14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER vaptıklanmız bır mantıkçı gözuyle düşunülürse, ılk gunden bugune dek ızledığımız genel gıdışın, ılk ka rarın çızdığı çızgıden ve yoneldığı amaçtan hıç aynlmamış olduğu kendılığınden anlaşılır" (C I, S 10) Bu çızgı de en kısa tanımıyla ulus egemenlığıne dayalı laik ve çağdaş bır toplurn yapısını oluşturan çızgıdır. Bu uç yasanın aynı gunde çıkması da bır rastlantı değıldır; uçu de bırbırıne sıkı sıkıya bağlı yasalardır, hepsımn de temelı laıklıktır Halıfelık ve Şer'ıye ve Evkaf Vekâletı kaldırılmadan eğıtim ve öğretım bırlığı sağlanamaz, laıkhğe erışılemezdı Laıklığı sağlamadan da otekı devrımler yapılamazdı Devnm derken de Ataturk köklu bır değışmeyı anlıyordu. Duşuncede, toplumsal yaşayışta, hukukta, eğıtımde, ekonomıde köklu, temellı bır değışme 5 Kasım 1925'te Ankara Hukuk Fakultesı'nın açüışında yaptığı konuşmada şöyle açıklıyor Türk devnmının anlamını "Bu devnm, sozcuğün bırdenbıre akla getırdığı 'ıhülal' anlamından ılerde ve ondan daha genış bır değışmeyı dıle getırmektedır Ulusun varhğını surdürebılmek ıçın bıreylen arasında duşunduğu ortak bağ, yuzvıllardan ben surup gelen bıçımını, nıtelığını değıştırmış, ulus bıreylennı, dm bağımezhep bağı venne, Turk ulusçuluğu bağı üe toplamış, bır araya getırmıştır Ulus.. devrımlerın sonucu olarak butun yasalann, ancak dünyalık ıhtıyaçlardan doğacağını, bunlar değışıp gelıştıkçe ona ayak uyduracak bır göruş ve düşunuşun kendısını esenlığe kavuşturacağını . kavramış bulunuyor " (Atatürk'ün Söylevlen, TDK Ankara 1968, S 159) Toplumsal yapıdakı değışıklıklenn, ancak düşüncede devrımle bırhkte yuruyeceğıue ınanan Ataturk, 1 Kasım 1937'de Meclısı açış konuşmasında şöyle der "Buyuk davamız en uygar ve en gelışmış ulus olarak varlığımızı yukseltmektır Bu yalnız kurumlarında değıl, düşuncelennde temellı bır devnm yapmış olan buytık Turk ulusunun dınamık ıdealıdır " Ulus egemenlığmın yam sıra Ataturk devnmının ıkı temel ılkesı olan bağımsızlık ve özgurlük de duşuncede devnmle sağlanabıhrdı ancak Daha Erzurum Kongresı'nde ulusumuzun "Düşunce özgurluğu bakımından, butun dunyadakı ılerleme ve gelışmelerle kıyaslanınca, bıraz değıl, çok gendır" (S 40) dıyordu. Bın bu gerılıkten kurtaracak yol da butun ınsanlanmızı "duşunebilen insanlar" yapmaktır Bunun da yolu eğıtımdır, laik eğitımdır Herkesı bu eğıtımden faydalandırmak ve bütun ınsanlarımıza eşit eğitım fırsatı vermek gerekır Eğıtımde tutulması gereken ıkı yol var Ataturk'e göre Ulusal egitim ve eğıtim birliği. Ulusal eğıtim derken de Atatürk'ün anladığı, bılımsel duşunceye dayanan laik eğıtımdır Bu konuda çok açıktır Ataturk Ulusal eğıtim derken ne demek ıstedığını 22 Eylul 1924'te Samsun öğretmenlenyle konuşmasında bır örnekle açıklar "Yeryuzunde üç yuz mılyondan çok tslam v ardır Ama acınılacak gerçek şudur kı, butün bu mılyonlarca ınsan yığınlan şunun ya da bunun tutsaklık zıncırlerı altındadır. Aldıklan eğıtim, edınmekte oldukları ahlak, onlara bu tutsaklık zıncırlennı kırabılecek ınsanlık mezıyetını verememıştır Çünkü bu yığınlar ulusal eğıtımden geçmemışlerdır Ulusal eğıtımın ne demek olduğunu kavramakta artık hıçbır karanlık yön kalmamalıdır " Eğıtim bırlığınden anladığı da, ulusun butun bıreylennın bılım ve teknığe dayalı aynı eğıtımden geçmesı, eşıt eğıtim almasıdır "Butun öğretımın bır elden bır anlayışla yurutulmesının", yanı "butun yurt çocuklarınm çağımıan gerçeklerıne ve ısteklenne uygun duşen" okuldan geçmesını gereklı görur Atatürk Böylece Atatürk laik eğıtim ve eğıtim bırlığı ılkelennı yerleştırerek okullarda bılımsel eğıtim sıstemını kurdu Tekkeler, zavıyeler kapatıldı, medreseler kaldırıldı 1933 Unıversıte Reformu ıle tstanbul Ümversıtesı'nı dunya umversıtelerı ıle boy »olçuşebılecek duruma getırdı 1936'da Ankara Unı versıtesı'nın çekırdeğı olan Dıl Tanh ve Coğrafya Fakultesı'nı kurdu Turk ulusunu kendı tanhı ve dılı uzennde bılınçlendırmektı ereğı Türk Tarıh Kurumu ve Turk Dıl Kurumu, 19311932 yıllannda bu amaçla kuruldu ve 50 yıl bu yolda başarı ıle çalıştı ve ılerledıler Bugun bır kultur dılı dururnuna gelen Turkçemızı bu kunımlara, dolayısıyla Atatürk'e borçluyuz. 1936'da Devlet Konservatuvan kurulmuş, bır yıl sonra da ılk resım galensı açılmıştır 1 Kasım 1934'te Meclısı açış konuşmasında şunlan söyler Ataturk "Guzel sanatların hepsınde, ulus gençlığının ne turlu ılerletılmesını ıstedığınızı bılırım Bu, yapılmaktadır Ancak bunda en çabuk, en önde götürulmesı gereklı olan Tuık musıkısıdır. Bır ulusun yenı değışıklıgınde olçu, musikide degîşildigi alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugun dınletmeye yeltenılen musıkı yuz ağartacak değerde olmaktan uzaktır Bunu açıkça bılmelıyız Ulusal, ınce duygulan, duşuncelerı anlatan, yuksek deyışlen, söyleyışlerı toplamak, onları bır gun önce, genel son mnsıkı kurallanna göre ışlemek gerektır Ancak bu duzeyde, Turk ulusal musıkısı yukselebılır, evrensel musikide yerını alabılır 2 MART 1989 Halifeliğin Kaldırılnıası. Laiklik ve Ogrelim Birligi Bugün, Atatürk'ün o denli ustüne titredığı laik eğıtim ve öğretim birliği Atatürk'ün çizdiği yolda mıdır? Öğretim birliği yürürlükte midir? îmam hatip okullan bir meslek okulu olmaktan çıkmış, bütün ortaöğretimi kaplama yoluna girmiştir. Her yanda devlet eliyle Kuran kursları açılarak, imam hatip okullan laik liselerin sayısını aşacak denli yaygınlaştmlmakta. Prof. Dr. BEDİA AKARSU Çukurova 65 yıl önce (yann 3 Mart 1924'te) TBMM'de uç yasa bırden o> bırlığı ıle kabul edılmıştır Bunlar, 429, 430, 431 numaralı yasalardır. Bu yasalann nasıl kotanldığını Atatürk'ün buyuk '•Söylev"mde aynntüanyla okuyoruz. 2 mart gunu partı grubu toplantıya çağrıhr, bu üç yasa ıle uç sorun orta>a atıhp tartışılır, ılkeler uzennde anlaşmaya \anhr ve 3 mart günu, Meclısın bırıncı oturumunda şu önergeler okunur "1 Halıfelığın kaldınlması ve Osmanoğullan soyundan olanların Turkıye dışına çıkarılması ıle ılgılı yasa önensı. 2 Dmışlerı ve Evkaf Bakanlığı ıle Genelkurmay Bakanhğı'nın kaldınlması ıle ılgılı yasa onerısı 3 Eğıtim ve öğretımın bırleştınlmesı ıle ılgılı yasa önerısı Bu yasalarla. a Türkıye Cumhurıyetı'nde, halkın ışlerıyle ıl gılı yasalan yapmaya ve yürutmeye yalnız TBMM ıle onun kurduğu hukumetın yetkılı olduğu saptandı, Dınışlerı ve Evkaf Bakanlığı kaldırıldı b Turkı>e ıçındekı bütun bılım ve öğretim kurumlan, bütun medreseler Mıllı Eğıtim BakanlığYna bağlandı c Halıfe, görevınden çıkanldı ve halıfelık orunu kaldınldı Çıkarılan halıfe ve Osmanoğullan soyundan olanların hepsıne, TC ulkesınde oturmak, süresızolarak yasak edıldı " (Söylev II, TDK Ankara 1964, S 581) Ancak bu yasalann onaylanmasmm pek de kolay olduğu sanılmasın Atatürk, dış düşmanlarla savaştıktan sonra ıçte de kendıne ve halk egemenhğıne karşı olanlarla yıllar boyu savaşmıştır Buyük "Soylev"ınde cumhunyetın nasıl kurulduğunu, padışahlığın ve halıfelığın nasıl kaldırıldığını sayfalar boyu anlattıktan sonra şöyle sürdurur sozunu "Lozan Konferansı'na Istanbul hukumetının de çağrılması, padışahlığın kaldınlması ışını kesın olarak sonuçlandırdı" (470). 30 Ekım 1922'de Meclıste göruşmeler başlar, "Osmanlı tmparatorluğu'nun yıkıldığını, yenı bır Turkıye devletının doğduğunu, anayasa gereğınce egemenlık haklarının ulusta olduğunu belırten bır onerge" (474) düzenlenır 1 Kasım 1922'de Meclıste yıne bu konu uzennde tartışılır En sonunda Ataturk " . sözkonusu olan, ulusa egemenlığıru bırakacak mıyız, bı PENCERE Dava Açacakmış. •• Mahmut Alınak (SHP Kars Mılletvekılı) Meclıs Başkanlığı'na bır sözlü soru onergesı vermış, Başbakan Turgut Ozal'ı, eşı Semra Ozal'ı, oğlu Ahmet özal'ı suçluyor Neden'' Emlak Bankası bazı arsa ve bınaları gerçek değerınden çok yüksek fıyatla satın almış, aıle bu ışlere aracılık ederek çıkar sağlamış * Eh, konu bu kadar Ibasrf" olsaydı, konuşmaya değmezdı Çünkü soru Meclıse gelır, gereken yapılır, gerçekler ortaya cıkarılırdı Ancak konu karmaşık Çunkü SHP mılletvekılı soru önergesıne eklemeler yapmıs ' Daha dün Gümrük Vergısı'nı odememek ıçın yurtdışından gelışte kadın külotu gıyen Turgut Özal, Başbakan olduktan sonra aılesıyle bırhkte dev bır ımparatorluk kurarak bır anda koşeyı döndü Mılyarder olmak, koşeyı dönmek ıçın Başbakanın akrabası ya da enıştesı olmak mı gerekıyor?" Gazetelerde sorunun bu bölümünü okuyanlar şaşkınlıkla bırbırlerıne dönecekler Allah Allah Başbakan kadın külotu mu gıymış? Neden gıymış'? Markası neymış"> Ne demek bu? Oysa olayın ardında başka gerçek var Ozal, Başbakan olmadan önce yurtdışından Semra Hanım'a getırdığı ıç çamaşırlarını gümrükten geçırmek ıçın ust üste gıymış Bu oykü Emın Çölaşan'ın son kıtabında yazılı Doğru mu değıl mı bılınmıyor, ama ştmdıye dek yalanlayan çıkmadı Hem Turgut Özal'ın ıç gıyımı kımseyı ılgılendırmez, kurduğu ımparatoriuğa gelınce ış değışır "Hanedarf'm tum ağırlığıyla ülke üzerıne çökmesı gerçekten cıddı bır sorundur Bırader Korkut Özal'ın Başbakanın kardeşı olarak Arap ulkelerıne dönük ılgınç ışadamlığı elbet Meclıs gündemıne getırılmelıdır Oğul Ahmet Özal'ın 'sorumsuz, ama yetkılı" konumu da doğal sayılamaz Semra Hanım ıse her gün gündemın bınncı maddesındedır, hüzün verıcı bır görüntu sergılıyor "Hanedari'm gün geçtıkçe, ulkenın tepesınde kötü bır görüntü yarattığı gerçektır. • Ne var kı butun bunlann arasında Emlak Bankası'nın arsa ve bına alımlarından "hanedan" uyelerının çıkar sağlayıp sağlamadığını tartışmak apayrı bır konudur Çunkü bu gıbı 'ıddıalar"\n kanıtlanması çok güçtür Deneyımlı olan polıtıkaalar "ıddıalar"ın çoğu zaman gerı tepen bır sılaha dönüşebıleceğını lyı bılırler Nıtekım Başbakan Ozal ve aılesı de "hanedari'ı savunmak ıçın saldınya geçmışler Özal dıyor kı ' Soru onergesı şereflı ınsanlan tehdıteden alçak bır saldındır. Türk sıyası hayatında kara bır lekedır, şahsım, eşım, kardeşım ve oğlum ayrı ayrı dava açacağız " Breh, breh, breh Babıâlı'de kımı gazete Başbakan hapşırdı mı nezle oluyor, ya da Ozal geyırdı mı kımı gazetecı ' yuzunuze güller, uzerınıze afıyet' demeye hazırol durduğundan manşetler çekılıyor ve yazılar yazılıyor, daha bısmıllah demeden Mahmut Alınak'a Bızım Yokuş\an saldırı başladı CHay bu açıdan da ele alındığında ortaya yıne hazın bır görüntu çıkıyor Pekı, Ozal aılesı SHP Mılletvekılı Alınak'ı mahkemeye verırse ne olur? Dıyelım kı dava hemen açıldı Kaç yıl sürecek7 Sonuç ne olacak'7 Cumhurıyet'ın Özal'a açtığı hakaret davası sekız yıl sürdü, sonunda Başbakan tazmınat ödemeye mahkum oldu Şereflı ınsanlan tahkır etmeye yeltenmesının dersını aidı Şımdı dıyelım kı Başbakan Mahmut Alınak'a davayı actı Ikı soru var Mahkeme sekız yıl mı sürecek? Bır Özal davayı kazanacak mı? Ikı Üniv. Felsefe Bölümü rakmayacak mıyız sorunu değıldır Sorun, gerçekleşrtuş bır olayı yasa ıle saptamaktan başka bır şey değıldır Bu, ne olursa olsun yapılacaktır" der (475) Sonunda onerge oy bırlığı ıle kabul edılır, halıfelık ve padışahlık bubınnden ayırt edılır, "Halıfelık açık bır hak tanınmaksızın bır süre daha bırakıhr" (470) Şöyle sürdüruyor açıklamasını Ataturk " genel ve tanhsel görevımın o gune ılışkın evresını açıkladığım gıbı yapmıştım Ama genel görevımın gerektırdığı temel ışı yapma ve uygulama zamanı gelınce de hıç duraksamadım" (471) "Ben, kışısel egemenlığın kaldınlmasından sonra, başka sanla yıne bu nıtehkte bır orun sayılması gereken halıfelığın de kaldırılmış olduğunu kabul edıyordum Bunu söylemek ıçın uygun zaman ve fırsat bekhyordum" (480) Düşüncede devrim gereği: Ulusal eğitim Işte, bu uygun zaman gelmış, bu yasalar 3 Mart 1924'te kesınleşmışıır "Dehanın yansı sabırdır" derler, Atatürk de günün gelmesını sabırla beklemış, tum devnmlenm adım adım gerçekleştırmıştır Şımdı yıne onu dınleyelım "Başarı ıçın pratık ve güvenılır yol, her evreyı vaktı geldıkçe uygulamaktı Ulusun gelışmesı ve yukselmesı ıçın esenlık yolu bu ıdı Ancak tuttuğum bu pratık ve guvenıhr basan yolu, yakın çalışma arkadaşım olarak tanınmış kışılerden kımılenyle aramızda, zaman zaman görüşlerde, davranışlarda, yapılan ışlerde behren temellı ve ıkına derecede anlaşmazlıklann, kırgınlıklann ve sırasında aynlıklann da nedenı ve açıklaması olmuştur Ulusal savaşa bırhkte başlayan yolculardan kımılerı, ulusal hayatın bugünku cumhun>ete ve cumhunyet yasalanna kadar uzayan gehşmelennde, kendı düşunme ve ruh yetenekİerının kavrama sının bıttıkçe, bana dırenmeye ve karşı çıkmaya başlamışlardır Ben, ulusun vicdanında ve geleceğınde sezdıgim buvuk gelışme veteneğinı. bır ulusal sır gıbı vıcdanımda tasıyarak yavaş yavaş butun toplumumuza uygulatmak zonındayun." (Söylev I, S 11) "Uygulamayı bırtakım evrelere ayırmak ve olavlardan yararlanarak ulusun duygu ve dttsuncelen uzennde ışlemek ve adım adım ılerleyerek amaca ulaşmaya çaJışmak gerekıyordu Nıtekıra öyle olmuştur Ancak dokuz yılda Günumüzün acı gerçeği Bır de gunumuze bakalım Bugun Atatürk'ün o denli ustüne titredığı laik eğıtim ve öğretim bırlığı Atatürk'ün çızdığı yolda mıdır1' öğretım bırlığı yururlukte mıdır 7 İmam hatip okullan bır meslek okulu olmaktan çıkmış, butun ortaöğretimi kaplama yoluna gırmıştır Her yanda devlet eliyle Kuran kursları açılarak, imam hatip okullan laik lıselenn sayısını aşacak denli yaygınlaştınlmakta Laik eğıtim ortadan kaldınhp gençlık, Atatürk'ün karşı çıktığı o "köhne duşunüş" bıçımı ıçınde yetıştınlmeye çalışıhyor Eskiden köy enstıtulennde çağdaş eğıtımle yetışen köy çocuklanna bugun yalruzca imam hatip okullanna gıtme olanağı venlıyor Yenı açılan umversıtelerde, temelı duşunme olan felsefe bölumlen açılmıyor da bol bol ılahıyat fakultesı açılıyor Ancak şunu da belırtmek ısterım tçınde bulunduğumuz ıç karartıcı ortama karşın bütün bunlann üstesınden gelıneceğmden hıç kuşkum >ok Her alanda genç değerlenmız yıne de yetışıyor Yazarlanmız, sanatçılanmız, duşünurlerımız ve bılım adamlanmız, bütün baskılara, engellemelere karşın çağdaş evrensel kultur ıçınde yer almayı başanyorlar OKTflYAKBAL EVET/HAYIR Deniz tuzu, göl tuzu değil... Türkçenin Bugünü, Yarını... "Bılım ve Yazın DılıTürkçenın Bugünü, Yarını" konularını kapsayan toplantı geçen cumartesı ve pazar gunlerı Ankara'da yapıldı Yüz ellııkı yüz ızleyıcı vardı Hukuk Kurumu'nun küçük salonuna sığmadı dılseverler, Akşıt Gökturk'un anısına adanmış bır toplantıydı Dıl Derneğı'nın Bırıncı Bılımsel Kurultayı Gazeteler haber olarak duyurmadı bu ılgınç toplantıyı Cumhurıyet'te kuçük bır haber olabıldı ancak1 Oysa anlamlı bır toplantıydı, bılımsel anlamda da, guncel anlamda da Değerlı bılım ve yazın adamları Türk dılının bugunkü ve yarınkı durumlarını açık açık gözler önüne serdıler Izleyıcıler de soz alarak görüşlerını belırttıler Dıl Devnmıne, daha doğrusu bütünuyle Ataturk Devnmıne ınanmış ınsanlann bır araya gelıp dertleşmesı gıbıydı bılımsel kurultay Doç Dr Ömer Kulelı'nın dedığı gıbı "Bıiımı olmayanın bılım dılı olamaz Bu zorluga karşın çağdaş toplumları yakalayabılmek ıçın gırışılen cumhunyet devrımlerının ayrılmaz bır parçası olan Dıl Devrımı son yıllarda büyük yaralar almıştır Çağdaşlaşma eğıtim ve öğretımden geçıyorsa, bu ışın üstesınden gelmenın tek yolu da ınsanları anadıllerınde eğrtmektır Bugün başka seceneklerı deneyenler yakında yanlışlarını göreceklerdır Anadolu lıselerı dramı bu gerçeği göstermeye başlamıştır bıle Bılım dılını olusturabılmenın koşulu çağdaşlaşmaktır, onun bırıncı adımı da bıreylen ne lyı bır eğıtim vermektır Bu aşamada Türk aydınının, dılseverının ılk amacı eğıtim dılının daha duru, daha Türkçe olması ıçın çaba göstermektır" Konuşmalarda belırtılen şuydu Türkçe hem bılım hem yazın dılı olacak olgunluktadır Dunyanın en zengın dıllerınden bırıdır Türkçe Bıreylere başka dıllerden once kendı dılını gereği gıbı öğretmek, sevdırmek, benımsetmek baş koşuldur Kımılermın dıledığı gıbı Ingılızceye, kımılermın ozledığı gıbı Arapçaya yakınlık duymak büyük bır yanılgıdır Gelecekte Türkçe ne olacak? Benım katldığım toplantının konusu buydu Orhan Asena, Erhan Bener, Prof Ahmet Kbcaman, Doç Semıramıs Kantel bu sorunu ırdeledıler Geleceğı kım bıiebılıf Avrupa Topluluğu'na katılan katılabılırse1 Türk toplumunda Türkçe yıtıp gıder mı'' Ya da Arap ve Islamlık etkılerıyle günden gune Arapçaya ya da Osmanlıcaya bır donuş, bır yaklaşım mı olur7 Geleceğın süresı uzundur Kımse kırk, ellı yıl sonrasını bılemez Değıl Turk dılının, Türkıye'nın nasıl bır bıçım ve anlam kazanacağını ya da efındekılerı yıtınp yıtırmeyeceğını şımdıden kesınlıkle gormek olanağı da yoktur Dıl Derneğı Genel Yazmanı Sevgı Ozel toplantıyı açış konuşmasında bu konuya şoyle değındı "Şımdılerde körüklenen karma dıle dönuş ıse yalnız gençlerı değıl herkesı bır seçme zoriuğu ıle karşı karşıya bırakıyor Yazı ve konuşma dıllerı arasında yaratılmaya çalışılan ayrılık yaşamda, bılımde ve sanatta anlaşılır olmayı zorlaştırıyor Arapça, Farsca ve Batı dıllerının egemenlığı hâlâ kımı alanlarda yazık kı suruyor Orneğın 'ahkâmı şahsıye davalarının görulduğü mahkemelerden aklanıp aklanmadığını anlayamadan çıkan ınsanlarla, sayrılığının ne olduğunu öğrenemeyen insanlar çoğunlukta Dıle devlet 'mudahalesını' zorunlu görenlerın bu ıkılem karşısında kılı kıpırdamıyor," Dıl Derneğı'nın Bınncı Bılımsel Kurultayında değerlı bılım ve yazın adamlarının yaptıkları konuşmalar yakında kıtap halınde yayımlanacak Dıl Derneğı çok kısıntılı olanaklarla kapsamlı çalışmalar yapmaktadır 12 Eylülculerın TDK'sı ıse altı yıldır gerçek anlamda 'hıc bır' yararlı urun ortaya koyroamaktadır Oysa mınıcık bır odaya sıkışmış Dıl Derneğı yayımladığı Çağdaş Turk Dılı dergısıyle dort bıne yaklaşan bır dılsevere seslenebılmekte, yararlı toplantılar duzenleyebılmektedır Derneğın üye sayısı da dort yüze yaklaşmıştır Dıl devnmınden yana olan yurttaşlar olanakları oranında kuruma başta bağış olmak uzere ellerınden gelen yardımları esırgememektedırler Öyle sanıyorum kı çok yakında bır gün Atatürk'ün kurucusu olduğu Turk Dıl Kurumu yenıden eskı bağımsız kışılığıne kavusacak, Dıl Devrımı, ıçıne süruklenmek ıstenen karanlıktan kurtarılacaktır Sofranıza kristal tuz SAFIR I Şimdi Türkiye'de kristal tuz var! Sofra toznnda SAFIS farkı: SAFIR daha kavnagında saf, knstal tuz nunerallennden elde edılır Türkıve nın en buyuk doğal kristal tuz vataklanndan dun>a standartlanrıa ujgun Isvıçre Escer Wyss ' sıstemıyle rafme edılerek üretılır KRİSTAL * SÜPERRAFİNE750 9rBROŞUR ISTEYIN Mutfağınıza, sofranıza Kristal Tuz SAFİR geldi! SAFİR, denizden gölden değil, doğanın bağrındakı el değmemiş kristal tuz yataklarından geldi. Kristal Tuz SAFİR, en ileri rafınasyon teknolojisiyle ve her türlü sağlık koşuluna uygun olarak geldi. Sofranızdan kristal saflığını, SAFİR sağlığım eksik etmeyin! Kurslanmu Bnt I P Councıi u u l ' m U n o'nanmı$tır Areis felco uyes c r BTA Cumhurıvet Cad 173/1 BEImadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karjısı İNGİÜZÜSANOKULLARI DANİŞMAMERKEZİ Tel (1)148 39 77148 79 431329684 Tlx 27498 TUSMTR Fax (1)13297 29 tursem SEKRETER Ingüızce ve daktılo inlen BAYAN ELEMAN aranıyor. Randevu ıçın 175 37 67 no lu telefondan görüfmenız nca olunur Türkiye rkiue'nin m kristal tuz YÜZYUZE Atillâ Borsay SAFIR KavnaK Genel Da&üm: Gıda \c E\ Ihtıvaç Maddelerı Sanayı ve Tıc A Ş E 5 Kara>olu Izen Mavıevler Otobus Duragı Yanı Küçükyalı Istanbul Tel (1) 366 21 5253 366 52 36 FM (1) 366 52 37 Tlx 27177 aqua tr Inanmak, bır anlamda başarmaktır Oluşturmakta olduğumuz SEN AR^ O GRUBU'muza ınancıyla, yaratıcılığını pekışnrecek uç arkadaşımızı da ararnızda görmek ısterız. Tel 145 67 87 (18.3021.30 arası) GRAFİKER \ardımcı ba>an, varım gun 143 48 40 Huvıyetımı kaybctıım Hükumsuzdur ALt TA\ SATILIK DAİRE Göztepe'de 130 m2 yenı lüks daıre Tel: 368 28 65 1500 lıra (KDV ıçınde) Çağda? Yaymtan Turkocağı Cad 3941 Cağalogluİstanbul Ehlıyetımı, pasomu, okul harç ve öğrenım kredısı, kımlık kartımı kaybettım Hükumsuzdur KAZIM GEYlk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle