25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 22 MART 1989 Ilçeler büyükşehre karşı ISTANBUL'DA YEREL POLİTİKA VE BÜYÜK ŞEHİR HAZIRLAYANLAR: Dr.Hihal Kara (Marmara Ünıversitesi) (Marmara Üniversi'esı) rokratlarla muhatap olmak durumunda kaldıklannı belirtmişler, buyükşehirdeki işlem ve uygulamaların dışında kaldıklanndan şikâyet etmişlerdir. Ancak bazı başkanlar için bu tür sorunların bulunmadığı, büyükşehir belediyesi ile uyum içinde çalıştıkları görülmüştür. Sonuç olarak ilçe belediyelerinin "yetkisizliği"nın iki kademenin başkanları arasındaki "ilişki "lerin önem kazanmasına yol açtıgını ve uyelerin ılçelerine göre farklı bir buyukşehir belediyesi deneyimi olduğu söylenebüir. Büyükşehir belediye meclisi ilçe belediye meclisleri genel kurulu gibi Dr.Sema Köksal Beceriklilik ve etkinlik Başkanın ilişkisinın iyi oludğu ilçelerden gelenler için önemli bir sorun olmadığı görulürken, diğerleri için büyükşehir belediyesinde "atanmışlar"ın hâkimiyeti ve ağır ışleyen bir burokrasi mevcuttur. Başkanın hangi ilçe belediye başkanları ile iyi ilişkiler kurduğu ise 'beceriklilik' ya da "etkinlik"ten başka ko^ullara ve ölçütlere bağlı görünmektedir. Parti içindeki farklı kanatlara mensup olma ölçutü de pek geçerli görünmemektedir. Burada gerçekleşen büyük kentsel yatınmlann kararlannın nasıl oluşturulduğu, konulann hangi kentsel gruplan ilgilendirdiği, kentin çeşitli kesimlerinde yer alan değişikliklerin olası etkilerinin ayrıntıh olarak incelenmesi gerektiği kanısındayız. Ancak bizim gözumuze çarpan genellikle gecekondu ya da kenar ilçelerin belediye başkanlannm başkanla iyi ilişkiler içinde olmalanna karşın merkezdeki ve büyük ilçelerin başkanlannm daha fazla çelişk: içinde bulunmalandır. Kenar ilçelerin başkanlannm taleplerinin önemli ölçude kendi ilçeleri ile sınırlı olmasının önemli çatışmaları önlediği, buna karşılık her biri kendi ilçesine biçim vermek isteyen merkezdeki belediye başkanlannm, tstanbul'u kendi makro projesiyle 2000'li yıllara hazırlamak isteyen başkanla yetki çatışmasına girme potansiyellerinin daha fazla olduğu söylenebilır. Sonuç olarak, ilçe ile büyükşehir arasındaki bu tür çatışmaların yapısal bir niteliği olduğunu ve dolayısıyla baskanlar aynı partiden olsa bile sureceğini vurgulamak gerekir. Mevcut düzenlemeye göre büyükşehir belediye meclisi, ilçelerden seçilerek gelmiş üyelerden oluşuyor. Büyükşehir meclisinden beklenen ise yılın belli dönemlerinde toplanarak ilçe düzeyinde alınmış kararlar arasmda koordinasyonu sağlamak ve bunları büyükşehir bütünlüğü içinde değerlendirmek. Ancak fiili duruma baküdığında, meclis üyelerinin büyükşehir bütünlüğü konusunda çok fazla duyarlık göstermedikleri izlenimi edinildi. İJyeler, 3030 sayılı yasayla ilgili görüşleri sorulduğunda ilçe belediyelerinin yetkilerinin arttırılmasını istediler. Aynı üyeler, başkanın yetkilerinin kısıtlanması ve meclis üyelerinin yürütme faaliyetine katılması konusunda da görüş açıkladılar. Büyükşehir meclisi üyeleri, kendilerini . öncelikle ilçe meclisi üyesi olarak tanımlıyor ve sorunları büyükşehir gözüyle değil de ilçe odağından görüyor. Bu haliyle büyükşehir belediye meclisi bir ilçe meclisleri genel kurulu niteliğinde görülüyor. Dök asfalt, gir sandığa Siyasi iktidar ve belediyelenn, bir sonrakı seçımlen kaybetme endişesi, 5 yılda yetişme olasılığı bulunmayan projelen gözardı etmelenne yol açıyor. Böyle olunca da Istanbul buyük kentlerde bulunması gereken metro gibı toplu taşımacılık hızmetlerine bir turlu kavuşamryor Trafiğin bütünüyle yer üstunde seyretmesı ise işte böyle göruntülere neden oluyor (Fotoğraf ErtJoğan Köseoğlu) la kendi kendini yöneten ve bu buyukşehir düzeyinde büyükşehir yüzden de kent merkezinde yaşa belediyesi tarafından olusturulyanların pek dikkatini çekmeyen muş kararlara ilçe değil büyükşegöçmenlerin belediyelerde iktidar hir odağından bakmalarıdır. konumunda bulunması dikkat çekmeye başlamıştır. örneğin, Genel kurul gibi Eyup ilçesinin büyükşehir belediye meclisindeki sekiz temsilcisinin Ancak fiili duruma bakıldığınaltısı Bayrampaşalılar. da, meclis üyelerinin büyükşehir bütünlüğü konusunda çok fazla Ancak ilçe belediyelerinde etkili duyarlılık göstermedikleri izleniolan ve buyükşehır belediyesinin mi edinilmiştir. Ömeğin, 3030 sakarar alma organı meclis içinde ılı yasayla ilgili görüşleri sorulduçoğunluğu oluşturan bu gruplann ' ğunda, ilçe belediyelerinin yetki"İstanbul'u ne olçtide yönettiği" lilerinin arttınlması, başkanın yetönemli bir sorudur ve 3030 sayılı kilerinin kısıtlanması ve meclis yasayla oluşturulan Büyükşehir üyelerinin yurutme faaliyetine kaYonetim Modeli'nin incelenmesi tılmaları doğrultusundaki öneribu konuda önemli ipuçları sağlamaktadır. "ilçe belediyeleri genel kurulu" niteliğindedir. Belediye Başkanlarının çoğunluğunun da sorunlara kendi ilçeleri açısından baktıkları gorulmuştür. Nitekim, geçen yıl görevden alınan bir belediye başkanı meclisi nasıl görduğünü şöyle anlatmıştır: "İlçe Belediye başkanlannın mecliste >er almalan önemli. Mesela, benim ilçemle ilgili bir karar çıkacaksa ben birkaç beledi>e başkanı ile anlaşıvorum. herkes kendi ilçesinin meclis üyelerine söz geçiriyor ve karar çıkıyor. Buna karşılık ben de onlan destekliyonım." İlçe belediye başkanlarının genellikle büyükşehir düzeyinde alınan, ancak ilçeleri de grubun varlığından söz etmek gerekiyor. Genellikle geçmişte parti deneyimi olmayan, kendilerini tanımlarken "politikacı degilim, betediyeciyim" ya da "nizmct için geldim" gibi ifadeler kullanan, 1984 seçimleri öncesinde Dalan ya da Özal'la olan tanışıklıkları dolayısıyla aday olan üyelerden %15 civarında bir bölümünün büyükşehir duzeyindeki karar ve uygulamalara ilçe değil büyükşehir bütünlüğü açısından bakma eğilimi nde olduklan gözlemlenmiştir. Sosyoekonomik köken açısından bakıldığında bu grup genellikle Istanbul doğumlu ya da başka bir kentte doğup küçük yaşlarda ai 4 1980 yılına gelindiğinde Istanbul il nufusunun %46'sı Istanbul merkez belediyesınin dışındaki yeni gelişme alanlarında yaşamaktaydı. Kente sonradan goç etmiş olan grupların yaşadığı bu yeni gelişme alanlarında köy ya da belediyeler bulunmaktaydı. Bu bölgelerde kente goçle gelenlerin bir anlamda kendi kendini yoneten . binmler oluşturduklan söyienebi• hr. 1980 askerı yonetiminin Istanbul il smırları içindeki 25 belediye ve 22 köy tüzel kişiliğini kaldırmasıyla başlayan süreç, 1984 yerel seçimleri öncesinde çıkartılan 2972 sayılı Seçim Kanunu ile büyükşehir biriminin tanımlanmasıyla sonuçlanmıştır. Buna göre içerisinde birden fazla ilçe bulunan kentler büytikşehir ilan edilmiş ve buralarda seçilmişlik esasına gore kurulan ilçe belediyeleri, bunların temsilcilerinden oluşan büyükşehir belediye meclisi oluşturulması ve bunun başına da ayrıca seçilen bir büyükşehir belediye başkanının getirilmesi ongorulmuştur. Tuzel kişiliği kaldmlmış olan köyler ve belediyeler ise bu ilçelerin bunyesine alınmıştır. Tümüyle idari kıstaslara göre oluşuturulan büyükşehir birimi, ilçe sınırlan ve bu ilçeler içindeki belediye sınırlan dikkate alınarak alt birimlere aynlmıştır. Bu alt birimler mevcut 15 ilçe ile sınırlı tutulduğundan ve eski belediyeler de lağvedilmiş olduğundan oldukça ilginç ve bir durum ortaya çıkmıştır. 1980 yılında nüfusun yüzde 56'sının yaşadığı kent merkezi 14 bırime ayrılmış ve böylece kentin merkezi parçalanarak buralarda temsil açısından önemli bir yerelleşme sağlanmıştır. Buna karşılık çevrede bulunan ve genellikle kente sonradan goç etmiş gruplann yoğun olarak yaşadıkları yerleşme alanlarında bulunan 25 belediyenin lağvedilmiş olması ilk bakışta çevrenin eskiye oranla daha az temsil edilmesine yol açtığı izlenimini vermektedir. Ancak büyükşehir belediye meclisi üyelerinin sosyo ekonomik kökenleri ile ilgili bulgularımız, göçmenlerin önemli bir ağırlıkta olduğunu ve adeta tstanbul'u îstanbullu olmayanlann yönettiğıni gosteriyor. Jç ya da dış goç olan büyuk metropollerde göçmenlerin politikaya aktif biçimde katılma eğilimi gösteren gruplar olduğu bilinir. Nitekim kentsel polıtika ile ilgili özellikle ABD'de yapılan birçok çalışmada göçmenlerin yerel politikada özellikle aktif olduklan saptanmıştır. Ekonomik olanaklara ve statüye sahip olmayan bu kişiler politika için önemli olan oy mobihzasyonunu kendi etnik ve dinsel bağlarını kullanarak sağlamakta ve böylelikle seçimle politik bir konuma gelerek iktidar ve prestij sahibi olmaktadır. Böylelikle politika bu kişiler ıçın bir yukarı doğru hareketlilik kanalı oluşturmakta, geldıklerı politik mevkilen de kendi gruplarına hizmet ve çıkar sağlamak için kullanmaktadırlar. nin Eyup ve Şişli ilçe belediyelerinin bunyesine alınmasuıdan sonra Eyup'te Bayrampaşalıların, Şişli'de Kâğıthanelilerin ağırhkta bulunması ilginçtir. 1980 sonrası tstanbul Büyükşehir Belediye sımrları içerisinde alınan birçok eski belediyenin seçilmiş lcadroları Bir yandan buraların ilçe belediyesi statusunu kazanması için mucadele verirken bir yandan da bunyesine alındıklan ilçe belediyeleri içinde aktif konumda bulunmuşlardır. Sonunda ortaya çıkan tablo ilginçtir. 1980 öncesinde çevrede yer alan belediyelerin tasfiyesi ve kent mertezinde ilçe belediyelerinin kuruluşu ilk bakışta kent merkezinde yerelleşmeye buna karşılık çevrenin daha az temsiline yol açmış gibi görünüyorsa da politikaya ilgileri ve belediyecilik deneyimi daha fazla olan çevredeki göçmenlerin bu kez ilçe belediyelen ve bu yolla büyükşehir düzeyinde aktif olduklan gözleraleniyor. Nitekim geçmişte küçük butçelere ve kısıtlı karar alanlanna sahip olan çevre belediyelerde etkili konumda bulunan bu grupların kentsel politikadaki ağırhğı son donemlerde goze çarpmaya başlamış ve "tstanbul'u kimler yönetiyor" sorusu gündeme gelmiştir. tlçe belediyelerinin kurulması bu birimlere imar konusunda yetki verilmesi ilçelerde günlük hizmetlerin artmasına ve fiziksel yapı değişikliğine yol açmıştır. Kent içindeki karar merkezlerinin çoğalması, aynı zamanda kent merkezinde yaşayan grupların da ilçe belediyeleri ile muhatap olmalarını beraberinde getirmiştir. Böylelikle, 1980 öncesinde tstanbul Belediye sınırlan dışındaki yerleşim bölgelerinde kısıtlı olanaklar Güçlii başkan 1984 yerel seçimleri öncesinde çıkartılan 195 sayılı kararname ile oluşturulan büyükşehir yönetim modelı ilçe belediyelerini esas belediye olarak goren ve buyukşehır belediyesini ılçeler arasındaki eşgüdum ve büyükşehir düzeyindeki stratejik planlama ile görevlendiren bir ikı kademeli sistem öngörmüştu. Ancak temmuz 1984'te çıkartılan 3030 sayılı yasa bu modeli değiştirmiş \e buyukşehir belediye başkanına meclis kararları uzerınde veto ve tadilen lasdik yetkisi gibi önemli vesayet yetkileri tanryarak modeli merkezde "giiçlu başkan"ın bulunduğu "hiyerarşik bir iki kademeli sistem " e donuşturmüştu. Mevcut düzenlemeye göre büyükşehir belediye meclisi ilçelerden seçilerek gelmiş üyelerden oluşmaktadır. Bu meclisten beklenen ise yılın belli dönemlerinde toplanarak ilçe düzeyinde alınmış kararlar arasında eşgüdümü sağlamak, bunlan büyükşehir bütünluğu içinde değerlendirmek ya da ilçe belediyeleri kurulması, bu birimlere imar konusunda yetki verilmesi, ilçelerde günlük hizmetlerin artmasına ve fiziksel yapı değişikliğine yol âçtı. Kent içinde karar merkezlerinin yoğalması kent merkezinde yaşayan grupların ilçelerle muhatap olmalarım beraberinde getirdi. lerin hayli yüksek bir oranda olduu saptanrmştır. Buna karşılık, buyukşehir belediye mechsinin yetkilerinin arttırılması, meclisin ayrı bir listeyle seçilerek "özel ve daimi" bir meclis haline getirilmesi doğrultusunda öneri getiren uyelerin sayısı 6'yı geçmemektedir. Büyükşehir düzeyinde bir naam plan yapılması gereküğini ileri sürenler ise 4'u ANAP'lı ilçe belediye başkanı ve 4'ü SHP'li olmak üzere toplam 8 üyeden ibarettir. Bu bulgular büyükşehir belediye meclisi üyelerinin kendilerini öncelikle ilçe belediye meclisi üyesi olarak tanımladıklanru ve sorunlara buyuksehir değil ilçe odağından bakma eğilıminde olduklannı göstermektedir. Bu haliyle büyükşehir belediye meclisi bir etkileyen buyuk yatırım kararla lesı ile bırlikte lstanbul'a gelmiş, rının alınması ve uygulamasında dolayısıyla hemşerilik bağları olyeterince etkili olamamaktan şi mayan kişilerden oluşmaktadır. kâyet ettikleri gorülmüştür. Bü Bu üyeler, görüşme sırasında ilçe yükşehir belediye encumeninde belediyelerine daha fazla yetki veseçilmiş meclis üyelerinin yer al rilmesine karşı olduklannı, çünması gerektiğini savunan başkan kü mevcut yetkilerle bile ilçe belardan yarısı buyükşehir ve ilçe lediyelerinin büyükşehir bütünlübelediye başkanlarından oluşan ğunü bozucu uygulamalarda bubir. "baskanlar kurulu" kurulma lunduklanm ifade etmişler, hatsını önermişlerdir. Bu, bic anlam ta ilçe belediye başkanlannm büda başkanların büyükşehir düze yükşehir meclisinde yer almamayinde karar alma organı olarak lan gerektiğini ileri sürenler de meclis üyeliğinin ötesinde uygula olmuştur. Sonuç olarak medisteki ma ile ilgili yetkilerle de donatıl ANAP grubunda bir tur "ilçeciması isteğini yansıtmaktadır. lerbüyiikşehirciler" aynmı olduğu söylenebüir. İlçecilerşehirciler SHP'li üyeler için de ilçe BeleBu noktada iktidar partisine diyesi Meclis üyeliği daha öneırımensup üyeler arasında küçük bir lidir. Bu uyelerin sorunlara ilçe gnıp oluştursa da sonınlara bü odağından bakma eğilimlerinin vükşehir odağından bakan bir önemli bir nedeninin de büyükşe hir belediyesindeki antidemokratik uygulamalar olduğu düşunülmektedir. Ban ilçe belediyelerindeki komısyonlarda görev aldıklan halde büyükşehir belediyesindekd komisyonlardan tumüyle dışlanmış olan muhalefet temsilcileri buyükşehirdeki görevlerinin yalnızca olup bitenlerden haberdar olmak, kamuoyunu ve partiyi bilgilendirmek olduğunu belirterek ilçe düzeyinde, yüzyüze iliskilerden dolayı kararlara katılma veDaha önce de belirtildiği gibi ya etkileme şanslannın daha faz bir yanda goçmenlik bir yanda gila olduğunu ifade etmişlerdir. rişimcilik gibi iki yöne sahip olan göçmen politikacılar genellikle Modelin hiyerarşik niteliği ve kısa vadeli mikro projeler peşiniki kademe arasındaki görev ve dedirler ve bu alanda etkilidirler. yetkilerin bölüşumündeki bazı be Gerek ilçe belediyelerinde, gerekse lirsizlikler ilçe ile büyükşehir ara Uçede alınan kararların büyükşesında önemli bir sürtüşme kayna hir meclisinden geçmesinde bu ğı oluşturmaktadır. Ancak üyeler grupların ağırhğı açıkça gözlemarasında ilçede alınan kararlarla lenmektedir. Ancak tstanbul Bübuyukşehir arasında uyum sağ yükşehir Belediyesi 'nin karar alalanması konusunda ilçe belediye nı yalnızca ilçelerle ilgili kararlar başkanları ile büyükşehir beledi ve uygulamalar arasında eşgüdüm ye başkanı arasındaki sağlamak değildır ve burada son "ilişkilerin" çok önemli olduğu yıllarda kentin geleceğine yön veyolunda ortak bir kanı mevcuttur. ren uzun vadeli makro projeler Dalan'la "iyi" üişkileri olan bas uretildiği göze çarpmaktadır. "tlkanlann kaynak bulma ve karar çe Belediyeleri Genel Kurulu" nialma konusunda daha şanslı ol teliğindeki bu meclisin güçlü olduğunu belirten üyeler her şeye duğu bir modelde bu tür projelerağmen başkanın iyi bir "nakem" rin üretilemeyeceğini tahmin etya da " b a b a " olduğunu ve mek zor değil. Mevcut buyukşe"becerikli" başkanlan sonuna hir yönetim modeli ise iki kadekadar destekiedigini ifade etmiş me arasında hiyerarşik bir ilişkilerdir ye dayanmasının dışında büyükşehir belediyesi içinde de Ve bürokratlar meclisin ikincil bir konumda butlçe başkanlannm bir bölümü lunduğu ve önemli yaünm ve plan büyükşehir belediye encumeninde kararlarının esas olarak başkan başkandan başka seçilmiş temsilci tarafından belirlendiği "güçlii bulunmamasını eleştirerek, baş başkan zayıf meclis" sistemi ile kanın da sorumluluklannın ve gö işlemekıedir revlerinin çokluğu nedeniyle işlerin yürütülmesini büyük ölçüde Yann: Bütün "genel sekreter ve yardımcılanna" bırr.ktığını ve dolayısıyla il iktidar başkana celeri ile ilgili işlerde genellikle bü Belediyeler ve yolsuzluk söylentileri GENCAY ŞAYLAN Demokratik ve kauhmcı bir toplumun örgüsıinttn beiediye yonetimlerinde başladığı genellikle kabul gören bir göniştür. tnsanlarm içinde yajadıklan, parçası olduklan kentin yönetimine katılmalan, yönetiaünde soz sahibi olmalan gerekmektedir. Bununia berabeT yerei seçimlere yonelmiş bulunan Türkiye'ye takıldıgtnda, bu noktada ilginç bir olgunun varhğı göj'ülmektedir. Turkiye kamuoyunda befcdiye yönetimleri ile yolsuzluk ncrede>se özdeşmiş gibi algılanmakta, bu da sözu edilen demokratikleşme süreci için çok oiumsuz bir konuaa ol usturmak tadır. Belediye yönetimleri iie ilgiti tarttşma \a da yaktşttrmaJann son yıllarda önemli bir artış gösterd i | i gözlemleDmcktedir. Gerçekten de 1984 yıhnda yapılan değişikliklerle beiediye yoneümlerinin olanak* ve yetkilerinde çok buytık geîişmeler sağlarusiş buiunrnaktadır. Bir taraftan belediyelerin mali kaynaklan önemli ötçüde arttınlnuş, diğcr taraftan da belediyelere kentin iman, yani planlanmas^ yetkisi tanınanarak belediye yönetimîerinin büyük rantlar oluşturmasına ve dağıtmasına gidilmiştir. Bu gelişmelerın sözu edilen rüşvet ve yolsuiiuk tartışmalanm körüklediğine kuşku yoktur. Belediye yonetimlerinde rüşvet ve yolsuzluk sorunlan ile bu konuya ilışkin olarak kamuoyunda oluşmuş ters imajı silmek için neler yapılabilecefi sorusu giderek önem kazanmaktadır. Hıikumetin, rüşvet ve yolsuzluklar konusunda duşıince \e düzenieme üreten uyesı Devleî Bakanı Adnan Kahveci için en önemli sorunlardan biri, yolsuzluklar konusunda kamuoyundaki "ters psikolojidir". Bakan Kahveci bu sorunu şöyle ifade etmektedir: lebasınbtzidesttkterdiye<»iişündnk.AiBabuboîte olmadı. Öntegia Özdagisr olayrada kamuoyu ve basn nered«yse özumgUtr'ı haksızltgı uframış bir adam gibi gösterdi. Burada bizim topluma özgn bir ters psîkoloji geçerli sanıvorum. Devletio yakaladığı ve cezatandırdığı bir adam suçln bUc olsa toptamdan gnei bir scmparJ görüyor. Galtba dağlardaU sakikri kahnnmm sayan dunyadaki (ek topInm bizimki. Rıişvet« yolsuzluk olaylannda deviet el koyunca kamuoyu biç de deslekler bir tuıum almıyor. Digcr taraftaa da betediye yönetimleri ile ilgili yolsazlok iddialan alabOdigine vavılı>or. Biz 1987 yılında yolsuzluk yaptıgı gerekçesi ile 20 kadar başkana işten el Çektirdik ve buniann i<finde sayıca en büyuk grup ANAPtı başkanlardı. Ama kamuoyunda ve baaada tepki, övgiı ve destek yerioe parbilen ea etkili önlemlerin başrnda şeffaflı|ın geldiği açıktır; bütün kararları, ihale dosyalan isteyenin görebileceği biçiminde bir şeffaflık düzenlernesi sözü edilen tutuımı ortadan kaldırabilecektir. Deviet Bakaıu Kahveci şeffafhk konusunda şöy' le bir deferlendirme yapmaktadır: "Belediye yönetimleriııde yolsuzluğu onlemek için şeffaliığa yönelmenin gereğine inaoıyonım. Bea her şeyde. Mjuset olan ber yerde şef îaflıktan yanayım. Ancak jusalarla getirilecek zorunlu bir şeffaflık konusunda kuşkulanm var. Çanku bu iş bir zihnije! sorunu. Nitekinı bizdede bazı beiediyeler kendüikleriBden şeffaflaşfliışlar. Şeffaflıgi yasa ile zorunlu hale getirntek çok zor. Örnegin ihstle dosyasının aîk olması yetmez, bu dosya iuerindeki teknik ya da yönetsel tarti^malann. yetkili korullann mozakereleri de şeffai olroalı. Ama bunu kisinm belediye eiinde olması demokratik bir düzenlernedir. Kentin formunun ve işlevlerinin beiirlenmesi kararlarmı kemhleri temsil eden beiediye yanetinü vermeiidir. Ancak henüz katılnncılığın gelişmediği ve gerek siyasi gerek yönetsel denetimin işlerlik kazanamadığı bir ortamda imar kararları vererek belediyeler çok buyük ranüarın dogmasına nedea olmakta ve hiçbir sorumluluk söz konusu olmadan bu rantlan istediği gibi dağıtabilmektedir. Deviet Bakanı Kahveci sozü edilen bu rant oluşumu ve dağıtımı ile ilgili olarak şunlara değinmiştir: ''Belediye yönetimîerinin ranJ yaratma ve dağıtmast gerçekten önemli bir sontn. Bizim getirmeyi diisundüğümuz çözüm şimdiye kadar pek göriilmemiş ölçüde joksek vergi. Boylece kentkşmedeB doğafl rant değerîni tekrar kentin bötiinttne yöoe Hükümetin rüşvet ve yolsuzluklar konusunda düşünce ve düzenleme üreten üyesi Kahveci için en önemli sorun "ters psikoloji". Bakan Kahveci bu konuda, "Bizim bir yanılgımız oldu, ı üşvet olaylarının üzerine'cesaretle gidersek, kendi arkadaşlarımızı bile hesap vermeye zorlarsak kamuoyu ve özellikle basın bizi destekler diye düsündük. Ama bu böyle olmadı. Örneğin Özdağlar olayında kamuoyu ve basın neredeyse haksızlığa uğramış bir adam gibi gösterdi" diyor. nasıl safiayacaksınız. Şeffafhğı zoruniu kılıp geçerti hale getirecek bir yol varsa ben buna karşı çıknuurı. Bakın bizim yasalanmız ile tsveç yasaİarı arasında kâgıt iizerinde bu.vük bir fark yok, ama orada yonetiınkr gerçeklen şeffaf. İşte biz de bunu saglamalıyız. yani bir kıilttirel degişimi gündeme getirmetiyiz." Befediye yönetimleri açısından imar yetkisinin çok önemli bir rant yaratma ve dağıtma kaynağı oiduğu bilinmektedir. Belki de bu nokta ihaleler ile dagıtılan kaynaklardan çok daha büyuk olanaklan gündeme getirmektedir. İmar planı yapma yet BROŞÜR ISTEYIN Kur&lınmı; Bi'tKh Counol u ı j l m d j n onınm^tır Merkez çevre İlçe Belediye Başkanları ve ilçe Belediye Meclislerine seçilmiş olan üyelerden oluşan Istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi de yerel politikada İstanbullu olmayanlann ağırhğıııı yansıtmakUdır. Eskiden bağımsız belediyeler olan Bayrampaşa ve Kâğıthane' tizanlık eleştiriji oMı." Bugunün belediye yönetimleri yeterli mali kaynağa sahip olup, bu kaynağı istediği gibi kuilanabilmektedir. Yine yapı içinde harcama kararlarmda belediye başkanının yetkisi ve özellikle etkisi çok artmış buiunmaktadır. Örneğin belediye yönetıminde azınlık paıtilere mensup meclis üyeleri hangi ihalelerin hangi firmalara verildiği konusunda bügi sahibi bulunmamaktadır. Bu durum söylenti ve tar•'Birim bir yanılgımız oldu.riiş>etoiayiarıniB tışmaları alabildiğine körüklemekte ve kamuoyu iizerine cesarctlr gidersek, kendi arkadaslanmtzı nezdinde belediye yönetimleri bir arpalık dağınm bile besap vermeye zorlareak kamuoyu ve özeiiik merkezi olarak algılanabilmektedir. Bunu önle>'e len hizmellerde kullanmak mümkün olaeak, yüksek vergi sayesind* bu yolla zengin yaratma yerine rasyonel bir planlama yapma gndusn önplana çıkmıs olaeak. Örneğin 2 kallı evleria bulunduğu yörede belediye aldıgı imar kararı ile 10 kat izni verince bunun 4 katını vergi olarak aiacağız. BöyleCumhurıvet Cad 173/18 ElmadaO ce yaıubJan rant tekrar tum kentliyi temal eden be80230 Istanbul Hılton Otelı Karsısı lediye yönetimine dönmus olaeak. Biz uzerinde du* şondugümuz ve çahştığımız imar dıuenlemesi içinTel (1)148 39 77de sadece plan yapma işlevi nzerinde durmujoraz. 148 79 431329684 tmar planlan mutlaka projelerie tamamlanmalı. Tlx 27498 TUSMTR Proje için ise Toplu Konut Fonu devreye girecek." Fax (1)13297 29 İNGİÜZÜSANOKUUAR DANIŞMA MERKEZİ turseıtı ArelsFelco u»«S.Oır BTA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle