14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZÎRAN 1989 HABERLEP CUMHURİYET/9 TÜSİAD, SHP, DYP veANAP'ın ekonomik konulara nasıl baktıklannı analiz ettirdi Partiler TÜSIAD'ın kantarında Isa Musa Siyaseti AHMET TAN ENFLASYON SHP: Çok boyutlu istikrar programı. DYP: Dar gelirliye yüklenilmemeli. ANAP: Fiyat istikran sağlanmalı. GUNLEREV KOPUGU Yunanistan bugün Bulgaristan Türklen konusundaki tavrını açıklayacak. Avaıpa TopJuluğu'nun 12 üyeşinden birisi olarak dönem başkanı sıfatı ile AGİK çerçevesinde İspanya'nın Bulgaristan'a karşı işleteceği sürece ya "evet" diyecek ya da "hayır". "Hayır" derse, AGİK anlaşmasından da pratikte Türkiye'ye bir "hayır" gelmeyeceğı ortaya çıkacak. Böylece komşumuz, müttefikimiz ve Davos'tan "ruhdaşımız" Yunanistan'ın güvenirliliği bir kez daha ortaya çıkacak. Dış potitikadaki beceriksizlik, iç politikadan çok farklı. İç politikadaki yanlışlann kokusu çabuk ortaya çıkryor. Enflasyonun yÜ2de 20'lerden yüzde 7D'lere fırladığını. yoksulluğun arttığını, asayişin bozulduğunu gizlemek kolay değil. Bu nedenle iktidarlar genellıkle dış pdrtikadaki hatalannın değil, iç politıkadaki yanlışlanmn altında eziliyoıiar. ANAP iktıdannın bu kuralı değıştireceği anlaşılryor. İç poiitikadaki yanlışlanna bir de dış politıkadaki beceriksizliklerinin ağırlığı ekleniyor. 1984yılından bu yana ANAP'ın izlediğı "Bulgaristan polrtlkası"na bir göz atalım: Sigara, stlah ve uyuşturucu kaçakçılanna devietçe kanat gerdikleri belgelendiği halde hiçbir serttepki gösterilmedi. Bulgaristan'da ad değiştırmeler ortaya çıktığı ve kesin bir eritme politikası başlatıldığı halde arada bir nota vermekle yetınildi. 1984 sonunda Batılı kaynakların verdiği abartmalı haberlere bel bağlandı. "500 Türk asıllı öldürükjü, ışkenceler sürüyor, baskılar dayanHmaz" türünden haberterin aslını ortaya çıkarmak için yeterli dıplomatık çaba harcanmadı. Demeç alışkanhğı sürdü: "Kapılanmız açık. Hepsini bağnmıza basmaya hazınz" denirken, hiçbir hazıriık ve önlem düşünülmedi. Kapıkule'ye yığılanlar üç bini aşınca bu kez bir açıklama: Araya "Türk olmayan" unsurlar karıştırryoriar.. Elbette kanştıracaklardı. Elbettekı geride kalan Türklerı caydırmak zorundaydılar. Bu arada elbette en etkın. en yetenekli, en uysallan değil "marjinal" bulduklarını göndereceklerdi. Bir yandan ekonomik bakımdan fazla değer ıfade etmeyenterden kurtulmak, öte yandan da bunlann yükünü Türkıye'ye kaydırmak. "Türk olmayan unsuriarın " içinde "Bulgar" unsurlar da olacaktı. Çünku kendilenne "Türksüsü" vermişolanlar, birsüre sonra "Biz geriye dönmek istiyoruz" diyerek Bulgaristan'adönecekler. Orada bulgar kamuoyuna "Bakın Türkiye yaşanacak yer değil, herkes geri geliyor" denecektı. Aynca Türk olmayan "unsurlar"ın TünViye'yi kenanndan höşesinden kanştırma hedefi olabilirdi. OzELLESTİRME ONLAR SHP: Bütçeye alınmalı. DYP: Bütçeye alınmalı. AN AP: Uyşulamaya devam. SHP: Hemen vazgeçilmeli. DYP: tlke olarak karşı değil. ANAP: Sanayileşmenin temel ilkesi. GELÎR DAĞILIMI SHP: Vergipolitikası düzeltilmeli. DYP: Asgari ücretin vergi oranı düşürülmeli. ANAP: Marjinal tüketim eğilimi yükseltilmelL ANKARA (Cumburi.vel Biiro suru olan siyasi partilerin aaa kosu) Türk Sanayici ve tşadanı nulardaki bakış ve degeriendirraelan Derneği (TÜStAD), "BİAR" lerini almak ve buradan, geleceadlı araştırma kuruluşuna ge dönük ekonomi politikalannın TBMM'de grubu bulunan siyasi ipuçlannı ortaya çıkarmaktır" partilerin temel sosyoekonomik dedi. konulara ilişkin program, görüş BlAR'ın siyasi partüerle ilgili ve uygulamalarırun analizini yap olarak TÜSİAD için hazırladığı tırdı. Çalışma, daha liberal eko rapora göre S H P , DYP ve nomik p o l i t i k a l a n savunan ANAP'ın belli başlı ekonomik ANAP'ın, ücretler, gelir dağılımı konulara ilişkin program ve deve enflasyon gibi temel sorunlar ğerlendirmeleri özetle şöyle: da muhalefet partileri SHP ve DYP'ye göre daha zayıf durumda olduğunu ortaya çıkardı. SHP: Sosyal politikanın amaçBİAR Araştırma Enstitüsü lanndan biri toplumdaki en düşük Başkanı Cemil Çakmak, TÜSt ücret gelirinin yoksulluk sınınnın AD için hazırladıkları çalışrnanın üstüne çıkanlmasıdır. Ücret koamacını açıklarken, "Amaç, ço nusunda endeksleme çok yanlışgulcu demokratik rejimin ana un tır. Bunun çözümü işçinin kendi SANAYÎLESME SHP: Yeniden inşaprogramı uygulanmah. DYP: Dışpazarda boy ölçüşülebilmeli. ANAP: Sanayileşme millete bırakılmalı. sinin toplusözleşme ile ücretini belirlemesidir. DYP: Kamu personeline yılhk fiyat artışlarını dikkate alan, kıdem ve görev sorumluluğuna göre bir ücret rejimi gereklidir. Çalışma şartlarırun düzenlenmesi ve hak edilen ücrelin alınabilmesi için toplu pazarlık ve sözleşme mekanizmalan serbestçe işlemelidir. Asgari ücret, enflasyonun durumuna göre ayarlanacak. Genç çalışanlar için gereğinde koruyucu ücret getirilecek. Endeksleme, enflasyonun kabulü olarak nitelenip reddediliyor. ANAP: Terfı, taltif ve ücret sisteminin çalışmayı ve başarıyı teşvik edecek şekilde yönlendirilmesi şarttır. Enflasyon oramnda ücret YABANCI SERMAYE SHP: Ulusalçıkarlaryaranna rekabetgözetilecek. DYP: Dış ekonomik ilişkiler içinde gerekli. \yı AP: Her türlüsü gelebilir. tin vergi oranının duşurulmesi öngörulüyor. ANAP: Gruplar arasındaki gelir dağılımı farklılıklarının pratik ölçuler içinde azaltılması, bölgeler arası gelişmışlik farklılıklarının asgariye ındirilmesi, fakirliğin kaldınlarak refahın yaygınlaşünlması, iktisadi politikanın esasını teşkil etmektedir. Gelir dağılımının iyileştirilmesi yönünde tek önlem 6. Plan'da marjinal tüketim eğıliminin yükseltilmesi çabası oluyor. Tek negatif vergi uygulaması da Fakir Fukara Fonu. O Ücretler: ANAP: Temel ilkelerden birisi artısı ilkesi var ama uygulaması de enflasyonun çok düşük seviyeyoklerde tutulması, fiyat istikrarırun saglanmasıdır. Enflasyonu düşürSHP: Enflasyona karşı çok bo me konusunda sistematik bir çayutlu bir istikrar kavramı benim ba yok. senmiş olup büyüme oimadan gerçek bir istikrann sağlanamayacağına inamlmaktadır. Türkiye'SHP: Gelir dağılımı çok adaletdeki enflasyon talep enflasyonu değildir. Türkiye, kapasitesinin sizdir. Duzelmesinde en iyi ilaç altına düştü. Bu sorunların çözü vergi politikası ve gelir politikamü için üretim artışı sağlanmalı smdaki iyileştirmeler oiacaktır. Şu ve aynı paralelde çözüm aran an dolaylı vergilere ağırlık verilmiş durumdadır. Bu da gelir damalıdır. ğılımını iyice bozmaktadır. DYP: Enflasyonla mücadele, DYP: lşin doğasından gelen kalkınmadan vazgeçmeden, orta ve dar gelirlilere bu mücadelenin bölgesel farklar kısa vadede gideyükunü adaletsiz bir şekilde yük rilemez. Enflasyon oranında üclemeden yapılmalıdır. ret ve maaş artışı ve asgari ücre % Enflasyon: Q Gelir dağılımı: 6 Başbakan Özal "denenmişlerin memleketin başına getirilmemesini" istedi Eskî siyasîlerîn hafızası yetmiyor' meyecegiz. onlar bize gelecek ve bavullar dolusu eşya alıp gidecek desem kaçınız inanırdı? Bu ornekieri çogaltmak rnümkun. Kim ne derse desin Turkiye 1980'den bu yana büyük mesafeler alrnışbr. Dışa açüma politikamızla birlikte birbirinin peşi sıra yapılan tesisleri eski siyasiler anlayamıyor. Kısa zamanda oldugu için hafızalan yetmiyor. Kendilerine aayonım." özal Türkiye'nin AT'ye girmesi için önünde hiçbir engelin bulunmadığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdu: "Tek şey bizim kendi içimizdeki çekişmelerdir. Bunlara son verelirn. Dikkat edin, size hep söylüyorum, denenmişleri, tecriibe edilmişleri bir daha memleketin başına getirnıeyin. Bakın biz yönetime geldiğimiz dönemde birçok alanda Avrupa'yı bile geçtik. Bugun Avrupa'nın en büyuk TIR fUosu Turkiye'dedir. Otobiis filosunda o'ndeyiz." Kuşadası'nda turistik tesisin açılışında konuşan Başbakan, "Biz yönetime geldiğimiz dönemde birçok alanda Avrupa'yı bile geçtik" dedi. Birbiripeşi sıra yapılan tesisleri anlayamayan eski siyasilere acıdığını söyledi. MUSTAFA BALBAY İDRİS AKYÜZ KUŞADASI Başbakan TurgDt Özal, Türkiye'yi karanlık göstermeye çalışanlar olduğu görüşünü yineleyerek, "Bunu marifet yapanlar var. Ancak yalananın mumu yatsıya kadar yanar, daha öteye gidemez" dedi. özal, AT'ye girmemiz için hiçbir engel bulunmadığını, sadece "içünizde çekişmeJer" olduğunu öne sürdü. Özal, ülkenin hızla kalkınmasını bazıiarının hafızasının almadığını, onlara "acıdığını" söyledi. önceki iki hafta Antalya'da, daha sonra Silivri'de üç oteli hizmete sokan Özal, önceki gün Samsun'da partisinin toplantısına katıldıktan sonra gece Kuşadası'na geldi. Kuşadası'nda Ulusoy Şirketler Grubu'nca yapımı (amamlanan 5 yıldızlı Fantasia Oteli'nin açıhşını yapan özal, törendeki konuşmasında gençlere çok güvendiğini, bugünün gençliği yönetime gelince ülkenin daha hızh kalkınacağını ifade etti. "Çok degil birkaç yıl önce burada böylesine güzel lesisler kurulacak desem hanginiz inaıurdı? Yine 56 yıl önce biz Avrupa"ya gidip bavul dolusu eşyalaria dön SHP: Kalkınmayı hızJandırmak, çarpık ekonomik yapıyı düzelterek güçlendirmek için birbiriyle uyumlu ve birbırinin gerçekleşmesini ve işleyişini kolaylaştıracak buyuk projelerden oluşan "yeniden inşa programı" uygulanacaktır. Bu projeler kamu kesimince yürütülecek ve özel gîrişimcilere de iş alanı açacaktır. Ara malları ve yatırım mallan üreten sanayi kollarının gelişmesine önem verilecektir. Kimya, demirçelik, makine imalat gibi temel ana ve yatınm sektörlerinde ithal ikamesini esas alan, ülkenin doğal kaynaklar ve işgücü olanaklan ile dış pazarlarda göreü üstünlük sağlayabileceği diğer sektörlerde ise ihracat kapasitesıni geliştirebilen bir sanayileşme stratejisi izlenecektir. Yapısal ve teknolojik değişiklikleri gerçekleştirici teşvikler saglanacaklır. Sanayileşme atılımında ileri teknolojinin transferi, teknoloji üretiminin desteklenmesi ve yuksek (eknoloji alanlarına yönelme hedefidir. DYP: Rekabet gücü olan sanayi teknolojisi, ürün vasfı ve maliyeti iç ve dış pazarlarda boy ölçüştürebilecek sanayidir. Yeni kurulacak sanayiler bu şartlara uygun olarak kurulmalı, mevcutlar ise bu şartlara uydurulmahdır. Yeni ihraç imkanlan veren, özel himayelere, suni desteklere muhtaç olmayan bir sanayi kurulmalıdır. ANAP: Devletin doğrudan sanayi teşebbüslerine girmemesi, bunu millete bırakması. Devlet, sanayileşmede teşvik ve tanzim edici bir rol oynamalıdır. Sanayideki aşırı gümrük korumalarının makul seviyelere getirilmesi, teknoloji ve mühendislik bilgisinin memlekete kolay akışımn temini. Sanayide devlet tekelleri dahil tekellerin kaldınlması. Q Bulgaristan'daki Türk rezervi 1984'ten bu yana tırmanan Bulgaristan sorunu karşısında "Gelsinler, kapılanmız sonuna kadar açık" derken Ozal iktidarı ne yapmıstır Ne bir yerieştirme hazırlığı yapılıyordu, ne iş edindirme projeleri ne de insan gücü planlaması. Sofya, bu durumun farkında idi. Aynca Özal'ı Türk haükı kadar iyi tanıyorlardı. Daha önce Aysel'i veriyoruz, Naim'in ailesini vermek üzereyiz diye Türk kamuoyunu Ozal eti ile aylarca oyalamışlardı. Arada Naim'in babası, Aysel'in yengesi diyerek birer üçergönderip duruyortardı. Bu konuda fazla cimri davranmalanna hiç gerek yoktu. Çünkü ellerindeki "rezerv" o kadar büyüktü ki: 15 mityon.. Her ay değil bin kişi, 10 bin kişi bile gönderseler yine de yıllarca idare edebilirlerdi. Çünkü Türk azınlık "Türk çogunluktan" farklı değıldı. Aynı hızla artıyordu Ulusal dış politika oluşturulması gerekiyordu. Bu, hükümette ve Dışişlerı Bakanhğı bünyesinde uygulanmasına karar verilen dış siyaseteTürkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve kamuoyunun ağırlığının da eklenmesı demekti. Ancak Başbakan Özal, bunu yapmak bir yana dış politika konusunda zaman zaman Dışişleri Bakanlığı'nı bile devre dışı bırakma yoluna gitti. Dış potitikayı bir kişisel güç gösterisi alanı ve iç politika malzemesi olarak gördü ve uygufadı. Dtş politika konulannda muhalefete üstünkörü bir brifing vermek alışkanlığı bile birtürlü geliştirilemedi. Öte yandan komsu ve müttefiklerle karşılıklı çıkar ve denge ilişkisi ihmal edildi. Bunun en çarpıcı örneğini geçen hafta yaşadık. Batılı gazetelere manşet olacak bir tutum sergiledik: Türkiye Humeyni için matem tutuyor. Bayraklan yanya indırdiğimiz gün İran'ın en güçlü adamı niteliğını kazanan Rafsancanı isedüzenledıği basıntoplantısında şöyle dedi: "Bulgaristan'daki Müslümanların gayet iyi durumda olduğunu Bulgar yetkilileri bize ifade ettiler. Onlara inanmak durumundayız." Müslüman Humeyni İran'ı ile tanntanımazJrvkov Bulgaristan1 ının "inanç birliği" içinde olmalanna mı kızmak gerek, yoksa, hem İsa'ya hem Musa'ya yaranma sıyasetimize mi? Oışa açıldık Özal Türkiye'nin son 6 yıl içinde dışa açıldığını söyledi. lanan 5 yılhk plan dönemi sonunda turizm gelirlerinin 5 milyar dolar tahmin edildiğini, ancak 1991'de bu rakama ulaşılabileceğini söyledi. llk kez geçen yıl 1,5 milyar dolarlık doviz fazlalığı sağlandığını belirten Başbakan Özal, geçen yılki ödemeler dengesindeki negatif durumun, bu yılın ilk 3 ayında pozitife dönüştüğünü bildirdi. özal Türkiye'nin 56 yıl içerisinde TIR taşımacılığı, Akdeniz'deki limanlar arası Koster filolannda ve uluslararası otobüs taşımacıhğında "bir numara"ya yükseldiğini, bunu diğer sektörlerin de izleyeceğini sözlerine ekledi. özal'ın konuşmasından sonra kürsüye gelen Turizm Bakanı İIhan Aküzüm de ülkeye gelen lurist sayısının sürekli katlandığını belirtti. Aküzüm, "1980yılında Tıirkiye'ye 1 miljon turist gelmiş ve 326 milyon dolar döviz bırakmış. Bu rakam 1988 yılında 4 milyon turist ve 2.3 milyar dolar döviz girdisine ulaşnuş. Planlı dönemin sonunda da 8.5 milyar dolan bulacak. Bu hayal değildir. Tanıtım ve pazarlama konusuna biraz daha fazla önem verirsek rahatlıkla ulaşılabilecek bir hedeftir" dedi. Aküzüm geçen ay Kuşadası'nda yapılan bir toplantıda turizm sektörünün sorunlarını yerinde belirlendiğini belirtti. Ulketnizde son dönemde inşa edilen tesislerin hemen hemen tümünün Turk mübendis ve mimarlarının urünü olduğunu söyleyen Özal, "Herices bilir, cumhuriyel kuruldugunda Ziraat Bankası'yla tş Bankası'nın binalarını yabancılar yapmışü. Yani o dönemde bina yapabilecek dunımda bile değildik. tşle bugün bu noktalara geldik. Her zaman Konuşmasında gençlere büyük söylüyonım, karamsariığa kapılönem verdiklerini söyleyen Özal, manın hiç gereği yok. Karamsar "Bugün Türkiye'nin nüfasu 56 düşunenler ülkeyi karanlığa gömilyon. Asnn sonunda 70 mil lürmek isteyenler 1980 öncesinin yon olacagız. Ve o zaman inanı hayallerble yaşıyorlar" dedi. yonım ki Avrupa'nın önde gelen Başbakan Turgut özal konuşülkeleri arasında >er alacagız" masında Türkiye'nin turizm podedi. litikasını anlatırken, yeni hazır Özelleştirme: SHP: Türkiye'nin bugünkü koşullarında özelleştirme olanaksız ve yapılanlar da başarısızdır. özelleştirmenin tam amacına ulaşabilmesi için gelir dağılımının adil olması gerekir. Vatandaşın alım gücü çok düşük olduğu için özel sektör ve yabancılara blok satışı yapılmaktadır. Bu nedenle SHP karşı tavır içindedir. Bu ayrıcalık yaratmaktadır. Gençler: Liderler açık değil TUNCAY ÖZKAN ANKARA Üniversitelerdeki sohbet toplantılannı değerlendiren öğrendler, siyasi parti liderlerini "yeterince açık" bulmadılar. Başbakan Turgut Özal, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ve DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel için konuştuğumuz universite öğrencileri, "Birbirlerine benziyorlar" değerlendirmesini yapıyorlar. "Yeni siyasi liderlere İhtiyaç olduğunu" belirten gençler, sohbetler sırasında liderlerin sorulara "kaçamak" yarutlar verdiğini savundular. Liderlerin son günlerde gençlerle sohbet ettiği Ankara, Bilkent, ODTÜ, Gazi üniversitelerinde toplanülara katılan öğrencilere "liderleri, birbirleriyle olan farklannı" sorduk. Üniversite öğrencileri Cumhuriyet muhabirinin sonılannı şöyle yanıtladılar: Bozkurt Aydınoğlu (Bilkent, ElektrikElektronik Fakültesi): Genelde öğrencilerle konuşabilecek konuları konuştular. Diğer konulardan kaçındılar. Kunter Kutlay (Bilkent, Elektronik BÖlümü): Liderlerin konuşmalarında bana ters gelen taraf, siyasi konulara girmeyeceklerini belirterek, yine de siyasi konulara girmeleri. Konuşmaları doyurucu, fakat bilinen tarzda oldu. Eren Coşkuner (Bilkent, Endüstri Bölumü): Ben tnönü ve Demirel'i diniedim. Ikisi de gençliğin sorunlarından uzaktı. Demirel hiç yaklaşamadı sorunlara. tnonu daha yakındı. Ama soruna temelde bir yakiaşımlan olduğunu sanmıyorum. Hülya Kuzucu (Bilkent, Bilgisayar Mühendisliği): Toplantılar güzel oluyor. Ülke sorunlarına yeterince yer verilmedi toplantılarda. Sorunlara İnönü kısmen yaklaştı liderler arasında. Sibel Adalı (Bilkent, Bilgisayar Mühendisliği): Liderlerin hemen hemen her biri samimi değildi bence. Bizim sorunlanmızı tartışmak \e çozumleri aktarmak amacında olduklannı göremedinı. öncelikle bizim söz hakkımız olduğunu düşünmüyorlar. tçlerinde en çok lnönü'yü beğendim. Zafer Tolga Aksül (ODTÜ Mühendislik Fakültesi): Demirel'in konuşmasında hiçbir şey bulamadım. Alternatif politika falan. hiçbir şey yok. Onu iyi bir demagog olarak değerlendirebilirim. özal ile Demirel bence aynı kefede. Aralarında bir fark yok. tnönü daha değişik yaklaşıyor. Örneğin YÖK'ü kaldırma, özerklik, bunlar benim için çok önemli şeyler. tesi, Maliye): Demirel geldiğinde çok demagoji yaptı. Yeterli açıklamalarda bulunmadı. Eleştirilerde bize çok ters yanıtlar verdi. 24 ocak kararları konusunda bizi hiçbir şey bilmiyor gibi göriiyor. Oysa yanlış. Demirel'i Özal'dan daha demokratik buluyorum. Cenk Gıinay (Gazi Üniversitesi, Maliye): Demirel çok iyi bir demagog. Ancak doyurucu yanıtlar vermedi sorulanmıza. Ülke sorunlannı da bize aktaramadı. Üç liderden şu ana kadar sözleriyle sorunları dile getiren tnönü. AnGünyal Arslan (Gazi Üniversi cak pratikte sorunlann üzerine giden Demirel. lsmihan Çalışkan (Gazi Üniversitesi, Maliye): Demirel istediğimiz cevapları vermedi. Kendi sorunlarımıza eğilmedi. Bizle ilgili, gençlikle ilgili, üniversiteyle ilgili konuşmadı. Üç liderin hiçbiri doyurucu değil bence. Daha yeni, daha iyi birileri çıkabilir. Nursel Şen (Gazi Üniversitesi, ışletme). Sorunlarımıza liderler tam eğilmiyor. Üç lider arasında şu andaki politikalanyla İnönü daha yakm gibi bize. Alev Şen (SBF, İktisat): Liderler hep aynı şeyleri anlatıyor. De Üniversiteliler Özal Inönü veDemireVin öğrenci sorunlarına bakış açısını değerlendirdi mirel geldi sorulara verdiği yanıtDYP: llkede karşı değiller. Anlar yetersiz. Üç lider arasında en cak özelleştirme programının deçok puanı İnönü'ye veririm. vam edebileceğine ilişkin bir eğilim yok. Ahmet Apan (SFB, Kamu Yönetimi): Bence üç lider de gençlik ANAP: Sanayileşme politikasının temel ilkelerinden biri de kaaçısından yetersiz. Cemaletlin Ulusoy (SBF, Ulus mu iktisadi teşebbüslerinin zaman lararası tlişkiler): Demirel sorun içerisinde millete devredilmesidir. lara kaçamak cevaplar verdi. Esp Kârlı kuruluşlam: b!ok satışı yarilerle geçiştirdi. Sorunlar karşı pılıyor. Özelleştirme yolu ile sermayenin tabana yayılması esası sında kesin bir tavır koymuyor. yerine, özeıleştirilen kuruluşların Ahmet Şen (SBF, uluslararası teknolojik yenilenmesi öncelik tlişkiler): Demirel çok iyi bir po alıyor. litikacı. İyi konuştu ama kötü tarafı sorulardan kaçmasıydı. Ekonomi zirvesinden biriki görüntü Enflasyonun ayak dıretişi başta olmak ve ekonomideki diğer sorunlann ağıriığı sürerken, Özal'ın ekonomi kurmayları arasındaki çekışme de devam edıyor. Ekonomiden sorumlu bakanlann birDirten ile olan yetki yarışı üst düzey bürokraüana da yansıyor. Özal son kabınesinde ekonomi yönetimini kendine yakm üç bakanı arasında payetmişti. Kardeş Yusuf Özal'ın başarılı oimadığı ekonomi yönetimi Ekrem Pakdemirli, Işın Çelebi ve Güneş Taner arasında bölundü. Ancak, Işın Çelebi'nin Para ve Kredi Kurulu Başkanlığını hazmedemeyen Ekrem Pakdemirli. üyesi olduğu bu kurulun bugüne kadar hiçbir toplantısına katılmadı. Güneş Taner ile Çelebi'nin arası iyi değil. Güneş Taner, özellikle dış ticarete ilişkin bazı konulann kendisine bağlı olana Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığrnın yetkisinde olduğu inancında. Bu nedenle bu konulann Para ve Kredi Kurulu'nda görüşülemeyeceğini savunuyor Işın ÇelebiGüneş Taner uzlaşmazlığının yanı sıra Güneş Taner ile Pakdemirti'nin de uyum içinde olduğu söylenemez. Özellikle ekonomik konularia ilgili toplantılarda Başbakan'ın ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer'in katılmadığı zamanlarda Taner Başbakan Vekili sıfatıyla toplantılara başkanlık ediyor. Taner başkanlığındaki butürtoplantıların Ekrem Pakdemirii'yi fazla mutlu etmediğı öne sürülüyor. Ekonomici bakanlar arasındaki bu parçalı bulutlu havanın gölgesi ekonominin alt kurmaylan üzerine de düşüyor. Onlar da alttan alta kendi hesaplaşmalannı, çekişmelerini sürduruyorlar. Toplu Kbnut ve Kamu Ortaklığı Idaresi Başkanı Ökkeş Özuygur, bağlı olduğu bakan Güneş Taner'edayanarak DPT Müsteşan'na kafatutabiliyor. Hazine ve Dış Ticaret Müstesan Namik Kemal Kılıç gazetelere demeç verip Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu ile olan anlaşmazlıklan dile getırmekten çekinmiyor. Ust düzey bürokratlardan şimdilik en uyumlu ikilinin DPT Müsteşarı Ali Tiğrel ile Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu olduğu gözleniyor. SHP Genel Sekreterı Deniz Baykal'ın bu ikiliye ış teklıf etmesinin rastlantı olmadığı anlaşılıyor O Yabanci sermaye: SHP: Ulusal çıkarlar yaranna bir rekabet gözetilecektir. Yabanci sermaveden ileri teknoloji getirmesi, sınai gelişmeyi hızlandırması, ihracata olanak vermesi, ödemeler dengesine olumlu etki yapması gibi ölçütler göz önünde tutularak yararlarulacaktır. DYP: Yabanci sermaye sadece döviz açığının karşılanması için değil, dış ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi bakımmdan gereklidir. Tabii kaynaklar konusunda, özel ve kamu kaynaklarının yeterli bulunmaması halinde veya yeni teknoloji ve önemli dış pazar imkânı getirmesi şartıyla, belli sahalarda yabanci sermayeden istifade edilmesi sakıncalı görülmemektedir. ANAP: Yabanci sermayenin her türlusüne serbest giriş izni veriliyor. Konvansiyonel sektörlerde yuzde 100'e dek yabanci sermaye izni var. O Fonlar: SHP: Fonlar mutlaka bütçeye altnmaiıdır ki denetimi yapılabilsin. Fonların bu kadar fazlalaşması >anlış kullanımlar getirdiği için zararlıdır. Acil durumlar için fon olmalıdır ki fonlar amaca ulaşsın. DYP: Bütçe tek ve denk olmalıdır. Fonlar bütçeye alınacaktır. Ermenı cemaatının dıni liderı Patrık Şinork Kalutsyan. ayınde Ozal hüküme Geçmiş fon uygulamaları denettının başarısı ve ülke insanlarını daha ıyı yonetmesi için dua ettı Kalutsyan, lenecektir. •Hukümet yönetıcılerinın başarılı olması. ülke insanlarını daha ilerı sevıyeANAP: Fon uygulamasına aylere göturmesi. anlayıs ve barış ıçınde yonetmesi için tanrıya dua edıyorum" nen devam edılecek. Fonların dededi (Fotoğraf: AA / Kayseri) netımine istek yok. TURK KALP VAKFI Muayene, Laboratuvar, Röntgen Tel: 175 12 45 • 148 58 66 Amenka ' Fransa. Uruguay gibi bazı ülkeierin yanı sıra Istanbul, Dıyarbakır, Sıvas, Amasya ve Muş'tan sonra önceki gun Kaysen'ye gelen Ermenıler Caferbey mahallesinae bulunan tanhı "Surpkrikor Nusavorıç" Kılısesi'nde dun sabah, Patrik Kalutsyan başkanlığında toplu ayin yaptılar. 0Z3İ 3 Pstfİlf dll3SI H ö KIRALIK Tekırdağ a 18 km mcsafede havuzlu dub!cx vılla Çamyalı Sıtesı No 25 586 67 46 586 42 45
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle