18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 1989 HP'DENE VAR NE YOK? KAMER GENC Ifeni bir dalgalanma:1fediler Degişen gândem: SHP merkez yönetiminin özal'ın cumhurbaşkam seçilmesine dek izlediği politikalar tartışılırken yedi milletvekilinin disiplin kuruluna verilmesi ve ardından ihraç edilmeleri, parti kamuoyunun gündemini hızla değiştirdi. CELAL BAŞLANGIÇ Danielle Mitterrand Vakfı ve Paris Kürı Enstitüsii'nce 1415 Ekim 1989 tarihierinde Fransa'da düzenlenen uluslararasj bir toplantıya katıldıkları için Kürt kökenli yedi milletvekilinin partiden ihraç edilmesi SHP'de yeni bir sorunu gündeme getirdi, yeni bir tartışmayı başlattı. SHP merkez yönetiminin özellikle son dönemde, erken seçim ve özal'ın cumhurbaşkam olması konularında yeteri kadar etkin ve dinamik bir poütika izleyip izleyemediği tartışılırken, yedi milletvekilinin disiplin kuruluna verilmesi ve ardından ihraç edilmeleri, parti kamuoyunun gündemini hızla değiştirdi. tstanbul milletvekilleri Ismail Hakkı Önal, Mehmet Ali Eren, Kenan Sönmez, Mardin milletvekilleri Ahmet Türk ve Adnan Ermen, Diyarbakır Milletvekili Salih Sümerve Kars Milletvekili Mahmut Alınak'ın paniden ihraç edilmesi, SHP içinde geniş bir yelpazede tepkilerin oluşmasına yol açtı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da SHP'nin yerel örgütleri, disiplin kurulunun kararını yoğun biçimde kınadılar. tl başkanları Ankara'da günlerce sürdürdükleri girişimlerin ardından, ihraç karan çikmasını "partide çalışma koşullanmız ortadan kalklı" diye değerlendirdiler. Parti ıçindeki muhalefet milletvekilleri, ihraç kararını çok sert bir düle eleştirirlerken, genel merkez yanlısı olarak bilinen milletvekilleri bile, ihraç karannı en azından "çok ağır" bulduklarını söylediler. Tüm bu eleştirilere parti genel merkezi net bir yanıt vermedi. Genel Başkan Erdal İnönii, konuyla ilgili sorulan yanıtlarken, kararın disiplin kurulu gibi bağımsız bir organa ait olduğunu ve bunun parti içi bir sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemekle yetindi. Kürt Konferansı'na katılan yedi milletvekili. disiplin kuruluna verilmelerinin ardından, bir ortak açıklama yaparak, katüma nedenlerini anlatmışlardı. Kürt kökenli milletvekilleri, açıklamalannda, toplantıda insan hakları ve külturel künlik acısmdan Kürt sorununun bilimsel düzeyde ele alındığını, özellikle de IranIrak savaşı yüzünden ağır toplumsal, ekonomik ve ınsani sorunlarla karşılaşmış bulunan Kürt toplulukları üzerinde durulduğunu anlatmışlardı. Miljetvekilleri, açıklamalannda Kürt Konferansı'na nasıl gittiklerini şöyle dile getirdiler: 'Delege ya da lemsilci olarak degil, izleyici sfatıyla toplantıda hazır bulunma>a yonelik bu davetiyeler geldiğinde, nasıl bir yol izlenecegi Sayın Genel Başkan ve Genel Sekreter ile de görüşülmüşliir. Partimiz yetkilileri, başlangıçta toplantıya katılınmasına prensipte karşı çıkmamış, iiç ve daha sonra da beş kişinin gitmesini ve gideceklerin de parti tarafından belirlenmesini istemiştir. Daveriyeler, şahıslara gönderildigi ve oraya gidecek kimselerin herhangi bir kuruluşu degil, kendi kişiliklerini temsil etmek iizere çagnlı bulundugu gerçegi karşısında, biz bireysel katılımın doğru olacağını düşiindük ve bu düşüncemizi yöneticilere ilettik. Parti yı>netimi, bunun üzerine göriiş değiştirerek, katılıma tümüyle karşı olduğunu duyurdu. Ancak, bu duyuru yazılı ya da resmi bir tebligat biçiminde de yapılmış degildir." "Bölünmeye ve bölücülüge karşı olduklannı" anlatan milletvekilleri, ortak açıklamalannda toplantıya katılma nedenlerini açıklarlarken, şu maddeleri sıralamışlardı: • Demokrasiyi ve sosyal demokrat idealleri benimsediğiraiz için, • Bölünmeye degil, kardeşçe birlige inandıgımız için, • Terörün ve terörcülerin ekmeğine yag sürmekten öte, bugüne kadar hiç kimseye yarar sağlamadıgı açıkça görülen sözde birlikçi, gerçekte şoven yaklaşımlan reddettigimiz için, • Kendi insanlanmızın sorunlannın tarüşıldıgı bir toplantıdan. davet edildiğimiz, halde, kaçmayı onursuz ve oeyhude bir yöntem olarak gördüğümüz için. • Her türlü loplumsal sorunun tek çözüm yolunun işkence degil, insan hak ve özgüriükleri olduğunu bildigimiz için, • Parti politikasını çignemek için degil, tam lersine, sosyal demokrasiyi ete kemige büründiiren ve parti ilkelerimizi hayata geçiren bir eylem olarak düşündüğümüz için, Baykal, başkan olma hevesinde "Neden katıldık" Yedi Kürt kökenli milletvekilinin SHP'den kesin ihraç edilmesinin ardından, gerek parti grubunda, gerekse de yerel örgütlerde, önümüzdeki günlerde önemli tartışmaların gelişmesi bekleniyor. Doğu ve Güneydoğulu il başkanlannın giderek yoğunlaştırdıkları çalışmalar da bazı Batılı il örgütlerinin eleştirisine yol açtı. Kürt kökenli il başkanlarının girişimleri özellikle, "Bu bir demokrasi sonınudur. insan hakia n sonınudur. Onun için bu girişime diger illerin de demokrasiye inanan il örgutlerinin katılımlan sağlanmalıydı. Hem daha güçlü bir girişim. hem de daha geniş bir kesimi kucaklayan tepki gündeme gelebilirdi" diye eleştirildi. thraç karannın ardından, ilk sıcak tartışma, Sosyal Demokrat Dergisi'nin Adana'da düzenlediği "Türkiye'de Sosyal Demokrasinin Sorunları ve Çözüm Yollan" adh panelinde oldu. Panel, konusu aşılarak, yedi milletvekilinin ihraç edilmesinin tartışıldığı bir platform oldu. Panele gelenlerin büyük bölümü, Doğu ve Güneydoğu kökenli yurttaşlardı. Panele katılan parti meclisi üyeleri Aydın Güven Gürkan, Cüneyt Canver, Ertuğnıl Günay ile tstanbul tl Başkanı Ercan Karakaş'a "lstifa edin daha ne dunıyorsunuz" diye bağırıyorlardı. Bu tepkiler karşısında da konuşmacılar ister istemez, konu değiştirerek, "SHP'nin Kürt sonınuna yaklaşımı ve yedi milletvekilinin ihracı" üzerinde yoğunlaşmak zorunda kaldüar. tlk konuşmacı Karakaş, "Birtakım arkadaşlar, Kürt sorununa kendi baluş açılanndan degindiler, diye ihraç ediliyor, cezalandınlıyor. Ancak cezalandınlan arkadaşlar dinlenmiyor, savunmalan alınmıyor. Bu yol kapatılırsa, demokrasi olmaz. thraçlan doğnı bulmuyonız, kaygı verici görüyoruz. Bn bir disiplin işlemidir. Konuşmayan insanlara ceza verilmistir. Bunun olmaması gerekir. Bugün yaşananlar, 12 Eylül'un çercevesidir" dedi. Dinleyiciler, konuyla ilgili çıkışları hararetle alkışlıyorlardı. Günay da aynı konuya panelde şöyle değindi: "Bir siyasi hareketin, kendi insan birikimine, düşüncesine acımasızca, savunma hakkı vermeden kıyması. uziinlu vericidir. Yedi arkadaşımız, savunma.<>ız, tartışmasız kesin ihraç edildiler. Soruyorum, bu arkadaşlann kesin ihracına yol açan nedenler nedir? Merkez Yünitme Kurulu'nun "gilmeyin' karan, nerede? Bir parti genel merkezi, kendi milletvekilleri ne tuzak kurar mı? Bir partinin partilisini görevlendirmeden, uyarmadan daha sonra 'ben öyle düşünmüşlüm' demesi tuzak degil mi? Bu partiyi işkenceden geçenler kurdu. Bunlardan biri de Ahmet Türk'tür. Kendisine tutukluyken adaylık önerildi, kabul etti. Şimdi bugün ne yaptı da çıkartıyorlar?" Canver, yedi milletvekilinin ihracını "Bu sadece Doğu ve Güneydoğu'nun meselesi degil, tüm Türkiye'nin sorunu" diye değerlendirdikten sonra "Baykalcı" olarak bilinen milletvekillerinin Kürt sorunu üzerinde diledigi gibi konuştuklarını, ancak genel merkezin buna bir tepki göstermediğini örnekleriyle anlattı ve uygulamayı "çifte standart" olarak nitelendirdi. Canver, Genel Başkan tnönü ile konuya ilişkin görüşmelerini de şöyle aktardı: "Tasvip etmediğim halde, son derece pespaye bir dille 'Bu çocuklar disiplinsizlik etmişler, ihraç edersiniz büyük tepki olur' dedim. Anlayamadıgım başka bir şey var. Ölen bir PKK üyesi için Diyarbakır eski Belediye Başkanı Mehdi Zana'ya cezaevine başsağlıgı lelgrafı çekiyoruz. Buna genel sekreter de imza atıyor. Bu yapılanla yedilerin Kürt Konferansı'na gitmeleri arasında ne fark var." SHP Tunceli Milletvekili Ka *• mer Genç partide bir kişinin şahsına bağlı hizipçilik yapıldığını, partinin bu zaaflanndan kurtulması gerektiğini söylüyor. Partinin genel sekreterinin genel başkan olma hevesi içinde olduğunu belirten Genç, "Merkez organlanmn da açık veya örtülü biçimde destekledikleri bu tutumun sonucunda genel başkana zaman zaman hatalar yaptınlmaktadır" diyor. Kamer Genç, SHP'nin cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında izlediği politikayı şöyle değerlen GENÇ Milletvekili. diriyor: "Bugünkü MKY'K'mn yansı, 29 kasım ön seçimlerinde başansızlıga uğramış genel merkez kontenjanından aday gösterilmelerine karşın milletvekili seçilememiş, ancak parti içi hizip sonucu partili seçmen tarafından reddedilmelerine karşın bu önemli göreve getirilmiş kişilerdir. Genel başkanın olmadıgı bir sırada genel sekreter başkanlıgında toplanan MYK ANAP İnönn'yt bile aday gösterse oy vermeyiz' politikasını belirlemiş ve bu konuda esas söz sahibi olması gereken Meclis grubunun düşüncelerini bile almamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili hatalar buradan başlamaktadır. Genel sekreter surekli olarak Özal'ıa aday olmayacagını söylemişti. Böylelikle Özal'ın adaylıgı SHP tarafından açıkça teşvik edilmiştir." Kamer Genç, yedi milletvekilinin ihraç edilmesinde tarafla.rın hatalannın yadsınamayacağını ancak hangi hatanın başlangıç olduğuna bakmak gerektiğini belirtiyor. Genç'in bu konudaki görüşleri şöyle: "Kesin ihraç cezası genel sekreterin katkılan sonucu raeydana gelmiştir. Disiplin kurulundakilerin çoğunlugunu kunıltayda genel sekreterin listesinden seçilen kişiler oluşturmaktadır. Bunlann politik olarak genel sekreterle biriikte hareket ettikleri kuşkusuz. Sıkıyönetim mabkemeleri bile olayın nileligini araştırmadan böyle bir ceza vermez." ETEM CANKURTARAN Sosyal demokrat yapı yaratmak güç SHP Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve tçel Milletvekili Etem Cankurtaran, "Sendikalann siyaset yapmasıun yasaklandıgı bir ülkede sosyal demokrat yapı yaratmanın güçlüğünü bepimiz anlamaktayız" dedi. Türkiye'nin 12 Eylül ile biriikte yeni bir sürece girdiğini, konulan kuralların hâlâ geçerli olduğunu, o sistemin savunucularının ise "devletin tepe noktalanna" taşındığını anlatan Etem Cankurtaran, "SHP kuruldugundan bu yana Batılı anlamda CANKLRTARAN MYK üyesi bir sosyal demokrat parti olmayı, emek agıriıklı bir kitle partisi yaratmayı düşünüyor. Ancak bunlar Türkiye'de uygulanmakta olan kurallara uymamaktadır" diye konuştu. tşçilerin fabrikalarda örgütlülük yaratarak 12 Eylül ve devamına karşı tavır aldıklarıru, uyguladıkları çeşitli eylemlerle iktidardan daha fazla hak aldıklarını anımsatan Etem Cankurtaran, "Gerek işçi sınıfının ekonomik lalepleriyle ilgili aldıgı başanlı sonuç, gerekse halkın referandumlar ve yerel seçimle gösterdigi siyasi tavır. ülkemizde halkla biriikte yapılan işlerden sonuç alınabilecegi gerçeğini ortaya çıkarmıştır" görüşünü savundu. Demokrasinin "sivil toplumun örgütlülüğü" sonucu yaratılacağma inanan Cankurtaran şöyle devam etti: "55 milyonluk bir ülkede çalışan insan sayısı 16 milyon. Bunlardan sendikalaşabilenler 1 milyon 834 bin. Bunun da üçte biri grev hakkından yoksun. Örgütsüzlügü ilke olarak benimsemiş olan bir kurallar bütünü ortadan kalkmadan, sosyal demokrat partiyi ciddi ve anlamlı bir şekilde örgütleme şansı zordur. Bu nedenle Türkiye'de 12 Eylül rejiminin ortaya koydugu kurallan değiştirecek ve ilk iktidan döneminde 5 milyon sendikalıyı toplu iş sözleşmesi ve grev hakkından yarariandırabilecek bir iktidan tek elden kurmak zorundayız." PARİS DÖNÜŞÜ SHP milletvekilleri Kenan Sönmez, M.AIi Eren, Mahmut Alınak, t.Hakkı Önal, Adnan Ekmtn, Ahmet Türk ve Salih Sümer'Kürtlerin Kulturel Kimligi ve tnsan Haklan Konferansı'ndan döndüklerinde, degil ihraç edilmek, disiplin kuruluna verileceklerini bile düşünmüyorlardı. (Fotograf: Behzat Şahin) IKÎ İHRAC EDİLEN, tKİKARAR VEREN NE DİYOR? 'Disiplin Kurulu, sıkıyönetim mahkemesi gibi' lç Politika Servisi SHP'den Merkez Disiplin Kurulu'nun oy çokluğuyla aldığı karar gereği "kesin ihraç" edilen milletvekillerinden Mehmel Ali Eren ve Adnan Ekmen ile MDK uyelerinden karara muhalefet eden Tevfık Çavdar ve olumlu oy kullanan Ekrem Bulgun'un görüşleri şöyle: ADNAN EKMEN SHP'nin cumhuriyetten bu yana uygulanagelen resmi politikanın dışında bir politikası olmadığını, cumhuriyetten bugüne kurulan tüm siyasi partilerin, TtP hariç Kürt sorunu konusunda adeta bir mutabakata varmış olduklannı söylüyor ve "Bu çağda hâlâ Kürt ulusunun >arlığını kabul etmeklen kacınmak utanç vericidir" diyor. Konuya hep Doğu'nun ve Güneydoğu'nun geri kalmışhk sorunu olarak bakıldıDisiplin Kurulu, sıkıyönetim mahkemesi ğını, bölgenin ekonomik sorunlarının çögibi SHP'den kesin ihraç edilen milletve zülmesiyle bu sorunun da halledileceğine killerinden Adnan Ekmen, disiplin kuru inanıldığını belirterek şunları söylüyor: lunun sıkıyönetim mahkemesi gibi çalıştı"Oysa sorun aynı zamanda siyasal bir ğını söylüyor. Ekmen, Paris dönüşünden sorundur. Sorunun sosyolojik can alıcı yöberi il yöneticilerinin ve diğer SHP'lilerin nü hep gözardı edilmiş, ondan kaçılmışkandırılmadığını, kendisini en çok üzen tır. Siyasal yanı da cumhuriyet tarihinde konunun bu olduğunu vurguluyor. "As hep askere havale edilmiş ve çözümü asfanda SHP bizi degil, Kürt halkını cezalan kerden beklerımişür. Bugüne kadar bunun dınyor. SHP var dese de yok dese de Türk birkaç denemesini çok acı bir biçimde hep iye'de bir Kürt sorunu vardır. Parti için biriikte yaşadık. Kürtlere büyük acılar çekde pek çok değerli arkadaş var ama üst yö tirildi, yerlerinden yurtlanndan edildiler ve netimin sosyal demokrat olduğunu artık topluca katledildiler. Bütün bunlara rağsöyleyemem" diyor. men sorun çozülmedi, küçülmedi lersine SHP'nin son dönemde sorunlar karşı büyüdü. Bugün bölge yangın yeridir. Hâsında politika da üretemediğini ifade eden lâ da askeri yönlemlerle bu yangını sönEkmen, partinin bu yüzden de egemen dü dürmeye çalışıyorlar. SHP de bu genelleşüncenin gereklerini yaptığını söylüyor. menin dışında bir anlayışa sahip değildir." Ekmen, "Bu partiden solculan atarsanız, Mehmet Ali Eren, bunlan SHP'den ihAlevileri atarsanız, Kürtleri atarsamz ge raç edildiği için SHP'ye haksızhk etmek riye ne kalır" diye soruyor. için söylemediğini, bu görüşleri SHP'ye ve kurallanyla getirmek, yerleştirmek arzusundaysa ve bunda da samimiyse bu soruna siyasal bir çözüm bulmak zorundadır. Bu çözümü de Türkiye kamuoyunda tartıştırmak zorundadır. Bu konudaki düşuncesini netleştirip programına koymak zorundadır. Aksi takdirde SHP'nin demokrasi vaadleri inandırıcı olmaz dedim. Bunu gerek pariamentoda, gerek SHP grubunda, gerekse de Sayın Erdal tnönü'ye yazdığım mektupla uzun uzun anlattını. Ancak bu öneri ve taleplerimiz hiç dikkate alınmadı." gısızlık, çoğulculuğa sa\gısızlık, hoşgörüsüzlük hiçbir zaman unutulamaz. Derin bir yara açmıştır. Tabii anlayanlara." EKREM BULGUN "" TEVFİK ÇAVDAR Yedi milletvekilinin atümasına karar veren Disiplin Kurulu'nun uyelerinden Tevfik Çavdar dünyanın hızla değiştiği bir dönemde Türkiye'nin bu gelişimden uzak kalmaması gerektiğini, alınan kararın tam bir hoşgörüsüzlük örneği olduğunu söylüyor. Türkiye'de ve dünyanın herhangi bir yerinde "tek sesliliğin, lek kültür baskısı veya dayatmasının demokrasinin sonu diktatörlüğün başlangıcı" ilacağıru belirten Çavdar, "Bu benim sözüm degil. Parti olarak imza koydugurouz Sosyalist Enternasyonal'in son bildirisindeki bazı satıriardır. Basit ve biçimsel bir müsaade olayı bu noktaya getirilmemeliydi" diyor. Çavdar, muhalefet etmesine karşın yedi milletvekilinin ihraç edildiği bir disiplin kurulunda bulunmaktan utanç duyduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Vicdamm ve çagdaş diişüncemin gereği muhalefet oyu verdim. Ama bu benim utanç duymama mani degil. Bir süre sonra affedilseler dahi bu demokrasiye say Ekmen diğer arkadaşları ve kendisinin üye olduğu günden bu yana savunduğunu politikaya SHP'de başlamadığını, atılma vurguluyor. SHP'ye bugüne kadar önerlarının politik yaşamlarının bitmesi anla diklerini de şöyle anlatıyor: mına gelmeyeceğine dikkat çekiyor. "Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğu gerçeğini önce sosyal demokrat bir parti MEHMET ALİ EREN; ~~ olarak biz kabul etmek, görmek zorundayız. Bu sorun demokrasinin önündeki teSHP'den kesin ihraç edilen tstanbul mil mel engellerden biri hatta birincisidir. let^ekillerinden Mehmet Ali Eren, SHP, Türkiye'de demokrasiyi tüm kurum Erem Bulgun, SHP Merkez Disiplin Kurulu'nun yedi milletvekilinin partiden kesin ihraç edilmesi yolunda olumlu oy kullanan uyelerinden. Bulgun, "Vicdamm rahat. Parti bundan kazançlı çıkacaktır. Bundan sonra her isteyen istedigi gibi konuşamayacak, eyleme giremeyecek, parti tüzüğü, programı ve Genel Başkan'ın görüşleri ön planda olacaktır" diyor. Ekrem Bulgun "parti tüzügü gereği bir suç işlendigi ve bu suçun karşılığının da ihraç olduğu kanaati uyandıgı için olumlu oy kullandıgım" söylüyor. Bulgun'un konuyla ilgili goruşleri şöyle: "Tamamen parti çıkanna uygun ve tüzügiin bildirdiği şekilde hareket ettim. Partide disiplini temin etmek için Genel Başkan'ın sözlerine güvenmek ve ona göre hareket etmek gerekir. Aksini iddia edenler partiyi düşünmeyip yalruzca kendi şahsi çıkarlarını düşünenlerdir. Daima ön planda tuttugum husus partinin büyümesi. guçlenmesi. Türk halkına tüzük ve programında belirttigi imkânlan sağlayarak refah getirmesidir. CHP'de, SODEP'te ve şimdi de SHP'de bu göriişümü devam ettiriyorum. Gazetenizde Disiplin Kurulu'nun karannı bazı arkadaşlar Kürt düşmanlıgı diye değerlendirmişler. Böyle bir şey olaroaz. Kurulda Kürt sorunu hiç konuşulmadı, gerek de duyulmadı. Biz tamamen parti tüzüğüne aykın hareket edildiği için bu karan verdik. Vicdamm rahat. YAKUPKEPENEK Sorumlu örgütler değil MYK'dır • SHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Yakup Kepenek, "12 Eylül ve ANAP rejiminin baskı, talan ve soygununun sürmesinden SHP'nin büyük özveriyle çalışan örgutlerinin değil, Merkez Yürütme Kurulu'nun sorumlu olduğunu" söyledi. SHP Parti Meclisi'ni seçen büyük kurultayın seçtiği üst yönetime, "12 Eylül ve ANAP rejiminin sona erdirilmesi" görevini verdiğini anımsatan Yakup Kepenek, "Ancak SHP üst yönetimi kurultayın bu karannı yaşama geçinnemiştir. ANAP'ın bu politikası, KEPENEK PM üyesi. üstelik yüzde 20 oy destegine karşın sürmektedir" dedi. SHP öncülüğünde "toplumun demokrasiden yana güçleriyle işbirligi" kurulması, bu çerçevede "düşünce özgürlügü kapsamlı genel af, eşitlikçi bir seçim yasası üzerinde güç birliği" yapılmasını isteyen Prof. Yakup Kepenek, "Türkiye'nin istikrarh bir demokrasiye geçişi için güç birliğine SHP öncelik etmelidir. SHP'nin parti programına ve parti içi demokrasiye sahip çıkması başansının başlıca önkoşullarıdır" diye konuştu. Kepenek, "Disiplin kurulunun aldıgı ihraç kararian" konusunda da "Bunlann demokratik ilkeleri ve temei hukuk kurallannı hesaba katmadan alındığı ortaya çıkmıştır" görüşünü savundu. "Büyük tehlike" Aydın Güven Gürkan ise yedilerin ihracını "12 Eylül"den sonra alınan en vahim karar" olarak görüyor. Gürkan'a göıe "Olay çok açık biçimde yedi milletvekiline kurulmuş bir tuzak". Olayı "Yalnızca partinin bütünlnğüne ve birliğine degil, ülkenin bütünlügüne karşı alınmış son derece haince bir karar" olarak değerlendiren Gürkan, doğacak tehlikelerin altını şöyle çizdi: "Milyonlarca insanımız iki silahlı gücün arasında eziliyor. Aslında parti yönetimi doguda çıkan soruna çözüm üretmek yerine, görmezlikten gelerek yedi milletvekilini ihraç etmeyi yegledi. Bu karar insanlan etnik açıdan karşı karşıya getirir, onlara dışlanmışlık hissi verir. Kimbilir belki de sorunlanıı demokrasi içinde degil, kaba güçle çözülmesini isteyenler, bu sorunu bu noktaya getirmek istiyoriar. Yoksa bu karar, 'demokrasi içinde çare tükenmiştir' çözümlernesini doğudaki insanlara yol mu gösterilmek isteniyor. Karar ulusal birlik için denmesine karşın, gerçekte ulusal birlik ve beraberliği dinamitlemektir. Böyle bir ortamda insanlann aynlığı düşünmesi, çagdaş insana uygun degil. Ama alınan karar adeta, SHP tarafından ayrılık duygusunun beslenmesine yöneliktir." Görünen o ki, anamuhalefet partisi SHP'nin zaten var olan iç sıkıntısına bir de "Kürt sorunu" eklenecek önümüzdeki günlerde. Bugüne değin pek yüksek sesle yapılmayan "Neden güneydoğu sorununa çözüm üretmiyorsunuz" eleştirisi, daha bir yüksek sesle gündeme gelecek. Bugüne değin pek rastlanmayan değişik bir tartışma ortamı ve belki de hiçbir partide olmamış bir yol ayrımıyİa karşı karşıya kalacak SHP. BAŞKANLARI NE DtYÖR? il Başkanı Haluk Tüfkmen, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ANAP iktidannın yasal çerçevede zorlanmasını beklediklerini belirtiyor. Bu gibi önemli konularda yeterli ve açık politikaların belirlenememiş olmasını "SHP'nin eksigi" olarak tanımlayan Haluk Türkmen, ileriye yönelik olarak, "Sanıyornm bu eksiklikler giderilecektir. Daha ileriye dönük, daha tutarlı politikalar belirlenecek, yaşama geçirilecektir" umudunu taşıyor. A r t v t n : SHP Qst yönetiminin genelde uyguladığı politikaları başarıh bulan bir başka tl Başkanı Ali Ugur Çagal, cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan "politika Ukanıklıgı" için, "Bundan öte yapacak bir şey yoktu" diyor. Partinin öncelikle erken seçim için gerekli muhalefet i ve çalışmayı sürdürmesini isteyen Uğur Çağal, "erken seçime" ve "Özal'ın süresinden önce tahttan düşecegine" inanıyor. Çağal, "yedilerin ihracı" ile ilgili soruya da "Kişiye inancından dolayı, dilinden dolayı baskı yapılmasına karşıyız"' yanıtını veriyor. min göreve geldiği günden bu yana izlediği genel ve örgütsel politikanın "doğnıluğuna inanan" Samsun tl Başkanı Hamza Türkpence, SHP'nin "10 yıldan 10 yüa karşılaşüan demokrasiye donuşü, sıkıntıya düşmeden, hakkı halka teslimde" başarıh buluyor. Partinin "bunalım yaratma" politikasından çok, akıllı bir politikayla gerginliği azaltKi" çalışmalar yaptığma inanan Hamza Türkpençe, "yedilerin ihracı" konusunda da "Şovenist tavırlan asla kabul etmiyoruz. SHP kendi dıişüncesine uygun olanı yapınıştır" görüşünü savunuyor. disinden beklediği yeni polıtikalan ne yazık ki üretememiştir. Bu nedenle şimdilik umot olduğu söyleneraez" diyor. M a n İ S a : Üst yönetimine cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavnnın başanlı olduğunu, ancak bunun kamuoyuna yeterince anlatılamadığını söyleyen tl Başkanı Hiidai Fazlılar, Genel Merkez'in Kürt sorunu konusunda da başanlı bir politika izlediğini söylüyor. Genel Merkez yöneticilerinin seçimle geldiklerini bu nedenle parti sorumluluğu içinde görevden alma ve atama yetkilerine sahip olduklannı belirten Fazlılar'ın "yeni politikalar üretme" açısından SHP üst yönetimin bakışı şöyle: "Genel Merkez şu ana kadar 12 kitapçık yollamıştır. Yerel yönetim anlaytşından Doğu sorununa kadar ekonomik allernatif sanayileşme konulannı içeren kitapçıklar örgutlerin elindedir. Bu anlamda başanlı olmuşlardır." L ş a k : İl Başkanı lsmet Çalık SHP üst yönetiminin başanlı olduğu inancında. Cumhurbaşkam seçiminde Genel Merkez'in Türk kamuoyunca bem'msenen yeni politikalar ürettiğini belirten Çalık, bu konudaki çalışmalann daha yoğun ve etkin bir düzeye ulaştırılması görüşunde. Çalık'm yedi milletvekilinin ihrac edilmesiyle ilgili düşunceleri de şöyle: "Bizim partimizde TürkKürt şeklinde ayncalıklı bir anlayış söz konusu olamaz. Bu nedenle bu konuda bazı milletvekilleri hakkında alınan karann tahlil ve münakaşa edilecek bir yönü olamaz." Çalık'a göre görevden alma ve atamalar da "partide bütünlüğü sağlama" amacına yönelik ve yerinde kararlar. y : tl Başkam Tunç Aytur, üst yönetimin cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasi kuralları içinde elinden geleni yaptığını söylüyor. Genel Merkez'in ürettiği politikaların halka ve örgüte tam yansıtılamadığını, ancak bunun sorumluluğunun sadece üst yönetimdeki belirli kişilere yüklenmesinin de insafsızlık olduğunu savunan Aytur, yedi milletvekilinin ihrac konusunda da şunları söylüyor: "Türkiye Cumhuriyen' bir kafatası cumhuriyeti değildir. Türkiye'de yaşayan bütün yurttaşlar hukuken eşit statüdedir, ikinci sınıf insan yoktur. Partimizin temel görüşü de bu olduğuna göre bu göriişe ters düşen beyanlarda ve eylemlerde bulunanlar hakkında gerekli işlemi yapan üst yönetimin poütikası yerindedir. Destekliyoruz." A>tur, örgütlerin görevden alınmalarımn da en son başvurulacak yöntem olması gerektiğini, ancak partiye zarar veren bir örgütün de görevde kahnasının sakıncalı olduğunu söylüyor. Aytur, "Görevden alınan örgütler en kısa zamanda kongrelerini yapmalı ve son sözü delegeler söylemelidir" diyor. p : U Başkanı Ali Galip Ergül, cumhurbaşkanlığ] seçiminde halk tarafından yanlış anlamalara neden olabilecek birtakım durumlar olduğunu söylüyor ve yanlış anlaşılan durumlan şöyle sıralıyor: "Örneğin sinei millet konusunu vatandaş kendine göre birtakım yorumlarla degeıiendirdi ve yanlış anlama sonucu sinei millete dönmekle erken seçimin yapılacağı inancı geldi. Bazı kesirnler bir ara seçimin variığını düşünemediler. Aynca el sıkışma konusu da halk tarafından olumsuz değerkndirildi." HALİLAKYÜZ Doğru ve tutarlı politika üretiliyor SHP Merkez Yürütme Kurulu uyelerinden Halil Akyüz, CHP ve SODEP'te de yöneticilik yapmış bir kişi olarak parti politikalannı bu kadar içine sindirerek savunduğu bir başka dönem yaşamadığını söylüyor. Halil Akyüz, SHP'nin "çok doğru ve tutarlı politikalar ürettiğine inandığım" belirtiyor. AKYÜZ MYK üyesi. D e n İ Z İ İ : tl Başkanı Ahmet Şimşek, SHP üst yönetiminin cumhurbaşkanlığı seçiminde net bir politika izlemediğini söylüyor. Şimşek, yedi milletvekilinin genel başkanı çiğneyerek Paris'teki konferansa katılmaiarını "yanlış", Genel Merkez'in tepkisini de "haklı" buluyor.Genel Merkez'in görevden alma ve atamalarla ilgili kararlannı "yadırgayan", bu işlemleri demokrasiye "ters" diye niteleyen Şimşek, "Görevden almalar tabana yapılan bir hakGenel yöneti sızlıktır. SHP kamuoyunun ken YARIN: fl başkanlarının görüşü ve Adana BelediyeÖrgüt ilişkisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle