25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yönetim yeni düzenlemeler söz konusu olmazsa enf yörüngesini Kuzey Atlantik'ten kendi ülkelerine çelasyon gelir dağıhmı ve borç sorunlarmı daha da kebümeleri bu özgün örgütlenmeden geçmektedir. ağırlaştıracaktır. Çoğulcu bir demokratik yapı ile özdeş anlayışla ele alındığında, sistemin yapı taşları aym zamanda Uzun vadeli planlarla... dış dünyadaki değişikliğe karşı ortak tavır almakBu tür bir örgütlenme biçimine karşın hüküme ta esnek davranabilmektedir. Ancak uzun vadeli hetin bir çok konuda örnek aldığı Uzakdoğu ülkeleri deflerde ödün vermemektedirler. Bu modelde hü(Japonya, Kore, Taiwan, Singapur, Hong Kong) kümet stratejik kararlan alt birimlerle alabilme şanekonomik örgütlenmelerini kısa dönemli strateji sına sahiptir. Stratejik yönetime katkıda bulunan lere dayandırmamaktadırlar. Başta Japonya olmak teşekküllerin kendi iç denetimlerini sağlama zorunüzere, bu ekonomiler emek yoğundüşük büyüme luluklan da doğmaktadır. Bugün bizde olduğu give düşük katma değerli sektörlerden teknoloji bi yalnızca pastadan pay alma yarışına girmek yasermaye yoğun ve yüksek büyüme sektörlerine uzun nında, sorumluluk da yüklenmektedirler. Makro ekonomik planlamada dünyadaki değişvadeli planlarla geçmişlerdir. Onlann basarısı, uzun vadeli planlan stratejik yönetim ve programlarla bü melere uyum saglamak için geçerl." periyodik dütünleştirmekte gizlidir. Yoksa bu ülkeler kolay yo zenlemeler, hükümetin gözetiminde mikro ekonomik öğelerce yerine getirilir. Bunun sürekliliğini sağlu ve kısa vadeli çözümleri seçmemişlerdir. (•) layacak olan, çoğulcu yapıda örgütlenmiş alt sisBöylece, Batı gibi Uzakdoğu ülkeleri de kalkm temlerdir. Yoksa devlet, bir fırma gibi iş görerek dema örgütlenmelerini uzun dönemli düşünmektedir ğişen koşullara sürekli uyum için kısa vadeli hedefler. Ancak yönetimin özgül koşullara uyum sağla leri uzun vadeli hedeflerin yerine geçiremez. Firma masını kolaylaştıran düzenlemeleri de geliştirmiş teorisi, amaca yönelik ve pazar için var olan bir örlerdir. gütlenme öngörmektedir. Ürün, pazar, teknoloji, Hiçbirinde uzun vadeli planın yerini alan ya da kapasite, kaynak, büyüme stratejileri devletin önonu dıslayan bir düzenleme söz konusu değildir. görebileceklerinden pek farklıdır. Bu farkı görmeYoksa, ekonomik üniteler, bizde olduğu gibi, her den saptanacak hedefler ya kendi içinde ya da poay yeni ekonomik paketler hazırlayarak ihracat litik ve toplumsal tercihlerle çelişir. Kanımızca ülteşvikithalatfaizzam sarmalından kurtulamazdı. kemizde dışa açılma politikası ve ekonomik planÜlkemizde ise sorunlar çoğu kez bireysel tercihler lamada en büyük ikili tutum (yol) bu noktalardan le çözümlendiğinden ekonomik paketler ciddi ko kaynaklanmaktadır. nularda aylık dalgalanmalar getirmektedir. Oysa, stratejik yönetim fırma içinde bile tutarlı Sonuç olarak uygulanır. Kamu hizmetinde ise firma düSon beş yıl, hükümet kararlanru içinden çıkılması zeyindeki özelliklerinden farklı bir biçimde uygu güç bir yumağa dönüştürmüştür. Kararlar üstyapı lanmak zorundadır. Artık stratejik yönetimin ak kurumlan ile çeuşince de (hukuksal çelişkiler bu njtif öğeleri toplumdaki örgütlenmiş ekonomik güç teliktedir) kurumlan olumsuz etkileyen uygulamalerdir. (Işçiişverenticarimeslek kuruluşlan, finans lara öncelik verilmektedir. Örgütsel düzenlemeler kesimi vb.) seçeneklerin (alternatiflerin) temelini oluştururlar. Üst yönetimin, çoğulcu bir demokratik anlayış Ancak stratejileri, toplumsal ve politik dokuyu etla bu kesimlenn uzlaşmasını sağlaması ekonomik kileyecek olumsuzluklan getinmemelidir. Kuşkusuz kararlann örgütlenmesini kolaylaştınr. örneğin Ja bu konuda yaratıcı modeller yine bu toplum bireyponya'da ekonomi, bu tür bir uzlaşma ile oluştu lerinin ürünü olarak ortaya çıkacaktır. rulmuş hedefler ve ortaklaşa geliştirilen örgüt modelini yansıtır. Bir uzlaşma sonrası saptanan hedef(*) Japonya 19511954 yılları arasında yeniden yapılanma ve lerde, hangi konulann uzun vadeli, hangilerinin stra lemel endüstrileri kurma; 19551964 arası a|ır ve kimya endüstrileri yoluyla Batı ülkelerini yakalama, dışa açılma, dış tejik (pazar ağırhklı) olduğu belirlenmiştir. Japonödeme dengesini sağlama, bölgeler arası eşiısizlıji onadan kalya'da eğitim örgün ve yaygın olarak (müzik eğitimi dırmaya çaba göstermiştir. dahil) son otuz yılda değişikliğe uğratılmadan bi19511974 arası sosyal gelışme, refah, linçli bir politika ile ekonomik hedeflere uydurul ması ve bilgisayar teknolojisi ajırhklı bir konut, çevre korunplan izlenmişıir. Son muştur. Bugün yine Japonya'da, ticaret ve sanayi asamada ise 19741989 araa istikrarh büyüme, kaynakimn koodalan, işçi birliklerinden oluşan 300 danışma ve runması, yaşam kalitesi, ve yüksek teknolojiye ilişkin hedefstratejik örgütlenme komiteleri, ekonomik model leı gerçekleştirilmiştir Marvin Wolf, The Japanesc Coospiracy (Ncw Vbrk: Empide etkin bir rol oynamaktadırlar. Böyle olunca tüm ulus bütünleşmiş bir ekonomik sistem olarak ha re Books. 1986.) Ezra Vogel Jıpan as Number One. reket edebilmektedir. Pasifik ülkelerinin, dünya iş (Cambridge: Harvard t'niversilv Press, 1984). 20 MART 1989 Alterııatif Çözünı Örgüt lenmeden Geçer Makro ekonomik planlamada dünyadaki değişmelere uyum saglamak için geçerli periyodik düzenlemeler, hükümetin gözetiminde mikro ekonomik öğelerce yerine getirilir. Bunun sürekliliğini sağlayacak olan, çoğulcu yapıda örgütlenmiş alt sistemlerdir. Yoksa devlet, bir fırma gibi iş görerek değişen koşullara sürekli uyum için kısa vadeli hedefleh uzun vadeli hedeflerin yerine geçiremez. CUMmJRIYETTE/Y OKURLARA... OKAY GÖNENStN e 14 Kanallı TV'ye Doğru Prof. Dr. GÜVEN ALPAY Boğaziçi Üniversitesi Beşinci 5 yıllık plan uygulamasının son aşamasına gelindiği yılımızda ekonomik ve sosyal sorunlara plan dışı çözüm arayışı öncelik kazanmıştır. Her ne kadar, son yirmi beş yılda plana ilişkin bir çok sorun yaşanmışsa da, bugün karşılaşılan olgu değişik bir boyut taşımaktadır. Gerçekten geçmişte de planlar, hazırlanma biçimleri, süreç ve yöntemleri kadar uygulama ve Lzleme teknikleri yönünden yeterli olmaktan uzaktı. Hükümetlerin çelişen politikalan nedeni ile çoğu kez özendirici olmaktan öteye gidemediler. Hedefler hem global hem de sektör bazında sürekli olarak gerçekleşemedi. Zaman içinde beş yıllık planlar, ekonomik ve sosyal politikalar için çıktı standardizasyonu sağlayan belgeler olma özelliklerini yitirdiler. Adeta hükümetlerin başarısızlıklarını rasyonalize etmeye yarayan bir kimliğe büründüler. Oysa 1963'te Tinbergen'in belirttiği gibi plan, ekonomik ve sosyal kararlan örgütleyen ve geleceği biçimlendiren belgeler olmahydı. Bu nitelikleri ortadan kaldırılınca hükümet kararlan nda disiplinsizlik ön plana çıktı. rilmiştir. Başka bir deyişle karar ve uygulama birimleri daruşman, eskiden danışman olan birim ve kadrolar ise eylemci nitelik kazanmışlardır. Bunlara karşın stratejiler içeren sistemin de henüz oturtulabildiği söylenemez. Sistem analizi ve tasarımına önem verilmediği için kısa dönemde sorunlar yaratan yapısal tutarsızhklar yeni yapılanmada söz k o nusudur. Bu arada, alt ekonomik birimlerin işlevleri kesinlik kazanmadığından, örgütsel çelişkiler süreklilik kazanmıştır. Örneğin, Merkez Bankası, Hazine denetiminden kurtulamadığından parasal hedeflere dayalı stratejileri geliştirip uygulama olanağı yoktur. Böylece parasal ve finansal politikalar iç içelikten kurtulamamıştır. Merkez Bankası'run kendine özgü senaryolar ve koşusal planlar (Contingency Plans) yolu ile enflasyonu dizginleyecek yetkileri de söz konusu değildir. Bu bağımlılığı nedeniyle monetarist politikalarda önceliklı olan parasal hedeflerde olurnlu katkıda bulunması rastlantüara bağlıdır. öte yandan DPT bu yeni ortamda geleneksel işlevi olduğunu düşledigi reel hedeflere (büyüme, yatırım, enflasyon, dış ticaret) bağlı parasal programlar geliştirebileceğini sanmaktadır. Oysa DPT'nin geleneksel rolü değişmiştir. Uygulamada işlevler çelişince ekonomik birimlerin teşkilat yasalannda sık sık değişiklik yaparak "dene, yarul, fakat öğrenme" yöntemine başvurulmaktadır. Hazine Dış Ticaret, DPT ve DİE bünyelerinde değişiklik öneren kararnamelerin çıkanlması bu tür bir arayışın göstergesidır. tşte bu yönetim modeli ile son beş yılda üretim de planlı yönlendirme olmadan, sanayi mallannın fiyatı gerçek devalüasyon yoluyla dışa karşı düşürülmüş ve stratejik dışsatım artışı böylece gerçekleştirilmiştir. Dışa açılma bir üretim seferberliğine ve üretim araçlarrnın göreli verimliliğine dayanmamaktadır. Dışsatımdaki başarıya karşın ulusal gelirde önemli bir artış görünmemekteidir. Stratejik Plan adına yaşanan değişim Son beş yılda ülkemizde plan adına yaşanan değişim ise konuya yepyeni bir nitelik kazandırmıştır. Bu yeni olgu, fırma düzeyinde uygulanan stratejik planlama anlayışının, hükümetin ekonomik kararlanna uydurulma çabasına dayanmaktadır. Artık dışa açılmanın kaçınılmaz sonucu olarak gösterilen yeni yönetim biçimi, dünyadaki ekonomik gelişmelere ve pazara uygun senaryolar geliştirip uygulamadan oluşmaktadır. Üst yönetime (başbakanlığa) doğrudan bağlı ekonomik birimler, altstratejileri belirleyip çoğu kez eşgüdüm olmaksızın yürütmektedirler. Sık sık degişime uğratılan girişimci firma yönetim anlayışı Beş Yühk Plan'lar ve Yülık Program'lann yerini almıştır. Bu yeni yapıda bürokrasinin ve bakanlıklann rolü en aza indi EVET/HAYIR OKTMAKBAL OKURLARDAN kahyoruz. Genellikle taksilere zam yapılan dönemlerde bizde taksilerin yarısı kadar zam yaptığımız takdirde, basıboşlukla suçlanıyoruz. Her yıl yenilenntesi gereken döşeme ücretleri, ayda 12 kez benzin Son günlerde bastnda okul ve diğer giderlerimize yapılan tafitlanyla ilgili birtakım zamlar velileri pek şikâyetler gundeme geliyor. ilgilendirmemektedir. Ben de bu konuya taraf olan Bundan bir süre önce yine bu öğrenci taşıt sürücülerinden sutünda şikâyetlerini dile biriyim. getiren bir hanım "'parlak" bir Öncelikle fazla talebe öneriyle taşıt ücretlerinin okul konusunda söyleyecekUrim şunlar: Benim arabamın yolcu müdürleri tarafından tespit edilmesini istemişti. Acaba taşıma kapasitesi 11 kişilik. Ancak bu, ergin insanlar için. okul müdürleri hangi engin birikimleri ile karar verecekler, Ştmdi bu arabaya 11 çocuk tasımacılık konusuyla ilgileri ne konulduğu zaman arabanm kadardır? içinde koşturacak kadar yer kalıyor. Bir de arabalara binen Ancak bunun böyle yapıldığı çocuklann okulun biriki arka özel okuüarda durum açık. sokağında bir çoğunun indiğini Genellikle 6 aylık1 yıllık düsünürsek 1S20 civannda alınan ücretlerin büyük bir çocuk almanın pek bir kısmı hiç emek harcamadan sakıncast olmayacağı okullar tarafından kesilmekte, görüşündeyim. birer aylıklan içeride kalmak Ücretler konusunda ise diğer koşuluyla fatura karşılığı tasımacılık sektörlerinde olduğu bizlere verilmektedir. Ben gibi ücret artıslan yetkili şimdiye kadar buna itiraz eden makamlar tarafından tespit hiçbir veli görmedim. Çünkü edttmediği için birçok çocuklann en güzel güçlüklerle karşı karşıya dönemlerini feda ederek zar Bir Belediye Başkanı Erman Şahin, üç dönem Muğla Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. Ülkemizde azdır üst üste üç kez seçilebilen politikacı... Şahin, bu zor işi başarmış kişilerden... Uzun yıllar süren başkanlığtnda Muğla kentinde çok yararlı, olumlu işler gerçekleştirdi İktidarlar olanak sağlasa, daha da yararlı olabilirdi. Ne çare ki Şahin'in görev başında olduğu yıllarda işbaşındakiler çoğunlukla karşı partilerdi. SODEP adayı olarak seçildi 83'te. Bu kez SHP adayı oldu yeniden, ama az farkla önseçimde yenik düştü. Hesap uzmanı Orhan Çakır delegelerin önemli bölümünün desteğiyle SHP adayı seçildi. Bu, bir görev değişikliğidir. Yılların belediye başkanını bekleyen daha başka parti ve yurt görevleri vardır. işini başanyla yerine getiren bir kişi olarak yerini bir arkadaşına bırakmak Şahin'in değerini azaltmamtştır. Gösterdiği olgunluk, yerini alan arkadaşına verdiği, vermekte olduğu destek örnek alınması gereken bir niteliktedir. Diyeceksinız ki, bunca belediye başkanı var. Bunların bir bölümü yeniden aday olamadı, durup dururken Şahin'den böyle övguyle söz etmek niye? Erman Şahin politikada son sözünü daha söylemiş değil. Uç kez üst üste Muğla gibi bir kente belediye başkanı seçilen bir kişinin daha önemli görevler üstlenmesi beklenmelidir. Bunu yalnız ben söylemiyorum. yıllardır kendisine muhafelet edenler, başka partilerin adaylan söylüyor. Handan Şenköken'in Muğla izlenimlerini okurken ANAP Muğla başkan adayı Hamdi Yücel Gürsoy'un, Erman Şahin'le ilgili şu sözlerini okudum. Yücel bakın ne diyor: "Artık Marmaris'in Muğla'sı olmaktan bıktık. Vilayet olduğumuzu kafalara nakşetmeye çalışacağız. Erman Şahin'in kaldığı yerden devam edeceğım, daha hızla sarılacağım işe". DYP adayı Kubilay Toprakçı da Şahin'in basarlı hizmetlerini şöyle anlatıyor: "Şimdiki yönetimin iyi yaptığı işler, kötü yaptıklarından çok fazla, onlann bıraktığı hizmetlerin hepsini tamamlayacağız, görüşlerinden yararlanacağız." Önseçimde Şahin'i yenen SHP belediye başkan adayı Orhan Çakır da şöyle konuşmuş: "Erman Şahin'in üç başarılı döneminin sonunda kadrosundan yetişmiş biri olarak arkadaşımızın yaptığı hizmetleri, zaman nedeniyie tamamlayamadığı ve düşüncesinde olup da yapamadığı işleri yapacağız kadro olarak." Erman Şahin'in ise seçimler konusunda düşüncesi şöyle: "Bizim de üzerine hizmet koyduğumuz bir potansiyel var. Ben olsam da olmasam da o potansiyeli öteki partilerin aşması zordur. Muğla'nın orta sol yapısı gene SHP'ye oy verir. Diğer partilerin adaylan saygıdeğer kişilerdir, ama kazanma şansları yoktur." İlginç yanı şu, ANAP'ın, DYP'nin başkan adaylan da eski CHP'li! Üç CHP kökenli aday arasında yapılıyor yarış! Eğilim ve varsayım SHP adayı Orhan Çakır'ın seçilme şansının yüksek olduğudur. Erman Şahin'le birlikte çalışmış bir kişi olan Çakır'ın eski başkanın izinden yürümesi doğaldır. Bu olayın üstünde bu kadar durmamın nedeni, başka hiçbir yerde böyle bir durumun görülmememiş oluşu... Kendinden önce işbaşında olanlann, özellikle karşı partiden kişilerin övülmesi pek az rastlanan bir şeydir. Hele karşı parti adaylarından böylesine övgü sözleri duymak Onun kaldığı yerden devam edeceğiz' turünden bir açıklamayla karşılasmak, demokratik yaşantımızda yeni bir olgudur. Demek ki, üç dönem süren belediye başkanlığında Şahin 'gerçek bir yönetici' olmuş, yansız davranmış, halka yararlı olmuş. Sosyal demokrat plmanın bilinciyie görevini başaran kişiler elbette ki yalnız kendi yandaşlarından değil, karşıtlarından da saygı göreceklerdir. İşin bir de üzucü yanı var, o da SHP Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden birinin, üstelik genel sekreter yardımcısı olan Muğlalı bir arkadaşının, önseçim gecesi ev ev dolaşarak 'Erman'a oy vermeyeceksiniz' diyerek partili seçmenlere baskı yapmasıdır! Bu eylemin sonucunda Şahin yirmiotuz oy farkla başkan adaylığtnı yitirdi. Ama öte yandan başka bir şey kazandı, o da Muğla ili ölçüsünde, hatta Türkiye ölçüsünde önde gelen bir politik kişilik kazanmasKJır. Şahin'i yakın tarihlerde SHP içinde daha önemli, daha etkili bir görevde görürsek hiç şaşmayalım. Görevinden ayrılan hiçbir SHP'li, ANAP'lı, ya da DYP'li belediye başkanı için karşrtlan 'onun kaldığı yerden devam edeceğiz' denilmemiştir. Sanırım böyle bir olgu ilk kez karşımıza çıkıyor. Okul taşıt sürücüleri hoşgörü istiyor zor soktuklan okul idaresiyle problem çıkarmak yerine, şoförleri tercih ediyorlar. Bir başka sorunumuz da servis sürücülerinin hiçbir zaman hasta olmayı bile hak edememesidir. Özellikle ilkokul öğrencisi taşıyan sürücüler işlerini kimseye emanet edemezler. Çünkü çocuklann kimisi karşıdan karşıya geçirilir. Kimisi asansöre bindirilir. Birçok arkadaşımız böbrek taşı düşürürken, mide kanaması geçirirken servis yapmışlardır. Her sabah kapısında servis bekleten bir veli üç beş yılda bir arıza yüzünden geciken bir servise pek hoşgörülü davranmaz. Bir de bunlara yıltn 89 ayı çalışan, ancak 12 ay çalışıyormuş gibi öğrenci sayısma. kazancına bakılmadan vergi veren, bir de araç ruhsatına amaç dışı kullanılmaz, yani okulun kapalı olduğu dönemler başka bir iş yapamaz diye kayıl düşülen bir servis sürücüsünün yaz tatillerinde ailesine nasıl baktıklarını hiç düşünürler mi acaba? Bir Okul Taşıtı Sahibi Kıdem tazminatı ödendi Gazetenizin 14.2.1989 tarihli nüshasında yer alan liPTT Çahştırdığı Sakata Ödemp Yapmıyor" ve 6.3.1989 tarihli nüshasında yer alan "tşte Çapanoğlu tşte Sonuç" başhklı yazı incelenmiştir. Yakınıcı Nusret Kü'çük Erzunım Başmüdürlüğümüz 'de geçici işçi olarak çalışmakta iken, 1986 yılt iş mevsimi sonu itibariyie işten geçici olarak çıkarılmış ve sakatlığı çok ileri derecede olduğundan 1987 yılında tekrar işe almmamıştır. Aynca, adı geçene çaüştığı süreler için hak etmiş olduğu kıdem tazminatı da ödenmiştir. Bu konuda adı geçenin mahalli basında müteaddit defalar dile getirdiği şikâyetlere de cevap verilmiştir. Bilgüerinize saygılarımızla arz ederiz. PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ aşbakan Turgut ÖzaJ, geçen hafta Galatasaray maçı dönüşünde televizyonun 14 kanala çıkacağını ve özelleştirileceğini söyledi. İlk bakışta desteklenmesi gereken ve yerinde bir tasanyla karşı karşıya olduğumuz sanılabilir. Ancak bu kadar özel 7V kanalını gerçekleştirecek sermaye nereden gelecektir ve bu kadar kanalı besleyecek reklam kapasitesi nerededir? TRTnin reklam gelirlerine baktığımız zaman ortaya ilginç bir tablo çıkmaktadır. 1987 yılında TYnin tek kanalında toplam 686.550 saniye reklam yapılmış ve TRT bundan 87.4 mifyar lira gelir sağlamışbr. 1988 yılında 2. kanal da reklam aldığı halde, toplam reklam 734.930 saniye olarak gerçekleşmiş, ancak fiyatlara yapılan zamlar nedeniyle TRTnin geliri 148.2 milyar liraya yükselmiştir. Özel TV kanallarını, hele ki 14 taneyi birden doyurabilecek bir reklam potansiyelinin oldukça uzağında olduğumuz görülmektedir. O zaman bu özel TV kanallarını kurarken kâr etmesinin zorluğunu gören hangi yatırımcı böyle bir işe parasını harcayabilir? Bu durumda bu özel TV olanağmı kim kullanır? Yanıtı oldukça basit: Başka alanlarda para kazandığı için özel TV sahibi olmayı, gücünü arttırmak ya da diğer alanlarda para kazanmak için kullanacak yatınmcılar. Yani asıl işi yayıncılık olmayan sermayedarlar... Çerçevesi iyi çizilmemiş bir özel televizyonlar sisteminin daha başından önemli kaygılar yaratacağı ortadadır. Bu nedenle TVIerin özelleştirilmesi sorunu kamuoyunda enine boyuna tartışılmalı, Batı'da bu alanda yasanmış olan sorunlar, sıkıntılar gözden geçihlmeli, yazılı basının ve tüm basm kuruluşlarının bu tartışmalara katılması sağlanmalıdır. Reklam gelirleri bugün gazeteler için de vazgeçilmez bir gelir kaynağıdır. Reklamsız, sadece satışa dayanan gazete bir düştür. Bu açıdan ülkemizdeki duruma bakıldığında yine umut kırıcı bir gelişimle karşı karşıya olduğumuz görülecektir. 1987 yılında basında yayımlanan reklamların tümü 4.6 milyon sütun/santim olmuştur ve gazetelerin toplam reklam geliri 82 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. 1988 yılında ise yine gerçek bir gerileme yasanmış ve reklamların toplam miktarı 4 milyon sütun/santime düşmüştür; bu miktann karşılığı gazeteler için 148 milyar liralık bir gelir olmuştur, ama bu artış yalnızca gazetelerin reklam fiyatlarına yaptıklan zamlar nedeniyledir. Reklam pastasının gerçek olarak küçülmesinin de bir tek anlamı vardır: Ekonomideki gerileme. Liberal ekonomik düzende, hem pazarlamanın temel alanı olan reklam sektörv vazgeçilmez bir unsurdur hem de ekonomideki canlılığının önemli bir göstergesidir. Basm ve TV reklamlarındaki gerileme ekonomide yaşadığımız gerilemeyi açık biçimde göstermektedir. • Dünkü gazetemizde yeni bir köşe başlattık. "Pazar Konuğu" köşemizde yalnız Türkiye'den değil, dünyanın çeşitli ülkelerinden önemli kişiler de konuğumuz olacak. Bu köşenin yönetimini genel yayın müdürümüz Hasan Cemal yürütecek ve her hafta başka bir arkadaşımız doğal oıarak iyi bildiği bir konuda değişik bir kişiyi önünüze getirecek. "Pazar Konuğu" kösemizin bu özellikleriyle benzer sohbetlerden farklı bir yapı taşımasına çaba gösterdik, ilgi çekeceğine inanıyoruz. Sol Kcımelycı TATİL KOMPLEKSİ İÇİN ELEMANIAR ARANIYOR Eğlence programlanmız için uluslararası nitehkte danslar yaratabilecek ve programlarda bizzat görev alacak. 2028 yaş arasında. Almanca bil'ır ve eğlendirme konusunda deneyimli erkek veya bayan KOREOGRAF / DANSÇI Sahne ve eğlence sanatlan alanında bilgili. İngilizce veya Fransızca veya Almanca bilir DEKOR MARANGOZU 28 Nisan 31 Ekim tarihleri arasında çahştmlmak üzere. repertuarında Türkçe ve İngilizce güncel parçalar bulunan. 4 müzisyen ve 1 solistten oluşan ULUSLARARASI MÜZİK ORKESTRASI İlgililerin konuyla ilgili çalışma deneyimlerini ve diğer bilgileri aynntıh biçimde içeren başvuru mektuplarmı /otogra/lanyla birlikte 3 gün içinde Mr. Amo Raymakers Entertainment Manager Kamelya Tatil Kompleksi Çolaklt Köyü P.K. 33 Manavgat Antalya adresine göndermeleri rica olunur. BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDEN UYGULAMALI BİLGİSAYAR PROGRAMLAMA VE BAKIM, ONARIM (HARDWARE) KURSLARI Boğaziçi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Elektronik Bölümü tarafından düzenlenen ve ikişer aylık müstakil dönemler halinde tamamen uygulamalı olarak yapılacak halka açık kurslar hafta içi 34 Nisan, hafta sonu 4 Mart 1989 tarihlerinde başlayacak olup, kayıtları gazetede ilan tarihi itibariyie başlayacaktır. KURS PROGRAMI VE IÇERlCt: 1. PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE TEMEL BASIC KOMUTLAR1. (Hiç bilmeyenler için) Hafta içi: PazartesiÇarşamba veya SalıPerşembe (9.0012.00, 14.3017.30 veya 18.0021.00) Hafta sonu: CumartesiPazar (9.0013.00 veya 13.0017.00) 2. DOS İŞLETİM SİSTEMİ VE DOSYA DÜZENLEMELER (İLERİ BASIC) Hafta içi: PazartesiÇarşamba (14.3017.30) Hafta sonu: CumartesiPazar (13.0017.00) 3. PAKET PROGRAMLAR Hafta içi: (DBASE3) SalıPerşembe (14.3017.30) Hafta sonu: (LOTUS 123) CumartesiPazar (9.0013.00) 4. PASCAL Hafta içi: PazartesiÇarşamba (9.0012.00) 5. COBOL Hafta içi: SalıPerşembe (9.0012.00) 6. C PROGRAMLAMA DİLİ Hafta Sonu: CumartesiPazar (9.0013.00) 7. BİLGİSAYAR TEKNİKLERİ (HARDVVARE I) . Sayı sistemleri, Yan iletkenler, Kapı devreleri (AND, OR, NOT, NAND, NOR, EXOR), FlipFloplar, Latch Elemanları (RS, JK, d, Latch), Registerler (Shift Registerler), SayıcılarBölücüler, Decoder, Encoder (Kd çözücü, Kodlayıcı), AD, DA Dönüştürücüler, Bellekler (RAM, RO.M, PROM, EPROM, EEPROM), MultiplexingDemultiplexing OpAmp ve Uygulamalan (işlemsel kuvvetlendirici), Timer Devresi (555) ve uygulamalan, SchmittTrigger Devresi, Temel Mikroişlemci yapısı. Hafta sonu: CumartesiPazar (9.0013.00) 8. BİLGİSAYAR TEKNİKLERİ (HARDVVARE II) Mikroişlemci yapısı, Mikroişlemci yazılım prensipleri, Çevre elemanları, DonanımYazıhm Kavramlan, AnalogDigital çeviriciler, Mikroişlemci GirişÇıkış Üniteleri, Ve tüm Z80 Mikroişlemci Teknikleri. Hafta sonu: CumartesiPazar (13.0017.00) 9. BİLGİSAYAR TEKMİKLERİ (HARDVVARE III) Z80 Mikroişlemci uygulamalan. Hafta sonu: CumartesiPazar (13.0017.00) KAYIT İÇİN: 2 Adet fotoğraf ve en az lise veya dengi okul bitirme belgesi getirilmesi gerekmektedir. Konuyla ilgili bir işte çalışaniara kayıtta öncelik tanınacaktır. Kursu başarı ile bitirenlere "BAŞARI SERTİFİKASI" verilecektir. ADRES: Boğaziçi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu, Elektronik Bölümü Kuzey kampus, Teknoloji binası B Blok BebekİSTANBUL Bilgi için: 163 15 00360 veya 760 BÜTÜN ÖĞRETMENLER Ingiliz, Deneyimli ve Profesyonel Jfoe "Cambridge Firsl Certificate" Kursu ve Kursların Başlama Tarihleri Gündüz :2rMart 1989 Akşam : 27 Mart 1989 Haftasonu : 1 Nisan 1989 İSTANBUL Tel 147 09 83152 82 7172 Rvjmeh Cad No 92 4 Zekt Bey Ap! Osmanbey • ıST ANBUL ANKARA Tel: 135 30 94135 23 97 Selanik Caö No 8 Kaı 5 Kızılay ANKARA İSTAJNBUL BÜYÜK ŞEHÎR BELEDİYE BAŞKANUĞFNDAN 1 Kanal Orhantepe Mahallesi Dragos mevkiinde kâin 102 pafta, 1041 ada, 20 parsel sayılı 666 m2 alanlı taşınmaz 150.000.000 + KDV muhammen bedelle satılacaktır. Geçici teminatı: 4.500.000 TL. olup, şartnamesi Darülaceze Müessesesi Müdürlüğü'nden gürulebilir. 2 Ambarlar Müdürlüğü'nün hizmet dışı RVOBİ KB 430 marka Ofset makinesi 5.000.000 + KDV bedelle satılacaktır. Geçici teminatı 150.000. TL. olup, şartnamesi 11.000 TL. bedelle Ambarlar Müdürlüğü'nden satm alınabilir. 3 Ambarlar Müdürlüğü ihtiyacı 2 kalem bekçi melbusatı (127 takım çift pantolonlu ve şapkah bekçi elbisesi, 127 adet uzun kollu beyaz gömlek, numunesi gibi) 13.081.000 TL. + KDV muhammen bedelle satın ahnacaktır. Geçici teminatı: 392.430 TL. olup, şartnamesi 11.000 TL. bedelle Levazım Müdürlüğü'nden satın alınabilir. 4 Büyük Şehir Belediye Başkanlığı ihtiyacı 2000 adet miflonlu parka 83.600.000 TL. + KDV muhammen bedelle satın alınacaktır. Geçici teminatı: 2.508.000 TL. olup, şartnamesi 11.000 TL. bedelle Levazım Müdürlüğü'nden satın alınabilir. Yukarıda yazılı işler, 30 Mart 1989 günü saat 11.00'de İstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde 2886/45'inci maddesine göre 1 ve 2'nci iş açıkarttırma 3 ve 4'üncü iş 2886/45'inci maddesine göre açık eksiltme usulü ile şartnameleri veçhile ayrı ayrı ihale olacaktır. Ihalelere katılmak isteyenlerin geçici teminat mektup veya makbuzları ile şartnamelerinde yazılı diğer belgelerle birlikte yukanda yazılı gün ve saatte istanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde hazır bulunmalan lazımdır. SATILIK DAİRE TENZİLATLIDIR Nişantaşı Valikonağı Caddesi üzerinde, en mutena yerinde 3 tarafı açık 220 m ! 2. katta. Tel: 573 26 15 148 37 88 (İstanbul) BODRUM İÇİNDE KALE VE DENİZ MANZARALI, YÜZME HAVUZLU, TENÎS KORTLU VÎLLA TEL: 147 91 05 KALBİNİZİ KORUYUNUZ Türk Kalp Vakfı Muayene.Teşhis.Tedavi, laboratuvar.Röntgen 175 12 44/45148 58 66
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle