20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1989*** HABERLERİN DEVAMI *J bit tutularak nıspi olarak genletilen, ücretlilere yapılan vergi iadesi ödemeleri 1988'de ucretlüerce ödenen verginin yüzde 49'unu oluştururken, bu yıl bu oraıı yüzde 30'a genledi. Maliye Bakanlığı'nın rakamlarına göre ücretlilere ocakekim dönemi itibariyle 1988 yılında 961 milyar liralık, bu yıl ise 1 trilyon 421 milyaı liralık iade yapıldı. Mali durumu kamuda bütçe ımkânlanna, özelde ise sendikalann pazarlık gucüne bağlı olan ücretli kesimin yıllar itibariyle sağladığa gelir artışlan devletin koyduğu vergi ve fon kesintüenyle süANKARA (rıımhnrivpl Rfiro. (Cumhuriyel Biirosu) Memur maaşlarına 1990 yılının ilk yarısında uygulanacak katsayı, TBMM Plan ve Butçe Komisyonu'nda yarın belirlenecek. ANAP'lı komisyon uyeleri, tasanda 236 olarak göstenlen katsayı rakammın 250 olmasını isterken, SHP'li uyeler de bu rakanun 300 olması yolunda önerge vermeyı kararlaştırdılar. Hükumetin ise, katsayıyı arttırmakla birlikte, bunu "Bütçe oUnaklan çerçevesini aşmadan" yapmayı planladığı bildirildi. Katsayıran belirlenmesinde, komisyon ile hükümet arasındakı anlaşmazlığm çözümü için, komisyon başkanı Yusuf Bozkurt Özal'ın, Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli ile bir araya geleceği öğrenildi. TBMM Plan ve Butçe Komisyonu'nun ANAP'lı üyeleri, butçe kanunu tasarısında 236 olarak belirtilen memur maaş katsayısının, yüın ilk yarısı için 25O'ye; 260 olarak öngörulen taban aylığı katsayısının da 275'e yükseltilmesi ıçın çahşmalar yapıyor. ANAP'lı üyeler, her katsayı artışının bütçeye 44 milyar liralık yük getirdi CUMHURİYET/19 Ucretlİler vergi hamall Ekonomi Servisi Ücretlilerin gelir pastasından aldıklan pay her geçen yı) biraz daha küçülürken üzerlerindeki vergi yükü ağırlaşıyor. Ücretliler vergi ve fon kesintileriyle delik deşik olan gelirleri ni ay sonuna kadar yettirmek için tttm maharetlerini gösteriyorlar. Bu kesimde yaşanan sıkıntıya rağmen vergi yükünün 1990 yılında rahat soluk aldıracak oranda hafıfleyeceği konusunda bir işaret yok. Araştırmalar ücretli kesimin milli gelirden aldığı payın 1980'den 1990*a giderken yüzde 26.66'dan yüzde 13.9'a geriledigini ortaya koyuyor. Gelirleri giderek azaian bu kesimin ödediği vergilenn toplam vergi gelirleri ve Ücretlilerin ödediği Gelır Vergisi içinde aldıgı pay ise verginin toplam Gelir artış gösteriyor. Maliye ve Güm Vergisi içindeki payı yüzde rük BakanlığVnın rakamlanna gö 52.8'den yüzde 62.6'ya re tevkifat yoluyla toplanan ver çıktı. 4 milyon 770 bin gilerin yüzde 80'ini ödeyen işçi ve memurlann bütçenin toplarn vergi ucretli kişi başına gelirlerine yaptıkları katkı geçen ortalama 995 bin lira vergi yıl yüzde 17.2 iken bu yıl yüzde verirken esnaf ve tüccar 23.7 oldu. Ücretülerin odediği ver ortalama 584 bin lira ginin toplam Gelir Vergisi içinde ödedi. Memurlann brüt aldığı pay da yüzde 52.8'den yüz ücretlerinin yuzde 38.15'i, de 62.6'ya çıktı. sigortalı işçilerin ise yüzde Ocakekim döneminde tahsil 38.9'u kesintiye gidiyor. edilen vergüer dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, 1 milyon 470 bini memur olmak üzere 4 rekli emıliyor. 1989 yılında memilyon 770 bin ücretlinin kişi ba rnurların brüt ücretlerinin yuzde şına ödediği ortalama vergi 995 38.15'i Emekli Sandığı keseneği, bin liraya ulaşırken, beyanname ile gelir ve damga vergisi ıle zorunlu vergi ödeyen esnaf ve tüccann or • tasarrufa giderken, bu oran sigortalaması 584 bin lirada kaldı. ta primi ödeyen işçilerde yüzde 1 Vergi gelirlerine yaptıklan kat 38.9O"a ulaştı. Avrapa Topluluğu kıyla bütçenin fînansmanını yük na üye ülkeler arasında rekoru lenen ücretlileri başlangıçta bır oluşturan bu kesinti oranlannıc miktar rahatlatan vergi iadesi öde 1990'da işçi ve memurda eşitleneraeleri de 1989'a gelindiğınde "de rek yüzde 38.08'e ineceği hesaplavede kulak" denecek bir düzeye nıyor. indi. Bir süredir iadeye konu har1990 yılında memurlann Emekcama miktarı ve iade oranlan <a li Sandıh kesenekkri yüzde 13'ten yüzde 14'e çıkarak işçilerin ödediği sigorta primi ile eşitlenecek. Gehr Vergisi onuunın 5 yılda aşamalı olarak yuzde 20'ye indirilmesinı öngören yasa tasansı kesinleştiği takdirde de Gelir \fergisi ılk dilimı yüzde 25'ten 24'e duşurulecek. Tasarruf teşvık kesintisinin yuzde 4'te tutulması halinde memur ve işçinin brut ücretlerinden yapılacak kesıntı miktarı yüzde 38.08 olarak eşitlenecek. Kesinti oranında sağlanacak cuzi iyüeşme brut ücreti 1 milyon lira olan memurda net 700 liralık, işçide ise 8 bin 200 liralık bir gelir artışı yaratacak. Oranlarla yapılacak bir iyileştirmeden umudu kesen ücretli kesimin, Gelir Vergisi ilk dilimi yukseltilmediği takdirde yüku daha da ağırlasacak. Memurlarda geçen yıl net olarak ödenen yakacak yardımının yerine bu yılın temmuzundan bu yana brüt olarak ödenmeye başlanan taban aylığının geçmesi yıl içinde; vergi oranının yuzde 30'a çıkuğı ikıncı vergi dilimine girip girmeme konusunu sürekli gündemde tutacak. Ücretlerin yüksek enfiasyon nedeniyle şişmesi de 1990'da işçi ve memurun vergi dilimi hesabını sürekli yapmasına neden olacak. Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli, bugune kadar yapbğı çeşitli açıklamalarda kesin olmamakla birlikte Gelır Vergisi ilk dilinüni 6 milyon liradan 9 milyon liraya çıkarma hazırlıklan olduğunu vurgulamıştı. Bakanlığın Gelirler Genel Mudürlüğü yetkilileri, vergı oranı aşağıya çekilirken dilimin yükseltümesinin, bütçenin rekor açık verme tehlikesi içinde olduğu bir dönemde gelirlere büyük darbe indıreceğini belirterek, bu konunun gözden geçirilmesi gerektigini savunuyorlar. Katsayı kavgası yaruıPakdemirli, ğini, bu vulcun van ödeme kats; 6ini. yukun yan ödeme katsayısı ve öteki artışlarla birlikte 67 milyar lirayı bulduğunu bildirdiler. Diğeı odemelerle birlikte net maaşlardaki artışın yüzde 21 'e yukseltilmesini isteyen ANAP'lı uyeler, bu artışın bütçeye toplam yükunün 1 trilyon lira olacağını hesaplıyorlar. Hukümetin ise, tasarıda yuzde 15 olarak öngörulen artışı en fazla yuede 1819'a çıkarmayı planladığı, bu yapdırken de "bütçe olanaklannı" göz önüne alacağı bildiriliyor. Yusuf Özal ile tartıştı Kamuoyunda "kıyak emeklilik" diye bilinen yasa komisyondan geçti. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda eski bakan ve milletvekillerinin aylıklarını yukselten yasa teklifi görüşülürken, Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirti, komisyon başkanı Yusuf Bozkart Özal ve ANAP'lılarla tartıştı. Pakdemirli, göruşmder sırasında üç parti tarafından ortaklaşa verilen teklife karşı çıkarak "kaynak nerede" diye sordu. Pakdemirli'nın bu sorusuna komisyon başkanı Yusuf Bozkurt özal "gülümseyerek" karşüık verince, sınirlenen bakanın elindeki kâğıtları sert biçimde masanın üzerine koyduğu gözlendi. Toplantıdan sonra sinirli bir şekilde yerinden kalkan Pakdemirli, komisyon başkamnın odasına girdi ve burada ANAP'lı üyelerle sert bir biçimde tartıştı. Pakdemirli'nin daha sonra diğer ANAP'lı üyelerin odaya gelmelerini istediği odanın kapısı kapatıldıktan sonra bu kez Pakdemirli ve Yusuf özal'ın seslerinın zaman zaman yükseldiği ızlendi. Pakdemirli'nin sinirlenmesine mıUetvekili emeklikrine verilecek paranın butçeye getireceği yükten çok tekliften kendisinin haberdar edilmemiş olmasının yol açtığı öğrenildi. öte yandan, komisyonda dün ayrıcalıklı emeklilik olarak bilinen yasa kabul edildi, yasa milletvekillennin 18 yaşından sonraki 15 yıllık hizmetlenni borçlanarak emekli olmalanna imkân sağlıyor. UGUR MUMCU (Baştarafı l. Sayfada) Bu yorumlardan bırl Abdullah Baştürk ve arkadaşlarının 141 ve 142'ncı maddeler kalkar kalkmaz "Birleşik Komünist Partisi" kurucuları arasında yer alacaklarıdır. Böyle bir gelişme pek olası görülmüyor. Niçin? Çünkü Baştürk ve arkadaşlan, 1980 öncesinde DİSK'te "TKP'li" olarak bilinen sendıkacıları tasfıye eden sendıka liderlerıdir. Baştürk ve Fehmı Işıklar, sendikal örgütlerde TKP eğilimlerine karşı çıkmışlardı. Bu nedenle Baştürk ve arkadaşlarının 1980 öncesinde savaştıkları TKP ıle bugün aynı çatı altında bir araya gelmelerı düşünülemez. Gerçi Türkiye'de neyin, ne olacağı pek kestırilemez. Kestirilemez, ama Baştürk ve arkadaşlarının böyle bir çelişkiye düşmeleri de beklenemez. Evet, Baştürk ve arkadaşlan bır partı kurabilirler, ama bu parti 'Birleşik Komünist flart/s/"nden başka bir parti olur. Kaldı ki 141 ve 142'nci maddelerin ne zaman kaldınlacakiarı ve hangı yasakların kalacağı belli değıldır. En azından ortada bir belırsizlık vardır SHP'den ayrılma olayının kökeninde yeni bir parti kurma amacından çok SHP'de partı ıçı demokrasinın işlememesi olgusu yatıyor. Bu olgu, yalnızca Baştürk ve arkadaşlarınca saptanmış değildir. Anayasa Mahkemesi'nin parti tüzüğünün örgüt fesihleri ile ilgıli maddesinın Siyası Partıler Yasası'na uydurulması ve işten el çektırilen ıl yönetım kurullan yerine 45 günlük yasal süre içinde yeni yönetim kurullarının seçilmesı için yaptığı uyarılar da parti içindeki bu dar kardoculuğu ve hiztpçiliğı belgelemıştir. Yapılacak iş Anayasa Mahkemesi kararı gereğince en geç nisan ayının 18. günü toplanması zorunlu olan tüzük kongresınin bir an önce toplanması ve bu kongre gündemine seçımın de konmasıdır. SHP'nın tam bu aşamada güven tazelemesı gerekıyor. Siyasi Partıler Yasası'nın 81'inci maddesı, partilerin Türkiye'de "ırk ve dil farklılıklartna dayanan azın/ık/ar bulunduğunu ilerı süremeyecekleri" yolunda bir yasak getırmiştır Madde, ayrıca "Türk dilı ve küttüründen başka dil ve kültürleri korumak ve geliştirmeyi" de yasaklamıştır. Aynı yasanın 82'ncı maddesı de partilerin "bölgecilik" veya "ırkçılık" yapamayacaklarını açıkça belirtiyor. Bu yasaklar varken SHP'nın ya da bir başka partinin "Türkıye'de Kürtler var, bunlar azınlıktır, Kürt dilini geliştirelım, yayalım" demelerı, bu yolda çalışma yapmaları kolay mıdır? Değildir. Herhangı bir siyasal parti "Türkiye'de Kürtler vardır, Kürt dilı geliştirilmelidır" derse Cumhuriyet Başsavcılığı bu partilerin kapatılmaları için hemen dava açar. Türkiye İşçi Partisi, 12 Mart döneminde ışte bu nedenle kapatılmıştı. 12 Mart öncesinde TİP'in bölünmesınde Kürt kökenli parti üyelerinin etnik sorunları gündeme getirmelerinin payı vardır. 12 Mart öncesinde TİP'te yaşanan olaylar bugün de şaşılacak benzerlıkle SHP'de yaşanıyor. Kürt sorunu partiyi dalgalandırıyor; daha sonra, parti kanatları arasındakı çatışmalar, Kürt sorununu da aşarak başka konulara yansıyor. Parti, kendi siyasal ve ideolojık çizgısini koruyamadığı için etnik ağırlıklar on plana çıkıyor Bu süreç sonunda partı içinde kaynaşma ve kopmalar başlıyor. TIP olayından yeterince ders alınmamış kı bugün de SHP'de aynı yanlışlar yapılıyor. Yinelenen tarih değıl, bu temel yanlışlardır... GOZLEM SHP Genel Başkanı Erdal Inonü, hukümetin yeni butçe ile memur masalarında yüzde 15 dolayında artış öngörmesinin "gülnnç" olduğunu söyledi. tnönü, memur maaş katsayısının 300, taban aylığı katsayısının 324, yan ödeme katsayısının ise 100 olarak belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Halen memur maaş katsayısı 205, temel maaş katsayısı 220, yan ödeme katsayısı ise 80 olarak uygularuyor. Butçe tasarısında katsayının 205, temel maaş katsayısının 260, yan ödeme katsayısının ise 80 olması öngörüluyor. Piyango yılbaşında (Baştarafı I. Sayfada) \e 150 kişiye de araba verileceğıni açıkladı. 1989 yılbaşı çekilişine 60 milyar liralık ikramiye konulmuşken, 1990 yılında 138 milyar lira dağıtmaya hazırlandıklarını aıüatan Tezmen, otomobillerin tam ve yarım biletlere göre değişık modellerde olacağını belirtti. Tam bilet alan 1 kişiye Mercedes260 çıkacağını bildiren Milli Piyango Genel Muduru, diğer otomobillenn Ford Taunus2000, Renault11, Renault9, Toros, Doğan, Şahin gibi modellerden oluştuğunu söyledi. Yılbaşı çekilışinin ikramiye planında aynca 15 kişiye 1 milyar lira ve 15 kişiye de yanm milyar lira verilmesi öngörülüyor. Yılbaşı çekilişinden önce hemenkazan oyununun durdurulacağını vurgulayan Tezmen, idarenin 1990 yılı programında "hemenkazan" oyununa da yer verildiğini bildirdi. Genel mudurun açıklamasına göre gelecek yıl hemenkazan oyununda Avrupa ile ortak bilet satışı yapılacak. Kesiırtisiz Kazanç Kayna TURKİYE CUMHURIYETİ BAŞBAKANUK TOPLU KONUT VE KAMU ORTAKLIĞI İDARESİ BAŞKANLIĞI TÜRKfYE ClüSAt EümaSİSTEMİNE BAĞU K Û f E î f f l m ENOJM LIETÎMİNDEN HYNA1L4NAN GEIİR İLE b r ANBUL LDOĞAZİ0 KÖffiCSÛ VE FATİffaJHAÎüEHün KÖPRÜSÜ BRlft ^ 6 Özgürlükçültik' mek gerekır. "Düşunce suçu" kavremmı benimseyen, "kişüerin birtririne zarar vermeden davranma olanağını", "özgurlük tanımı" sayarak en azından yıizeUı yıl öncesinin göruşlerini dile getiren, "izin \wilen iktidar alanı" kapsamındakı muhalefet partilerine dahi iktidan vermemek için her çareye başvuran ANAP iktidanndan çağdaş demokrasinin koşullanm gerçekleştirebilecefini beklemek hayalden öteye gıtmez. 141, 142, 163. maddelerin kalkıp kalkmaması konusunda TV'de yapılan bir "açık oturumun" Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce sorusturma konusu yapılabildiği anayasal/yasal duzende, demokrasi kavramımn gerektirdiği hak ve özgürlükleri içine sindiremeyen ANAP iktidan, "özgurlükçu" olmaz, "özgürlukçu görüntu" vermeye çaba gösterir, yapacağı yasal değışimler de anayasal duzenı etkılemeyen "aldatmacadan" öteye gitmez. ^ " ^ ^ ÎHRAÇ YTLI : 1989 ^AMÎLlNE AÎT SENET DEĞ * BU SENET 2983 5AY1LI TASARRUFLARIN TEŞVİKİ VE KAMU YAT1RIMLARININ HIZLANDIR1LMASI HAKKINDA KANUNUN VERDIĞI ; ( 4 ^ J . 89TÜ7 SAY1LJ VE 03'11 /»989TARİH 89/rtO2SAVILI KARARLARINA GÖRE ÇIKARILMIŞTIR. ^ X ^ BAŞBAKANUK TOPLU KÖNVT re KAMU ORTAKUĞI İDARESİ BAŞKA\I M. T5KKEŞ ÖZUYGUR BAŞBAK.W YILDIRIM AKBULUT (Baştarofı 2. Sayfada) yasal iktidar düzenmin degiştirilebilmesi olanağmı yaratacağına yonelik endişeler de geçersizdir; bu tur göruşler "özguriükten koriuyu" örtmek için "devleti korumak" amacını "perd^1 olarak kullanmaktadırlar. Gçrçekten, 'hukukaaykın somut eylemi ve eylem hanrhğım cezalandıran 171,172, 168170, 146. maddeler, siyasal iktidar düzeninin "somut cebir eylemine" karşı korunabilmesı için yeterlidır. Buna karşılık, 141,142,163. maddelerin kaldınlmasıyia "özgurlükçu düzenin" kurulacağını, "ınsan haklannın" gu vence altına almacağını sanmak da hatadır. Belirtilen maddelerin kalkması "duşuncenin açıklanması" olanağmı sağlasa dahi, "siyasal iktidar alternatiflerinin" çeşıtlenmesi ve halkın "siyasal tercih özgurluğune" kavuşması sonucunu yaratma>acaktır. Çağdaş demokrasüefde, "duşunce açıklamak ozgurKigu"nun ve bu ozgurluk kapsamındaki "basın, din, sanat. bilim, efitim" ozguriuklerinin işlevi, "halkın bilgi edinmek, oğrenmek bakkımn" sağlanmasıdır. "Halkın ögrenroek, bilgi edinmek hakkı" ise, kişininsaglıklısiyasal/luşiselteralılerde bulunabilmesi olanagııu gerçekleştirecektir. Soygun (Baftarafı 1. Sayfada) ki 6 kışiyı etkısız hale getirdiler. Buroda bulunanların ellerini ve kollannı bağlayarak yett yatırdılar. Soyguncular, daha sonra kasa ve çekmecede bulunan ilk belirlemelere göre 50 milyon lirası döviz, yaklaşık 400 milyon lirayı gaspettiler. Kapı önüne bomba bıraktıklarını söyleyerek ışyerınden çıkan sovguncular, içerdekilerin "soyulduk" diye bağınnalan üzerine paniğe kapılarak, havaya 2 el ateş ettiler. Ardından yaya olarak olay yerinden uzaklaştılar. Görgu tanıklarından ışyeri sahıbı Hüsevin Işcan'ın oğlu Mehmet İşcan olayı şöyle anlattı: "6 kişi oturuyorduk. Birden iceriye girdiier. Hepsi silahhydı. 2'sinin tabancalannda sustunıcn vardı. Alınan paralardan 200 milyonunu da olaydan bir süre önce bir halıcı dövize çevirmek uzere bize getirmişti" dedi. Nuruosmaniye'deki bakır ve döviz burosunun soyulmasından sonra özellikle Beyazıt, Eminönü ve Aksaray çe\'resınde geniş güvenlik önlemlen alan polis, kuşkulu kişi ve otomobilleri tek tek aramadan geçırdı. Sonuç i B Teıtibi C^eliı Oıtakhgı Benedi Enerji tasarruftından tasamıf enerjisine: Gelir Ortaklığı Senedi Bugündenitibaren, Turkiyenin tum termikve hidroelektrik santrallerinın, 1. Boğaziçi ve Fatih Köprüleri'nin gelirine ortak olabüirsiniz. Bugünden itibaren, Turkiyenin tüm elektrik enerjısi üretimine endeksli Yeni Gelir Ortaklığı Senetleri'nden alarak devlet güvencesinde kesintisiz kazanç kaynağına sahip olabilirsiniz. Bugünden itibaren. tasarrufunuzu kuraklıktan etkilenmeyen \rerimli bir kazanç kaynağına dönüştürebilirsiniz. Gelir payı ödemeleri Yıllık gelir payları, yılda 2 kez olmak üzere 6'şar aylık gelir dönemlerini izle\ren Haziran \ye Aralık aydarında ödenecek. Anapara iadelen. son yıla aıt 4. gelir payı kupon ödemesiyle birlikte Ziraat Bankası Şubeleri'nden yapılacak. Kesintisiz gelir 88 13644 Sayılı Bakanlar Kurulu Karan'na göre senetlere ödenen gelınn vergi oranı sz/zr/Kesinusiz! Kıymetli menkul Gelir Ortaklığı Senetleri, menkul kıymettir, serbestçe alıp satabilirsiniz. Tasamıf sahiplerinin dikkatine: A Tertibi Gelir Ortaklığı Senetleri, satışa sunulduğu gün tükenmiştir. Yeni B Tertibi Gelir Ortaklığı Senetleri 48 Aralık 1989 tarihleri arasında nominal değerle Ziraat Bankası Şubeleri'nde satışa sunuluyor. Kazanmakta gecikmeyin! Demokrasi, "çoğulcu" ve "dönuşvune açık" siyasal yapılarda söz konusudur; "düşunce açıklama özgurlüğu" de bu tur yapılarda işlevini yerine getirebilir. Siyasal orgutlenmenin sınırlı olduğu, "siyasal iktidar altematifleri" açısından "izin verüen iktidar duzeni"mn geçerlı bulunduğu 1982 Anayasası'nın oluşturduğu anayasal/yasal düzende, "düşunce suçlannm" kaldınlmaa, olsa olsa, duşuncesıni açıklayanın cezalandınlmadan kurtulması yarannı sağlayabilecektir. Duşunce acıklamalannın çeşıtlenmesi, halkın bilgilendırilmesi, hiç değilse şimdılik, siyasal tercih olanaklanrun çeşitlenip, çoğalması sonucunu yaratmayacaktır. Siyasal/ideolojik aobunda iktidar ve iktidar duzenini değistirmek hakkı, "siyasal orgutlenme ozguriuğu" taıunnıadıkı^t, doşunce açıklamak bakkımn manbğı ve amacı geçerli olamayacakbr. Anayasa değışecekse, bu açıdan değış Türkiye'nin tüm elektrik enerjisi üretiminden kaynaklanan brut gelirin 1. yıl %1'i, 2. yıl %0.6'sı ile 1. Boğaziçi ve Fatih Köprüleri'nin brüt gelirlerinin 1. ve 2. yıl için %8'i senet sahiplerine hisseleri oranında dağıtılacak. Tasamıf enerjisi! Kazanç köprüsü! BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT ve KAMU ORTAKLIĞI İDARESİ BAŞKANLIĞI Enerji, tasarrufu ödüllendiriyor. Tasarrufunuzu kesintisiz kazanç kaynağına dönüşturün! EVET/HAYIR OKTMAKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) Ataol Behramoğlu'nun kitabında yurtdışında yazıp yayımladığı ilgınç yazılar var. Bunlann arasında Orhan Apaydın'la ilgilı olanı kiştyi güçlü bir duyarlılığa ıtıyor. Bır akşam üstu duruşmadan Maltepe'ye donuyorlarmış. . Bır arıza nedeniyle şoför, arabayı yol kıyısına çekmiş, tutuklulann arabadan ınmelerine ızın vermış. Ataol, bu güzel anı şöyle anlatıyor: "Yanıbaşımda Orhan Ağabey, ıkı dırhem bir çekirdek. heyecanlı, durtlü benı: 'Bırak şimdi kitap okumayı. Hayata bak Canlılığa bak. Hayata bak' Başımı kaldırdım. Akşamüstü evlerıne dönen ınsanları taşıyan bır araba selı. Asfaltın ıkı yanında yeşermeye başlamış yamaçlar Serın, dırıltıcı ılkbahar akşamı Ve biz çevremızden akıp gıden zamandan koparılarak başka bır zaman dilımınde yaşamaya zorlanmış bır avuç ınsan..." Türkîye kazanıyor!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle