Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER gellere karşın fikir üretmek, düşünduğümüzu açık ler kuruyorlar; gerçek lideıler de birbirini beğeııaçık kâğıda dökmek, kısacası yazmak, yazmak yi miyor, sırası düştükçe eleştiriyor; demokratik ve ne yazmaktır. O, değerli kitaplar yazıyor, ben ise bilimsel Türk solu bundan zarar görüyor. Sağın ishaftalık yazılarımı kesmeden surdurerek bugünkü tediği de bu değil mi zaten!.... HIFZI VELDET VELIDEDEOGLU toplumsal, siyasal ve ekonomik gidişimizi gözlemTürk solunun durumunu gösteren (belki de sevTanilli ile tanışıklığımız, O'nun tstanbul Hukuk dürdü. Çok iyi Fransızca biliyordu; Strasbourg lemeye ve bu gidiş üzerindeki göruşlerimi dile ge gili dostum Tanilli'nin kulağma gelmemiş olan) bir Fakültesi'ndeki öğrenci sıralarında yer alması ile Üniversitesi ona görev verdi. Bir yandan ders ve tirmeye çalışıyorum. fıkra ile yazımı bağlayayım. Fıkra şöyle: başlar. O tarihte Yurttaşlar Hukuku (Medeni Hu rerek yaşamını kazanıyor, öte yandan düşunsel çaXXX Sayın Kenan Evren, 12 Eylül darbesinden sonra kuk), fakultenin her dört sınıfmda da okutulur, bi lışmalannı yoğun biçimde surdurerek birbiri ardınTanilli sol görüşlüdür, dahası, Marksistir; bunu rinci sınıfta bu dersi hangi kürsü üstlenmişse dör ca değerli kitaplar hazırlıyordu. En son yapıtı, hiç saklamaz, açık açık söyler, ama o bir yurtse devlet başkanlığı gorevini yaptığı, Çocuk Esirgedüncü sınıfa kadar o kürsü götürür, sonra yeniden Fransız Devrimi'nin 200. yıldönümu dolayısıyla ya verdir. Turkiye'nin, ülusal Ant (Misakı Milli) sı me Kurumu gibi türlü dernek ve kurumları denetbirinci sınıfa dönerdi. Tıpkı ilkokullarda birinci sı zılmış ve ötekiler gibi Türkiye'de basılmış olan nırları içinde, kömünist ya da kapitalist hiçbir sü lediği, mutfaklara kadar girerek, böluğune bol benıf öğrencüerini okutmaya başlayan öğretmenin o "Dünyayı Değiştiren On Yıl (17891799)" adlı ki per gücün hegemonyası altında bulunmasmı iste sinli ve temiz yemek yedırmek isteyen durüst bir öğrencileri son sınıfa kadar götürrnesine benzeyen tabıdır. Amacım, bu yazıda onun kitaplarını irde mez; tam bağımsız bir Türkiye ister. Sağda ve sol yüzbaşı titizliğiyle tencere kapaklarını açtırıp yebir dunımdu bu. Tanilli, bizim kürsude tam dört lemek değil, sarsılmaz bir istenç (irade) taşıyan ki da tam bir düşünce özgürluğu özlemi içindedir. Os meğin tadına baktığj günlerde bir düş görmüş. Meyıl Yurttaşlar Hukuku öğrenimi gördü. Haşan de şiliğini vurgulamaktır; bununla birlikte öbur kitap manlı İmparatorluğu'nun mirası olan etnik grup leklerle bir arada iken cehennemi teftiş etmek aknebilecek kertede neşeli, tartışmacı bir gençti; araa larının adlarını ve tarihlerini de şöyle sıralayıvere ların da dil ve kıiltür bakımından bu özgürlukten lına gelmiş; Tann'ya yalvarmış, dileği Tanrı katmhukuksal ve toplumsab birbirine bağlayan mantıkü yim: Devlet ve Demokrasi (1981); Diderot, Çağı, yararlanmasuıı ve bunlann, Türk vatandaşı olarak, da kabul edilerek bir meleğin eşliğinde cehenneme düşünce yapısı vardı. Bu yeteneğim fakülte öğre Yaşamı ve Eserleri (1984); Yüzyıllann Gerçegı ve yurdun kalkmmasında el ve işbirliği yapmasını is gitmiş; bakmış ki geniş bir havuzda kaynayan katniminden sonraki asistanlık ve doçentlik dönem Mirası (4 cilt, 1984/1989); Nasıl Bir Demokrasi Is ter. Bolucüluğe, hele teröre, çoluk çocuk ayrımı ran içinde insanlar pişiyor; havuzun başında, ucunlerinde de gösterdi ve geliştirdi; değerli yapıtlar ver tiyoruz (1987); Nasıl Bir Eğitim Istiyoruz (1988). gözetmeksizin insan öldurenlere, cinayet işleyenlere da çatal bir demir takılı, uzun saplı sopa taşıyan meye başladı; onunla dostluğumuz ilerledi. Kişisel Bu listeye, daha önce yayırnlamış olduğu, Uygar karşıdır. Az kalsın kendisi de böyle bir cinayete kur zebaniyi görünce, kendisine eşlık eden meleğe, bunun görevi nedir diye sormuş. Melek, bakın demiş, üişkilerimizde öğrenciliğindeki saygılı tavnnı hiç lık Tarihi adlı yapıtını da eklemeliyim. ban gidecekti. başıru kaynayan katrandan çıkaranları yeniden içebozmadı, Ustelik bana "Hocam" diye seslenirken Server Tanilli'nin, her gerçek insan gibi, vefalı gözlerindeki dost ve.sevecen pırıltı gittikçe çoğal bir karakteri vardır. Son kitabını, (ne yazık ki 1983 Onunla aramızda, koşullar bakımından bir ay riye itmek için bekçilik yapar bu zebani. Burada dı. Onu, geleceğin kendinden söz ettirecek değerli yılında yitırdiğimiz) daha önoe Fransız Devrimi üze rım da Tanilli'nin gurbette, yabancı bir ortamda bütün dinsizler, kâfirler cezalarını görüyor. bir Türk düşünürü olarak görmüşümdür hep. rine bir kitap yayımlamış olan değerli bilim adam çalışarak geçimini sağlaması, benim ise ülkemde, Oradan yine aynı biçimde bir zebaninin bekçi12 Mart faşizmi sırasında kurşunlandığını duy lanmızdan Murat Sanca'ya: "Ustam, ağabeyim ve kendi evimde emekli maaşım ve yazı gelirlerimle lik yaptığı ikinci büyük havuzun başına geçmişler. yaşamımı surdürmemdir. Bu noktada onun duru Evren'in sorusu üzerine melek, burada bütün Müsduğum zaman ben de vurulmuş gibi oldum. O sar dostnm Mural SARlCA'nın aziz aıusına..." sözmu benimkine göre daha çetindir, ama onun avan lüman günahkârlar, "müfsitler, münafıklar" cesıntılı günümü hiç unutamam. Haydarpaşa Göğüs leriyle adamıştır. Cerrahisi Hastahanesi'ne gittiğimde yan baygın yaTanilli'nin vefa duygusu yaşamdan aynlmış dost tajı bütün olumsuz koşulları karşılayacak dinamiz zalannı çekiyorlar. Başını katrandan çıkaranı bekçi tıyordu; konuşamadım, yalnızca bakıştık. Sonra lanyla sınırlı kalmaz, bütün dostlan için de bu duy mi, gücü, gençliğinden kaynaklanan enerjide bul yine katranın içine itiyor, demiş. ki ziyaretlerimde bir gün buğulu gözlerimi görün guyu taşır. Geçen yıl geçirmiş olduğum damar ame ması, benimse sürekli sancılarımın yaşlılık döneÜçüncü büyük havuzun başına geçmişler. Yine ce o beni teselliye çalıştı; "Merak etrneyin hocam, liyatından bir süre sonra beni Strasbourg'dan te mime rastlamasıdır. Kendisinin bu enerjisini, gü Evren'in sorusu üzerine melek, burada Turkiye'cünü ve direncini daha uzun yıllar sürdürmesini, ben bunu atlatacağım" diyordu; ben de "Tabii, lefonla aramış, hatır sormuş, sağlık dileğinde budeki sosyalistinden komünistine kadar bütün solevet, inşallah" gibi sözcüklerle kısa kısa yanıt ve lunmuştu; oysa gurbette olduğu için daha çok be toplumumuza daha nice değerli yapıtlar vermesini cular cezalarını çekiyorlar, yanıtını vermiş. Bu hadilerim. rirken, içimden bir an önce iyileşmesi için dilekte nim onu aramam gerekirdi. Uzun süredir özlem vuzun başında bekçilik yapan bir zebaninin bulunbulunuyordum. duyduğum sesini telefonda da olsa işitmek, o çok Tanilli ile aramızda düşünce bakımından var olan madığını dıkkatten kaçırmayan Evren, "Bu havuzOnu vuran bulunamadı, daha doğrusu, vuranı sancılı günlerimde beni gerçekten mutlu etmişti. bir aynlık da onun Kemalist Devrimi radikal bir da niçin bekçi yok" diye sorunca melek: "Bu habulmak için gerekli çaba harcanmadı. Bunu, be Ayrıca Türkiye'de basılan her kitabından bana da reform hareketi sayması, benim ise bunu, Türki vuza bekçi koymak gereksiz; çünkü kızgın katranim gibi diğer dostlar da göriiyor ve biliyordu. güzel bir ithafla yollamayı hiç ihmal etmez; bu ki ye'nin toplumsal ve dinsel koşullanna göre büyük nın içinde kaynayan solculardan biri başını dışarı Tanilli yılmadı; iyi olamayacağını anlayınca Av taplardan çok yararlanınm. bir devrim olarak kabul etmekliğimdir. Ancak bu çıkarırsa hemen alttaki başka bir solcu onu ayarupa'ya gitti, en yetkili tıp otoritelerine göründu; fikir ayrılığı derin dostluğumuzu zedelemez ve hiç ğından tutup dibe doğru çeker, niçin bekçi konsun" XXX yanıtını vermiş. Moskova'da da talihini denedi; ne yazık ki, bel keTanilli ile "yürümek" eylemi yönünden, bir ko zedelememiştir. miğine saplanan kurşun omurilığinin bir bölümü şutluğumuz var. O yürüyemiyor, bu işi az önce beYazıyı bitirmeden önce ülkemizdeki "fraksiyon" Sayın Evren'in son Avrupa gezisinden dönerken nu zedelemiş, Tanilli'yi yürüyemez duruma getir lirttiğim gibi tekerlekli sandalye ile görüyor; buna cu solculann durumundan da kısaca söz etmek is uçakta gazetecilerle konuştuğu sırada, Turk demokmişti. Artık tekerlekli sandalyeye baglanmıştı, karşı ayaklarında ağn ve sancı duymuyor. Ben ise tiyorum. Eline Lenin'in ya da Stalin'in yaşamöy rasisinin tam olarak gerçekleşmesi için ülkemizde onunla dolaşacaktı. bastonuma dayanarak yüz metre kadar yürüyebi küsüne ilişkin bir kitap geçirip okuyan kimi genç de kömünist partilerin kurulabileceği yolunda birliyorum, ama ameliyath ayakta sürekli sancı du ler kendilerini "devrim lideri" sanıyor, birbirine kaç söz söylemesinin, bu fıkradaki düş ile bir ilişXXX Tanilli yine yılmadı; düşunsel çalışmalannı sür yuyorum. Aramızdaki asıl koşutluk bütün bu en karşıt küçük küçük franksiyonlar, grup ve zümre kisi var mı dersin, sevgili Tanilli... Server Tanilli PENCERE 8 EKİM 1989 İğde Ağacı Dedi ki... Fırtına vardı dün. Kuşlar daha önce sezmişlerdi; havada çember çeviriyorlardı. Gök alçalmıştı. Yoğun bulutlar birbirini kovalıyordu. Isı birden düştü. Rüzgâr uğuldadı. Ağaçlar sallanmaya başladı. Dallar kırılacak gibi çatırdıyor; yapraklar uçuşuyordu. Her yer karardı. Ürkütücü bir görüntü ortalığı sardı. Pencereden baktım. İğde ağacı, sinir bunalımı geçiren bir insan gibi çırpınıyordu. Ah, bir hekim olsa, bir ilaç verse ya da1 bir sakınleştirici iğne yapsa; iğde kendine gelse, dallarını sağa sola savurmaktan vazgeçse.. O sırada Marmara'dakı balıklann karaya vurduğunu bilmiyordum, ama bir şeyler sezinlemiştim. Doğa insan gibidir, varlığını çeşitli yollardan duyurur; öfkelenir, bağırır, tepinir, saldırır; sonra bunalımını asar, durulur; sakinleşir, dengeye kavuşur; saydamlaşan çevreyi benliğinde duyumsarsın. Evet, doğa insan gibidir... • Son yıllarda doğaya bir şeyler oluyor? İklimlerde bir sayrılığın titreşimlerı mi seziliyor? Havada onulmaz bir olumsuzluğun kokusu mu duyumsanıyor? Güneş ölümcül ışınlarını mı gezegenimize yolluyor? Havada, toprakta, suda, yaşamın kaynaklarını kurutan bir değişim mi seziliyor? Çoktan beri söylentiler, beklentiler, gözlemier, haberler, uyarılar sürüyor. İnsanoğlunun gezegenimizi yok edecek, doğayt zehirleyecek, çevreyi kirletecek biryaşam biçimine kendısini kaptırdığını ileri süren bilım adamlarının uyarılarına yeterince kulak asan yok. Çok değil, son çeyrek yüzyılda vanlan nokta, bir yakın "kıyameti" vurgulamaktadır. Çelişki şurada ki, kendisini en uygar sayıp böbürtenen toplumlardır doğayı zehirleyen, yok eden, öldüren... Peki, insanlığı toptan intihara sürukleyen bir yaşama düzenine "uygar" sözcüğü yakışır mı? İnsan kör bağnazlığı yenilgiye uğratıp aklın ve bilimin egemenliğini son üç yüz yılda sağladı. Peki, aydınlanmanın mutluluğuna kavuşmuşken, çılgınlığın dalgalarına mı kapıldık? Irmakları, meyveleri, sebzeleri, denizleri, tarlaları, başakları, yaprakları, bulutları, kaynakları zehirleyip yok eden bir düzene mi savrulduk? Çevreyi en çok kirleten "en uygar insan", en az kirleten "en Ukel insan" mı sayılacak? * Fırtına vardı dün. Ve denızin kustuğu binlerce, on binlerce balık istanbul kryılarına vurdu. Hangi denizdi bu? Marmara.. İç denizimiz. Dünyada iç denize sahip bir başka ülke var mı? Yurdumuzu canımız kadar sevdiğimizi her gun bıktırıncaya kadar yineleriz. Peki, koskoca iç denizimizi bulanık bir batakiığa dönüştürmekle yurt sevgisi nasıl bağdaşır? Fırtına vardı dün. Marmara'nın balıkları karaya vurdu. Yoksul halk balıkları toplayıp yemeye kalkıştı. Polis araya girdi. Görevliler olaya el koydular. Kent uyarıldı. Balık satışları yasaklandı. Peki, balıkçılar ne yapacaklardı? Balıklar, insanlar, balıkçılar ne yapacaklarını şaşırmışlardı; ne yenebilirdi balık, ne satılabilirdi. (Arkası 16. Sayfada) EVET/HAY1R OKT4Y AKBAL "Paris'o ilk gidişimde parasızdım, kuru ekmek yiyerek yaşıyordum. Kestane yemek bir ziyafet oluyordu benim için. Ama dönemezdim, yapmak istediklerimi yapmalıydım, tiyatro gormeliydım, tiyatroyu öğrenmeliydim. O sıralarda ümitsizliğe kapıldığım oldu. Birkaç defa Seine nehri kryısına gittim intihar etmek için. İyi ki etmemişım." Muhsin Ertuğrul, yeni çıkan 'Benden Sonra Tufan Olmasın' başlıkJı anı kitabmda 1911 yılında Paris'te geçirdiğj gunleri böyle anlatıyor. Ertuğrul'un Rus yazan Leonid Andreyev'ı çok sevdiğini, birçok oyununu sahneye koyduğunu bilirız. Bunun nedeni (Arkası 16. Sayfada) SSK'da Avukatlık Cumhuriyet Gazetesi Yazı tşleri Müdürlüğüne, Uzun yıllara dayanan mazisinde kişilerin haysiyet ve şerefıne dokunan, gerçeğe aykırı düşünceler ve sözleri, tetkik süzgecinden geçirmeden uluorta yayımlanmasıru prensip edinmediğini sandığunız gazetenizin 26.8.1989 tarihli sayısının ikinci sahifesinde " O k u r l a r d a n " sütununda "S.S.K.'da avukathk" başlıklı, bir avukat imzalı, kanımızı yalanlayan isimsiz bir yazı çıkmıştır. 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 19 maddesi gereği yazımızın aynen yayınlarunasıru rica ederiz. Bir avukata 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34. maddesi "AvukatJann yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yaraşır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukathk unvanımn gerektirdiği saygı ve güvene yaraşır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler. Keza Türkiye Barolar Birliği'nin çıkardığı (MESLEK KURALLARI) broşörünün 26. maddesinde "Hiçbir avukat bir meslektaşımn mesleki tutum ve davranışlan hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikâyetlerin mercii yalnız barolardır" 27. maddesinde "Hiçbir avukat her hangi bir meslektaşı hakkında küçük düşürücü niteiikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez" demektedir. 26.8.1989 tarihli gazetenizde avukat olduğunu söyleyen, fakat adı olmayan belirsiz kişinin çirkin iddiaları, karalamaları ve yakıştırmaları hususunda şu ana kadar tarafımıza intikal etmiş neidari bir tahkikat, ne de Baro'ya verilmiş bir şikâyet dilekçesi mevcuttur. Avukatlık unvanını kendine yakıştıran, marazi bir ruh hali içinde bu yazıyı yazdığıru tahmin ettiğimiz bu kişi, uygar bir cesaretle adlarıyla karşunıza çıkmaması ve delilleriyle birlikte ilgili makamlara başvurmaması halinde sözlerinin ağırlığı kendi üzerinde kalacak, meslek ahlakırun görevlerini bilmediği anlaşılacaktır. Esasen tarafımızdan kanunlanmıza uygun olarak yargısal ve idari başvuru da yapılmıştır. Saygılanmızla. Av. FtKRET SEVSEN Mödür Vekili SSK Ist. Hukuk tşleri Sigoru Müdüriügü Av. İLHAN ERTEN Mödur Yrd. SSK lst. Hukuk tşleri Sigorta Müdürlugü Av. MEHMET ÇINAR Müdür Yrd. SSK tst. Huknk tşleri Sigorta Müdürlugü Olüp Gitmez ŞimdiTürkiye'de il<i "gerçek" kredi kartı var! Jkisi de kredili, ildsi de Yapı Kredi'den! Bugün batı ülkelerinde kredi kartlanndan yalnızca ödeme aracı olarak yararlanılmıyor. Gerçek bir kredi kartı kredi de sağlıyor. Türkiye'de de Yapı Kredi, VISA'dan sonra MasterCard/Eurocard ile şimdi iki 'gerçek" kredi kartı sunuyor. Yapı Kredi VISA ve Yapı Kredi MasterCard/ Eurocard ile: • Turkiye'nin dört bir yanındaki binlerce işletmede bir imzayla alışveriş yaparsınız. • Yaptığınız alışverişler için, ortalama bir ay boyunca hiçbir ödemede bulunmaz, bu süre için faiz ödemezsiniz. • İsterseniz ödemelerinizi belirli bir süreyle smırlanmadan, bütçenize göre ayarlarsınız. Harcamalannızın dörtte birini ödediğinizde, kalan miktarı geniş bir zaman dilimine yayabilir, Yapı Kredi'den gerçek anlamda kredi kullanırsınız. • Hesabınızda para olmasa bile, 594 Yapı Kredi şubesinden, change bürolanndan ve 170TELEBANKA'dan nakit çekebilirsiniz. • TELEBANKA'da ödeme yaparken, nakit çekerken çalışma saatlerine bağlı kalmazsınız. Yapı Kredi'nin kredi kartlannı TELECARD gibi de kullanır, günün 24 saati, yılın 365 günü TELEBANKA'lardan hizmet alırsınız. Yapı Kredi'nin VISA ve MasterCard/ Eurocard yurtdışı kredi kartlan ise 160 ülkede kabul görür, para yerine geçer. Yapı Kredi'ye gelin. bilgi alın. Yapı Kredi VISA ve MasterCard/Eurocard'ları yakından tanıyın. Dilerseniz birine, dilerseniz hepsine birden sahip olun. Dünyada kredi kartı kolaylığından yararlanan 350 milyon kişi arasına siz de katılın. AKTıFBANKAClUK Bugün "yeni bir hayaf a adım atın. YAPI CKREDi YAZMAK YVŞAMAK Oktay Akbai 2000 lira (KDV içinde) Çağdaf Yayınlan Türkocaiı Cad. 3941 Cağaloğlulstanbul İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve Mensupları Yapı Kooperatifindeki hissemı satıyorum. 522 43 34 Almancayı gerçekten öğrenraek isteyen 2 kişinin telefonunu bekliyoruz. 155 61 39 lngiltere'de bedava tngilizcc AuPair'lik bizim isimizdir. Doğan Int. Organization > "hizmette sınır yoktur" REFIK DURBAS Sıirler Yakında Çıkıyor Ehlıyetimı, sigorta kartımı, gazeıe kimlik kartımı ve TGS kartımı kaybettim. Hukumsuzdur. £.\7S BAk/ŞKAN Cerrahpaşa Tıp Fakultesi'nden aldığım • ğrencı karnemi kaybettim. Hukumsuzdur. S.MLRAT TAŞ GEÇTİ Mİ GEÇEN GUNLER ADAM YAYINLARI