Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EKİM 1989 2. ULUSLARARASIİSTANBUL BİENALİ HABERLER CUMHURtYET/15 Bııljiaristaıra göç sürüyor • Haber Merkezi Bulgaristan'dan zorunlu pasaport ile sınırdışı edilerek Türkiye'ye gelen soydaşlardan, geri dönenlerin sayısı dün 31 bini aştı. Başbakan Turgut Özal'ın pazartesi günü, çeşitli illere yerleştirilen soydaşlarımızdan birer temsilciyi kabul ederek sorunlannı dinleyeceği bildirildi. Türkiye'ye gelen soydaşlarımızın, çeşitli nedenlerle Bulgaristan'a geri dönüşleri dün de devam etti. Kapıkule'den 673, Dereköy'den de 210 soydaşımızın dönüş yapmasıyla, geri dönenlerin sayısı 31 bin 156'ya ulaştı. Dünkü girişlerle birlikte, vize uygulamasının başladığı 22 ağustostan bu yana Türkiye'ye gelen soydaşlarımızın sayısı da 2 bin 664'e yükseldi. Gorbaçov'un danışmanı ve Ogonyok Dergisi yöneticisi Korotiç: Marksizmi modernize edîyoruz ERGUN BALCI KEREM ÇALIŞKAN Gorbaçov'un yakın danışmanlanndan Ogonyok Dergisi yöneticisi Vitali Korotiç EkinBilar'ın davetlisi olarak Istanbul'da. Korotiç, dün kendisiyle yaptığımız söyleşide, "Marksizmi modern pratiğe dönüştürmek istediklerini" ve Sovyetler'de "özel mülkiyet konusunda >eni vasalan, pariamenıodan geçirme>e çalıştıklannı" söyledi. D.A1manya'daki krizin çok tehlikeli olduğunu belirten Korotiç, bu ülkenin krizden, dış müdahale olmaksızm kendi yöntemleriyle çıkması gerektiğini belirtti. Korotiç sorulanmızı şöyle yanıtladı: Sayitı Korotiç, Sovyetler Birliği'nde ekonomik krizin lemelinde ne yatıyor? Dorl yıldır reform denemesine rağmen ekonomik durum Brejnev döneminden bile kötii. KOROTİÇ Genel durum daha iyi. Ancak ekonomik dönuşümde durum gerçekten kötu. Şimdi eski ekonomik sistemi ve sanayinin dayandığı eski sistemi yıkmak istiyoruz. Yıktık da. Yurttaşlara daha fazla özel teşebbus hakkı tanımak istiyoruz, ancak karşımızda çok güçlü bir bürokrasi var. Gorbaçov'un bürokrasiye karşı savaşı gerçekten muazzam bir kavgadır. 18 milyon profesyonel bürokrat var. Yalnızca kırsal alanda hiçbir sey üretmeyen 4 milyon bürokrat yaşıyor. Hiçbir zaman demokratik bir değişim istemiyorlar. Ülkemizde "topragın miilkiyeti hcrkesin" diye bir anlayış var. Topragın bedeli nedir sorusuna açık bir yanıt yok, yasa da yok. Mülkiyet herkesin ya da devletindir gibi tanımlamaların ise anlamı yok. Şimdi mülkiyet konusunu yenibir yasaya bağlamaya çalışıyoruz. PORTRE V. KOROTİÇ Glasnost gazetecisi 53 yaşındaki Vitali Korotiç, Kiev doğumlu. 1961'den itibaren kendisini şair olarak kabul ettirdikten sonra çalışmalarını tümüyle edebiyata, Ingilizceden çevirilere vermiş; 1965'te Ukrayna Yazarlar Birliği sekreteri olmuş. Birliğin dergisi Ranok'u yönetmiş. Siyasi ortamın "senleşmesi" sonucu 1969'da bu işine son verilmiş. 1978'e kadar serbest gazeteci ve yazar olarak yaşamını surdurmuş. Bu arada ABD üniversitelerinde edebiyat dersleri vermiş. 1978'de bir Sovyet çeviri dergisinin yöneticiliğine getirilmiş. Kiev'de surdürdüğü yaşamdan memnurımuş. 1986'da Ogonyok Dergisi Genel Yayın Yönetmeııi oldu. fl Uğrt heykel1973 yılından bu yana kâğıdı sanatının ana maddesi olarak kullanan ve sadece doğadan elde ettıği malzemelerte çalışan Friadlaender, Galeri BM'de yer aian sergisinde sedir ormanlannı konu alan 9 kâğıt heykelini sergiliyor (Fotoğraf: Lale Filoğlu) Once kâğıt vardı sonra da heykel Çalışmalarını ABD'de sürdüren Bilge Friedlaender'in ketenden elde ettiği kâğıt heykeller, Galeri BM'de sergileniyor. Sanatçı, "Bizi yaşatan hava, su ve toprak. Teknoloji bütün bunlan yavaş yavaş öldürüyor. Ama aslında insanlık ölüme doğru yol alıyor" diyor. LALE FİLOĞLU Yaşamını ABD'de surduren Bilge Friedlaender'in II. Ulusiararası İstanbul Bienali'nde yer alan sergilerinden illci dün Galeri BM'de açıldt. Bilge Friedlaeuder'in ikinci sergisi ise 6 ekim cuma günü Galeri Nev'de açılacak. 1973 yılından bu yana kâğıdı, sanatının ana maddesi olarak kullanan ve sadece doğadan elde ettiği malzemelerle çalışan sanatçı, Galeri BM'de yer alan sergisinde sedir ormanlannı konu alan 9 kâğıt heykelini sergiliyor. Sanatseverler, Friedlaender<in Galeri Nev'de açacağı sergide ise "Gılgamış Destanı"m konu alan 10 gravurüyle karşılaşacaklar. Bu sergide, Taial Sait Halman'ın yazdığı ve 50 nüsha olarak hazırlanan Çılgamış Destanı Albümü de sunulacak. Çalışmalarını Philadelphia'da sürdüren ve Pensilvanya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde çevre duzenlemesi \e desen hocalığı yapan sanatçının Galeri BM'deki sergisi de "Gılgamış Destanı"ndan izler taşıyor. Sanatçıya "Gılgamış"ı ana tema olarak seçmesinin nedenlerini sorduğumuzda yanıtı şu oluyor: "Bu destan 5 bin >ıl önce yazılmış ve bize ulaşmış iki yazılı destan. 20. yuzyılın ipuçları onda yatıyor. Gılgamış, MÖ 2000 yılında dogayla, tanrılarla çarpıştığında onlardan iisliin olduğuna inanıyordu. 20. yüzyılda da insan teknoloji sayesinde dogaya hükmedeceğine inanıyor. Ancak bizi yaşatan hava, su, toprak. orman. Biz hepsini öldürmeye baştıyoruz ve insan nesli olarak olume doğru yol alıyonız. Şu anki çalışmalarım, bu tepkiyi estetige donuşturmek iizerinde yoğunlaşıyor." Bilge Friedlaender'in Galeri BM'de açılan sergisi, Uruk Kralı Gılgamış'ın gücunü kanıtlamak için kutsal sedir ormanını kesmesini simgeliyor. Yaşanılan çevrenin korunmasına yönelik çalışmaları buiunan sanatçının bu sergisinde yer alan 9 kâğıt heykel ile mermer, bronz, Şile ve Tekirdağ kumu kullanarak oluşturduğu duzenlemeleri bir bakıma Frıedlaender'in doğaya dönuşünü dile getiriyor. Bilge Friadlaender, matematiksel bir anlam içeren 9 kâğıt he> kelini gerçekleştirirken de keten dışında hiçbir maddeye gereksinim duymadı. Nebat halinde elde ettiği keteni çeşitli aşamalardan geçirerek işlenmiş duruma getiren sanatçı, bu maddeuin kuruma aşamasında ketene biçim kazandırıyor. ABD'de hayli ilgi gören bu çalışmadan soz eden Friedlaender, "Ketenin kendi icinde zamk gibi bir maddesi >ar. Keten kumaş nasıl kolavca buruşuyorsa, keten kâğıtta kuruduktan sonra şekil vermenin olanağı \ok. O viizden kâğıt kurumadan önce şekil vermek gerek. Yoksa kendisi şekil verivor" diyor. da bir tane de muhafazakâr olması yararlı. Gorbaçov, Politbüro'nun toplumu yansıtmasını istiyor. Ligaçev, bu açıdan Gorbaçov için yararlı. Çünkü bürokrasi Ligaçev'i seviyor. Çoğulculuk yalmz toplumda değil Politbüro'da da olmalı. Hep Stalin'i eleştirip, Lenin'e dokunmuyorsunuz. Lenin tabu mu? KOROTİÇ Ben İslamı düşunceyi tartışmaya, Muhammet'ten değil, Humeyni'den başlamak isterim. Hıristiyanlığı da Isa'dan değil, Vatikan'dan... Lenin devletin kurucusuydu ve pratik olarak çok kısa süre ülkeyi yönetti. Son yıllarda felçliydi. Öldüğü zaman arkasında özel teşebbus ve piyasa ekonomisini kapsayan, NEP adlı yeni ekonomik politikayı bırakmıştı. Bu korkunç sistemi daha sonra Stalin kurdu. Lenin, kolhoz kurmadı, böyle korkunç bir devlet sanayii kurmamıştı. Şu aşamada Lenin'i bir simge, bir kurucu olarak konımalıyız. İleriki asamalarda bunlar da tartışılabilir. Lenin, Türkiye'de Atatürk'ün olduğu gibi bir simgedir. 2 Rumen iltica etti • YALOVA (AA) 4. Uluslararası Yalova Folklor Şenliği için Romanya'dan Yalova'ya gelen ekipten iki genç, Federal Almanya'ya gitmek için Türk makamlanndan sığınma isteminde bulundu. Horvat Gruia (17) ile Uranecana Consdentin Evaru (22) adlı gençler, festival sonrası gruplarından aynldılar. Yalova Emniyet Müdürlüğü'ne giden gençlerin istemlerinin incelendiği bildirildi. D.Almanya D.Almanya'daki olaylara ne diyorsunuz? KOROTİÇ Burada çok ciddi bir kriz var. Ancak her ülke krizden kendi yöntemiyle çıkmalı. Benim için hâlâ en kritik ve savaş tehlikesi olan nokta Almanya'dır. Orta Avrupa'da, ABD ile Sovyetler'in yüz yüze olduğu nükleer füzelerin karşılıklı durduğu bir ülkedir burası. Buradaki herhangi bir çatışma, çok tehlikeli olabilir. Bence Sovyetler ve Amerikahlar bulunduklan ülkeleri terk edip yurtlarına dönmeli ve kendi işlerine bakmalılar. Türkiye, Almanya, Macaristan, her yerden çekilmelidir. Sovyetler nereye gidiyor? Klasik Marksist ekonomik modelden ayrılıyor mu? KOROTİÇ Biz Marksist teoriyi modern pratiğe dönüştürmek istiyoruz. Marks teorilerini 1840'larda olusturdu. Aşağı yukarı 150 yıl once. Biz "ortodoks mumin" olmaK istemiyoruz, "normal mümin" olmak istiyoruz. Bu düşunceleri kabul ederken değiştirmek de istiyoruz. Karma ekonomi olmalı, pazar ekonomisi unsurları da olmalı. Tekrar, fare yakalaması gereken beyaz ve siyah kedilere geliyoruz. Pek çok deneyin yapıldığı bu yüzyılda, biz bir deney daha yapıyoruz, başarılı oünayı umut edîyoruz... Mülkiyet kavramı Mülkiyet derken ne kastediyorsunuz? KOROTİÇ Toprak, herkese değil, birisine ait olmalı, kişiler toprağı kiralayabilmeli, çocuklanna, torunlarına bırakabilmeli, çalıştınnca ondan para kazanabilmeli, çalıştıramazsa bunun bedelini ödemeli. Eğer toprak hiç kimsenin değilse, köylıiler de ondan kazanç sağlayamaz. Bizde büyük işletmeler, fabrikalar, yukandan yapılan planlarla çalıştırıldı, tepeden dikte edildi. Çalışanlar da bunu yerine getirmek zorundaydılar. Şimdi biz, çahşanlara "Kendi planınızı kendiniz yapın" diyoruz. Bunun için bir mülkiyet yasası gerekli. Işçiler bazı durumlarda fabrikalann mülkiyetine sahip olmalı. Tek kişi olarak değil, kooperatif olarak sahip olabilirler. Sol kanatıaki bazı gruplar, sizin piyasa ekonomisine yönelmeniz ve kapilatist unsurlara yer vermenizi "revizyonizm" olarak değeflendiriyorlar. Ne dersiniz? KOROTİÇ Bizim ülkemizde kurulan sistem bence Marksist değildi, sosyalist ilkelerden çok uzak olan korkunç totaliter bir sistemdi. Belki biraz acımasız benzetme olacak, ama bence Stalin'in sosyalizm imajına verdiği zarar, Humeyni'nin İslamııı imajına verdiği zarara benziyor. tnsancıl duşünceler korkunç bir şeye dönuşmüştü. Çin lideri Deng Siao Ping'in bir sozü vardı: "Kedinin siyah ya da beyaz olması fark etmez, öneınli olan fnre yakalamasıdır". Biz şimdi fareyi yakalamaya çalışıyoruz. Sosyalizmi tek parti sistemi olarak mı göruyorsunuz? KOROTİÇ Şimdi çoğulculuğu kurmaya çalışıyoruz. Bizim ülkemizde başka bir partiden söz etmek bile insanları hapse göturürdü. Şimdi ilkadımı atmalıyız. Her turlü politik düşünceler açıkça söylenip, tartışılabilmeli. Örne ğin şu an Sovyetler'de fiilen bir yeşil parti var... Kunılabilecek çeşitli partiler arasında kapitalizmi savunan parti de olabilir mi? KOROTİÇ Sanmıyorunı. Bana göre kapitalizm kötu bir şey, çünkü bireysel mülkiyete dayanıyor. Ben fabrikaların, topragın mülkiyetinı yeni zengin kapitalistlerimize vermek istemem. Milliyetler sonınuna gelelım. Sovyetler'in dağılması tehlikesi var mı? KOROTİÇ Sanmıyorum. Çunku zengin bir İskandinavya ve fakir ve kızgın bir Rusya arasında, fakir bir Estonya düşünemiyorum. Aynı şeklide Rusya ve Turkiye arasında bir Azerbaycan da düşunemiyorum. Aslında belli ölçüde merkezden dışarı doğıu bir uzaklaşma hareketi var, ancak bu daha üst duzeyde yeni bir bütünleşme ile sonuçlanacak kanaatindeyim. Baltık'ta mı, yoksa Karabağ'daki durum mu daha tehlikeli? KOROTİÇ Baltık'ta. Çünku burada ciddi politik bir kavga veriliyor. ErmenistanAzerbaycan surtüşmesi ise, sopalarla, bıçaklarla yürutülen bir sokak kavgası. Bunlar gerektiği durumlarda, asker göndererek önlenebilir. Oysa Baltık'ta kavga yok, kimse kimseyi öldürmüyor. Baltık'ta uzun ve uygar bir süreç var. Şimdi yeni parlamento seçimlerine gidiyor ve adım adım ilerliyorlar. Gorbaçov'un geleceği Batı dünyasında. son zamanlarda Gorbaçov'un geleceği konusunda karamsar yorumlarda bulunuyorlar. Gorbaçov'un devrilmesi ihtimali var mı? KOROTİÇ Gorbaçov giderse, yerine başka biri gelir. Gorbaçov'un bütün sorunlannı devralacak bu aptal adamın durumunu bir düşünün! Bozuk ekonomi, milliyetler sorunu, vs... En kötü ihtimal bir generalin, örneğin Polonya'da olduğu gibi bir Jaruzelski'nin iktidara gelmesi. 56 yıl sonra yine başladıklan noktaya döndüler. Gorbaçov giderse bir süre sonra toplumun yeni bir Gorbaçov'a ihtiyacı olur. Peki, Ligaçev hakkında ne düşüniivorsunuz? KOROTİÇ Ligaçev yeterince tutucu. Reformlara karşı olduğunu sanmıyorum, ancak daha çok düzen taraftarı. Ligaçev, Gorbaçov için değil, ancak benim ve benim gibi yaa işleri müdürleri, yazarlar için tehlikeli olabilir. Ama hiçbir zaman birinci adam olamaz. Aslında .bu kadar liberal arasın Konuk bakari • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye'nin Hollanda'dan 60 adet NF5 savaş uçağı alması dün Başbakan Turgut Özal ile Hollanda Savunma Bakanı Frits Bolkenstian arasında yapılan görüşmede kesinlik kazandı. Hollanda Savunma Bakanı'yja Başbakan Turgut Özal arasında dün yaklaşık 1.5 saat süren görüşme sırasında diğer savunma ihaleleri konusu da ele alındı. Hollanda'nın Türkiye'ye çok düşük bir bedel karşılığı vereceği NF5 savaş uçaklarına ilişkin anlaşma dün Başbakan Turgut Özal ile Hollanda Savunma Bakanı Bolkentstian arasında yapılan görüşme sırasında kesinlik kazandı. Sergide sanatçının 15 yapıtı yer alıyor Joan Miro'nun son özgün baskıları Kültür Servisi Gerçekustucüluğün önde gelen ressamlarından John Miro'nun özgun baskı resimleri bugunden başlayarak kasım başına kadar Galeri MD'de sergileniyor. Bu yıl II. Uluslararası İstanbul Bienali'nde yer alan AngeJa Conner sergisinin sponsörluğunu da yapan galeri MD, Joan Miro sergisini de yine bienal kapsamında açıyor. "Son Özgün Baskılar" adını taşıyan sergide, 1983 yıhnda Palma'da ölen Joan Miro'nun 15 yapıtı yer alıyor. Bu serginin en önemli özelliği, yapıtların, Mirc£ ' nun 1981'de Paris'te bastırdığı • son grafîk çalışması olması. Miro'nun Calamagor'daki Son Abrines atölyesınde imzaladığı bu baskılar, sanatçının ölümünden sonra mirasınuı kesin sonuçlanmasının beklenmesi nedeniyle 1987 yılına kadar satışa çıkmamıştı. Galeri MD'nin yöneticisi Metin Deniz'in Paris MaeghtLelong Galerisi'nden getirdiği Joan Miro'nun son özgün baskıları, bu galerinin verdiği baskı sertifikalarına da sahip. 1893'te Barcelona'da doğan ve ölümünden sonra Barselona'da adına Joan Miro Vakfı kurulan sanatçının bu sergisinde "Dç Dişli", "Aşıklar ve Lunapark", "Kıskanç Kadın", "Uçanya", "Biıyücü", "Biean Aran"a ve "AHegro Vivace" adlı yapıtları da yer ahyor. Sanatçının büyuk ebatta gerçekleştirdiği "Renk Satıcısı Kadın" adlı baskısı ise asitli su ve reçina işlemleri ve işleme yöntemi ile elde edilen "Biiyiik KişilikJer" serisinin bir parçası niteliğinde. Barcelona güzel Sanatlar Akademisi'nde okuyan Miro, önce kübistlerin etkisinde kaldı. 1920'den itibaren gerçeküstücülerin toplantılarına ve sergilerine katıldı. Kolaj, tahta üzerine resim, gravür, litografi gibi değişik teknikleri deneyen sanatçı, 1954 yıhnda Venedik Bienali'nde odul kazandı. Sanatçının Paris Unesco binasında büyük bir boy duvar panoları, Barcelona HavaaIanı için dekorları, SaintPaul de Vence Parkı için heykelleri bulunuyor. ISLAMKONFERANS1ÖRGÜTÜDIŞİŞLERİ BAKANLARITOPLANDI Ankara ve Sofya'ya, görüşme daveti Ş E B N E M ATİYAS NEW YORK Islam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanlarının dün New York'ta yaptıkları olağanüstü toplantıda, Turkiye ve Bulgaristan, 30 ekimde Kuveyt'te görüşmeye davet edildi. Sonuç bildirisinde görüşme davetinin Kuveyt'ten geldiği belirtilerek, bu toplantıda ikili ilişkilerin yanı sıra, Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumsnun da ele alınması istendi. İslam dışişleri bakanlan dün sabah önce normal gündemlerini görüştüler. Toplantı öncesinde dolaşan taslak bildiride 30 ekim toplantısı konusu yoktu, ancak Kuveyı temsilcisi, Dışişleri Baıcanı Mesut Yılmaz'ın konuşmasından sonra söz alarak bu konuya değindi. Sudan, Gambiya, Pakistan ve Bangladeş Türkiye'yi desteklerken, Kuveyt, süren arabuluculuk çabalan nedeniyle İKO'nun Sofya'yı suçlayan bir bildiri yaytmlamamasını ve denge sağlanmasını istedi. Kuveyt'in aksi halde buna katılmayacağını bildirmesi üzerine toplantı uzadı. Daha sonra Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Kuveyt'in gerişimini desteklemek üzere bir değişiklik önergesi verdi. Değişiklik önergesinde İKO bakanlarının Kuveyt tarafından yapılan ve Türk ve Bulgar Dışişleri bakanlannın 30 Ekim 1989'da Kuveyt'te bir araya gelerek "Aralannda Türk asıllı Müsliiman Bulgar azınlığın durumu da dahil TürkBulgar ikili ilişkilerini" ele almaları çağrısını memnunlukla karşıladıklan kaydedildi. Önergede ayrıca "Bakanlar, taraflara bu davete olumlu yanıt verme çağrısında bulundular" ifadesi yer aldı. İKO otağanüstü kurulunda daha sonra metne Kuveyt'in çağnsı ve Mesut Yılmaz'ın genel kurul konuşmasında, "Türkiye'nin Bulgaristan'ı aşağılamak gibi bir niyeti olmadığını, BulgaristanTürkiye ilişkisinin 1984 öncesi haline donmcsi halinde bundan en fazla Türkiye'nin memnun olacağım" kaydeden ifadeleri eklendi, bildirinin dili böylece yumuşaııldı. Dışişleri Bakanı Ydmaz konuşmasında Bulgaristan'da Türkluk ve Müslümanlık ögesinin "ölüm kalım savaşı verdiğini" belirterek "Türk ögesi Bulgaristan'dan kalkarsa, bu iilkede İslam da eninde sonunda yok olacaktır" dedi. İslam dünyasını Türkiye ile güç birleştirmeye çağıran Yılmaz şunları söyledi: "İslam dünyası Bulgaristan'daki Türk azınlık konusunda büyük bir sınavla karşı karşıyadır. İslam dünyası elinde çok sayıda seçenek olan güçlü bir topluluktur. Bu güç Bulgaristan'a karşı harekete geçirilebilir. Bu seçenekler şimdi etkili ve çabuk biçimde kullanılmalıdır. İslam ülkeleri Bulgar politikalanna tepki gosterme yükümlülüğü altındadır." Yılmaz konuşmasında Türkiye'nin Bulgaristan ile çekişme yaratma veya kendilerini aşağılamak gibi bir niyeti olmadığını belirtti. Yılmaz "Yine de Bulgar hukümetinin şu anda insanlığa karşı büyük bir suç işlediğini gözardı edemeyiz" dedi. Toplantı sonuç bildirisinde, "Bulgaristan'ın insanlık dışı asimilasyon kampanyası" yürüttüğu kaydedilerek bu durumdan ve 300 bin kişinin kitle goçüyle Türkiye'ye geçmesinden ciddi endişe duyulduğu vurgulandı. Bildiride, Türkiye'nin bu insani soruna tatminkâr çözüm bulunması amacıyla Bulgaristan ile anlamlı bir diyaloga girmeye içtenlikle hazır olduğu not edilirken Bulgar hükümeti uluslararası yükumlülüklerini yerine getirmeye çağnldı. Sonuç bildirisinde, parçalanmış ailelerin birleştirılmesi, Türkiye'ye göç etmek isteyenlerin haklannın korunması için kapsamlı göç anlaşması görüşmelerinin başlaması istendi. Bakanlar, konunun BM'nin 44. Genel Kurulu ve diğer BM organlannda ele alınması konusunda da çaba harcanmasını talep ettiler. El Gabid, konuşmasında, Türk hükümetinin ve İKÖ Temas Grubu'nun çabalarına rağmen, "Bulgar makamlan, ülkedeki Müslüman toplumun içindeki bulunduğu kötü duruma ilişkin meşru kaygüanmıza cevap vermemiştir" dedi. İKO Genel Sekreteri, "Bulgar makamlan, bu ülkede İslam'ın varlığım kökünden kazıma amacı taşıyan mantıksız politikalannda ısrar etmektedirler" diye konuştu. El Gabid, aynca, Bulgaristan'dan sınırdışı edilen Türkler'le ilgili olarak, Türkiye'ye yardım edilmesi gerektiğini de söyledi. "Avrupa'da Türk Olmak" • BRÜKSEL (AA) Harvard Üniversitesi'nde Avrupa'daki Türk toplumunun sosyal yaşantısı üzerine araştırmalar yapan Profesör Riva Kastoriano'nun "Avrupa'da Türk Olmak" adlı kitabı büyük ilgi gördü. Beİçika'da Fransızca yayımlanan "Le Drapeau Rouge" Gazetesi, Prof. Kastoriano'nun Türk toplumunun Avrupa'daki yaşantısı ve sorunlarını konu alan kitabına geniş yer verdi. Avrupa'ya 1960'h yıllarda yerleşen Türk işçilerinin kalifiye işçi olduklarını ve büyük • şehirlerden geldiklerini, buna karşıhk, 1970'li yıllarda gelen Türklerin ise daha ziyade kırsal kesimden gelen ve kalifiye olmayan işçilerden oluştuğunu yazan Riva Kastoriano, 1980 yılından sonra ise Avrupa'ya siyasi göçmenlerin yerleştiği göruşünü savundu. Pakistan'dan destek Öte yandan Pakistan Başbakanı Benazir Butto'nun annesi Nusreı Bulto, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Bulgaristan'daki Turk azınlığı ile ilgili endişelerini dile getirdi. Butto, "300 binden fazla Bulgar Müslümanı Türkiye'ye goçe zorlanmıştır. Bu göçe neden olan ve butün dünyada endişe yaratan asimilasyon politikalannın en kısa zamanda sona erdirilmesini ve Bulgaristan'daki Müslümanlann haklanna saygı gösterilmesini umit ediyoruz" dedi. TEMİZÜKSEVERLERE KÂRU BİR HABER: 1.0 TAKSİTLE HOOVER! Özel hortumu ve yüksek emiş gücü ile en geniş mekanları bile çok hızlı temizler.Sessiz çalışır.Her yere gelir, hortumuyla her yere ulaşır. Havayı iki kere f iltre eder, dışarıya toz kaçırmaz. Tüm aksesuarları gövdenin için dedir. 1 yıl garantilidir. Yurt çapındaki servis örgütünde anında ve orijinal T Ü R K İ Y E Hoover yedek parçalarıylabakım yapılır.T a k s i 11 i Hoover fırsatmı kaçırmayın ! T ü m A u e r s a t ı c ı l a r ı n d a ! A l d ı ğ ı n ı z a d e ğ e r ! DAYANIKU TUKETIM MALLARI Merkez: 15111 27 15111 29 144 87 92 149 24 32 Fax Tel: 149 0616 Ânkara Bölge Mödörlüğü: 222 03 55 222 87 80 (Fax) PAZARLAMA İTHALAT İHRACAT A.Ş. İzmir Bölge Müdürlüğü: 19 69 53 25 70 92 (Fax) Adana Bölge Müdürlüğü: 13 2108 17 23 38 (Fax)