18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Ingiltere adli skandaüa sarsıldı EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA 1974 yılında bır puba bomba attıkları gerekçesiyle yargılanarak ömur boyu hapse mahkum edilen dort kişinin suçsuz oldukları anlaşıldi. Mahkumiyetlerine sadece "yaptıklan iliraflar" uzerine karar verılen ve 14 yıldır surekli olarak suçsuz olduklarını iddia eden uçu erkek, biri kadın dort kişi, soruşturma sırasında polisin "zoria ifade aldığı, bazı gerçekleri sakladığı. uydurma beyanda bulunduğu. >alan söylediği. raahkeme>i yanılruğT saptanınca serbest bırakıldı. Soz konusu polısler hakkında şimdi amme davası açılacak. Tum olay. basın tarafından "yüz kızartıcı bir adli skandal" diye nıtelendi. ldam cezası aleyhtarlan. olayın bu lur cezanın ne kadar hataya açık olduğunu bir kez daha gosterdiğine işaret ettiler. 1974'te yasadışı Irlanda Cumhunyeıçi Ordusu'nun (IRA) buyuk kentlerde gjriştiği tedhiş eylemleri sırasında, Londra yakınlarındaki Guildford'da çok sevilen bir pubda bir bomba patlarnış ve çok sayıda kişi ölmüştü. tçişleri Bakanı, şimdi serbest kalan dört kişinın devletten 250 bıner sterlin kadar tazminat talep edebileceğini açıkladı. Hukukçular, bir manevı tazminat davasında yakınlarda bir mahkemenin 600 bin sterlini uygun bulmasına karşılık, 14 yılı hapiste boş yere çurüyen bir kişiye sadece 250 bin sterlin tazminat odenecek olmasını "tngiliz adalet sisteminın garip bir cilvesi'" olarak nitelhor. tngiliz adalet sisteminın, Turkiye'de olduğu kadar A\ rupa'da da geçerli olan Roma hukuku anlayışı ile hiçbir ilgisi bulunmuyor. Sjh bı l un hu' ke; Maıbaiolık \c C.a/eıc^ılık lurk ^ınonım Ijırkıı. jdına N»dır N»di # U e n d ta\ın Muduru H«san ( tiBll. M j c ^ c e Mudurj Lminr l >akhgll. \ajı Işlerı Muduru Oka» (.onrnsin. 0 Haber MerU/ı Muduru V»lrın Bavtr. Sa\:a Du/enı >onctmenı Alı | Mynct Tan. I/MIR U PolılıU (Hal B^ianoç. Dıs HabCTİCT tnpıa Bakı. Fkonomı OnKli hvfean. lş bendıka ^ofciBH b M a KulllU Cdal l » . fJı»m (*«•> î*vtan. Habtr ^lajlımuı b m « Bcrkın, Yun Habalen Sccdrl Dofuı. Spor Daru5rr.an, Mxhd~udir Yncdmın. IXa Vazıla; knrm (.»hskin. Vasürma Salan Mpt), Duzdtme Abddafc t u n # Koopiınaıor \kmet Koratau. # Malı ISİCT t,mi tıfcut • Muhasebc M e a l « M • ButçePlarüama S»rp Osnaabejeothi • RcUam Anc Tonm. # Lk Yayırdaı Hulj. Aiyol • Idarc Husr.ı» Iknr. # tsktme Oafer Çdffc. • B»ig>tsi<OT N«H İMİ. • Hrrsund Scvp BoMuaottu. Uasan w Yayan. < Jinr.ii/iwt MatboaolıK «: OazrttoJıJt TAİ Turk Ocafc Cad 39 41 U334 la PK 246lsanbul Td 512 05 05 t2D hsı. Tdex U2M> Fu. (1) 526 60 72 0 Bu/otor U U ı t Zıya Cokalp Bk lnUap S No 19/4. Td 133 II 4147. lcfcx. 42344 Fâj. |4) 13) 05 65 • b x H Zıya Bl> 1352 SJ/J. Td 13 12 30. fcto. 52359 Fu. (51) 19 53 «0 • V t a * Inonu ( tö 119 S. No 1 Kaı I. Td 19 37 52 14 lul). Tüa. 62İ5İ, Fax (71) 19 37 52 TAKVÎM: 22 EKİM 1989 İmsak: 4.50 Güneş: 6.15 Öğle: 11.54 lkindi: 14.52 Akşam: 17.22 Yatsı: 18.41 Çok beyaz, çok renkli, çok kısa NECLÂ SEYHUN PARİS Geçip gidiyor 1990 yazı çadır salonlarından, cıvıl cıvıl... Bu ne şenlik boyle?.. Yasanun sevinci ile dolu, apaydınlık bir moda bu!.. Özeti: Çok beyaz. Çok renkli. Çok kısa. Beyaz, göz kamaştıracak kadar beyaz '90 yazında, renkliler göz alacak kadar renkli, kısalar yürek hoplatacak kadar kısa. lşte bu!.. Üç aşağı beş yukarı. Yeni modanın temeli, yeni modanın anahtarı... Aslında fırtınalar esiyor moda dünyasında. Büyükler arasında kıyasıya bir savaş. Karl Lagerfeldin Chanel'i ile Feme'nin Dior'u çekişecekler alabildiğine. tddia ise ikisinde de yerden göğe. Lagerfeld, kendi admı taşıyan modaevini gölgede bırakarak Chanel'i yeniden yıldızlaştırmasım bildi. Ferre ise temmuzdaki ilk sınavından olağanüstü bir başanyla çıktı. Hem de yılın en basanlı modacısına verilen "Alön Vüksük" ödülünü kazanarak. O da zamanla Lagerfeld gibi kraldan çok kralcı olup kendi evini gölgede bırakabilir. Bu çekişmenin, hiç kuşku yok ki bambaşka bir tadı var. Ama... Bu kadarla bitmiyor iş. Moda dunyasının en iddialı isimlerınden Montana da gıriyor devreye. O da Lanvin modaevinin modellerini hazırlayacak bundan böyle. Ne cümbüş ama... Moda dunyasının bugüne değin tanık olmadığj bir yanş bu. Uç dev, başkalarının evlerinde, baskalannın adlarına yarışacaklar. Böyle bir heyecan, böyle bir yanş havası çok gerekliydi uzun yıllardır monoton bir akışa kapılıp gıden moda dünyası için. Tüm modacılar en azından kendi kendini aşma çabasında. Taptaze bir soluk her bir yanda. Çok beyaz... Çok renkli... Çok kısa... Ne çok tepeden tırnağa beyaz var, ne çok beyazla karışık desen... Gündüz için puanlılar, kareliler, çizgililer, küçük serpme çiçekler... Gece için kanşık moıifler, dev guller, dev karanfiller... Çiçekler, çiçekler ve çiçekler... Kelebekler, meyveler sonra... Jster emprime, ister işleme, ister aplike. Bot paçah pantolonlar, bermudalar, şortlar... Kısa, kısa, kıpkısa etekler... Amerikan dekolteler. Paris defılesinde modacılar 1990 yazı için bayanlara üç mesaj verdiler Denizlerde uydıı haber • ANKARA (AA) Uydular aracılığı ile deniz haberleşmesi Uluslararası Teşkilatı (INMARSAT) sözleşmesi ve işletme anlaşması, Bakanlar Kurulu'nca onaylandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan sözleşmeye göre taraf devletler, uydular aracılığıyla deniz haberleşmesi sisteminin, uzay kesimini olduğu kadar, hareketli yer istasyonlarını ve karadaki yer istasyonlarını da kapsamına aldığını kabul edecekler. Yatağan Çayı incelemede • MUĞLA (Cumhuriyet) Yatağan Termik Santralı'nın atıkları sonucu kirlenen Yatağan Çayı, Muğla Valiliği'nce incelemeye alındı. Yatağan Çayı'mn SSYB'ce Muğla Valiliği'ne gönderilen talimat sonucu incelemeye alındığı öğrenildi. Yatağan* Çayı'nın incelenerek gerekli Önlemlerin alınması yolunda Bakanhğın isteği uzerine Muğla Valiliği'nce heyet oluşturuldu. lualova'ya Japon kardeş • YALOVA (Cumhuriyet) Japonya'nın Tonami kenti ile kardeş şehri olary Yalova Belediyesi, Bursa tzmit karayolunun birleştiği bölgeye Tonami Meydanı adını vredi. Lale yetiştiriciliği ile tanınan Tonami kentinin adı verilen meydana Tonami'den getirilen lale soğanlarının ekileceğini belirten Yalova Belediye Başkan Yardımcısı Kaya Dalkılıç, "Kardeş şehir ilişkisini endüstri, ekonomi ve kültür alanlarına da yaymak istiyoruz. Amacımız iki kardeş şehrin JaponTürk dostluğunun gelişmesine yardımcı olmasıdır" dedi. Versace Bu yıl minı etekler hem dar hem kalçaya yakın. Sarılar, maviler, yeşillcr, turuncular, siklamenler... Geniş kenarlı şapkalar, geniş, renkli kemerler... lşte bu. Üç aşağı beş yukarı. Kimi modacı pantolonlara ağırhk vermiş, kimisi eteklere. Kimi bermudalan seçmiş, kimi şortları. Gabardinler, ince flaneller, ipekler, şantunglar, krepler, muslinler... Dağılmış günün yirmidört saatine... Kimi modacı savaş öncesi yilları almış, kimi savaş sonrasını... Kimi daha spor bir çizgide karar kılmış, kimi romantizmi seçmiş. üçuşan uzun vual şalları, geniş kenarlı şapkaları, katıksız şıklığı ile en çok alkıs alan modacılardan biriydi Givenchy. Romantizme kapılıp giden bir başka modacı ise Lolita Lempicka idi. Daracık, balenli korsajları, sallanan uzun verev etekleriyle geçmiş yılların özlemini getiriyordu dile. Ama geri getirdiği bu özlem miydi yalnızca? Ya o colukları kesen Gine Lollobrigida dekolteleri neydi? Yıllar yılı düz, düpedüz olmak için harcanan onca para, onca çaba, onca eziyet neydi peki? Şimdi soldan geri mi? Göğüs moda sahnesinden silineli hanidir. Yeni yeni icatlar mı çıkaracaksınız Lolita Lempicka? L'ZMAN ÜYARIS1: Anadolu'da büyük deprem olabilir İZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) Dokuz E>lül Uni\ersitesi Jeoloji Muhendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Calapkulu, Turkiye'de 40 mılyon ınsanın 1. derecede deprem kuşağında şaşadığını helırterek, "Özellikle bu bolgelerde ajnnlılı kent jeoloji haritalan >apılmalı. Hangi binalann faylann uzerinde olduğu ortaya çıkanlıp ona gore inşaat >apılmalı" dedı. Prof. Dr. Faruk Calapkulu avnca Kuzey Anadolu fayında olması gerektn depremin geciktiğini anımsattı \e özellikle bu bölgedeki yurttaşların deprem konusunda eğitilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Faruk Calapkulu Kuzey Anadolu fayının ABD'deki gibi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Biz yerbilimciler olarak tzmir'de 7 şiddetinde deprem beklemiyoruz. 34 şidderinde birçok depremler oluyor, bunlar Ege Denizi'nde olduğu için bizi fazla etkilemiyor. Ama Kuzey Anadolu fayında olması gereken bir deprem 45 yıl gecikti. Genelde bu fay uzerinde şiddetli depremler oluyor. Ege Bolgesi depremleri gibi küçük küçiik depremler olursa, esas büyük enerji birikimi harcanmış oluyor. Oysa Kuzey Anadolu fay kusağında birikiyor, bir anda boşafayor. Bu boşalma sonunda Gerede, Varto, Van depremleri oldu. O sistemle, ABD'deki deprem sistemi aynı." F»rre Şentlerden oluşan modern bır gıysı Jaluzı erotığı sergıleyen Ferre bu yılın ıddıalı modacılarından Uludağ'a ne oldu? • BURSA (AA) Ankara Üniversitesi Tıp Fakultesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Macit Doğnı, Uludağ'ın yapılasma sonucu turizm dışı kullanıldığını belirterek, "Türkiye'nin önemli bir turizm potansiyeli olan Uludağ'ı mahvettik" dedi. Ülkelerin turizmden önce sanayilerini geliştirerek zenginleşebileceklerini kaydeden Prof. Dr. Macit Doğnı, şöyle devam etti: "Dağlann tahrip edilerek kirletilmesi bir felakettir. Dağlar bakir oldukça insanlann ilgisini çekerler. Uludağ'ın tepesi zehir olmuş. Uludağ'da bugünkü yapılaşma olmasaydı daha iyi olur ve turizme de büyük katkı sağlardı. lnsanlar günlük sıkıntılarından kurtulmak amacıyla özellikle insan eli değmemiş, tahrip edilmemiş mekânlan gezip görmek isterler. Günümüzde çevre kırlilığinden dolayı insanlann sığmacağı tek yer dağlar kalmıştır." Güz yağmuru düştü^çuüuklar göründü Kurnaz hayvandır Çulluk. Bön bön baktığına aldırmayın. Avcıyı da atlatır, köpeği de. Tehlikenin geldiğini sezer. Bulunduğu yerde zikzaklaryapar. "Ha" dersin. Bakarsın arkandan kalkar. RAİF ERTEM Güz yağmurları düştü. Kar soğuğu esiyor. Guz yağmurlan demek, çulluk demektir. Bahar yağmurları bıldırcını getirir. Güz yağmurları çulluğu. Bu yıl göç hızlı geçiyor. Kış eıken gelecek. Sert geçecek. Bıldırcınla birlikte sultaniler gözüktü. Çulluğun irisi. Kahverenginin delisi. Kahverenginin tüm tonlarını taşır üstünde. Eylül başıydı. Ereğli Bağları'ndaydı. Uzun gagasını süngü yapmış, rüzgârları yarıp geçti. Gördüm! Çulluk! İlk ağızda bağlık, bahçelik yerlere iner. Su kıyılarına. Yumuşak toprak arar. Gagasını sokacak. Solucanları, kabukluları yiyecek. Gagasının ucu yumuşaktır. Sert topraktan kaçar. Havalar soğudukça kısa meşeliklere çekilir. Kar düştü mü sık ormanlıklara. Gagası uzun olduğu için kakaç derler, gagalı, gagasa. Trakya yöresınde mese tavuğu. Karadeniz'de lököşe. Ülkemizde Karadeniz boylannda bulunur. Marmara Bolgesi'nde, Ege'dc. Son yıllarda Ege"de daha da çok gözükmeye başladı. şar, doğada ölür. Çulluk! Yaygındır. Hemen hemen her ülkede bulunur. Az olur, çok olur. Bulunur. En çok avlanılan ulkeler ttalya, Fransa, Sovyetler Birliği'dir. Yılda 3 milyondan fazla avlanıldıg] söylenir. Ya ülkemizde? ülkemizde de sevilen avdır. Sabah beki, akşam beki. Gündüz ormanlarda. Çok pabuç eskittirir. Acemi avcıyı pes ettirir. Ama vurunca, askıya takınca, calımından geçilmez avcırun. Bütün gün gezmışsin. Yorulmuşsun. Üstelik acıkmışsın. Çulluk da vurmuşsun. Keyfin yerinde İlk çeşmenin başına ateş yakılır. Meşe odunu korlaşır, sonra kulleşir. Ortasını açarsın. îçiyle, tüyüyle gömersin. Üstune biraz kor çekersin. Birbuçuk iki saat beklersin. Ateşi açarsın. Tutunca derisi soyulur. Bağırsaklan büzülmüştür. Lokum!.. Karabiberle kanşık tuz. Bir baş da soğan kır. Yanında ne içersen... Iskandinav ülkelerinden kalkıp, Balkanlafa yönelen göçmen kuş için avcılar çokfişek harcar, çokpabuç eskitir KRAL YEMEĞİ Konyakta pişirilen jambonlu çulluk Krallar Sofrası'nın yemeğini Av. Sabih Selçuki tarif ediyor: Çulluk yolunur. Kıç kısmı kesilir. Parmakla bağırsaldan, ciğerleri çıkanlır. Hafıf yıkanır. İnce ince doğranır. Bakır ya da çelik tencerenin icine konur. Alüminyum tencere yakar, kurutur. Jambon yağıyla hafıf hafif kavrulur. lçine biraz tuz, karabiber konur. Acı kırmızı biber de güzel tad verir. Kıvamına geldikten sonra üstüne konyak dökülür. Dökerken ateşlenir. Alevlenince kapatılır. Konyağın kokusunu içine çeker. Konyak bulunmazsa viski de olur. Dağlama denir. Bulunmaz mezedir. Hele kızarmış ekmekle. Bitmedi. Jambon, jambon yağıyla kavrulur. Kavrulurken içine tuz, biber, kekik konur. Yine konyakla dağlamr. Bir kenara konur. Sıra çulluklann kendisinde. Tencerede jambon yağı. Soğan ince ince rendelenir. Yaban hayvanının kokusunu alacak kadar. Fazla olursa soğanın kokusunu alır. Çe\'ire çevire, hafıf hafıf kavrulur. Rengi dönmüşse, hafıf kızarmışsa çıkarüır. Tek tek tencereye konarak konyakla dağlamr. Sonra jambon yağıyla kavurduğumuz jambonlar içlerine doldurulur. Tencereye yerleştirilir. Tüz, biber. Bir çay bardağı su, bir çay bardağı salça. Bir iki tane defne yaprağı da atılabilir. Fazla atılırsa acı olur. 10 dakika kadar kaynatılır. Dibinde bir sos kalır. Çatalla kaba etlerine batırırsın. Pişince anlaşılır. Bütün bütün tabaklara. Yanına da sosu. Afiyet olsun!.. Kurnaz çullık Çulluk bir saçma tanesi deyse düşer. Korkuyla duşmuştur. Tam alacağın aman fıriar, bakakahrsın. Göç hayvarudır Çulluk. Ana yurdu Iskandinav ülkeleri. İsveç, Norveç, Danimarka. Rusya ovalarında da bulunur. Ürer, çoğalır. Yılda iki sefer kuluçkaya yattığı gözlenmiştir. Bazı gözlemcilere göre birinci yuva bozulursa ikinciye yatarmış. Yuvası çerden çopten. Kumrununkine benzer. Yavruları cılızdır, güçsüzdür. Sırtında taşıdığı söylenir. 1820 gün kuluçkada kalır. 15 gün sonra da yavruyu uçurur. Kendi baslarınadırlar artık. Yalnız, hür... Doğayla savaş. Doyunacak, korunacak, barınacak... Eylül, ekim ayları gelince, sonbaharın kokusu duyulunca, göç başlar. Göç! Bir kol Alp Dağlarını aşar, Balkanlar'ı geçer. Rüzgân arkasına almıştır. Anadolu'ya doğru. Sürekli kanat vurur. Ikili üçlü partilerden oluşur. Yol uzadıkça kalabalıklaşır. Kurnaz hayvandır Çulluk. Bön bön baktığına aldanmayın. Avcıyı da atlatır kopeği de. Tehlikenin geldiğini sezdi mi bır kerre. Zikzaklar yapar bulunduğu yerde. Bir geri, bir ileri. Köpek ferma durur. "Ha" dersin. Bakarsın arkandan kalkar. İlk çalının arkasına geçer. Zaten usturuplu konmuştur. Alçaktan uçar. Görmenle kaybolması bir olur. Usta avcının işıdir çulluk vurmak. Bir de akşam, sabah bekinde avlanır çulluk. tlk karanlıkla birlikte ormandan sökün eder. Ekin tarlalarına, çimenüklere. Toprakta don vardır artık. Yumuşak gagası işlemez. Ot yer, ekin yer. yeşile dönmüştur. Bir nokta gibi çıkar ormandan. Tepende, yanında büyüyüverir. Ozgurlüğüne düşkündur. Tek tek dolaşır. Kafeste beslenemez. Çiftlikte üretilemez. Doğada ya Marmaris Kültürel kimlik yok oluyor ÖZCAN ÖZGÜR MARMARİS Mimarlar Odası Genel Başkanı Bonı Akçay, son yıllarda luzlı bir artış gösteren turizm amaçh yapılaşmalann özellikle kıyı kent ve kasabalarında kullürel kimliklerin yok olmasına yol açtığını söyledi. Akçay, "Kıyı kasaba ve kentlerimiz giderek yaşamlmaz beldeler haline gdmekte" dedi. Mimarlar Odası'nın Marmaris'te düzenlediği "Turizm ve Kıyı Kentlerimiz" konulu sempozyum dun yat gezisi ile başladı. 2 gün surecek olan sempozyumun açış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Genel Başkanı Bora Akçay, sennpozyumun Marmaris'te duzenlenmesinin nedenini açıklarken, "Bu sempozyumu Marmaris'te vapmamızın amacı, sakıncalı yapılaşmanın olağanüstü boyuta ulaştıgı bir kasabamız olmasıdır" diyerek şunları söyledi: "Şehirler betonlaşıyor dendikçe biz mimarlar çok üzüntü duyuyoruz. Çünkü sahil kentlerimizi ve şehirierimizi mimariık bilimi dışındaki güçler ve çevreler şekillendirmektedir." Bu avcı usulü. Kırda bayırda. Aslında kral sofralarının yemeği olarak bilinir çulluk. Lokantalarda en pahalı. Az bulunur. Özel pişirilir. Kentsel yaşamın en az zarar verdiği yaban hayvanlanndan biridir. Sanayi artıklanndan, tarım alanlarından uzak yaşar. Yağmurlar sellenir, kar düşünce, gücu kalmamıştır yapay gübrelerin, tarım ilaçlarmın. Geceleri farla avlanılmasa, son kalan yaban hayvaıu olabilir. Yine de sormak gerek. Bu sanayi büyümesine doğa ne kadar dayanır? Diğer canlılarla birlikte bir gün yok olur. tnsanoğlu da!.. Ne guzel hayvandır şu çulluk... Koca kafalı ayı rekoru • ANTALYA (AA) ABD'li bir avcmm, Artvin'in Yusufeli ilçesinde geçen hafta içinde vurduğu ayının, "Asya'mn en koca kafalı ayısı" olarak Dünya Av Rekorları Kitabı'na girdiği bildirildi. Av Turizmi düzenleyen bir seyahat acentesinin Artvin'e getirdigi ABD'li ava Jack Fisco'nun, Yusufeli ilçesinde vurduğu ayının "Kahverengi Asya Ayısı" olduğu belirtildi. Vurulan ayının, kafatası büyüklüğü ile bugüne kadar kendi türünde görülenlerin içinde birinci sırayı aldığı kaydedildi. Çayönü kazısuıuı geleceği tehlikede Doç. Mehmet Özdoğan, "Ören yerinin tel örgüyle kapatılması için gerekli parayı dahi bulamıyoruz" diyerek tüm ilgilileri yardıma çağırdı. Çayönü, insanın ilk yerleşim yerlerinden biri olarak büyük önetn taşıyor. DİYARBAKIR (AA) insanın yerleşik hayata geçtiği ilk bölgelerden biri olan Diyarbakır'ın Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü hoyuğundekı kazıların geleceğinin, maddı sıkıntı yuzunden tehlikede olduğu bildirildi. Çayönü kazılarım yürüten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakultesi öğretim uyesi Doç. Dı. Mehmet Özdogan, ören yerinin korunması ve kazıların devamı için tüm ilgilileri yardıma çağırarak, "Ören yerinin çe\resinin tel orgüyle kapatılması için gerekli parayı dahi bulamıyoruz" dedi. Amerika Birleşık Devletleri Chicago Üni'.ersitesi, dünyada yerleşik hayata geçış ile ilgili araştırmalarını İran ve Irak'ta yoğunlaştırırken, İstanbul Üniversitesi ile de temasa geçerek, Mezopotamya'nın kuzey bolgelerinde ilk yerleşim yerleriyle ilgılı araştırma için işbirliği önerdi. Bu işbirliği uzerine, 1960 yılında bilim adamları ve öğrenciler tarafından Diyarbakır, Mardin ve Siirt bolgesi taranarak, kazı için 6 uygun höyuk saptandı ve 1963 yılınnda Çayonu'ndeki kazılara başlandı. 16 uluslararası kuruluşun işbirliği ile sürdurulen kazıların ilk sonuçları, bütün dünyada ilgiyle karşılandı. Yerleşik hayata geçişin yaşandığı Çayönü'nde, M.Ö. 7300 6700 tarihleri arasındaki 800 yıllık sure içmde, köy yaşamı, tarıma geçiş. tıcarı alışveriş ile ılgili kalıntıları, bu ilginin en önemli nedeniydi. 26 yıldan beri kazıyı surduren istanbul Üniversitesi Edebıyat Fakultesi Prehistorya Anabilim dalı oğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Özdoğan, kazı heyeti başkanlığıkültür tarihi açısından önemini vurgulayarak, hedeflerinin ören yerini bir "tanm müzesi" haline getirmek olduğunu söyledi. Doç. Dr. Özdoğan, şöyle dedi: "Çayönü, yurtdışında gördüğü ilgi ve Doç. Dr. Özdoğan, Çayönü'ne kazı için ayrılan ödeneğin, her geçen yıl azaldığını önemi. Turkiye'de bulamadı. Tanm muzesi bildirerek, bu uygulamanın devam etmesi projelendirmesi için de paraya ihtiyacımız halinde, kazıyı sürdüremez dunıma gele var. Böyle bir projeyi hazırladıktan sonra, müze için gerekli flnansmanı, yurtdışındaki ceklerini söyledi. kunıluşlardan saglayabilirim. Üstü kapalı Doç. Dr. Özdoğan şoyle konuştu: "Bu yıl ekibimize 18 milyon lira ödenek veya açık olarak projelendirilebilecek hoveriidi. Çok az sure calışabildik. Türkiye yükte, ilk tanm külturunün nasıl başladızenginleştikçe, bize aynlan ödenekler azal gı. gelişmeleri, insanın yerleşik hayata gedı. Ören yerinin korunması için çevresine çişi, yaptıklan ilk evler, kulladıklan araççekmek istediğimiz tel örgüyü dahi alacak lar sergilenecek." parayı bulamıyoruz. Kazı yaptığımız günDoç. Dr. Mehmet Özdoğan'ın yardım ler dışında. oren yerierinin uzerini toprakla çağrısına ilk cevap, Diyarbakır Ticaret ve kapatıyoruz. Hayvanlar geziyor ve dolayı Sanayi Odası'ndan geldi. DTSO Başkanı sı>la buldugumuz şeyler tahribata ugruyor. Mehmet Garan, Çayönü çevTesinin korunBugune kadar birçok yetkilinin ve yöredeki ması için imkânlan olçusunde gerekli yarzenginlerin kapısını calmamıza ragmen dımı yapacaklarını açıkladı. Garan, Doğu yardım alamadık." Anadolu'daki tarihi eserlere gereken öneDoç. Dr. Özdoğan, Çayönü'nün dünya min verilmediğini kaydettı. nı 1987 yılında hocası Prof. Dr. Halet Çambel'den devraldığmı bildirdi. özdoğan, Çayönü ile ilgili olarak A.A. muhabirinin sorularını cevaplandırdı. Biyokiıııya yaz okulıı • ADANA (AA) Türk Hematoloji ve Biyokimya dernekJeri ile TÜBtTAK tarafından ortaklaşa düzenlenen "Temel Hematoloji ve Biyokimya Lisansüstü Yaz Okulu", bugün Çukurova Üniversitesi'nde açılacak. Konuya ilgi duyan araşttrmacılann bilgilerini tazelemak amacıyla düzenlenen lisansüstü yaz okulunda, aralannda Akdeniz ülkeleri Kan Kulübü Başkanı Prof. Dr. G. Astaldi'nin de bulunduğu 27 bilim adarru ders verecek. AV MEVSİMİ Martakadar Av mevsimi: 19891990 av mevsiminde çulluk avı 1 Eylul 1989 gunü başladı. 28 Şubat 1990 gunü de sona erecek. Bir av günü için avlanma sayısı 5 adettir. Kaç gün avda kalınırsa kahnsın 10 adetten fazla bir avcı yanında bulunduramaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle