18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1989 HAVA DURUMU MetBoroto)i Genel MödürfuOü'nden Adapazan Myanun alınan Mgrye göre; yurdun kuzey keAfyon stmlerl parçak bukıtlu. ötöd yerter az AOrı bukıtlu ve açık geçecek Marmaraıle Artura yurdun ıç ve doğu kestmlennde yer Anakya yer yojun olmak üzefe sts görülecek. Anatya tHava sıcaklıflı biraz daha artacak Aıtnn Aydm Rüzgâr guney ve batı ydrlerden haB*te ffl. ara sıra orta, yurdun kuzey tesnvBkc* lennde zaman zaman kuvvefJt olarak esecek. Denizlenmizde ruzgar Kıble dalgalı olacak Dalga yuksekliği 0.51.5 m, Karadeniz açıklannve lodostan 35, Karadeniz ve Marma da 23 m, göriiş uzakbğı 10 km, as anında 2 km'mn artmüa bu' ra'da 67 kuvvetnde saatte 1021 Ka lunacak.VanGölu'ndehava:Parçalveazbuluduoe(«C8k. Rttzradeniz ve Marmara'da 2733 denız gârgüneyvebatoyunterdenhaffl. ara sıra ortakuvvette esecek. mılı hızta eseceK. Denız mutedii Ka &5I hafif çalkantılı olacak. Görtış uzaklığı 10 km dolayında bulu çorum radenc ve Marmara'da yer yer kaba nacak. aç* "•yajınurtu ^ ss* Adana CUMHURÎYET/11 TURKIYE'DE BUGÜN A I7°11°r>yart>akir S 18° 9°E<Jıme S 10° 4°Erancan S 9° 4">Erzunjm B 6° U°Es*>ş«fw S 7»1°GaaamB(i A 19°12°Gıresun A 18» 9GumuşlaneS S S°2°Haiddfi B A 1fi°12°ls<>a1a A S 14» 5°lstaı*ul S S 12° 6°taı* A B 8 0°12°Kare 0 2°6 Kastamonu S S 10°1° Kaysen S 15° 6°KırUani S 17°12°Kony» S 4°1° Kutahya S 17°10°MaWya 9^2° »fanısa 10° 4°KMara$ •1° •*> Mersn •7» 20°Muflte 6°1°Muş 13° 2°Nıjde 15° B°0n)u 0"7°Rci! 2°8°Samsun T 2°S«rt 14° 9°&!WP 19°10°Sr«S DUNYA'DA BUGUN Amsttrtam Y 14° Anvnsn A 18° Adna B 17° Baraiona Basal Mgrat Bertn Bonn Bruksel Lenngrad londra Madnd «Mano Mom** Mostova Muntı NmYork Osk) Pans Prao Hyad Sofya 2° i6">TetoröaS 2° 3° TraDzon 2"4° Tuncelı 14° 4 ° U ş * 12° S 4° 1°Zongı*ü» 2°° A 16° 8° A 12° 2° A 16° f A 14° 10° B 5° 2° S 7° 1° B 15° 9° B 16° 7» 8 15° 10° S 7» 0° S 15*11° S 1°4° S 13° 3° B 15° 8° B 2°4° S 9° 3° B 4°4° S 4° 1° S 17*12° Katiıre» A açı« BbuiuHu Ggunes» Kkariı S sısi Vyagmurtu A 17° B 18° Y 10° B 8° Y 13° Y 14° Y 13° Y 13° Cenevre Y 11° Ceayır Y 25° A 17° Odde Oubayı A 23° Frankfurt Y 12° A 18» Gıme Hdsmto K 1° Kahr» A 20° Koçenhag Y 4° K«n Y 14° Ufkoşa A 17° TelAm Tunus VarfOM Venedk Viyara VftshmgtonA 7° Zunh Y 11° K 2° Y 13° B 16° Y 9° Y 2° A 1° Y 13° B 7° K 2° Y 15° Y 7° A 21° S 18° S 10° A 16° B 15° A 14° Y io° S 10° Y 11° POLJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kaldırdık Derler... Çoğunlukları olduğu halde 141 ve 142'yi ha deyip kaldırmıyorlar da tartışıyorlar. Tartışıp da ellerine ne geçecek? Ceza yasasından böylesi maddelen kaldırmak ne bütçede fasıl ister ne de ödenek... Maddedekı cezaları arttmrken fasıl, ödenek istiyoriar mıydı? 141 ve 142'yi biz italyan Ceza Yasası'ndan aldık, hem de çok eskiden. Bu maddelen İtalyan Ceza Yasası'na da Musoloni sokmuş. Vaktiyle Ankara savcılarından bir Bahar Arıkan vardı, dur durak bilmez bu maddeleri eleştirirdi. Ona da komünist diyecek değiller ya, koskoca başkentin başsavcısı... Bu da yetmez Atatürk'ün silah arkadaşı Saffet Ankan'ın kardeşi idi. Bundan olacak 141, 142'yi durmadan eleştirirdi. Demokrat Parti iktidara geldiğinde ilk işi 141,142'yi artırmak olmuştu. Bu maddelerde idam yoktu, idarnı koydu. Cebir vardı, kaldırdı. Bu maddeleri eleştirenler çıktığında yanıt hazırdı. "Bu maddeler ceza yasasına Atatürk döneminde konmuştur." Atatürk adı geçti mi akan sular dururdu. ' "Anladık Atatürk döneminde bu maddeler ceza yasasına kondu da ne amaçla kondu?" Orasını kimse söylemezdi. 141,142'nin bir başka öyküsü daha vardır. Demokrat Parti NATO'ya girmek istiyordu. Girmek için de bir neden gerektiydi. Bu neden komunizm tehlikesiydi Ülkemizde komünizm tehlikesi ağır olacak ki söyleyince bizi NATO'ya alsınlar! Öyleyse ne yapmalı? Önce bir komünizm tehlikesi yaratmalı... Ardından bu tehlikeyi göğüslemek için ceza yasasındaki ilgili maddeleri ağırlaştırmalı... Bir de komünistleri göstermek gerekiyor, komünist bulmalı... Dillere destan olan 1952 tutuklaması (1952 tevkifatı) birde bunun için yapılmıştır. Gerçi ilgililer gizli bir parti olduğunu biliyorlar, bunun el altından çalıştığını gözetiyorlardı. Zaten arasına birçok ajan da sokmuşlar, her şeyden haberleri vardı. Ama gününü ve zamanını kolluyorlardı. Günü bugün dediler, 165 kişiyi bir kalemde tutukladılar. NATO'ya girmek kolaydı. Sade tutuklamalar yetmedi, bir de Kore Savaşı'na katıldık. Çifte kaymatdı ekmek kadayıfı oldu. Demokrat Parti iktidara geldiğinde ismet Paşa görevi verirken, Bayar sorar: "Paşam, NATO'ya niçin girmediniz?" "Aldılar da hayır mı dedik!" Eski parti de bu pakta girmeye gönüilüydü. Ama nedense olmadı. Bizde ne yapılırsa bir komünizm tehlikesi gösterilerek yapılır. NATO, bu yüzdendir. Bağdat Paktı bu yüzden kurulmuştur. Selanik'te Atatürk'ün evine bomba atılmış, İstanbul'da 6/7 Eylul'de kent talan edilmiştir, bu yuzden edilmiştir. 6/7 Eylül yağmasında binlerce dükkan boşaltılmış, binlerce ev yıkılmışor. Kknler yıkmıştır, yakmıştır? Solcular? Aziz Nesin'in ve Hasan izzettin Dinamo'nun anılarını okuyun, hep solcular içeri tıkılmıştır. Dünya 6/7 Eylül fırtınası ile çalkalanırken bunları yapan sanıklar da bulmak gerekiyordu. İşte o zaman, "Gelsin solcular?" Defterde ne kadar solcu kayıtlı ise içeri aldılar. Defterde yazılı olanların kimi ölmüş, olsun!.. "Defterde yazıyor..." Böyle ölmüş birkaç kişinin kapısını çalıyor polis, soruyor "Filanca nerde?" "Sizlere ömür..." "Allah Allah bizim defterde canlı görünüyor." "O sızin defter..." 141,142'yi kaldırmak istiyoriar ya, 'kaldırdık' demiyorlar. "Biraraya gelelim, tartışalım." Bunlan kaldıracak olan tartışır mı, çoğuniuğu var, "Kaldırdık" der, olur biter. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Üstlenme, taahhüt. 2/ Ayakkabılann altına çakılan demir... İslamlıktan önce Kâbe1 de duran üç puttan biri. 3/ Kişılerin ya da topluluklann birbirine karşı olan ilgisi... Sıvıları ölçmede kullanılan ölçü birimi. 4/ Kıyı ile gemi arasında yük taşımakta kullanılan altı düz tekne... Rütbesiz asker. 5/ Çit, perde... Keçinin erkegi. 6/ Şerit biçiminde levhalardan yapılmış bir tür pencere kaparaa düzeni... îlave. 7/ Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullarulan araç... Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden ya da bir bölümünden bağışık tutulduğunu gösteren belge. 8/ Sahip... Halk dilinde bademe verilen ad. 9/ Hayvansal ya da bitkısel bir madderün çeşitli yöntemlerle elde edilen etkilı Ozü... Maldiv Adalan'nın baskenti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: • 1/ Benzeşim. 2/ Çanakkale Boğazı'nda bir burun... Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. 3/ Kuzgunltılıcı da denilen bir süs bitkisi... Asker. 4/ Gözü doymaz, haris... Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu. 5/ Çiy... Doğu Anadolu'da bir ırrnak.6/ lzdüşüm. 7/ Bir şeyin yere bakan yanı... Ince dantel. 8/ Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük... Bir renk. 9/ Kars ve yöresinde yaşayan Türkmen kökenli halk. 1ARTIŞMA Altyazı ve Dublaj Yasağı Önemli olan, altyazıyı okuyup okumamak değil, "kültür emperyalizmi"dir. Tüm Batı ve Amerikan filmleri, bizim dilimizle bizim insammız gibi halkımıza sunulmakta ve köylümüz, kentlimiz, işçimiz istesek de istemesek de bundan etkilenmektedir. Son günlerde özellikle gazetenizde 3257 sa' yılı SinemaVideoMuzik Eserleri Yasa Tasansı'nın özellikle dublaj yasağı ve altyazı maddesi ile ilgili çokça yazılareleştiriler çıktı. Bu yazıların tümü de nedense dublaj yasağının ve altyazının karşısında idi. Dayarîagı olmayan duşunceler çökmeye mahkumdur. Tiyatro Sanatçılan Dcrneği adına Sayın Haldun Dormen bu yasa için çılgınlıkcınayet gibi ifadeler kullandı ve üyelerinin aç kalacağından söz etti. Tek taraflı düşünmek diye buna denir. Bir tiyatro sanatçısı, hem tiyatroda oynayacak hem yerli fibn ve TRT dizilerinde rol alacak hem de yerli filmlerin seslendirmesinde görev alacak, sadece yabancı film seslendiremediği için aç kalacak, olmaz öyle şey... Bir dernek başkanı uyelerini düşünmek zorundadır belki, ama, gerçekleri de görmemezlikten gelemez... Gazetenizin 11.12.1989 pazartesi günkü yayınında "Hukukçular, videocular ve TRTciler dublaj yasağı tasansına karşı" başlıklı yaada da gerçekler göz ardı ediliyor. önemli olan, altyazıyı okuyup okumamak değil "kültür eraperyslizmPdir. Tüm Bad ve Amerikan nimleri bizim dilimizle bizim insammız gibi halkımıza sunulmakta ve köylümüz, sil kendi fllkesini, kendi kültürünü değil, yabancı yapımların hem de Türkce olarak boy göstermesinden fazlasıyla esinlenmekte, etkilenmektedir. Türk sinemasının ya da ülkemiz sinemasının kurtuluşu olarak bakmıyoruz yasaya. Tabii ki sinemamız da yabancı filmlerin ve yabancı kültürlerin işgalinden kurtulacak, boyle bir yasayla kimliğini bulacaktır. Yeşilçam çalışanları aileleri ile on binleri, yüz binleri bulmaktadır. Böyle bir yasa da biz sinema emekçileri adına hem film yapabilraek hem de daha özgün filmler üretip salon bulabilmek adına çıkanlmalıdır diyoruz. Sinema yasası taslağı eleştirilirken sinerna eraekçilerinin görüşünün ahnmaması da gariptir. Sinema emekçilerinin var olma savaşı verdiği şu günlerde yasaya sadece ve sadece sinema dışındaki çıkar çevreleri karşı çıkmaktadır. Düşünülmesi gereken, sinema emekçileridir. ÇUnkü sinema çaüşanlan yalnız ve yalnız film üretim alanında çalışmakta ve ekmeklerini bu yolla kazanmaktadırlar. Bize göre tartışılması gereken, sinema adına çıkanlması düşunulen böyle bir yasa taslağında Türk sineması çahsanlan adına da sosyal yaşamlarında 20. yüzyıl seviyesinde çalışabilecek hakların oluşmasıdır. Bugün sinema çalışanları 20. yuzyılda sosyal sigorta, vizite, doktor, hastane gibi işlevlerden ve hakkentlimiz, işçimiz istesek de istemesek de bun lardan yoksundurlar. Asıl düşünülmesi ve tardan etkilenmektedir. Çocuklarımız fîlmlerin tışılması gereken budur, bu olmalıdır. dizilerin etkisiyle bir yabancı ulusun çocukları gibi davıanma eğilimine girmektedirler... MUZAFFER HİÇDURMAZ Böylece öz kültürümüz yok olmakta, genç ne SİNEKAMDER Genel Başkanı 6 0 YIL ONCE Cumhuriyet TürkRus misakı 18 ARALIK 1929 1925'de Paris'te imzalanan türk Sovyet dostluk ve bitaraflık muahedesinin temdit ve teyidine dair tayin olunan protokol bugün saat 14'de Hariciye Vekaletinde Doktor Tevfık Rüştü Beyin odasında imza edilmiştir. Hariciye Vekaleti ve Sovyet sefareti erkanı da bu esnada hazır bulunuyordu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Ittihadı Hariciye Koraiser Muavini M. T. Karahan imza töreni akşamında Ankaradan hareket etmiştir. OKURLARDAN Emeklilikte yaş sınırı Memurlann hizmet sürelerini tamamladıktan sonra yaş sının aranmaksızın eraekli olabilmelerini sağlamak için TBMM' de bir yasa teklifı olduğu bilinmektedir. öneri yasallaşacak olursa, emeklilik yaş sının bir süre için askıya alınacak, bu süre içinde kadınlar 20, erkekler 25 yıllık hizmet süreleri sonunda isterlerse emekli olabilecekler. Çalışanların emekli olmalarını zorlaştırmak personel açığı olan ülkeler için gecerlidir. Oysa ülkemizde işgücü fazlası vardır. Üniversite, yüksekokul bitirmiş yüzlerce genç işsiz gezmektedir. Bu gençlere iş olanağı sağlamak, çalışmak istemeyen (emekliye aynlmak isteyen) memurlara emekli olma fırsatı vermek için yasanın bir an önce cıkarılması zorunlu hale gelmiştir. Çalışmak istemeyen memuru 50 yaşına kadar bekletmenin hiçbir yaran yoktur. Geçici bir süre için de olsa emeklilikte yaş sımnmn kaldırılmasım TBMM'den beklemekteyiz. DURAN YAŞAR Hatay KTIAPAOTIN 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Büyük Dikkat 18 ARALIK 1959 Erzurumda, Büyük Atatürk'ün adı verilerek geçen yıl açılan Üniversitede Atatürk'e ve devrimlere karşı korkunç bir gerileme havası estiğiııe dair Vatan gazetesinde çıkan haberler üzerine Milli Eğitim Bakanı bir demeç verdi. Havadisin heyecan uyandırıcı bir şekilde yayınlanmasına üzülen ve 67 eylul olaylarını haurlatarak bunun tehİikelerine işaret eden sayın Benderlioğlu, gazetedeki yazılann hükumetçe bir ihbar sayıldığını, gerekli incelemelere derhal başlandığını söylüyor ve her türlü gerilik akımları karşısında idarenin uyanık bir dikkatle görevini yapacağını sözlerine ekliyor. Sayın Milli Eğitim Bakanının duygulu ilgisine teşekkür ederiz. Atatürk devrimleri sayesinde yeniden itibar kazanan devletimizin ancak o devrimleri korumakla yaşayıp gelişebileceğine inananlar için bu zaten bekleneıı bir davranıştı. Ters bir tesadüf eseri olarak Pulliam's davasından ötüni verilen bir aylık kapanma cezasının infazına tam dün başlanmasaydı, bu konuda Vatan gazetesi de elde ettiği haber kaynaklarına dair kamuoyunu aydınlatma imkânlan bulur, yahut işin içinde gerçeğe aykınlık varsa, bunlann sebebi daha iyi anlaşılırdı. Herhalde Vatan'daki havadisin yayınlanma şekline dair Sayın Benderlioğlu tarafından ileri sürülen düşunceleri paylaşmadığımızı belirtmek isteriz. Haber doğru mu, yanlış mı? Önemli olan budur. Atatürk'ün ölmez adını taşıyan yeni kurulmuş bir Türk üniversitesinde Atatürk'e ve devrimlere karşı düşmanca homurdanmalar duyulduğu zaman bunu hükümete ve halka yüksek sesle haber vermek her Türk gazetesi için kaçınılmaz bir görevdir. Esaslı delillere dayanılarak yapıldığı takdirde bu gibi ikazlar uzerine hükümetin gazetelere kızmarnası, tersine memnun olması gerekir. Ancak kasıtlı ve yalan haberler karşısında halkı heyecana düşürmek, fıkirleri bulandırmak gibi kötü niyetli davranışlardan söz edilebilir ki, bunu da açıldığı haber verilen tahkikat sona ermeden elbette bilemeyiz. Atatürk Universitesindeki olayların içyüzü hakkında biz müspet menfı herhangi bir bilgiden yoksunuz. Vatanı kurtarmak amacıyla 19 Mayıs 1919 da Anadolu toprağına ayak basan Mustafa Kemal'in milli egemenlik yolunda ilk teşkilat hazırhklarını yaptığı bu kahraman sınır şehrimizde böylesine geri ve ters kafalı insanlann bulunabileceğine inanmıyoruz. Böyleleri çıksa, veya şuradan buradan oraya sızmış olsalar bile, bunların aradıkları ortamı bulup Erzurumda bannabileceklerini kabul etmek güçtür. Bununla beraber, yurdumuzun başka köşelerinde, hatta pek kültürlü, pek kalabahk bilinen bazı yerlerinde Atatürk'e ve devrimlere karşı yan sinsi, yarı açık bir baltalama hareketini de bilmemezlikten gelmiye imkân yoktur. Ne yazık ki devrimci geçinen iktidarla devrimci geçinen muhalefet arasında, tek parti zamanında ağız açamayan yobazlar, şimdi meydam boş bulmuş gibidirler. tktidar, her işini bırakıp bütün gayretini muhalefetin hakkından gelmeye harcadıkça gerilik simsarları da alttan alta bildiklerini okumaktadırlar. Bu artık bir ticaret konusu olmuştur. Muska yazarak para kazananlar olduğu gibi, halkın masum duygularını gıdıklayarak geçimini sağlayanlar da vardır. Devrim prensipleri konusunda ne kadar duygulu, ne kadar titiz davransak azdır. NADİR NADt Oxfotd Oxfoıdl ÖB.OOO Kavram ve kelime ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORU1NLARI YILMAZ ŞIPAL "Genel idare sınıfı emeklileriyiz" YAYINLARI SORU: Birier, 14 derecelerin kademelerinden maaf alan genel idare emeklileriviz. 1984 yılından 1989 yılı sonuna kadar verilmesi gereken ek göstergelerin Danıştay karanna uyularak verileceğini ogrendik. Sorulannuz: 1) 1984 yılından bugune kadar uvgulanan 1, 2, 3 ve 4. derecelerin ek göstergeleri nedir ve bu dereceler için en son aylık gösterge tablosu ne olmuştur? Z.T. YANTT Danıştay tçtihatlan Birleştirme Kurulu, devlet munıurlannın yükseltildikleri derecelerde aldıklan aylıklar karşüığmda "ek gösterge uygulanması" gerektiğine karar vermiş ve bu karar 30 Temmuz 1989 günlü Resmi Gazete*de yayımlanmıştır. 241 sayıh yasa hükmünde kararname ile her hizmet smıfı için ayrı belirlenen ek göstergelerin kademeli olarak uygulanması da aynı kararname ile öngöriilmüştür. 375 sayıh Yasa Hükmünde Kararname ile 15 Temmuz 1989'dan geçerli olarak ek göstergeler yeniden düzenlenmiş ve arttınlmıştır. I 8 Şimdi Türkiye'de 3587 renkli resim vefotoğraf, geniş aynntüı oçvüama OXFORD R1SİMÜ ANSİKLOMDİK SÖZLOK "FARKLIÖZENLÎ" OXFORD RISİMLİ ANSİKLOPIDİK SÖZLÜK'Tt YENİ KITAPLAR İngtlizce bilene, ingillzceOğrenene.. 8 . FASİKÜL ÇIKTI SatışyDepo:HalkalıCâd.Ncr259 Sefaköy/lsünbul Tel: 598 97 5052 MerkezrCumhuriyet CadDörtler ApLl8/6 Kat3 Elmadaft/lstanbul Tel: 13102 3036 CESUR YENIDUNYA AkkxısHuxley Çev. EnderGurol KÖTÛ HABER FAU Dr.Edip A.Banşıf 1984 yılı sonundan başlayarak, 1989 yılı sonuna kadar Genel tdare Hizmetleri sınıfında yer alan "kadrolarına tahsisli ek gösterge. belirlenmemiş" olan düz memurlann yıllara göre ek gösterge tablosu: 1. D«rtc« 2. Derece 3. Derace 4.1 1984 300 200 150 100 1985 450 300 225 150 1986 600 400 300 200 1987 900 600 450 300 1988 900 600 450 300 1989 (X) 1.100 750 550 400 Genel tdare Hizmetleri sınıfında yer alan düz memurlann 15 Temmuz 1989'dan geçerli görev ve emekli aylıklan gösterge tablosu (tlk 4 derece için): 1. Derace 2. Derece 3 . ! 1.315 1.570 1. Kademe 2~42Ö 1905 1.350 1.615 2. Kademe 2.480 1.960 1.385 1.660 3. Kademe 2540 2.015 1.420 1.705 4. Kademe 2.600 2.070 1.465 1.760 5. Kademe 2130 1510 1515 6. Kademe 2.190 1.555 1.870 7. Kademe 1610 1530 1 Kademe 1.665 9. Kademe (X) 15 Temmuz 1989'dan gecerlidir. Türkiye'de Bankacılık Dr. Öztin Akgüç Genişletilmiş 2. baskı. 10.000 lira Evrim Kuramı ve Bağnazlık Prof. Dr. Cemal Yıldınm 56'ncı kitap. 5.000 Lira KOku Peter Straub Çev: CSuveren ŞÖHRET Patrice ChapKn ÇCv: tölgünüstün T.C. KARAPINAR SULH CEZA MAHKEMESİ Sayı: .... Esas No.: 1988/1415 Karar No.: 1989/138 C S a v . No.: 1988/434 Yargıç: Nilgün Acar 29267 Yazman: Haluk Ülker Suç: Karşıhklı müessır fiil, karsılıklı hakaret. Sanıklar: 1) Abdurrahman Soysaler. 2) Rıdvan Çelikel. Mahkememızce yapılıp biürilen açık yargılama sonunda: Hukum: a) Sanığın hakaret suçundan TCK'nın 482/3, 3445 sayıh K.la değ. şek. 150.000. TL'si ağır para cezası, 647/4 TCK'nın 72'nci maddeleri gereğince toplam olarak sanığın 159.0O0. TL agır para cezası ile cezalandınlmasına, b) Bıçakla et. eylem suçundan eylemine uyan TCK 456/4, 457/1, 647/4, TCK'nın 72'nci maddeleri gereğince 183.000. TL.si ağır para cezası ile cezalandınlmasına, c) 647 sayıh kanunun 5'nci maddesi uyannca bu ağır paralarının birer aylık aralarla on eşit taksitlerde tahsiline, taksitlerden birinin zamanında ödenmediği takdirde tamamının tahsiline, ç) Suçta kullanıldığı anlaşüan Rıdvan Çelikel'e ait bıçağın, TCK'nın 36. maddesi uyannca musaderesine, d) Sanıklann iş bu cezalannın 647/6'na maddesi uyannca ertelenmesine, karar verilmiş olup, işbu karar samklardan Rıdvan Çelikel'e tebligat yapılamadığından ve bulunamadığından gazetede ılanına karar verilmiş olup, işbu hukmün gazetede ilan tarihinden itibaren on beş gün içinde kesinleşeceği, ilanen teblig olunur. 16.11.1989 Z. Katibi 904 Yargıç 29267 Basm: 40399 Para ve Para Politikası Prof. Sadun Aren 3. baskı. 6.000 lira Ankara dağıtımı: Dost Dağıtım ŞÜRLER Che Guevara Çev: ÖzerKuyumcuyan LANGADANK Metin Cstündağ GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriYel METİN ÇULHAOĞLU SOVYET DENEYINDEN SİYASET DERSLERİ Sovye'et Bıt<ğı nereye g 3 vo'° *Reeı Sosyaüzm'e n«4er oluyor? Soia Ifn olsuı oimasn gunumüzde pek^OA kesim Ou scrjiarm yarı'jr. arıyor Kımıiefme göfs onada oian 'sosyaftmır. ^nhse^ ı1ias.*dır »e SSC8 napcaue do^'u îarfse 1 t>r rota değ.ştkbğı yapmıştır Başkaları se sosy*ım<n yetmış yıld^r çız. Kâian değerfenn P perestroy^ ve gasnosfia tnr "ötriış yaşadığı' ırancıncadır Sovyet DmtyffKttn Sıyasel Derslm anadakı so'j'arın, lO'ayc yakıştırmaiat Cışında ta'ıiseı ve guncel yanıtların araşn'ı/o' SSCB ve demokrasi 18 ARALIK 1988 Sovyetler Birliği Komünist Partisi Pölitbüro üyesi Alexander Yakovlev, Sovyetler'de başlayan reform hareketinin üstünden üç yıl geçmiş olmasına karşın, Sovyet halkının büyük bir bolümünün halen açıklık ve demokrasiden korktuğunu söyledi. I o p t m S**/Depe>! Hakalı Cad No: 259 Sefaköy tstanbul T d 598 97 503 hal lieffcez: Cumhunyel Cad. DSnler A(X. 1&'6 Kat. 3 Elımdag Isunbu! Td: 13102 3036 İÇİ SEVDA DOLU YOLCULUK Cahit Külcbi 2000 hra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan, Turkocağı Cad. 3941 Cagaloğlutstanbttl Dağıtım: Ankara ADAŞ (1344857); Istanbul NER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle