25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1989 HAVA DURUMU Meteorolojt Genel Müdurlüğü'nden aknan txlgıye göre; butün bölgetemnız çok buluttu ve yajşlı geçecek Vağışlar yer yer etkili ve surekli olmak üzere geneJMde yagmın yer yer saganak, takya. Iç Ege. Iç Anadokı'nun kuayba&sı Ue Bab «e Orta Karaderriz'de karla kanşık yaumur ve kar şeklirde olacak. HAASKAKUĞI Yuröun batı tesimterinde hissedKr derecede olmak iam tüm yurtta azatacak. RÜ2GÂR. Yurdurı batı kestmterinde kuîey ve ba Kuvveonoe saatte 1623, Batı Karadeniz ve Ege'de 4045 denız ü, dogu kesmılerinde güney ve batı mifi hızla esecek. DENIZ: Mutedıl Batı Karadeniz İle Ege ve Bat yörterten orta kuvvettB, zaman zaman Akdeniz açıktarmda kaba «e çok kaba dalgaiı olacak. OaJga yukkuvvetfce esecek. Oemztenmizae rüz seklıjı 125, Bat Karadeniz Ue Ege ve Batı Akdeniz açıldarında gâr: AMenizfle gunbabsı ve Iodos. 34, yer yer 5 metre dolayında bulunacak. Van Gulü'nde hava ttetd denizlerimizde yıMız ve karayel Çok bulutlu ve yaflı.mrtu geçecek. den 46, Batı Karaderrâ ve Ege'öe 89 Mana CUMHURÎYET/17 TURKIYE DE BUGUN Y 17° 12° KyaıtHtar Y 10° 6°Mansa K 2°«°ICMara* Y 5° PEtkme Y T> 1°ltesin Mıyaman Y 12° 5°Eraıcan Y 5° 2° MuOla Alyon 0 Y 1° S E*?ehir K A«n K 4°1° Gaaamep Y 13° Ankara Y 15° 8°Gircsun Y 9°<*0ı*ı Antafcya Y 12° S°SumuslaneY 6° 0°Ri2! 9° 3°Samsun Y 8° 2°HaMdn Artnn 6° rSBrt Y 11° *> 0°S»wp 5°1° Isönfiul Baiıkssir 9° 2"Sıvas 5° 0°İ2mır Sıleck 9» «"Kaıs 9 tf 5° 0°Kasamonu K 3°<° Trafimn Ebflts 8° 2°Tunce* 3°«°Kays«ri Bolu 2°4° Uşak 5° CPK»rUare* Bursa 7° 1°V»n 5° r>Konya Çanakkale 5° 2°>tagat 5*2°Ku«iya 9° 4°Zongukbk 7° 2°Mal3ty» A açık 6 OukjHu G guneslt K Uru Ssısk V y*0mu»u DUNYADA BUGUN Amnun Alma S 3° B 19° Y 15° A 23° B 15° S 3° 2° 2° 3° 3° Bruksd 2° Budaı»^ 2° Canem B 18° Ccmk A 25° Odde A 27° Frankbrt S 3° Y V Sn» K i° Y 21° Kahm Kopentug B 7° S 2° KMn Y 17° Lefkoşj Lenınflrad Londra Madnd Mlano K 4° S G° POLTltKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Montıeal ivtostova Münıh NewYork Oslo Paris Ptao Kyad Roma Srtya B 13° S 4° Y 3° K 5° S 2° Y 11° B 7° S 3° S 2° A 27° Sözcükten Kopan Fırtına... Devlet Tiyatrosu sanatçılarından rahmetli Haydar Ozansoy: un hem geniş bir çevresi vardı hem de kulağı delikti. Başkentte ne olur, ne biter onun kulağına erişirdi. Geçende eski başbakanlardan Recep Peker'in 'psikopat' öyküsünü anlatmıştım. Meğer bu öykünün bir de öncesi varmış. Haydar Ozansoy Veteriner Hekim Muammer Solak'a anlatmış, Muammer Solak da bana anlatıyor: Recep Peker başbakan olunca Prof. Dr. Akil Muhtar kutlamaya geliyor. Konuşma sırasında Recep Peker, "Hocam iyi ki geldiniz, size sorulacak bir konumuz var" diyor. "Mecliste bizim telefonlarla konuşma çok sınırlı. Öyle çok telefonumuz da yok. Bir milletvekili var, her gün İstanbul'a telefon ediyor, saatlerce konuşuyor. Ne konuşuyor diye incelettim. Bir hanımla konuşuyormuş. Konustukları da etek altı seyler. Bir milletvekili, telefon konuşmalarının sınırlı olduğunu biliyor, gereksiz şeyler konuşuyor. Böylesine ne denir hocam siz bilirsiniz..." Akil Muhtar Hoca, "Böylelerine psikopat denir..." yanıtını veriyor. Bu sözler Recep Peker'in kulağında kalıyor. 1947 yılının bütçe görüşmelerinde muhalefet adına bütçeyi bu milletvekili eleştirıyor. Bütçe yüzünden iktidarla muhalefet birbirine giriyor. Muhalefetin bütçe eleştirisinı yapan milletvekili biraz ileri gidiyor. Buna içerleyen Recep Peker, "Hadi oradan psikopat!..." demez mi? İktidarla muhalefet birbirine giriyor. Muhalefet başta Celal Bayar olmak üzere Meclisi terk ediyor. iş büyüyor, Çankaya'ya değin dayanıyor. ismet Paşa muhalefetle iktidarın arasını bulmak istiyor, 12 Temmuz Bildirisi'ni yayımlıyor. O sırada CHP içinde 351er diye çoğunluğu gençlerden oluşan bir grup vardır. Bunlar demokrasi yanlısı olduklan kadar, muhalefetle de iyi geçinmek isterler. Bunlar Nihat Erim, ismail Rüştü Aksal, Kemal Satır, Vedat Dicleli gibi yeniler; Ali Fuat Cebesoy, Memduh Şevket Esendal gibi eskiler. Bütçe görüşmelerinden sonra Cavit Özal Peker hakkında bir önerge verir. Recep Peker, bu gençlere içerleyerek 'güvenoyu' ister. Peker, güvenoyu alırsa da grupta genç milletvekilleri 'güvenoyu' vermezler. Başbakan bilir ki 'güvenoyu' vermeyen genç milletvekillerinin ardında İsmet Paşa vardır. Öyle yorumlar ki Paşa güven vermiyor. Gruptan güvenoyu aldığı halde, o gün başbakanlıktan istifa eder. Genç gazetecileriz. Bir başbakan biraz önce güvenoyu almıstır, hemen ardından istifa eder mi? Hiç aklımıza gelmez. Ardını da kurcalamayız. Görüşmeler bıtmiş, başbakan güvenoyu almış, akan sular durulmuş, Karpiç'te iki kadeh içiyoruz. Karpiç ve Ankara Palas siyasetin kaynadığı kazandır. Şinasi Nahit Berker, Baba Karpiç'le karşılaşır, "Ne oJdu Şinasi, Recep Peker güvenoyu aldı mı?" "Aldı." "Şimdi başbakan mı Peker?" "Öyle olması gerekir." "Sen öyle belle!" Şinasi Nahit Berker'in içine bir kurt düşer. Gerçi Peker güvenoyu aldı, ama sonra ne oldu? Sonunda Baba Karpiç dayanamaz, Şinasi'ye, "Peker istifa etti" der. Şinasi Nahit çevreyi yoklar, sorar soruşturur ki Peker istifa etmiştir. Bir zamanlar, güvenoyu da alsalar istenmediklerini anlayan, istifa etmesıni bilen başbakanlar da vardı... K 3° A 20» A 22° lünus A 24° S 3° Veneöık S 5° Vîyaru B 3° y VfeshıngtonB 14° Zunh S 2° 5am BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Üzerinde kâğıt mührelenen, tek parça tahtadan yapılmış, ortası hafifçe çukur alet. 2/ Madenleri yontmak için kullanılan çelik araç... Kaba örgülü büyük çuval. 3/ Kadınlann bluz üzerine giydikleri yelek... Yapısına girdiği sözcüğe olumsuz anlam katan bir önek. 4/ Manganez elementinin simgesi... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Su. 5/ Yabani yonca... Ticaret eşyası. 6/ Amerikaarmudo da denilen bir meyve. 7/ Ahır... Yağca zengin yenebilir tohumları için yetiştirtlen küçük bir bitki. 8/ Yük asansörü. 9/ Tanntanımaz.... Endüstri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dağınık, perişan. 2/ Ur... Karışık renkli. 3/ Su taşkım... Erkek ya da dişi üreme hücresi. 4/ Eşyanm üzerindeki mikrop ya da ufak böcekleri basınçlı buharla öldürmeye yarayan büyük kazan... Bir bağlaç. 5/ Bir gıda maddesi... Tirsi balığına verilen bir başka ad. 6/ Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum... lnce tahta, mukavva, teneke ya da plastikten yapılmış genellikle kapaklı kap. 7/ Bir göz rengi... Masaj yapan kirase. 8/ Türkçede ilgi adılı... "Kötü, sevimsiz" anlamında argo sözcük. 9/ Kayak sporunda bir yanş şekli. TAKT1ŞMA Haksızlıli yapmayalım Gerilere gitmeye hiç gerek yok. Suçlama yazısının yer aldığı gazetenin yalmzca bir haf ta önceki sayılarına göz attığımızda gerçek açıİcça görülecektir. 18 Kasım 1989 tarihli Cnmtaariyet'in 'Tarüşmt" sütununda, SESAM, FİYAP, SODER, FİLMYÖN ve SINEKAM DER başkanlarının imzalarıyla yayımlanan, "Türk Sineması Fahişe DeğOdir" başlıkb yazıyı okurlanmız anımsayacaklardır. Sinemamızın 75. yüı kutlamalan için düzenlenen panelde, Atfflâ Do««y'ın bir konuşma akışı içinde söylediği sıradan bir espriyi ölçü alarak, Atillâ Dorsay'la Füsun Özbilgen'in yanı sıra Comhariyet Gazctesi de "son haftalarda Türk sinemasına Batman kadar yer vermedigi" için suçlaruyor. "Çok deger verdiğimiz Curahuriyet Gazctesi'nin yazartan, 75. yüında Türk Sinemasj'mn bu konulanna, son haftalarda 'Batroan'a verdigi yer kadar yer verirse, umuyoruz ki değerii okurlanmız da kendi ulusal lcültürlerinin vazgeçilmez parçası olan Türk Sineması hakkında daba saglıklı bilgiler edinirierdi" deniyor. Gerilere gitmeye hiç gerek yok. Suçlama yazısının yer aldığı gazetenin yalmzca bir hafta önceki sayılanna göz attığırnızda gerçek açıkça görülecektir. Şöyle: 12 kasım tarihli Cumhuriyet'te 1. sayfa, 3 sütun üzerine yer alan fotoğraflı haber başhğı: "Beriin 1933 DegU tstanbul 1989. Devlet Beyoglu'nda FUm Yakıyor" diye başüyor. 13 kasım tarihli Cumhuriyet'in 1. sayfa yine 3 sütun üzerine, "Türk Sineması 75. Yılında Dert Küpü. YeşUçam Bunalıyor" başlıkh haberinde "Şayın Eİnre Kongar'ın, Tttrkân Şoray'ın, Ali Özgentnrk'ün, Atillâ Dorsay'ın, Onat KBÜar'ın ve Ömer Kavur'un görüşlerine yer veriliyor. Aynı gazetenin başyazısında ise Sayın Hasan Cenuü'in 'Türkiye Bnndan Daha Geriye GörürüJemez" başhklı kaba yazısı var. 14 kasım tarihli Cumhuriyet'in 1. sayfasmda "Beyoğlu Savcısı: Film Yakma MasaJ" başhğı var. Hemen altında, "Türk Sineması 75. Yaşında. YeşUçam'da Kutlama" başhklı haberi var. 15 kasım tarihli Cumhuriyet'in 9. sayfasmda 4 sütun üzerine, "Sinema ölüme terk edilmesin? Bnrak kutluyoruz" haberi. 16 Kasım tarihli Cumhuriyet'in bastan sona verdiği ana başhğın adı, "Yasakçı Oarbesi 39 yılda 600'ün östündc fılroe hayır. TV'de son perde: 'Herşeye Ragmen' makaslandı" haberleri yer ahyor. Iç sayfada ise "Yasaklı Filmlerin On Birinde Yümaz Güney'in tmzası Var" haberiyle birlikte Emniyet Amiriiği Film Denetleme Kurullan'nca "rel edilen fılmler"e ait geniş listeye yer veriliyor. 17 kasım tarihli Cumhutlk aklıma gelen fılmler: Çahkuşu, V urun Kabpeye, Beyaz Mendil, Yılanların Öcü, Avare Mustafa, Kuma, Cemo, Kızgın Toprak, Zübıik, Bedrana, Kareçarşafb Gelin, Fıraün Cinleri, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hazal, Hakkâri'de Bir Mevsim, Ayna, Derman, Knrbagalar, Mine, Derya Gülü, Tomruk. Bekçi, Kan, Yer Demir Gök Bakır, An Güzel tstanbul, Yılanı Öldürseler, Yorgun Savaşçı, Koyucaklı Yusuf. Gramofon Avrat, Anayurt Oteli, Bir Ölii Deniz ve Uçurtma>ı Vunnasınlar'a kadar gelen yüzlerce film... Bu gerçek bilindiği halde bu denli önemli bir kutlama gününde, Türk yazınının ülkemizdeki sendikal tek örgütü olan Türkiye Yazarlar Sendi 6 0 YBL Ö N C E CumhariYet Atina'da grev 29 KASIM 1929 Dün sabah Atinada Darülfünun talebesi parlamento binası önünde gürültülü nümayişler yaparak kendilerine taalluk eden bazı meselelerin süratle halini talep etmişlerdir. Zabıta memurları çekilmelerini talep etmişlerse de talebe itaat etrnemiş, bunun üzerine vaki olan arbede neticesinde 15 talebe ve 14 polis yaralanmıştır. Talebe namına bir heyet M. Venizelos'a giderek .aleplerini muhtevi bir muhtıra vermiştir. Başvekil bu talepleri şahsen tetkik edeceğini vaat etmiştir. Dünkü hadiseler sırasında yaralanan arkadaşlannı B«ş »inlarıiKİMi kıt'i nmUe kurtul • desteklemek için talebelerin nwk için ycnt Vm^yi kvUanınu. Her ectuıedc bultonr. (33S9) bugün bir grev yapacakları bildirilmiştir. riyet'in 1. sayfasmda yine 3 sütun üzerinde verdiği haberin adı ise "Filmler Yakılıyor Kesiliyor. Sinemanın Büyük Düşmanı Sansiir" başlığını tasıyor. Sinemamızın konulu filmlere yönelmesi bir edebiyat uyarlaması olan "Ateşten Gömlek'le başlar ve 1963'te Sasoz Yaz'ın Beriin Altan Ayı ödülünü almasıyla da uluslararası şenliklere açılır. Sonraları yapılan sayısız edebiyat uyarlamalanyla belli bir kişilik kazanır. kası'na niçin bir davetiye gönderilm.z? Ve ufacık bir espriyi baz alarak sinema üzerine yazdığı on üç kitabın yanı sıra sinema için yüzlerce, binlerce yazılar yazmış, füm şenliklerinde görev almış, söyleşilere, panellere katılmış Atillâ Dorsay ile Cumhuriyet Gazetesi suçlarur? OSMAN ŞAHİN Öykü Yazan Ç4LIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞtPAL "Hedefim Olmak" SORU: Hekinıin Saygmhgı 15.11.1989 günü Cumhuriyet'in ikinci sayfasmda yayımlanan Sayın Prof. Dr. Mehmet Ünal'ın, "Şağlığa Yatırım, Tüketim Değildir" başhklı yazısında değindiği konuların hemen tümünde haklı olduğunu görmekteyiz. Dünyaıun en saygın iki mesleğinden biri öğretmenjik, öbürü ise hekimliktir. Bu bakıradan "Hak ettiğiııe inandıgı saygıyı, güveni bulamamanın düşkınklıgını" hiç bir hekimin yaşamasına neden bulunmamaktadır. Sayın Ünal'm düşüncesinde ve duyarlığında olan her hekim, hastalanndan ve toplumdan sürekli saygı ve sevgi görmektedir, görecektir de... Kendilerini hastalanna adayan, onlann sağlıklarına kavuşmaları veya yaşamlannı uzatmalan için ne denli caba sarfeden nice saygın hekimler tanınm. Kuşkusuz hükümetçe mali denetim için düŞünülen ve yazıda beürtilen yöntemler, hekim için üzücü ve onur kınadır. Hastalanndan ücret almayan, üstelik yazdığı reçetedeki ilaçlan da alarak yoksul hastalanna veya hemşerilerine veren hekimler, yalnız Osman Derinsu'nun "Mnska" adlı öyküsünde bulunmamaktadır. Böyle hekimler yaşamımızda pek çok bulunmaktadır. Öbür meslek sahipleri, kaportacılar, boyaalar, tamirciler vb. makbuz, fatura nedir bilmezlerken, hekimlere bu yoğun baskının nedenlerini anlamak zordur. Mali denetim önlemleri sanki sonınu çözmüş, tüm hekimler vergi kaçırmaz duruma gelmiş midir? Üçlü reçete ve makbuz kesme zorunluluğuna karşın buna uymayan birçok hekimin de olduğunu görmekteyiz, duymaktayız. Toplum saygınlığını yitiren ve gözlerini salt para hırsı bürümüş bu tür hekimler, oran olarak az da olsa yazık ki bulunmaktadır. Hastanelerde muayene olmanın ne denli zor olduğunu hepimiz bümekteyiz. Anababa günü olan bu yerlerde hastalar, sabahtan akşama dek sıra gelmesini beklemektense doktorun özel muayenehanesine gitmeyi yeğlemektedirler. Emekli memur ve işçi, belli bir muayene ücreti ödemesine karşın, iyice muayene olmakta, tahlilleri hastanede sıra beklemeksizin ve ileri günlere atılmaksızın yapılmakta, ilaçlan bol miktarda yaalmaktadır. Hekim bu tür hastalara aslında reçete yazmamakta veya usulen bir reçete yazmakta, o reçeteyi de kendisi almaktadır. Hastanın sağlık karnesini de alan hekim, ertesi günü resmi reçeteyi de muayenehanesine getirmekte, hasta o günü gelerek resmi reçetesini hekimden almaktadır. Böylece hastaneye girmeden resmi reçetesi eline geçen hasta, koskoca hekimden makbuz istemenin ayıp olacağı düşüncesi içinde mutlu olarak evine yollanmaktadır. Emekli olmayan ve çalışan memur ve işçilerin durumlan da bunlardan farklı mıdir sanki? Hekimlerin saygınlığım zedeleyen bu tür olaylar hiç de aamsanmayacak kadar çoktur. Böylelerini sayın hekimler de bilmektedir, tanımaktadır. Bunlarla hastalar ya da yakınlan savaşım veremezler. Bu tür hekimlerle savaşımı yine sayın Ünal düşüncesinde ve duyarlığında olan hekimler verecektir. Hekim onurunu ve saygınlığım yine onurlu hekimler sağlayacak, koruyacak ve yüceltecektir. Tüm onurlu hekimlere saygılar. TEOMAN PEKİNDAĞ Karşıyakalzmir Tramvay Şirketi Üçüncü Ceza Mahkemesi dün Tramvay şirketi hakkında şayanı dikkat bir karar vermiştir. Mesrup isminde birisi bundan bir müddet evvel tramvay kazasına maruz kalmıştır. Mesde mahkemeye intikal etmiş, uzun tahkikatten sonra hiraç olunrauştur. Bu işin ciheti cezaiyesi af kanunundan istifade etmiş ancak hukuki şahsiye için tramvay şirketi 6390 lira tazminata mahkum olmuştur. Sigortadan Emekli 3 0 Y1L ÖNCE CumhuriYet Mahmut Makal 29 KASIM 1959 Köy Enstitüsünden mezun iki öğretmene Köy enstitüsü fıkrini savundukları için işten el çektirilmiştir. Aksaray ilçesınin lstiklâl ilkokulunda 15 yıidanberi öğretmenlik yapan Ahmet Sungur ile beş yıidanberi öğretmen olarak vazife Mahmut Makal Mustafa Koşar'a Niğde Vaüsi g ö r e n Nedim Evliya, bir telgraf çekerek, işten ;l çektirme kararını bildirmiştir. Vali, bu konuda hiçbir sebep. göstermemiştir. Bu iki öğretmenle birlikte, bugüne kadar haklarında muamele yapılan enstitü mezunlarının adedi 18 e yükselmiştir. Diğer taraftan, Mahmut Makal da ilköğretim mufettişliği vazdfesinden istifa etmiştir. Halen bir kamu bankasında çalışıyorura. 1Z ».! Hıiıcidi Sandığı'na bağlı olarak çalıştıktan sonra, sözleşmeli statüye gecerken, ekim 1989'dan itibaren sigortalı olarak SSK'ja prim ödeme)e başladım. Memuriyetimden önce, 1965 yılında sigortalı bir işte çaJışraam nedeniyle sigorta sicil numaramı verdi ve bu çalışbgım süreyi de Emekli Sandığı'ndaki hizmetime saydınrustım. Şu anda sigorta tavan ücreti olan, 1 milyon 312 6in lira üzerinden prim ödüyoruz. Hedeflm sigortadan emekli olmak. Son 3 yıl 7 ayımı sigortalı olarak doldurup, 27 yıl üzerinden emekli olmak istiyorum. 1) Yaş sınınna bakılmaksızıa emekli olabilecek miyim? OKURLARDAN Eğitim raporu Bayındırlık Bakanı ve MUli Egıtim Bakan Vekili Tevfık 1leri bu akşam haberler bülteninin okunmasındaıı sonra, Ankara radyosunda, 70 dakika süren uzun bir konuşma yaprnıştır. Bakan bu konuşmasında, Eğitim Millî Komisyonu raporu meselesi ile genel mevzuu üzerinde durmuştur. Köy Ensütülerinden mezun olanlann hayat şartlanrun da veniden düzenlendiğıni beyan eden Bakan meselâ 20 yıllık mecburi hizmetin kaldınldığını, köy enstitüsü mezunlanna yedek subayhk hakkı tanındığını söylemiştir. Tevfik İleri bundan sonra orta öğretim mevzuu üzerinde durmuş ve baa rakamlar vermiştir. Bu cümleden olarak 1950 de 285 olan orta okul sayısının 528 e çıkanldığını, 1950 de 59 lise mevcutken bugün bu rakamın altı kolej ve 4 akşam lisesiyle birlikte 138 e yüksdtildiğini, 19 imamhatip okulu açıldığını bildirmiştir. Bakan bu meyanda öğretim sistemimizin bozuk olduğu yolundaki tenkidlere de temas I etmiş, sistemin kötü olduğunul söytetnenin kolay, fakat iyi bir| sistem vazetmenin güç olduğunu söylemiş, bazı okullarda yeni bir sistem vaz'ı j mevzuunda deneme öğretim yapıldığıru, iyi netice alınır alınmaz harekete geçileceğini bildirmiştir. Tevfik Deri Mert lapı Kooperatifi'ne sahip çıkalım! 26.11.1989 tarihinde tstanbul Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda yapümak istenen, ancak Uyelerin dörtte bir çoğunluğu sağlanamadığından yapılamayan eski TRTB, şimdiki S.S. Mert Kent Konut Yapı Kooperatifi'nin muhtemelen ocak ayı sonunda yapılacak genel kurul toplantısmda değerlendirilmesi ümidiyle görüşlerimi Cumhuriyet Gazetesi araalığıyla kooperatif yönetimine ve diğer ortaklara duyurmak istiyorum. 1977 yılında Alaaddin Bilgi ve arkadaşlannca Basın ve TRT çalışanlan arasında kurulan, üyelerden 1.5 yıl gibi kısa sürede 58.500 lira toplayan kooperatif yönetimi, 9 yıl sonn şimdiki tstanbul Büyükşehir Belediye Başkaru Prof. Nurettir Sözen'e geçti. tki yıl sonra da görev Sözen'den Prof. Dr. Önder öztunah'ya devredildi. Yolsuzlukla suçlanan Öztunalı'nın da görevden çekilmesi ile yönetim boşluğu doğdu. Bu durumdan kurtulmak için yapılacak ilk genel kurulda yeni yönetimi belirleyelim. Bunun için de her üyenin 9 kişiyi temsil etrne hakkı olduğundan herkes kongreye katılamayacak durumda bulunanlann temsil hakkını kongreye taşımalı ve mutlaka 376 kişiyi sağlamalıyız. Eski bir belediye başkanı olarak konuya pek yabancı sayılmam. Tapusu alınan bu yer, nasıl değerlendirilir? Ben kısa bir hesap yaptım kendime göre, şöyle: "Toplam 1.783.250 m ! yeri ikiye böldüm. Bunun yarısı olan 891.625 nV'sini sattım. Elde ortaklar adına kalan arazide mevzi imar planı yapıldığında, imar mevzuatına göre yuzde 35 zayiat verir (yol, yeşil saha olarak). Bunun tutan da 312.068 m"dir. Bu zayiatı 891.625 m2>den d ü ş t ü p m zaman ortaklardan her birine 400 m 2 arazi düşer. Metrekareşi asgari fiyat olan 10 bin liradan satışa arz edilen yerden ise 8.916.250 bin lira gelir sağlamr. Ortak sayısının 1500 olduğu kabul edilirse (ki 300'e yakın ödeme yapmayanın atılma durumu söz konusudur) beher ortağa 60 milyon lira düşer. Bu para ile her ortak arsası üzerine istediği yazhğı mükemmel bir şekilde yapabilir. Benim üzerinde durduğum bir diğer konu da tapu tescili konusu. 24.11.1989 tarihinde alınan tapu, SS TRT ve Basın Mensuplan Sahil Arsa ve Yapı Kooperatifi adına tespit ve tescil edilmiş. Derhal tapunun kooperatifin yeni adına tescili yapılması gerekmektedir. Bunda gecikme yapılırsa ilgili tapu bu işlem için mahkeme kararı talebinde bulunabilir. Mahkeme bir celsede de biter, bir yıl da sürebilir. Ve yine mahkeme söz konusu yere lüzum görürse Hazine'yi taraf gösterebilir. Hazine buradan yer talebinde bulunabilir. 775 sayılı kanunun 3. maddesine göre Hazine'ye ait olan yerler de belediyeye intikal eder. Bu duruma düşülmemek için tapunun tescilini, kooperatifin yeni adına süratle yaptırmak gerekir. Tüm üyelere sesleniyorum; yapılacak ilk kongreye katılarak kooperatifimize, yerimize sahip çıkalım. 13 yılda birçok ortak arkadaşımız dünya değiştirdi, sahip çıkmamaya devam edersek, yazhğı görmek bizlere de nasip olmayacak sanırım. Ortaklardan SÜLEYMAN AKTUYUN Çorlu 2) Emekli Sandığı'ndan ikramiye alamayacagıma göre, kıdem tazminab alabilecek miyim? A.K. YANIT: 1) Sosyal Sigortalar Yasası kapsammda çalışan sigoıtalılara, 3246 sayılı Yasa ile getirilen emeklilikte yaş sırurı, Yasanın yürürlüğe girdiği 10 Ocak 1986'da "En az 15 yıl (dahil) sigortalıİık süresi bulunanlara" uygulanmayacaktır. Bir başka deyişle, 10 Ocak 1971'den önce sigorta kapsamına alınanlar yaş sınırı ile4>ağımlı değildir. 2) 233 sayılı "Kamu tktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin 42. Maddesinde, "Sözleşmeli personel, bir hizmet sözleşmesi ile çalışan ve işçi statüsünde olmayan personeldir. Sözleşmeli personel toplu iş sözleşmeleri kapsamına alınmaz ve bunlara toplu iş sözleşmeleriyle veya toplu iş sözleşmeleri emsal alınarak hiçbir aynı veya nakdi menfaat sağlanamaz" denilmiş ve böylece sözleşmeli personel, 657 sayılı devlet Memurları Yasası ile 1475 sayılı İş Yasası kapsamı dışında bırakılmıştır. Sözleşmeli personele emeklilikte üç ayn statü uygulanmaktadır. • A) Devlet memuru olarak T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi iken . sözleşmeli personel statüsüne geçen ve "T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile iştirakçiliğini, devam ettirenlerin emekli ikramiyesi dahil, T.C. Emekli Sandığı Kanunu'ndan doğan haklan saküdır. "Bu konumda olanlara emeklilikte emekli ikramiyesi ödenecektir. B) Toplu iş sözleşmeleri kapsamı dışında tutulan ve hizmet akdi ile çalışan ve sözleşmeli statüye gecirilen yönetim personeli "sözleşmeye geçirildikleri tarihe kadar ücretleri üzerinden ve statü değişikliği tarihinde yürürlükte olan hükümler dairesinde saklıdır" Bu konumda olanlara da kıdem tazminatı ödenmesi öngörülmüştür. Q Emekli Sandığı kapsammda çalışırken, sözleşmeli statüye geçip, çalışmasını Sosyal Sigortalar Yasası kapsammda sigortab olarak sürdürenlerin, "Sözleşmenin yaşlılık veya malullük ayhğı bağlanması, ölüm veya taraflardan birinin arzusu üzerine feshetmesi hallerinde; ilgiliye veya kanuni mirasçılanna sözleşmenin devam süresince geçen her tam yıl için sözleşmenin feshi tarihindeki aylık ücretinin dörtte biri nispetinde iş sonu tazminatı ödenir;' Bu konumda olanlara ise "iş sonu tazminatı" ödenmektedir. GEÇEN Y1L BUGÜN C Sevgili TEŞEKKUR Babamız, aile büyüğümüz ve her şeyimiz Yetersiz destek 29 KASIM 1988 Başbakan Turgut özal, iki buçuk gün sürecek resmi Fransa gezisine dün başladı. Özal, dün Fransa Cumhurbaşkaru François Mitterrand ve Başbakan Michel Rocard'la görüştü. Mitterrand'la özal arasındaki başbaşa görüşme yaklaşık bir saat 15 dakika sürdü. Dışişleri Bakanhğı'ndan verilen bilgiye göre başbaşa görüşme isteği Mitterrand'dan gddi. Mitterrand, Cumhurbaşkanlığırun bulunduğu Elysees Sarayı'nda Türk konuğu onuruna gönişmeden heraen sonra bir öğle yemeği verdi. Bu arada, Özal'ın Mitterrand'la görüşmesinde umduğunu bulamadığı öğrenildi. TUFAN Seni unutmadık, Unutturamadılar seni. Ceyhanlı arkadaşları adına HÜLYA MAZI Şirketimizin Olağanüstü Genet Kurul Toplantısı 20 Aralık 1989 Çarşamba günü saat 10.30'da İçel Vilayeti Mersin Kazası Kazanlı Bucağı yanında bulunan Şirket Merkezinde aşağıdaki gündemi görüşmek üzere toplanacaktır. Sayın Pay Sahiplerimizin bizzat veya yetkiye haiz temsilcileri vasıtası ile toplantıya teşrifleri rica olunur. SODA SANAYIİ A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN BİLDİRİLMİŞTİR. SÜLEYMAN ŞEVKET BİLAL'in vefatı üzerine gerek telefon ve telgrafla, gerek bizzat gelerek başsağlığı dileyen, cenazemize çiçek gönderen tüm dost, akraba ve arkadaşlara teşekkür ederiz. BÎLAL AİLESİ SODA SANAYİİ A.Ş.'NİN 20.12.1989 TARİHLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI GÜNDEMİ 1. Başkanlık Divanı seçimi ve Başkanlık Divanı'na Genel Kurul Tutanağı'nı imza yetkisi verilmesi, 2. 2O000IX)0.000: (Yirmi milyar) TLsına kadar tahvil veAreya Finansman Bonosu ihracı ve bu ihraçlara ilişkin olarak Sermaye Piyasası mevzuatı geregince her türlü kararı almak üzere Yönetim Kurulu'na yetki veritmesi, 3. Yıl içinde istifaen ayrılan Yönetim Kurulu üyeleri yerine yapılan atamalann onaylanması.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle