "geçici hukumet" kurmaian için bütün parti başkanlanndan "işbirllgi" yapmalannı isteyecek ve genel seçimler tekrarlanacak... Yunanistan'da önümüzdeki günlerde bir hükümet krizi yaşanması, partiler arasında yoğun bir pazarlığın başlaması bekleniyor. Komünist partilerin sağ eğilimli YDP ile "işbirligi" yapmayacagı, aynı şekilde YDP ile PASOK'un işbirliğinin de olanak dışı olduğu varsayılırsa, bu krizin önemi ortaya çıkıyor. Ancak şu anda bu üç partiden ikisinin anlaşıp.koalisyon hükümeti kurması durumunda da genel seçimlerin önümüzdeki mart ayında yinelenmesi söz konusu. Çünkü önümüzdeki mart ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Yunan Anayasası'na göre, cumhurbaşkanı parlamentoda seçiliyor ve 300 milletvekilinden en az 180'inin onayı gerekiyor. 20 bin seçim sandığının yüzde 9O'ı açıldı. Buna göre oy dağılımı ve sandalye sayıları şöyle: YDP PASOK SOL DIANA Dr. Sadık %44.5 % 39 % 13 % 1.01 °7o 0 6 Sandalye 144 125 29 1 1 Köşk'te zirve ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KKTC Cumhurbaşkaıu Rauf Denktaş ile Kıbns Rum Lideri Yorgo Vasiliu'nun bu ay sonunda BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar nezdinde New York'ta yapacaklan görüşmeler öncesinde Kıbns sorunu dun Çankaya Köşkü'nde düzenlenen zirvede ele alındı. Başbakan Tnrgut Ozal'ın yaru sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, MUli Savunma Bakanı Safa Giray ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Büyükelçi Tugay Özceri'nin de katıldıkları zirvede Cumhurbaşkanı Evren'e Kıbns'la ilgili son gelişmeler hakkında bir brifıng verildi. Zirvede Bulgaristan'dan sınırdışı edilen Türkler konusunun gündeme gelmediği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla llişkiler Müşavirligi'nden konuyla ilgili olarak dün yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Evren'in 25 haziran pazar günü KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile tstanbul'da görüşeceği de belirtildi. Denktaş'ın New York'ta 28 haziranda başlayacak görüşmelerden önce kısa bir ziyaret için Türkiye'ye geleceği bildiriliyor. Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantıya Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın da katılmalan dikkat çekerken, gönişülen konular hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Dışişleri Bakanı Mesnt Yılmaz ise yabancı misyon temsilcileriyle Edirne"de bulunması nedeniyle topfantıya katılamadı. Başbakan lurgut Özal daha sonra Mecliste gazetecilerin ârveye ilişkin sorularını yanıtlarken, Bulgaristan konusunun ele alınmadjğmj söyledi. Kıbns konusunda nelerin görüşüldüğüne ilişkin bir soruyu ise yanıtsız bıraktı. Gözlemciler, zirvede BM Genel Sekreteri'nin New York görüşmelerinde bir belge sunup sunmayacağımn üzerinde dunılan konular arasında yer aldığını tahmin ediyorlar. Bilindiği gibi, Kıbns Rum tarafı böyle bir belgenin sunulacağını dolaylı yollardan belirtirken, Kıbrıs Türk tarafı böyle bir belge bulunmadığını açıklamış bulunuyor. BM Genel Sekreterinin Kıbns özel Temsilcisi Oscar Camillion da geçen hafta Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yamtlarken böyle bir belgenin bulunmadığını söylemişti. Türk taraftrun şu aşamadaki beklentisi ise geçen ağustos ayından bu yana sürmekte olan toplumlararası görüşmelerin kopukluğa uğratılmaması. New York'tan Ankara'ya ulaşan duyumlara göre BM Genel Sekıeteri'nin de esas amacı şu aşamada aynı bulunuyor. (Baftamfı 1. Sayfada) Partisi'nin Başkanı Kostis Stefanopulos tek başına oluşturuyor. Yani şu ana kadar çıkan sonuçlara göre üç büyük partinin Yunan Parlamentosu'ndaki milletvekillerinden başka DIANA'dan ve Türk azınlığından da birer milletvekili var. DT. Sadık Ahmet'in Yunan Parlarnentosu'na "bagımsız" olarak girmesi, TürkYunan ilişkilerine yeni boyutlar kazandıracaga benziyor. Seçim kampanyasını sürdürürken kendisiyle Gümülcine'de yaptığımız görüşmede, Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlığınm karşılaştığı insani sorunlan Yunan Parlamentosu'nun gündemine getireceğini, ancak buna kulak asılmazsa üç gün içinde "bavulnnu alıp Yunanistan'ı şikâyel etmek İÇİD diinya lunına çıkacağını" söylemişti Dr. Sadık. Dr. Sadık, Batı Trakya'daki Türk azınlığınm Yunan devleti tarafından "ikinci sınıf vatandaş" olarak görüldüğiinu, azınlık insanının "Türk kökenliginden şüphe duyuldugunu", inşaat ya da onarım izinleri almak için aylar, hatta yıllarca beklemek zorunda kaldıklarmı, üniversite diplomalarının Yunanistan'daki muadeletlerinin binbir güçlükle tanındığını, tanınsa dahi çalışma izinlerınin binbir güçlükle verildiğini, binlerce dönüm tarla ve meralann "kamu Dr. Ahmet de mecliste yaranna" gerekçesiyle azınlık insanının elinden alındığını, ilk önce Yunan daha sonra AT makamlanna şikâyet edeceğini açıkladı. Yunanistan ise, Dr. Sadık'ın bu şikâyetlerini doğal olarak inkâr edecek. Ancak Dr. Sadık, Yunan Anayasası'nın kendisine verdiği haklardan ve milletvekili imtiyazlarından yararlanarak bu haksızlıkları kanıtlamaya çalışacak. Dr. Sadık çalıştıkça, Yunan hükümeti (hangisi olursa olsun) AT nezdinde zor durumda kalacak. Zorda kaldıkça da Türkiye'yi suçlamaya başlayacak. Çünkü Yunanistan'da Dr. Sadık Ahmet'in Türkiye tarafmdan desteklendiği öne sürülüyor. Bu nedenle Dr. Sadık Ahmetin milletvekili "çıkmaması" için Atina, her yöntemi denedi. Trajik bir komedya boyutlarına varan bu önlemlerden bazılan arasında, Kuzey Yunanistan'daki askeri birliklerin Dr. Sadık Ahmet'in seçim bölgesi Gümülcine'de oy kullandırmalan var. Böylelikle Gümülcine seçim bölgesinin milletvekili çıkarma barajının arttırılacağı ve "bağımsızlar"ın önleneceği hesapları yapıldı. Türkiye'de yaşayan Batı Trakyalıların oy kullanmak için gelmek istedikleri Yunanistan'a giriş yapmalannın engellenmesi ömek olarak gösterilebilir. Çünkü o gün seçim ertesine kadar sürecek sımr kapısı gümrük memurlarının "garip" bir şekilde başlatmış oldukları grevler ilan edilmişti. Ama Dr. Sadık Ahmet, tüm bu zorluklara karşın, bölge halkırun desteğini alarak milletvekili seçilmeyi başardı. Tüm bu gelişmeler, önümüzdeki günlerde buna benzer daha birçok olayların habercisi oluyor. Bu arada, Gümülcine Valiliğii nden yapılan açıklamaya göre bağımsız Güven listesi Gümülcine ve çevresindeki sandıklarda kullanılan geçerli 76.932 geçerli oydan 25.035'ini toplayarak bu seçim bölgesinde ilk sırada yer aldı. Güven'i 24.562 oyla Yeni Demokrasi, 21.748 oyla da PASOK izledi. YDP ise bu seçimlerde toplamış olduğu yüzde 44.5 oyla 300 sandalyelik parlamentoda ancak 144 sandalye çıkarabiliyor. Oysa hükümet kurabilmesi için en az 151 sandalyeye gereksinimi var. Yunan Anayasası'nın 37. maddesi gereğince YDP birinci parti olarak cumhurbaskanımn talimatryla üç gün içinde parlamentoda mutlak çoğunluğu sağlayabilmesi için gerekli en az 6 milletvekili bulup hükümet kurmaya çalışacak. Ancak YDP'nin ikiden fazla milletvekili bulması imkânsız görünüyor. Bu durumda cumhurbaşkanı, üç gün içinde hükümet kurma görevini bu kez ikinci sıradaki PASOK'a verecek. PASOK bu seçimlerde yüzde 39 oy toplayabildi. Parlamento içinde ise bu oranla ancak 125 sandalye çıkarabiliyor. Yani PASOK'un 151 sandalyeye ulaşabilmesi ve hükümet kurabilmesi için en az 27 Andreas Papandreu dayenil milletvekiline daha gereksinimi gisini kabul ederken, "Muhafaza var. Bu milletvekillerini ise kuşkâr YDP bu seçimlerde birinci kusuz bu seçimlerde yüzde 13 top UĞUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) ikinci ve üçüncü lig takımlarına da 100'er milyon. Spor, devlet eliyle elbette desteklenmelidir. Bu destek, futbol, basketbol ve voleybol sahaları, tenis kortları. yüzme havuzları yaparak, spor okulları kurarak olur. Böyle olmaz. Böyle olursa, söz gelişi Galatasaray çıkar, "Biz bu yıl Avrupa Şampiyon Kuiüpler Kupası'nda futbol oynadık, bize niye yardım yapılmıyor?" diye sorar. Başka takımlar da haklı olarak aynı soruyu başka başka nedenlerle sorarlar. Bu devlet parası, profesyonel kulüplere 'ofsayt pozisyonunda verilmıştir! Devlet kesesinden verilen bu 'ion bahşişi" ANAP ıktidarının uyguladığı ekonomik modelin sonucudur. ANAP, ekonomik modelini, nastl ayrıcalıklı şirketlere dayatmış, bu şirketleri korumuş ve kollamış ise bugün de aynı biçimde bazı takımları koruyor ve kolluyor Göreceksıniz, bu paralar, bu 'ion bahşişlen"nden yararlanan kulüplerin yabancı futbolcu kiralamak için ayıracakları "transfer harcamalan" için kullanılacaktır. Gelsin yabancı futbolcular. Gelsin Brezilyalı kaleciler. ve Yugoslav forvet oyuncuları. Kamu kesiminden milyarlık işler alan müteahhitlerden spor kulüpleri başkanları. Milyarlık paralarla transfer edilen yabancı futbolcular ve devlet kesesinden verilen 'İon bahşışleri" ile korunan ve kollanan takımlar. Ya/ya/ya/şa/şa/şa/Türk futbolu çok yaşa! GOZLEM Papandreu'nun korktuğu (Baftarafl 1. Sayfada) devlet radyosuna verdiği özel demeçte, "en çok nereden korktuğu" yolundaki soruyu: "fktidann basımı döndürmesinden korkuyorum" şeklinde yanıtlamıştı. Papandreu'nun sosyalist PASOK hükümeti, 19811985 yılları arasında Yunanistan'm sosyal yaşamına, demokratik ilkelerin yerleşmesine, taşranın kalkınmasına, sağhk eğitim konulannda atıhmlar yapılmasma oldukça önemli katkılar yapmıştı ve bu nedenle 1985 seçimlerini de fazla oy yitirmeden yüzde 46 ile kazanabilmişti. Ancak ne var ki 19851989 dönemi PASOK'un "kaderini" tayin etti. Bunun tek sorumlusu olarak da başkanı Andreas Papandreu gösteriliyor. Çünkü Papandreu "karizmatik bir lider" oluşunun yani sıra parti içinde "otoriter" bir kişiydi. Hükümet üyeleri, kendisine sormadan hiçbir şey yapamıyor, inisiyatif kullanamıyordu. Papandreu'nun 1988 yüırun ortalannda kalp ameliyatı geçirmesiyle, PASOK'un geriye sayma işlemine başlaması bir oldu. PASOK'u ve hükümeti sanki yürütecek kimse kalmamıştı. Papandreu o denli"otoriter"di kı, Londra'da ameliyat öncesi ve sonrasında Atina ile bağlantı kurduğu teleks, fax ve birkaç telefon cihazını sürekli hastane odasında bulunduruyor; Atina'ya her gün talimatlar yağdınyordu. Ama Papandreu tek bir şeyin önüne geçememişti. Skandalları beklemiyordu. Atina'ya geri döndüğünde bütün gazetelerin kendisine karşı cephe alacağını ise hiç tahmin etmiyordu. Bu arada 40 yıllık eşinden boşanıp kendisinden 35 yaş kuçük bir hostes olan Dimitra ile evlenmeye karar vermesi bu geriye sayma işlemini hızlandırdı. Papandreu'nun amacırun, 1989 1 seçimlerini de kazandıktan sonra 1990 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini aday göstermek olduğu söylentileri vardı. Ancak bir yandan skandallar, diğer yandan siyasi gücünü yitirmiş olması ve üstüne üstlük Dimitra'nın gençlik maceralannın piyasaya sürulmesiyle Papandreu'nun bu arzusu hayal oldu. Bir zamanlann güçlü başkanı Andreas Papandreu işte bu şartlar altmda 1981'deki yüzde 48'i ve 1985'teki yüzde 46 oy potansiyelini şimdi yüzde 39'a düşürdü ve komünist oylara muhtaç kaldı. Beyaz yürüyüş Ankara Valiliği hekimlerın yürüyüşüne "genel sağlığın korunması" gerekçesi ile izin vermedi. "Genel sağlığın korunması amacıyla" bir toplantı ya da yürüyüş ertelenebilir. Ornek verelim: Söz gelişi, bir yörede bulaşıcı hastalık vardır. Bu hastalık nedeniyle insanlar ölmektedir. O yörede bir doğal afet ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu koşullarda hekimler, hastalarını bırakıp gösteri yapmak isterlerse, vali ya da kaymakam "Genel sağlığı koruyorum" diye bu gösteri yürüyüşünü önleyebilir. Bu tür koşullar yoksa, bir yürüyüşün bu gerekçe ile yasaklanması hukuki açıdan "yetki sapürması"dır. Ankara'da yaygın hastalık yok, ANAP hükümetinin getirdiği pahalılığı "doğal afef" saymak da olası değil... O da bir "afet", ama "doğal" değil, "siyasal ve ekonomik afef. Kullanılan yasal yetkı, yasanın "sözüne" uygun, ancak "özüne" aykırıdır. Hem, "genel sağlık" hekimlerın birkaç saatlik yürüyüşleri ile nasıl bozulur? Bozuluyorsa vay halımıze! En uzun ve en güç öğrenımı yap, en güç koşullarda çalış, eline birkaç yüz bin lira para geçsin. Bu koşulları duyurmak için yürüyüş düzenle, bu da yasaklansın. İşin edebiyatına gelince. söylev üstüne söylev: Vatansever Türk doktorları... Binbir güçlük içinde çalışan hekimlere emeklerinin hakkı söz konusuysa binbir dereden su: Bütçe mütçe; ödenek mödenek. Dünyanın hicbir ülkesinde hekimler bu kadar acımasızca sömürülmüyor ve dünyanın hiçbır ülkesinde de hekimlerin temel hakları bu kadar kaba ve yapay gerekçelerle ellerinden alınmıyor. "Başarması için O'na destek verin...' Sağlam bir temel kazandınn!" HALISER'İN ÇEŞİTLERİNİ ÖÖRMEDEN HALISERMEYİN! Halıser'in zengin çeşitlerini, üstün kalitesini görmeden, değer verdiğiniz mekânlara halı sermeyin! İşte tum Halıser çeşıtlennm ortak ustünluklen • Sınırsız renk ve desen zengınlığı • Polyamıd ıplıkte taftıno, dokuma • Rutubetı onteyen tekstıl ikinci taban • Olağanustu dayamklıhk ve yanmama ozellıgı • Isı ve ses ızolasyonu • Leke tutmama ve kolay temızlenme avantap »Otel ve ışyerlerı ıçm amblem basma ımkânı 27. fasikülü bu Pazartesi çıktı. Aldmız mı? TEMEL BRITANNICA Temel Britannica'nm TMO ~ hahser Inönu Cad No 22/2 Taksım Islanbul Tel. 152 37 00 (8Hat) IstanOul Depo Tel 164 27 19 164 0965. istanOul Amıf Oepo Tel 16980 29 Izmır Botge Mudurtuflu Tel 66 18 11 Depo Tel 6502 28 AnKara Bolge Mudurtuju Majaza Tel 118 9351118 98 36. DepoTö 348 92 60348 06 06 Antalya Bolge Şedıgı Tel 76213 Adana Botge Şeftğ. Tel 45081 Eskışeh.r Mağazası Tel 1346640025 Samsun Depo (Elıf Tıcaret) Tel 32197 Erzuonn Bolge Şeflığ. Tel 14481 Bursa Bolge Şeflıgı Tel 20 63 5120 82 40 löprak Mahsulleri Ofisi sıfırı tüketmış. Zarar, 90.059.120.046.01 TL. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun 1987 yılı raporuna göre "ofisin tüm özkaynaklan yıtinlmış" ve ofis "1988 yılı faaliyetlerinin tamamını yüksek faızlerle alınan yabancı kaynaklarla yürütme durumunda" kalmış. Bunlar, raporun 262'nci sayfasında yazılıyor. Sayın Başbakan, acaba spor kulüplerıne yaptığı yardım gibi TMO'ya da bir fondan "babalık" yapsa da devlet kurumunun yüzü biraz gülse Ya da Ankara Valisi, "Genel sağlık açısından zarar yasaktır" diye bir karar alsa Başka çare kalmadı!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle