25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26MART 1989 CUMHURİYET/13 Türkler AmerikaVı sevîyor Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçisi Robert StrauszHupe, bugünlerde Türkiye'den ayrılmaya hazırlanıyor. 12 Eylül'den bir süre sonra haziran 1981'de Türkiye'de göreve başlayan StrauszHupe, yerini John Abromovvitz'e bırakacak. Diplomatik muhabirimiz Semih İdiz, StrauszHupe ile Ankara'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde konuştu. Büyükelçi, Türklerin çoğunluğunun Amerika'yı sevdiğini söyledi. StrauszHupe, bunun nedenini de şöyle açıkladı: "Lideri olduğumuz ittifak dolayısıyla özgürlüğünüzün korunmasında katkılanmız oldu." ABD'nin Ankara Büyükelçisi, Amerikan sermayesinin Türkiye'ye gelmekte neden nazlandığına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta ise Türkiye'de yaşanmakta olan yüksek enflasyonun yarattığı belirsizlikten söz etti. Türkiye'de görev yaptığı yıllarda basmla sık sık karşı karşıya kalan ve oldukça fazla eleştiri alan StrauszHupe, Türk basınıyla ilgili bir soruya ise yanıt vermedi, "Görüşlerimi kendime saklıyorum" dedi. Türkiye'ye veda etmeye hazırlanan ABD Büyükelçisi StrauszHupe: PAZAR KONUGU rikan kuruluşlarıyla işbirliğini son zamanlarda arttırdı. Bu arada Türkiye'ye gelen Kongre üyelerinin ve Amerika'ya giden Türk milletvekillerinin sayısının arttığını görüyoruz. Bu temasların yararı ne oluyor? HEM ZİYARET HEM TİCARET ~ Sözünü ettiğiniz son husus önemli. Karşılıklı ziyaretlerde bulunan Kongre üyeleri ile milletvekillerinde karşılıklı anlayış artmış bulunuyor. Bu arada iş olanakları arayan Amerikalı işadamlarının Türkiye'ye yaptıkları ziyaretler de artmıştır. Böylece daha fazla Amerikalı daha fazla Türk ile konuşma olanağını bulmuştur. Bu temaslar sadece ticarette değil aynı zamanda eğitim alanında da görülüyor. İki ülke arasında seyahat eden akademisyenlerin sayısı da arttı. Bu, yavaş bir süreçtir. Ancak bu süreç iki ülke arasındaki ilişkilerin kuvvetlendirilmesi için gereklidir. Ben çok uzun süredir diplomasi mesleğinin içindeyim. Açıkça söyleyebilirim ki dış politika sadece anlaşmaların imzalanması ve diplomatik demarşların yapılması ile ilgili değil. Dış politika ay.nı zamanda insanların bir araya geüp tamşmalan, birbirleriyle konuşmalarıyla ilgilidir. Bu açıdan Türkiye'ye gelen her Amerikalı bir diplomat olduğu gibi Amerika'ya giden her Türk de bir diplomattır. Amerikalı yetkililer Kongre'deki durumu anlatırlarkert sürekli olarak Kongre üyelerinin seçmenlerine karşı yükümlülüklerinden söz ederler. Bu faktörün dış politikaya yansımalarını biz Türkiye olarak yaşıyoruz. Sizce Kongre dış politika konusunda bu kadar karışmalı mı? Bunun Amerika'da bile bir tartışma konusu olduğunu biliyoruz. Yönetime yakın birçok kişinin, Kongre'nin dış politikayı bu konuyu anlayan yönetime bırakması gerektiğine inandıklarını okuyoruz? Tabii ki Kongre üyelerinin tek işi yönetimin işlerine karışmak olsa o zaman ilişkilerimizde bir ilerleme kaydedilemez. Ancak Kongre üyelerinin çoğu bu işlere karışırlarken bunu sizi desteklemek için yapıyorlar. Size yapılan askeri ve ekonomik yardımlar için olumlu oy kullananlar bu kişilerdir. Son sekiz yıla bakacak olursanız sizi destekleyen Kongre üyelerinin sayısı sizi desteklemeyen ve itirazlarınıza yol açan tasarılan gundeme getiren üyelerin sayısından fazladır. Öte yandan seçmen kitlelerimize bakacak olursanız, bizim azınIıklardan oluşan bir ülke olduğumuzu görürsünüz. Amerika'da kesin bir etnik çoğunluk yoktur. Azınlıklar tarafından bazı konularda takınılan tavırlar ise anavatandan getirilmiş olan tavırlardır. Etnik hafızalar genelde uzun olur. Birleşik Amerika'daki durum da budur. Gerçeklere bakılacak olursa Amerika'da çok az sayıda Türk var. sürüyor. Bu gerçeğin sorumlu Türkler tarafından kabui edildiğine inanıyorum. Lideri olduğumuz ve sizin de içinde bulunduğunuz ittifak aracılığı ile son kırk yıl boyunca özgürlüğünüzün korunmasında büyük katkımız olduğu gerçeğinin kabul edildiğini zannediyorum. Bu ittifak çerçevesinde ilişkilerimizin iyi işlediğini söyleyebiliriz. Türklerin bize karşı dostane yaklaşım içinde olduklannı söyleyebilirim. Hatta bunun ötesine de giderek şunu belirtmek isterim. Son sekiz yıl boyunca burada hasmane tavırlara atfedilebilecek tek bir olay ile karşılaşmadım. Türkiye'de nereye gittiysem dostça ve nezaket ile karşılandım. Bunun Türkiye'de seyahat eden Amerikalıların ço SOYLEŞİ SEMİH İDİZ \Sayın Büyükelçi, ABD yönetiminin üst düzeyli biryetkilisi ve son sekizyıldır Türkiye'de çalışan bir kişı olarak sizce TürkAmerikan ilişkileri 1980 yılından bu yana nasıl gelişti? Hatırladığım bazı olaylar var. Örneğin Savunma ve Ekonomik Işbirliği Anlaşması (SEİA) ile ek mektuplarının imzalanması ve onaylanması ilişkilerimizde önemli bir adımdı. Tabii emsalsiz değildi. Ondan beş yıl önce de benzeri bir anlaşma imzaJamıştık. Ama günün koşullarında bu, ilişkilerimizde kesin bir ileri adımdı. Bildiğim kadanyla Türk dostlanm bu anlaşmadan memnunlar. Biz de memnunuz. Başka önemli gelişmeler muştur. Bunun ardından da herhalde Ortadoğu geliyor. Biz sadece üçüncü konumdayız. Tabii bunun da tarihi nedenleri var. Ancak gelecek yıllarda daha fazla ticaret yapabileceğimiz konusunda umutluyum. Özellikle Türk piyasasına giren Amerikan yatırımlannın artmasından sonra. Genelde yatınm artınca ticaret de artar. Bu bakımdan iyimserim. • • • • / ! merikan sermayesi Türkiye'ye gelrnek konusunda halen nazlı davranıyor. Niçin? Bu, Türkiye'deki altyapınm yetersiz olmasmdan mı kaynaklanıyor? Gerekli yatınm ortamını bulamıyor mu? Yoksa başka nedenleri mi var? R O B E R T STRAUSZHUPE 25 Mart 1903 yılmda Viyana'da doğan StrauszHupe 1923 yılmda Amerika'ya göç etmiş. 1946 yıhnda Pennsylvania Üniversitesi'nde doçentlik tezini verdikten sonra aynı üniversitede Dış Politika Enstitüsü'nü kurmuş ve 195270 yılları arasında bu enstitünün direktörlüğünü yürütmüş. Daha sonra 197072 yıllan arasında, bugünkü adıyla Sri Lanka'ya büyükelçi olarak atanmış. Bunun ardından da sırasıyla Belçika'da, tsveç'te ve NATO Daimi Delegasyonunda büyükelçilik görevinde bulunmuş. Başkafi Reagan 'a yakınlığı ile tanınan StrauszHupe 76 yaşında iken Sri Lanka asıllı olan Mayrose Ferreira ile evlenmiş. ardım yerine ticaret, ideal bir ilişki olabilir. Ülkenizin dünya ile ve özellikle bizimle olan ticaretini niçin arttırmak istediğini biliyorum. Türkiye'nin bize karşı olan yükümlülüklerinden niçin kurtulmak istediğini ve finansman için bize bakmak yerine niçin silahlarını kendi olanaklarıyla temin etmek istediğini de anhyorum. Bu doğal olduğu gibi çok sağlıkh bir yaklaşım. Ancak içinde bulunduğumuz durumun birçok nedeni var. Bu durumda da askeri ve ekonomik yardım almanız önem taşıyor. ğu için de geçerli olduğuna inanıyorum. Demek ki bizi birbirimize uyumlu yapan sadece karşılıklı çıkarlar değil. Burada mevcut olan ve ülkeler arasında dostluklara yol açan garip bir kimyevi oluşumdan da söz edilebilir. \Dosyalanmı karıştırdığımda Türk basını ile birçok kez karşı karşıya geldiğinizi görüyorum. Basınımız hakkındaki düşünceleriniz nedir? Bu söyleşiden önce yazılı olarak gönderdiğiniz sorularınızın taslağını okurken, bu sorunuza yanıtımı saklı tutmaya karar verdim. I Peki Türkiye'de 1983 yılından bu yana demokrasinin yerleştirilmesi için sarfedilen çabaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkenizin demokratik kurumlara bağlı olduğundan eminim. Türkiye'de demokrasinin köklerinin derin olduğuna inanıyorum. Türkiye'de çoğunluğun demokrasiyi sevdiğine de inanıyorum. Kanıtı da 1970'Ii yıllann sonu ve 1980'li yılların başında demokrasiyi tehdit eden unsurların üstesinden gelmiş olmanız ve askerlerin kışlalanna ENFLASYONUN ETKISI sekiz yıla bakacak olursanız sizi destekleyen Kongre üyelerinin sayısı, sizi desteklemeyenlerin sayısından daha fazladır. Öte yandan seçmen kitlelerine bakacak olursanız, bizim azınlıklardan oluşan bir ülke olduğumuzu görürsünüz. Amerika' da kesin bir etnik çoğunluk yoktur. Gerçeklere bakılacak olursa, Amerika'da çok az sayıda Türk var. Buna karşılık olarak birçok Yunanlı ve Ermeni var. Bizimle iş yürütürken bu gerçeği kabul etmek zorundasınız. de oldu. örneğin son yedi yıl içinde üç Dışişleri Bakanımız Türkiye'yi ziyaret etti: General Haig, Sayın Shultz ve son olarak Sayın Baker. Öte yandan Cumhurbaşkanınızın'ABD'ye yaptığı ziyaret ve Başbakanınızın yaptığı birkaç ziyaret de önemli gelişmeler arasında yer alıyorlar. Ilişkilerimiz iyi olmasaydı bunların hiçbiri gerçekleşemezdi. \Ancak SEtA'yı örnek alacak olursak bu imzalanana kadar bazı zorluklar yaşandı. Müzakere halindeydik. Ancak müzakereler düşmanlık havası içinde yürütülmüyordu. Bu zorluklar, böyle bir anlaşmadan elde edebilecekleri avantajları düşünen iki ülke arasındaki müzakereler sırasında yaşandı. Sonunda her iki taraf karşıbklı çıkarlara uygun olarak istediğini elde etti. Bizim bu açıdan bir istisna olduğumuzu zannetmiyorum. Aynı şey Avrupalı dostlannız için de geçerli. Bunun birçok nedeni var. Bunlardan biri herhalde buranın yeni ve hakkında daha çok şeyin öğrenilmesi gereken bir piyasa olması. Ancak, burada malum olan ve sizin ekonomistlerinizin de işaret ettikleri esas faktör bir dereceye kadar .. avunma ve Ekonomik İsbirliği Anlaşması ile ek mektuplannın imzalanması ve onaylanması, ilişkilerimizde önemli bir adımdı. Bildiğim kadarıyla Türk dostlanm bu anlaşmadan memnunlar. Biz de memnunuz. dönmüş olmalandır. Meclisiniz kapılarım açtı ve bugüne kadar görevini sürdürüyor. Kısacası Türkiye'deki demokrasi konusunda bir endişem yok. DAHA ÇOK TICARET ^KKKKktkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler daha çok askeri isbirliği temeline oturtulmuş bulunuyor. Türk hükümeti bu ilişkilerin kapsamının artık genişletilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu yönde de bazı olumlu gelişmeler oldu. Ancak genel olarak bu sürecin yavaş işlediğini görüyoruz. Bunun nedenleri nedir? Zannedersem burada bir slogana atıfta bulunuyorsunuz. "Yardım yerine ticaret" sloganına. Bunun bir ideal ilişki olacağmı kabul ediyorum. Ülkenizin dünya ile ve özellikle bizimle olan ticaretini niçin arttırmak istediğini de biliyorum. Türkiye'nin bize karşı olan yükümlülüklerinden niçin kurtulmak istediğini ve finansman için bize bakmak yerine niçin silahlarını kendi olanaklanyla temin etmek istediğini de anhyorum. Bu, doğal olduğu gibi çok sağlıkh bir yaklaşım. Ancak, içinde bulunduğumuz durumun birçok nedeni var. Bu durumda da askeri ve ekonomik yardım almanız önem taşıyor. I Ticari ilişkilerimizin gelişmesindeki zorluklar nedir? Bu alandaki gelişmenin istediğimiz hızla ilerlemediğini kabul ediyorum. Ancak bu ticari ilişkilerimizin tarihi ile yakından ilintili. Tayvan ve Hong Kong'un aksine bizim tekstil piyasamıza geç girdiniz. Siz geldiğinizde, onların Amerika'da birçok müşterisi vardı. Siz baştan başlamak zorunda kaldımz. Zorluklardan biri bu. Bu arada siz de biliyorsunuz ki uluslararası durumu da hesaba katmak gerekiyor. Siz de bizim gibi, kendine has ve çok kompleks ilişkilerin olduğu dünya piyasasının bir parçasısınız. Onun için gelişmelerin yavaş olması iki tarafta iyi niyetin eksik olmasından değil, dış etkenlerden kaynaklanıyor. Ama sizin de işaret ettiğiniz gibi olumlu bazı gelişmeler de oldu. Şu aşamada önümüzdeki 1015 yıl içinda Avrupa Ortak Pazarı'nda neler olacağını bekleyip görmek gerekiyor. Bu pazar sizin için bizimkinden çok daha önemli. Biz aslında sizin için hiçbir zaman önemli bir pazar olmadık. Sizin esas müşteriniz her zaman Avrupa Ortak Pazarı olBasınla arası kötü ABD'nin Ankara Büyükelçi Robert StrauszHupe'nın Türkiye'de bulunduğu süre içinde kendisine zaman zaman eleştiriler yönelten Türk basını ile arasımn her zaman iyi olduğu söylenemez. Kordıplomatiğin duayeni olacak kadar uzun bir süre için Ankara'da bulunmasına rağmen fazla özel demeç vermemesinin nedenlerinden biri de bu olsa gerek. Türkiye'den ayrılma hazırlıklarmı yürüttuğü şu sıralarda bu eleştirilerin tekrar başgöstermesi ise kendisi için ayn bir tatsızlık unsuru oluşturuyor. Nitekim kendiistikrarsızlık görünümü veren yüksek enflasyondur. Yaunmcılar belli bir doğruluk payı ile birkaç yıl içinde neler olacağını tahmin edebilmek isterler. Yüksek enflasyon oranı varsa bu imkânsız oluyor. Ücret durumunun, Türk halkının alım gücünün ne olacağını tahmin etmek zor oluyor. Yüksek enflasyonlu bir ortamda bu sorulara kosiyle görüştüğümüzde Türk basını ile ilgili görüşlerini almaya çalıştık. Ancak düşüncelerini saklı tutmayı yeğlediğini söyledi. Fakat bir kırgınlık sergilemedi. Sadece "giderayak tatsız konulara girmek ıstemediğim" sezdirdi. Öte yandan söyleşi lalebimizi ılettiğimizde Ankara'daki resmi Amerikan kaynakları bize bazı telkinlerde bulundular. Bunlardan biri, StrauszHupe'nin, özel yaşamıyta ilgili sorulardan hoşlanmadığı yolundaydı. Bir diğeri ise büyükelçinin daha çok TürkAmerikan ilişkılen üzerinde durmayi tercih ettığı idi. (Fotoğraf: Rıza Ezer) Buna karşılık olarak birçok Yunanlı ve Ermeni var. Bizimle iş yürütürken bu gerçeği kabul etmek zorundasınız, çünkü biz buyuz. • • • • S o y ı n Büyükelçi, uzun süredir Türkiye'de yaşıyorsunuz. Buradaki deneyiminize dayanarak söyleyebilir misiniz, sizce Türkler Ameri INSAN HAKLAR1 Türkiye'deki insan hakları neler söyleyebilirsiniz? hakkında Bu konuda da duyarlı olduğunuzu söylemek isterim. Ülkenizde bu konu canlı bir şekilde tartışıhyor. Açıkça tartışıhyor olması demokrasi açısından iyi bir işaret olduğu gibi halkın konuya karşı duyarlıhğını da gösteriyor. Bizim açımızdan bakıldığmda insan haklan konusunda daha da ileriye gidilebileceğini söyleyebilirim. Bunu kendi ülkem için de söylerim. İnsan haklarının bugün geçmişe oranda daha iyi olduğuna inanıyorum. Ancak bir büyükelçi olarak aslında sizi ilgilendiren bu konudaki fikirlerimi saklı tutmalıyım. Bu, sizin sorununuz, benim değil. Size önerilerde buIunmak da benim görevim değil. Çünkü bu konuları her ülke kendisi halletmeli. Çözüm dışarıdan gelemez. Bu sorunla başa çıkma yöntemleriniz bir anlamda siyasi olgunluğunuzun bir sınavıdır. Önemli bir konu olduğu şüphe götürmez. Ortak Pazar'a girmek istiyorsanız diğer üyelerin kabul ettikleri insan haklan kavramlanna duyarlı olmalısınız. Bu gayet açık. Ne kadar duyarlı olacağınız veya neye karşı duyarlı olacağınız ise sizin meselenizdir. ^ • ^ • i ı ' a v ı n Büyükelçi, Türkiye'de yaşadığınız bu süre içinde ülkemizde en çok neyi sevdiniz? Eşimle birlikte burada en çok sevdiğimiz şey kurduğumuz dostluklar oldu. Uzun süre dayanacak olan dostluklar kurduk. Özellikle ayrılmaya hazırlandığımız şu sıralarda ne kadar çok dostumuz olduğunu daha iyi anlıyoruz. tkincisi ülkenizin güzelliğini sevdik. Burası hiç şüphesiz dünyanın en güzel ülkelerinden biri. Görecek o kadar çok şey var ki. Türkiye aynı zamanda tüm uygarhkların dev bir tarih kitabı gibi. Bunların hepsini sevdik. Yaşadığımız ufak tefek rahatsızhkların bunların yanında hiçbir anlamı yok. I Türkiye'deki bürokrasinin burada yatınm yapmayı düşünen yabancılar için caydırıcı bir unsur olduğunu zannediyor musunuz? Bunu bilemem. Evet, gazeteleri okuyorum. Başkalarının bu konuda söylediklerini duyuyorum. Ancak bu konuda bir fikrim yok. Çünkü benim bürokraside ilişki içinde olduğum kesim çok spesifik bir kesim. Bu kesimde büyük ölçüde beceri ve anlayış ile karşılaşıyorum. Tabii hepimizin bürokrasi ile sorunumuz var. Eminim ki Türk basını belirli zamanlarda Amerikan bürokrasisi hakkında çeşitli şeyler yazmıştır. Bu açıdan Türkiye'deki durumun bir istisna olduğuna inanmıyorum. İ^HİB/A'/// Hişkilerimizdeki temel bir sorunu özetlemek gerekirse şu söylenebilir. ABD'nin muhatabı Türk hükümeti iken, aynı Türk hükümeti karşısında yalnız ABD hükumetini değil aynı zamanda ABD Kongresi'ni buluyor. Bu Kongre'nin Türkiye'ye her zaman sıcak baktığı da söylenemez. Amerika'da iktidann böyle bölünmüş olması bir anayasal durum ve değiştirilemez. Bu durumda yapılması gereken nedir sizce? Sorunuzda bir temel hata seziyorum. Siz Kongre ile ilgili değilsiniz. Siz Amerikan devleti ile ilgilisiniz. Biz de sizin adınıza Kongre nezdinde girişimlerde bulunuyoruz. Bunu yaparken de devlet adına yapıyoruz. Ancak şu noktada haklısınız, Amerika'daki durum anayasanın öngördüğü durumdur. tktidar yasama, yürütme ve yargı organları arasında bölünmüş bulunuyor. Kongre muhalefetin kontrolünde olduğu zaman ortaya sorunlar çıkıyor. Ancak Kongre'de partizan yaklaşımlardan bağımsız davranan ve ulusal çıkarlarımıza bağlı olan sağlam bir orta kesim mevcut. Türk hükümeti lobicilikte uzman Ame Linerikan sermayesinin Türkiye'ye gelmekte nazlanmasının birçok nedeni var. Aynı şey Avrupalı dostlannız için de geçerli. Bu sebeplerden biri, herhalde buramn yeni ve hakkında daha çok şeyin öğrenilmesi gereken bir piyasa olması. Ancak burada malum olan ve sizin ekonomistlerinizin de işaret ettiği esas faktör, bir dereceye kadar istikrarsızlık görünümü veren yüksek enflasyondur. lay yanıtlar bulunamıyor. Aynı sorun başka ülkelerde de yaşandı. Sermayenin gelmesi beklendi, ama gelemedi. Negatif kapital akışı oldu. Bu nedenle enflasyona çözüm bulabilirseniz yatırımların artacağına inanıyorum. ürklerin çoğunluğunun ABD'yi sevdiklerini söyleyebilirim. ABD'yi sevmeleri için birçok nedenleri var. Dostluğumuz 2. Dünya Savaşı'ndan beri sürüyor. Bu gerçeğin sorumlu Türkler tarafından kabul edildiğine inanıyorum. Lideri olduğumuz ve sizin de içinde bulunduğunuz ittifak aracılığıyla son kırk yıl boyunca özgürlüğünüzün korunmasında büyük katkımız olduğu gerçeğinin kabul edildiğini zannediyorum. ka'ya nasıl bakıyorlar? Çoğunluğun ABD'yi sevdiklerini söyleyebilirim. ABD'yi sevmeleri için birçok nedenleri de var. Dostluğumuz İkinci Dünya Savaşı'nda bu yana • • • I Peki en az sevdiğiniz şey neydi? Bugün Türkiye hakkında en az sevdiğim şey buradan ayrılacak olmamdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle