17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZİRAN 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 IPrdan İran'a kınama LONDRA (AP) Uluslararası Basm Enstitüsü (IPI) Türk gazetecilere karşı kötü ve sert davramşlanndan dolayı tran'ı kmadı. IPI, Humeyni'nin cenaze töreni sırasında Türk gazetecilere kötü davranılmasıyla ilgiii Hamaney'e bir mesaj göndererek tranlı yetkilileri suçladı. IPI mesajmda, "gözlemlerimize göre bu kötü davranışlar yalmzca Türkiye'den gelen gazetecilere yöneliktir ve bu nedenle en kısa zamanda olaylarla ilişkili Türk basm kuruluşlarından özür dilenmesini talep ediyoruz" denildi. SSCB Devlet Başkam Gorbaçov, 3 günlük ziyaretinde Almanları büyüledi Federal Almanya'nın çeşitli kentlerini dolaşan Mihail Gorbaçov, Alman halkının kafasındaki "düşman" simgesini silerken, savaş korkusunu da büyük ölçüde giderdi. ULYA UÇER BONN Geldi, gönülleri fethetti ve gitti. Sovyetler Krliği Devlet Başkam ve Komünist Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un Federal Altnanya ziyaretini en öz anlatım böyle olabilir. Iktidar metnnun, muhalefet memnun, halk da sevinç içinde. Bonn, Köln, Stuttgart, Dortmund ve Düsseldorflular " G o r b i , Gorbi" tempolanna, "Seiam sana Mişa" haykınşlarına alıştılar. Almanlanıı "düşman" simgesi, bu dört gün içinde siliniverdi. Bizim mesleğin eskileri John F. Kennedy'nin bile bu denli coşkulu sevgi gösterileri ile karşılaşmadığmı anlatıyorlar. * Tübingen Üniversitesi'nin ün10 siyasal bilimcisi Tbeodor Esrhenbnrg, Gorbaçov'a gösterilen olağanustü sevgiyi politikacının karizmatik kişiliği kadar Alman halkında "mani" halinde bulunan savaş korkusunu gıdermiş olmasına bağlıyor. Genel Sekreter geride, geleceğe ümitle bakan, nükleer savaş ve bu savaşta hedef olma korkusunu üstünden atmaya haar bir ulus bıraktı. Gorbi, Bonn'u fethetti rafından izlenen basın toplanüsında SovyetAmerikan ilişkilerinde yeni çığır, dünya politikası için yeni fırsatlann doğuşu ifadeleri burada da ağırlık taşıdı. Gorbaçov, salı günü ünzalanan ortak deklarasyonu farklı bloklara mensup iki devlet arasında bir benzeri daha olmayan Önemli bir belge olarak tarumladı. Gorbaçov, mayıs ayı sonunda Brüksel'de yapılan NATO a'rvesine ise eleştirel bir şekilde yaklastı. Silahsızlanmaya ilişkin kararın tartışılabilir olmasma karşın satır aralarında "sofuk savaş ruhunun yamgım" belirtti. NATO'nun nükleer caydınahk ilkesinden vazgeçmemesini eleştirdi. Gorbaçov, Berlin duvarıyla ilgili bir soruyu yamtlarken, "Aradaki engel sırf bu duvar degildir. Avrupa evinin yeai dönemde karşdıklı yakınlaşmalarta, öteki engeüer gibi bu engel de zamanla ortadan kalkabilir" dedi. "Sovyetler Birligı. Bab için artık gerçekten tehlike degil mi?" sorusuna yanıt, "Başka seçenegimiz yok. Hiçbirimiz birbirimiz için tehlike olmamalıyu." oldu. Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un Federal Almanya gezisinin son durağı olan Dortraund'da ise, "Hoesch Çelik Ag" adlı fırmarun ya\laşık 6 bin işçisi, 1990 yılı Nobel Banş ödülü'nü Gorbaçov'un alması yolundaki dileklerini dile getirdiler. Gorbaçov'un dün ziyaret ettiği Hoesch firmasının tdare Meclisi Başkam Werner Nass, Gorbaçov'a hitaben yaptığı konuşmada, "işçüeriınian genel arznsu, Sayın Gorbaçov'a 1990 Nobel Banş Ödnlü'nün verilmesidir" dedi. DUNW)A BUGUN Dünkü Hürriyet Gazetesi'nin sekiz sütunluk sürmanşetinde "Ve Evren'in Sabrı Taştı" deniyordu. Evet Sayın Evren dün yaptığı açıklamada, bütün dünyaya sesleniyor, bu arada Bulgarlar'ı göç konusunu düzentemek üzere, bir göç anlaşması yapmak için masaya çağırıyordu. Dünkü haberi okuyanlar, Evren'in tam zamanında bir çıkış yaptığını düşünebilirler. Ama acaba gerçek öyle mi? Ünlü bir söz vardır "Hafızayı beşer nisyan ile maluldür" (İnsan belleğinin unutkanlık sakatlığı vardır) der. Gerçekten de insanlar çabuk unutyorlar. Ne var ki, belgeler kalıyor, bu unulkanlığı sevmeyenler de o belgeleri inceliyorlar. Ve beigeleri ıncelediğinizde göruyorsunuz ki, Sayın Evren çıkışını yapmakta çok geç kalmıştır, çünkü tıpkı Rogers olayında olduğu gibi, bu konuda da gelişmeleri zamanında kavrayamamıştır. Şimdi ıstersenız, bıraz belgeleri konuşturalım ve Baskın Oran^ ın, "Kenan Evren'in Yazılmamış Anıları" (Bilgi Yayınevi, birinci basım, mayıs 1989Ankara) adlı yapıtının 95. saytasına "Bulgar Türkleri'nin anavatana göçünü reddetim" bölümüne bakalım: "Biliyorsunuz 1968'de yapılan göç anlaşması 1978'de bitmiş ve 120.000'e yakın Türk oradan buraya göç etmişti. Parçalanmış ailelerin birleştirilmesi, gelenlerin sosyal haklarının transferi gibi konular vardı, ama ben bunların ayrıntılarına girmedim tabii. Bulgarlar da açmadılar kendiliklerinden. Sadece Devlet Başkanları Jivkov şöyle sordu: 'Buradaki Türkler'in Türkiye'ye göçünü arzu edryor musunuz?' Ben de taraftar olmadım buna. 'Hayır' dedim. 'Ama parçalanmış ailelerin birleştirilmesi iyi olur' dedim." Sayın Evren, Rabıta olayının başlangıç aşamasında olduğu gibi bu olayı da belki unutur diye, bir de belge verelim. Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (Hani şu Atatürk'ün vasiyeti çiğnenerek kurduğu derneklerin kapatılması ve bıraktığı paranın yeni örgüte transferiyle oluşturulan ve Türkislam sentezini ulusal görüş haline getırmek isteyen kuruluş) 13 Şubat 1987 Cuma günü "Bulgaristan ve Türkler" konulu bir konferans düzenlemişti. Sayın Evren de o toplantıda açış konuşmasını yapmıştı. O konuşmayı okuyanlar, bu olayın ayrıntılarını bulacaklardır. Sayın Evren'in Bulgaristan gezisi sırasında yapılan görüşmeleri, ben günü gününe izlemek olanağından yoksundum. Konu yeniden gündeme geldığinde dün Cumhuriyet koleksiyonlarını açtım. 28 Şubat 1982 tarıhli Cumhuriyet'te TürkBulgar ortak bildirisinin metni yer alıyordu. Aynı günkü gazetenin manşetinde ise "Banş Derneği'ne 44 tutuklama" haberi vardı. Banş Derneği sanıklan için hazırlanan iddianamenin çok kişiyi kahkahayla güldüren yanlarından biri de bu kişilerin "Deli Petro'nun vasiyetini" gerçekleştirmeye çalışmalarıydı. Şubat 1988'de, askeri savcılık harıl harıl bu iddianameyi hazırlarken, Todor Jivkov da Bulgaristan'da, kendi uzun erimli emellerinin gerçekleşmesi yolunun üstüne çıkabilecek bir engelin, daha belirmeden yok olmasına için için seviniyordu herhalde. Olaylara yakından bakıldığmda, Sayın Evren'in sabrının çok geç taştığı, Rogers olayında olduğu gibi Bulgaristan'daki Türkler konusunda da gelişmeleri zamanında kavrayamadığı anlaşılacaktır. Şimdi son açıklama üzerine, doğallıkla şubat 1988 görüşmelerini unutmamış olan Bulgar tarafı, "Biz size daha yedi yıl önce bu konuyu önermiştik" derse ne yanıt verebiliriz? Eğer 1982'de ağzından çıkan yasa olan Sayın Evren, Bulgar Türkleri konusunda biraz daha uyanık davranabılseydi, bu gün göçen soydaşlarımızın hakları bir göç anlaşması çerçevesinde düzenlenmiş olacak ve onlar bu denli perişan duruma düşmeyeceklerdi. Sayın Evren, 1987 yılında bu davranışımn nedenlerini açıklarken dolayiı olarak Demirel ve Ecevit hükümetlerinin de aynı politikayı güttüklerıni ve 1978 yılında sona eren göç anlaşmasını yenileme isteminde bulunmadıklannı ileri sürüyor. Bir başka yönetici için geçerli olabilecek olan bu sav ne yazık ki Sayın Evren için mazeret değildir. Herhalde Sayın Evren, Demirel ve Ecevit politikalarını sürdürmek için darbe yaptıklarını ileri süremez. Tüm bugerçeklerin ışığında, Sayın Evren bari dünkü açıklamasında biraz daha özenli davranıp göç anlaşması konusuna hiç dokunmasaydı ve konuyu siyasal yetkililere bıraksaydı da hoş olmayacak anımsatmaları içerebilecek bir yanıta çanak tutmuş olmasaydı diyoruz. Belgelere dayalı olan ve hiçbir şeyi unutmayan tarih, olayları günü gününe değerlendirmiyor ve bizlere, her şeyi bilirim sananların eline silahı alıp rejime yönelik darbeler yapmasınm ne gibi çok garip sonuçlar verdiğinı kanıtlarıyla gösteriyor. Evrerfin Sabrı ALtSİRMEN Özgür, pasaportunu iade etti LEFKOŞA (AA) CTP Genel Başkam özker özgür, kullanmakta bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu, Lefkoşa Büyükelçiliği'ne iade etti. özgür, TC Büyükelçiliği'ne gönderdiği yazıda şöyle dedi: "TRA223494 numarah yabancılara mahsus TC pasaportunun ivedUikle iadesini isteyen gerekçesiz yazınıza tesekkür ederim. Seyahat özgürlüğümuzü kısıtlayarak, düşünce ve anlatım özgürlüğümüze ambargo koyamayacağımzı belirterek, söz konusu pasaportu iade ediyorum." SSCB'de tren kazası kurbanları MOSKOVA (AA) SSCB'nin Urallar bölgesinde 4 haziranda meydana gelen tren kazastnda ölenlerin sayısı 60Tye yükseldi. TASS'ın bildirdiğine göre faciada ölenlerden 379'unun cesetleri ailelerine teslim edildi, geri kalan 228 kaza kurbanının cesetlerini ise tüm aramalara rağmen bulmak mümkün olmadı. TASS'ın Sovyet Başsavcı Yardımcısı Vladimir Kravtsev'e dayanarak verdiği habere göre, kazayı soruşturmakla görevli komisyon, cesetleri arama çalışmalarına son verilmesini kararlaştırdı. Gezisinin son akşamını KohJ ailesinin evinde özel bir ziyaretle geçiren Gorbaçovlar, dün Federal Alman Devlet Başkam Richard von Weizsaecker'e veda ettiler. Daha sonra Dortmund'daki Hoesch fırmasına giderek Sovyet ticaretinin üretiminde ana payı oluşturduğu bu işietmede işçilerle ve çelik endüstrisinin temsilcileriyle bir araya geldiler. SSCB Devlet Başkam, eşi ve beraberindekiler yerel saaüe 17'de Düsseldorf Havaalam'ndan Moskova'ya uğurlandı. Gorbaçov'un Gorbaçov dün sabah Bonn'da konuşması bir basın toplantısı düzenleyerek gezisini değerlendirdi. Mihail Gorbaçov ise,^ bin çeÇok sayıda basın mensubu ta lik işçisinin yanı sıra yaklaşık 3 Gorbaçov'a büyük ilgl SSCB Devlet Başkam Mihail Gorbaçov. Federal Almanya zıyaretl sırasında gittiğı her yerde, bugüne dek bir yabancı konuga gösterilen ilgının doruğuna ulaştı. Genç yaşlı, kadın erkek milyonlarca Alman Gorbaçov ve eşini eşi görulmemiş bir konukseverlikle ağırladı. (Fotoğraf: AP) bin kişilik davetli gnıbuna hitaben yaptığı konuşmada, ülkesinin sosyalizmden vazgeçmeyeceğini, perestroyka politikası ile sosyalizmin yenileştirümesi için çaba harcadığını soyledi. Gorbaçov, aralannda Willy Brandt, Helmut Schmidl ve Sosyal Demokrat Parti SPD'nin Başkam Hans Jochen Vogel'uı de bulunduğu davetlilere hitaben yaptığı konuşmada sözlerini şöyle sürdürdü: "Perestroyka, sosyalizmin yenileştirilmesi için uygulamaya konmuş bir politikadır. Daha fazla demokrasi, daha fazla özgıirliik yolunda atılmış bir adımdır. Perestroykanın bir diğer araacı ise, sos)alizme ait olmayan olgulardan vazgeçmektir. Şunu biliyorutn ki, perestroyka amacına ulaştığı takdirde, ülkem tüm sorunlaruıı çozmuş olacakür. Bu yalmzca Sovyet halkının degil, lersine tüm dünya halklannın yaranna olacaktır. Politikamız, daha iyi Hı dünyayı aramak yolunda tüm uluslara yapılmış bir çağndır." Gephart çoğunluk lideri WASHINGTON (AA) ABD Temsilctler Meclisi'nde çoğunluğu oluşturan Demokratlar, grup liderliğine Richard Gephart'ı seçti. Temsilciler Meclisi'nin Missouri'den üyesi olan Gephart, çoğunluk grubu liderliği için önceki gün yapdan gizli oylamada 181 oy toplarken, rakibi Georgialı Ed Jenkins'e 76 oy verildi. Gephart, ahlak kurallanm ihlal etmekle suçlanan ve istifa eden Meclis Başkam Jim Wright'ın yerini alacak olan Tom Foley'in görevini devralıyor. parti ve hukümet yetkililerinin, Misket Türklerine saldtran özbeklere votka ve ulaşım için benzin verdiklerini belirtti. Pravda, olaylar sonrasmda kadınlara tecavüz edildiğini, insanlara işkence yapıldığım bildirdi. Rijkov'dan Özbekistan'daki kanlı olaylar konnsunda önemli açıklama Avrupa Parlamentosu seçimleri SSCB Başbakanı Rijkov sürüyor şiddet eylemlerine karışan Eylemlere yetkililer de karrştı Kan ve gözyaşı Özbekler, Fergana Vadisi'ni kana bulayan olaylar sırasında çok sayıda Misket Türkunîı öldürerek, evlerini ateşe verdiler. Kıyıma uğrayan Miskeöerin cenazeleri dün toplu olarak toprağa verildi. Yakınlannı yitiren Miskeöer, cenaze töreni sırasında acılarını gözyaşlannı gızleyemiyorlardı. (Fötoğraf: AP) ingiltere, Hollanda, îrlanda, Ispanya ve Danimarka'da sandık başına giden milyonlarca Avrupalı, toplam 197 sandaiyenin sahibini belirlemek için oy kullandılar. Belçikah rehine serbest SAYDA (AA) Lübnan'da 13 aydır rehin tutulan Belçikah Jan Cools, serbest bırakddu Sayda kentini denetimleri a/tında bulunduran Nasırcı Halk Örgütü yetkililerinden öğrenildiğine göre, 33 yaşmdaki Doktor Cools, öğle saatlerinde özgürlüğüne kavuştu. Kuzey Imk'ta tahUye LONDRA (AA) İngiltere, Kuzey Irak'ta yaşayanların, baskıyla bölgeden tahliye edilmeleri uygulamasının sürdürülmesinden endişe duyduğunu bildirdi. Ingiltere'nin bu görüşü, dün Dışişleri Bakanhğı'na çağnlan Irak'ın Londra Büyükelçisi Ts/Iuhammed ElMashat'a iletildi. Dışişleriyle görevli Devtet Bakam William Waldgravi görüşmede, lrak 'ın yabancı diplomatlarla basm mensuplarmm Kuzey lrak'a gitmelerine izin verilmesini de istedi. Kuzey Iraklılar, lrak hükümetinin son zamanlarda 30 bin kişiyi bölgeden tahliye ettiğini bildiriyorlar. MOSKOVA (AA) SSCB Başbakanı Nikolai Rijkov, özbekistan Cumhuriyeti'nde özbekler ile Misket Türkleri arasında yaklaşık iki hafta önce başlayan ve 100 dolayında kişinin ölümüne yol açan olaylar a, Komünist Parti'nin yerel yetkililerinin de katıldığını söyledi. Sovyet resmi ajansı TASS'ın ği habere göre, Misket Türklerine karşı girişilen saldın olaylanm incelemek üzere özbekistan'da bulunan Rijkov, Fergana Vadisi'nin kuzeyindeki Andizhan'da KP yetkilileri ile yaptığı toplantı sırasında, şiddet eylemlerine kanşan yetkililerin, saldırgan özbeklere ulaşım için benzin ve ayrıca votka verdiklerini kaydetti. "Bu eşkıyalara bunlan verenler, Misket Türklerinin götüriildükieri çadırkentlere giderek, bu iasanlann içinde yaşadıkları dummu görmeüdirier" dıyen Başbakan Rijkov, "Katiller ve saldırganlar cezalandınlacakbr. Ancak Komünist Parti'nin itiban ve Özbek halkının adını lekeleyen yetkililer özel bir sorumluluk altındadırlar" ifadesini kullandı. Rijkov, olaylara kanşan yetkililerin adlannı ve hangi düzeyde görevliler olduklarıru açıklamadı. İşkence ve tecavüz Özbekistan Cumhuriyeti'mn Fergana bölgesinde olaylar sırasında işkence yapıldığı, kadınlara tecavüzde bulunduğu ve insanların linç edildiği bildirildi. Sovyetler Birliği Kominist Partisi'nin yayın organı Pravda Gazetesi, tçişleri Bakanhğı'nın üst düzeydeki yetkililerinden general Anatoly Anikiev'in sözlerini aktardı. Pravda'ya göre, General Anikiev, "Gözlerimle gördüklerim tam bir faciaydı" dedi ve "Vahşice saidınya uğrayan, işkence gören yaşlılar ve çocuklar, tecavüz edilen kadınlar ve eylemciier tarafmdan linç edilen Misket, Özbek ve öteki oluslardan nice insan gördiim" şekh'nde konuştu. General Anikiev, tanık olduğu acımasızhk ve insanlık dışı şeylerin, "Eşine az rastianır cinsten" olduğunu ifade etti ve Özbekistan KP yönetirnini olaylar karşısında mütereddit davranmakla suçladı. General Anikiev, Özbekistan'daki olayları soruşturan savcıların, "şiddet, kıyım ve katliamlan örgutleyen" yüzlerce kişiyi tutukladıklarını da bildirdi. General Anikiev, "Bölgedeki yetkililer, halkın paniğe kapılmasını önlemek için ellerinden geleni yapıyorlar ve kasıtlı söylentiler hakkında da halkı aydınlatıyorlar" şeklinde konuştu. Bu arada, orduiıun yayın organı Kızılyıldız Gazetesi'ne demeç veren İçişleri Bakanhğı'na bağlı kuvvetlerin komutanı General Yuri Satalin de Kuvasai kentinde Özbeklerle Misketler arasında 23 mayıstan bu yana çıkan olaylarda 58 kişinin yaralandığını, yaralılardan 32'sinin durumunun ağır olduğunu bildirdi. General Şatalin, birliklerinin, özellikle Fergana ve Kokand kentlerinde kanşıklık yaratmak isteyenlere ateş açmak ve gozyaşartıcı bomba kullannıak zorunda kaldığım da belirtti. Meksikah gazeteci katili MEKStKO CITY (ANKA) Meksika'da ülkenin tanınmış araştırmacı gazetecilerinden Manuel Buendia'yı öldürdüğü iddiasıyla aranan eski bir istihbarat şefınin yakalandığı açıklandı. Antonio Zorilla adındaki eski istihbarat şefınin Meksiko Cüy'de saklandığı evin polis tarafmdan kuşatüması üzerine teslim olduğu bildirildi. Afganistarfda şiddetli çarpışmâlar KABİL (AA) Afganistan'da, ülkenin doğusundaki Celalabad kenti çevresinde Afgan hükümet birlikleriyle mücahitler arasında meydana gelen çatışmalarda 3I2mücahidinöldürüldüğü, 252 mücahidin de yaralandığı bildirildi. Kabil Radyosu, önceki gün verdiği haberde, Afgan mücahitlerinin Celalabad kenti çevresindeki saldırılarını basttrmak amacıyla girişilen operasyonda 1 askerin öldüğünü, 5'inin de yaralandığını kaydetti. Radyonun haberinde, Afgan mücahitlerin Celalabad kentini ele geçirmek için saldırılarını surdürdüğu, Host ve Tarin Kot kenılerinde devam eden çatışmalarda da son 24 saat içinde 27 mücahidin öldüğü, çok sayıda kişinin de yaralandığı ifade edildi. Afgan mücahitleri, mart ayı başında Celalabad kentine yönelik çok büyük bir operasyon başlatmış, ancak mücahit gruplan arasındaki koordinasyon eksikliği sebebiyle bu saldırılar kesin bir başarıya ulaşamamıştı. Bu arada başkentin 50 km. kuzeyinde bulunan Şarikar kentini Kabil'e bağlayan karayolunda bir askeri konvoya pazartesi günü Afgan mücahitlerince düzenlenen saldında da 50 askerin öldüğü, 50'sinin de yaralandığı kaydedildi. İslamabad'daki mücahit kaynakları, Afgan ordusuna ait bazı tanklarla silah ve yiyecek yüklü kamyonlara da el konulduğunu belirtti. Bu arada, başkent Kabil'in 25 km. doğusunda bulunan Mahipur yerleşim bölgesindeki bir füze fırlatma üssünun Afgan mücahitlerince ele geçirildiği kaydedildi. Öte yandan, Iran'da üstlenen Afgan mücahitlerinin sözcüsü Ali Can Zabedi, Pakistan'da üslenen mücahitlerle "geçici bir hükümet oluşturulması" konusunda ilke anlaşmasına varıldığını açıkladı. İran resmi haber ajansı tRNA'mn haberine göre, Zahedi önceki gün yaptığı açıklamada, anlaşmanın iki taraf temsilcileri arasında bu ayin başında yapılan toplantı sonunda sağlandığını belirtti. Zahedi, anlaşmanın iki taraf yetkilileri larafından onaylanmasından sonra, halen yalmzca Pakistan'da üslenen mücahitlerin temsil edildiği "geçici hükümetin" yerine yenisinin kurulacağını söyledi. Kabil radyosu 312 mücahidin öldürüldüğünü öne sürdü LONDRA (AA) Avrupa Parlamentosu'nun doğrudan seçimlerle yenilenmesi amacıyla AT ülkelerinden İngiltere, Hollanda, trlanda, fspanya ve Danimarka'da dün seçimler yapıldı. tngiltere'de 43 milyon kişi oy vermek üzere sandık başına gitti. Oylama öncesinde yapılan kamuoyu araştırmalan, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde tngiltere'de muhalefette bulunan tşçi Partisi'nin 44'lük bir oranla zafer elde edeceğini, muhafazakârlann ise yüzde 29 oy toplayacağını gösteriyor. Hollanda'da da 11 milyon seçmen, Avrupa Parlamentosu'ndaki 25 temsilciyi belirlemek üzere sandık başına gitti. trlanda'da ise Avrupa Parlamentosu seçimleriyle genel seçimler aynı güne rasthyor. Yaklaşık 2.4 milyon îrlandalı seçmen, dün sandık başına giderek, Avrupa Parlamentosu' ndaki 15 temsilciyi belirledi. Irlanda'da iktidardaki Milliyetçi Parti'nin Avrupa Parlamentosu'nda halen 8 sandalyesi bulunuyor. tspanya'da ise, 29.2 milyon kayıtlı seçmen, Avrupa Parlamentosu seçimleri için oy kullandı. Seçimler nedeniyle, ülkedeki 43.611 seçim merkezinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Resmi sonuçlann pazar gecesi açıklanacağı belirtiliyor. Danimarka'da da 3.926.000 seçmen Avrupa Parlamentosu 1 ndaki 16 temsilciyi belirlemek üzere oy kullandı. Daha önce yapılan kamuoyu araştırmasına göre, SosyalDemokrat Parti'nin 26, liberallerin 15, aşın sağ paniierin de 8'lik bir oy oranı elde edeceği tahmin ediliyor. AT ülkelerinden Ispanya, Danimarka, îrlanda, Hollanda ve İngiltere Avrupa Parlamentosu seçimlerini erken yapma kararı almıştı. Diğer 7 ülkede ise seçmenler 18 haziranda sandık başına gidecekler. 518 üyeli Avrupa Parlamentosu'nda sandalyelerin ülkelere göre dağılımı şöyle: Federal Almanya (81), Belçika (24), Danimarka (16), Ispanya (60), Fransa, (81), Yunanistan (24), Îrlanda (15), İtalya (81), Lüksemburg (6), Hollanda (25), Portekiz (24), İngiltere (81). Ingilterc'de İngilizcc'yi ucuza öğrenmek için güvenilir tek yol AUPAİR'lik yapmaktır. İlgilenen 1727 yaşları arasındaki lise mezunu bayanlar: Türkiye'nin ilk AUPAİR acentesi Derin Limited'e başvurunuz. Bcşiktaş, Mazharpaşa Sokak 2/9 1158 53 42 1161 4İ 87 POLONYA Mitterrand, Walesa ile gorüştü Dış Haberler Servisi Resmi bir ziyaret için Polonya'nm başkenti Varşova'da bulunan Fransa Cumhurbaşkanı François Milterrand, dün Gdansk'a geçerek Dayanışma Sendikası Başkam Lech VV'alesa ile görüştü. Dayanışma lideri ve ekonomik danışmanları Mitterrand'a Polonya'nın ekonomik krizden çıkması için öngdrdükleri ekonomik planı sundular. Dayanışma'nm doğduğu yer olan Lenin Tersanesi yakmlarındaki Helvelius Hotel'indeki buluşmadan önce Walesa, "Çok fazla sorunlanmız var ve Fransa'nın yardımlanna guveniyornz" şeklinde konustu. Görüşmelere Walesa'nın yanı sıra 20 kadar ileri gelen Dayanışma üyesinin katıldığı ve Mitterrand'ın Fransa'nın Polonya'ya yapmayı düşündüp ekonomik yardım planı hakkında bilgi verdiği bildiriliyor. Görüşrne öncesinde şehirde bir yürüyüş tunı yapan Mitterrand'a işçilerin Fransızca olarak "Yaşasın Fransa, yaşasın özgürlük" diye bağırdıklan belirtildi. Bizlere dev bir barikat miras bıraktınız. Demokrasi mücadelesinde onu alanlara taşımaya ant içtik. İnsanlık onuru ve siyasi kimlik uğruna canlannı koyan tüm ölüm orucu direnişçileri; Mücadele andımız selamımız olsun. AKAD, BAKA1). BEYKAD. BİRKAD. DEMKAD. EMEKAD. GEYAD. HAKAD. KARDER. k k ü D . SKD, TAYAD. İ MDER. K.ÇEK>1E( E HALKEVİ. ESENLER HALKEYİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle