18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARALIK 1989 HAVA DURUMU Meteorolojı Genel Müdürtüğü'ndenalınan bılgiye göre; yurdun kuzey kesımlen parçalı bulutlu, ötekı yerler az bulutlu ve açık, Marmara ile yurdun iç ve doğu kesimlerı yer yer yoğun olmak uzere sislı geçecek Hava sıcaklığı tnraz dana artacak. Ruzgâr değışık yönlerden hafif. yer yer orta kuvvette eşecek. DENIZLERİMIZDE RÜZGÂR: Akdenız'de yfldızdan, diğer denızlenmızde kıbte ve loöostan 35 kuvvetınde, saatte 1021 deniz mtli hızla esecek. Deniz mutedil dalgaiı, tahmini dalAdana Mspazarı Adıyaman Atyon Ajn Ankaıa AntaKya Amalya Artvin Aydın Balıkesıf Necık Bng6l Bıtlıs Bolu Bursa Çanakkale Çorum Denöı A S S S S S A A S A S S S CUMHURİYET/17 TURKIYEOE BUGUN 20" 3° DıyarbaKır 17° 8°Edırne 14° 2°Erancan 16° 3°Eraırum 0°12«Esta5«hır 12° 3°GaBan!eo 20° 10° Sırestın 21°12°GiımuşnaneS 4° 2° rtaMıin 22°12"MsparQ 20° 6° İstanbul 18° 3°lznw 4° 3° Kars 3= .2= Kastamonu S S 14° 2°Kays«n S 20° 6°Kırktarelı S 18°12°K»iYa S 11°i°Kutanya S 20° 9°Malatya DUNYA'DA 8UGÜN Amsttrdam Amman Atna Bağdat Barcelona Basel Y A B A Y Y Y Y Boon Y Brttsel Y Buetapeşte B Cenevre Y B Cffiayır A Catte A Oubayı FranMurt Y Gıme A K A KaNre Kopanhag Y Y KAtn A Letoja 13° 20° 20° 18° 18° 15» «• 12° 12° 12° 13° 14° 19° 20° 21° 13° 21° S° 24° 11° 13° 21° Lerangrad Londra Madnd Mtlano MontreH MMkova Nn»Yoric Mumh Osio Pans ga yüksektiği 0.51.5 m. görüş uzaklığı 10 km, Marmara'da sis anmda 1 5 km olacak VAN GÖLÜNDE HAVA: Az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr değişik yönlerden hafif olarak eseçek. Göl hafif çırpmtılı, görüş uzaklığı 510 km. dolayında olacak. ftyad Homa Sofya Şam Tel A«v Tunus Varçova K 2° Y 9° Y 16" Y 17° B 15° K 4° Y 13° B 1° K 3° Y 11° Y 14° A 20° Y 19° B 15° MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLARI Rezil Bir Peynir... Göz Ûnünde, Gözaltında Aydınlar (3) Ozan Ahmet Telli, emniyette "hücre"de geçen gunlerini anlattyordu, sordum: Zatürree olduğunu söytüyorlar, öyle mi? Aşağı yukan bir buçuk ay oldu, {ilmlerım çekitdi, zatürree tanısı kondu bana! Geçmiş olsun! Şimdi, zatürree tedavisi görüyordum ben, filmler falan çekildi; tedaviye devam etmem gerekliliği ortaya çıktı; ama polis içeri alınca, ilaçlarımı alamadım. iğnelerimi kullanmadım. Ve bu durumu anlattım sorgucuya, dedi ki: "Hocam, derhal ilaçlarınızı alalım!" Oedim ki: "İlaçlar, sürekli alındığı zaman bir tedavi değeri oiur, yoksa ara verdiğiniz zaman... Şimdi ben burada iki gün ara verdim. Taa yeni bastan başlamak lazım. Dolayısıyla ilaçların bir yararı yok. Yapacagınız şey, aşağıdan bana, ışte dışarıdan bir battaniye getirmelerine izin vermeniz..." "Tabii" falan diyor, ama aşağıya onun sözü geçmiyor! Aşağıda gardiyan yine bizi, beton hücrede tutuyor! Size ortalık süpürttüler mi? Tabii! Yiyecek talan verdiler mi? Yiyecek... Şey, günde bir kez, yarım ekmek, peynir, bazen zeytin, bazen de peynirzeytin bir arada, ama... Yiyecek bu, değişmeyen yiyecek bu! On gün de kalsanız, yirmi gün de kalsanız, değişmeyen yiyecek bu. Günde bir kez yarım ekmeğe, yenmeyecek rezil bir peynir! Yediğiniz zaman su Lsunuza gelebilir, ama su içmek için lavaboya gitmek gerek, onun için adama ricada bulunmak gerek; onun azarını almak gerek, falan; yani böyle bir, daha bir ayrıntılı şeyler bunlar... • •• Ahmet Telli'nin 1981'de, 72 gün gözaltinda "hücre"de kaldığı günleri anlatan düzyazı biçimindeki şiirin bir bölümünü aktarmak istiyorum. Şöyle diyor ozan Telli: "Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve 6lü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık hiç de tannsa) değil, görkemli degil. O yalnızca geçmışle gelecek, ölümle yasam arasında kocaman bir karanlık nokta. Geçmişi ve gelecegi olmayan, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta. Geçmişi ve geleceğı olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir leke yalnızlık deniten. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden stzan havayla ışıkta... (Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?) Bütün belleğimdekileri yok ettim. Elektrikli bir aygıtla yaktım, jiletle kazKJım. Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kül edip savurdum. Adımdan gayrısını bilmiyorum. Zamanı yiyip bitirdi karanlık. Gece yoktu. Güneş çoktan kömurleşmiş ve yeryüzü yapışkan bir karanlıkla örtülmüştü. Yabanıl sesler geliyordu derinlerden ve ince bir bıçak gibi yırtıyordu. Şaklayan bir kırbaç gibi... Acı duvarını aşan bu sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabuğunu zoıiuyordu artık. Sesim yoktu. Karanlığın karnında yitirdim sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf'tum belki, ama durmadan soruyorlardı. Tanrılar bilmiyordu sorduklan şeyleri, peygamberler büsbütün hain çıkmıştı. Ama yine de soruyorlar, soruyorlar, soruyorlar... Adımdan gayrısını bilmiyorum. Suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde. Yetmiş iki gündür sakındıgım ve her gün ancak bir kere dudaklanmı değdirdiğim... Oilimi bir köpek gibi değdirdiğim. (Dilin suya dokunuşu... Bir süngerin denizi yutuşu yani. Bir çölun seraba kesilmesi bir an için) Her gün ancak bir kere değdiriyorum dudaklanmı suya. Dilimi kaçınyorum artık. Sunger bütün vantuzlarını birden uzatmasın diye... Bataklıktaki suyun da bir su yani vardır. Çürüyen bir bedenin bile dayanılabilir kokusuna. Kutuda kalan son bir yudum su, bu bile değildi artık. Küstü, öldürdü kendini su... Su çurüdü... Adımdan başkasını bilmiyorum." * * • İnsan Hakları Dernegi'nin düzenlediği "Kültürel Haklar Haftast" bugün sona erryor. 10 aralıkta başlayan toplantılar, göste, riler, dinletiler gerçekten başanlı geçti. Bir eksiğiyle; Ankara Valiliği, Emniyet'in önerisiyle, film şenliğini yasakladı. Alman Kültür Merkezi'nden alınan yönetmen Horst Bienek'in Almanca "Hücre" filmi, daha önce Alman Kültür Merkezi'nde oynamasına karşın, Anadolu Sanat Merkezi'nden alınıp götürüldü. Öbür fılmlerin gösterimi de yasaklandı. "Hücre" fılmini görenler, özellikle gençler beğenmemişlerdi. Sanığın hücresinde, radyosu, televizyonu, tuvaleti, banyosu, hemen her şeyi vardı! izleyenler, "Herhalde bu Alman hücresi" dediler. Polis, fılmi, "Hücreyi görmesinler, yoksa böylesini isterler" diye mi yasaklamıştı? Anadolu Sanat Merkezi'nde, bilet alıp fılmi izlemek için bekteşenlerin yanındaydık. Bilet satan gençlerden üniversite öğrencisi H.H.E., karşıda oturan üç kişi arasındaki saçı sakalı ağarmış bir sivil görevliyi göstererek: Bana işkence yapan işte orada oturuyor! dedi. Gözleri bağlı işkencedeyken, bir ara gözündeki bağ kaymış, işkencecisini görmüş H.H.E! Olay, bir kitap fotokopisi yüzünden çıkmış. Kitabın fotokopisini aldıran bir arkadaşı, yakalanınca, H.H.E.'yi gece saat oaoO'te tekme tokat evinden almışlar. Annesinin yalvarıştan arasında gotürülürken, yolda slogan attığını da ileri sürmüşler. Arkadaşı Ş.F. 1011 gün, H.H.E. de 89 gün karanlık ve insanlık dtşı bir hücreye konmuş. Arkadaşı askıya alınmış, sonucunda elleri tutmaz, kolları işlemez olmuş. Olay, haziran 1988'de olmuş... İşkenceciye bakıyordum. Az sonra, yantndakilerle birlikte çtkıp gitmiş. Yerlerine başkaları oturmuş... :"£): »Omurtu m sıSı A « « B DuHıilu & gunesiı K karı. S sı» V yaOmuriu Y 8° B 13° B 9° Y 13° Y 16» Y 8° Vıyanj VVshmgtnıB Zurih Y BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kırmın renkli doğalcıvasülfür. 2/Belirtiler... Japon halk türkülerine verilen ad. 3/ Baryum elementinin simgesi... Çiftlik uşağı. 4/ Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme mektubu... Yanaıken gUzel koku çıkardığı için tütsü olarak kullanılan bir ağaç... Numaranın kısa >uylışı. 5/ Yüz... Serbest bırakma. 6/ Eskiden şairierin kasidelerinde övgüsünü yaptıklan kişilerden aldıklan para ya da hediye... Dinsel tören ve kurallan. 7/ Meyvesi reçel ve Iikör yapımında kullanılan bir ağaç. 8/ Bir organımız... Kuzu ağılı. 9/ Bir sayı... Genelev işleten kadın. YUKAMDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı devletinde padişahlann av köpeklerine bakan ve onlarla birlikte avlanmaya katılan görevlilere verilen ad. 2/ Vilayet... Kadın şapkalarına konulan ve yüzü örten ince tül. 3/ Divan şiirinin XVII. yüzyılda yaşamış ünlü bir temsilcisi... Eskimolann buzdan yaptıklan kulübelere verilen ad. 4/ ABD Merkezi Haberalma örgütü'nün simgesi... Ağzımızdaki dişlerin bir bölünıüne verilen ad. 5/Işaret... Istek. 6/ Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa... Arap abecesinde bir harf. 7/ Gün... Çekilerek balık avlamaya yarayan daire şekünde el agı. 8/ Renksiz ve kokusuz bir gaz... Ad kavmi hükümdarı Şeddad'ın cennete benzeterek yaptırdığı efsanevi bahçe. 9/ Avın üzerine atılıp getirmesi için köpeğe verilen buyruk... Sodyumun simgesi. T4RTKMA Aziz rVesin ve 6 ErkekIer Kulübü' Altmış kadının Türkiye Yazarlar Sendikası Olağanüstü Genel Kurulu'nda konuşan Aziz Nesin'i protesto metni. Türkiye Yazarlar Sendikası'nın on altı yü süreyle başkanlığını yapmış, Türkiye'nin kitapları en çok satan yazarlarının ba^ında gelen Aziz Nesin, bir süredir kendisini eleştiren yazarları "kadın" olmalarından dolayı suçlama, yadsıma, kuçük görme belirtileri vermekteydi. Yazarlar Sendikası'nın "kadınlardan" anndınlıp bir erkekler kulübü durumuna getirilmesini istediği anlaşılan Aziz Nesin son olarak, Sayın Tomris Uyar'm şahsında biz aşağıda imzası bulunan kadınların esefle karsılayıp şiddetle kınadığı cümleler sarfetmiştir. Cinsel aruştırmalarla yüklü, düzeysiz ve maşist bir söylemin devletin en üst katlarından bile işitilebildiği bir toplumda bu söylemi eleştirmesi gereken, yazarlan temsil eden bir kuruluşun en üst yetkilisi konumundaki bir Erendiz Atasü, Zeynep Atikkan, Ayınmcılığa Karşı Kadın Dernegi. Eraine Başa, Zehra Başer, Çigdem Bildircin. Aksu Bora, Neslihan Cangöz, Figen Çapan, Ayla Çiçek, Hülya Demirkan, Doç. Dr. F.Yüdız Ecevit, Emel Ganimgül, Gu) Gök. Fitnat Gök, Dr. Fadime Gök, Z«ynep Göğuş. Serpil Guigıin, Firdevs Gümiışoğlu. Prof. Dr. A>la Görsoy, Fatma tnci, Dr. Minu lnkaya, Kaktiis Dergisi, FUiz Karakuş, Filiz Kereslecioglu, Şükran Ketenci, Handan Koç, Naci>e Koç, FUiz Koçali, tdil Nalbantoglu, Prof. Dr. Ferhunde Özbay. Mine Özdaraak, Betiil Özen, Saadet Özkal, Sedef Öztürk, Gül yazann, o söylemi daha da pekiştirme yönün Özyeğin, Mesut Suat, Ayse Saktanber, Nnrpcri de sarf ettiği sozlerin, bu toplumda yaşayabil Sancak, Refika Sanören, Dr. Gülnur Savran, mek için her an her yerde bir onur mücadele Prof. Dr. Turkân Saylan, Yıldız Senemoglu, si vermek durumunda bırakılan bütün kadın Dr. Nükhet Sirman, Semra Somersan, Tülin lan derinden rencide ettiğini kamuoyuna ve Tankat Tınaz, Doç. Dr. Şirin Tekeli, Martiae Tekinez, Muazzez Top, Doç. Dr. Rezzan Tunözellikle kadınlara duyururuz. FUiz Ada, Yazgülü Aldoğan, Prof. Dr. Nec cay, Nesrin Tura, Behice Uyar, Dr. Nural Yala Arat, Canan Ann, Sumer Atak, Prof. Dr. sin. Figen Yıldınm, Yaprak Zihnioglu. Emekli Tî> atroeuya Zorunlu Yanıt Güdümlü değil, kendi özgür bilincim ve birikimimle demokrasi yanını tutuyorum. Emekli tiyatro sanatçısı Sayın Osman Daloglu, "Vur Patlasın Çal Oynasın" adlı ve Şehir Tiyatrolan'nm müzikallerini konu alan, ama içinde "Buzlar Çözülmeden" oyunundan da söz ettiğim yazıraa yanıt vermeseydi bu konuya tekrar dönmeyecektim. Ülkemizde hep iletişimsizlikten söz edilir, dert yanılır. Emekli olduğuna göre eski bir tiyatrocu da olduğu anlaşılan Sayın Daloğlu'nun bile kendi mesleğini ilgilendiren yazımın içeriğine bambaşka anlanüar verdiğini görünce, bu Uetişimsizliğin vericiden çok ahcıdan kaynaklandığını anladım. 1 Ben oyunun yorumundan önce içeriğine karşı olduğumu açıkça belirtmiştim. Oysa Sayın Daloğlu hiç seyretmediği bu oyunun yorumu için: "Herhalde çağımıza, çağa uygun biçünde (yorumlannus)" diyebiliyor. Seyretmeden varılan bu yargıyı gayri ciddi bulmamak elde mi? 2 Gene Sayın Daloğlu benım ıçm "Neyi kabnl ediyor, neye karşı çıktyor?.. Yoksa, kendisi başka bir anlayışın güdümiinde mi?" diyor. Anlayamadığı için yinelemek zorunda kalışımdan üzgünüm. Demokrasiye karşı oyunları ve yorumları "kabul" etmiyorum. Totaliter bir zihniyetin övgüsüne soyunan oyunlara karşıyım. Güdümlü değil, kendi özgür bilincimle ve birikimimle demokrasi yanını rutuyonım. 3. Sayın Daloğlu yazısında gene benim için "Anladığımız kadanyla (daha doğrusu anlamadığı kadan ile) "Buzlar Çözülmeden" oyununun kendi görüş ve düşüncelerine göre sergilenmesini istemiş" dıyor. Bin kez hayır! Hiç sergilenmemesini istiyorum. Çünkü ülkemize ve dünyaya kendi kafasına göre "Nizâmet!" vermeye kalkışanlara O Usküdar seyircisine alkış tuttunılan kaz adımlı paranoyaklarar Führer'ciklere değil, aklı başında, sakin, uslu, akıllı demokratlara inanıyonım. 4. Sayın Daloğlu "Hiç kimsedcn kendi in«nış ve anlayışımızda olmasını beldeyemcylz" diye bana bir de erdemlilik dersi vermeye yelleniyor. O zaman Stalin'i, Hitler'i, Mussolini'yi. Franco'yu, Salaıar'ı Pinochet'yi tarih bo yunca tüm diktatörleri, onlara öykünenleri kendi anlayışımızda olmadıklan için mazur mu görelim? Ama o zaman da bunun adı "uygar bir hoşgörü" değil düpedüz eyyamcüık olmaz mı? Hayır Sayın Daloğlu, bir sanatçıdan faşizm yanlısı olması, ona hoşgörü ile bakması hiç mi hiç beklenemez. Bu faşist, ister sosyalist, ister komünist, ister liberal kapitalis' olsun. Saygılanmla. GÜZİN EŞKİNLER Şişli/tstanbul 6 0 Y I L ONCE Cumhuriyet M.Karahan 19 ARALIK 1929 Başmuharririmiz Ankara'dan lstanbula avdet etmiş olan M.Karahan ile dün Perapalas'ta mülakat etmiştir. Başrauharririmizin geçen seneki Moskova seyahati dolayısıyla zaten aralarında samimi bir muarefe vardı. tki dost yekdiğerini görmekten fevkalade memnun olmuşlardır. Bu mülakatta cereyan etmiş olan konuşmalardan çıkan açık netice M.Karahan'ın Türkiye'ye vaki olan bu seyahat ve ziyaretinden pek ziyade memnun hissiyat ve intibaat ile dönmekte olması. M.Karahan aynen şu sözleri söylemiştir: " Böyle bir ziyaretin protokole dahil ve tabii nezaketle meşbu olması mutat bir takım merasim ile geçeceği zaten malum ve tabii idi. Fakat Ankarada mazhar olduğum hüsnü kabulün derecatı bu merasimin çok fevkinde yükselmiştir. Adeta galeyan haline gelmiş dostluk hissiyatı her yerdetı fışkınyordu. Pek, amma pek ziyade mütehassis oldum!' M.Karahan, Ismet Paşa hakkındaki intibalanıu şöyle anlatmıştır: " FeykaJade mühim ve çok sevimli bir şahsiyet. ilk konuşulmaya başlanıldığından itibaren insana sanki ezelden beri dost imiş hissini veriyor. Spırozal Herhalde bana verdiği m h I u I >! fevkalade cazip his budur. Ismet Paşa'da cevval bir zekâ ile karışık çok sıcak bir samimiyet insanı derhal yakalıyorî' Kaıahan, Gazi Paşadan bahsederken, huzuruna girildiği andan itibaren insanın derhal büyük ve müstesna bir şahsiyet ile karşı karşıya bulunduğunu hissetmemesi imkânı olmadığını beyan ederek şunları ilave etmiştir: " Bu, büyük Gazinin sözleri dinlenirken daha ziyade ve mütemadiyen artıyor. Bir kere sözler fikir itibarile çok salabetli ve çok kuvvetli. Onların edası tarzındaki belagat ve hakimiyet ise hayret olunacak kadar parlaktırî' M.Karahan şehrimizden yann aynlacaktır. 'Kadm' Sorunu Tartışma'da 'Kadm' sorununu 'Tartışma' köşesinde tartışmak isteyenler, çift aralıkh 1.5 daktilö sayfasını geçmeyecek görüşlerinizi, "Tartışma, Cumhuriyet Gazetesi PK 246 îstanbul" adresine bekliyoruz. ristorante ROSA *ömö* m Öıur<Fnâ VXXAV^TA • • • • • • B\R. İLAN ERZURUM 2. SULH CEZA MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1988/861 Karar No: 1989/359 BULENT ORTAÇGIL SALIÇARŞAMBA 22.00 24.00 Valıkonağı Cad No 73 N ı s a n t a ş ı 1 4 6 6 9 81 papttton bar SERDAR & SEV1NGLL Hcrgün 18.00 02.00 arası Etiler Nispetive Cad. Akatlar Girişi Tel: 157 37 68 3 0 YIL ONCE Cumhuriyel NATO toplantısı 19 ARALIK 19S9 NATO Konseyinin gelecek ilkbahar toplantısının tstanbulda yapılmasına dair Türkiye hükümetinin teklifı, Konseyin dünkü toplantısında ittifakla kabul edilmiştir. Türkfye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, dünkü toplantı esnasında hükümetinin bu husustaki teklifini hatırlatmış ve Konsey toplantısının Istanbulda yapılmasından Türk hükümetinin ve İstanbul Belediyesinin büyuk memnuniyet Henri Spaak duyacağını belirtmiştir. Konsey Başkanı NATO Genel Sekreteri Spaak, bütün dışişleri bakanlannın hissiyatma tercüman olarak bu dâvete teşekkür etmiş ve gelecek Konsey toplantısının kati tarihi ile sair hususların bilâhare NATO sekretaryası ile Türk hükümeti arasında tesbit edileceğini bildirmiştir. kszsn&c&k 15 kui« MİLÜ llıl 500.000.000 Y or SSK, CKK, Cumhuriyet Gzt. kimlik, VÎSA, Yapı Kredi hesap cüzdanımı, TGS kimlik kartımı kaybettim. Geçersizdir. ERGİN SA YMAZ Gıda Maddderı Tuzttğü'ne muhalefet suçundan sanık Mchmel ojju 1947 doğumlu SADRETTİN A.RASAN hakkında açılan kamu da\asının yapılan açık duruşması sonunda, sanığın TCK 369, 647 Sa. 4. CK: 402. 402/2 maddeleri gcreğınce 32.000 TL. ağır para cezası, üç ay meslek ve sanaıının tatıli cezası, 7 gün isyerinin kapatıunası cezası ile cezalandınlmasına, hükum özetinin Ankara. İstanbul ve tzmır'de yayunlanan ve tirajı yuzbindcn fazla olan gazetelerden birisinde ilanına. keza buyük harflerle yazılarak kapatılan işyerının göze çarpan bir yerinde ilanına, mahallı gazetelerden binsinde ilanına, masraflann sanıktan alınmasına karar verildiginden ilan olunur. Basın: 41115 ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLAKI YILMAZŞİPAL Toprak Çanaklarda Güneşi içenlerin Türküsü Nazım Hikmet BU BİR TÜRKÜ "Sorunlar ve l&ıyınlar" Ülkemizde çalışan kesimin büyük bölümünü, memur, işçi, esnaf ve sanatkârlar oluşturmaktadır. 1987 yılı verilerine göre toplam nüfusun büyük bir bOlümü memur, işçi, esnaf ve sanatkârlarla, bunların emeklileri, dul ve yetimleridir. Bugün geniş bir kitleyi ilgilendiren ve çaJışma yaşamını düzenleyen yasaların sıkça değişmesi, onlan izleroe olanağını güçleştirmektedir. Aynca yapılan bu yasal duzetılemelerin sorunları yeterince çözemediği ve köklü çözümler getiremediği de bir gerçektir. Yapılan yasal degişiklikler basından izlenmekte, ancak basının yansıttığı bilgiler yeterli olamamaktadır. Yeni düzenlemeleri çalışan kesime aynntıh bir biçimde ulaştıracak yayınlann azlığı gözlenmektedir. Uzun, flzenli ve yorucu bir çalışma gerektiren ve sonuçta ancak yapılan haıcamalan yerine koyabilecek kadar gelir getiren böyle bir konuda kitap hazarlamak yürek isteyen bir iştir. Zaman zaman uzun, yorucu ve özenli bir çalışma sonucu oluşan ve büyük ölçüde yararlandıgımız bu yayınlardan söz ederek, hern bu yayınları hazırlayanlara olan borcumuzu ödemeye, hern de çalışan kesimi yakından ilgilendiren bu yayınları tanıtmaya çaIışacağiz. Bu yazırruzda, T.C.Emekli Sandığı Yasası ve Devlet Memurları Yasası ile sözleşmeli personel üzerine yoğun bir emek sonucu, özenle hazırlanmış bir kaç yayını, yararlanmak isteyenlere tarutmayı amaçlıyoruz. 1) DEVLET MEMURLARI KANUNU ve tlgili Kanunlar ve Yönetraelikler (AçıklamalıIçtihathGerekçeli) tbrahim Pmar'ın hazırladığı ve iki cilt olarak çıkanlan bu kitap, devlet memurlanrun hak ve yükümlülüklerine ilişkin açıklamaları kararları, yorumları ve uygulama örneklerini içermektedir. 2) TÜRKtYE CUMHURlYETt EMEKLt SANDIĞI KANUNU (En son değişiklikleri ile açıklamalıuygulamalı) lsmail Akçomak'ın hazırladığı bu kitapta, T.C.Emekli Sandığı ile ilgili son değişiklikler, kararlar ile uygulamalara ilişkin örnekler ve yorumlar yer almaktadır. 3) SÖZLEŞMELİ PERSONEL (öğretide, yargı kararlannda ve uygulamada). Bülent Serim'in hazırladığı bu kitapta, sözleşmeli personelin hakları, yükümlülükleri konu ile ilgili yorumlar, kararlar ve uygulamaya ilişkin örneklerle, sözleşmeli personelin sorunlan açıklanmaktadır. özenli ve yorucu bir emek ürünü olan ve konulannda uzman olanlarca hazırlanan bu yayınlar, uygulamadaki duraksamalara açıklık getirmekte ve sorunların çözümünde yardımcı olmaktadır. IHdiLTtRE'ıt TURSEM'IN REHBER.UĞIN5H Uşak olayları GRUPBARAN KASETİ ÇIKTI. C.H.P. ll Idare Kurulu, Uşak olayları ile ilgili bir ufak kitap yayımlamıştır. Bu kitapta Uşak olaylarından sonra C.H.P! liler aleyhine açılan mahkemenin zabıtlan ile bu olayların basında akisleri yer almaktadır. Bilindiği gibi bu muhakerne sırasında Uşak Emniyet Müdürü ve Jandarma Kumandanı, Uşak Valisi Ilhan Engin'in kendilerine Inönü'yü vurmaları için emir verdiğini söylemişlerdi. Hazırlanan bu kitap dünden itibaren C.H.P. teşkilatına yayılmaya başlanmıştır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumh NATO'nun el kitabı 19 ARALIK 1988 Dünyaca ünlü Jane"s Defence yayınlarınca yayımlanan yeni bir kitapta, "Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik tehdit sadece Sovyetler'den değil, Yunanistan, güney komşuları ve aynlıkçı çetelerden de geliyor" denildi. NATO üyesi ülkelerin askeri, siyasi ve ekonomik durumları ve sorunlarını inceleyen 200 sayfalık "NATO'nun El Kitabı1988/1989" adlı kitapta, Türkiye'nin, ittifakın Varşova Paktı'yla olan ortak sınırlarının yüzde 37'sini elindeki "modası geçmiş" silahlarla savunmaya çahştığı kaydedildi. avmmı SEÇKIN DILOKULLAMNDA yA DA BUTÜN YIL INCılÜlCEl ÖüRENIN LONDRA/OXF0RD,CAMBRIDuE/BOURNEM0UTH/ BR\GHTOM, HASTlNGS;E);ETERv£ CHELSTER'DE 12 HAFTA KUR5, AILE YANINOA KONAKLAMA YEMEKVE KİTAPLAîl DAHİL: AVDAİ75£TAK5İTLE tursem İNGİLİZLİSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhuriyet Cad 173/48 Elmadağ 80230 İstanbul Hılton Otelı Karşısı Tel 148 39 7714879 43148 28 49 Fax 132 97 29 Tlx 27498 tusm tr MUZIK YAPIM VE PAZARLAMA IMÇ 6 Blok 6204 Urkapanulsanbul Tel (1ı 512 30 92513 22 37
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle