14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ HAZİRAN 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYEV DmYEASINDA İNCELEMEARAŞTIRMA YONETENŞMm ALPAY HAYVANLAR tSMAİL GULGEÇ J ^ I AflMPIN İNS^NMKM \ RîR soeuNu Yok. 1 YAltöZ AkUW7ATAW\IAN ) Z^VMP Ml iNü4rV/P4N / Özal dönemi kapanırken Vlagay'ın kıtabında birçok önemli saptama, ilginç tez var. Benim kanımca bu tezlerin en özgünü, aydınlann 'ihanetı' diye adlandınlabilecek tez, yani aydınlann topluma karşı görevlerini ifa etmemiş, edememiş olmaları. Ulagay bu işi büyük bir samimiyetle üstlenmiş; hiç sahte popülizme girmeden, aydmdan aydına, hoş bir üslup tutturmuş. ÇAĞLAR KEYDER 1950'lerde başlayan ve nufusun kentleşmesinde odaklaşan dönuşum hızlanarak devam edıyor. Ulagay'a göre ülkenin entelektuel ve politik çevreleri bu dönüşümün boyutlannı hiçbir zaman tam olarak kavramak istemedi. Kenıalist dönemden miras seçkinci gelenek neredeyse dönüşümü durdurmak, hiç olmazsa iyice kontrol edebilmek çabasındaydı. 1950 öncesinın toplumsal denklemlerinde ayncalıkh eğitilmiş kadro aynı zamanda Batıhlaşmış kentsoylu idi ve kendinı devleti yönetmenin veya (eğer dışındaysa) kurtarmanın en doğal adayı olarak görüyordu. Türk aydınları bu çerçevenin içınde duşuruneye alıştılar. Kendi dünya görüşlennın devamını sağlamak ıçin de entelektuel seçim olarak tutucu kaldılar; daha doğrusu süregiden sosyal değişmenin boyutlannı inkâr eüneye yatkm oldular. Sandüar ki, dirijist modele sanlarak kendi önemli statülerini surdürmeyi başaracaklar. Aydınlann 'ihaneti' Osman Utagay Özal'ı . Aşmak tçin Sorun aydınlar mı? DENİZ GÖKÇE Osman Ulagay, Özal'ı Aşmak Için adlı yeni kitabım, "Sayın özal'ın en ağır tepkileri hak etmek için elinden geleni yaptığı... akıl almaz ilkellikleri peş peşe sergilediği ortamda... birıkmiş tepkıyı coşkuyla ortaya koymak ıçin" yazmamış; tersine, " 'Ozal olayı'nın aşılması için Özal'ın çekip gıtmesinin ^ e r h olmadığını... 'özal olayı'nı riddıye alarak kavramaya çalışmanın gerekliliğini" vurguluyor. Ulagay'a göre 'özal olayı', "Türkiye'de 1950'li yıllara kadar bilinçlı olarak ertelenen bir toplumsal dönuşumun... kentli toplum lıalıne gelme surecinin bir parçası" Iki bölümden oluşan kitaptaki 16 yazının hem bırbirinden bağımsız olarak okunabilmesi düşunulmuş hem de bir bütün oluşturması ıstenmiş. Yazar, uygar bir yaklaşımla kaleme aldığı kıtabında, "duygusal tepkilerin yer aldığının, acemi bir bihmsellik kokan yazıların bulunduğunuj' ancak gıriş yazısında amacırun "serbest fıkir cımnastığı yapmak" olduğunu, "hızla değışen bir toplumda farklı bakış açılarımn olmasının sağlıklılığını" vurguluyor. Bizce bu olgunluğu için alkışlanmalı. Birinci bölumde yer alan yazılar 'özal olayı'na bakmayı, ders çıkarmayı hedeflemiş. İkinci bölum ise Mustafa Kemai: den lurgut Özal'a kadar uzanan çağ atlama tutkusu dolu serüvenin ilginç noktalannı ele alma çabası içinde. Toplumsal dönuşumun neden 1950'lere kadar başlayamadığı; aydın, bürokrat ve seçkinlerin son dönemde nasıl ve neden marjinalleştığınin ıncelenmesı ve özal'ın nasıl aşılacağı ikinci bölümün konusunu olusturuyor. Yazar kitabım, bir dertleşme denemesi, bir diyalog çağrısı olarak nitehyor; sorularına geçerli yanıtlar bulduğunu da ıddia etmıyor. w ^ KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK 4 l ^& Aydınlann görevleri Bu kîtapta birçok önemli saptama, ilginç tez var; bunların tümü tartışma doğurmalı; zaten yazann da yadsımadığı gıbi çoğu tartışılır nitelikte. Benim kanımca bu tezlerin en özgünü, aydınlann ihaneti diye adlandınlabilecek tez, yanı aydınlann topluma karşı görevlerini ifa etmemiş, edememiş olmaları. Bir kere aydınlar kendi sosyolojilerinı yapmaya pek yatkın değildirler Ancak böyle kriz dönemlerınde bu işe gınşenler olur. Ulagay bu işı büyuk bir samimiyetle üstlenmiş; hiç sahte popülizmlere girmeden, aydından aydına, hoş bir üslup tutturmuş. tkincisi, aydınlann kavram kargaşası sadece kendi mevhum etkınliklerini akım kılmakla kalmıyor, aynı zamanda sahayı boş bırakarak, bırakın pek az bulunan bir aydın dürüstlüğünü, asgari bir birikimle dahi m(ıcehhez olmayan yan okumuşlara imkân tanıyor. Böylece, özünde gülünecek sığlıkta yeniden ısıtılmış bazı fikirler 20. yüzyılın son icadı diye pazarlanıyor. Kavramsal paradigmalanndan vazgeçemeyen aydınlar ıse, etraflarındaki gerçeklığin işlerine gelmeyen taraflarını kendilerinden saklamaya çalışıyorlar. Oysa paradıgmanın zaafları giderek su yuzüne çıkıyor. Çagdaşlaşma retoriği Bu knze karşıhk Özal'ın başansı toplumsal dönüşümü ve berabennde getirdiği özlemleri doğru olarak değerlendirmekten kaynakianıyor. Geleneksel aydınlann uretemediği fıkir KISA KISA HER ŞEYE RAĞMEN SOSYAL DEMOKRASİ F. Fejtö, Çev. Turan Güneş Nermin Güneş, V Yayınları, mayıs 1989, 325 s. Çevirisini rahmetli Turan Guneş'in başlattığı, sayın eşi Nermin Güneş'in tamamladığı; Batı'da sosyal demokrasınin gerek tarihini gerekse günümuzdekı sorunlanm ele alan ilginç bir kitap yayımlandı. Macar asıllı bir Fransız gazetecı olan ve sosyal demokrasi uzerine çeşitli çalışmalan bulunan F. Fejtö'nün kitabının özgun adı La social democratie quand meme. (Editions Robert Laffort, Paris 1980). Nermin Güneş çeviriyi tanıtırken şunlan yazıyor: "Ölmeden önce Turan, sık sık CHP içinde sosyal demokrasi fikrinin Batılı anJamda yerleştirüemediğini ve bu teorik boşluğun doldurulması gerektiğini vurguluyordu. 12 Eylül sonrası gittiği ilk Avrupa Konseyi toplantısında, Strasbourg'da, ilişikteki kitabı satın almış, okur okumaz tercümeye karar vermişti... Çocuklanm, bu.kıtabın çevirısinin, Turan'ın bıraktığı 75. sayfadan itibaren benim tarafımdan bıtirılmesi için telkinde bulundular. Benim aslında mesleğim bu konudan çok uzaktır. Ancak eşime duyduğum saygı ve sevgiden dolayı bu işi tamamladım. Başarabildiysem ne mutlu." ONUNCU SES Nail Gureli, Gür Yayınları, tstanbul 1989, 174 s. Gazeteci yazar Nail Güreli son üç yıl içinde Milliyet gazeresinde yayımlanan köşe yazılarından bir seçmeyi kitap haline getirdi. llhamı Soysal kitaba yazdığı önsözde şunlan soylüyor: "Nail Güreli, basın mesleğinin 'atlet Birinci bölumun temel tezi şu: Cumhuriyet Turkiyesi'nin 65 yılda aşamadığı temel sorun, tarım toplumundan sanayi PİKNİK PtYALE MADRA toplumuna; kırsal toplumdan kentsel topluma dönuşmek. Turgut özal, Malatya'dan çıkıp geldiği \e kendisi de bir olçüde bu dönüşum surecinin urünü olduğu için, 19801er Turkiyesi'ne oldukça doğru bazı teşhislerle yaklaşabildi. özal, geçmişten çok guncel ıle uğraşan, tüm dunya ile ılgılenen, genış alanlarda pragmatık gözlem ve yaklaşımlan olan, toplumun çoğunluğuna benzedıği ıçin de onların eğilim ve beklentılerını ıyı anlayabilen bir kişı. Ortaya kaba da olsa bir "vızyon" koyabümekte. Ancak kültur birikımınin sığlığı nedenıyle ve IMF broşürleriyle gazete haberlerinden öteye giMutlak degerler den bir bilgi sahibı olmadığı, etrafını da kendıne benzer kiYine de bu işler Türkiye'de daha bir şilerle doldurduğu için, doğru saptadığı özlemleri gerçekhızlı oluyor. Ulagay'm (doğru olarak leştirmede hayli başansız oldu. Ulagay'm sözlenyle: "Sokendi 'benzeri' olduğunu varsaydığı) ı runlar karmaşık ve çok boyutlu, benimsenen çözum yolu ıse okuyucuya yönelttiği samımı dertleş ilkel ve tek boyutlu ise... sonuç hep husran oluyor..:' Buna me aynı zamanda bir uyan. Eğer ay | Allah'a emanet bir iktidann ayakustu oluşturmaya çalıştığı dmlar özal olayını doğru olarak değerlendiremezlerse, dönuşüm potanHIZLI GAZETECt !\ECDET ŞEN siyelini ve arzusunu inkâra çalışırlar Vlagay'ın eseri kolay okunan bir dille yazümış sa, kapitalizmin ve dünyaya açılışın ve akıcı bir üsluba sahip bir kitap. Ve 'özal özgurleştirici boyutunu anlamamak olayı * üzerine pek çok isabetli gözlemleri ta direnirlerse, zora düştüklerınde re içeriyor. Bu açıdan, muhakkak okunmalı. jimin muhayyel bekçilerine çağn çı Ancak sosyoloji, ekonomi, psikoloji, tarih, kanrlarsa, dunım gerçekten vahim. O antropoloji, siyaset bilimi ve diğer birçok sosyal zaman tam bir ihanetle karşı karşıyayız demektir. lnsanlara toplumsal ya bilim dalının kesiştiği bir alanda bu denli cesur şamlarına anlam kazandıracak, ka genellemeler yapmak, eminiz ki bazı bullenıcı veya eleştirel kavramlar ve uzmanlarca eleştirilecektır. remeyen aydınlar, yeni kentleşen nufusun yaşam dunyasına hiç de uzak Özalızmın lıberalızm ıle en ufak bir ilgisının olmaması da olmayan arkaik wdlanschauung'lann eklenınce, işm kolayına kaçan; çevre şartlan izin verirse baçıkmasında sorumluluklannı inkâr şanlı gözukebilen, fakat uzun dönemde çözüm getiremeyeedemeyeceklerdir. Ulagay'ın da söy cek; kendi deyışiyle "transformasyon"u gerçekleştiremeyelediği gibi, entelektueller kendi değer cek; arabesk dengeler ve ödunler sistemj ile kısa donemi kurlerine, ama partikülarist, yerel, araç tarmaya çalışan bır özal ve ANAP çıktı ortaya. özal'ı aşçı değil, aksine evrensel, çağdaş ve mak için ise özal'ın bulamadığı, göremediği yaratıcı çözümmutlak olan değerlere sahip çıkabilir leri uygulamak gerekiyor. Bu da "Türk toplumunun, Turk lerse "özal'ı Aşmak Için" gerekli do insanımn bugun geldiği noktayı çok daha iyı saptamayı... ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI nanım oluşabilir; aydınlar da nihayet yeni sentezler, koalisyonlar... politik ustalık ve manevra yeulema geleneğinden kurtulup devlelin teneği gerektiriyor!' ayncalıklı merceğinden bakarak değil de toplumun nabzını tutarak teş Marjinalleşen aydınlar his koymayı öğrenirler. Ulagay, en çok Özal döneminde "marjinalleşen" aydınlan eleştiriyor. Bu aydınlann bir kesimi, "son dönemde de• Dr. Çağlar Keyder, New York mokrasiyi benimsemiş görunmelerıne karşm, aslında halkın Ünıversıtesı öğretım üyesıdır. kendisi için iyi olanı seçebileceğine pek inanmadıklarından, demokrasi içinde iktidar alternatiflen geliştunıe konusuyla" pek ilgılenmedikleri için; başka bir kesimi de, "alaturka bır taraf tutma zihniyetiyle, Özal'ın her yaptığına methiyeler dukomple'si gibidir. Muhabırhkten sek zen bir 'özal dalkavukluğu' " ortaya koyduklan ıçin eleştireterhğe, yazıişleri mudürluğunden nlıyor. Marjınalleşenlerin arasına bir zamanlann kravatlı olı* \ VvJ yöneticiliğe, şairlikten gülmece ve fık garşisi bürokratlar da dahil olunca, rneydan Ozal'a kalıyor. ra yazarhğına, sendıkaalıktan polıti özal iş âlemini havuç ve sopa politikasıyla sindirerek; defkaya, cemiyet yöneticiliğinden duşun j terindeki tek kolektıf ideoloji olan dine dayanarak; çelişkice uretkenliğine kadar her alanda ıziru ler, kavram ve kural karmaşaları ve anarşisi dolu bir düzen görebılırsıniz. Bu kitap da onun ga kurarak (bu amaçla yola çıkmamış olsa bile) ulkeyi Musta AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN zete fıkralanndan bir ufacık derleme fa Kemal'ın tam tersi istıkamete, yani Islami duzene doğru dir." yönelme tehlıkesiyle karşı karşıya bırakıyor. Ulagay'a gore bu durum, özal'ı aşmayı çok daha ıvedi hale getiriyor. AnD:ŞA AÇILMA VEMAU cak Ulagay, finalde, en çok eleştirdiği kesim olan aydınlara POLlTÎKALAR bır kere daha ulvi görevler yükluyor. Yeni değerler, ılkeler Oğuz Oyan, V Yayınları, mayıs sistemi ve ölçüler, yani Özal'ı aşmak için gerekli cephane, bilgi ve kültur birikimleri oıanlar tarafından üretılmehdir. 1989, 332 s. Aydınlar ve seçkinlerin ulkeyi yonetmesi değıl, sadece, yaşanan toplumsal değişmenin yenı bir değerler sıstemı> le buDoç Dr. Oguz Oyan'ın, ilk basımı tünleşmesinde onların rol oynamaları ıstenıyor. 24 Ocak Ekonomisinde Dışa Açilma ve Mali Politikalar başlığıyla mayıs Cesur genellemeler 1987'de yayımlanan makaleler derleUlagay'm eserı kolay okunan bir dille yazılmış ve akıcı mesinin ikinci basımı yapıldı. Dışa Açilma ve Mali Politikalar, Turkiye: bir usluba sahip bır kitap. Ve 'Ozal olayı' uzerine pek çok 19801989 başhğını taşıyan yeni ba isabetli gözlemleri içeriyor. Bu açıdan, muhakkak okunmalı. sırada Oyan'ın dokuz yeni makalesi Ancak sosyoloji, ekonomi, psikoloji, tarih, antropoloji, sine daha yer verihyor. Oyan, mali po yaset bilimi ve diğer birçok sosyal bilim dalının kesiştiği bir litikalarla dışa açilma politikalan ara alanda bu denli cesur genellemeler yapmak, eminiz ki bazı sındaki etkileşimin incelendiğı maka uzmanlarca eleştirilecektır. Bizce Ulagay'm kitabı, yazarı GARFIELD JM DAVIS lelenne önsözde şunlan yazıyor: "24 nın Özal'ı bir basın mensubu olarak yakından ızlemiş olOcak progTamının büyuk ölçüde ba ması ölçüsunde başarıh; ama sosyal ve ekonomik konularşansızlığa uğradığını ekonominin he da teonk olmaya çalıştığı ölçüde tartışmaya açık. Bizce esas men hemen tum parametreleri açısın aşılması gerekenler, on yılda bir oyunun kurallarına çomak dar» göstermek mumkün... Bu olum sokanlar. Özal olayını da onlardan tumuyle ayrı olarak ele suz tabloya karşm uluslararası fınans almak önemli bir hata sayümalı. Kitapta, "dar muhendis çevrelerinin \e kapıtalıst dunyanın kafası" gibi genelleyici ıfadelerin kullanılması ıse uzucü. Ulamerkezd ulkelennın ışbaşında olan ık gay, Özal'ın diışunce sistemi ıçmdeki tutarsızlıklanm sergitidara katıksız desteklerini surdörme lerken hayli başanlı. Ama belirli bır duşünce sısteminden 1 leri nasıl açıklanabilir? Kapitaüst dun başka bır sısteme eleştıri getirdiği de unutulmamalı. Ulagay ya ile butünleşmevi amaçlayan ve bu ın yazdığı son ıki kitabın bitişinde Özal'a getirilebılecek alnu derinlığine bir sanayileşmeyi dış ternatıflerin kendileri konusunda fazla bır şey soylememesı layan yeni bir işbolumu çerçevesinde okuyucunun beklentilerinin cevaplandırılmaması anlamına kabullenen bir Türkiye'nın dış serma geliyor. Ulagay'm aydınlann marjinalleştikleri konusundaye çevreleri gozunde muteber ulke sa ki genellemesine tümuyle iştırak etmek de büyük bir hakyılması şaşırtıa değildir... tkinci ne sızhk olur. Ustelık aydınlar bu kadar marjınalleştilerse, Uladen, şımdıye kadar Turkıye'nin dış gay'ın kendilerine >ukledığı mısyonun altmdan da kalkamazborç yukumluluklerinı aksatmadan lar demektir. • Doç Dr. Denız Gökçe, Boğazıçı ünıversıtesı öğretım üyesıdır. T A R İ H T E BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN yerine getirmesidir." lerin yerine yüzeysel bir antielıtist çağdaşlaşma retoriği, hiç olmazsa kısa dönemde, sadece popüler duzeyde değil, aynı zamanda kendi değerlennı ve kavramlanm üretememış burjuvazi ve aydınlar nezdinde de başanlı oluyor. Toplumun düşünur kesimi olması gereken aydınlar kendi paradigma krizlen içinde kontrpiyede kahyorlar. Bazılan kendi buhranlarını 180 derecelik dönuşlerle yaşıyor. Ulagay'a göre, ki buna katılmamaya imkân yok, gerek aydınlann gerek de burjuvazinin kendi değer ve ilkelerini oluşturamaması, özünde devlet geleneğinden kaynakianıyor. Bu yüzden de bütun kriz ortamı Türkiye çerçevesinde detaylandırüıyor. Fakat paradigma krizinin, radikal dönuşlerin, sığ kuramlann sahayı boş bulmasının, bir de dunya zeitgeist boyutu var. Türkiye'nin seçkinci aydınlan 196080 arası hayatıyetlerini (krizlerini erteleyebilmelerini) biraz da dünya konjonktürüne ve Üçuncü Dünya entelektüel akımlanna borçluydular. Dünyadaki paradigmalann gerçekliğın arkasında kalması Turkıye'de de yansımasını buldu. Kısacası Tbatcber ve Reagan dürryasında hiçbir ülkenin aydınlan iyı bir sınav vermedi. Malatyalı Özal MIW{ BENDE PESl'M 5ANDIMDI / fc? >J f P J GÜRSES 1 Haziran Fiyut değişiklikleri Kulup uyelerine bir hatırlatma yapmak ıstiyoruz. Mayıs ayındakı fıyat değişiklikleri aylık Çerçeve dergisinde duyurulmamış, ancak hazırlanan Genel Katalog'un alfabetik bölumüne işlenmiştir. Üyelerimizin yenı flyatlan Genel Katalog'dan izlemeleri gerekmektedır. Ancak yenı Genel Katalog'un basımı teknik nedenlerle geciktiği ıçin fıyat artışlan konusunda üyelerimizin duyarlı olmasını diliyoruz. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER AYEV EN ÇOK SATAN KİTAPLARI Sıra: 1 2 3 6 4 5 7 8 9 10 KMt 117.233 152 455 079068 007424 011078 002 349 087023 087090 079042 002 374 KrtabınAdıfifaıan: Turgut Nereden Koşuyor/Emın Çölaşan Kenan Evren'ın Yazjlmamış Anıları/Baskjn OranF.Kocagöz Bız de Duvar Yazısıyız/ Kışkırtılmış Erkeklık, Bastırılmış Kadınlık/Erdal Atabek Özal'ı Aşmak Içın/Osman Ulagay NahKalkımrız/AzızNesın Sosyalızmın Alfabesı/Leo Huberman Demokratık Devrımde Sosyal Demokrasınin Iki TaktiğiA/1 Lenın Bız Duvar Yazısıyız/Gülay Kutal Buzdan Kılıçlar/Latıfe Tekın Flyat: 6000900040007000400045002000 4000: 350& 4500 18O4'Te BUGUN, ÜNLU KUS 8ESTECISI MIHAIL İVAHOVIÇ ham reren GLINKA OOĞMUÇTV ZENGİN BlK AlLEMN ÇocUĞU OLAN bır sanafçyJt. SLlA/tCA, KÛÇUtC YASLAG<NPA,AMCA£INtN ÖZ£L TRASIUA BUYUfC ıLGl PuYMUŞ, DE/ZSLE/S ALABAtC fJO ÇALMAYt OĞ&EHMIfn. 183O 'PA, 8EST£Cı YA AZA&4JS l/EGEtSEki AV&JPA 'MAI <^£fıru ME&CSZLEJSİHDE 8U SAA/Ar USTUMtiE ÇAUÇAAA • LA/Ç yAPMlS, ULUSAL RUS MÜZIĞr fCOMUSUHA CİDDı BlÇiMDE £ĞlLMtŞTl'. ULKESıME DÖNDUKTEN SOMüA, ZAMAflJIH UfJLU OZAfJiABIYCA KUKDUĞU LUKLAR. DA ONU ÇOK ETTClLEMrSTy. BESTELEPtğı IÇİN HAYATILE KUSLAAJ I/E LUDMIUA ULUSAL MUZlĞlMIN İLK OİSAIBK.LEISI SAYI LACAK,ONLAe< DİĞER O&KESTf£A yAPtTlARl GEGÇE/C 8te ONCÜYDÜ. Ozan Puflcin, ^ 5 ULUSAL MUZI6ININ BABASI..S/mka'yo ıl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle