Katalog

CUMHURİYET/2 Atatürk'üıı Hııkıık Devrimi ve ÖzaPın Çankaya Volııl HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU ya da "Atatürk kiiim, sen kim!.." dedirtti. Atatürk Çankaya'ya taaa Hareket Ordusu dönenıinden başlayarak Trablusgarp, Anafartalar, Doğu ve Guney Cepheleri Komutanlıkları ve ozellikle Türk'un kurtuluşunu perçinleyen Sakarya, Dumlupınar, tzmir ve Lozan yollarından geçerek oturdu. Bir kahraman, karizmatık bir lıder olduğu ıçın o zaman eğer isteseydi, 12 Eylul'un beş generali gibi silah zoruyla değil, hiç zora başvurmaksızın Türkiye Buyük Millet Meclisi'nin üzerinden atlayıp cumhurbaşkanı olabilirdi. Ama o, 23 Nisan 1920'de ilk kurulduğu günden başlayarak kendisinin bu dünyadan ayrıldığı 10 Kasım 1938 giınüne değin ulusal egemenliğin kaynağı ve temsilcisi olan Meclis'e saygılı kaldı, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı o Meclis ile yüruttü, Türk Devrimi'm o Meclis ile gerçekleştırdi ve zamanı gelince Meclis O'nu cumhurbaşkanı seçti. Seçilmeden once TBMM Başkanı olarak zaten devlet başkanı yetkilerine sahipti. Bir de Turgut Özal'ı ızleyehm: Özal Çankaya yoluna, Ataturk devrimlerine karşı ve şeriatçı olduğunu saklamayan Milli Selamet Panisi'nin milletvekilhği adaylığı; Suleyman Demırel'in planlama müsteşarhğı, karşıdevrimci 12 Eylul faşizmi doneminin başbakan yardımcılığı, daha sonra başbakanlığı; annesini yanına gömdürdüğü Nakşibendi şeyhinin mezan ve sözde parlamenter, gerçekte insan hakları, hukuk ve adalet ilkelerinin buyük boyutlarda çığnendiği acı bir dönemin başbakanlığı yollarından geçerek tırmandı. Bu dummda onun seçilmesi ile Atatürk'ün seçilmesi arasında bir benzetrae ya da bir kıyaslama II OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olanağı var mıdır? Üstelik onun çok partili bir donemde yalnızca kendi partisinin grubunca seçilmesi, hele hele bu partinin toplumdaki tabanının günumüzde yüzde yirminin bile altında olması, bu seçimin "kendi kendine gelin guvey olmak" ya da "al gülum ver gülüm" niteligi taşıdığını gostermiyor mu? Ayrıca usul bakımından ele alındığında, Özalın seçilmek için Mecliste de oy tabaru yetersiz. Anayasaya göre cumhurbaşkanı seçilmek için uçte iki, yani 300 oy gerekli. Madern ki muhalefet partileri oylamaya katılmıyorlar, Özal ilk oylamada bu oy oranını nasıl tutturacaktı? ANAPgrubunun tftıtıın oylarını alsaydı biie yetmezdi. O halde ANAP grubunun bunu bile bile Özal'ın seçilme talihini daha başlangıçta ikinci, uçüncü oylamalarda denemek uzere kendi kendine seçim işlemine başlamasında anayasal yöntem bakımından hukuksal bir sakatlık görmuyor musunuz? Bu durumda Turgut Özal'ın seçilmesinin doğuracağı bunalımları düşünmemek ve üzülmemek elden gelmiyor. Görünen durum, ANAP'ın Meclisteki üye sayısı bakımından bir çoğunluk diktası; bu üye sayısının halk tabanında dayandığı son oran bakımından ise düpedüz bir azınlık diktasıdır. İşte bunalım buradan doğuyor. "Bir lakım şeyhlerin, dedelerin, seyyillerin, çelebilerin, babalann, emirlerin, büyücükrin, ufünikçıilerin, ımıskacılann ellerine bırakılan insanlardao oluşan bir topluma uygar bir ulus gozüyle bakılabilir mi? Türk ulusunun gerçek niteliğini yanlış olarak gosterebileı» ve göslermiş olan bu gibi adamların ve kurumların yeni Türkiye devletinde, Türk Curahuriyeti'nde daha da çalısmalanna göz yumulamazdı. Buna onera verraemek jlerlerae ve jemleşme adına en biiyük ve onanlmaz bir yanılgı olurdu." Özal'ın tutumunu Ataturk un yukarıki sözleriyle bağdaştırma olanağı yoktur. Atatürk'ün bu sözleri inanmış bir devrimcinin seslenişidir. Özal'ın tutumu ise içinden pazarlıkiı bir karşıdevrımcinin davranışından başka bir şey değildir. Çankaya'ya tırmanma yolunda aşama aşama ılerlerken, annesini yanına gomdurduğu Nakşibendi şeyhinin sakaJını sıvazlayarak bu tarikat mensuplarına göz kırpmış, gerekli gördüğu zamanlarda el öpmüş ve el öptürmüş, sürekli olarak duşünce ozgürlüğünden söz ettiği halde bu özgurluğü gerçekleştirmek için yasal önlemler almamış, zaman zaman hukukun üstünluğu ilkesinden söz ettiği halde Istanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın gibi hukuka inanmış kişilerin cezaevlerine kapatılmasnıı içine sindirebilmiş, uğradığı haksızlığa dayanamayan bu karakterli hukuk adamının cezaevinden çıkmasından sonra eriyip ölmesine seyirci kalmıştır. Kısacası Atatürk, gerçekleştirdiği her devrimi ve çağdaşlık doğrultusundaki her girişimıni Türkiye Buyük Millet Meclisi ile birlikte gerçekleştirdiği halde, Özal ulkemizde hukuksuzluğun en acı biçimde yürütüldüğü 12 Eylul 1980 faşizmınin sürdürücüsü olmuştur; sonunda da ANAP MecJis Grubu'nun oylarıyla Çankaya'ya çıkmak hırsına kapılmaktan kendini alamamıştır. PENCERE 10 Kasım 5 KASIM 1989 Bugün, Türk Hukuk Devrimi'nin simgesi olan Ankara Hukuk Fakültesı'mn açılışırun 64. yılı kutlanıyor. Bu fakultenin ılk mezunlarından biri olarak biiyük kıvanç ve rahatsızlığım dolayısıyia kutlamaya katılamadığım için de buyuk uzüntü duyuyorum. Umarım bu fakultenin eski ve yeni mezunlarından birçoğu bu katlama törenine katıhrlar. Çoktan beri bir yana bırakılmış olan kutlama geleneğini yeniden eanlandıran oğretim uyelerini ve hukuk fakultelerimizin ilk kadın dekanı olan Roma Hukuku Profesörü Sayın Özcan Karadeniz Çelebican'ı bu girişimlerinden dolayı yurekten kutlar, başarı dileklerimi sunanm. Ataturk'ün hukuk devrimi ile Özal'ın Çankaya yolu arasında ne gibi bir ilişki var, diyeceksiniz belki. Sayın Özal bu ilişkiyi kendi sozleriyle yarattı: Curahurbaşkanlığı seçirnine katılan milletvekillerinin sayısı dolayısıyia kendisini Atatürk ile aynı kefeye koyarak bir kıyaslama yaptı ve Ataturk'ün de Türkiye Buyuk Millet Meclisi'nde uye tam sayısına göre az sayılacak bir oy miktarı ile cumhurbaşkanı seçildiğini söyledi. Bu söz uzerinde, başta Uğur Mumcu olmak üzere bizim gazetede ve başka gazetelerde birçok yazar düşunce belirterek bu kıyaslamanırt yerinde olmadığını vurguladılar. Özal'ın benzetmesinı ben de içıme sindıremediğimden yazıya bununla başladım. Turgut Özal'ın, kendisini Ataturk ile aynı kefeye koyması hem bir talihsizlik, haddini bilmezlik, hem de siyasal kurnazlığına yaraşmayan bir davraruş oldu ve hemen herkese "Atatürk nerede, sen nerede!.!"' •*••• Kendisini, toplumda hukukun üstünlüğü ilkesinin egemen olmasına adamış olan Turk Hukuk Kunımu Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, 22 Ekim 1989 tarihli yazımda sözünu ettiğim "Rejim Bunalımına ve Kötu Sonuçlarına Doğru Pupa Velken Gidiş" adlı kitabında ve daha sonra Milliyet Gazetesi'nin 22/25 ekim tarihli sayılarında ve Cumhuriyet'in 28 ekim günlu sayısında çıkan yazılarında Özal'ın seçilmesindeki sakıncaları bütun kapsam ve boyutlarıyla bir bir vurguladı. Özal ise butün bunlara karşın Çankaya'ya tırmanmakta direndi. Düzdtme: Geçen pazar yaasında Şemsettin GünalAtatürk Büytik Söylev'inde harfi harfıne şöyle tay'ın Başbakanlığı 1945 olarak dizilmiş. 1949 olader: caktı. Düzeltir, özür dilerim. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Evet, teoıvüz ettim" Anadolu Ûniversitesi'nin 126 mutecaviz arasında sürdürdüğu araşürma sonuçlandı: Tecavüzün nedeni cinsel açlık değıi, şiddet! Saldırganlar Nokta'ya kime, neden, nasıl tecavüz ettıklerini anlattılar. Ahmet D. "Bıçağı göbeğıne dayadım. inşaatın içine sürükledim..." , : un prensleri Özal, Çankaya için beyin takımını seçiyor. Genel sekreteıiik için asker kökenli ve bürokrat kökenli adaylar kimler? Basın müşavirliğine kim geliyor? Yeni Adnaıt Hoca Artık Kafka'yı, Nâzım Hikmet'ı ye Yılmaz Güney'i seviyor. Bir de Özal ile Hasan Celal Güzel'ı... Eskisınden yalnız. Müridlerinin sayısı da giderek küçülüyor. "Müslüman" Adnan Hoca, yeni bir kimlik peşinde. Özal Dönemine Girerken. Şimdi yeni bir dönem başladı. Nedir o demeyin. ANAP grubunun oylarıyla seçilmiş yeni cumhurbaşkanım ağır sözlerle eleştirmeye kalkışanların kendilerini savcıların karşısında buldukları, bulacakları bir dönem!.. Adam lokantaya gitmiş, iki kadeh atmış, karşısındaki televizyondan yeni cumhurbaşkanının seçilişini izlemiş. Birden öfkelenip "Ben böyle seçimin..." diye başlamış, oradaki muhbir vatandaşlar hemen polise yetiştirmişler, sayın Cumhurbaşkanına hakaret eden biri var diye. KOIIUN güçleri adamı alıp götürmüşler. Şu günlerde yurdun pek çok yanında görülen olaylardan yalnızca bir tanesi... Kimbilir nerelerde daha neler oldu, oluyor, olacak! Turgut Özal'ın TC Cumhurbaşkanlığına seçilişini, hem de ANAP grubunun oylarıyla seçilişini sağduyulu yurttaşlar bir türlü içlerine sindiremiyor. Sindiremeyeceklerde... Insanlar, duygularını saklayamazlar. Bir seçım ki, Meclis üyelerinin üçte biri katılmıyor, oy vermediği gibi salona da girmiyor. iki büyük partinin hem de son yerel seçimde ANAP'ın önünde yer alan iki partinin katılmadığı bir seçimde ANAP lideri kendini cumhurbaşkanı seçtirtiyor. Aylardır gerek SHP, gerekse DYP sözcüleri 'böyle seçim olmaz, böyle cumhurbaşkanlığına tek yanlı bir kişi seçilemez, erken bir seçim yapılsın, cumhurbaşkanı seçimi ondan sonraya kalsın' demişler. Ama ANAP lideri bu savlara katılmamış, yüzde 36 oyla Meclis'te 290 sandalyeyi elinde tutmasını bildiği gibi, bu grubun 256 oyuyla kendini cumhurbaşkanlığına seçtirtmiş. Kolay değildir bunu kolaylıkla sıneye çekmek, kolay değildir takunyalı kardeşlerin büyüğünün, MSP milletvekili adayının, MESS başkanının, Sabancı Holding görevlisinin TC Cumhurbaşkanı olmasına katlanabilmek... Ama yasalar var. Savcılar her an tetikte bekliyor. Kimin ağzından ya da kaleminden Bay Turgut Özal'la ilgili olumsuz bir söz, bir sav, bir görüş çıkarsa yakasına yapışmaya hazır bekliyorlar! Önümüzdeki günlerde 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla pek çok yurttaşın, pek çok gazetecinin adalet önüne çıkanldığını göreceğiz. Yüzde 21'lik bir partinin kendi kendine cumhurbaşkanı seçmesinin yanlışlığı, böyle savcılıklara çağırmakla, davalar açmakla elbette ortadan kalkmaz. Halkın tepkisini önlemek olanak dışıdır. ANAP kafasının 'biz haklıyız, biz güçlüyüz, biz her şeyi yaparız' direnişi sürdükçe toplum bunalımdan bunalıma süruklenecektir. Türk toplumunu gün geçtikçe artacak bu bunalımdan kurtarmanın tek yolu erken seçimdir. Özal'ı Çankaya'ya gönderen ANAP'ın böyle bir etkiye, böyle bir güce sahip olup olmadığı ancak halkımızın oylarıyla belirlenecektir. Böyle bir erken seçimde, oy oram yüzde yirminin altına düşmüş bir partinin kendi kendine cumhurbaşkanı seçmesinin yanhşlığını düzeltmek çabaları başlayacaktır. SHP ile DYP'nin TBMM'de çoğunluğu ekte etmesinin sonuçları Çankaya'yı da sarsacaktır. Cumhurbaşkanım görevinden uzaklaştırmanın yolları, çareleri aranacaktır. Türkiye yeni yeni bunalımlara girecektir. Yapılacak bir genel seçimin Özal'ın partisini bir kez daha üçuncülük sırasına sokacağı açıktır. ANAP'ın, kendi başına seçtıği bir cumhurbaşkanım savunabilmek gücü de kalmayınca TBMM ile Çankaya arasında tatsız bir çekişme, bir savaşım başlayacaktır. Bütün bunlara gerek var mıydı? Özal ve çevresi için vardı! Turgut Özal ille de Çankaya'ya çıkmak, ailesiyle birlikte Çankaya'da yedi yıl geçirmek özlemindeydi. Bu onda bir tutkuydu, vazgeçilmez bir amaçtı. Sivilleşme adı altında sürdürülen bir inatlaşma sonucu hedefine de ulaştı. Ama demokratik kuralları, halkın istencini hiçe sayarak... 'Cumhurbaşkanım korumak' için açılacak davalar. soruşturmalar, sorgular şunlar bunlar, Turgut Özal'a halkımızın yüzde sekseninin direnişi karşısında sonuçsuz kalacaktır. Ister istemez Turgut Özal'ın Çankaya'dan indirilmesi gerçekleştirilecektir. Ülkemiz, halkımız gereksiz, yararsız bir sayaşım dönemine sokulmuştur. Bunun başlıca sorumlusu, Özal'a oy veren ANAP grubu, en başta da Çankaya'ya her şeyi göze alarak çıkmak tutkusu ıçindeki Turgut Ozal'dır. Ü TUKENM Stalın'li günler OKURLARIMIZA TESEKKÜR EDERİZ • Emret Cumhurbaşbakanım... ANAP'ta kabine beklentileri... • Sarı sutyenli kızın esrarı. Hayat kadını Kadriye, nasıl üniversıte öğrencisi oldu? • Multipl skleroz... Modern çağın hastalığı Tıkir işçileri"ni tehdit ediyor. • Opera sanatçılığından televizyon yıldızlığına... Lirik soprano Müjgan Özsan, Fosforlu Cevriye otdu. Stalin'ın özel sekreteri anlatıyor. 1920'lerde Kremlin. Entrıka, kumpas, kıyım... Boris Bajanov'un SSCB'de ilk kez yayınlanan anılan... Rusça'dan çevinsiyle despotizm günluğu. NOjCDL GECEN HAF1A DA j Cumhuriyet devletinın tarihınde ilk "cuma selamlığı" dün gerçekleşti. Tarih: 4 Kasım 1989. Osmanlı'da cuma selamlığı dün bu köşede yazıldığı gibi resmi bir gelenektı; padişah, saltanat arabasıyla saray dışında cuma namazına giderdi. "Selamlık resmi âlisi"ne devletin ileri gelenleri de katılırlardı. Cemaatle birlikte kılınan namaz, devletin dinselliğıni vurgular, halk gösteri yapardı: Padişahım çok yaşaJ.. Padişahım uğur o/a, ömrun uzun ola; mağrur olma padişahım senden büyük Allah var... Özal, her hafta cuma namazına gideceğini gazetecilere açıklamıştı; dediğini hemen gerçekleştirdi; ayağının tozuyla cuma selamlığını canlandırıverdi. Gazetelerin yazdıklarına bakılırsa ilk "cuma selamlığı" çok görkemli ve coşkulu olmuş; cemaat gösteri yapmış, sloganlar atmış; devletin ileri gelenleri de törene katılmışlar; Içişleri Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Adalet Bakanı oradaymışlar; görevlıler, polisler, koruma memurlarıyla cuma selamlığı geleneğinin ilk uygulaması yapılmış; cemaat Özal'ı alkışlamış: Dini bütün Cumhurbaşkanı... Çok yaşa Özal... • Cumhuriyet devletinın tarıhinde ilk "cuma selamlığı" dün gerçekleş*i. Peki, padişahlık döneminde son cuma selamlığı ne zaman yaşanmıştı? Yine bir kasım ayıydı. Yıl 1922. Padişah Vahdettin, kasımın 10'uncu cuma günü saltanat arabasıyla camiye gidıyordu; ama cemaat durgundu. O zamana değin sultanın çevresini saran kalabalığa ne olmuştu? Sadrazam Tevfık Paşa, 4 kasımda padişaha istifasını sunmuştu. 9 Eylül 1922'de Gazi Mustafa Kemal'in orduları, düşmanı İzmir'de denize döküp zaferi kesınleştirdikten sonra bütün dengeler değişmışti. Vahdettin, 10 Kasım 1922'nin cuma selamlığında yalnız ve hüzünlüydü. Cemaat arasından "Padişahım çok yaşa" diye sesler yükselıyor muydu? Bilmiyoruz, ama herkes bir şeyler olacağını sezınlemiş, bekliyordu. Son cuma selamlığı sönük geçti. Padişah "Altıncı Mehmed Vahideddin" bir daha cuma selamlığına gıdemedi Çünkü ertesi cuma bir ingilız zırhlısına binerek Türkiye'den kaçacaktı. Tarih: 17 Kasım 1922. * Cumhuriyet kurulunca cuma selamlığı kalktı. Çünkü devletin temelı laiklik ilkesine dayanıyordu; cumhurbaşkanı, bütün Tîırklerin başkanıydı, ister Müslüman olsun, ıster Hıristiyan, ister Alevi olsun, ister Sünni, ister Nakşibendi olsun, ister Yezıdi ya da Süryanı veya dinsiz, bütün yurttaşların devlet başkanı, laik cumhuriyeti temsil ediyordu. Vicdan özgürîüğü mü?.. Cumhurbaşkanı özgürdü; istediği inanca bağlanabilir, istedıği gibi tapınabilırdi. Ancak tapınmasını siyasal propagandaya dönüştürecek her türlü davranıştan kaçınması gerekiyordu. Şimdiye değin bütün cumhurbaşkanlan bu duyarlı kurala özen göstermişlerdi. Cuma namazlarını "selamlık resmı âlisi'ne dönüştürecek ve propaganda gösterisine fırsat verecek tutum ve davranışlardan uzak durmak cumhurbaşkanının kaçınılmaz görevidir. • Vahdettin son padişahtı; son cuma selamlığına bundan altmış yedi yıl önce gitti. Yıl 1922, kasımın 10'u. 82 Anayasası'nın 102. maddesinde dıyor ki: "Seçılen yeni cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder." Kasım ayının 9'unda cumhurbaşkanlığı görey devir ve teslimi yapılacaktır. 10 Kasım 1989'da Sayın Turgut Özal, Çankaya'ya oturacak. . 10 kasım bu yıl cumaya rastlıyor. Vahdettin cuma selamlığına son kez 10 kasımda gitmiştı; Özal cumhurbaşkanlığı görevini teslım aldıktan sonra 10 kasımda cuma selamlığına giderse, 10 kasımın Atatürk'ün ölüm günü olduğunu iyice anlarız Nitekİm tı VEFAT HAFTALIK HABER DERGİSİ Merhum A>"vacık İlköğretim Müdürü Ekrem Ünal'ın eşi, Dr. Muttalip Ünal'ın ve Şenol Ünal'ın annesi, Selahattin, Mehmet ve Ekrem Ünal'ın babaannesi, Betül Ünal'ın kayınvalidesi İLAN ELAZIĞ 1. ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No 1989/101 Karar No: 1989/263 Karşılıksız çek keşıde etmek suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkememizin 15.61989 gımlu karan ıle sanık Osman ve Dılşaı'tan olma, 1965 doğumlu, Elazığ Harpuı nahiyesi Merkez mahallesı, hane. 353'te nufusa kayıtlı bulunan Kenan Bağlıoğlu'nun 3167 savılı yasanın 16,1 maddesi gereğınce 1 yıl hapıs ve 1 yıl bankalarda çek hesabı açmasınm ve çek leşıde ecmesımn yasal lanmasına karar verılmış olup. ış bu gıvabi karar yapılan cum aramalara rağmen sanığa teblıg edılememiştır 7201 savıh kanunun 29. maddesi uyarınca kararın ılanen leblıjine ve gazelede neşrınden itıbaren 15 şun sonra kesinleşmiş sayılacağı ve ilan ucretinin sanıkcan alınacağı ılanen tebliğ olunur. Basın: 35814 Erdal Inönü nerede hata yaptığını anlattı ve el sıkışma konusunu bir kez daha değerlendirrJi. İSTANBUL ÜNİVERSİTESt İŞLETME FAKÜLTESl İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ'NDEN HAFTA SONU YÖNETİCİ YETİŞTİRME SEMİNERLERİNE ADAY ÖĞRENCİ KAYDI BAŞLIYOR SEMİNERLERİN AMACI; p Ulkemızın dışa açılıp dunya ülkelcn>le bütünle5me> e çalıştığı *IÎ guçlu rakıpierle mucadelc etmc zorunda oldufiu bir donemde, Ensmumuz >«nctıcı adayları ılc ıjtetroetenn ılk ve or.a kademe yönctıcıterını VAK'A VONTEMİ n UVGLL.4MAVA VONELİK BİR YONETİCİLİK ÖGRENtMI ılc gehşürılecek bılgı, ycien« ve nıtciıklerlc donaımak uzere HAFTA SONL >ÖNETİCI YETİŞTİRME SEMİNERLERtNl u>guİama>'a ba$!a>~a<:akti[", SEMİ>ERLERİN SURESİ: Scmınerlcr CumartesıPazar günlcn oünak uzere 2 Arafıfc [989 29 Hazıran 1990 tanhlen arasında vaklaşık 200 saathk bir süre>ı kapsayacak ve ulebın fazia olması halınck öğlcdcn Once \« öğleden sonra olmak uzere ıkı a>rı gnıp haiınde uygulanacakm Semınerlere kaulanlara başan sertıfıkas] vçnlecektir SEMİNERLERİN KAPS\MI vt ÖCRETİM KADROSU: Semmerlerde Yönctım vp Organızasyon, Pazartama, Beşcn tlıjkıler (Davramş Btiımı, Psıko(eknıfc). PersorKİ Yönetımı (tşçı'$ v erenl, Muhasebe, Isıatısiık, Genel İktısat, Uretım Yönetımı ve Kamu Yönettmı ıle ılgılı dersler verılecekıır Semmerler Türk ve >abancı ünıv«rsne ogretım üyelen ıle sektördekı başarılı uygulayıcılar tarafından yurutülecektır. KAVTT KOŞULLARI: J) Yuksek öğrenim görmüş olmak; (1989 guz âönetnmâe mezun olacak oğrencıler de ada> kavdı >apcırabıiırler) 2} Gene! yetenek testı ıte mulakatu ba$an ^ağlamak, 3) Ada> kayıUan 24 Kasım I9S9 gunu akşajnı sona crecck, 25 Kasım 1989 Cumartesı gunü saat 10 00'da seçım smavı ve mulakat >apı!acak. kesın kayıtlara 27 Kasım 1989 gunü başlanacak ve 1 Aralık 1989 Cuma günu ^on \enlecek, derslere 2 Araiık 1989 CümartesJ gunu Daîlanacaktır Aday kaydı ıçın 30 000 TL kayıt ucreti, 2 fotograf ve mezunıyeı ya da son sınıfta bulunduguna ilışkın belge gerekır Bılgı ıçm 1 Ü. Işletroe Fakühesi t$fetme tktısadı Ensııtusü Istanbul Ünıversıtesi Kampusu AvcılarİSTANBUL Telf 590 14 27 Basın 352^2 4.11.1989 Cumartesi günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. 5.11.1989 Pazar günü öğle namazından sonra Ayvacık'ta eşinin yanında toprağa verilecektir. AİLESİ HAJNİFE T4IİA ÜNAL emeğin bayrağı OZFX * Aydınlık Sosyalist Parti Revizyonistlerinin Yeni Saldırısı ve Cinayeti. C 1K T I B A Y I L E R D E * San Sendikacılık Mericezinde Bir Genel Kurula Doğru * Revizvonızmın "Yem Anayasa Çah|ma]an" Czenne * 45. Yıldönumunde Amavulluk Sosyalısl Halk Cumhunyeu 8. (stanbul Kitap Fuarı Programı: 4 kjsım C L.Tijrttsı Saaı l ! (Kt Rcıu T^vcrnıcr fvsın [opljmı •«a! ;'«ıBARIS\EMTAPS..«lc>ı \t\t Ncsır ( T > S Bjshdfin Lutfı Oı\oi I Isieç vazarlar BITI L .CM \ Saa; Ifr t*t IS(JO T > S slamJmuJ * . i j r ım/jsi Sdıi' il ııtt Nn.nia t Drjgo> hjvn u>pUniı\ Saa! I M I T I Y A Z A R O R G L T L F R İ \ t P E N ' V>>ICM Kunıj^mdt.ılcir Rontf TaveTinîr (PEN L lı.Jarara'. BdîkamJ > j>«ır Ktnid] ı TurM>c PE N k u i u p Bd^nan | <wjt I I U i M ' 0 Artdd. lul kıupvilria toplanıı S ^ J ' I.MN>Btrk(tm>kiuUe RO\1 A \ ^ A w R O M t r S EDFBIV \T\ 8. ISTANBUL KITAP FUAM Barış ve Kitap Okur kitabı>la. okur yazarıyla buluşuyor. Dokuz kaçırılmaz gün başlıyor. Birinde siz de bulunun. Yazarlarımız Fuar bovunca TYS standında kendi kıtaplarını ımzalayacaklar. Hdk Odii'ıı BdMn Toplantıv ı^NÇ î u v d p Halk Oıiuiu a v kla Sjdi 15 r«p B r knm;u dı>ar k A P k ASLAR vc FDfBH ATI K<>rnj>mat.ı!ıir Fai\ KİLei>tİt;r ı S>n> t r Abj/dAa/drt SvetldPd L turgjurr t Vn. \cf CıLrt^ u w n Mchmcı O^guj Saal İ6OOI8LHLI T ^ S Mandında kıtap im.UK Saaı 2Q CX) Tuyap Halk Odulunun »cnlmeM tcırenı sım (, ar>jr 412 Kasım 1989 TÜYfcP İSTANBUL SERGİ SARAYI T E P E B A Ş I * I S T A N B U L Zıyaret saatien: Hergun 11.0020.00 Giriş ücreti 1.000 TL'dir. Öğrenciler ve öğretim üyeleri kimlikJerini göstererek fuara ücretsiz girerler . N SAN Y A ^ I N L A R . NOBE^ TlP KlTABEVi . ODA YAYINLAR . OF^ICE DE PPOMÛTtON DE L EDtTlON PRANCAISE i^ransa . OZEfl YAY NLARI . »AN Y A Y I ^ U K . PATIKA YAY NCILiK . PAYEL YAYINEVI . PERA OPIENT KPAPÇlLİK ^ E YAYlNCIL'K . PRE^TICE HA^^ »NTERNAT ONA t . PRES GAZETE KPAP DEflG P A Z A R L A V A TlC V£ SAN AŞ . PECHOUSE YAYINEVI . REMZ1 Kİ" ABE VI NEŞRIYAT SAN TlC AŞ . RCTA > APlW TAMTIW PAZAR.AVA . RUH VE MADDE DERG 51 T AYI'4LARl . SA* DA Û r i M LTD ŞlRKEll . SEVG VA'NARl TC L~D ST! . SISTEM V A Y I N C L I K T CARET ı, E SANAYI AS . SORUN YAMNLARl • T C MARMARA VE BOGAZLARl BELEDtvELER BIRLtĞ » TAS KlîAPÇILIK VE /AYINC LtK .TD STl . T£KIN < r A 8 £ ' . . ^HE SRTlSH CCÜNClL . 'IG^AT 3ASIMEV1 . TURKIYE *UR NG KE 0T0W06lL KuPUMo YAY1N I S L E T M E S I • TJRK DH. KURUML . TJRK TARİH «URUMU . T U M DA KITAP »AYiN DAÛlTiM. üDEF £xPOR T ıFransa . UM»RESSE (Fransaı . VARLIK VAY NLARl A Ş . V AB YAY DAĞ TıM. YA PA VAv N DAZ SAN LTD ŞT . YAPl KREDl ''AY'NLARl . YAPPAK VA^IN^AR . >UIVAN 5TA\ YA v VC'lAF B W Ğl . V LVA YA 1 \^.Af*l. YAP KflED BANKAS A S • ^E** R U M S A L EVR M ARAS'lPMA^A^ Sjat ı l IHI V TLV \P 1MANBL L K I T A P FL \R\ O M R S \ N A K 1SI TtRHAN S E L C l k j p U k u vcrı mcsı lorrnı Saaı ? 00 TL RH.AN SFLC L K tte bC» LtŞI K Sa^; İ6ıj>"ı L6 OU T VS sidrO ap ımz«iM Saa I I CMI Adonıs hdijr E p Sjai ^ U M K I T A P B A R ! ! > \ E A T A T L R k ^,\n. k o n u } T i i t ! Prof Dr Tank Zafcr l ü ^ a J a Saaı ] ^ 0O18 00 T > S * t a n d n d j kııap ı m ^ s ı Saaı | S u O B ı r K . » m > u Hdlk t, AGDAŞ \ R A P S I I R l K c n u j m a c fdr A j ı ^ ı i < l ı ^ n j r < /ttrt) O/ds^ır ( n t t Süa: 16 (A) % <'x> 1 > s HijnJınOD i ı t a p .m^av S d j ' h y ü > L % A M S T A N t A > i M fLAR BIRLlOl Tl R k l V E > A V I V ILAR B)RL1(".IOR1 Ak T O P L A M I S I kt>nL>mat.ıldr T ı : d " n « Vj'ıki4.'s/j t >üfiıjn Vajtctf Jf Bırjıgr U ı n t ArıMıdıs klattn, Erol Erdurnnf rurkı>c > a v ı n c ı b r Biri Bv ı Avgoren Dınm tTurkı>c Vdvıncılar Bırt C,cnc\ Stkr^ a ı ) F r d a l O / r TYB Fuar S o r u m i u ^ ı YIL Seçkın fuarlar. . Seçkın ziyaretçiler... . AA vAVINevi lANGLOAMEPıCAN PflESS) . A3C VAYIN y,'E OAÛriM A Ş . ADA VAYINLARl . AFA D VAVINOL'K . ALAh /AViNCtK . ALFA VAVff^Cı^lK A 2 SAN LÎD ŞTl . ATlN KCAPLAR VAVfNEVf . AMAÇ VAYlNC LİK SANAV ,/E ' I C A B c ' LTO ŞTl . ANA T*VINC LİK SANAT UR^NLERI PAZARLAMA T SAN V£ T C A S . ANAOO'^o SANAT * Al NC»LK VE GUZEL SANAT^Afl L"O Ş . ARBA YA> N^ARi T 1 V . AflKECLOj VE SANAT *av[M>ARl . APKlN • ABEV' . ARITAS fA i N VE DAĞ "IM . AVRlN" ! A < V NLARl .BAGLAM YAYINLAR . BEDESc • B E L G E UUUSLAfiARASı YAYI^ClLlK . BESA1' fASANCI YA*IN MERKEZ' . 3EYAS VAViVAP . 8L3< tA/ÎNEVı . 3 LİMSE^ E S E R L E O KOLLEKTIF Ş'RKETi . BflOY . BO^oT YAON GRüBU • BOYU T VAYlNEVI T»C VE SAN LTD ŞT . CAN v A CliyLAflt . CEM t'AYINE^ • CEP K I T A P L A R AŞ * Çf.AR VAYıNLAfll . CüMHU(1lYE"r MA'BAACHJK VE GA2£TECiLIK 7 A Ş . DiLKO ENGLISH CE^TFES . DOGAL HAYATı KOP JV4 DERNEĞı . 3OS T YAYINLARI . DLNYA SJPER DAĞiT M TiCARET \,E SANAV. A Ş • £ VAYINLAP A Ş . EGtTlM fAVlNLAPı 3AN VE TtC A Ş . ENGIN PAZARLAMA . EPS1LCN •'AVıNCl1»" H ZV£T£O| "ıCARE" SANAV] LTO Ş T . EREN v»YiN C^ K VE K!TAF»OUK LTD ŞTl . ERPAŞ YAYINLARi . ES1N YAY r*EVI . EVBENSEL KITABE^l . EVPlM SAS*V YAYIM 3 A Ğ ' X ( M . c l ^ YAYINEV • c O N u MEKTIJPL& OGR£T(V . FOflV MATSAAClUK LTD T T 5 l . GEUŞtM VA>P^LAR! A S . GRCLIER IN EONAT ONA t INC YAvfMCIL'K . GUMEŞ VAY N^ARl v c A 5 . GU* A>INwARl . HACHET'E rai5a . HA$£T • TA3EVI A Ş . HATIER ıN^ERNATlONAL ( T Fansa • ŞlK VAVINC1LIK . l'T BILKA BILG \£ *Av%AK 1CARET A S .BER DlŞ T CARE' ^0 $T| . LETıŞiM YAYINLARİ GAZETE BASPJ SANAYI VE ~ICARE~ ANO*1I^ ŞlFKETi . ,KL 3ASIN VAYtM . INKILAP KITABEuı YAVIN ı,'E TıC AS • KABALO KİTAP YAVIN CAGPIM PAZARLAMA . KAVRAM YAV1NLARI . KAVA YAVifjLARI . KITASI MUKADD€S S'P^E" 1 * KJLTjP y AVINLAR ıŞ'LJPK L M.TED &IRKETI . ^ıBRAJRIE FBANCA<SE ANKA . LITEPATJR . AYINC LtK DAĞrtV P A Z A R L A M A SANA^1 VE TıCARET LTO ŞIRKET . M E B DEVLE" KrApLARl MLOuRLüGj • W ARMARA BASlN f AY1N A Ş . MAV3LLLT V AYINLARı . MEDlA PRIST BAS M TIC ARE^ A Ş . M t )S VA • NDL • ^D ŞT] . MH< < /ETYAYıNAŞ . MIVAR •* *,C.£* CRuS v O". . NE' T j=hS" K fA^'K^A^ ^A\A ı VE ' J CARE" A $