18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•«9» Cumhuriyet HAVA KİRLİLİĞİ Sahıbı Cumhurjvet Maıbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeıı adına Nadır > ı d ı 9 Genel \a\ın Muduru Hasan Cemıl. Muessese Muduru Emınt L'şaklıgıl. Yazı Işlen Muduru Oka) Gonensııı. # Haber Merkezı Muduru Yalçın Ba>er, Savfa Duzcnı Yönetmenı All Aar, 0 Temsılaler ANKARA AJımn Tan. fZMlR HiionM Çtonkay». Iç Poütıka O b l tajbngıç, Dış Haberlcr fjjun Bdcı, Ekonoıru O n g u Itarittn. lş Smdıka Şılkraıı Krtroa, Kultür Cttal l « r , EJjum Gcna) ŞıyluL Haber Arasunna Ismrl Botun, Yun Haberlen SecdH Dojtn. Spof Danışmanı AMa&adir Yaafcnu, Mal Dızı Yazllar hcnfli Çah^an. \ra}tınna ^Jn> Alpıy. Duzelme Abddık Y u n . 9 Kooninatör Alım« Konfau, 0 ı Is'er trol ErfcıM. • Muhasebe Bufenl Yfeoer • BUKtPUuılarra Sfvp OsunİKjeotlı • Rckiam V » Tomn. • Ek Yavinlar Hifeı Akyol • Idaır Husrvin Gıurr • IŞICLTC Ooder Çetik # Btlp Islem Nail laai. • Pmond Sfvp Bosunootlu. Basu/ı v lııon Cumhumw Matbaaolık v* Gazoeojık T.VŞ. Tlırk Oca*> Cad 39/41 34334 Ist Pk 246lsunbul Td 512 05 05 (20 hx>. Tfcta. 22246 Fm. (I) 526 «C 72 • Burour takan: Zı>a Gökalp Blv Inkıiap S No 19'4 Tcl 13} 1 4147 Tdex. 42344 Flx (4) 133 1 0^ 65 # imâr H ZJ»I Bh 1352 Si'3, Td 13 12 30 TUOL 52359 F«x. (51) 19 53 60 . Inomı Cad 119 S. No I Ka 1 Td 19 37 52 (4 ha). TUOL 62155. Fan. f71) 19 37 52 TAKVIM: 18 ARALIK 1989 Imsak: 5.44 Guneş: 7.16 Öğle: 12.05 Ikindı: 14.24 Akşam 16.44 Yatsı 18.11 Ankara'da pkullar tatil Demokrasinin savcısı "Eleştiriler yoluyla, halkın demokrasiye özlemi karşısında 82 Anayasası delik deşik olmuş, kevgire d ö n m ü ş t ü r . Bu delik deşik anayasayla y ü r u n m e z . " KABACALI Prof. Savcı, yıllardır insan hakları, düşünce özgürlüğü ve hukuk devletini savunuyor AJDS sigara ttitününde • DENtZLİ (Cumhuriyet) Sigara tutününde AIDS mikrobunun bulunduğu öne sürüldü. Denizli'de düzenlenen "Meme ve rahim kanserinde erken teşhisin önemi" konulu konferansta konuşan Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Sarıoğlu ilginç açıklamalarda bulundu. AIDS'in ve kanserin, insanın bir numaralı düşmanı olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Bugün çok az insan biliyor ama sigara tütünü AIDS'e de yol açıyor. Üstelik sigara içen her üç kişiden biri kansere yakalanıyor. Bunun yanında her yüz kadından biri, meme ve rahim kanserinin pençesine düşüyor. Sigara tutününde AIDS mikrobu hâkimdir. Kömttr ve petrol artıklannda da bu mikroba rastlamak mümkündur:' PORTRE Prof. BAHRİSA VCI ^Günlük yaşamı ve halk sağhğını etkileyen ;hava kirliliği ve sis yüzünden, ilk ve orta ;dereceli okullar iki gün tatil edildi. Valilik, 2. ;derece önlemlerin uygulanmasını kararlaştırdı. ; ANKARA (Cumhuriyet Buro cu sınıf gayrı sıhhi muesseseler • MI) Hava kirliliği ve sıs başyuzde 50 kapasıte ile çalışacaklar. ; kentte gtinlük yaşamı ve halk sağ Soba ve kaloriferler ikinci bir 'lığını etkileyecek duzeye çıkınca açıklamaya kadar, sabah 08.30, i valilik, ilk ve orta dereceli okul öğleden sonra ise 15.00'ten itiba! ları bugün ve yarın için tatil etti. ren uçer saat yakılabilecek. jValilikten vapılan açıklamada Ote yandan Anakent Belediyei "ikinci derece öolemier"in uygu si zabıtalan ve çe\re sağlığı ekip! lanmasının kararlaştınldığı bildi lerinin de surekli olarak soba ve kalorıferlerin bu saatler arasında ; p ı Ankara tl Umumi Hıfzıssıhha yakılıp yakılmadığını denetle> eİMeclisi, Vali Vekili Nizamettin cekleri bildirildi. Başkentte son bır haftada yapı;Giiven baskanlığında dün gece • yaptıgı toplantıda, alınacak ek ön lan olçumlerde, hava kirlılığinin ,'İemleri kararlaştırdı. Açıklamada en duşuk olduğu semt Sıhhiye, en ;otomatik cihazlarla vapılan ince yüksek olduğu semt de Çankaya lemelerden sonra elde edilen bul olarak belırlendi. gular ve Meteoroloji lşleri Genel Son bir haftada en düşük kuMüdürlüğü'nün ileriye dönük tah kurtdıoksit oranı metrekupte 216 minlerinde hava koşullarında, ha mikrogram olarak Sıhhiye'de, en va kirliliğini arttıracak kararlılığın yüksek kukurtdioksıt oranı da süreceğinin tahmin edildiği bildi metrekupte 414 mikrogram olarak rildi. Ankara'da kaloriferler gun Çankaya'da göruldu. Önceki hafde 6 saat yakılacak. ÇaJışma bi ta vapılan olçumlerde en düşuk çimi gereği duman çikaran "gayri kukurtdioksıt oranı 88 mikrogsıhhi muessesder" yuzde 50 kapa ramla Aydınlıkevler'de görulursiteyle çalışacak. ken, en yuksek kukürtdıoksit oraValilik, Meteoroloji Genel Mu nına metrekupte 355 mikrogram durlüğü raporlarını da dikkate olarak yıne Çankaya'da rastlanalarak hava kırliliğinin etkisinı mıştı. En duşuk duman oranı metazaltmak ıçın başvurulan onlem rekupte 113 mıkrogramla Çankaleri yurttaşlann özenle uygulama ya'da ölçüiurken, en yuksek oran sıru istedi. Meteorolojiye gore An 202 mikrogram olarak Bahçelievkara'da hava sıcaklığının artma ler'de göruldu. Denetim çaJışmaeğilimi göstermesine karşın yoğun larına havadan ve karadan devam edıJıyor. 1267 araç da kontrol edilsis de etkili olacak. tkinci derece önlemler doğrul dı. Başkentte ayrıca son bir haftusunda çalışma biçımi gereği du tada 36 ton kacak komur yakalanman çıkaran birinci, ikinci, üçun dığı behrtildı. 40 yıl öğretim üyeliği 1914'te Sındırgı'da doğdu. Îstanbul Erkek Lısesi'ni (1933) ve Siyasal Bilgiler Okulu'nu (1936) bitirdi. Bir sure Izmır Defterdarlığı'nda çalış«ıktan ve ortaokul tarih cofrafya oğretmenliğı yaptıktan sonra Siyasal Bilgiler Okulu'nda (sonra SBF) açılan sınavı kazanarak asıstanhğa basladı (1942). 1954'te profesörluğe vukseltildi. SBF'de İnsan Haklan Merkezı'nin kurulmasını sağladı. Kırk yıl oğretım uyeliğinden sonra, emekliliğıne dört ay kala Sıkıyönetim Komutanlığı'nca gorevine son verıldı. Emeklilik hakkını sonradan elde etti. Cumhuriyet'te ve bilimsel dergılerde çok sayıda makalesı yayımlandı. Kıtaplarından bazıları şımlar: Siyasi tktidan Bağlama Çabasının Geçirdiği Seyir (1957), Demokrasimiz Üzerine ALPAY tnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin yıldönumü dolayısıyla şu günlerde gerçekleştirilen etkinlikler, yazılıp söylenenler, hiç kuşkusuz, önemli bir birikimin ürunu, sonucu. Babri Savcı, bu birikimde en buyılk payı olan kışılerden. Türkiye'de insan haklan uzenne iki kitabı o yazdı 1953'te: İnsan Haklannm Kanun Yolu lle Konınması. 1959'da Turkiyede tnsan HakUnmn Genşimi başüklı kitabı yayımlandı. ^ , Du$unceler (1963), Hurri>etler L'zerine İlk kitabım hazırlamaya başla BAHÎdSAVa Sendikalardemokraiık >a Dusunceler (1968), Yaşam Hakkı ve Boyutlan dığında hocalan, arkadaşlan ytıvazgeçümez ögelerindendir. (»«O), Atatürk ve Çagdaş Türkiye (1981). züne bir tuhaf bakarlardı. "Böyle gereksiz bir konuyla ne diye uğrasıyorsun, başka konu bularna vend gibi öğretmenlerinin de et da bu alanlardaki etkinliklerine, nrlanıyor... "Akademik kariyedın mı?" der gibiydiler. Ama bu kisiyle edebiyata yöneliyor. Son göruşlerine ağırlık vermek zorun ri »eçişimdeki etkenlerden biri", gün... "Bugün insan haklannın raki yıllarda kitap eleştirileri, ın dayız. diyor, "bagımsız çalışrna ortamıbütiin gençlife, poliükacılara nii celemeler yayımlıyor çeşitli dergıNitekim, okul, öğrenme, öğret nın universite ozerkliginin bulunfnz ettigini gördnkçe mntlu lerde. Bunlar arasında Daglarca' me tutkusu çok daha gerilere gi madıgı donemlerde bile univeroluyorum" diyor. "Ama bu nü nın Çocuk ve Allah, Kemal diyor: Beş altı ya^Ianru, Balıke sitede oluşu... Yaşamımda tek bir fnz biraz ters yoMan oWu. Hapis Bilbaşar'ın Cevizli Bahce adlı kı sır'de Paşa Camii yakınındaki il ulku guttum: Çansmalanmda bahanecilik, işkence, terör dolavisı> tapian, Cahil Sıktı Tarancı'run kokulun karşısında bir duvann gımsız olmak, mutlak ozgürink. la... Biraz ıstıraplı bir yoldan gir Cumhuriyet'te çıkan öyküleri uze uzerine oturup peyrur ekmeğini O yuzden, okul içinde baska bir rniş olmasına ragmen girdi... Kar rine değerlendirme yazılarından yiyişini anımsıyor. Gözü okul post (mudıir >ardımcılığı vb.), şıyaka Beledi>esi ;u günlerde bir sinemanın sorurüarını konu alan da... Siyah önlüklü öğrencilerin okul dışıoda da ucretli bir ek hizparka 'tnsan Hakları Parkı' adı ve üç dört sayı suren yazı dizısı teneffüse çıkmasını bekliyor; ken met istemedim. Avukatlık, muşanı verdi. Bunu görmekle çok mut ne değin, onlarca yazı var.. disinin de okula gıdecegi günlerin virlik bile bağımsızlığı bozabililuyum." Bahri Savcı bugun değerlı duşunu kuruyor. ("tnsan hatırlar yor. Bu nedenle miUetvekilligi, seBu mutlulukla, "Edebiyat ala bir kamu ve anayasa hukuku bir gıin... / Oturup peynir ekmek natörluk onerilerini de reddel1 nında kalsaydm d*ha mı iyi olur hocası olarak tanımyor. De yediği bir taşı / Bütün bunlar aş tim. kın güzelliğiyledir." A.M. Dırad«?" duşuncesıru silip atıyor. öğ mokrasıyi, duşünce özgürlüğunu, 1982 Anayasası'nı "Demokrasi retim üyeliğini seçmesinin yerin hukuk devletini, 1961 Anayasası' nas). aleyhine bujuk bir sapma" olade olduğuna kesinlikle inanıyor. nı savunan gerçek bir aydın... Du Siyasal Bilgıler Okulu'nda rak görüyor Bahrı Savcı. "Fakat Edebiyat... îstanbul Erkek Li şüncelerinden, ilkelerinden ödün (sonra fakülte) asistanlık sınavı korkak bir sapma. O kadar korsesi'nde okurken, Agâh Sırn Le vermeyen sert bır kaya... Burada açılması ıçın yıllarca bekliyor, ha kak ki, 1921, 24, 61 anayasalan Benli Cindy'nin cazibesi Dış Haberler Servisi En çekicı yerı: Benı. Dolgun ve erotık dudaklarının sol köşesınde. Bır fotomodel içın kabul edılemez denilen bu kahverengi ben, Cindy Cravvford'la başlı başına bir markaya dönuşüyor. Hiçbir kadın kusursuz değıldır, imajıyla bırlikte insancıl ve sıcak bır seks çağrısı. Yaşı 23, Amerikalı. Stern Dergısi'nde yer alan habere göre güzelliğin çabuk pazarlandığı ulke olan ABD'de onu önce mermeripek karışımı göğuslerıyle fark ettıler. Önce makyaj malzemelen reklamlarında parladı, sonra k doğal ve vahşi ortamda iyi göruntu verdıği ortaya çıktı. tç çamaşırı ve mayo reklamlarının vazgeçümez modeli oldu. ABD'de 200 kadar dergıde kapak kızı oldu. Nevv York Magazin onu "9O'lı yılların fotomodelı" ilan etti. Stüdyoda yılda 20 saatlik çalışma içın 600 bin dolar kazanıyor. Şu sıralar Hollywood >ıldızı Richard Gere ıle yakın arkadaş olan Cravvford, sinema dunyasına adımını atmaya ve fotomodellıkten sonra ikinci kariyerını beyazperdede yaprnaya hazırlanıyor. Fotoğrafçı Marco Glaviano, Crawford ıçin şöyle diyor: "Guzellik tek başına yeterli değıldir. Fotomodeller \ genellıkle fotoğrafçılarla çıkarlar Onların entelektuel duzeyi de pek yuksek değıldir. Bu nedenle fotomodeller belli sınırları aşamaz. Ancak Cravvford bu hatta; akıllı fotomodeller bile bu dunyada aptallaşır. Cindy işte bu ortamda bile akıllı bir kız olmayı başardı!' nın ulusal egemenlik ve onun ulus temsilcüeri vaatasıyla kullanılma$ı, ozgurluklerle sınırianması ana çizgisinden de dışan çıkamıyor. Çıkamaz da... Çanku, biçbir nehir tersine akıtüamaz. Demokratik knrumlaşmayı saptırmıştır 82 Anayasası. Kurumlan inkâr etmiştir, engeller getirmiştir. Ama silemeraiştir. Nedenildi? Deldirtmem', 'kenirm' füan... Eleştiriler yoluyla, ballun demokrasiye özlemi karşısında 82 Anayasası detik deşik olmuştnr, kevgire dönmüştür. Bo delik deşik anayasayla yürünmez. Yeni bir anayasa yapdacaktır!" 141, 142, 163 gibi "Demokrasinin temeli olan düşünce özgurlügü kunımuna aykın" maddelerin kalkması gerektiğıni de savunuyor. Otuz yüı aşkın bır sure önce, 1958 de, Laikligin Gerilemesindeki Tehlikeler başlıklı çalışmasını yayımlayarak önemli bir noktaya dikkaüeri çeken Bahri Savcı, kimi çevrelerin "163 kalkarsa tehlikenin boyutlarının büyuyecegi" yolundaki gönişlerine karşı ne diyecek? " O nazik meselenin de bir çıkar yonu var" diyor. "Din ve vicdan ozguriuğunıi bireyin vicdamna indirgemek gerekir. Bireysel vicdanın metanzikleri aşıp toplumu yonetmeye kalkması aynca duzenlenmeli. tnsan haklannı istiyorum, ibadet özgurlugünden başlıyonım diye, Türk toplumu dini esaslara dayalı bir vaşam üslubuna goturulemez. Bu, demokrasi degildir. Bugün rurbandan tutun, camilerdeki vaazlara vanncaya kadar birçok girişim, toplnmu yeryıizıi kurallanyla yönetilmekten çıkanp metaıizik kunülara gore yonetmenin başlangKidır. 163 rahatnkla kalkabilir, ama buna da engel olunur. Bu engellik, demokratik baklann kullamlmasına engel degildir." Bahrı Savcı, Türk Dıl Kurumu'nun, UNESCO Milli Komisyonu'nun yönetim kurullannda görev aldı ("Ücretsız, fahri hizmetler. özgürlüğe en kuçük bir engel getirmez. Tersine, özgür çalışmanın yerleridir.") SBF'de UNESCO'nun yardımıyla tnsan Hakları Merkezi'nin kurujmasını sağlayanlardan biri oldu. ("80 darbesi geünce merkez çöktü. Sadece bir başkaru var, kâğıt üzerinde kaftiı.") 1960'larda ve 70'lerin başında sonradan Türkiye öğretmenler Sendikası'na katılan T.öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu'nun ve Ankara Universitesi Öğretim Üyeleri Sendikası'nın başkanlığını yaptı. Bugun de öğretmenlerin sendika kurma istemlerıni olumlu buluyor: "Ortam sorunlanmn çöziimlenerek sendikanın kurulması gerekir. Sendikalar da partUer gibi, demokratik yaşamın vazgeçümez ogelerindendir. Turkiye'de ve dünyada en gelişmiş keslm olan ögretmenlerin de bu haktan yararlanarak orgutlenmeleri demokrasi için gereklidir. Bu bem hak, hem ödevdir." Bahrı Savcı, YÖK'ü nasu" değerlendiriyor? "Knrbanı oldugnm için söylemiyorum" diye başbyor söze. Birçok öğretim üyesinin 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'na göre üniversiteden uzaklaştırılmasında gerçek sorumlunun YÖK olduğunu ifade ediyor: "Stkıyonetim komutanlanyla YÖK, kabahati birbirierinin uzerine atmıslardır, hâlâ da atmaktalar. Oysa, ikisinin işbiriigi vardır." Bahri Savcı, bugün üniversitelerin ışlevlerini yerine getiremediğine, hâlâ YÖK'ün ve sıkıyönetim düzeninın baskısıru uzerinde hissettiklerine inanıyor. Ve ekliyor: "80 darbesiyle tuhaf bir şey hasıl oldu. Tırnak içinde sövluvorum: 'Seçim' denen kurnm, bir kotiiliıkler kaynağı olarak gosterildi. Dernek, sendika için de parlamento için de universite için de... Oysa seçimdan başka yaşanabilir bir bayat tarzı bulmak imkânsızdır. Onun için de YÖK, baştan aşağı, butun organlanyla birlikte ortadan kaldınlmalıdır!" fçme suyunda amonyak • SAMSUN (AA) Samsun'da merkez ilçeye baglı 6 köyün içme sulannda yapılan tahliller sonucunda suda tehlike yaratabilecek oranda amonyak ve nitrit bulundu. Çevre sağlığı ve Hıfzıssıhha ekipleri, merkez ilçeye bağlı BüyUk Kolpınar, KüçUk Kolpınar, Toybelen, Çobanözü, Çobanlı ye Beypınar köylerinin içme sulannda yaptıklan tahllllerde büyük oranda amonyak ve nitrit bulunduğunu belirledi. Yetkililer, suyun bu köylerde Kurtun Çayı kenanndaki kuyudan geldiğini, bu çaya da çevredeki fabrikalann atıkları ve fosseptiklerinin sızdığım bildirdi. Kalp nakli ameliyatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürostı) Hacettepe Üniversitesi'nde önceki gün kalp nakli yapılan 50 yaşındaki emekli işçi Ekrem Güler'in sağlık dunımunun iyiye gittiği bildirildi. Ameliyatı gerçekleştiren Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Bozer, Güler'in dunımunun bir ay sonra daha da iyi olacağını söyledi. Prof. Bozer, Güler'in göğsünde bulunan iki drenaj tüpünden biri ile midesinde ve akciğerindeki tüplerin çıkarıldığını açıklayarak, "Doku uyuşmazlığı periyodunu atlatabilirsek, ki bu süre aşağı yukan bir aydır, hasta çok daha iyi olacaktır" dedi. Tıırimik otel FTT oldu • BtNGÖL (AA) Bingöl'de turistik otel olarak inşa edilen bina PTT'ye devredildi. 1986 yılında temeli atılan ve geçen günlerde tamamlanan Ozel tdare'ye ait 5 katlı bina, bir milyar lira karşılığında Bingöl PTT'sine devredildi. Pasaport ve ehliyeder • ANKARA (ANKA) tçişleri Bakanlığı'nın daha önce 2 kez süre uzatımına gittiği, eski tip sürücü belgelerinin yenileriyle değiştirilmesı için tanman son süre 31 aralık akşamı sona erecek. Uzerinde "digital kodlama" bölümünün bulunduğu ve sürücüyle ilgili kısa bilgilerin optik okuyucularla değerlendirilebildiği yeni tip sürücü belgeleri 1 ocaktan itibaren zorunlu olacak. Eski tip pasaportların yenileriyle değiştirilmesi için tanınan son sure de 31 aralık akşamı bitiyor. Ulaştırma Bakanlığı'nın haziran ayında başlattığı ücretsiz telefon devretme uygulaması da 31 aralık akşamı sona erecek. Yabaııcılar da Mevlaııa'ııuı kapısında NECATİ GÜNGÖR KONYA Pir dcrgâhının kapısında aşın bir kalabalık vardı. Içeridekiler çıkamıyor, dışandakiler giremiyordu! Yüzlerce kişiden oluşan bir insan kalabalığı, kilitlenip kalmıştı kapımn eşiğinde. Basörtülü, gül yüzlü genç kızlar, ahireti kurtarma derdine düşrnüş nineler, hamuşhanenin gizem dolu atmosferini yüreklerinde duyan ve Avrupaüuğı yüzlerinden okunan yabancüar; zenginler, yoksullar; kürk mantolu geçkin kontesler; Anadolu'nun her köşesinden kopupgelmiş, yoksul, ama inançlı insanlar... Dergâhın eşiğinde, abartısız, bir anafor oluşturmuşlardı. Kimse kimseden destur aiamıyordu... Herkesin tek derdi, tek sorunu, tek düşüncesi uyuyan Pir'in makamına varabilmekti! Oysa daha sabah sulanydı Konya'da. Ağaçlann dallanna gümüssü kırağılar yağmış geceden; gelin telleri gibi ışüdıyordu... Sabahın keskin ayazı, gönül erlerinin bağnna işüyordu kara saplı bir bıçak olup. Varsın olsun, her mihnet, her çile kabu(Oydü Mevlana diye coşup yola duşen canlann... Sokaklarda bir insan seli akıyor, denilse, yalan olmazdı. Uzun yol otobüsleri sıra sıra dizilmelcteydi yol kıyılannda... Kimileri ilk kez ayak basıyordu dıyarı Mevlana topragına, kimileri dördüncu, bejinci, dokuzuncu kez! Törenlenn ilk yılından beri aksatmadan getenler de vardı; her yıl burada olmayı bir gönül borcu sayanlar da... Sözgehmi, emekli öğretmen Nüveyde Kutsal, bunlardan biriydi. 1959 yılından 1989'a kadar Mevlana'nın;»"? toprağına aşk u nıyâz etmeye koşmuştu ve koşuyordu... Ya, dergâhtan sikke taşıma izni alıp da, Konya sokaklannda ağarrruş saçı sakalı ve ermiş sufi havasıyla dolaşan Hacı Yusnf a ne demeüydi? Hacı Yusuf, Katolik bir ailenin çocuğu olarak Fransa'da doğmuş; kanda bile olsa, soluğu Konya'da alıyordu Hacı Yusuf. Burada birkaç gün boyunca Piri'nin dergâhına yüz suriiyor; onun ateşiyle yanıp tutuşuyordu... O ateşle yananlardan biri de Bayan Inge Schaar'dı. Her yü, hıç aksatmadan koşup geliyordu Şebi Arus'a. Almanyah bir ressamdı Inge Schaar. Kendı demesi, ulkesinde oldukça da yaygın bır unü vardı. Resimlerini, dunyanın birçok ulkesınde sergilemiş ve ilgi toplamıştı. Resımleri sıııav sorusu olarak yöneltecek kadar Mevlana'yı benimsemiştj. tlk kez 1978'de Konya'ya gelmişti, o gun bugundür de gehyordu. Mevlana'yı bunca benimsemesinin nedenıni, onun, dinler üstü bir düşunur olmasına bağlıyordu Hinterhuber. Mevlana dolayısıyla yakından tanıdığı Türk kultürünu de çok önemli buluyordu. Hinterhuber'in anlattığma göre, Mevlevilik, Von Moltke'mn "Türkiye Mektuplan"nın yayımlanışmdan beri Batılılann ilgisini çekmişti. Yani, 1830'lardan beri... Hinterhuber'in ıddiasına göre, Goethe de, Islam düşüncesinden çokça etkilenmişti. "Biz, Islamda yaşar ve ölüriız!" diyordu Goethe. Ve bu nedenJe, Hinterhuber, Goethe ile Mevlana'vı aynı çizginin insanları olarak göruyordu. Batıda Mevlana, surekli guncellığını koruyordu ve yine surekli olarak Mevlevi ruzgân esiyordu... Evet, Konya'daki Mevlevi havayı soluyan herkesin içinde kutsal bir ateş yanıyordu kuşkusuz... Ama başka bir ateşle etekleri tutuşup yananlar da vardı... Bu ikinci tur yanmanın nedeni, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Şebı Arus'a katıhnasıydı. ll yönetimi "teyakkuz'a geçmışti. Şebi Arus günu, yanı dün tekmıl devlet daırelerinın açık bulundurulmasına; bilumum öğretmen ve öğrencilerin sokaklara dökulup Sayın Özal'ı karşılamalanna dair emirname çıkarılmıştı. Kimileri ilk kez ayak basıyordu Mevlana toprağına, kimileri dördüncu, beşinci, dokuzuncu kez. Törenlenn ilk yılından beri aksatmadan gelenler de vardı. Her yıl burada olmayı bir gönül borcu sayanlar da... kırk dokuz yaşına kadar tsa'nın yolundan gitmiştı. Ama tam ellinci yaşının eşiğinde, Mevlana'nın onu çağıran ilahi sesini duymuş; Isa'run yolunu o gün, o saat terk etmiş; dinı tslama geçmışti. Adının bajına, "Hacı"lık eklemesı de boşuna değildı elbet; Islamın koşullarından olan "Hac farizesini" birkaç kez üst uste yerine getirerek kazanmıstı bu sanı! Fransa'da teiefon teknısyeni olarak çalışıyordu halen; ama Şebi Arus haftası yaklaşınca, iki elı Türkiye ve semâ törenlerini yansıtıyordu. Turk külturunu, Mevlana'yı, Küba'dan Çın'e, Avnıpa'dan Rusya'ya kadar birçok ülkeye taşımıştı ve hâlâ taşıyordu... Mevlana ve Türk kültuıünun tutkunlarından biri de Avusturyalı Profesor Hans Hinterhuber'di. Hinterhuber'in ilgilendiği bilım dalı, işletmecilikti. "Ya görundugun gibi ol ya da oldugun gibi görün!" sözunü, çağdaş işletmecıliğin bir ilkesi haline getirecek ve bu ılkeyı öğrencilerine bır Gemlikli balıkçılar • GEMLİK (AA) Gemlik Su Ürünleri Kooperatifı Başkanı Mehmet Aydın, Marmara Denizi'nde balığın ve balıkçılığın yok olmasına göz yumulduğunu ileri sürdü. Başkan Mehmet Aydın, kontrolsüz avcılığın hiçbir şekilde denetlenemeyeceğini savunarak baJıkçılığın yok olmasının önlenmesini istedi. VEHBİ DINÇERLER ÇEVRE KİRLETİCİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle