Katalog

2 NİSAN 1989 Kosova'da eUer tetikte Dış Haberler Servisi Yugoslavya'mn özerk Kosova bölgesinde 12 Nisan 1981 tarihinde 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan etnik olaylarm yıldönümü olması nedeniyle durumun daha da gerginleştiği güvenlik güçlerinin başkent Priştina ve öteki kentlerde devriye gezdikleri bildirildi Hafta başında Kosova'mn özerkliğini sımrlayan anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi üzerine Arnavut göstericilerin düzenlediği protesto gösterilerinde de polisle çatışma çıkmış ve 24 kişi ölmüştü, 200 kişi de yaralanmıştı. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbaçov Küba'da Sovyet liderinin Havana'da önemli bir konuşma yapması bekleniyor. Moskova'mn, Küba'ya yapnğı yardımı azaltmak istediği bildiriliyor. Dtş Haberler Servisi Sovyet1er Birliği Devlet Başkanı ve Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un merakla beklenen Küba gezisi bugün başlıyor. Sovyetler'le çok iyi ilişkileri olduğunu, Gorbaçov döneminde bu Uişkilerin daha da iyileştiğini söyleyerek, "Gorbaçov'un ziyaretine büyük umutla bakıyoruz" dedi. baçov'un ziyaretine iki gun kaia Avusturya'da yayımlanan " D i e Press" gazetesine verdiği demeçte, "Küba sosyalizminin Sovyetler'deki sosyalizm gibi olamayacağını" söyleyerek, SovSiyasal gozlemciler, Gorbaçov'un yet lideri ile arasındaki görüş ayKüba lideri Fidel Castro ile yaparılığını tekrar vuıguladı. AP'nin cağı görüşmelerde özellikle Orta Amerika'dakigerginlikveKüba' haberıne göre Castro sözlenne ya Sovyet yardımı konuları üze şoyle devam etti: "Kuba'da, Sovrinde duracağını tahmin ediyor yetier'de olduğu gibi Stalinizmin lar. Gorbaçov'un Havana'da yanlışlannı düzeltmemiz soz koönemli bir konuşma yapması da nusu olamaz. Çunku Kuba'da hiçbir zaman Stalinizm uygulanbekleniyor. mamıştır. Biz başka yanlışlar yapKüba, bilindiği gibi Gorbaçov' tık. Ama onlan da kendi yöntemun siyasal ve ekonomik reform lerimizle düzellecegiz." lannı kabul etmeyen sosyalist ülCastro, Küba'nın her zaman kelerden biri. Fidel Castro, Gor Castro, "Küba sosyalizmi, Sovyet sosyalizmine benzeyemez" dedi DUN1ADA BUGUIV AUSIRMEN Sovyet arşivleri açıhyor MOSKOVA (ANKA) Sovyetler Birliği'nin, devlet arşivlerini dOnya kamuoyuna ve araştırmacılara açacağı bildirildi. Sovyeıler Birliği, ülkenin Çarlık Rusyası döneminde Stalin döneminin sonuna kadar olan zaman dilimini kapsayan tüm arşivlerini açma kararını, ulkedeki "glasnost" politikasmm bir parçası ölduğunu bildirdi. Sovyet arşivlerinin açtlması konusunun henüz bir takvime bağlanmadığt, ancak, en kısa zamanda gerçekleştirıleceği Oğrenildi SSCB diplomasi ve dışişleri çevreleri, açılacak arşivlerin araşiırmacüann ve politikacılann siyasi tarih incelemeleri açısmdan da aynca önem taşıdığına dikkat çekiyorlar. daha yeterli duruma gelmesini istiyor. Oysa Castro, Gorbaçov'un aksine son zamanlarda ekonomide hükümet denetimini arttırarak köylü pazarlarinı kaldırdı. Küba lideri iki ay kadar önce yaptığı bir 8 milyar dolar konusmada ise Gorbaçov'a meyGozlemciler, iki Ülkenin de zi dan okuyan biçimde sosyalist ülyaret hakkmda olumlu açıklama keler için tek yolun Marksizm ollar yapmasına karşın, Castro ile dugunu söylemişti. Gorbaçov arasında ciddi görüş AP'ye göre siyasal gozlemciler ayrılıklarının bulunduğuna işaret Gorbaçov'un, Castro ile özel göediyorlar. Moskova'da yetkililer, rüşmelerinde şu üç noktayı vurguözel sohbetlerde SSCB'nin Küba' layacağını tahmin ediyorlar: ve SSCB'nin Küba'ya yardımı bugünku düzeyde devam edemez. y a r d l m d a n t e d i r g i n o ı d u ğ u n u v e yardımı azaltmak istedığini belir Yardım mıktanrun azaltüması zotiyorlar. Newsweek dergisine gö runludur. re, Sovyetler'in Küba'ya yılhk as • Kuba, ekonomik durumunu dükeri ve ekonomik yardımı 8 mil zeltraek için bazı reformları geryar dolan buluyor. Bu miktar, çekleştirmelidir. Kuba'mn gayrisafı milli hasılası • Devrim ihracı dönemi sona ernın aşağı yukarı % 2O'sine eşit. miştir. Küba, ABD ile ekonomik Moskova, Küba'mn da ekonomik ve siyasal ilişkilerini geliştirmeye reformlar yaparak kendi kendine çalışmalıdır. Irak'ta parlamento seçimleri yapıldı Çok partili B.TrakyaVla Ttirk yok sisteme doğru Dış Haberler Servisi Irak'ta savaş sonrasının ilk seçimleri için dün halk sandık başına gitti. 8 milyon seçmenin çoğunun oy kullandığı dünkü seçimlerde parlamentonun 250 üyesi beiirlenecek. Seçimlere ilişkin ilk sonuçlann bugün alınacağı, ancak kesin sonuçlar için yanna kadar beklemek gerektiği bildiriliyordu. Hükümet halkı oy vermeye tesvik etmek için dünü ulusal bayram ilan etti. Bağdat Radyosu da tüm seçmenleri sandık başına davet etti. Seçimlerde belirlenecek parlamentonun uikede çok partili rejime izin verecek yeni anayasayı onaylaması bekleniyor. Irak 20 yıldır BAAS Partisi'nin tek parti rejimi ile yönetiliyor. BAAS Partisi'nin adaylarının yanı sıra seçimlere yaklaşık 700 bagımsız aday katıldı. Hükümet iki hafta önce vantıSı açıklamada, yeni anayasamn kabul edilmesinden sonra yeni partilere izin verileceğini, ancak Devlet Başkanı Saddam Hiiseyin'e karşı isyan etmiş olanların siyasal yaşama girmesine izin verUmeyeceğıni açıklamıştı. Seçım kampanyası hükümet tarafmdan desteklendi ve adayların kampanya için kendi mali kaynaklarıru kullanmalan yasaklandı. Kampanya sırasında adayların kısa konuşmalar yapmalanna izin verildi. Ancak sloganlar ve halkı kışkırtıcı konuşmalar yasaklandı. Irak'ta 1984 yılında yapılan seçimlerde 7.1 milyon kişi oy kullanmıştı. ATİNA (AA) Yunanistanın AT konuianndan sorumlu Dışişlerj Bakan Yardımcısı Teodoros Pangalos, Batı Trakya'da Türk aanlığın bulunmadığjru ileri sürerek "Batı Trakya'daki aanlık hiçbir Tiirke nasip olmamış hak ve hürriyetlere sahiptir" dedi. Pangalos, tstanbullu Rumlar Derneği'nin düzenlediği TürkYunan ilişkileri konulu toplantıda yaptığı konusmada, Türkiye1 de halkın siyasi gdişmelerde hiçbir rol oynamadjğını ıddia ederek, "Türkiye, Pakistan ya da İran gibi bir ulkedir" seklinde konuştu. Türkler için uluslararası hukuk teriminin hiçbir anlama gelmediğini öne süren Pangalos, "Türkiye, kuvvetliye saygı prensibine iaanıyor. Yani, egemenlik çercevesinde zayıf oian tarafa da başkaldırmaması şartıyla bazı haklar tanıyor" dedi. Turkleri anla Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Türkiye'ye çattı: Kışkırtıcı konuşma. mak için bir araştırma enstitüsü kurulması gereğini de savunan Pangalos, "Türk politikasını şair ve sariacılarla anlayamayız" diye konuştu. Pangalos, TttrkYunan anlaşmazlıklarına değinirken de "Türkler, eger karasulanmızı 12 mfle çıkanrsak savaş ilan edeceklerini soyluyoriar. Bunu yapmak bizun hakkımızdır. Kıta sahanltgı kODUsunu, kantsulanmıa 12 miİe çıkardıktan sonra da göriişebiliriz. Aslında. savaş ilan edeceklerini söyleyecekleri yerde, Türklerin bizden karasulanmızı 12 miİe pkarmamızı rica etmeleri gerekir" dedi. Türkiye'nin AT üyeliği konusunda "Ynnanistan'ın görnşii Türkiye'nin hiçbir zaman iiyelige kabul edilmemesidir" diye konuşan Pangalos, söyle devam etti: "Politik farklann yanı sıra Türkiye'nin AT üyeliğinden Yuoanistan ekonomik ve sosyal açıdan zarar da görecek. Türkiye, Kıbns ve Ege konulannda uluslararası hnkuk ve uluslararası anlaşmalara saygı gostererek hareket etse bile AT'ye doğru atacağı ber adımı pahalıya odemelidir. Bizim politikamız şudur. Duşmanımın AT'ye istemeyiz. Dost'umuz bedelini odemek şartıyla topluluga kabul edilsin şeklindedir." NAMİBYA Ğustav Husak taburcu oldu PRAG (AA) Çekoslovakya Devlet Başkanı Gustav Husak, beyin kanaması geçirmesi üzerine bir ay önce kaldınldıği hastaneden önceki gün taburcu oldu. Çekoslovakya KP Merkez Komitesi toplantısı sonunda yapılan resmı açıklamada, Husak'ın nekahet dönemini evinde geçireceği belirtildi. KP Merkez Komitesi'nin iki günlük gündemini açıklamak üzere basın toplantısı düzenleyen Miloslav Dockal, şubat ayı sonundan bu yana biitun resmi temaslanm iptal eden Husak'ın (76) kısa bir siire sonra görevinin başına döneceğini kaydetti. SWAPO iktidarın en büyük adayı Vr^ı ZAIR£ Dış Haberler Servisi Afrika'nın son sömürgesı Namibya'nın bağımsızlık süreci dün başla B f dı. önceki gün bağımsızlık sürecini deneüemek uzere ülkenin başkenti Wiadb.oek'e gelen BM heyetinın başkanı ve Perez De Cu Wf ellar'ın özel temsikisi Martti Ahüsaari, "Bizi bekkyen güçlâk ^ lerin farkındayım" diye konuştu. Namibya'mn bağımsızlığı için savaşan SWAPO (Güney Baü Afrika Halk örgütü) ülkede bir yıl içinde yapılacak serbest seçimlerde iktidarın en büyük adayı olarak gösterüiyor. SWAPO ile işgalci Güney Afrika ordusu arasında 23 yıldır süren gerilla savaşında resmi ateşkes de dün başlamış oldu. SWAPO gerillalan ile Güney Afrika birlikleri arasında ilan edilmemiş ateşkes, banş görüsrnelerinin başladığı 1988 yılından beri sürmekteydi. Namibya'run bağımsızlık süre ZAMBiY» NAMİBYA W"T!b m ^r A^ suçlanıyor. Namibya'nın bir yılbk ba btrakuacak. gunsıziık sürecinde önemli kiio1 (emaıuz: Namibya'dalu Gümeıre taşları şunlar olacak: ney Afrika Cumhuriyeti askerkri 14 Mayıs: Güney Afrika Cum 1.500*e ve üs sayısı da ikiye inhuriyeti tarafmdan SWAPO ge dirilecek. Seçun kampanyaian riUalanna karşı mucadele etmek baslayacak. S W A P O geriHalannm üzcre otustumİan Guneybatı Af lideri Sam Nujoma ülkeye dönerika Gücu kaldiTilacak ve Güney cek. Afrika'nm a&keri gücü 12.000 as, 8 k a s m : Namibya'daki butttn kere indirilecek. Güney Afrika askerkri çeküecek. 11 haâraB: SWAPO geriltalan 1 nis«a 1990: Küba Angola've Güney Afrika'nın eiinde bu da bulunan 50.000 askerinden tunan siyasi mahkumlar serbest 33.000'ini çekmiş olacak. ladılar. Halen 3 bin Küba askeri Angola'dan çekilmiş bulunuyor. BM gözetiminde geçecek olan bir yılhk süreden sonra Angola tam bağımsızlığa kavuşacak. Bağjmsızlığa geçişten önce ülkede serbest seçimler yapılacak. Serbest seçimlerde, 1966'dan beri Güney Afrikah işgalcilere karşı bağımsızlık savaşı veren SWAPO'nun oyların büyük bölümünü alması bekleniyor. Seçimlerde SWAPO'nun en büyük rakibi olarak " D e mokratik tttifak" görülüyor. Siyah ve beyazlar tarafmdan kurulan bir ittifak nitelığındeki örgüt, SWAPO tarafından Güney Afrika'mn desteğinde hareket etroekle Tam bağımsızlığa geçişten önceki bir yıllık sureçte Pretorya yönetiminin Namibya'daki genel valisi Louis Pienaar bu görevine devam edecek. Pienaar, geçen perşembe günü verdiği demeçte okul, hastane ve yerel yönetimlerde ırk aynmımn geçiş sureci boyunca süreceğini beurtti. Pienaar, BM özd temsikisi Ahtisaari ile danışmalarda bulunarak durüst ve serbest genel seçimleri engelleyen yasalan Kaldıracağını söyledi. Güney Afrikah vali ayru zamanda siyasi toplantılann yapümasını yasaklayan yasaların da değiştirileceğiııi sözlerine ekledi. Pienaar önemli konularda kararlan BM Özel Temsilcisi Ahtisaari'ye danışarak alacağını kaydetti. 7t^ j AhHIKA S. Ambistan'da idam vahşeti RİYAD (AA) Suudi Arabistan'da, beş kişi kafası kesilerek idam edildi. lçişleri Bakanhğı tarafmdan yapılan açıklamada, Suudi Arabistanlı Muhammed tbrahim Ali'nin bir kızı kaçırarak tecavüz etmekten suçlu bulunarak idam edildiği kaydedildi. Bakanlık, Yemenli Abdu Muhammed Abdu, Suudi Arabistanlı Salih Muslah Nutvayed ile Abdullah Hasan'ın cinayet nedeniyle idam cezasına çarptınldığı ve cezalarımn Riyad ve Mekke'de infaz edildiğini bildirdi, cini başlatan anlaşma 22 Aralık 1988'de New York'ta Güney Afrika Cumhuriyeti, Angola ve Küba arasında imzalandı. Anlaşma AngolaNamibya sınır bölgesinde üslenen 50 bin Küba askerinin çekilmesini öngörüyordu. Anlaşma gereği Kuba askerleri Ocak 1989'dan itibaren çekilmeye baş Çatışma Namibya'nın BM denetiminde bagımsızlığına kavuşraasımn ilk gününde, dun Angola sınınndan sızan en az 60 komando ile Namibya ve Guney Afrika polisi arasında çatışma çıktığı bildirildi. Guney Afrika Dışişleri Bakanı Pik Bolha, en az 30'ar kişilik iki grup silahlı gerillanın, kuzeyde Angola sınırını geçtikten sonra güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiklerini kaydetti. Çatışmada, 28 gerilla ile 2 polis öldürüldü. Botha, "Bu olay son derece vahim bir geliştne" dedi. NOKTA'NIN BUYUK ARAŞTIRMASI Liibnan durulmuyor BEYRVT/SEW YORK (Ajanslar) Biıieşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin, Lübnan'da 25 gündür Hıristiyan ordu birlikleri ile Suriye askerleri ve Dilrzi milisler arasında süren çatışmalara son verilmesi çağnsında bulunmasına karşm başkent Beyrut'ta topçu düellosu dün de sürdü. AP'nin bildirdiğine göre çatışmalarda iki kişi öldü, dokuz kişi de yaralandu BM Güvenlik Konseyi üyeleri tarafmdan önceki gün yapılan çağnda Lübnan'daki tüm tarafların çatışmalara "derhal son vermeleri" ve fiili bir ateşkesin yürürlüğe konulması istenmişti. NoktaYönelim anketi siyasal gelişmelere ışık tutacak konulan aydınlatıyor: 26 Mart'ta gene! seçim yapılsaydı hangi parti birinci ojurdu, hem de yüzde 10'u aşan farkla? Ikincilik çekişmesi ve burun farkıyla kazanan parti hangisi? "Özal potitikadan çekilsin", "Erken seçime gitsin" "1992'ye kadar devam etsin" diyen seçmenlerin oranı ve partileri. Dışişleri Bakanlığı'nın gözaltırrda ölen 144 kişiye ilişkin yayınladığı listeyi Uluslararası Af Örgütü inandırıcı bulmadı. İhracattan haberi bile olmayan bır berber, hayalı ıhracat şjrketının başına nasıl getırıld1'' "ÖZAL İSTİFA ETMELİ ŞÜPHEÜ ÖLÜMLER ÜSTESİ Son seçimde hedefi tam on ikiden vuran tek araştırma kuruluşu Yönelim'in Türkiye çapında yaptığı anketin sonucu: n Şımdilerde, aşkı ditlere düşmüş olan, o da yetmezmış gibi, eşiyle 1975'ten bu yana yataklarını ayırdığı manşetlerde yer alan Andreas Papandreu, 1967 "Albaylar Cuntası" dönemi ve öncesini anlatan yapıtına yukardaki başlığı koymuştu. Kırılgan Yunan demokrasisi gerçekten sürekli ordunun namlusunun ucunda duruyor, sivil yörtetim askerlerin nefesini ensesinde hissediyordu hep. Bugün Yunanistan'dan değil, ülkemizden söz edeceğiz. Söz konusu olan namlu ise askerlerin silahlarının değil, ulusal istencimizin temsilciterinin tabancalarının namlusudur. Hafta içinde TBMM koridorlarında meydana geien ve ölümle sonuçlanan üzücü olayı hepimiz biliyoruz. Son derecede gergin bır ortamda patlak veren, ama siyasal liderlerımızın hepstnin sogukkanlı davranıştyla, daha da dallanıp budaklanmayan olaym kendisinden değil zaten olay yargı önündedir ama düşündürdüklerinden söz etmek istiyoruz. Ölümle biten tartışmanın en dikkati çekici ve en üzücü yanı kanımızca, adı karışanların hepsinin silahlı olmaları. Şimdi haklı olarak diyeceksıniz ki "yani bu olaya kadar kimse bilmıyor muydu yasama organımızın üyelerinin ezicı çoğuniuğunun yasağa karşı Meclis koridorlarında bile belde tabanca ile dolaşttklarını?" Kuşkusuz hakhsınız. Ama değer yargtları allak bulak olmuş toplumlarda zaman zaman dikkatler asıl üzerine eğilinmesı gereken konu yerine öylesine garip ayrıntılar üzerinde yoğunlaşıyor ki ayrıntı ile öz birbırine karışıp gidiyor. Gerçekten herkes biliyordu milletvekillerimizın silah tutkusunu ve "at. avrat, silah" üçlemesine bağlı kalarak Meclis binasının koridorlarında bile tabancalarından vazgeçmediklerini. Ama nedense bu konu üzerinde hiç durulmuyordu da bize biraz da popülizm kokuyor görünen bır davranışla, milletvekillerinin maaşları, konutları, parlamento binasındaki odaları veya kendilerine verilmesi düşünülen sekreterleri dolanıyordu parmağa. Oysa, sistemimizin yapısını biraz daha yakından incelediğimizde, milletvekillerinin aylıklanna veya onlara ayrılan konutlara da pek fazla takmanın bir âlemi olmadığını da düşünmek gerekirdı. Milletvekilinın seçmeni veya başka bır deyışle vekili otduğu kimselerle ilişkilerinin ne denli masraflı ölduğunu bilenler, Türkiye'de bugün özel sektördeki ücretlerin hangi düzeylere tırmandığının ayrımında olanlar, ülkenin yıllık bütçesinde milletvekilı maaşlarının ne kadar yer tuttuğunu incelemiş olanlar, yaşamsal bir işlev yerine getiren temsilcilerimize verilen maaşın fazla tartışmayı gerektirmeyecek bir tutar ölduğunu rahatlıkla görebilirterdi. Devlet daırelerinde çıkan yemeklenn tabıi üst düzey yoneticilerden söz ediyoruz nıtelığim ve bedavalığını bir yana atıp, orduevlerindeki yemek ve içki ederlerini görmezden gelip, Meclis Lokantası'ndaki ucuz çorba veya ete takmanın da çok gerçekçi ölduğunu sanmıyoruz. Bütün bunlar milletvekilinın üstündeki ekonomik baskıyı azaftmaya yönelik doğru girişimlerdir. Önemli olan seçtiğimiz 450 kişiye ayda ne verdiğimiz ve dişimizden tırnağımızdan arttırarak da olsa ne gibi kolaylıklar sağladığımız değil, temsilcılerimizin işlevlerini ne derecede başarıyla yerine getirdıkleri, milletin işini kovalarken, bazı özel kişilerin işlerini de kovalayıp kovalamadıkları ve günümüzün zorunluluklarının gerektirdiği düzeye tırmanmaya çalışıp, çalışmadıklarıdır. Hatta, belki de bir milletvekılinin daha masraflı hale getirilmesi sonucunu doğuracak yeni bazı girişim ve kolaylıkların, demokrasımiz için de ülke için de yararları ölduğunu bile söyleyebiliriz. Evet, her millervekiline bir sekreter, bilgisayarla donatılmış bir ofis ve iki uzman danışman vermekteyarar vardır. Böylelikle temsilcilerimiz, her biri birer uzmanhk alanı olan yasaların çıkarılmasında, ekonominin ve yürütmenin denetlenmesınde daha bilgılı daha etkili olabilirler ve "seçimsel" ilişkıler ile politik gırışımlerden geriye pek zaman kalmadığı için yeterince inceleyemedikleri konularda kendilerine yardımcı olacak kişiler aracılığıyla işlevlerini daha iyi yerine getirebilirler, ülkenin gerçekleriyle geleceği üzerindeki etkili rollerini daha uygun biçimde oynayabilirler. Hiç kuşkunuz olmasın ki, böyle bir iş için ayrılacak paranın çok daha fazlası, etkin çalışma sonucu dönecektir ulusa. Bu arada temsilcılerimizin bir bölümü. bu görevlere kendi delgelerini getirmeyi yeğlerlerse diye kaygıya kapılmanın da gereği yok. Olsun! Parlamenterlerin dörtte bıri bile, kendilerine sağlanan olanağı yerinde ve doğru kullansalar beklenen sonuç elde edilecektir. Ne var ki, kamuoyu bu konulara sogukkanlı eğilmek yerine, popülist bir duyaıiılıkta yaklaşıyor da demokrasinin odağı ve ulusal uzlaşmanın mabedi olması gereken bir yerde belde silah delikanlıca afi satılması karşısında duyarsız kalıyor. Çok kişi demokrasimizin silahla kesintiye uğramasından yakınıyor da demokrasinin temsildlerinin silahşor gibi dolaşmalarına (doğallıkla hepsi değil) bigâne kalıyor. Millet Meclisi'nde milletin temsilcileri bulunur. Milletin bir temsilcisi, Meclis koridorunda silah taşırsa, bunu kime karşı taşıyor olacaktır? Ulusal istencin ürünü olan öbürtemsilcilere karşı mı? Olaya yalnızca bu yönünden bakıldığında bile çarpıklık sırıtıyor. Demokrasilerde "delikanlıhk" medenı cesaret denen biçimde gerçekleşir. Düşüncesini sunmada, savunmada, yaşamageçirmedeki uygar özen ve kararlılıktır medeni cesaret. Doğallıkla bir özen ve kararlılık, parlamentonun çatısı altında tüm ülke yüzeyıni ilgilendiren, ulusal uzlaşmayı engellemeyecek yapıda gerçekleşir. Sivil çözümleri getirecek demokratik uzfaşmalar, befde tabancalarla sağlanmaz. Yirminci yüzyılın dördüncü çeyreğinın yarısını da gerıde bıraktığımız bir dönemde, parlamento koridorlarında, temsilcılerimizin çoğunluğu belde tabanca ile dolaşıyorlarsa, yalnız bu görüntü bile nasıl bir "çağ atlama" içinde olduğumuzu göstermeye yeter. Eğer çarşamba günü Meclis binasında meydana geten bu olay, hâlâ dikkatlerimizi, yasamanın hangi sivil namluların ucunda cüduğuna çekemiyorsa, ne sivil çözümleri bekleyebiliriz ne de "namlunun ucunda olmayan bir demokrasi" özlemimizi yaşama geçirebiliriz. Namlunun Ucundaki Demokrasi ALMANAK Satış merkezimizde Bürolarımızda Tüm kitapçılarda GENEL OAĞITIM OÛNYA SÜPER DAĞITIM A.Ş. SATIŞ MERKEZİ Narlıbahçe Sok. No 15 Cağatoğlulst. Tel 512 01 90 10 Hat ANKARA • Tunalı Hılmı Cad. 68/B Kavakhdere/ANKARA TEL 167 16 33 OÛNYA KİTABEVİ Neşet Omer Sok. No. 10/137 Kadıköy İş Merkezı KAOIKOY TEL: 347 79 06 İZMİR Akdenız Cad Anba Işhanı 8 Han Pasaport/IZMİR TEL: 12 19 28 DÜNYA Kız yurdu skandalında son gelişmeter Kanönci Vahap Atmaca'nın ıtirafçı kızlara hazırladığı uyuşturucu ve porno 16 SAYFALIK ÖZEL EK Meslek secmeden ya da deâiştirmeden önce mutlaka bu testi uygulayın '89 tuzakJarı, savcılığa uzanan şıkâyetJer kaybetîığı Keçıören Beledıyesı'ndekı 26 Ankara'da bürokrası rekorları. ANAP'ın kişi sekız saat ıçınde nasıl Millı Eğıüm Bakanlığı'na ışınlandı? Rsaganhn tanıklıgı WASHINGTON (AA) ABD'nin eski Başkanı Ronald Reagan'ın tranContra skandalı dolayısıyla Oliver North hakkmda açılan davada ifade vermesinin zorunluğu olmadığı bildirildi. Aşık Başbakan Papandreu sonunda tçıni döktü: "Karımla ilışkim yıllar önce bitmişti." H A F T A L I K noKta H A B E R D E R G I S I MUHTEREM DENİZMAN Orduevi kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ehli>etimi kaybettim. Hukunısuzdür. NURSEL ER Ehliyetimi ve nüfus cüzdanımı kaybettim. Hukümsuzdür. A YŞE BİRKAN