Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lunan personel miktarları ve gorev teşkilatları hakkında 3 ayda bir rapor vereceklerdir!' 3 numaralı tesisler tamamlayıcı anlaşmasına 5 numaralı ek tesisler dışındakı Birleşik Devletler kuruluşları ve faaliyetleri uygulama anlaşmasının 3. maddesi, ABD için yetkili makam olarak Jusmmat, Türkiye için yetkili makam olarak da Turk Genelkurmay Başkanlığı'nı tespit etmiştir. NATOSOFA Anlaşması'mn 11. maddesiyle de "Kuvvet, sivil unsur ve bunların mensuplarıyla yakınlan kabul eden devletin kanunlanna uygun dav., ranacaklar ve o devletin ülkesinde bu sözleşmenin ruhuna uygun olmayan hareketlerden ve özellikle siyasi faaliyetten çekineceklerdir. Gönderen devletin makamlan da bu amaçla gereken önlemleri almakla mükelleftir" hükmü sevk edilmiştir. mesinin 7. maddesi yeni işçi alımında yasa, tıiziik ve anlaşmalar hükümleri uvgulanacagını, işverenin bu hükme aykın davranıp çalışma hakkı olmayan kuvvet ve sivil unsur yakınlannı işe aldıgını, bu durumun ikili anlaşmalara, toplu iş sözleşmesine, 2007, 5683, 4837 sayılı yasalara aykın olduğunun yorum yoluyla" saptanmasıdır. Yerel raahkeme istemi aynen kabul etmiş ve işverenin yakınlan çalıştırmasırun yukanda sıralanan kanun, sözleşme ve anlaşmalara aykın olduğunu saptamıştır. İşveren mahkeme karaı<nı temyiz etmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararı onamıştır. Böylece konu, yargısal düzeyde de haklılık kazanmıştır. (Y.9.H.D 1985/55875416 sayılı karan) a) NATO, NATOSOFA ve DECA anlaşmalan hükümleri karşısında ABD'nin Türkiye'deki ortak savunma tesislerinde anlaşmalarda yazılı miktarda ve Turk Genelkurmay Başkanlığı'run verdiği izin oranında kuvvet ve sivil unsur personeli bulundurabilir. b) Yakınlar ise kuvvet ve sivil unsur mensuplanrun eş, çocuk ve hjsımlandır. Bunlann nafakası kuvvet veya sivil unsur mensubunca karşılanır. Kendilerine sadece harçsız ikamet izni verilir. Ülkemizde hiçbir işte çahşamazlar. c) Tesislerdeki hizmetler için gerekli sivil el emeği gereksinimi Türkiye'den sağlanacaktır. (3 No'lu tamamlayıcı anlaşma M.6) ç) Gönderen devlet (ABD), NATOSOFA Anlaşması'mn 11. maddesi ile kendisine yüklenen personelinin, kabul eden devlet (Türkiye) kanunlanna uygun hareket etmeleri yönünde önlem alma yükümlulüğünü yerine getirmeyerek anlaşmalan çiğnemiştir. d) Uygulama iç hukuk mevzuatımıza aykın olduğu gibi, yürürlükteki toplu iş sözleşmesi ve Yargıtay kararlarına da aykırıdır. 19 ARALIK 1989 Ortak Savumna Tesfclerindeki Personelin Hukuki Durumu îçişleri Bakanlığımız anlaşma hükümleri ve Yargıtay kararlan doğrultusunda uygulama yapıp, oturma izni bulunmayan yakınlar hakkında gerekli yasal işlemleri yerine getirmeli ve 5683 sayılı yasaya aykırı olarak ülkemizde bulunanlar hakkında yasanın öngördüğü uygulamaya ivedilikle geçmelidir. Bu işlemler anlaşma, yasa ve yargı kararlan gereği olduğu gibi hükümranîık haklarımızın da gereğidir. PENCERE Doğru Yol Partisi Son kamuoyu yoklamaları, DYP'nin birinci parti düzeyine ulaştğını gösteriyor. Göstergelerin ne ölçüde değer taştdıklan ayn bir konudur; yoklamaların sonuçlarını geçici sayanlar çıkabilir; DYP'nin başarısını ANAP'ın önlenemez çöküşüne ve SHP'nin olumsuzlaşan gorüntüsüne bağlayanlar da gerçeğin bir yanını dile getirirler. Bu yaklaşımlar DYP'nin yükselişini partinin dışındaki etkenlere bağlar; ama otaya gerçekçi açıdan bakıldığında görülür ki DYP, 12 Eylül surecinde çetin bir savaşımla adım adım yükselerek bugüne ulaşmıştır. DYP olayında iki çarpıcı etken var: Lider Süleyman Demirel ve parti örgütü... • Demirel tıpkı Özal gibi yarı bürokrat, yarı işadamıydı; politikaya atılınca hiçbir savaşım vermeden, sınanmadan, deneyim geçirmeden bir büyük partinin genel başkanlığına geçiverdi. 1960'ta Demokrat Parti önde gelenlerı politika yaşamından tasfrye edilmişlerdi. Çatıda bir boşluk doğmuştu; ama sağın toplu msal tabanı olduğu gibi yerinde duruyor, bir baş anyordu. Baş kim olacaktı? Herkesin gözü Amerika'daydı. Vaşington seçimini yaptı, yedi büyük sermaye hemen benimsedi; o günlerde Türkiye'de "tanınmamış bir kişi" AP Genel Başkanı oldu; 41 yaşında başbakanlık koltuğuna oturdu. Süleyman Bey o gün bu gündür çeyrek yüzyıldan beri Türkiye'nin gündemindedir ve iktidardayken bu köşede "Morrison Süleyman" diye anıldığı çok olmuştur. • Ne var ki Vaşington bizimki gibi ülkelerde kimilerini önce tutar, yükseltir, kullanır; sonra da yıpranınca ya da koşullar değişince tuttuğu kişiyi kâğıt gibi buruşturup çöp sepetine atrverir. Amerika'dan destekli 12 Eylül askeri darbesinde de Süleyman Bey'in üstüne bir çarpı işareti kondu. Çünkü Demirel siyasal yaşamında hep "sağcı cephe"nin adamı olmuştu. Oysa Vaşington Türkiye'deki programını değiştirmişti. Aşın sağı ve solu dışarıda bırakan bir merkez partisi, dört eğilimi yapısında toplayarak 2000 yılına kadar ülkeyi vesayet rejimiyle yönetecekti. Bu programın alternatifi^yoktu; Süleyman Bey'in de bu programda yeri yoktu. Holding babalarıyla birlikte kulağı delik olanlar hemen kokuyu almışlar, 12 Eylül askeri yönetiminin çevresinde bütünleşmişlerdi. Süleyman Bey'in müsteşarı Turgut Bey de "ab("sine ihanet etmekte hiç ikirciklenmedi; önce cuntanın emrine, sonra politikaya girdi. Vaşington at değiştirmişti. Demirel, 12 Eylül'den sonra en yakınlarından gördüğü ihaneti benliğinde yaşadı; ama zoriu bir savaşımı da göze aldı; çökmedi, direndi, lideriik kimliğini kanıtladı; üzerine çizilen çarpı işaretini silmeyi başardı. 12 Eylül'le birlikte Süleyman Bey'e sırt çevirenler artık usul usul DYP liderine yanaşmaya yöneldiler; içlerinde büyük işadamları, yüksek bürokratlar, Babıâli yağdanlıkları var. Süleyman Bey, DYP'nin yükselişinde lideriiğin önemini bir kez daha sergiledi. • DYP'deki önemli bir gelişme de henüz hiç kimsenin yeterince tanımadığı örgüt liderleridir. Sağcı parti hele Türkiye gibi ülkelerde iktidarın nimetlerini paylaşmak için kurulan şirket anlamına gelir. Bu nedenle sağın tabanı, 12 Eylül'den sonra Vaşington'dan yakılan ışığa göre ANAP'ın altında mevzilendi. Süleyman Bey'e ne kalıyordu?.. DYP örgütünü işte bu sorunun yanıtında aramak gerekiyor. Yaklaşık on yıl süreyle büyük kentlerde askeri yönetime yanaşmâyan yerel liderier kimlerdir? Nasıl direnebilmişlerdir? ANAP'ın yağma düzenine karşı nasıl muhalefette kalabilmişlerdir? Tutkuları, ülküleri, umutları nelerdir? Hem sağda olmak hem ANAP'a karşı olmanın anlamı nedir? Önce Anadolu'nun kırsal kesiminden başlayarak artık büyük kentleri de sarmaya başlayan DYP muhalefetinin yükselişini yakından izlemek gerekiyor. 12 Eylül programıyla birlikte ANAP'ın önlenemez çöküşünden sonraki Türkiye'yi belirleyecek ipuçlarını yalnız sol kesimde aramak yeterli değildir. Av. ERBAŞARÖZSOY Türk Harbtş HukukMüşaviri Kasım ayının son haftalarından başlayarak süregelen örgütlü bir işçi etkinliği gözlemekteyiz ülkemizde. Bu etkinlik Türk HarbTş Sendikası uyesi 4368 işçi ve sendika yöneticisinin NATO, NATOSOFA ve DECA anlaşmaları çerçevesinde Türkiye"de kurulu TürkABD ortak savunma tesislerinde sakal bırakma ve benzeri eylemlerdir. Eylem, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin ve onun aracı yüklenicisi VBR şirketinin üs ve tesislerde, anlaşmalara, kanunlara ve toplu iş sözleşmesine aykırı kuvvet ve sivil unsur yakınlarını çalıştırma uygulamasına son verilmesi ve kadro fazlalığı gerekçesiyle işten çıkarılması planlanan 306 işçiye yapılmak istenen işlemi durdunnayı amaçlamaktadır. Sendika ve işçilerin eylemlerinin haklılığı konusunda karar verebilmek için ulkemizdeki ortak savunma tesislerinde çahştırılan personelin hukuksal konumunu incelemek gerekir. ları içermektedir. ABD'nin ülkemizde üs ve tesis kurması, kuvvet bulundurması bu anlaşma çerçevesi içinde mümkündür. Gönderen devlet (ABD), kabul eden devlet (Türkiye) ülkesinde kuracağı müşterek savunma tesislerinde NATOSOFA Anlaşmasfnın 1. maddesinde yazılı olduğu gibi kuvvet, sivil unsur ve bunlann yakınlannı bulundurabilir. Kuvvet mensupları üniformalı askerlerdir. Ve doğrudan savunma hizmeti görürler. Sivil unsur mensuplan, kuvvetin refakatçısıdır. Kuvvete teknik hizmet sağlarlar. Yakınlar ise kuvvet ve sivil unsur mensuplarının nafakasını sağlamakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarıdır. Hısımlar da bu kapsama alınmıştır. Ülkemizde kurulu us ve tesislerin tüm faaliyetlerini aynntılı olarak düzenleyen uygulama anlaşmaları, 29.3.1980 tarihinde TürkiyeABD arasında imzalannuştır. Stiresi 1986 yılında sona eren anlaşmalarda hiçbir değişiklik yapılmadan iki ülke arasındaki görüşmeler sonucu, yeniden yurürluğe konmuştur. Kısa adı DECA olan bu anlaşmalar, savunma ve ekonomik alanda işbirliğinde bulunulmasına dair anlaşma, savunma desteği anlaşmaları, tesis uygulama anlaşmaları diye anılan 17 adet anlaşmadan oluşmaktadır. DECA anlaşmalar demetine dahil "TC ve ABD hukümetleri arasında savunma sanayii işbirliği alanında 2 numaralı tamamlayıcı anlaşmanın eki anlaşmasının 4. maddesi aynen aşağıdadır: "Amaç, görev, konum, tesis planı, silah ve mühimmat kadrolan ve ABD kuvvet ve sivil unsur personel kadrolarına ilişkin ayrıntılar karşılıklı mutabakat ile tespit edilecektir. Böylece izin verilen kuvvet ve kadro miktarlarındaki artışlar Türk yetkili makamlanrun ön iznine tabi olacaktır. Birleşik Devletler hükümetinin yetkili makamlan, TC hukumetinin yetkili makamlarına, Türk sivil personeli de dahil olmak üzere tesislerden her birine atanmış bu İç hukuk mevzuatımızda durum 5683 sayılı Yabancıların Turkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkındaki Kanun'un 15. maddesi, yabancıların Turkiye'de ancak kanunun kendilerine yasaklamadığı işleri yapabileceklerim, 16. maddesi ise işyennde yabancı çahştıran işverenlerin, çalışanların kimliklerini, oturma izinlerinı \e sayılarını 15 gün içinde en yakın emniyet makamlarına bildirmeleri gerektiğini amirdir. 2007 sayılı Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun, bir kısım meslek ve sanatların yapılmasını yabancılara yasaklamıştır. ABD Silahlı Kuvvetleri'nin doğrudan ve aracı yüklenicisinin de dolaylı olarak ikili anlajmalara aykın çalıştırdığı yakınların pozisyonları incelendiğinde birçoğunun 2007 sayılı kanun kapsamındaki işlerden olduğu gorulür. Ayrıca 5683 sayılı yasadaki yükümlulüklerin de hiçbirisi yerine getirilmemıştir. İçişleri Bakanlığımız ve ilgili unitelerinin çalışanlardan haberi olmadığı gibi bunlara oturma izni dahi alınmamıştır. Toplu iş sözleşmesi ve yargısal durum: Ortak savunma tesislerinde 4368 Türk işçisi çahşmaktadır. Ve tumiı Türk Harbİş Sendikası üyesidir. Sendika ile işveren arasında imzalanan ve yürurlükte olan T.l. sözleşmesinin 7. maddesi "Yeni işçi alımında yasa, tüziik ve anlaşmalar hukumkri uygulanır" şeklindedir. Böylece işveren T.t. sözleşmesi ile dahi yukanda sıralanan anlaşmalara uygun davranacağını taahhüt etmiştir. Ancak uygulama böyle olmamış, ikili anlaşma ve toplu iş sözleşmesi sürekli olarak işverence çiğnenmiştir. Bu ihlallerin bugünkü kadar yoğun olduğu 1985 yılında sendikanın yasalar çerçevesinde yaptığı mücadele sonuç vermeyince bu kez iş yargıya göturülmüştür. Ankara 5. İş Mahkemesi'nde 19.3.1985 gunu açılan davanın konusu, "Yüriırlükteki T.t. sözleş Hukuksal durum A İkili anlaşma hükümleri: ABD Silahlı Kuvvetleri'nin ve onu temsilen aracı yüklenici şirketlerin ülkemizde bulunmasını sağlayan çok taraflı ve ikili anlaşmalarla, bu anlaşmaların konuya ilişkin maddeleri şöyledir: Temel anlaşma, NATO anlaşmasıdır. Bu anlaşma 4.4.1949 tarihinde imzalanmış, Türkiye 22 Ekim 1951 tarihinde yapılan bir protokolle anlaşmaya katılmıştır. Türkiye, 20.3.1954 günlu Resmi Gazete'de yayımlanan 6375 sayılı kanunla Kuzey Atlantik Anlaşması'na taraf devletler arasında kuvvetlerin statüsüne dair sözleşmeyi (NATOSOFA) kabul etrniştir. Bu anlaşma, NATO anlaşması çerçevesinde NATO uyesi ulkelerin birbirlerinin ülkesinde müşterek savunma amacıyla, kara, hava, deniz kuvvetleri bulundurabileceğini, savunma üs ve tesisleri kurabileceğini, bulundurulacak kuvvet ve sivil personelin statulerini çalışma, vergi ve gümrük mevzuatı karşısındaki durumlarını hükme bağlayan temel kural Sonuç ve yapılması gereken O halde yapılması gereken, vakit kaybetmeden Sayın Genelkurmay yetkililerimizin Jusmmat Komutanlığı yetkililerini çağırıp personel durumunu gözden geçirip yakınların işten çıkarılması emrini vermeleridir. Dışişleri Bakanlığımız yetkilileri, ABD yetkililerini çağırıp anlaşmalara uygun hareket etmeleri için kendilerini etkin bir şekilde uyarmalıdırlar. İçişleri Bakanlığımız anlaşma hükümleri ve Yargıtay kararlan doğrultusunda uygulama yapıp oturma izni bulunmayan yakınlar hakkında gerekli yasal işlemleri yerine getirmeli ve 5683 sayılı yasaya aykın olarak ülkemizde bulunanlar hakkında yasanın öngördüğü uygulamaya ivedilikle geçmelidir. Bu işlemler anlaşma, yasa ve yargı kararlan gereği olduğu gibi hukümranlık haklarımızın da gereğidir. HESAPLAŞMA BURHANARPAD Yeditepe üstünde kurulduğu bilinen istanbul'da şimdi yedi milyon insan yaşıyor Cumhuriyetin başlangıç yıllarında yaklaşık yarım milyon yaşıyordu. istanbul'da yaşayan insan sayısı yakında on milyona yükselecek, diyenler çoğunlukta! Yarım yüzyıl gerilere uzanarak şehrin Şişli bölgesinden kimı kesitler vereiim. Şimdi Şişli Camisi'nin bulunduğu iki yol ağzında atlı polis karakolu vardı. istanbul'un Rumeli yakası orada bitiyordu. Köşe ağzında bekleyen talikalar (tek atlı arabalar) vardı. Mectdiyeköy adı gibi gerçekten bir köydü. istanbullular dut bahçelennde kır sefası sürmek için arabayla giderlerdi. Ucuz et satın almak için de gidenler vardı. istanbul'un azınlıklarının mezarlıklan da oradaydı. Tramvay deposu, sonra otobüs garajı (şimdi boş arsa, gökdelenleşmek için!) Sonralan Tekel likör fabrikası yapıldıydı. Tek tük bahçelı evier göze çarpmaya başlamıştı. Muhsin Ertuğrul'un ve Vasfi Rıza Zobunun bahçeli evieri vardı. 1940'larda, şimdilerin büyük Zincirlikuyu Mezarlığı yapıldı. Fakat ne olduysa oldu. Mecidiyeköy'ün toprakları büyük şehir sınırı içine alındı. istanbul yakası da surlar dışına taşmaya başlamıştı. Bostanların ve bağların yerini fabrikalar alırken ilk 'Gecekondu'lar da Yedikule ve çevresinde görülmeye başladı. İstanbul'da gecekondu salgını İkinci Dünya Savası yıllarından sonra başladı. Marşal yardımı yutturmacasıyla gönderilen modası geçmiş traktörler yüzunden işsiz kalmış yüzbinlerce ırgatın şehirlere göç etmesiyle. önceleri zorunlu bir bakıma insancıl görülen bu olay yazık ki kısa sürede yozlaştı. Gecekonduculuk bir çeşit somürücülüğe dönüştü. Günümüz istanbulu'nda yaygın bir gecekonduculuk ağır basıyor. Olup bitenleri birazolsun derinlemesine ele alırsak, gecekonduculukta da gökdelencilikde de yabancı büyük sermaye uygulaması göze çarpar. Birinci olayda elde kalmış Amerikan traktörierinin değeriendirilmesi gerçeği göze çarpar. İkinci olayda, yani gökdelencilikde, asma köprülerle boğazın iki yakasının bir araya getirilmesi varsayımı görülür. Önce asma köprüler gerçeklestirilerek bilincsiz yığınlara bir parmak bal tattırılmış, bu arada iki kıyıda bomboş uzanan yeşil alanlar iskâna açılarak milyarlarca değer artışı üç beş para babasının doymak bilmez ceplerine aktarılmıştır. Beyrut'u yitirdiklerini çok önceden sezmiş olan dünya büyük kapitali durumlarını kurtarmak için yeni girişimlere başvurmuşlardır. İstanbul, Beyrut'un görevini üstlenmelidir! (Arkası ]6. Sayfada) pecekondudan Gökdelene Istanbul tikası, doğal olarak hatalı teknik uypulamalan beraberinde getirmiştir. İstanbul halkının ihtiyaçlanna cevap verecek, uzun vadeli önlemler ve projeler bir yana bırakılarak günübirlik politikalara uygun, bol ihaleler üretilmiştir. İSKİ yönetimi, yapılan bütün uyanlara kulaklanru tıkamış, daha İSKİ'nin iç bünyesini, tesislerini, işletmesini tarumadan, ihSEVİL ÇALIŞKAN Eski İSKİ Genel Müdür Yardımcısı tiyaçlanm saptamadan, geri dönüşü olmayan, çok yanlış uygulamalann içine girmiştir. Biz İstanbul'un su yönünden bugün geldiği nok getirilmiştir. İşte 1984 yılında başlayan bu ola burada, çok çarpıcı olduğuna inandığımız, sata, İSKİ'yi son altı yıldır yakından izleyen ve ğan dışı uygulama, İSKt için ve tstanbul'un dece iki tanesinden bahsedecek ve iki soru soİSKİ'nin yapısını bilenler için hiç de sürpriz su bakımından bugun geldiği talihsiz durum racağız. değildir. için sonun başlangıcı olmuştur. Soru 1: Bütün yülık programlarda, faaliyet 1933'ten beri İstanbul'a hizmet eden ve başİSKİ uzun yıllar bünyesinde bulundurduğu raporlannda, fızibilite çalışmalannda ve DAhbaşına, Türkiye için bir su ekolü olan tstan kendi içinden yetişen, bilgili, lisan bilen ihti MOC Master Planı'nda gösterildiği şekilde bul Sular İdaresi, 1983'ten beri, kanal bölü sas elemanlarıyla, gerçek bir 'ekol' teşkil et 19891990 yıllannda devreye girmesi planlanan münün de bağlanmasıyla İSKt (İstanbul Su miştir. Bu elemanlar, özenle seçilerek alımr, Küçükçekmece Barajı, hangi gerekçeyle ve ve Kanal İdaresi) adını alaa bu örnek mües yurtdışında ihtisas yaptıktan sonra İSKİ içe hangi geçerli ilmi bir rapora dayanılarak su sese, politikaalann yaptığı büyük tahribat so risindeki basanlaruva göre yükseltilerek üst ka kaynafı olmaktan çıkanlmıştır. nucu, sulann çamurlu ve mikroplu aktığı ve demelere getirilirlerdi. Eğer kırlılık bir gerekçe ise, bugün dünyaya hiç akmadığı bir hale düşürülmuştür. Yoksa İstanbul gibi su sistemi olağanüstü karma da en kirli su kaynağı olduğu kabul edilen Ren suç ne kurak giden havalann, ne de eksik altşık olan bir kentte, gerçek anlamda bir su mü Nehri'nden, birçok kent için içme suyu elde yapımndır. hendisi yetişmesi için en az 10 yıla ihtiyaç var edildiğini hatırlatmamız yeterlidir. Bu çok Bugün için nüfus yönünden bir İsviçre bu dır. Genel müdürler değişse bile su politikayüklüğünde olan 7 milyonluk İstanbul'a su sına yön veren çekirdek teknik kadro değiş önemli kaynağın iptaline hiçbir haklı gerekçe verme çabasında olan İSKİ'deki rahatsızlığa mez, kadro boşlukları hep aşağıdan yukanya gösterilemez. Şehrin içinde,realizasyonuçok doğru teşhis koyabümek için İSKİ'nin anato gelenlerle doldurulur. İSKİ'yi İSKİ yapan bu kolay ve çok verimli sayılabilecek bu kaynaktan vazgeçilmesinin ve bu kaynağın bugün devmisini bilmek gerekir. 'ekol' niteliği ve bu özellikleri olmuştur. rede olmamasının falurası bugıin istanbul hal1874'lerden başlayarak su temini konusun1984'teki bu değişiklikle beraber, gelen yöda Fransız şirketlerine imtiyaz verilmiş, iki şir neıiminin ilk işi, İSKİ'yi yöneten ve kentin esa kına çıkanlmıştır. Zira, Avrupa yakasında. K.Çekmece Gölü giket 1932 yıhna kadar tstanbul halkına hizmet sen kritik olan su işletmesini ayakta tutan bu vermiş ve İstanbul'a gerçek anlamda su tek çekirdek kadroyu dağıtmak, İSKİ'de yukarı bi kente yakın, verimli ve az yatınma gerek nolojisi getirerek, yıllar içinde birçok değerli dan aşağıya aktanlan bilgi birikim zincirini gösteren bir başka kaynak daha mevcut değilTürk mühendisinin de yetişmesini sağlamış kırmak olmuştur. Bu uygulama içerisinde, ynl dir. Terkos Gölü'nde, suyun hemen hemen sılardır. 19331983 arasındaki 50 sene İstanbul larını İSKİ'ye vermiş, lisans bilen, üst düzey fırlandığı ve ömerli Barajı'ndan Avrupa yaSular tdaresi politik ruzgârlann dışında tutu teknik yöneticiler, peş peşe görevlerinden ay kasına daha fazla su aktarılamadığı hatırlalarak pek çok eser meydana getirmiştir. 1983'te rümışlardır. Kih't noktalara, su ile uzaktan veya nırsa, yapılan hatanın büyüklüğü daha kolay çıkarüan bir yasayla kanal hizmetleri de Su yakından ilgisi ve bilgisi olmayan kişiler atan anlaşılacaktır. lar İdaresi'ne bağlanmış ve bu kuruluş tama mışlardır. Bunun sonucu teknik hiyerarşi boSoru 2: İstanbul'un suyu akan semtlerinde, men özerk bir yapıya kavuşmuştur. Ancak zulmuş, uzun yıllardır uygulanan işletmecilik sulann çamurlu oluşundan şikâyet edilmek1984'teki bi yasa değişikliği ile ÎSKİ Anakent ve su dağıtım prensipleri terk edilmiş, kentin te, bizzat Anakent Belediye Başkanı, sulann Belediye Başkanlığı'na bağlanarak bağımlı ve su şebekesine hâkim alt kademe elemanlan ta mikroplu olduğunu belirterek, kaynatılarak politikacılann aleti bir kuruluş haline dönuş mamen dağıtılarak işletme bölümleri başsız bı içilmesini tavsiye etmektedir. Şöyle bir sorumüştür. rakılmıştır. Bütun bunlar bugünleri hazırla ya ilgililer acaba ne cevap verirler? 'Su süzme kapasitesi günde 500.000 metreBu değişiklikle, uzun yıllar, çok başanlı hiz yan temel nedenlerdir. küp olan ömerli Antma Tesisleri'nden kenmetler vermiş bulunan İSKİ'ye politika sokulBugun artık lSKÎ'nin başında, ISKİ'den ye te, günde 1 milyon metreküp su nasıl verümekmuş, İSKİ bünyesinde yetişen ihtisas elemanları görevlerini terke zorlanmış, bilgili ve dü tişmiş, barajları, pompa istasyonlarını, arıt tedir? Bu kadar su, süzulmeden verildiğine görüst kişilerin işlerine son verilmiş, Arıdkent Be ma tesislerini, su şebeke ve isale hatlarını bi re bunun için gerekli arıtma tesisleri niçin yalediye Başkanlığı, İSKİ yönetimine her anlam len, hangi acil durumda, hangi önlemlerin alı pılmamıştır? Alman milyonlarca dolar kredida hâkim kılınmıştır. öyleki, İSKİ Genel Mü nacağına karar verebilecek, İSKİ ekolünden nin az bir bolümü antma tesislerine yatınlsaydürlüğü, Belediye Başkanı'nın her isteğini iti yetişmiş birkaç teknik eleman kalmıştır. dı, musluklanmızdan sağlıkh su akıtüsaydı darazsız uygulayan bir şube müdürlüğü haline 1984 yılında başlayan hatalı personel poli ha iyi olmaz mıydı? Suyıı 'Politika' Kirlctti Özerk bir kuruluş olan İSKİ 1984'te Anakent Belediyesi'ne bağlanınca, işin içine 'politik' hesaplar girdi, yetişmiş teknik kadro dağıtıldı. Son yıllarda yapılan iki büyük hata, bugünkü şu sorununu katmerleştirdi: 1) K.Çekmece Gölü'nün iptali, 2) Ömerli'ye arıtma tesisi yapılmaması. Değerli yazar, üyemiz SUNULLAH ARISÖVu yitirdik. Ailesine ve tüm dostlarına başsağbğı dileriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI ÜYELERINE Yeni Yönetim Kurulu'nun hazırladığı 1990/91 çalışma programını görüşüp tartışmak üzere tüm üyelerin 20.12.1989 çarşamba günü saat 14.00'te Cağaloğlu, Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Salonu'nda yapılacak toplantıya katılmalan önemle rica edilir. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI YÖNETİM KURULU 1979 YILI ICRA PL 467 TED6İR UYARINCA SİGARA SAĞLIĞA ZARARLICHR