25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 1989 CUMHURİYET/h şapkalara Tarihi ilgi Toros Havayolları'na haciz tSTANBUL (AAJ CPA adlı tngiliz şirketi, ocak ayına ait kiramn ödenmediği geıekçesiyle Toros Havayollan'na ait Boeing727 tipi uçağa haciz koydurdu. İngiliz şirketi, Toros Havayollan'na ait uçak için tngiltere'deki bir mahkernede haciz karan aldırarak, uçağın uçuşunu durdurdu. Toros Havayolları yetkilüeri de, sivil havacüık kuralları uyarınca böyle bir karann Türk mahkemesince de onaylanması gerektiği gerekçesiyle, Sivil Havacıhk Genel Müdürlüğü nezdinde itirazda bulundular. Daha sonra ocak ayı kirasıru ödeyerek haciz karannı kaldıran yetkililer, uçağın saat 15.30'da yapması gereken tstanbulDüsseldorf seferinin gerçekleştirilmesini sağladılar. PTTnin büyük geliri ANKARA (AA) Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli, geçen yıl toplam 15 milyar kontörlük telefon görüşmesi yapıldığıru bildirdi. Pakdemirli, bu görüşmeler sonucu 1.5 trilyon lira gelir elde edildiğini kaydederek, bunun kuruluşun toplam cirosu içindeki yerinin yüzde 54 olduğunu söyledi. Pakdemirli, bu yıl içinde yapılacak telefon görüşmeleri sonunda da toplam 2.6 trilyon liralık gelir beklendiğini ifade etti. Yıl içinde yapılan 15 milyar 500 milyon kontörlük telefon görüşmeleri içinde şehiriçi, şehirlerarası ve mılletlerarası konuşmalann yer aldığını hatırlatan Pakdemirli, 032 Milletierarası Servis'e kayıt verilerek yapılan konuşmalann toplam zamanımn 118 milyon 806 bin dakika olduğunu ve 10 milyar 700 milyon lira gelir elde edildiğini belirtti. Yaylı ayakkabı Münıh Uluslararası Spor Malzemeleri Fuarı'nda sergilenen malzemeler sporcuları büyüledi. Serginin en çok ilgi uyandıran malzemesi yaylı koşu ayakkabılan idi. Koşu ayakkabılarım üreten firma yetkilileri, "görünür enerji dönüşüm sıstemi" ile "yaylı adımlar" vaadinde bulundular. (Fotoğraf: REUTER) Geçen hafta Tel Aviv'de düzenlenen defitede mankenlerin sunduğu ilginç şapkalar ızleyicilenn beöenisini kazandı. uzellikle 1930 lu yılların şapka şekillennı andıran değişik modeller dikkaöeri üzerine çektj. (Fotoğraf AP) Mickey Mouse Moskova'da lann sevgilisi sevimli Miki Fare, 1980 Moskova Olimpiyaöarı maskotu "Misha" ile Moskova'da bir araya geldi. Miki Fare'nin yaratıcısı Dtsney Şirketi, Amerika'da ve Avrupa da olduğu gibi Moskova'da da ilgi uyandıracaklannı umuyor. (Fotoğraf: AP) HABERLERİN DEVAMI Tac Mahal... Yalnız Cumhurbaşkanı Evrenin ziyaretine özgü değil. Tac Mahal son derece sıkı bir güvenlik kordonuyla çevrili. Bunun nedeni, Hindu ve Sih fanatiklerinin bu görkemli anıtı havaya uçurma tehditleri. Tac Mahal'in Hindistan'daki Müslümanlar için bir simge olması bu tür fanatik tepkileri davet ediyormuş. Ne acı! 20. yuzyılın son çeyreğinde insan aklının halâ böylesine duyguların tutsağı kalabilmesi. Ve fanatizmin en ilkel biçimde dışavurumu... Hintli yazar Salman Rüşdü'nün kitabına dönük tepkiler de fanatikliğin değişik bicimlerdeki belirtileri değil mi? "Şeytan Ayetleri" kitabını yasaklamak... Kitabı yakmak... Yazannı din adına ölüme mahkum edebilmek... 10 güne yaklaşan gezimizde bu konu hep gündemdeydi. Hem Pakistan'da hem Hindistan'da olaylar çtkmış, kitap sokaklarda yakılmtştı. Her iki ülkede de "Şeytan Ayetleri" yasaklanmıştı. Benazir Butto, bir sorumuz üzerine, düşünce özgürlüğüne saygılı olduğunu, ancak Salman Rüşdü'nün kitabının dinsel inançları rencide ertiği için yasaklandığını belirtiyordu. Hindistan'a gelince... Başbakan Rajiv Gandi, Türk heyeti ile bir sohbet sırasında, kitabın Hindistan'da yasaklanmasını "/çgüver?///r"gerekçesine bağlamış. Olaylann çıkmasını önlemek için, laiklik ve demokrasinin sürekli vurgulandığı bir ülkede, kitaba yasak konulabilmiştir. İlginçtir; Pakistan ve Hindistan'ın liderleri, Benazir'le Rajiv, her ikisi de İngiltere'de (Baftarafi 1. Sayfada) Jumbo havada delîndi 16 yolcu kayıp okumuşlar. Biri Oxford'dan öteki Cambridge'ten. "Şeytan Ayetleri"nm yazarı da Bornbay'da doğmuş bir Müslüman ve Cambridge'ten. Üstelik Rajiv'te aynı yaşta; belki de Cambridge'ten tanıyorlar birbirlerini. Her üçü de akılcılığı ve bilimin bağnazlığa üstünlüğunü, yüzyıllardır bayrak edinmiş dünyanın en eski üniversitelerinden mezun olmuşlar. Ama ne var ki bugün, birinin yazdığı kitabı diğer ikisi, "Duşünce özgürlüğüne saygılıyız, ama..." diyerek yasaklayabiliyorlar. Talihsizlik. Salman Rüşdü, geçen hafta New York TV mes'ta "Sevgili Rajiv Gandi" diye başlayan açık mektubunda şöyle diyor: "Düşunce özgüriüğü, demokratik bir toplumun temelinde yatar. Bugünlerde Hint demokrasisi bütün dünyada gülünç duruma düşmektedir. Benim gibi sen de biliyorsun: Kitabımın yasakianmasına ilişkin kararda, Müslüman oyları belirieyid olmuştur. Nasılbir Hindistan yönetmek istiyorsun? Hindistan açık bir toplum mu olacak, yoksa kapalı mu" Aklın üstünlüğunü savunmak, kör inançlaria mücadele etmek hiçbir çağda kolay olmadı. Bugün de öyle. Demokrasiye ve laikliğe büyük bir inançla bağlanmaKian başka çaremiz yok! Vicdan özgüriüğü... İnanmak ya da inarv mamak... Herkesin özgür, birbirinin inançlarına saygılı ve hoşgörülü olabilmesi... Ve her şeyden önce yazarları ölüme mahkum edebilen "Humeyni /caras/"y'a sonuna dek mücadele etmek... Ünlü Alman ozanı Heinrich Heine'nin "Kitapların yakıkiığı yeröe, insanlar da yakılır" sözünü hiç unutmadan... WASHINGTON (Ajanslar) Amerikan United Havayollan'na ait Boeing747 tipi bir yolcu uçağının gövdesinde, kalkıştan kısa bir süre sonra açılan delik, 16 yolcunun uçarak kaybolmasına neden oldu. Kazaya yol açan deliğin bir patlama sonucu açılmış olabileceği üstünde durulurken soruşturmaya başlandı. Kazadan sonra, Honolulu Havaalam'na geri dönen ucaktaki 336 yolcudan 320'sinin ise yara almadan kurtulduklan haber veriliyor. Boeing747 tipi United Airlines uçağı dün öğJeden sonra Honolulu'dan Yeni Zelanda'ya gitmek üzere hareketinden bir süre sonra motorlardan birinde arıza meydana geldiği ve aynı anda gövdede 3 metreye 12 metre boyutlannda dev bir delik açıldığı bildirildi. Açılan bu delikten, 16 yolcu hava boşluğuna uçarak kayboldu. AP'nin haberine göre Amerikan Federal Havacıhk Dairesi (FAA) sözcüsü John Leyden, deliğin anzalı motordan kopan bir parça tarafından açılmış olabileceğini belirtirken, ucaktaki yolculardan bazılanmn duyduğu patlama sesi, bir sabotaj ihtimali üzerinde de durulmasına yol açıyor açıklamasını yaptı. Görgü tanıkları, bagaj bölümünden bir patlama sesi duyduklannı söylerken, uçağın incelenmesine başlandığı, sahil koruma helikopterleri ve cankurtarma ekiplerinin de çevrede havaya uçarak kaybolan yolculann cesetlerini arama çalışmaiannı sürdürdüğü kaydediliyor. Geçen yıl 28 nisan tarihinde de Hilo'dan Honolulu'ya gitmekte olan Boeing737 tipi bir yolcu uçağının 7 metrede iken tepesinde bir delik açılmış daha sonra inişe geçen ucaktaki bir kabin görevlisi ölmüş, 61 kişi de yaıalantnıştı. ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baftarafi 1. Sayfada) bilecekleri... Ünlü bir araştırma kuruluşu kısa bir süre önce SHP'ye bir araştırma veriyor. Arastırmada çok ilginç bulgular var. Partilerin kendilerine rehber edinebilecekleri, ama aynı zamanda şapkayı önlerine koyup düşünecekleri bulgular bunlar. İşte, o bulgulardan biri kemikleşmiş oy oranının son derece düşük çıkması. Seçmenlerin yüzde altmışı bir partiye oy vermekle biriikte, yine de "oy verdikleri partiyi desteklemiyor". Hareketli seçmen kitlesinin böylesine yüksek oluşu, aslında her siyasal partiye iktidar yolları açıyor. Sorun, hareket halindeki kitleyi kendine çekebilmekte yatıyor. Ekje edilen bulgulara göre son referandumda Özal'a oy verenlerin yüzde 65'i yeniden Ozal'ı desteklemeye hazırlanıyor. Kalan yüzde 35 ANAP dışına kayıyor. Belirtilen yüzde 35 içinde referandumda Özal'a oy verip de şimdi Özal'a vermeyeceklerin yüzde 13.5'i halen kime oy verecekleri konusunda kararsız davranıyor. Buna karşılık ANAP'tan kayanların yüzde 10'u DYP'ye, yüzde 7'si SHP'ye oy vermek eğilimini taşıyor. Dolayisıyla, burada da her an herhangı bir partinin kendisine çekebileceği yüzde 13.5'lik bir kitle var. Ucaktaki delik Honolulu'dan Yeni Zelandaya gıden Amerikan United Havayolları'na ait uçağın kalkıştan kısa bir sure sonra govdesinde açılan delik, 16 yolcunun dışarı uçarak kaybolmasına neden oldu (Fotoğraf. Reuter) Çatır çatır geliyoruz (Baftarafi 1. Sayfada) nun cenaze töreni için Tokyo'da yasal yenilgisi olacağı belirtiliyor. öte yandan, Komitenin karanbulunan ABD Başkanı Bush, John Tovver'ı desteklemeye de nın kendisini "hayallunklığına" vam edeceğini ve "bn mocadele uğrattığını açıklayan Tower, Sa(Baftarafi 1. Sayfada) yi kazanacağını" söyledi. Bush, vunma BakaVılığı'na seçilmiş olmemuru tran'dan verilen fetva "Tower'ın gözden düşecefine mak sıfatıyla çalışmaiannı sürdüyı, cumhuriyet devletinin yasa inanmıyonım ve yerine başka bi receğini ve Senato'nun karannı lannı fıiçe sayarak benimsiyor; rini atamayı da düşunmu>orum'" bekleyeceğini bildirdi. bu yolda açıklama yapıyor. dedi. Amerikan Senatosu'nda 55'e Neyle suçlanıyor? Peki, imam böyle konuşursa 45'lik bir üstünlüğe sahip olan Tower'ın yakın arkadaşlan, escemaat ne yapmaz? Eğer müftü efendinin yalnız Demokrat üyelerden bazıları, ki senatöriin 1970'te alkol bağımolduğunu düşünebilsek, olayın Bush yönetimine, Tovver'ın yeri lısı olduğunu, ancak daha sonra ağırlığı hafifleyecektir. Ne var ki ne bir başka kişiyi atamasını öner bu ahşkanlıktan kurtulduğunu idbu eğilimin uzun yıllardan beri diler. AP'nin bildirdiğine göre dia ederken, isminin açıklanmaMilli Eğitimin çatıst altmda bes Demokrat Senatör Robert sıru istemeyen bir Demokrat üye, lendiğini biliyonız. Şeriatı öğre C.Byrd, "Bir adayın hakkında FBI raporlarının Tower'ın tim düzeninin bir ayağı duru verilmiş bulunan güvensizlik ka LondraDallas arasında yaptığı ranna rağmen Senato'da mücade bir uçak yolculuğunda saıhoş olmuna getiren aymazlık, devlet leye devam etmesi \ıpraucıdır. Bu btitçesinden yapılan harcamalar durumun başkan için iyi olacağı duğunu kanıtladığını belirtti. Tove yatınmlarla yurttaşları çağ da söyleDemez" dedi. Öneriyi geri wer'ın bir çok kez eşi olmayan kadınlara uygunsuz davranışlarda dışılığa sürüklemektedir. çeviren Beyaz Saray Basın Sözcü bulunurken görülduğü ve 1980 yıOsmaniye Müftüsü bunlar sü Marlin Fitzwater ise Tokyo' hnda Cenevre görüşmeleri sırasından yalnız biridir. da verdiği demeçte, "Tower'ın da sekreteriyle metres hayatı yaMedrese eğitiminden geçmiş Savnnma Bakanlıgı için en iyi şayarak "güvenligi ihlal ettigi" idçoğu kişinin bugün devletin adam olduğuna inanıyoruz. Bu dia ediliyor. önemli gönevlerinde bulunduğu mücadele onu yıpratmayacak, akTower'ın, tngiliz şirketi Briüsh nu, imam liselerinden çıkan ço sine daha da güclendirecektir" Aerospace'e yaptığı damşmanlık ğu gencimizin de bugün üniver dedi. konusunda Senato'yu yanlış bilsitelerde okuduklannı anımsaTower'ın Savunma BakanlığV gilendirdiği haberleri de "ahlaki" makta yarar vardır. Yetkililer nın gelecek hafta Senato'da yapı nedenlerin yanı sıra birtakım kuşOsmaniye Müftüsü ile Anamur lacak oylamada onaylanmaması kulara yol açmıştı. Vaizi hakkında soruşturmayı başlatmışlardır; ama, bir yanHİKMET ÇETİNKAYA dan devlet eliyle şeriatçılığa yatırım yapılırken öte yandan bu yatırımm sonuçlarmı kovuşturmak, açıklanması güç bir ikilemi yaratmaktadır. İZMİR SHP 26 Mart yerel seçımleri lanacak: Milli Eğitim sistemimizde Ia Yerel seçimler iktidara giden yoldur!.. ik eğitimi bilimsel temellerine ne nasıl hazırlanıyor? İstanbul'dan sonra Ankara'da da "ken16 marttan itibaren SHP silahını iki ayrı dayanarak öğretim birliği ilkesine dönüştüremedikçe Türkiye tin öteki yüzü" gezisini yapan Genel Baş yönde ateşleyecek. Deniz Baykal Karadeçağdaşlaşma yolunda yaya ka kan Erdal İnönü dün Erzurum'a gitti, bu niz'i dolaşırken, İnönü Ege'de olacak Baylacaktır. • • • gün ise Adana'da. Önümüzdekı hafta ise kal, güney kıyılarına indiğinde, İnönü MarEge'ye geliyor. Afyon üzerinden Denizti' mara bölgesini gezecek. ye gelecek olan SHP lideri, burada bölge SHP, İstanbul'da Nurettin Sözen, Ankatoplantısına katılacak, daha sonra İzmir'e ra'da Murat Karayalçın, İzmir'de Yüksel geçecek. (Baftarafi 1. Sayfada) Çakmur, Adana'da Selahattin Çolak'la SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, üç anakent belediye başkanlıklarını kazanaincelemelerde bulundu. büyük kentte sosyal demokratlann başa bilecek mi? Evren Agra'daki incelemelerirılı olacağına inanıyor. İzlenecek seçim nin ardmdan ülkenin güneyindeSHP Genel Merkezi Ankara ve İzmir için ki Karnataka eyaleti başkenti stratejisinde salt kentlere değil, kasabalara umutlu görünüyor. Kamuoyu yoklamaları Bangalore'ye geçti. da önem verildiğini söylüyor. Genel Sek ve halkın ilgisi SHP kurmaylarını Ankara reter Yardımcısı Adnan Keskin'in bir süre ve İzmir'de rahatlatıyor. Cumhurbaşkanı Evren öğleönce saptadığı "köy liderleri" şu anda kırEgeli sanayici ve işadamlan özellikle İzden sonra Bangalore'de Hindissal kesimde çalışmaiannı sürdürüyor. mir'de belediye başkanlığını 41 ya da 50 tan Uzay Araştırma Kuruluşu'nAmaç kırsal kesimdeki eski sosyal demok SHP'nin alacağını söylüyorlar. da incelemelerde bulundu. Evrat oyları yeniden SHP'ye çekmek. BunANAP içindeki fırtınanın SHP'ye yarayaren'e Uzay Araştırma da da başarı sağlandığı gözleniyor. cağı yaygın bir görüş. Bir de Refah Partisi Kunıluşu'nda bir uydu maketi Genel Sekreter Deniz Baykal, yerel se adaylarının konumu Ankara'da Oğuzhan armağan edildi. çim öncesi alan mitinglerinin yerine daha Asilturk, İzmir'de Şevket Kazan'ın ağırlıkDün akşam Karnataka Valisi etkin bir yöntemi getiriyor: Kent turları, pa lan ANAP'ın başını ağntıyor. tarafından onuruna verilen akzar yerlerinde dolaşmak, seçmenle yakın DSP, SHP'yi böler mi? şam yemeğine katılan Cumhurdiyalog sağlamak gibi. DSP'nin İzmir Anakent Belediye Başkan başkanı Evren bugün gezisinin Böylece genellikle taşıma bir topluluk adayı Mustafa Özyiğit. Özyiğit eski bir emson durağı olan Bombay'a haretan oluşan alan mitinglerinin yerine bir niyetçi. 1978 yılında Mustafa Özyiğit, Emket edecek. günde 2030 semt dolaşarak binlerce seç niyet Genel Müdür Yardımcısı. menle yüz yüze gelinecek. Sorunlar din19711978 arası yurtdışında kalan 1971 lenecek, SHP'nın bu sorunlara getirdiği çö TİP davası sanıklarından Ahmet Aras, Kazüm önerileri anlatılacak. pıkule'den çıkış yaparken gümrük polisi Erdal İnönü'nün, dün Erzurum'da yine pasaportuna bir damga vuruyor: lediği gibi "Özal gidiyor, halkın oylarıyla İptal... Dikkat fişlidır... tlhan Selçuk gidiyor" sloganı yerel seçim öncesi her Ahmet Aras Kapıkule'den geri dönülftbası 2000 lira (KDV içinde) yerde işlenecek. 26 Mart yerel seçımlerı yor. . Çağdaş Yaymtarı Türkocağı genel seçim havasına sokulacak, kurtuluCHP iktıdarda. Aras, Ankara'da MustaCad. 3941 Cağaloğlulstanbul şun SHP iktıdarıyla gerçekleşeceği vurgu fa Ekmekçı aracılığıyla Emnıyet Genel Mü OLAyLARlN ABD'de Tower krLri ocakta görevi devralan ARDINDAKI Japon tmparatoru Hirohito' nın 20 Bush yönetimınin ilk siBaşkan (Baftarafi I. Sayfada) GERÇEK rum'a gelerek 7 ilin katıldığı bölge toplantısında konuştu. Kalabahk bir konvoy tarafından karşılanan lnönü ve Baykal, şehir turundan sonra bölge toplantısının yapıldığı sinema salonuna halkın yoğun tezahüratı eşliğinde girdiİer. "Yeter arük gel lnönü" nakaratlı bir mani ile kürsüye çağınlan ve "ekoln" ses duzeni ile babası tsmet İnönü ve Atatnrk portreleri altında konuşan SHP lideri sözlerine, "ANAP iktidan gidicidir" diye başladı. Yerel seçimlerin SHP için bir fırsat olduğunu belirten İnönü, "Yerel seçimlerde ANAP gidecek SHP gelecek. Bunu biriikte gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerde iktidar olacağız. İl genel meclisinde aldığımız oylaria artık mızrak çuvala sıgmayacaktır. Şimdi de sığmıyor, ama Sayın Özal çok pişkin" diye konuştu. Başbakan özal'ın bir süre önce Ankara'da muhtarlan toplayarak propaganda yaptığını anlatan SHP lideri, "Kendisi artık dolaşamıyor. Eğer bir köye gitse köylüler tarialanmız eklen gidiyor, bu ne biçim hukumet diyecekler" diyerek Özal'ı eleştirdi. Muhtarlar için çıkartılan broşürlerin YSK tarafından dağıtımının yasaklandığın. da dikkati çeken İnönü, "Bu broşürleri devletin parası ile basıp gönderdiler. Milyan geçer. Bu para şimdi haksu yere savrulmuş tur. Şimdi bunun hesabını vermeyecekier mi soruyoruz. Mahkemeye başvuruyoruz, bunun hesabını soracağız" dedi. "İktidar SHP, başka alternatif yok" diye kendisine laf atan bir partiliye, "İyi söyledin" diyerek alkış alan lnönü, iktıdara geldiklerinde doğu batı arasındaki kalkınma farklılıklannı da ortadan kaldıracaklarını söyledi ve alkışlar arasında sözlerini şöyle sürdürdü: 'İkUdara talibiz, iktidara da hazınz. Adaylanmızla, programlanmızla, kadrolarımızla iktidara hazınz. Onun için 27 martı bir bayram gibi bekliyonız." Kendisini dinleyenleı den birinin, "Ekmek bulamıyonız" sözlerine işaret ederek, bu durumun "iktidann gidici" olduğunu gösterdiğini anlatan lnönü, Başbakan Özal'ın Ankara'da ANAP adayına oy verilmemesi halinde "hizmet gitmeyeceği" sözlerini de eleştirdi. İnonu, "Birkaç ay önce TV'ye çıkıp kendini nasıl acındırdı referandum öncesinde. O zamanki acınacak hali nerede? Şimdi aslan kesiliyor" dedi. SHP lideri, Özal'ın belediyelere yasalar uyarınca olanak tanımak zorunda olduğunu da ifade ederken "Bütün bunlar korkusunu gösteriyor. Hiç merak etmeyin çatır çatır geliyoruz, çatır çatır alacağız başkanlıklan" diye konuştu. Kooperatiflerin merkez birliği halinde örgütlenmesine de engel çıkartüdığım anlatan tnönü, "Buna engel olamazsınız, buna hakkınız yoktur. Hesabını sorarız. Genel mudurlüğe, bakanlığa buradan sesleniyorum, ayaklannı denk alsınlar" deyince bir kez daha alkış aldı. Peşin vergi, bakanlıklann ayrıhp birleştirilmesi, özal ailesinin devlet yönetiminde etkin olmasını da eleştiren lnönü, Futbol Federasyonu Başkanı atanması ile ilgi li son yasaya da değinerek, "Böyle devlet yönetinti olur mu? Bu, aşiret yönetimidir. Böyle aşiret yönetilir. Böyle yönetime de Türkiye dayanamaz" dedi. SHP lideri, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine gidilmeyip örtbas edildiğini, Yüksek Denetleme raporlanna karşı sessiz kalmdığını, iç ve dış borçlann ise boş yere kullanıldığını ifade ederek sözlerini şöyle bağladı: "Yeraltı, yeriistü babalan bir araya gelip halkın dişinden tımağından ne arttıysa alıp goturiiyorlar. O kadar pişkiıüer ki hukumelin bir bakanı usulsüzlük var diye başka bir bakanı suçluyor, kimse sesini çıkartmıyor." Boige toplanlısında daha sonra Baykal konuştu. Aynı araştırmanın bir başka bulgusuna göre ANAP'a oy verenlerin yüzde 44'ü 'ANAP'ı başarılı göıdüğü için" bu partiye oy veriyor. Buna karşılık, ANAP'a oy verenlerin yüzde 36'sı "muhalefete güvenmediğınden dolayı" tercihini ANAP doğrultusunda kullanıyor Burada muhalefet açısından alınacak ders. "en azıııdan yüzde 36'lık bir seçmen kitlesine güven aşılamaktan" geçıyor. SHP için yapılan arastırmada iki ilginç sonuç daha var. "Enflasyonu kim durdurabilir" sorusuna verilen yanıtlar arasında, seçmenlerin yüzde 13.8'i 'ANAP durdurur" görüşünde. Yüzde 235'ı "SHP durdurur" kanısında. Yüzde 15.2'si "çare DYP'dedir" tezinde. Ama yüzde 35.4'ü, yani her üç vatandaştan biri "enflasyonu kimse durduramaz" görüşünde. Demek ki muhalefet açısından enflasyonun durdurulması tezi, pek de o kadar revaç bulmuyor. Aynı anketin "ruşveti kim önler" sorusuna verilen yanrtlarda da ilginç bilgiler var. "Rüşveti ANAP önler" diyenlerin oranı yüzde 46.1. Yani, her iki vatandaştan biri rüşvetin kolay kolay önleneceğıne inanmıyor. Tüm bu rakamlar, oranlar önemli bir genel sonuç çıkartıyor ortaya: İktidar son derece kaygan bir zeminde ve her an değişebilecek bir konumda bulunuyor. Seçmenlerin yüzde 60 gibi çok yüksek bir oranının oy verdikleri partiyi desteklemedikleri bir ortamda, iktidann değişebileceğinı kanıtlayan başka bir göstergeye ne gerek var? İşte, yüzde 60 ortada. O zaman geriye. bu çok geniş kitleyi kendine çekebilmek kalıyor. Ama nasıl?... Güven aşılayarak... SHP'nin ya da DYP'nin güven aşılaması gerekiyor. Yani, büyük ve geniş boyutlu bir kampanya zorunlu hale geliyor. SHP ve DYP'ye bakıyoruz... Ufukta böylesine geniş çaplı bir kampanyanın izlerine rastlamak oldukça güç. Eğer "yüzergezer" yuzde 60'tan parçalar koparamazsa muhalefet, bu sadece ve sadece kendilerınin başarısızlığından geçiyor. Başka bir etken, başka bir neden aramak boşuna. CÛNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baftarafi 1. Sayfada) Gözü Tokyo'daydı dün, aklı Turkiye'de. Tantanalı iş görüşmeleri yapacağını ilan ederek gittiği Tokyo'da SHP adaylarını yeriyor, DYP'nin de "bu seçimde sallanacağını" söylüyor. Baykal'ın konuşması tnönü'den sonra yoğun alkış larla kürsüye gelen Genel Sekreter Deniz Baykal, yerel sorunlara ağırlık verdi. Doğu bölgelerindeki ve Erzurum'daki goçe dikkat çeken Baykal, Yunanistan adalanndan göç olmaması için önlemler ahndığını anlattı ve doğu için "özel politikalar" geliştirilmesi gerektiğini söyledj. TV'nin taraflılığı, hayvancılık, küçük esnaf ve peşin vergi üzerinde duran SHP Genel Sekreteri, sağlık ve eğitimin de özelleştirilerek "ticarethaneler" durumuna dönüştürüldüğunü bildirdi. Baykal, SHP'nin iktidara yönelişini önlemek için Başbakan' ın "tertipler" içinde olduğunu belirtirken, "Turgut bey Ankara'ya muhtarlan çağınyor. 'yann gidin oyunuzu verin' diye haber sahyor" diye konuştu. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "FakFunFon kaynaklannı seçim için kullanabilir. Bu yolla oylan yönlendirmeye tanık olabiliriz. Açıkça bilmeliyiz ki oyumuz en kutsal varlığımızdır. Oy ırzdır, namustur, Türkiye'de hiçbir yurttasın parayla oyunu satabileceğine ihtimal vermem. Ama Sayın Başbakan her şeyi parayla ölçtiiğü için oyle sanabilir. Dağıtılan paralan alın. Anamzın ak sütü gibi helaldir ama oyunuzu vermeyin." Baykal, bir sosyal demokrat iktidann da Turkiye'de yeni il ve ilçe düzenlemelerine gideceğini ancak bunu ANAP gibi oy hesabıyla yapmayacağını söyledi. tnönü bugün Horasan'a gidecek, daha sonra ucakla Ankara'ya dönecek. İnönü ve beraberindekiler gece Adana'ya geçerek, partililerin yemeğine katılacak. İZMJR'den SHP Yol Ahyor Evren, Tac ZİVERBEY KÖŞKÜ dürü Gürbüz Atabek'e ulaşıyor. Aras'ın elinde TİP davasının 1803 sayılı af kapsamıyla ortadan kaldırıldığına ilişkin, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Nusret Hergüner imzalı 16 Haziran 1975 tarihii 22003 sayılı yazısı var. Gürbuz Atabek yazıyı okuyup Ahmet Aras'ın pasaportuna bakıyor: İptal... Dikkat fişlidir... Hemen yardımcısı Mustafa Özyiğit'i çağırıyor odasına Atabek: Mustafa Bey, arkadaşın sorununu çözümleyin... Mustafa Özyiğit, Ahmet Aras'la biriikte odadan çıkıyor... Şimdi olayı Ahmet Aras'tan dinleyelim: Mustafa Bey odadan çıktıktan sonra, kendi makam odasında elimden pasaportu aldı. Şaşırdım. Sonra 'bu pasaporta el koydum' dedi. Bir de bana, 'seni içeriye aldırırım' diye gözdağı verip kovaladı... Yıl 1978, aylardan nisan... Tam on yıl süreyle Mustafa Özyiğit'in, elinden zorla aldığı pasaportunu geri alamadı Ahmet Aras. Çalmadığı kapı kalmadı. Bir kez pasaportu damga yemişti: İptal... Dikkat fişli... Ahmet Aras, üç ay önce yeniden başvurdu pasaport alroak için ve sonunda pasaportuna yeniden kavuştu. Aras şimdi İzmir'de oturuyor. Pasaportunu zorla elinden alan Emnıyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özyiğit ise emekli oldu. Bir süre önce de İzmir'e yerleşıp, DSP'den Anakent Belediye Başkan adaylığına atandı. Şimdi harıl harıl seçim çalışması yapıyor, Bülent Ecevıt'in yardımlarını beklıyor. Demirel'in yanıtı ilginçti. "Eğer bizim adımız geçince ecel terleri dökmese Tokyo'da böyle rüyalar niye görsün?" diyordu. 26 Mart'ta ulusun eline geçen fırsatı kullanacağına inanan Demirel'e Üstelik yeni beş yıllık planın göre Özal "elbet şeri soluyacak çeşitlı seçeneklerle uzmanlarca tı." hazırlanabilmesi için hükümetin Oysa sallanan ne SHP ne de "ana stratejiyı" açıklaması da DYP'ydi, Özal'la biriikte devlet zorunlu. Bu metin de yok ortada. yönetimi sallanıyordu. Günlük Temelde devlet yönetimi hanetartışmalar arasında sürekli göz dan keyfine bağlandığından salden kaçan kimi gelişmeler, yöne lantı içinde. timdeki sallantıya taze örnekler Tokyo'nun elbette başka heveriyordu. defi var. Başkan Bush'la el sıkışıp görüşecek. Amaç; kısa süreli Örneğin, DPT'deki huzursuzgörüşmeyi ballandırarak kamuluk. 1 Ocak 1989da bir yıllık oyuna anlatmak, Özal'ın program açıklandı. Enflasyon "ıtibarına" bir kilo daha ekleoranından borçlara, büyüme hımek. Ne var ki, yönetimle ilgili zına, dış alımla satıma kadar hebaşka bilgiler, devletin süreklilimen her önemli alanda hükümeğini de sallıyor. Özal'ın "yüksek tin varsaydığı oranlar, öngördüdüzeyde yaptığı" baş başa ikili ğü yaptırımlar bir bir sıralandı. görüşmelerin hemen hiçbirinin Şimdi öğreniyoruz ki, bir yıllık tutanaği Dışişleri arşivine girmiprogramı değiştirmeye yönelik yor". Örneğin Bush'la yalnız kalçalışmalar yapılıyor. Nedeni çok dıklarında Özal'ın ne konuştuğu, basit. Martta OECD'de konsor"devletin ana politikasından siyum toplantısına gidilecek. ödünler verip vermediğini" kimÖzal, 1989 enflasyonunu yüzde se bilmiyor. 38'de tutturacağını ilan etmiş. Batılı görüyor, bu sav tümüyle Özal'ın tutanağa geçirtmediği hayal. Yatırımları asağı çekece ikili görüşmelerin sonradan uyğini söylüyor, rakamlar böyle gulamalarla ortaya çıktığı bildirigöstermiyor. İşsizlik düştü diyor, liyor. Gün gelecek Türkiye'nin artıyor. Burada DİE'nin rakamla ABD'ye ya da başka bir Batılı rıyla oynamaya olanak bulabilir devlete ya da Ortadoğu'daki sohükümet, kamuoyundaki tartış runlarda kimsenin bılmediği nemalarda yutturmaca rakamları ler vaat ettiği anlaşılacak. Tabii kullanabilir. Fakat Batılı kuruluş yıllar sonra kımi ödünlü gerçeklann önüne gelince, rakam cam ler ortaya çıktığında elde resmi bazlığı olanca tutarsızlığıyla or tutanaklar olmayacağı için Özal, taya çıkıyor. Telaşın, değişiklik söylediği ile yetinilmesini isteyedürtüsünün ana nedeni de bu. cek. Gününe göre, sorunların taBir yıllık programda değişiklik rihçesini ıstediği biçimde, kuşkuyaparak mart ayında hem suz kendini koruyarak anlatabiOECD'ye hem de IMF'ye karşı lecek. "gerçekçi bir görüntü" vermek Özal'a kadar her başbakan, zorunda. Yılbaşı varsayımlarının yaptığı baş başa görüşmeleri hetutmayacağını kabul etmek ge men o gün tutanağa almış, altırekiyor. Uzmanlara göre Özal, nı imzalamış, devletin sürgit poenflasyonu dış kaynaklar önünde yüzde 65 dolayında kabul et litikasında kendinden sonra gemeye hazırlanıyor. Yasaya göre lecek başbakanlara resmi malprogramda değişiklik yapılabilı zeme bırakmıştı. Gelecekten yor. Ancak bu, yeni bir hüküme kaçmanın tek yolu, bu türden götin gelmesi, eskisinin öngördük rüşmeleri tutanağa geçirmemek. lerine daha başka açıdan baka İlgili çevrelerden yansıyan bilgicağını acıklamasından sonra lere göre Özal, işte bunu yapıgercekleşebiliyor. Oysa hükümet yor. Tokyo'da, VVashıngton'da, aynı hükümet. Ama Özal ilan et Bonn'da ve Ankara'da da. tiği yıllık programın üstünden iki Alaturka demokraside geleay geçmeden temel yargılarda neksel yönetim kuralları sallanıtomistan. yor. Daha başka bir gelişme. Beş yıllık planın hazırlanması, Yüksek Planlama'dan geçtikten sonra martta Medise sunulması gerekiyordu. Kaya Erdem'den sonra DPT'nin içine düştüğü boşluk, görevi üstlenen Bozkurt Özal'ın umursamazlığından ileri geliyor. DPT kaynakları küçük Özal'ın planla fazla ilgilenmediğinden söz ediyorlar. "Betki planı pilav gibi görüyor" diyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle