18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1989 KÜLTÜRSANAT MÜZİK FİLJZALİ CUMHURİYET/5 2 0 müyara 'Nilüfer Çayı' • LONDRA (Cumhuriyet) Claude Monet'nin 'Nüüfer Çayı' tablosu beklendiği gibi yaklaşık 6 milyon sterline (20 milyar liraya) satıldı. Pazartesiden beri devam eden ve bugün sona erecek olan izlenimci ve modern dönem tablo satışında, Modigliani'nin 'Kara Giysili Kız' tablosu da sanatçı için rekor bir fiyata; 5 milyon sterlinin biraz üstüne (17 milyar lira) satıldı. Aralannda bol miktarda Picasso, Renoir, Gauguin, Cezanne gibi 19 ve 20. yüzyıl sanatçüaruun eserleri bulunan 72 tabloya, yine Japonlar büyük ölçüde rağbet ettiler. Bazı Japon ahcılar, satış sonrasında isimlerinin açıklanmasından sakınca görmedi. Evvelki gece "Christie" salonundaki satışa kattlarak büyük peyler sürcn "Aska" adlı uluslararası Japon firmasının, yine "kesenin ağzını açtığı" izlendi. "Sotheby"deki satışın bugünkü son gününde 192 ayrı tablo satılacak. 'Buzlar Çöztilmeden' • Kültür Servisi Şehir Tiyatrolan'nca ÜskUdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde oynanan "Buzlar Çözülmeden", televizyonda aynı konuyu ele alan "Deli Deli Tepeli"nin gösterilmesinden sonra kapalı gişe sahnelenmeye başlandı. Cevat Fehmi Başkut tarafından yıllar önce yazılan ve bircok tiyatronun defalarca sahnelediği oyunun dekorlannı yazann oğlu Acar Başkut hazırladı. "Deli DeU Tepeli"nin televizyonda gösterilmesinin oyuna yönelik ilgiyi arttırdığı ve kapalı gişe sahnelenmeye başladığı öğrenildi. "Buzlar Çözülmeden", karla kaph kasabaya iki delinin aniden gelmesiyle başlayan ve kasabalının gelenleri kaymakam ve hâkim zannetmesiyle gelişen güldürüleri konu alıyor. tDSO'nun hafta sonu konserlerini Amerikalı şefDelta David Gieryönetti 'Memlekettekilere yazmaya değmez' ru. "Mozart oda müziği gibidir, şefın sürekli d kol sallayıp müziğe miidahale etmesi müzisyenlerin konsantrasyonunu bozar. Mozart en ideal biçimde başkemancı tarafından veya klavsenden ya da piyanoforte'den yöoetilir" diyor. Gier'in sunduğu program biraz tersyüz edilrniş bir programdı. Sergey Prokofiev'in dört kısa bolümlü klasik senfonisi ara Mozart'ın 5 numaralı KV 219 la majör "Alla Tnrca" keman konçertosu, sonraGeorge Gershwin'in Küba Uvertürü ...ve de konser bitti. Uvertür sonda, solist aradan sonra ve senfoni başta. Ne yapalım, herhalde herkes solisti dinleyip kaçar diye korktular bizimkiler yine. Bence solistsiz bir konser verip ne olacağını bir denesinler bakalım... Gelelim eserlere. Prokofiev, 1917'debestelediği bu ilk senfonide Haydn ve Mozart'ın klasik senfoni süllerini, dillerini 20. yüzyıl teknigi ve diliyle yorumlamıştı. Ne demekti bu? Prokofiev, iki yüzyıl boyunca epey yol kateden armoni, tonalite ve ritm anlayışını ve kurallan, 18. yüzyıl yazı tekniğine uygulamış ve ortaya motifleri rokoko danteli zarafetinde, inceliğinde olraakla birlikte, disonanslan ve sürprizleriyle 20. yüzyıl başı abstraksiyonlannı içeren bir yapıt çıkmıştı. İDSO ile Gier'in yorumunda bu incelikleri bulmak, hele hele temizlik aramak abesle iştigal etmekti. Gelelim Mozart'ın o artık hepimizin çok iyi bildiği "Alla Turca"lı keman konçertosunu yorumlayan Cihat Aşkın'a. Konser sırasında yanımda Snna Kan oturuyordu. Onun iyi niyeüne en az müzisyenliği kadar hayranım. Suna'ya göre Cihat "çok yumuşamış". Yani çok iyi. Yumuşamış Cihat ve Mozart çalıyor olması, Mozart'ı öğrenmesi de yetişmesinin bu asamasında çok önemli. Ancak, henüz Cihat ve Mozart birbirlerine tam olarak alışamamışlar. Süslemeler, cümlelerin başlangıç ve sonlannın behrlenmesi, vurgulann yeri ve gücü, bağlar, nefesler, ritmik dinamizm gibi önemli aynntılar Mozart'ın o çok basit gibi görünen notalanmn ardında gizli tuzaklardır. lşte Cihat önümüzdeki calışma yıllarında onlan birer birer bulup etkisiz hale getirecektir mutlaka. Şehir Tiyatrolara'na boykot • Kültür Servisi Tiyatro ve Televizyon Yazarları Deraeği'nin 23 ekim tarihli kongresinde alınan "Şehir Tiyatrolan'nı boykot" kararı derneğin bütün üyeleri tarafından onaylandı. Derneğin son kongresinde alman kararla ilgili olarak bir açıklama yapan yönetim kurulu, boykot bildirisinde şu sözlere yer verdi: "Üyelerimizin, Şehir Tiyatroları'nı yasadışı olarak işgal eden zihniyetin uzaklaştirılacağı güne kadar söz konusu tiyatroya piyes vermemesi kararlaştınlmıştır!' Başkanhğını Recep Bilginer'in yaptığı, Tuncer Cücenoğlu, Güngör Dilmen, Haşmet Zeybek, Refık Erduran, Nezihe Araz ve Tank Buğra'dan oluşan yönetim kurulu kararını, derneğin bütün üyelerinin onayladığuu belirten yönetim kurulu üyeleri, bu boykotun Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün'ün görevden alınmasına yönelik olarak yapıldığını bildirdiler. DYO resim yanşması sonuçlandı • Kültür Servisi Yaşar Holding'e bağlı kuruluşlardan biri olan DYO'nun düzenlediği 23. Resim Yanşması sonuçlandı. Yanşmaya katılan 262 eserden 68'i scrgilenmeye değer görülürken, Cengiz Bodur'un "îsimsiz", Yüdız Çifti'nin, Ali özçelik'in, Alp Taner Ulukıhç'ın "Zaman.Dye Birşey" ve Mehmet Yılmaz'ın "Zaman Diye Birşey" ve Mehmet Yılmaz'ın "Fiskosçular" adh yapıtları ödüllendirildi. Canan Atalay, Feride Binicioğlu, Muammer Bozkurt, M. Zahit Büyükişleyen, Ihsan Çakıcı, Yaşar Ali Güneş, Devabil Kara, Hayati Misman, Birol Özcan, H. Avni öztopçu'nun yapıtları ise mansiyona değer bulundu. Prof. Dr. Turan Erol başkanhğındaki seçici kurulun sergilenmeye değer gördüğü 68 yapıt, 215 aralık tarihleri arasında Basm Müzesi Sergi Salonu'nda görulebilecek. Boston'da aynı evi paylaştığımız bir Ingiliz arkadaşım vardı öğrencilik yıllanmda. Herhangi bir konu hakkında iyi ya da kötü fikir beyan etmek istemedi mi kısaca, "..memlekettekilere yazacak kadar önemli bir şey değil.." anlamına, o herkesi küçümseyen Ingiliz tavrıyla, "Oh, it's nothing to write home about" derdi. Son zamanlardaki Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) konserleri için söylenecek tek cümle, ezcümle ve aynen, "...memlekettekilere yazacak kadar önemli bir şey degil..." oluyor yazık ki. Oysa bu son konsere ne ümitlerle gittniştim. Işimi gücümü, hastanede yatan kızımı bırakarak üstelik. Şef genç bir Amerikalıydı. Adı: Delta David Gier. Aslı Almancada Geier gibi yazuıyormuş, ama değiştinnişler. 1960 doğumlu; daha çiçeği burnunda yani. Michigan Üniversitesi'nin orkestra şefliği bölümünü bitirmiş. Piyano ve trompet çalmayı biliyor. Orkestra şefliğine yardımcı olsun diye keman ve şan dersleri de almış. İyi etmiş. Oldukça hırsh ve merakh bir genç yetenek kuşkusuz. Işe alt basamaklardan değil, doğrudan doğnıya en üstten başlamak gereğine inaruyor. "Ufak bir okul orkestrasmda şefliğe başlarsanız hayaünız boyunca okul orkestralan yönetirsiniz" diyor. O da okulu bitirir bitirmez Philadelphia Orkestrası'nın şefliğini yapmakta olan Riccardo Muti ile çalışmaya başlıyor. Gier, şefler arasında Leonard Bernstein'i, Klauss Tennstâdt'ı, Charles Dutoit'yi çok beğeniyor. Zubin Mehta'ya ise pek kulak asmıyor. Fulbright Bursu kazanarak Amerikan hükümetince konserler vermek üzere Doğu Avrupa'ya gönderiliyor. Bir yıl boyunca Romanya, Macaristan, Çekoslovakya filan dolaşıyor, orkestralar yönetiyor. Delta David Gier, Doğu Avrupa ülkelerinde yorum açısından değişik şeyler öğrendiğini, hele Bela Bartok'u yeniden keşfettiğini itiraf etse de belli ki Mozart yorurnunu Doğu Avrupa veya Orta Avrupa geleneği içinde düşünmeyi henüz öğrenmemiş. 'ÇOK YUMUŞAMIŞ' Devlct sanatçısı kemancı Suna Kan'a gö Ya da öğrenmiş de bizim orkestraya uygulamanın re, kemancı Cihat Aşkın "çok yumuşamış." Yani "çok iyi." Aş zorluklanna vakıf olamamış. Ashnda genç şefın kıa, geçen hafta sonu Mozart'ın keraan konçertosunu yorumladı. Mozart konusunda duşündükleri son derece doğ Leniıı maskı satddı • LONDRA (AA) lngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan bir müzayedede, Sovyetler Birliği'nin kurucusu Vladimir İlyiç Lenin'in öldükten sonra alınan ilk maskı 10.200 dolara bir Amerikalı tarafından satın ahndı. Heykeltıraş Sergei Merkurov tarafından 21 Ocak 1934 günü yapılan mask, SSCB'nin izniyle Philips müzayede salonunda satışa çıkanldı. Ancak maskı alan ABD'li ile satan kişinin kimlikleri acıklanmadı. 20*nci yüzyıl Sovyet sanat eserlerinin satıldığı müzayedede, Lenin'in 1947 yıhnda yapılan porselen büstü ise alıcı bulmadı. Sidney Janis öldti • Kültür Servisi Amerikalı ünlü galeri sahibi ve koleksiyoncu Sidney Janis, New York'ta 93 yaşında öldü. New York'taki galerisinde Avrupalı ustalann yapıtlarını sergileyen ve "soyut dışavurumculuğun" dünya çapında yayılmasına önemli katkılarda bulunan Janis, 1967'de aralannda Picasso, Mondrian, Klee ve Bocconi'nin yapıtlannın da buhmduğu özel koleksiyonunu Modern Sanat Müzesi'ne bağışlamıştı. 1920 ve 1930*larda Avrupa'ya giden Janis, Parisli ressamlann ünlü yapıtlannı New York'ta sergilemişti. önde gelen müzelerde sergiler düzenleyen ve sanat yazılan yazan Janis, Uk galerisini 1948'de açmıştı. MSÜDevletKonservatuvarı'nın UlusalMüzik Yanşması Birer sporcu gibi yanşmalı Bu yıl keman dalında düzenlenen yanşmanın birincisi Ersun Kocaoğlu. İkinciliğe Işın Çakmakçıoğlu, üçüncülüğe Bulgaristan'dan göç eden Özcan Ulucan değer görüldü. Tabiat tarihi BURSA(AA) Bursa •Kültür ve Sanat Vakfı, lustafakemalpaşa'nın Paşalar Köyü'ndeki kazılarda bulunan ve tabiat tarihinin kesitini yansıtan 1214 milyon yıl önce yaşamış hayvanlann fosülerini sergileyecek. 1983 yılında Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Başkanhğı'nın izni ile başlatılan kazılarda, 1214 milyon yü önce yaşamış, 55 tür hayvamn fosili bulundu. Bunlar arasında kemirgenler, et yiyiciler, böcekgiller, fıller, atlar, gergedanlar, zürafalar, domuzlar ve primatlar bulunuyor. Sergi Büyükşehir Belediyesi Güzel Sanatlar Galerisi'nde 4 arahkta açılacak. 'Ifesemin' filmi ödtil aldı • BONN (AA) Alman sinemalannda haftalarca gösterimde kalarak büyük başan elde eden ve başrollerini Şener Şen ile Ayşe Romey'in paylaştıklan "Yasemin" filmi, Alman Gençlik Video Odülü'ne değer görüldü. Federal Gençlik Bakanı Ursula Lehr tarafından Bonn'da düzenlenen ödül töreninde "Yasemin" filmi ikincüik odülünü aldı. ödüle aday gösterilen 57 fılm arasında birinciliği Louis Handoki'nin "GabyEine Çahre Geschicthte" (Gerçek Bir Hikâye) adh fılmi ahrken, Hark Bohm'un "Yasemin"i ile David Leland'ın "I Wish You Were Here" adh fdmleri ikincüik ödülünü paylaştılar. 6 filme verilen "1989 Alman Gençlik Video ödülü"nün toplam miktannın ise 18 bin mark olduğu bildirildi. Birkaç hafta önce Münih'te bulunduğum sııada Münih Gençlerarası Ulusal Piyano Yanşması'nın ilk elemesine dinleyici olarak kaülmıştrm. Yanşma, Münih Yüksek Müzik Okulu'nda yapüıyordu. 7 ile 19 yaş grupları arasında yapılan bu yanşmada her yaş grubunun kendi birincisi seçiliyor, bu seçüen kişi sonra Bavyera eyaletinin bütün irili ufaklı kentlerinde yapılan yanşmalann birincüeriyle yarışıyordu. Bavyera eyaleti birincisi ise son aşamada Almanya'daki bütün eyaletlerin birincüeriyle yanşıyor ve sonunda her yaş grubundan şansh ve yetenekli birer genç Almanya birincisi seciliyordu. Bu yanşmalann ilk aşamasına isteyen herkes tabii öğretmeninin onayıyla kaülabiliyor. Hatta Münih'teki yansmaya katılan ufaklıklar arasında bir sürü hata yapan, takıhp tökezleyen çocuk vardı. Kimse bu çocuklara aman ne kötü calıyorsunuz demedi, onlar da hallerinden pek öyle şikâyetci değillerdi. Belli ki, bu yarışmaya kendilerini denemek içni kaUlmıştı çoğu. Ulusal yanşmalarla, müzikle uğraşan gençkre bir amaç yaratüdıgı, kendi kapasitelerini sınama şansı sağlandığı ortada. Aynca yanşmalann içinde bulunduğu ortamda dikkati çekemeyen değerlerin de keşfedilmesi açısından çok yararlı olduğu su götürmez. 1981 yılmda Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan tarafından başlatılan Ulusal Müzik Yanşması da yukanda değindigimiz nedenlerle Türk müzik yaşamına küçümsenmeyecek bir hareketlilik kazandırmakta her yıl. Ulusal Müzik Yanşması'm başlatan ve sekiz yıl yaşatan eski MSÜ Devlet Konservatuvarı Müdürü İLK ÜÇE GİRENLER Yanşmada birinti olan Ersun Kocaoğlu (solda) 1 yddır BUkent Üniversitesi'ndt ögretmenlik yapıyor. Yanşmanın ikincisi Işın Çakmakçıoğlu (sagda) Londra'da Kraliyet Akademisi'nde ögrenci. Üçttncii olan Özcan Ulucan (ortada) yanşnıaalann en genciydi. (Fotojraflar: Muharrem Aydın) Özer Sezgin'e bu yıl yanşma ödül töreninde Istanbul Fifarmoni Vakfı tarafından bir plaket verildi. özer Sezgin: "Ulusal Müzik Yanşmasf na 1981 yılında keman yanşması ile başlamıştık. Sekiz yıl boyunca kapı kapı dolaşıp para arayarak yanşmayı ber dalda sürdürmeyi başardık. Bu yıl yine Uk baştaki gibi keman yanşmasına sıra geldi ve yanşmanın tüm masraflannı Filarmoni Vakfı ustlenerek ilk defa rahat bir soluk alınmasını sağladı" diyor. Devlet Sanatçısı Suna Kar'ın başkanlığındaki Seçici Kurul Gülden Turalı, Göoiil Gökdogan, Oktay Dalaysel, Yusuf Güler Aksöz, Hazar Alapınar, Saim Akçıl, Murat Tamer ve Nuri lyicil gibi uikemizin önde gelen keman öğretmenleri ve icracılanndan oluşuyordu. Seçici Kurul üyesi Gönül Gökdoğan yanşmayı şöyle değerlendirdi: "Bu yılki keman yanşmasında sadece altı aday vardı. Biri çekildi, böylece yanşmaya beş aday katıldı. Beş adayın biri elendi, kalan dört adav ikinci elemeyi ve finali yapülar. Aslına bakarsamz kaolımın daha zengin olmasım isterdik. Konservatuvar bulunan bölgderde, yöresel nitelikte yanşmalar (tıpkı Almanya'da olduğu gibi) jnpılsa bu miızisyenleri aday olmaya heveslendirir ve katılıma yöneltir kanaatindeyim." Yanşmanın birincisi Ersun Kocaoğlu, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvan'nı bitirmiş. Bir yüdır BUkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi'nde ögretmenlik yapıyor. tkinciliğe seçilen Işın Çakmakçıoğlu, tstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nı bundan üç yıl önce bitirdi. Devlet bursu ile Viyana'da iki yıl okudu. Son bir yddır Londra'da TKraliyet Akademisi'nde öğrenci. Yarışmacılann en genci olan 16 yaşındaki Özcan Ulucan, Bulgaristan'dan göçen bir soydaşımız. Yanşmanın en genç ve en iyi piyano eşlikçisi de Özcanın kardeşi idi. Almanya'da kitap tanıtımı • Kültür Servisi Hikmet Altınkaynak Batı Almanya radyolarında Türkçe kitap tanıtımı programlan hazırlayacak. Yazar, eleştirmen Altınkaynak kitap tanıtım programlannın ilkini 8. TÜYAP Kitap Fuan'na Uişkin olarak gerçekleştirdi. Köln Radyosu'nda yayınlanan konuşması daha sonra Türkçe yayın yapan bütün Alman radyolarında verildi. 59yaşında ölen müzikologProf. Dr. Gültekin Oransay'ın ardından Avustralya'da Emel Sayın'a ilgi • MELBOURNE (AA) Ünlü ses sanatçısı Emel Sayın'a, Melbourne'da verdiği konserlerinden birinde, Özdemir Ayrancı adh bir işadamı tarafından Singapur'dan özel uçakla getirtilen 8 milyon Türk Lirası değerinde orkide hediye edildi. Hüsamettin Subaşı ve Güler Işık'la birlikte bir dizi konser vermek üzere Avustralya'ya gelen Emel Sayın, ilk olarak Sydneye uğradı. Büetlerin 100 dolara (190 bin lira) satıldığı ve ikisi Sydney'de, ikisi Melbourne'da verdiği konserlerinde sanatçıyı 5 bin kişi izledi. Özelhkle Melbourne'da büyük ilgi gören sanatçı, sahnede seyircilerin hücumuna uğradı. Kendisini öpmek için birbirlerini çiğneyen insanlann arasında kalan Sayın'ın, şarkılanm zorlukla okuduğu gözlendi. Tek kisilik bir tmizikbilim ordusu RUHİ AYANGİL Hakkındaki iddialardan aklanmış olarak ölümüne değin derslerini sürdürür. Müzik alamnda, yüzlerce radyo programını, makaleleri, ansiiclopedi maddelerini'41, bilimsel tebliğleri, kitap ve dergi yayınlannı, derslerini, seminerlerini 59 yıllık ömürcüğüne.sığdırabilme uğraşmdaki Gültekin Oransay, tek kişilik ordu gücüne erişmiş bir bilim savaşçısıdır. Süleyman Nazif'in, tbniilemin M.K. lnal için söylediği, "Ne kendi benzer kimseye, ne kimse kendisine" mısraının hükmüne erişen nadir "phenomen"lerdendir Oransay Hoca. Bu hükmü, sahaflardan, kitap müzayedelerine (Ayhan ve Uğur'un düzenlediği son müzayedeye, gece otobüsü ile gelip akşamına yine 3 Arahk 1989 pazar günü saat: 14.00 SHERATON OTELİ EŞYA MÜZAYEDESİ Hoca Ali Rıza koleksiyonu Hikmet Onat • Sami Yetik Cernal Tollu Ayetullah Sümer Pertev Boyar 1. Safi Şerif Rcnkgörür HattatKâmilAkdik, Osmanlı ve Rus Gümüşler, GalleBohemponelen vazoveaşujdikler, Sevres, ].P. vazolar,mermermınelipelesenkçtnsebpavekolonlar. TEŞHİR: 1413627 140 49 37 MAKSUTVAROLMÜZAYEDEGALERİSTNDE NİŞANTAŞIAkkavak Sokak katlı otopark akı Tunaman Çarşıa Müzayedecitik ve Tic. A.Ş. "Benim bunda karanm yok, ben bundan .gitmeğe geldim / Bazergânım, metâım çok, alana salmaga geldim" 1 . 19301989. İki tarihi ayıran "tire"de, çocukluktan erişkinliğe, tutkulanyla, başanlanyla, aşklanyla, doğrulan, yanhşlan ile didinmesi, evet en çok didinmesi ile rengâhenk bir serencamın nakışh ifadesi vardır. "Yanlışsız olabilmenin", "mükemmele erişmenin", "eksik gedik bırakmamanın" bitmez tükenmez "çileli ve endişeli didinmesi". Nimete erişmek için külfet ve zilleti sırtlamaktan bir an olsun kaçınmayan, karanlığın içinden, ondan nefret ederek gelen, nimete, ışığa, ondan şüphe ederek giden bir şuunın serencamı. Kendi getirdiği ışıkla bütün diğerlerini a>Timsız, yansız yargılayan, gereğinde Gültekin Oransay, Süleyman Nazif'in "mumlan, yatsıdan önce söndürmekten" çeİbnülemin M.K. lnal için söylediği "Ne kendi kinmeyen çağdaş Prometheus'tur. "Küğbi121 benzer kimseye, ne kimse kendisine" mısraının limci ve kiiğ yazan" Oransay. . Daha, doğuşu ile Batüıdır (1930, Berlin). hükmüne erişen nadir "fenomen"lerdendi. Öğreniminin 193654 yılları arasındaki seyriyOransay Hoca, yüzlerce radyo programı, le de bizden. (Ankara DTCF ve ADK korapov makale, ansiklopedi maddesi, tebliğ, kitap ve zisyon bölümü. Burada Usmanbaş, Saygun dergi, ders ve semineri 59 yıllık ömrüne ve Akses'in öğrencisi olmuştur.) Sonra, Almanya'da, akademik hayata giriş. (Münih sığdırmıştı. Üniversitesi Felsefe Fakültesi'nde anadal olarak "küğbilim", yan dallar olarak Yakındoğu bilgisi, Sami dilleri bilgisi Arapça, îzmir'e dönmüş, sanırım bu, lstanbul'a son "Yunus'un, "Bu âlemi kesrette sen Yusuf Süryanice aynca Latince öğrenimi. 15. ve 19. gelişi, bizim de son görilşmemiz olmuştu.) u ben Yftkâb / 01 âlemi vabdette ne Yusuf Yüzyıllarda Geleneksel Türk Sanat Kflgünde özel kitaphk ahmlanna uzanan bir "kitap u ne Ken'an" beyti anlamınca, "senben" eğezgisel çizgi ve makam kavramı'31 başlıklı ça noU kurdu" kişiliği ile; "Bao Tekniği ile Ya risine, 'nene" doğrusu ile20Kasım 1989'da lışması ile girdiği doktora smavını pekiyi de zan 60 Türk Bağdar", "Çagdas Seslendirici "hâtime çeken" Oransay hoca, Ustalan, Raflf rece ile asarak felsefe doktoru sarunı alır.) lerimiz, Küğ Yazarlanmız", "Musıkî Lstilâ Yektâ'lar, Arel'ler, Ezgi'ler Töre'ler, Kara(S Ve 1962'de Türkiye'ye dönüş. Devlet gö hâtı >", "Bağdarlar Geçidi", "Atatürk ve deniz'ler, Yönetken'ler Gazimihâl'ler ve tlerevleri ile Israil, Hollanda, Belçika, Tunus, Küğ", "Konçerto Kılavuzu", "Bach Kılavu rici'lerle buluşmak üzere erkenden "ftrfif yoCezayir, Avusturya ve Almanya'ya gidişler, zu", "Fasıl Küğü Defterleri"<«> ilh. kitap ve lu"na düştü. folklor derleme çahşmalan ile akan yıllar. "Küğsel Yapraklar" (YıUık dergi, 1978, 8 saGule güle Oransay Hoca! 1971'de AÜ tlahiyat Fakültesi Türklslam Sa yı) adh dergi yayıncılığının yer aldığı "Türk naü kürsüsüne giren Oransay, 1972'de AU Uf Küğ Belgeseli"ni oluşturma çabalan ile Ay11) Yunus Emre. ki ve Türk Din Musikisi adlı çalışması ile do han San, Yavnz Daloglu, Yetkin Özer, Fırat 12) KÜĞ: Müzik; KÜĞBİLtMCt: Müzikolog. çent unvanını alır. 1977'de 9 Eylül Üniversi Kutluk, Serap tlhan ve Serhat Durmaz gibi, (3) Die Melodische linıe und Der Begriff MAKAM der traditıonellen Türkıschen Kunımusık vom tesi GSF'ye bağlı müzikoloji bölümünü ku töresini sürdürmeyi görev bilen genç 15. bıs zum 19. Jahrhundert. rar. Bölüm başkanlığını yaptığı bu yerden, "küğbilimcileri" bu ülkeye armağan etmesi GROVES Diclionary of Music and 1983'te 1402 sayılı yasa uyannca aynldığın Ue 15 bin cildi aşan yazma basma, kitap, der (4) Musiaans1954. da ülkemizin Uk müzik profesörü unvanını gi, nota, plak bant içeren özel kitaplık ve (5) Muallım Kâzım Uz'un Müzik Sizhgil. (akademik yollardan geçerek) taşımaktadır. arsivinde Türk Müzik Tarihi'nin "Corpus' (6) Son kıtabı. 'unu toplamaya yöneük iştihası ile "küğ"lü, "özaşıf'h, "taşübezek"li, "Bnyuk FA'dan''h, "ildf'li küğbilim tilcikleri Ue; şüphesi, özgüveni, çahşkanlığı ve tecessüsü ile kat be kat hak etmiştir. Bilim kişiliği ve akademik hayati, Türk müziğinin ve genel olarak "müzigin" nasıl anlaşüması, ele ahnması ve değerlendirümesi gerektiği yoUında "mürikologlara" ve "çagdaşlık rolü kekemelerine" yol gösterecek "yöntem, ferâset ve belâgat" örnekleri Ue örülü bir kişilik ve hayattır. O'nda, bilimsel kavga mağrurluğunu vefasızhk çamuruna bulaştırmama erdemi, yazdığı kitaplanm "uslama" nitemi ile ithaf edebilme zarafetine bürünerek, "ariflere" ilk sayfadan verilen derse dönüşür. Bulut'un yapıtlan • İZMtR (AA) Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Doc. Gören Bulut, 13. kişisel resim sergisini Izmir Mask Sanat Galerisi'nde açtı. Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra Londra Martins School of Art ve Chelsea School of Art'ta birer yıl master yapan Gören Bulut, eserlerini yurtdışında üç kez sergiledi. BüGÜN • 'Günümüz Türk Öykücülüğü' Tomris ~ Uyar, Muzaffer Izgü, Bekir Yıldız ve Atilla Özkırımlı'nın katıldıklan "Günümüz Türk Öykücülüğünde Gerçekçiliğin Değişik Boyutlan" konulu tartışma, saat 19.00'da Mülkiyeliler Birliği'nde yer alıyor. • Japon filmi Yönetmen Youji Yamada'nın "Tora İçin Kalpler ve Çiçekler" adh füm, saat 16.30'da MSÜ Oditoryumu'nda yer ahyor. • • Japon Kültür Haftası Prof. Beril Anılanmert'in "Japon Seramik Sanatı" üzerine konuşması saat 10.00'da. Yrd. Doç. Ferit özşen'in "Hakone Açık Hava Heykel Müzesi" konulu konferansı ise saat 11.00'de MSÜ Oditoryumu'nda dinienebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle