Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ARALIK 1989 KÜLTÜRSANAT ÜAYIN DUlYtfASENDA SANÂTEDEBmT CUMHüRİYET/5 'Batı \akasr nın Hikâyesi? • Kültür Servisi Leonard Bernstein'in ünlü müzikali "Batı Yakası'nın Hikâyesi" 12 aralıktan itibaren lstanbul AKM Büyük Salon'da sahnelenmeye başlanacak. Alev Yamaç'ın Türkçe'ye çevirdiği eser Arthur Laurents'in. Nancy Rhodes'un sahneye koyduğu "Batı Yakası'nın Hikâyesi"nin koregrafısini Schellie Archold gerçekleştirdi. Müzikalin orkestra şefi ise Babür Tongür. Nâzım hâlâ şîirinin sanığı Nâzım'ın Dav aları / Atilla Coşkun / Cem Yayınevi / 264 sayfa. Nâzım Hikmet hiçbir kitabından dolayı mahkum olmadı Steinway'le ilk konser • Kültür Servisi Cetnal Reşit Rey Konser Salonu'nda dün akşam düzenlenen Alexander RudinVictor Lvoviç Ginzburg konserinde, lstanbul Belediyesi'nin sağladığı olanaklarla Hamburg'dan satın alınan Steinway piyanolar ilk kez çalındı. Ayşegül Sanca ve Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Prof. Filiz Ali tarafmdan seçilen piyanolar, yüzde 80 el yapımı olması nedeniyle piyano virtüözlerinin tercih ettiği kalitede. Uzun bir süredir piyano sıkıntısı çeken ve çeşitli kurumlardan piyano kiralamak zorunda kalan Cemal Reşit Rey Konser Salonu böylece iki yeni enstrümana kavuşmuş oldu. (Fbtoğraf: Muharrem Aydın) DEMİRTAŞ CEYHUN Atilla Coşkun' un kitabını okuyup da üzülmemek, hüzünlenmemek, utanmamak olanakh mı? Büyük ozana, üstelik salt büyük ozan olduğu için 1925'ten ta 195 l'de ülkeden kaçırana dek neler etmemişiz ki... Yaşamının en verimli 26 yılı mahkemelerde, işkencehanelerde, sürgünlerde, hapislerde geçmiş. 13 yılda tam 11* dava açılmış, 34 yıl agır hapis cezasına çarptınlmış ve tam 16 yılı, üstelik 13 yılı da aralıksız olarak hapislerde geçmiş. Coşkun'un kitabını okuyup da yeniden aıumsayınca N&zım'a yapılanları, vallahi insanm tüyleri diken diken oluyor öfkeden. Çünku bütün bu yargüamalarda kanıtlanabilmiş bir tek suçu bile yok büyük ozamn. Tek suçu şiir yazmak. Büyük şair olmak. Halkın sevdiği şair olmak. Üstelik yalnızca egemen güçlerin savcılannca, yargıçlannca da yargılanmamış bu büyük suçundan dolayı, şiirinin urağanından rahatsız olan, korkaa yoldaşlan da yargılamışlar O'nu, çok sevdiği partisinden atmakla cezalandırmışlar. Hatta bununla da yetinmeyip polislikle falan suçlamaya dahi kalkışmışlar. Dedim ya... Coşkun'un kitabını okuyup da hüzünlenmemek olanaksız. Kitabı şak diye kapatıp içimi birden bürüyüreven utancın düşkülü hüznüne daJmış gkmişim.. Yü, 1983. lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesi'nde, "Türkiye Yazarlar Sendikası Davası" sanıklan ola Argos'un aralık sayısı • Kültür Servisi Güneş Yayınları'nca çıkartıian Argos'un bu ayki sayısında Araştırma Bölümü, doğumunun 100. yıldönümü nedeniyle Reşat Nuri Güntekin'e aynldı. Reşat Nuri'nin eserlerini politik söylem açısından irdeleyen yazılar Nezihe Araz, Ahmet Oktay, Hulki Aktunç, Taylan Altuğ ve Selim Ileri'nin imzalanm taşıyor. Dergide yerli ve yabancı yazarlann şiir ve öykülerinin yanı sıra Yaşar tlksavaş'ın çevirisiyle Marquis de Sade'ın bir öyküsü de yer alıyor. Sanat Bölümü'nde Aydın Ayan ve Zeki Faik îzer'in resimleri var. Çelik Gülersoy ise lstanbul üzerine yazılmış bir seyahatnameyi gündeme getİTİyor. 13 YIL ARALIKSIZ HAPtSTE Nazım Hikmet'in yaşamının en verimli 26 yılı mahkemede, işkencede, sürgünde, hapiste geçti. 13 yılda hakkında 11 dava açıldı, 34 yıl ağır hapis cezasına çarptınldı. Yaşamının 16 yılı, üstelik 13 yılı aralıksız olarak hapislerde geçti. rak yargılanıyoruz. 12 Eylül'den tam 2 yıl sonra, TYS yönetim kurullannda görev almış biz yazarlar da artık her nedense "iyi sa•tte olsun"lardan birinin gazabına uğramışız. Sivil mahkemelerden gelme Savcı Yardımcısı Nurettin Özen, elindeki listede yazıh 28 yazan, 17 Eylul 1982 günü Selimiye'ye çağırmış ve yüzünde bir gülümseme, ifadelerimizi almıştı. 24 Kasım 1982'de de iddianameyi hazırlayıp kimimizin 15 yıla kadar bapsini isteyerek 18'imiz hakkında davayı açtırmıştı. Suçumuz; TYS'yi yasadışına çekmek, illegal bir örgüt haline getirmek. Tek kanu da; 21 Ocak 1977 günü Spor ve Sergi Sarayı'nda düzenlediğimiz Nânm Hikmet'in dogum günü şenliği. Kutlama. Kâh küçük bir bloknota, kâh iddianamenin orasına burasına küçük küçük notlar düşmüşüm... İlk duruşma, 5 Ocak 1983 günü yapılmış. Sorgulanma sırası bana ikinci duruşmada gelmişti, nasıl unuturum. Duruşmadan sonra da o gün, topluca Kadıköy'e gitmiş, kafalan çekmiştik. Hatta meyhanede bir de anı fotoğrafı çektirmiştik ve topluca imzalamıştık birbirimizin fotoğraflannı, ardına bir iki de sözcük yazarak. Altına da tarih düşmüşüz; 12 Ocak 1983. Demek ikinci duruşma bir hafta sonraymış. "Hiç kuşknm yok, ulusnm, şiir rairası açısından yeryüzündeki en zengin uluslardan biridir. Nâzım Hikmet de bu büyük mirasın yetiştirdigi uluslârarası degerde bir büyük şairdir" demişim sorgumda. 18 Şubat 1983 cuma günkü duruşmamda da rahmetli Orhan Apaydın; "Divan edebiyatından bir şairi anmak. incelemek, şiirini sevmek, padişanlık ideolojisini savnnmak anlamına gelmez, sayın yargıç" demiş, saat tam 10.10'da başlayan sorgulamasmda. Çünkü nasıl unuturuz, duruşma yargıcı Ahmet Genç (sivil), bizlere sürekli "bir ozamn şüri ile ideolojisi birbirinden aynlabilir mi?" diye soruyordu, belki birimizi tongaya bastırabilirim umuduyla. Biz de sürekli tetik üstündeydik. 5 Ekim 1983 günü belgeler okunmaya başlamış. Dosyadaki Bronz heykele rekor fiyat • LONDRA (AA) Italyan heykeltıraş Giovanni Bologna tarafmdan yapılan "Sabinli bir kadının kaçırılışı" aldı bronz heykel, önceki gün Londra'da ünlü müzayede salonu Christie'de düzenlenen açıkarttırmada 4.3 milyon dolara saüldı. Christie'den yapılan açıklamada, 60 santim büyüklüğündeki heykeli alan kişinin adı açıklanmadı. Heykele ödenen paramn, bir Rönesans dönemi h,eykeli için ödenen en ytiksek fiyat olduğu bildirildi. Heykeli rekor fıyata satılan ve "Giambologna" diye bilinen Giovanni Bologna, îtalya'da Michelangelo ve Gianlorenzo Bernini arasındaki dönemin en önemli heykeltıraşı olarak biliniyor. polis tutanağına göre o ünlü Nâzım gecesinde konuşmacılardan biri; "Nâzım Hikmet, sömürüsüz bir dünyanın kuruluşunu görmek için SovyeÜer Birliği'ne gitti" demiş. Aynen yazmışım, altına da "Eyvan... Şimdi yandık" demişim, bir de parantez içinde ünlem işareti koyarak. Düştüğüm notlara göre yargıç Ahmet Genç de; "Niçin Nâzım Hikmet'ten hep yiğit diye söz ediyorsunuz?" diye sormuş bize. Demek gene birimiz Nâzım'dan "balkımın en yigit çocugu" filan gibisinden bir laf etmişiz, sorulan yanıtlarken. "Namoslu olduğu için..." diye not duşmüşüm. "tnançlanndan dönmediği için... Çürumıişlüğun üstüne cesareüe yürüdüğü için..." diye not duşmüşüm. 21 Ocak 1985'tede savunmalara geçilmiş. En yaşlı arkadaşımız Mehmet Ali Sebük; "Nfiznn'ın 1950'lerde de avnkatı bendim. Şimdi, ölümünden 20 yıl sonra huzurunuzda da gene onu savunuyorum, görüyorsunuz" demiş. Gerçekten... Ne ilginç... ölümünden tam 20 yıl sonra, avukatıyla birlikte biz 17 meslektaşı, gene şiirini savunmak durumunda kalmıştık. Oysa Atilla Coşkun'un, inanın, bir dava dilekçesi okuyacağım kuşkusuyla tedirgin ele aldığım, ama onca yecüc mecüc dipnotu engeline karşın gene de bir solukta keyifle okuduğum bu güzel kitabında belirttığine göre Nâzım hiçbir kitabından dolayı mahkum olmamış. "Gece Gelen Telgrar' için verilmiş mahkumiyet kararı da temyizdeyken, 10. yıl affı çıktığı için kendiliğinden düşmüş. Ama ne garip... Bugün bile... Nâzım hâlâ şiirinin sanığı... Hâlâ şürinden dolayı yargılıyor onu herkes. Atilla'yı yürekten kutlanm. TürkJapon dostluffli • Kültür Servisi TürkJapon Dostluk Derneği, bugün saat 19.00'da Ankara gemisinde bir kokteyl ve yemek düzenledi. Derneğin asil ve onur üyeleri gecede bir süre önce göreve başlayan Japonya Başkonsolosu Takeshi Tsurata ile tanışacaklar. TürkJapon Dostluk Derneği bu tür faaliyetlerle iki toplum arasmda yakınlaşma sağlamayı hedefliyor. Durınkalbini bağışladı • Kültür Servisi Hafif Batı Müziği sanatçısı Nükhet Duru, kalbini Türk Kalp Vakfı'na bağışladı. Kalp sağlığı konusunda çalışmaları yakından izleyen ve Türk Kalp Vakfı'na üye olan Nükhet Duru, vakfın etkinliklerine de aktif olarak katılacak. Duru ilk olarak 14 arahk perşembe akşamı, Discorium'da Türk Kalp Vakfı yararına bir konser verecek. Konserden elde edilen gelir, Türk Kalp Vakfı'nın yeniden cihazlandmlması ve geliştirilmesi için hazırlanan program kapsamında kullanılacak. Kitap terörune kınama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sanat kurumu, Ayrancı Lisesi'nde iki ögretmenin çağdaş yazının ünlü isimlerinin kitaplannı öğrencilerine tavsiye ettikleri gerekçesiyle okullarından sürülmesini protesto etti. Sanat Kurumu Yönetim Kumiu'nun yaptığı açıklamada, "Sınıflara baskınlar düzenleyip kitap toplamayla başlayan ve öğretmen kıyınuyla sonuçlanan olayın, bundan bir süre önce tstanbul'da kitap yakan zihniyetle özde aynı olduğunu düşünüyoruz" denildi. Sanat Kurumu Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, öğrencilerin edebiyat zevkinin, uzmanlıklarının nereden geldiği. belli olmayan birkaç memurun zevkiyle sınırlandınlamayacağı kaydedilerek "Biz bütün yetkilileri sanatın, sanatçının ve onların ürünlerinin yanında yer almaya çağırıyor, kimi bağnazların ve sözde eğitimcilerin yolaçtığı bu kitap düşmanlığinı nefretle kmıyonız" denildi. Tan OraVın müzikal .N karikatürleri \ 'SusveDinle'de\^ Germaner veînankur'un kitabında 100 tablo var »atı gözüyle Doğu oykıısu Sus ve Dinle / Tan Oral / Pan Yayıncılık / 72 sayfa. KEMAL GÖKHAN "Muzik ve müzikçilerin dışında, yaşamda başka bir şeye pek de imrendiğim söylenemez..." 1976'dan bu yana çizdiği karikatürlerin en melodik olanlarım seçip bir şarkıda (pardon) kitapta toplamış Tan Oral: "Sns ve Dinle." Radyolu zamanlarda çilingir sofralannı süsleyen, civcivli kasetçalarların Ada vapuruna Arap rüzgârlan estirdiği günümüzü ve daha da bugüne yaklaştığımızda mehteranlı cumhuriyet bayramlanyla imparatorluk yülan nostaljimizi depreştiren az acılı olanı devletçe benimsenen müziğin, karikatürize öyküsü... Tan Oral, gitgide daha az kullanılan bir dili, "karikatür"ü kullanıyor. Karikatür, eleştirici çizgiyle yapılan başka tür üretimlerin kaynağı olsa bile (banddessine, çizgiroman, canlandırma sineması vb.) aslında bu türlerden ayn ve okuyucusuyla da farklı bir beğeninin, seçimin türü. Ne var ki karikatür, çizgiromanlann, bant kahramanlarının dünyasında daha bir seçkin zevk olarak kaldı. Neredeyse felsefi tüm eleştirilerin karikatürün sırtına yüklenmesi gerekiyormuş izlenimi doğdu. Veya bir yanlış anlarna sonucu karikatürün "demode" olduğu söylendi. > ve TArkiye / Semra Germaner Zeynep tnankur / Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Sanat Yayınları/191 s. SENEM DENİZ 19. yüzyılın Batı dünyasını edebiyat, mimari, güzel sanatlar gibi birçok alanda etkilemiş olan Oryantalist akımın Türk sanat tarihi açısından önemi hiç kuşkusuz çok büyük. Bunun nedeni, dönemin Doğu topraklannın büyük kısmının Osmanlı Imparatorluğu sınırları içerisinde bulunması ve Batı dünyasının "OrienJ" kavramından söz ederken bu toprakları kastetmesi. Mimar Sinan Üniversitesi doçentlerinden Semra Germaner ve Zeynep tnankur tarafmdan kaleme alınan ve kısa bir süre önce yayımlanan "Oryantalizm ve Törkiye" adlı kitap, konulan arasında Türkiye"nin önemli bir yer tutmasına karşın ülkemizde tam anlamıyla tanınmayan bu akımı yeniden gündeme getirmeyi amaçlıyor. Oryantalist konulu tabloların ülkemizde çok yakın tarihlerde ortaya çıkmasını (kamuoyuna sunulmasını) Batı resim piyasasındaki canlanışa ve Necmettin Karaduman'ın TBMM Başkanlığı donemindeki dısa açılma çalışmalarına bağlayan Germaner ve lnankur, uzun bir süredir bu konuyu ele almayı tasarlıyorlarmış. 1984 yılında düzenlenen Milli Saraylar Sempozyumu'yla birlikte Osmanlı saraylarındaki resimlerin sergilenmeye başlaması ve buna bağlı olarak alınan izinler sayesinde tablolan fotoğraf yoluyla saptama çlanağma kavuşan Germaner ve İnankur, kitabı oluştunnak için çalışmalara başlamışlar. Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı Uludogan'a davet • Kültür Servisi Geçen yıl şubat ayında "IIArt de Leönardo da Vinci" nişanını alan Ülkü Uludoğan, Federal Almanya'da, Herxheim'da açılan karma sergiye 6 yapıtıyla katıldı. "Cordon Bleu du Saint EspritDes Kuratorium für Kunst und KulturIJArt de Leönardo da Vinci" nişanını alan sanatçılann katıldığı sergide yer alan Ülkü Uludoğan, tstanbul'u konu alan yağlıboya tablolannı sergiledi. Bu nişanı alan yedinci sanatçı olan Uludoğan, aynı zamanda bu nişanı alan ilk kadın organizatör. Ülkü Uludoğan, Von Heinrich III tarafmdan 1579'da ilk kez verilen ve sonra kesintiye uğrayan, 20 yıl önce tekrar verilmeye başlayan "Cordon Bleu de Saint Esprit'in, kültürel alanda uluslârarası anlayış, beraberlik ve dayanışma amacı.ile üyeleri arasmda düzenlediği resim sergisine davetli olarak katıldı. "Krilenko'ya mektup^ • PARİS (AP) Fransa'da bu sezon dağıtılan önemli edebiyat ödüllerinin sonuncusu Henri Couloges'in oldu. Chateabriand Edebiyat Ödülü'nü "Krilenko'ya Mektup" (La Lettre a Krilenko) adlı kitabıyla kazanan Couloges, Rus yoldaşlanyla birlikte mücadele edebilmek uğruna Sovyetler Birliği'ne yerleşmiş bir Parisliyi anlatıyor. Kitabın tarihsel anlatımı ve diyalogları nedeniyle ödüle değer bulunduğu belirtildi. FRANSIZ ORYANTALtSTLERl Ingres'ın ögrencisi Theodore Chasseriau'nun Doğu konulanndaki baskılardan kopye ettigi Arap ve Memluk resimleri I828'e kadar uzanıyor. 1846'daki Cezayir gezisi sanatını büyük ölçude etkilemiş. Sanatçının "Konstantin Halifesi Ali Bin Hamid" adlı tablosu 1S45 tarihini taşıyor. Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi ve Raffi Portakal aracılığıyla belgelenen özel koleksiyonlardaki toplam 67 renkli, 33 siyah beyaz tablonun yer aldığı kitapta aynca "Oryantalizmin Anlamı", "Oryantalist Resmin Tarihçesi", "Tnrkiye'de Oryantalizm" başUk.li konular da'yer alıyor. 2000 Türkçe, 2000 Ingilizce olmak üzere toplam 4000 adet basılan kitabın, Milli Saraylar koleksiyonlannda bulunan ve yurtdışmdaki koleksiyonlarda varlığmdan söz edilmeyen Oryantalist resimlerin ilk kez dışanya tanıtılması açısından büyük önem taşıdığım belirten Germaner ve tnankur, Türkiye'deki özel koleksiyonlarda bulunup da varlığı henüz bilinmeyen diğer Oryantalist resimlerin de ortaya çıkanlmasını ve bu tablolann da eklendiği yeni bir basım yapılmasını diliyorlar. Hızh satranç şampiyonası • Kültür Servisi Londra'da yapılan Infolink Hızü Satranç (Blitz) Şampiyonası'nda Dünya Şampiyonu Garry Kasparov, ingiÜz büyükusta Jonathan Speelman tarafmdan elendi. Geçen ay yapılan dünya şampiyonası final karşılaşmasında Jan Timman'a yenilerek şansını kaybeden Speelman, dünyanın en hızlı satranççısı olduğunu bir kez daha gösterdi. Sekiz oyuncunun davetli olduğu Hızlı Satranç TUrnuvası Londra'nm Athenaeum Kulübü'nde yapıbyor. Kasparov turnuvanın ilk raundunda karşılaştığı (yukarıda) 15 yaşmdaki Macar bayan satrançcı Zsofia Polgar'ı mükemmel tekniğine dayanarak kolayca eledi. Speelman, son turda dünyanın en genç büyükustası 17 yaşındaki Ingiliz Michael Adams'la karşılaşacak. ki kulvarlann dışına itilerek yanşmalarda ve sergilerde kullamlan bir dil olarak algılanmaya başlandı. lletişim dünyasının günümüzdeki anlayışı santimetrekarelerin rekabetine dayandığı için karikatür daha popüler türdeşlerine kurban edilmiş oldu. Oysa ne kadar marjinal bir alana itilmiş olsa da karikatür güııdelik olanı (bu yüzyıllardır yaşanmakta olan demektir) yakalayabildiği sürece ölmeyecektir. Bunun en rafine örneklerinden birini Tan Oral'ın "Sus ve Dinle"sinde bulmak mümkUn. Dileğimiz, farklı türler olarak görüldüğü sürece birbiriyle didişmek yerine malzemesiyle hesaplaşan çizgi dilleri görmek... Tan Oral: "Müzikte çeşit zenginü^ ki^ilerce paylaşılınca, herkes kendi sevdiği türii ülkede egemen kılmak istiyor, diğerterine yoz diyor, ya da onlan yasaklamaya kalkışıyor" diyor kitabının önsözünde. Bize, bir de Tan Oral'ın karikatürculüğüne "imrendiğimizi" Karikatür giderek basın içinde söylemek düşüyor. 8 sayfa • Kültür Servisi Bu ay 12. sayısı yayımlanan "Yeni Yaprak" adlı fıkir ve sanat dergisi, sayfa sayısını sekize çıkardı. Yeni Yaprak'ın bu sayısında Ayfer Tunç bir öyküsüyle, Orhan Ural "Muzır Kurulu Nedim Divanı Konusunda Ne Düşünüyor?" başlıklı yazısıyla, Muzaffer Buyrukçu günlüğüyle, Timur Danış ise "Tibet'i İstanbul'un En Yüksek • Tepesine Çıkaracağız" başlıklı yazısıyla katılıyorlar. YAYEV RAPORU LETOON Yazan: Gülseli înal / Şiir Atı Yayınalık / 154 s. Gülseli İnal'ın elimizdeki kitabından önce, 1987 yılında yayımlanan "Lale Sesiydiler ve Yoktnlar" adlı şiirler bütünü beğenilmiş, olumlu yankılar almıştı. "Letoon"u kapağı mumla mühürlü olarak okurlarına sunuyor Gülseli İnal. Işte, mühürün altından tadımlık birkaç dize: "Ne var senin bahçelerinde, gizsiz / dağüan göz agnlan içre / aç ağzıyla / dalgalar prensi gözükür arasıra / verir sana sırlanm / ama sen / sırtında ağır bir yara / yıkılıp gezersin toprak öze / aydan oluşmuş bir bahçe / çöl kudunır kumuyla ve derinliğiyle bile / ..." GÜLÜN ÖTEKİ ADI (Kathar Şövalyeleri'nden Şeyh Bedrettin Yiğitleri'ne) Yazan: Mine G. Saulnier / Cep Kitaplan / 128 s. Mine Gökçe Saulnier, kitabının alr başhğından da anlaşılacağı gibi Kathar Şövalyeleri ile Şeyh Bedrettin hareketi arasmda bir yakınlık kurmaya çalışıyor. lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölumü mezunu olan Mine Saulnier, "onuncu yüzyıldan başlayarak on dördüncü yuzyıla dek Güney Fransa'nın Oksitanya nı öykücü Gülderen Bilgili ile pay YÜZBAŞI VE DÜŞMAN laşmıştı. Korku Oyunu'nda Öz Yazan: Graham Greene / taş'ın 10 öyküsü yer alıyor. Çeviren: Nihal Yeğinobalı / TELBOYU İNSANLARI Güneş Yayınları / 204 s. Yazan: Celal Başlangıç / Ülkemizde de yayımlanan "HaBoyut Yaymlan / 188 s. vana'daki Adamıraız", "Yıkıhş" ve Cdal Başlangıç, Guneydoğu in "Casuslar ve tnsanlar" gibi yapıtsanmın çaresizliğîni vurguladığı larıyla tanınan Ingiliz yazar ve gakitabında, 198O'li yılların sonun zeteci Graham Greene "Yüzbaşı da gelinen günlerde, bölgenin bir ve Düşman"ı geçen yıl (1988) ya1 panoramasını da sunuyor. Guney yımladı. Güneş Yayınları Greene doğu insanı ne düşünüyor, nasıl in kitabını sıcağı sıcağına Türk yaşıyor, gördüğü baskılar, işken okürlanna sunarak Greene kitapceler neler, nasıl geçiniyor? Gaze hğına bir yenisini daha eklemiş temiz Guneydoğu tlleri Temsilci oluyor. Yapıtlarında insan davraKORKU OYUNU liği'ni yaparken yoreyi adım adım nışlarını psikolojik ve dinsel açıYazan: Mahir Öztaş / Afa gezen Celal Başlangıç, o sıralar dan; bir başka deyişle, suç, günah Yayınları / 132 s. da tuttuğu notlan ve bunların ışı ve bağışlanma açısından ele alan "Korku Oyunu", Mahir Öztaş ğında kafasında beliren geieceğe Greene, yazdıklarını iki ana böın ikinci öykü kitabı. Öztaş, "Ay ilişkin sorulan, belgeselanı türiin lum halinde topluyor. RomanlaGözetleme Kıılesi" adlı kitabıyla de ve gazeteciliğinin getirdiği kıv rında, gençlik, sömürgecilik, Katoliklik vb. konulan işleyen Gre1988 Sait Faik Hikâye Armağanı rak üslubuyla aktarıyor okura. bölgesinde etkili olmuş Kathar doktrini ile 1417'de asılarak öldürülen Şeyh Bedrettin mezhebi ara sında akrabalık aramamn' okura ilk bakışta düşsel gelebileceğini vurgulayarak, "Birbirinin aynı değil, ama devamı olan bu iki akım ara;>»ndaki bilimsel yakmlığı, ancak yetkin tarihçiler kurabilir" diyor. Saulnier, vurgulamak istediğinin, yalnızca, Kathar doktrini ile Bedrettîn mezhebi arasındaki köprüye parmak basmak olduğunu belirtiyor. ene, "Eğlencelik" olarak nitelediği kitaplannda polisiye örgü içinde uluslârarası siyasal olayları anlatıyor. ÜMUT İÇİN SENFONİ Yazan: Uğur Kökden / Cem Yayınevi / 174 s. "Umut İçin Senfoni" 12 Eylül sonrası yıUarı yansıtan denemelerden oluşuyor. Kökden, Dostoyevski'den Kafka'ya, Rembrant'tan El Greco'ya kadar pek çok sanatçı ve düşün adamına uzanan yazılarıyla birçok konuyu karşılaştırmayı, kesiştirmeyi, birinin diğerini bütünlemesini sağlıyor kitabında. YBDİLER SEKİZLERDE Yazan: Durcan Yaşacan / Kerem Yayınları / 89 s. Daha önce "Konuşsana" adlı öykü kitabı yayımlanmış olan Durcan Yaşacan'ın ikinci öykü kitabı "Yediler Sekizlerde." Edebiyata şiirle başlayan, daha sonra öyküye yönelen Yaşacan'ın Varlık, Sıfır, Karşı, Kıyı, Yeni Aksu, Yazıt gibi dergilerde ürünleri yayımlandı. "Gizli Oda" adlı öyKasü 1988 yıhnda TAYAD tarafmdan "övgüye değer" görülen Yaşacan, ikinci öykü kitabında da yine alaycı, eleştiren, yer yer gözlemlere, zaman zaman da aynntılara dayanan öyküleriyle kendine özgü bir tavır ge" jt. 'Zehirii kalenf • Kültür Servisi Eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın eşi Nancy Reagan, anılanru "Sıra Bende" adh kitapta bir araya topladı. Yayımlanır yayımlanmaz çok satan kitaplar listesine giren "Sıra Bende"nin 42 sayfasında Nancy, kendisini kızdıran, öfkelendiren, sinirlendiren, rahatsız eden konulardan söz ediyor. The New York Times'ta yer alan kitap üzerine bir değerlendirmede "kendini beğenmişliğin zehirlediği anılar" deniliyor. Kutadgu Ankara ve IstanbuPda • Kültür Servisi Çalışmalarını 1983'ten bu yana Kopenhag'da sürdüren Birol Kutadgu, sekiz yıllık aradan sonra çalışmalarını lstanbul ve Ankara Galeri Nev'de sergiliyor. tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden 1970 yüında mezun olan Kutadgu'nun, Türkiye, Danimarka, Fransa, halya, Almanya, Hollanda ve İsviçre'de özel ve resmi koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor. Son yülarda Kopenhag ve Paris'te sergiler açan Kutadgu, "Turkish Inspiration" grup sergileri ile Charlottenborg bahar ve güz sergilerine resimleriyle katıldı. Edebiyat ödülleri dağıtılıyor • Kültür Servisi Akademi Kitabevi'nin geçen ay açıklanan edebiyat ödülleri bugün Şafak Sok. 75 Osmanbey adresindeki "Yazarların Evi"nde düzenlenen bit törenle sahiplerine verilecek. Sami Karaören, Adnan Özyalçıner, Onat Kutlar, Kemal Özer, Alpay Kabacah, Aziz Çalışlar, Refik Durbaş, Okay Gönensin ve Ülkü Ayvaz'dan oluşan seçiciler kurulu, ŞÜT dalında Sabri Gürses'e başan ödülü, Altay Öktem ve Ali Mustafa'ya mansiyon vermişti. Denemeinceleme dalında Hilmi Zafer Şahin, başan ödülüne değer görulürken öykü dalında Behçet Çelik ve Birol Keskin'e, çocuk yazmı dalında Yavuz Erten ve Zeynep Ankarâ'ya, roman dalında da Nejat Eübol ile tlker Özünlü'ye mansiyon verildi. CUMHURİYET KİTAP KULÜBİPNDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 1.11.198930.11.1989 Sn 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kod 152.493 152.474 027 079 023.067 007.439 308 029 007.424 200 043 002 310 011.083 Kitabın Adı/Yazarı BUGÜN ~~ Tur Fiyat Inceleme İnceleme Deneme Deneme Deneme Belge Deneme Röportaı Şiir Deneme 9.000.10.000.7.000.5.500.6.600.3.750.8.400.6.000.11 2006.500. Ben Tarıhim Bay Başkan Erbıl Tuşalp Özal Hıkâyesi Hasan Cemal Japon Gülü İlhan Selçuk Şengül Hamamı Engın Ardıç Muar Etkiler Woody Alien Kadın Duvaryazıları G.Çoriu Kışkırtılmış Erkeklık, Bastınlmış Kadınlık Erdal Atabek Tel Boyu Insanları Celal Başlangıç Bütün Şiirlerı Orhan Veli Aslında Aşk da Yok Ouygu Asena • Edebiyat Adalet Ağaoğlu, Ahmet Oktay ve Hilmi Yavuz'un katılacağı "Edebiyatta Problem Olarak Tarihsel Bakış" konulu söyleşi, Ahmet Cemal yönetiminde saat 17.30'da Avusturya Kültür Ofısi'nde yapılacak. • Müzik Cem Karaca VakkoramaTaksim'de saat P.OO'de söyleşisinin ardından bir konser verecek.