23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 1989 CUMHURİYET/13 Küllür Servisi Yüzyıhn ilk yarısında lstanbul'da yaşaınış Fransız asıllı sanatçı Albert Mille'in tabloları ile mobilyalarını bir araya getiren "Tualden Mofeüyaya: Albert Mille" Şişli Bcymen Vlağazası'nda sergileniyor. Sergi, sanatçısının fırçasından dönemin bazı seçkin kişilerinin portreleri ile ünlulerin evlerini süsleyen mobilyalan içeriyor. Bir bölümü Mille ailesinin Türkiye'de yaşayan yakınlanndan, diğerleri ise tstanbul'daki özel kolekisyonlardan derlenen sergi, Taha Toros'un danışmanlığında gerçekleştirildi. 'Tualden Mobilyaya: 5 Albert Mille Tüp bebekler 10 bini aştı Haber Merkezi Kudüs'te yapılan 6. Dünya Tüp Bebek ve Alternatif Üreme Yöntemleri Kongresi'nde, tüp bebek yönterninde başarı orarurun 1987'de yuzde 28'e yükseldiği, dunyadaki tup bebeklerin sayısının ise 10 bini aştığı açıklandı. Tüp Bebek ve kısırlık tedavisi konulannda ilginç bildirilerin tartışıldığı kongrede, bu yöntemle dunyaya gelen çocuklarda kromozom ve diğer faktörlerden kaynaklanan sakatlık oranının da, normal doğan bebeklerden daha yüksek olmadığı vurgulandı. Uzmanlar kısırlık tedavisinde ureme bezlerini uyarıci maddeler (Gonadotrofinler) üzerinde durdular ve etkin, yaygın tedavi yapılabilmesi için yeterli insan gonadotrofini uretmek gerektiğine işaret ettiler. Bu maddenin endüstriyel olarak üretimi için de araştırmalar yapıldığı belirtildi. Tıp uzmanlık sınavına tepki tslanbul Haber Servisi îstanbul Tabip Odası'nca dün düzenlenen tıpta uzmanhk sınavına ilişkin basın toplantısında ulke sağlık politikalarının temelde yanlış olduğu ileri sürüldü. ** .* EurOII fînlhaCl'lMİSI CumhurbaşkanıKenanEvren.dün C V I C I I U U I U a ^ l I I 1 K I Gö|baş<'ndaki vilayetter Evfne torunu Ayça Gurvit ile biriikte geldi ve buradaki göl kenannda bir süre dinlendi. Daha sonra Haymana'nın Ikizce Köyü'nde bulunan Ankara Üniversitesı Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftlıği'nde ani bir denetlemede bulunan Cumhurbaşkanı Evren, çevrede görevti göremeyince, "In cin yok, bıri gelse her şeyı çalsa kimsenin haberi olmaz. Burası Allatı'a emanet. traktörler meydanda, depoların kapısı açık" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Evren. öğrencilerin uygulamalı çalışmaları için hazırlanan binanın da faaliyete geçinlmedığini görunce yanındakilere "Ankara ÜniversteSJ Rekiöru ve Ziraat Fakültes* Dekanı yarın beni görsönler" dedi. Istanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fernıh Korkut, Genel Sekreter Dr. Şükrii Güner ve Yönetim Kurulu uyesi Dr. Remzi Uncu'nun katıldığı toplantıda sağlık politikalanndaki uygulamaların eleştirildiği bir bildiri okundu. Pratisyen hekimlerinin sorunlannın çözümünün tıpta uzmanlık sınavı ve uzmanlaşmaktan değil pratisyen hekimliğe gerçek işlevini kazandırmaktan geçtiği savunulan bildiride, uzmanlık sınavına giren doktorların yüzde 90'ının başarısız olduğunu, yüzde 10'unun ise ekonomik zorluklar ve toplumsal prestij kaybıyla karşı karşıya oldukları bildirildi. ''Ç 9 Ulupamir Köyü'nde tutulan Afganlı göçmenler için yapıs)<ana t a h i tırılan 300 konutun tapuları Valı Adnan Darendeliler tarafından törenle hak sahiplerıne dağıtıldı. Vali Darendeliler, tapuların hayırlı uğurlu olması dileğınde bulunarak 1987 yılında tamamlanan konutların diğer hızmetlerle bırlikie 10 mıiyar hraya mal olduğunu söyledı. (Fotoğraf AA) V a n ı n Ercış esıne b a h HABERLERİN DEVAMI Değişimin Eşiğindeki NATO... (Baştarafi 1. Sayfada) SHP'de tüzük günü (Baştarafi 1. Sayfada/ Sol kanatta yer alan milletvekilleri ve parti meclisi üyeleri dün akşam son bir toplantı yaparak genel merkezin, ANAP'ın çıkardığı son Yerel Seçim Yasası'nda yer alan bir geçici maddeye dayanarak yapmak istediği değışikliklere karşı nasıl bir yöntem izleneceğini görüştüler. tstanbul Milletvekili Kenan Sönmez'in evinde yapılan toplantıya gruplar dışı politika izleyen bazı milletvekilleri de cağnldı. Toplantıya eski genel başkan ve parti meclısı üyesi Aydın Güven Gürkan da katıldı. Milletvekilleri, bu sabah Genel Başkan Inönu ile görüşerek tüzük değişikliği ginşimi ile ilgili kaygılanru iletme görilşünü beniınsediler. SHP Grup Başkanvekili Hikmet Çetin de bugün Istanbul'dan dönecek olan tnönü'ye, grubun tüzük değişiklikleri konusundaki düşüncelerini iletecek. Milletvekilleri, tnönü'den tüzük değişikliği konusunun parti meclisi gündeminden çıkanlmasını, konunun grupta değerlendirilmesini ve değişikliklerin kurultayda yapılmasını isteyecekler. SHP Parti Meclisi öncesinde tüzük değişikliği önerileri tartışılırken Cumhuriyet, parti yöneticilerinin ve milletvekilerinin konuyla ilgili görtışlerini aldı. Milletvekillerinin çoğunluğu değişikliği n kurultaya bırakılmasıru istediler. Eski Ankara tl Başkanı, parti meclisi üyesi Ertofrnl Günay da gelişmelerle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, parti meclisi gündeminde böyle bir tüzük değişikliği önerisi getirilmesini "talihsiz bir girişün" olarak niteledi. Yerel seçimlerde birinci parti konumuna çıkmanın SHP'yi büyük sorumluluklarla karşı karşıya getirdiğini belirten Günay, "Böyle bir ortamda MYK'nın parti meclisimizin gündemine, ANAP'ın Yerd Seçim Kanunu ile bir noktadan yararlanarak, tüzük değişikliği önerileri taşıması. karşı karşıya oldugumuz sorumlnlukla bagdaşmayan, grupçu yaklaşımın yeni bir örnefidir" dedi. Günay, değişiklik önerilerinin birkaç olumlu ayrıntı dışında tumüyle mevcut parti yönetimini sürekli kılma amacına yönelik ve haksız olduğunu kaydederek şöyle konuştu: zeltme fırsatı çıktı. Merkez yoklaması ise başından beri var. Bunlar mutlaka çok kötüye kullanılacak diye düşünmemek gerekir. Görevden alınan örgütlerde ise eski delegasyonla kongre yapılınca sorun çözümlenmiyordu. Yapılan bu durumdaki örgütlere taze kan venlmesine olanak sağlamaktır. Sıkıntılan ortadan kaldırmaya yöneliktir. Hep aym yönetim görevde kalacak değil. Yann bir başka yönetim göreve gelir. O nedenle hep kasıt aramamak gerekir. Kenan Sönmez: örgütün kurultayda ortaya çıkmış özgür iradesini ANAP iktidannın çıkarttığı yasanın geçici maddesine dayanarak ortadan kaldırmak parti içi demokrasiyi hiçe saymaktır. Bu, birinci durumdaki SHP'yi iktidara yünimekten ahkoymaktan başka bir şey degildir. Yapılmak istenen mevcut yöneticilerin kendi statükolannı korumak için getirdikleri anti dernokratik tüzük hükümlerini kurultaya gitmeden çıkrnaktır. Enis Tirüncü: Yasanın verdiği bir yetkinin kullanılması karannı saygıyla karşılamak gerekir. Ancak, bu değişikliklerin gerekçeleri incelenmeli. Asıl olan ise, geçici yasa maddeleri yerine kalıcı yasa maddelerine uygun hareket etmektir. Ancak, bu degişiklikler gerçekten bir gereksinme mi ona bakmak gerekir. Veli Aksoy: Yapılmak istenen parti içinde bir görüşün hâkim kılınmasıdır. Genel merkezdeki mevcut yönetimin dar bir grup zihniyetiyle 'Parti küçük olsnn, benim olsun' anlayışını harekete geçirmesidir. Bu tür degişiklikler kurultayda gündeme getirilmiş ama o zaman parti içi muhalefette olan Baykalcılar tarafından reddedilmşti. Şimdi BayValalann bunu getirmesi parti içi demokraksiye vurulan bir darbedir. Kenan Süzer: Şu sırada tüzukle ilgili bir değişikliği doğru bulmuyorum. Partiyi yeni bir tartışmaya, çalkantıya götürecek değişiklikler sakıncalı. Bu konu grupta ele alınmalı, kurultayda tartışılmalı, orada karar verilmeli. Cüneyt Canver: Tüzük ve program değişikliği kurultaya ait yetkilerdir. ANAP hükümetinin, üstelik SHP'nin içine kanştırmak için çıkardığını söyledigi bir geçici maddeye dayanarak, kurultaya ait yetkinin gaspından yana değilim. Yapılmak istenenlerin ardında iyi niyet sezmiyorum. SHP bugün ANAP döneminin antidemokratik yasalannı işine geldiğinde kendi partililerine karşı kullanacaksa, yann muhtemel iktidarında aynı anti demokratik yasaları halkına karşı da kullanabilir. Mahmut Keceli: Tüzük değişikliğinin kurultayda yapılması gereklidir. Merkez yoklaması doğru değil. Üye yazunlannın yenilenmesi ise tasviye diye değerlendirilmemeli. Üyelerin daha sağlıklı olması amaçlaruyor. Mustafa Kul: Tüzük değişiklikleri açıkça bir tasviyeci harekettir. Demokrat yapıya sahip herkes bu hareketin karşısında olmalıdır. Bu değişiklikten partimize emek veren, yıllarca canla başla çalışan çok sayıda parti emekçimizin zarar göreceğî açıkça ortada. Biz her şeyden evvel parti içi demokrasiyi tam anlamıyla çahştırmalıyız ki, kitlelere güven verebilelim. Parti içinde böyle an IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA tidemokratik uygulamalara kayıtsız kaldığımızda SHP iktidannda ülkede demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla işler hale getireceğimize kuşkuyla bakılacaktır. Böyle uygulamalar sosyal demokrat bir partide olamaz, olmamalıdır. Buna müsaade etmeyiz. Hilmi Ziya Postacı: Tüzük değişiklikleri parti meclisinin görevi. Amaç nedir, ne degildir bilmiyorum. Fakat parti yaran açısından ele alınacağını umuyorum. Bir huruç harekâtı olacağını sanmıyorum. Partinin birinci duruma geldiği bir sırada kimse kimseyi dışlamak istemez. Bazı şeyler abartılıyor gibi geliyor bana. Rüşdü Kurt: Olayın anormal bir yanı yok. Değişiklik kurultayda da olabilirdi. Ama parti meclisinde ele alınmasmda büyük bir sakınca olmadığı kanısındayım. Ben bir operasyon olacağı kanısında değilim. Ben şahsen tasviye düşüncesine bile anlam veremedim. liklerin ne olduğunu bilmiyorum ama ANAP'ın yerel seçim öncesinde SHP içinde kanşıklık^ıkarmak istediği bilinen bir şeydir. Degişiklikler kurultayda yapılmalı. Bu şekilde yapılması anlamsız ve yersiz. Tasviye olacağını düşünemiyorum. Kongre delegelerinin yenilenmesi sağduyulu insanlan bile tedirgin eder. Bunlann delegeliği kurultaya kadar geçerli. Yerel seçimden birinci parti olarak çıktıktan sonra böyle bir şey yapmak, dışanya karşı mücadele vermek yerine içe dönmek yazık. Ali Haydar Erdoğan: Değişik zetesi'nin başyazısı, "Soğuk Savaş Bitti" başlığını taşıyordu. Başyazıda dikkati çeken bazı satırlar şöyle: "İç politikaya yönelik histerilerden, DoğuBatı arasında büyütülmüş ve çarpıtılmış çatışmalardan, zehirli SovyetAmerikan duygulanndan kaynaklanan sonu gelmez diplomatik kilitlenme ve soğuk savaş sona ermiştir. 1945'ten sonra ortaya çıkan 'Biz ve Onlar' dünyası, artık yerini, büyük güçler arasında daha geleneksel mücadelelere bırakıyor. Avrupa'nın iki parçaya bölünmüş olduğu doğnidur; ama 40 yıllık duşmanlığın başladığı yeryüzü onarılmakta ve değişmektedir. Dünya çapında iki muazzam büyüklükte askeri gücün karşı karşıya bulundukları doğrudur; ancak her iki taraf da tehlikeleri ve yükteri azaltmanın yollarını anyor." DoğuBatı ilişkilerinin böylesine değiştiği bir dönemde NATO ne yapacak? Yeni politikalar hangi yönde ve nasıl çizilecek? Kuzey Atlantik İttifakı'nın özellikle son iki yıldır yaşamakta olduğu kimlik bunalımı, bu sorularda düğümleniyor. NATO'nun şu andaki blrinci sorunu şöyle özetlenebilir: Sovyetler'deki son değişikliklerden sonra, Batı, silahlanma ile silahsızlanma arasındaki ilişkiyi yeni bir temele oturtacak birtutum belirlemek durumunda. Bu ortak tutum, NATO'nun askeri ve siyasi stratejisinde bir yenilenmeyi gündeme getiriyor. Bu sorun NATO dilinde, "GenelKavram" diye anılmakta. Bu konunun, 2930 mayısta Brüksel'de yapılacak NATO doruğunun bir numaralı gündem maddesi olması bekleniyor. "Genel Kavram" sorunuyla ilgili şunlar söylenebilir: NATO ülkelerinin son 25 yıldır geçerli or tak polilikası, Sovyetler'le Varşova Paktı'nın "yayılmacı bir siyaset" izledikleri temeline dayandırılmıştır. Bu bakış açısı, NATO'nun askeri planda "kademeli nükleercaydıncılık" stratejisine yol açıyordu. Dolayısıyla NATO, karşı tarafla yaptığı silahsızlanma görüşmelerinde buna uygun tutum alıyordu. Oysa şimdi durum değişti. Moskova'nın tüm politikalannda bir esneklik dikkati çekiyor. Sovyetler, gerçek bir silahsızlanmadan yana olduğunu gösteren işaretleri sistemli bir biçimde veriyor. Onun için, NATO'nun hem silahsızlanma müzakerelerine ilişkin genel yaklaşımını güncelleştirecek yeni bir stratejiye gereksinimi var; hem de orta vadede "esnek ve kademeli nükleer caydıncılık" stratejisini gözden geçirmek durumunda. Bu konuda özellikle Federal Almanya ısrarlı bir tutum sergiliyor. NATO'nun bu kilit ülkesi, "Genel Kavram"\n çok daha esnek biçimde yeniden belirlenmesinden yana. VVashington, Bonn'un tavrından rahatsız olduğunu belli ediyor. Batı Avrupa'da ise, Londra ile bir ölçüde Paris dışında öteki baskentler, Bonn'un tutumuna daha sıcak bakıyorlar. Bu konudaki tartışmalar bir yerde NATO'nun "nükleer caydıncılık ve kademeli mukabele" stratejisini gündeme getiriyor. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, NATO, kuy ruluşunun 40. yılında bir değişimin eşiğinde bulunuyor. Öyle anlaşılıyor ki, DoğuBatı ilişkilerindeki çarpıcı gelişmeler, NATO'nun kimliğini de doğal olarak etkilemeye başlamıştır. NATO bir başka NATO olma yolundayken, gelişmelerin Ankara'da da özenle izlendiğini Türk dış politıkasına, ulusal güvenliğimize dönük olası yansımalann sistemli biçimde ele alınıp tartışıldığını umut etmek istiyoruz. Kordovuşu İZMİR Karşılıklı suçlamalar sürüyor. Gün geçmiyor ki bir bakan, kendi seçim yöresinden milletvekillerinı suçlamasın. Bir gün sonra milletvekilleri bakana karşı saldırıya geçiyorlar. Devlet Bakanı Işın Çelebi, milletvekilleri Işılay Saygın ve Ramiz Sevinç için bakın ne diyor: ANAP'a ihanet ettiler... Seçimde başka partıler için çalıştılar. Işılay Saygın, Bakan Çelebi'yi yanıtiıyor: Sayın bakan anlaşılan biraz rahatsız. Seçim yorgunluğunu üzerinden atamamış. Ramiz Sevinç durur mu? O da Işın Çelebi'yi yaylım ateşine tutuyor: Sayın bakan bunalımda, dinlenmesi gerekir. Ramiz Sevinç, hızını alamıyor. Işın Çelebi'nin kişiliğine yönelik saldınsını sürdurüyor: Dengesiz bir insan. Böyle saçma, olmayacak, hayali bir ithamda bulunan bir kışinin ekonomiyi nasıl yöneteceğini merak ediyorum. Bakan olanlar galiba havaya giriyor. Işın Çelebi ve Ramiz Sevinç, ANAP'ın liberal kanadından. Her ikisinin de kökeni sosyal demokrat. Daha düne dek biriikte politika yapryorlardı. Özal'ın yörel seçim yenilgisinden sonra yeni kabinede görev alan Işın Çelebiyi, miUetvekili arkadaşları eleştidizi toplantı yaptı. Bu toplantıiarda, gerek toplu konut, gerekse gelir ortaklığı ve özelleştirme ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan uygulamalar konusunda bilgi alan Taner, özelleştirme uygulamalarının hızlandınlması ve daha pratik çözümler bulunması konusunda talimat verdi. Eski bankacı olan Taner, konuta en yakın isimlerden biri olarak biliniyordu. Ekonomi ile ilgili diğer Devlet Bakanı Işın Çelebi ise, daha önce "acil s e n i s " olarak yürüttüğu hükumetozel sektör ilişkilerini daha sağlıklı bir yapıda yürütmeye çalışacak. Çelebi, bakan olarak girdiği ilk Bakanlar Kurulu toplantısından sonra seçim bolgesi olan lzmir'e gitti. Eski arkadaşlanyla göriiştü, spor yaptı. Geçen hafta başında Ankara'ya dönen Çelebi, ilk iş olarak DemirÇelik Işletmeleri'nin daha önce bağlı olduğu Devlet Bakanı Cemü Çiçek'ten ön bilgi aldı. Çelebi, DemirÇelik tşletmeleri Genel Müdürü ile de görüşerek, Bakanlar Kurulu'nca ertelenen demirçelik grevinin durumunu ele aldı. Çelebi'nin, yakjn çevresine "DemirÇelik sözleşmesini. işçileri memnun edecek bir çozüme kavuşturmayı birinci hedef olarak gördügünü" söyledıği öğrenildi. Para Kredi Kurulu Başkanlığı'nı da yürütecek olan Çelebi, DPT'den eski çahşma arkadaşı ve Para Kredi Kurulu Sekreteri Dogan Kayran'dan da kurul gündemi ve çalışmaları hakkında bilgi aldı. Bu arada, ekonominin kurmay bürokratlan Rüşdü Saracoglu ve Ali Tigrel ise biriikte gittikleri VVashington'da bir yandan uluslararası fınans çevrelerine uygulanacak yeni ekonomik program konusunda bilgi verirlerken, diğer yandan da kendi aralarında yeni önlemleri tartıştılar. Özal ile ANAP aynı şey (Boşlora/ı 1. Sayfada) lirten Keçeciler, parti örgütü ve seçmenleriyle görüşmelerini sürdürürken, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Keçeciler, yerel seçimlerde miüetin sandık yoluyla iktidara bir mesaj verdiğini, bu mesajın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ANAP'ın son şansını kullanmakta olduğunu söyledi. Keçeciler, "Enflasyonla mücadeiede başansız oldnğnmuz aşikfirdır. Bu enfiasyon ekonomik politikamızın yanlış oldugunun apaçık göslergesidir" dedi. Keçeciler, eski Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzei'le biriikte hareket edebileceklerini, ancak bunun "ANAP'a karşı organize bir birlik olmayacağını, olsa olsa parti çıkarlan doğrultusunda olabileceğini" soyledi. Keçeciler, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'la 3 ay önce, kardeşi ve eniştesi aynı gün vefat etmesi nedeniyle başsağhğı dilernek için görüştüklerini belirtti ve "Bu görüşmeden politik bir mana çıkarmak yanhştır" diye konuştu. Yann yapılacak güvenoylaması öncesinde "secmenleri ve siyasi arkadaşlanyla gönişmek" amacıyla Konya'ya geldiğini belirten Keçeciler, önceki gün ANAP Konya il örgütünde partililerle görüştü. İlk izleninüerinin "milletvekilligine devam şeklinde" olduğunu belirten Keçeciler, "Seçmenim ve arkadaşlanm, ANAP'ta politik hayaümı ve mücadelemi devam ettirmemi istiyoriaı" dedi. ANAP'ın üç kurucusundan biri olduğunu ve ANAP'tan başka mevcut partilerden birinde siyasi hayatını sürdünnesinin mümkün olmadığmı kaydeden Keçeciler, "Aksi bir davranış, hem anayasaya bem de siyasi anlayışıma aykındır. Bizi ANAP'tan, ancak siyaseti bırakma gibi bir karar ayırabilir. Sayın Özal'a kırgın olabilirim, ama Ana\atan Partisi'\le banşığız. Özal ile ANAP'ı aynılaştırmak yanlışür" diye konuştu. 26 Mart yerel seçimlerinin kısa bir değerlendirmesini yapan Mehmet Keçeciler, şu görüşlere yer verdi: "Türk milleti sandık yoluyla bize mesaj verdi. Bu mesajla, özellikle milletvekili seciminden sonraki idareyi beğenmediğini, ekonomik kararlanmızdan memnun olmadığıru, sosyal ve kültiirel politikamızı tasvip etmedigini açık bir şekilde iletmistir. Enflasyonla mücadelede başansız oldnğnmuz aşikârdır. Bu enflasyon, ekonomik politikamızın yanlış oldugunun apaçık göstergesidir. Bunun ötesinde Akbank bir yılda 400 milyar, \akıflar Bankası 160 milyar veya falanca holding milyarlarca lira kâr ederken bir tarafta benim fakir, fukara halkım ise hastane kapılanndan dışan atılmaktadır. Işte bunlar yanlış bir ekonomik politikarun sonucudnr. Bu me»djı iyi anlamak ve geregini yerine getirmek lazımdır. Anavatan Partisi olarak son şansımızı kullanıyoruz. Ancak bu mesaj, degerlendirilir, milletin ikazına göre hareket edilirse, ANAP bn badireyi aşabilir. Hep beraber bekleyip görecegiz. tlk işaretler, Özal'ın bu mesajı algıladıgı istikametindedir. Ancak aldığı tedbirlerin bu algılamaya uygun olup olmadığı tartışıhr." Siyasete devam Keçeciler, ANAP Konya tl örgtltü Yönetim Kurulu üyeleriyle dün saat 13.00'ten 15.15'e kadar süren bir toplantı yaptı. Toplantıda alınan kararları basına açıklayan Keçeciler şöyle konuştu: "Türkiye'de siyaset yapmak zordur. Hükiimet etme anlayışına ciddi degişiklikler devretme olduğu kanısındayım. Bu degişiklikler için yapılacak mucadelenin yorucu ve yıpratıcı olacağını duşundıifüm için siyasetten affımı Konyaulardan istemiştim. Ancak Konyah arkadaşlanm siyasetten aynlmaraı uygun görmedi. Politikaya inançlanmın dognıltusunda devam edecegim. Konyalılar, politikadan çekilmemi isteselerdi, çok memaun olurdum. Rahat ederdim." Dışişleri Bakanı Mesut Yılmazın, bir süre önce basında yer alan, "ANAP merkez partisidir" şeklindeki demecini de yanıtlayan Keçeciler, "Partimizin amacı, tüzügü ve fikri bellidir. Hiçbir kimse çıkıp da parti mize yeni kıyafet giydirmeye kalkmasın. Milliyetçi, muhaf azakâr, hiir leşebbus ve hür Tigrel: Ücreder artmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DPT Müsteşan Ali Tigrel "Enflasyonun dıişeceğini sandığını, bunun çeşitli göstergelerinin mevcut olduğunu" söyledi. Tigrel çalışanlann ücretlerinde yapılacak artışlann enflasyona olası etkilerinden korkmamak gerektiğini de belirterek, Türkiye'nin dış kredi itibannın devam ettiğini ve ödemelerde bir sorunun bulunmadığını dile getirdi. Tigrel, uygulanan ekonomik tedbirlere ek olarak yıl içinde sanayicileri harekete geçirmek için ek tedbirlerin alınmasının düşünülebileceğini ifade etti. Dünya Bankası ve IMF'nin Amerika'daki toplantılarına katılan DPT müsteşarı Ali Tigrel dün yurda dönüşte Esenboğa Havaalanı'nda duzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Tigrel enflasyonun düşürulmesi konusunda ek tedbirlerin gerekli olup olmadığını ve uygulanan tedbirlerle enflasyonun düşüp düşmeyeceğinin sorulması üzerine şunları söyledi: "Ben enflasyonun düşeceğini lahmin ediyorum. Şimdi büyüme bızı şu anda yiiksek değil, ilk 3 ayın elimizde olan bazı bilgileri teşebbüse dayalı ekonomiden yanayız. Sosyal adaletçiyiz. Ideolojik partilerde olduğu gibi önce ideoloji, sonra da parti diyenleria partisi degiliz" diye konuştu. ANAPın kongreye gidip gitmeyeceği şekündeki bir soruyu da yanıtlayan Keçeciler şunları söyledi: "Büyük kongre yapılabilmesi ttizüğe bağhdır. Ama küçiık kongrenin toplanmasından yanayım. Bu iş istişare açısından yararlı olur. Tiizüğümnze göre, ANAP küçük kurultayııun 6 ayda bir toplanması zorunlulugu var. Çoktan beri de toplanmıyordu. Seçim so"Böylesine önemli konularda nuçlannı gözden geçirmek küçük tüziık değişikliği bir ara kanun kunıltayda yararlı olur." hükmünden yararlanarak parti meciisinden geçirilemez. Tüzük, Erken seçim karultayın iradesidir ve ancak degerlendirilebilir. ANAP Genel Başkanlığı'na orada aday olmasının "heniiz erken" ol MYK'nın bu önerileri bir duğunu vurgulayan Konya Millet 'merkezi umumi sultası' özleraivekili Mehmet Keçeciler, "Erken dir. Bu tutumun parti hukukuyla seçime gidilir mi?" sorusuna da da üyelerimizin emek ve özlemlerine saygı anlayışıyla da bagdaşverdiği yanıtta şöyle dedi: "Erken seçim ile genel secimler ması mümkün degildir." arasındaki zamarun az olması biSHP milletvekilleri ise tüzük zim savunduğumuz konudur. değişikliği önerileri konusunda ANAP olarak genel secimler ile görüşlerini şöyle açıkladılar: yerel secimlerin bir sandıkta ya da Mehmet Can: Benim bildiğim yakın zaman aralıklarla yapılma kadanyla, bu değişiklik önerilerisına taraftanz. 26 Mart yerel se ne daha önce, şimdi bunları getiçimleri ile sandıktan istikrarsızlık ren arkadaşianmız karşı çıkmışçıktı. ANAP altı senede girdiği 8 tı. Şimdi ne amaçla getirildiğini seçimden ilkini kaybetmiştir. Bu takdir edersiniz. ANAP'ın sonu degildir. Seçmenin Turan Bayezit: Ben daha bu demesajı iyi degerlendirilirse, bu ba ğişiklik yapmak için dayanılan direden sıynunz. Hiç kimsenin bu kanun görüşülürken karşı çıkmış>ıl erken seçim yapılsın demeye tım. Kurultayın olan yetkiler merhakkı yoktur. Bu yıl secimler ya kez organlarına verilemez demişpılnuştır. Erken seçimi ancak 1990 tim. Ben kurultayın yetkisinin bu yılında düşünebiliriz." ölçüde kullanılmasıru doğru bulmuyorum. Kurultay tasvip ederse bu değişikliklerin içeriği de tartışma götürmez. Prensip olarak değişikliklerin kurultayda yapılvar. Bunu görmek için bence maması gerekir. tematik bilmeye bile gerek yok. Erdoğan Yetenç: DeğişiklikleEnflasyonda mart ayında düşme meydana geldi. Şubatta S.2 olan rin parti meclisinde yapılmasında endeks mart ayında 2.3'e düştü. bir sakınca yok. Merkez yoklamaŞimdi bu düşme trendi olduğunu sına hep şüpheyle bakılıyor. Ama kesinlikle görmek için belki de bir o da bir sistemdir. Önemli olan iki ay daha bekleınekte fayda ola onu kullanacakların ahniyetidir. bilir. Özellikle sanayi sektöriinü Üye yaamının yenilenmesi ise kebiraz kıpırdatıcı yönde bazı tedbir sinlikle gerekli. Bugünkü yazımleri alınması duşunülebilir. Butun lar sağlıklı değil. Tabii bu da iyi bunlar 6. ekonomik plan çerçeve niyet kurallan içinde ele almmalı. sinde makro planda ele aldığımız Güneş Gürseler: Genel merkez konular. " bu konuda yetkiyi bir yasadan alıÇalışanlann ücretlerine yapılan yor. Bunu değerlendirmenin takartışlann enflasyonist etkileri ol diri genel merkeze ait. Düzenleduğu yolundaki hükümet görüş meyi yapacak organ olduğu için lerine karşın, işçi, memur ücretle takdir oraya ait. Ama ilke olarak rinin arttırılacağının açıklandığı değişikliklerin kurultayda yapılnın hatırlatılması üzerine Tigrel, ması doğrudur. Şimdi hep bera"Ben rakarn bazında ne gibi bir ber bir erken seçim kavgası veriartısın olduğunu görmeliyim. Fa yoruz. Bu kavgada başka tartışkat benim açıkça kanaatim ücret malara gerek ve yer yok. Eşref Erdem: Parti tüzüğü kolerin enflasyona o kadar fazla, özellikle mevcul koşullarda büyük şullara uydurulabilir. Herkes üye bir katkı sağlayacagını diişünmek yapısının sağlıklı olması gerektisanıyorum yanlış olur. Ücretleri ğini söylüyordu. Şimdi bunu dübiraz daha sosyal politikalar açısından düşünmek yararlı olur. SATILIK ARABA Özellikle reel açıdan biraz artması 1973 model Ford Station gereken ücretlerin enflasyona olası ihtiyaçtan satılık. 7.5 milyon etkilerinden de korkmamak gereTel: 159 87 60 kir diye düşünüyorum." bakan Özal'a ekonomik konularda danışmanlık görevini sürdüreceği öğrenildi. Yusuf Özal'ın bakanlıktan alınmasından sonra Başbakan'ın oğlu Ahmet Özal'ın ekonomi uzerindeki etkinliğinin artacağı öne sürülürken Yusuf özal'ın da ekonomiyle ilgili önerilerini ağabeyi Başbakan özal'a Ekonominin patronluğunu doğrudan kendisi ustlenen Başbakan Özal, yeni Bakanlar Kurulu'nu açıklacuktan hemen sonra Başbakanlık Konutu'nda ekonomi kurmayları ile bir toplantı yaptı. Başbakan Özal, bu toplantıda kurmaylara yeni ekonomik paketle ilgili son talimatları verdi. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na getirilen Ulaştıraıa Bakanı Ekrem Pakdemirli ise son bir haftayı sürekli toplantılarla geçirdi. Sabah saat 06.00'da başlayıp gece 24.00'e kadar süren Pakdemirli'nin toplantılannda, Maliye'nin üst düzey bürokrasisi epey terledi. Başbakan Turgut Özal'dan aldığı talimat gereği Maliye bürokrasisini "silkelemeye" kararlı olan Pakdemirli'nin, vergi tahsilat ve denetimlerinin daha sıkı yürütülmesini istediği öğrenildi. Pakdemirli'nin bir hafta süren bu toplantılarından en fazla üst düzey bürokratların eşleri rahatsız oldular. Bir üst düzey bürokratın eşi gazetemize telefon ederek, Pakdemirli'nin bu tutumunu "insan haklarına aykırı bir nygulama" olarak değerlendirdi. iletebileceği kaydediliyor. (Baştarafi I. Sayfada) Ekonominin Demirel ni kabul eden Demirel, Tokat'taki her yatınmda kendüerinin damgasının bulunduğunu ileri sürdü. Demirel, şöyle devam etti: "Türkiye'de artık devir değişecektir. Bu devir kapanmıştır. Yeni ve aydınlık bir devir gelecektir. 26 Mart'ın manası da budur. Bu devirlc, yalan ve yalancılık sona erecektir. Bir kısmı. arkasında kötü isim bırakır. Bunlara, 'bednam' denir. Bunlann da arkasında körü isim kalacaktır. Dürüst çahşma, bizim şianmızdır. Düriıst çalışacağız. Olay, bir devri sabık olayı degildir. Halka hesap vermek devri sabık degildir. Bunlan ortaya koyua. millete hesap vermek için gereklidir." Devlet Bakanı Güneş Taner'in, yapılan ilk Bakanlar Kurulu toplantısında Yüksek Planlama Kurulu üyesi olduğu açıklandı. Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı ldaresi de kendisine bağlanan Güneş Taner, "Henüz icraata başlamadık" diyor. Taner, ilk iş (Baştarafi I. Sayfada) olarak Toplu Konut ve Kamu OrDaha sonra Tokatlı partilileri taklığı İdaresi yöneticileriyle bir Avusturya basınına fotoğraflan dağıtılan üç hemşire soldan sağa, Maria Gruber, VValtraud Wagner, Irene Leıdof. (Fotoğraf: AP) Hastalarmı öldüren (Baştarafi l. Sayfada) içinde meydana geldiğinin sanıldığını, ancak soruşturmanın 1982 yılına kadar geriye götürüldüğünü belirtti ve o tarihten bu yana ölüdüldüğü sanılan hasta sayısının 150200 arasında değişebileceğini açıkladı. Olayı soruşturan bir polis müfettişi de, VValtraud VVagner adlı tutuklu hemşirenin asıl şüpheli olduğunu ve tek başına 20 kadar hastayı öldurdüğünün sanıldığını söyledi. Viyana Federal Savcılığı da olayla ilgili olarak tutuklanan hemşirelerden üçünün yardımcı, birinin ise diplomalı olduğunu, olayla ilgili olduğu belirlenen Şili asıllı bir hemşirenin daha aranmakta olduğunu açıkladı. Şıvgın; Olay vahşet Sağlık Bakanı Halil Şıvgın Avusturya'da 4 hemşirenin 44 yaşlı hastayı çeşitli yollarla öldürmesini "insanlık dışı vahşet" bir olay olarak nitelendirdi. Bakan Şıvgın, Avusturya'da tedavi için hastaneye teslim edilen yaşlı hastaların öldürülmesini kınadı ve "Bu tür olaylann olabileceğine ihtimal veremiyorum. Bunu düşünmek bile islemiyorum" dedi. Ayşe Erkmen Burası ve Orası Yerleştırme Maçka Sanat Galerisi 14 Mart 22 Nısan ri yağmuruna tutuyorlar. Her iki tarafıri da haklı oldukları yönler var. Ancak Çelebi, Ramiz Sevinç ve Işılay Saygın'ı "başka partinin adayiarını desteklemekle" suçluyor. Yine ANAP kulislerindeki yoğun söylentiye göre Işılay Saygın'ın DYP'ye, Ramiz Sevinç'in ise SHP'ye destek verdikleri anlatılıyor. ANAP'ta başgösteren krizin bakanmilletvekili çatışmasına dönüşmesi gerçekten ilginç. ANAP il örgütlerinin görevden alınmasının gündeme gelmesiyle başlayan bu çatışma, parti tabanındaki sancıların giderek büyüyeceğinin habercisi olarak görülüyor. Burada asıl sorunun "merkez" ve "merkez sağ" tartışmasından kaynaklandığı, ANAP içindeki kutsal ittifakçı kanadın özal üzerinde yeniden ağırlık koyduğu görüşüne koşut olduğu siyasi kulislerde anlatılıyor. MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in dün yaptığı açıklamada, "ANAP oylarının en az yüzde 10'u bizim" sözleri de bu çatışmanın başladığı güne rastlıyor. Yine bir gün önce RP lideri Erbakan Hoca, "ANAP'ta 20 milletvekili arkadaşımız var" diye konuşmuş, "geç kalmadan RP'ye gelsinler, sonra açıkta kalırlar" demişti. Bu gelişmeler olurken ANAP içindeki delik giderek büyüyor. Orgütlerde "merkez sağ partisiyiz" görüşü ağırlık kazanıyor. İşte bu noktada DYP, MÇP ve RP atağı ANAP örgütlerini kuşatıyor. örgüt yöneticileri çaresiz, ne yapacaklarını bilmiyorlar. İş bu noktadan sonra da bakanmilletvekili çatışmasına dönüşüyor. Özal, elbet bu gelişmeleri yakından izlivor. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın "Merkez partisiyiz" açıklaması, şimdilerde "merkez sağ partisiyiz" görüşüne dönüştü. Yılmaz'ın görüşünü destekleyenlerın sayısı da azalmaya başladı. Çünkü kutsal ittifakçı kanat, Özal üzerinde yeniden ağırlık koydu. İl örgütlerinin görevden alınmaları uzadı. Başbakan Özal, milletvekillerine "Haydi seçim bölgelerine" diyor. Ama milletvekilleri seçim bölgelerine gidemıyorlar. Örgütler darmadağınık. Belediyeler SHP ve DYP'nin yönetiminde. Kiminle konuşacaklar, neler anlatacaklar? Hele köylere girmeleri olanaksız. Köylü perişan. Erken seçim o kadar uzakta değil. Zaten SHP lideri İnönü de bu konuda Özal'ın bir sürpriz yapabileceğini açıklamış, örgütlere "Yann erken seçim varmış gibi hazırlıklı olun" demişti. ANAP milletvekilleri de bunun ayrımında. Özal'ın milletvekillerine "seçim bölgenıze gidin" diye konuşması bir erken seçimi gündeme getiriyor. 290 kişilik ANAP Meclis grubuna bir de dopıng yapıyor Özal. Milletvekillerine şöyle diyor: 1987 genel seçimlerinde hangi sıradaysanız yine aynı sırada olacaksımz. Haydi bakalım göreyim sizi... Özal, mıiletvekillerine 1987 listelehnin değişmeyeceğini söylemek istiyor. Böyiece ANAP Meclis grubunun da kenetlenmesini sağlamış oluyor. ANAP'ta sıkıntı DYP, MÇP ve RP kıskacından doğuyor. Özal, şimdilik bu sıkıntıyı dalgalanmaya bırakıyor. Dün Kbnya'da bir açıklama yapan Mehmet Keçeciler'in sözleri ise olaya değişik bakış açısı getiriyor. Keçeciler şöyle konuşuyor: Arkadaşlanm ANAP'ta politik hayatımın ve mücadelemin devam etmesini istiyorlar. Yerel seçim sonuçlarında halkın mesajı var. Bunun çok iyi değerlendirilmesi lazım. ANAP'ın önündeki son şansıdır. Halk ekonomik kararları, sosyal ve kültürel politikamızı beğenmediğini oylarıyla gösterdi. Mehmet Keçeciler, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'la da üç ay önce 30 dakika görüştüğünü, sadece başsağhğı dilemeye gittığini açıklıyor. Gazeteciler soruyor Keçeciler'e: Özal'a kırgın mısınız? Keçeciler'in yanıtı şu oluyor: Sayın Özal'a kırgın olabilirim. Ama ANAP'labarışığız... Acaba Keçeciler ne dernek istiyor?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle