19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı. Cumhurıreı Maıbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonim Şırketi adına N»dir N«di 0 Genel Vavın Mudurır Hasan Ctmıl. Muessese Mudurir EmİK U»ıklıgıl. "ıazı Işlen Muduru Ok»> Gmensın. 0 Haber Mckezı Muduru Vmlçın Bayer. Sa\fa Duzem Voneımenı \lı Acar. 0 Temsılaler ANKARA laivıa Doga». İZMİR Hikmrl Çetinkıy». ADANA Celal BaşlangK. Islanbul Haberlerı. Eriun Akyıldız, Dış Haberler Lrgun Balci, Ekonomı Cengiz Turh»n, Kultur Cclal Lstrr, Spor Danı;manı Abdalkwjır YlKtlmaa. Duzellme: Rrfik Durbaş. Araştırma Ş«l)in Alpa>, IşSendıka. Şukc»n kcleınrı, \url Haberlen >«cd*t Dogln. Dızı Yazılar Krnm (,*lrşk«n, 0 Koordınatur Ahmrl konılsu. 0 Malı Işler Erol Erkul. 0 Muhastbe Bvlnl YTHCT 0 BuıçePlanlama. Sevgi Anın 0 Reklam A> j« Torun. Ek Ya>ınlar: Hnly» Akyol 0 ldarc H n o m Gurer. Işleıme: Ondtr Çdik. Bılgılşiem Nail Inal Basan ve Yavan CumhurıyM Maıbaacılık w Gunccııık T A Ş. Turk Ocagı Cad 39/<l Ca*ak>|iu 34)34 Isl PK 246hıanbul Tti 512 05 0! 120 h*ı). Telcı. 22246 Fıı {I) 5M 60 72 0 Burolar AnkumZıya Gokaip Blv Inkıiap S to 19,4. Td 133 ü 4147. Tdra 42344 F u (4) 133 II 41/428 0 İMtr H Zıy» Biv 1352 S2/3.1W U 12 30. Ttlo 52359 Fm» (51> 19 51 «0 ı:lnotıoC»d 119 S No I K a ı l . T d I» 37 5214 h»t>, Tel« 62155. F«* (71)19 37 52 TAKVİM: 2 ŞUBAT 1989 Imsak: 5.39 Güneş: 7.07 öğle: 12.22 îkindi: 15.03 Akşam: 17.28 Yatsı: 18.49 DalL, her şeyini Ispanya'ya bıraktı MADRİD (AA) Ünlü sürrealist ressam Salvador Dali, bütün servetini hpanya'ya bıraktı. îspanya Kültür Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, 23 ocakta ölen Dali'nin mirasına ilişkin bilginin, kendilerine, yetkili noterce verildiği belirtildi. Sözcü, "Dali, bütün serveti ve sanat eserlerini devlete bıraktı. İspanya hUkümeti, Dali'ye şükran borçludur. İspanya halkı da bu sommluluğu üstlenerek bu olağanüstü sanatçının eserleri en iyi şekilde korunacaktır" diye konuştu. Salvador Dali'nin avukatı Miguel Domenech, ressamın tüm servetinin parasal değerinin 130 milyon dolar civannda olduğunu kaydetti. Kültür Bakanlığı Sözcüsü ise bu konuda herhangi bir bilgi vermedi. MAVİ KENTTEN 6ÖRÜNTÜLER Mavi ve yeşil cümbüşü içindeki Antalya'da artık böylesine beton duvarlar yükselıyor. Beton kuşaklar Antalya'yı çepeçevre sanyor Güney'in incisı "çarpık kentleşme" kurbanı mı olacak? (Fotoğraf: Safai Ûzer) Antalya betonla kuşatılıyor İnsan göçü: Antalya Belediye Başkanı Metin Kasapoğlu, kente insan göçünün durdurulmasını isterken gecekondu sorunu ve çarpık yapılaşmanın ortaya çıktığını söylüyor. Kat karştlığı Antalya: Nüfusu ve konut talebı hızla artan Antalya'da yüzde 70'i arsa sahibine verilerek inşaatlar yapılıyor. Mimari güzellik hızla bozuluyor. Kentin yeşil alanları bile beton blokla kaplanıyor. B. ECEVtT ANTALYA Türkiye'nin kentleşme ve nüfus artış hızında ilk sıralarda yer alan Antalya'da "kat karşıhğı" konut yapımı da hızlandı. Kent merkezindeki arsalar, yüzde 70'le müteahhitlere verilirken, kentin diğer kesimlerinde yüzde 50'den aşağıya arsa bulmak olanaksız. Bu dururr., turizm kenti Antalya'da konut fiyatlarının 23 kat artmasına neden oluyor. Kentin en guzel yerleri "beton kuşaklar" ile çevriliyor. Müteahhitier Derneği Başkanı Mehmet Cihan Alp, Antalya'nın Turkiye'de cazip bir kent haline geldiğini söyleyerek, "Şu anda tara olarak tespit edemi\oruz, ama 4 bin civannda müteahhitin bulunduğunu sanıyorum. Sanki Antalya'ya gelcn her otobüsten eli çantalı bir muteahhit iniyor. Hızla büyüyen Anlalvada müteahhitlerin çogalmasıyla ve konut talebinin artması>la kat karşıhğı yapılaşma da aldı başını gitti. Sanınm Türkiye'nin biçbir yerinde yüzde 6070'i arsa sahibine verilerek inşaat yapılmıyordur" dedi. Kentkoop'un Hzibilite çalışmalarırun sonuçlarına göre 2000 yılında Antalya'nın "kışlık" nüfusu 700 bin dolaylannda olacak. Nüfus artışına paralel olarak konut yapımı artışı ve düzensiz yapılaşmanın gündeme geldiğini vurgulayan mimar Bayazıt Büyükyıldınra, "Yapılaşma hızlandı. Belediyenin çok titiz davranması gerekir. Müteahhitler kân başa alınca mimari güzellik de olmuyor. tmar planı kentte sık sık degişiyor. Bunun, kamu yaranna çalışan dcrneklerin, kuruluşlann göruşu alınarak yapılması gerekir" diyor. Belediye tarafından "toplu konut alanı" olarak ilan edilen ve kurulmuş olan kooperatiflere kamulaştırma bedeli üzerinden satılan alanlarda da bazı yapı kooperatiflerinin maliyetleri azaltmak için kat karşıhğı müteahhitlerle anlaştıkları ileri sürülüyor. Adının açıklanmasını istemeyen eski bir kooperatifçi şunları söyledi: " Hemen hemen her kooperatifın üyeleri arasında paravan isimler vardır. Bunlar çok azdır tabii. Belki yüz üyeden 5'i, belki 10'u. Bunun nedeni bir müteahhitle anlaştıklan zaman bu hisseler miiteahhite verilip maliyetin azalmasını sağlamakor.'" "YapSat" şeklinde inşaatlar yapan muteahhit Kamuran Olca>, Antalya'nın hiçbir yerinde yüzde 50'den aza inşaat yapılmadığını hatırlatarak, "2 dairelik veya 100 dairelik hiç fark etmiyor. Her koşulda arsa sahibi yuzde 50'sini istiyor. Kentin merkezi yerlerinde ise yüzde 6070 oranında bu olay. Yüz metre karelik bir konutun maliyeti 1518 milyon lira arasınd a " dedi. Antalya Belediye Başkanı Metin Kasapoğlu, kente insan göçünün durdurulması gerektiğini konuşmalarında sık sık belirtirken, bu göç ile birlikte gecekondu sorununun ve çarpık yapılaşmanın ortaya çıktığını bildirdi. Güneyin en güzeltatilyöresiyapsatçı müteahhitlerin istilasına uğradı UFO heyecanı ANKARA (AA) Ankara'da dün gece yine "UFO" heyacanı yaşandı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Ahlaklıbel Gözlemevi Sorumlusu Doç. Dr. Osman Demircan son günlerde Ankara semalarında gözukenin Jüpiter gezegeni ile Sirius yılduınm ışmları olduğunu söyledi. "UFO" söylentileri bundan kaynaklanmaktadır" dedi. Slje Ntto f otk Simt$ 'ta "Günümüz Komünizmi" üzerine Antitekel yasalara meydan okuyor 2 milyt)n sakat ANKARA (AA) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı îmren Akyut, Turkiye'de 2 milyon 224 bin 227 sakat bulunduğunun tahmin edıldiğini bildirdi. Bakan Aykut, Sakatları Koruma Milli Koordinasyon Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, ülke nufusunun yüzde 4.3'ünün sakat olduğunu söyledi. Bakan Aykut, sakatlık nedenlen arasında yakın akraba evliliği ve trafik kazaları ile iş kazalarının ilk planda yer aldığım belirtti. Bakan Aykut, 1987 yılında meydana gelen iş kazalarında 3 bin 705 işçinin hayatını kaybettiğini 30 bin 589 kişinin de sakat kaldığını kaydederek, "iş kazalarının azaltılması için bakanlığımızca denetimden eğitime, inceleme ve araştırmalara, toplumun bilınçlendirilmesine kadar çok geniş ve kapsamlı çalışmalar yapılmaktadır" diye konuştu. Gorbaçov'un reform çabası Dış Haberler Servisi New York Times" Gazetesi'nde günümuzde komunizm konusunda üç yazıdan oluşan bir dizi yayımlandı. The New York Times'ın 26 muhabiri tarafından 23 ülkede 50 komunistle göriiştükten sonra hazırlanan yorum dizisinin ilk bölumünü okurlanmıza sunuyoruz: "Komünist dünyada gizlice yapılan espriler genellikle ortamı en iyi biçimde yansıtır. Bunlar arasında son zamanlarda çok popüler olan bir tanesi şöyle: 'Komunizm nedir?' 'Komunizm kapitalizmden kapitalizme giden en uzun ve çileli yoldur' Bu espri gerçi Moskova'da pek revaçta. Ama, Pekin, Budapeşte, Varşova ya da diğer komünist başkentlerinde de kolayca anlaşılacağına kuşku yok. Çünkü tüm bu başkentlerde ekonomik bunalım, sistematik baskı, kronik yolsuzluk ve günlük yaşamdaki genel karamsarlık, köklü yeniden değerlendirmelere yol açıyor. Bugünlerde Sovyet lideri Mihail Gorbaçov tarafından tem Fransada basının imparatoru: Hersant dan istifa etti. Gene bir dönemin çok onemli gazetesi "L'aurore", döndü dolaştı Robert Hersant'ın kontrolune geçti. Hersant, adını yaşatmakla beraber bu gazeteyi Le Figaro ile birleştirdi ya da adından başka her şeyini yok etti. Hersant'ın son kurbanı Fransa'nın ikinci kenti olan Lyon'da yayımlanan ve ciddiyetiyle tanınan "Le Progres de Lyon" oldu. Progres'nin Hersant'ca satın alınması iki yıl kadar öncesine dayanıyor. Gerçi Lyon basınının bu kaliteli organı sonunda Hersant'da kaldı, ama olay o kadar patırtı koparttı ki Fransız kamuoyu bir anda, basın dunyasındaki tekelciliğin tehlikelerini ciddi biçimde anladı. Günluk gazetecilik, Fransa'da tekelciliğe en açık alan olarak kabul ediliyor. Bunun nedeni, sağlam ekonomik yapılara sahip olan haftalık ya da aylık dergilere oranla, gunlüklerin okuyucu sayısında son yıllarda büyük düşüşler olması. Her şeyin "merkezi devlet" çevresinde, yani başkentte toplandığı bir ulke olan Fransa'da bunun tek istisnası var, o da gunlük yazılı basın. Şöyle ki, Paris'te çıkan ve tüm Fransa'ya dağılan gunlük gazete sayısı beş. Tirajları da hayli duşük. Milyonları bulan tirajlara sahip İngiliz ya da Alman basını karşısında "Le Monde" ya da "Figaro" cılız birer aslan yavrusu gibidir. Le Monde'un satışı 400 bini zor geçer; Figaro, cumartesi çıkan "Figaro Magazine" ekinin ulaştığı yuksek tiraj sayesinde ortalamasını Le Monde'un biraz üzerine çıkarabilir. Buna karşılık Fransa'da hayli güçlü bir yerel basın yaşar. Orneğin ülkenin en çok satan gazetesi Batı Fransa'da özellikle Bretonya'da dağıtılan "OuestFrance". İkinci Dunya Savaşı'nda, Alman ışgali altında, aldığı ozel izinle Paris'te gazete çıkaran Robert Hersant, aşırı sağa yakın fikirleriyle tamnıyor. Hafif "işbirlikçi" geçmişi, birçok Fransızın gözunde, ülkenin duşunce hayatını zehirleyen unsurlardan biri olduğu imajını guçlendiren bir faktör. 1981'de işbaşına gelen sosyalistkomunist ittifakına karşı, kontrol ettiği basın organlannda başlattığı "Haçlı Seferi", sol kamuoyunda Hersant'a karşı şiddetli bir alerjinin doğmasına neden oldu. Hersant'a bağiı gazeteler, yabancı düşmanlığı ve asayiş gibi konulan bol bol istismar ederken, 1985'te sosyalist hükümet nihayet basında "antitekel" yasasını parlamentodan geçirdi. Birçoklan bu yasaya AntiHersant yasa admı verdi. Yasa geriye doğru işletilmediği için Robert Hersant o tarihe kadar sahip olduğu gazetelerin hiç birini devretmek zorunda kalmadı. Ama yazılı günluk basının nerdeyse yuzde otuz satışını kontrol ettiği için yeni gazete alması hemen hemen olanak dışı kalmıştı. Tam bu sıralar Fransa'da TV'ye ozel sektörun sokulması kararlaştırıldı. İktidardan düşeceği hemen hemen belli olan sosyalist iktidar ilk özel kanal imtiyazını, İtalyan TV'ci Sylvio Berlusconi ile Fransiz işadamı G*rome Seydou'dan oluşan bir konsorsiyuma devretti. Aynı tarihlerde "ParisMatch" gibi magazin basının şampiyonu bir dergiyi bunyesine alan "MatraHachette" grubu da iletişim alanına tum gücuyle girdi. 1986'da işbaşına gelen sağ hukumet, "AntiHersant" yasayı gevşetti. Hersant, BerlusconiSeydou ortaklığının imtiyazının iptal edilerek özel kanallann tekrar dağıtılmasından yararlanarak söz konusu kanalı genel müdürü ve yönetim kurulu başkanhğı da dahil olmak üzere ele geçirdi. Robert Hersant, antitekel yasanın gevşetilmesini dahi beklemeden Progres De Lyon'u satın alarak yasaya meydan okudu. Hakkında dava açıldı. Hapse bile girmesi beklenirken, "Bir yasa önden gidiyorum" diyerek antitekel yasayı umursamadığını, siyasal dostluklarının bu işin ustesinden geleceğini vurgulamak istedi. Dediği de gerçekleşti. Ancak siyasi planda o kadar yıpranmıştı ki, en büyuk kamu kanalı olan TFl'in ozel sektöre devfi sırasında, Jacques Chirac'ın dostları, kamuoyunun göstereceği tepkiden çekinerek dinleme oranı yuzde 30'un üzcrinde sayılan TFl'i Hersant'a vermedi. İnşaat muteahhidi Francis Bonygues, özelleştirilen "büyük" kanalı satın aldı. Hersant'a cılız " 5 . Kanal" kalınca, "kağıt oburu", "basın krah" gibi lakapların sîhibi, aşırı sağ eğilimli işveren, sonu belirsız bir malı maceranın gobeğınde buldu kendinı: Durmadan zarar eden bir TV kanalı. 1 vaş sorunlanndan çok daha kanşık' Yuksek duzeydeki bir Yugoslav yetkili olan Matijaz Kmeel ise komünist olmaktan dolayı kıvanç duyup duymadığı sorusunu şöyle yanıtlıyor: •Şimdilik duirauyorum." Çin, Gorbaçov'un iktidara gelmesinden önce bile Maocu görüşlerin büyük bir kısmını terk etmiş, Macaristan da reform politikalarma başlamıştı. Ama Sovyet liderinin Moskova'da glasnost (açıklık) ve perestroyka (yeniden yapılanma) bayrağım açmasından sonra, Marx ve Lenin'in "laik dinleri" temellerinden sarsılmaya başladı. Batı'ya gore Gorbaçov Lenin'den bu yana tüm Sovyet liderlerinin yaptıkları yanlışları sergileyen, gunümüzde komünizmi kurma hayallerinden vazgeçen, topluma demokrasiyi sokan pragmatik bir liderdir. Ama bu işlem sırasında, savunduğunu iddia ettiği görüşün demokratik merkezcilik, sınjf savaşı, düny? devrimi ve partinın üstünluğu gibi son kalıntılarını da tartışma konusu yaptı. Ruslar arasında en ateşli tar 1985'te çıkan antitekel yasası, geriye doğru işletilmediği için, basın imparatoru Robert Hersant o tarihe kadar sahip olduğu gazeteleri elinden çıkarmak zorunda kalmadı. SABETAY VAROL PARİS Fransa'da basın kralı deyince akla tek bir ısim gelir: "Le Figaro" ve "FranceSoir" gazetelerinin sahibi Robert Hersant. Oysa Hersant'ı, Maxwell veya Murdoch gibi AngloSakson basın imparatorlarıyla kıyaslarsak, Breton asıllı işadamı, bu ikisi yanında oldukça "hafif" kalır. FranceSoir, Ikinci Dünya Savaşı sonundan başlayarak altrruşlı yıllann sonhrına kadar ülkenin en çok satan gazetesi idi. Hem gazeteci hem de gazete patronu olarak, mesleğin Fransa'daki unutulmaz ismi Pierre Lazareff in ürunu olan FranceSoir, tipik bir halk gazetesi görünümundeydi. Fransa'daki tüm gazetecilerin, röportaj ustası Albert Loodres'dan sonra gelmiş geçmiş en buyük gazeteci saydıkları LazarefTin ölumunden sonra, FranceSoir Robert Hersant'ın eline geçti. Le Figaro, Paris'te yayımlanan ve hâlâ ayakta duran en eski Fransız Gazetesi. Fransızyaan tarihinin en şohretli imzalannı barındırmış Le Figaro da zayıf bir anında Robert Hersant'ca satın alındı. Hersant'ın Figaro'yu sahiplenmesinden sonra, Fransız liberal düşünce yaşamının temel direklerinden Raymond Aron Figaro ' Hüsamettin ÇelebVye ödül TRABZON (AA) Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nce düzenlenen "I988'in başarılı gazetecileri yarışması"nın sonuçlan açıklandı. Cemiyeıin büyük ödulü, eski Anadolu Ajansı Genel Mudürü Hüsamettin Çelebi'ye verildi. Gazeteciler Cemiyeti ve yarışma jürisi başkanı Ziyad Nemli, düzenlediği basın toplantısında, büyük ödülün Hüsamettin Çelebi'ye, Türk basımna olan katkıları ve ajansın haberciliğini geliştirme yönündeki çabaları nedeniyle verildiğini açıkladı. Moskova'da son günlerde revaçta olan bir fıkra şöyle: "Komunizm nedir? Kapitalizmden kapitalizme giden en çileli yoldur". Kuşkusuz bu espri Pekin, Budapeşte ve Varşova'da da kolayca anlaşılabilir... sil edilen değişiklik ruzgârları ise hem umut hem de düş kırıkhğı yaratıyor. Komünist ülkelerdeki diktatörlukier altında kronik yokluklarla yaşayan milyonlarca insan için rahatlama umudu; ama aynı zamanda çektikleri bunca acının, verdikleri mucadelenin ve yaptıkları büyük ozverinin boşa gittiğini görmenin yarattığı düş kınklığı; bir zamanlar o kadar büyük vaatlerde bulunan dünya göruşünun şimdi başarısızlığına tanık olmanın yol açtığı düş kınklığı. Sanghay ve Budapeşte'de menkul değerler borsası açıldı. Komünist Doğu'daki devlet mülkiyetindeki şirketler, gerisinde kaldıklan yeni teknolojilere uluşabilmek için, kapitalist Batı'daki şirketlerle ortaklık kurmanın yollarını arıyorlar. Bu arada merkezi planlama geriye itilirken piyasa mekanizması yüceltiliyor. Komünistlerin kendilerini nasıl gördüklerini anlamak için New York Times'ın 26 muhabiri 23 ülkeden 50 komunistle görüştü. Eski devrimcilerin hemen tümünde görülen idealizmin kaybolduğu duygusu, Vietnamlı komünist Tran Bach Dang tarafından çarpıcı biçimde dile getiriliyordu. Havatının büyuk kısmını saklanarak ve çarpışarak geçirmiş olan Dang şoyle diyor: 'Geçmişte, düşmanla savaşırken, ha>attan şimdi olduğundan daha fazia ze>k alıyordum. Şimdi tüm toplumun >azgısını ilgilendiren kararlann sonımlulugu bizde. Barış sorunlan, satışma konusu, Gorbaçov. Örneğin 54 yaşındaki nukukçu Erik Amehsto>, Gorbaçov'un ateşli bir destekleyicisi. Ama muhafazakârların sözcülüğunu yapan Nina Andreyeva değişik düşünüyor. Geçenlerde bir Batılı gazeteci ile söyleşide bulunan Bayan Andreyeva, Stalin'in bazı hatalar yaptığını kabul ettikten sonra şöyle devam etti: "Ama Stalin aleyhine açılan bu yoğun kampanvanın yararlı olduğuna inanmıyorum. Bu işin sonu gelmez. Daha sonra sıra Lenin'e ve sosyalizmin kendisine gelecektir." Komünistlerin iktidara geldiği her ülkede idealizm ve heves yerlerini kariyerizm ve fırsatçılığa terk etti. Sanayileşmiş komünist ulkelerde, yaratıcılık ve yeniliğin merkezci bürokrasi tarafından boğulması yuzünden ihracat düştü. Tarımda kolektifleştirme arttığı oranda gıda uretimi azaldı. Zengin kultüre sahip ülkeler yazarlarının, sanatçılarının cezaevlerine atılmasının seyretmek dunımunda kaldılar. Seyahat, haberleşme ve din özgürlükleri gibi temel ozgürlukler yasaklandı. Marksizm prestijini yitirmesine rağmen, parti liderleri için hâlâ tek meşruluk kaynağıdır. Bu nedenle hemen hepsi yaptıkları atılımlan Marx ve Lenin adına gerçekleştirdiklerini belirtıvorlar. Örneğin OorD<ıvov, perestroyka ve glasnostun Leninizm'e giden tek yol olduğunu söylüyor: Ama bu politikalar sonucu bir gun Lenin de eleştirılebilir. bestecı ve düzenlemecı Herbie Mann'ın 18 yıl sonra yeniden geldığı Istanbul'dakı konserleri Hılton Convention Certer'da dun akşam başladı. 1987 yılında yaptığı son albümü ile aynı adı tasıyan topluluğu "Jasıl Brazz" eşliğinde, bu albümden parcaiar ile Brezılya rltımlerinin ağırlıkta olduğu duzenlemelere ve bazı yeni çahsmalarına da yer veren Mann. bu akşam aynı yerde 18.30 ve 22.30'da ıki konser daha verecek. (Fotoğraf: Tarık Ersoy) Herbie Mann konserleri başladı /,,,• ;;;: ; Tower'a kadın düşkünü' suçlaması Bush'un yeni Savunma Bakanı John Tower, ABD Senatosu 'nda muhafazakâr üyeler tarafından "kadın ve alkol düşkünü" olmakla suçlandı. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush yonetiminin Savunma Bakanlığı gorevine önerdiği John Tower, alkol ve kadın düşkünlüğü ile suçlandı. ABD Senatosu Silahlı Hizmet Komitesi toplantısında muhafazakâr görüşleriyle tanınan Paul VVeyrich "Tower'ı birçok defa kansından başka kadınlarla sarhoş olarak gördüğünü" söyledi. AP'nin haberine göre Bağırnsız Senato Vakfı Başkanı olan Paul Weyrich, "Yıldız Savaşlan" projesi konusunda çok istekli olmayan John Tower'ın Savunma Bakanhğı'na getirilmesine karşı çıkıyor. Weyrich, önceki gün Silahlı Hizmetler Komitesi toplantısında George Bush'un savunma konularında \aat ettiği reformların ustesinden gelecek bir kişiliğe sahip olduğu konusundaki kuşkularını dile getirdi. Weyrich, "VV'ashington'da Tower'la ilgili >eterince kişisel araştırma yapüm. Onun ahlaki kişiliğine yönelik ciddi rezervlerim var" dedi. Senato Hizmetler Komitesi'nin onceki aksam basına kapalı bir toplantıda konuyu goruştüğu, toplantıya Tower ve \Veyrich'in de katıldığı bildirildi. Tovver ve Weyrich toplantıdan sonra gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakırken konuyla ilgili bir başka gizli oturum daha yapılacağı oğrenildi. AP Senato Silahlı Hizmetler Komitesi uyelerinin Weyrich'in iddialarını kamtlayamadığını söylediklerini haber verdi. George Bush'un Tovver'ı yeni kabinede Savunma Bakanlığı gorevine önermesinden önce "içki ve kadın düşkünlüğü" ile suçianan senatorün ikinci eşi LÛa Burt Cummings boşanma davalannda eşinin "evliliği yürütemediğini" öne sürmüştü. 4 Tiirklere seçilme hakkı HAMBURG (Cumhuriyet) Hamburg eyaletinde yabancılara seçme ve seçilme hakkı tanınıyor. Senato'da dün bu kentte yaşayan ve çoğuniuğunu Türklerin oluşturduğu 85 bin yabancının seçme ve seçilme hakkı görüşüldü. Sonuçta kentin 8 bölgesinde yabancılara bu hakkın tanınması kesinleşti. Seçme ve seçilme hakkım almak için asgari 8 yıl Hamburg'ta yaşanmış olması gerekiyor. Humana'nın îzni iptal EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Turklerden para karşıhğı alınan bobreklerin başkalarına nakledildiği "HumanaNVellington" Hastanesi'nin böbrek nakli iznı, yerel sağlık idaresi tarafından şimdilik durduruldu. Sağlık Bakanlığı, böbrek skandalı nedeniyle hastane ve böbrek nakillerinde çalışan doktorlar hakkında açtığı soruşturmayı ise sürdürüyor. İngiliz "Bağımsız Televizyonu" tarafından ana haber bülteninde ilk sırayı alan haberde, soz konusu hastanede, soruşturma tamamlanana kadar böbrek nakline izin verilmeyeceği açıklandı. Hastanenin bulunduğu seçim bolgesini temsil eden milletvekili Frank Dobson da hem hastanenin hem de böbrek skandalına karıştıkları iddia edilen doktorların çalışma izınlerinin lamamen kaldınlmasını onereceğini belirtti... Öte yandan, Londra buyukelçiliğinde sağlık müşaviri olarak gorevli olan doktor Utku Ünsal, kendisi hakkında yapılan yayımlarda one sürulen iddiaları yalanladı. Doktor Ünsal'ın, Turkiye'den Londra'ya giden böbrek hastalanna "aracılık" yaptığı one surulmuştu. BBC Turkçe Servisi'ne verdiği demeçte doktor Ünsal, kendisınin aracılıktan çok "sevk" ışlemleriyle ilgilendiğini, HumanaWellington hastanesine de diğer hastanelere olduğu kadar sevk işlemı yaptığını söyledi. Turkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın. kendı hakkında soruşturma açmış olmasını memnunlukla karşıladığını belirterek, gerçek durumun boyle ortaya çıkacağını ve davranışında bir hata olmadığının anlaşılacağını umduğunu kavdelu. Türk böbreâi nakleden hastane "Eski NasVyi istemiyrtrııs" BODRLM (AA) Bodrum Belediye Başkanı Cevat Bilkiç, Federal Alman Cumhuriyetçi Partisi lideri Franz Schönhuber'in Bodrum'a gelmesini istemediğini belirterek, "Eski Nazi burada tatil yapmasm" dedi. Bilkiç, şunlar, söyledi: "Bodrumlu gönüllülerin dün yaptıkları eylemi sonradan öğrendim. Schönhuber'in Turklere ve diğer yabancılara karşı Alınanya'da lakındığı tavrı da gazetelerden okudum. hem Sitesı'ndeki evinin kapısına siyah bez asan Bodrumluİarı desteklıyoruın. Bilseydım, ben de onlara katılırdım." StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle