17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 22 EKİM 1989 Paris'ten Tunuslu iki kızın okula giderken "türban" takması Fransa'da önemli bir tartışma başlattı. Fransa Milli Eğitim Bakanı "Laiklik kuralının" korunacağını söyledi. Sonunda bir uzlaşmaya varıldı. Şimdi Tunuslu Leyla ve Fatima ders saatlerinde başörtüîerini sırtlanna atacak, ders dışında başlarını örtecekler. SABETAY VAROL PARtS İngiltere, Federal Almanya ya da ABD'de dinsel değerlere saldırmak yasa tarafından cezalandırmayı gerektirir. Hemen tüm Batı ülkelerinde geçerli bu kural, Fransa'da, 1789 thtilali ve ihtılalı izleyen yuz elli yıllık kiliselaiklik kavgası yuzünden geçerli değildir. Bu yıl 200. yıldönümünü kutlayan devnmin, halen en gözde kuramcisı François Furet şoyle diyor: "Fransa'da cumhuri>elle kilise arasında ınucadele, devrimden beri çok şiddetli geçti. Cumhuri>et >öneliminin kesin olarak yerMşmesi, 1880'de çıkarılan Egitim Yasası ve özeMikle 1906'daki Wiliseyle devletin aynlması terneli üzerinde oldu. 6O'lı >ıllarda Michel Debre Yasası'yla okullar konusunda biraz geri gidildi. ama bu eğitimde çeşillilik iste>en kamuoyunun uzlaşması sayesinde gerçekleşti." Islamiyet konusunda uzman olmadığını ifade eden François Furet, ihtiyatlı bir dille de olsa, Fransa'da sayüan 3 milyonu aşan Müslümanlartn toplumda giderek seslerini duyurmalannm yarattığı sorunu, cumhuriyetin laiklik ilkesiyle bağdaştırmaya çalışıyor. Nouvel Observateur Dergisi'nde ünlü tarihçi şöyle konuşuyor: "İslamın ruhani cismani aynmı yapmayan bir din oldugu açıkça görülüyor. Siyaset dinden aynlmış degil. Örneğin gerçekleşmesi halinde, Kuran kurslannın yaygınlaşmasına izin vermeli miyiz? Cumhuriyete entegrasyonun yolu hepimizin bildiği gibi laik okuldan geçer. İslam ülkelerinde kadına uygulanan muamele bizim toplumumuzca kabul edilebilir değil. Genel olarak demokrasi. dinsel hoşgöriisüzluğu hoş göremez. Katolik dininin hoşgörüsüzlüğıine hoşgörii gostermedik. Neden diğerlerine gösterelim?" Fransa'da geçen haftalarda cereyan eden bazı olaylar, tartışmaya birden güncellik kazandırdı. örneğin, İslam kökenli işçi ailelerinin küçük kızlaruıı okula başı örtülü olarak gondermeleri bazı "laik ve cumhuriyelçi" öğretmenlerin tepkisini uyandırdı. Bu modayı, Türk Türban krizi Madritfden nun "gözbebeği." Çocuklar ders saatlerinde başörtüîerini sırtlanna atacak, ders çıkışında başlarını yeniden örtebilecek. Tunuslular Kültür Derneği Başkanı Muhtar Luatti, "Bir Müslümana zorla kabul ettirilen bir davranış giinah sayılmaz" kuralından yola çıkarak aileleri ikna etti. Konu Fransa'da o kadar yankı uyandırdı ki, Milli Eğitim Bakanı ve Sosyalist Parti'nin eski birinci sekreteri Lionel Jospin bile görüş açıklama durumunda kaldı. Bakan şöyle dedi: "Bir hoşgörü ailelerın çıkarttığı söyleniyor. okulu olan okulumuzun laiklikAma son günlerde cereyan eden kuralına saygı gostermeliyiz. Bu olaylarda evlerine geri gönderilen okulda gösterişli ve iddialı bicimiki kız çocuğu Leyla ve Fatima. Bi de bir dine mensup olma özelliği ri 13, ikincisi 14yaşında. 1937 ta afişe edilemez..." Ancak Sosyalist rihli bir yasa kamu okulunda, bir Pani'nin eski bir numaralı sorumdine ya da inanca bağlıhğı vurgu lusu "Okul, çoctıkları dışlamak lamayı amaçlayan kıyafetleri ya için değil ağıriamak için var" disaklıyor. yerejf biı önceki cümlesini düzekTunuslu bu çocukların aileleri me ğereği duyuyor. Tesettürün ile okul yönetimi arasında nihayet "Bir dine mensup olma özelliğini bir uzlaşma bulundu. Uzlaşma, gösterişli >e iddialı biçimde afişe galiba günümuz Fransız toplumu etme" olup olmadığı tartışmalı... Jose Maria Aaar Ispanyol artık fizik puanlar da önem taşıyor. Ispanyol sağının parolası: Palavra Felipe Gonzalez'e karşı sağın başbakan adayı "yakışıklı" Jose Maria Aznar. Seçint afışlerinde tek bir sözcük var: Palabra. Türkçesi "Palavra" olan bu kelimenin anlamı "Söz". Yani, Ispanyol sağı programım gerçekleştireceğine dair halka "söz" veriyor. MİNE G.SAULNIER MADRİD Bugünlerde seçim transına giren tspanya sokaklannda dolaşan bir Türk için duvarlara bakıp kahkahayı basmamak olanaksız. Koskoca bir afiş. Üs' tünde yağız bir genç adam fotoğrafı, sahibinin imzası ve tek bir sözcük var: PALAVRA! Felipe Gonzalez'in en yakın rakibi ve tspanyol sağının başbakan adayı Jose Maria Aznar'ın seçim sloganı olan "Palavra!", Türkçemize Ispanyolca'dan geçmiş bir sözcük. Beş yüz yıl önce tspanya'dan Osmanlı tmparatorluğu'na göç eden Museviler, böyle epeyce sözcük katmışlar dilimize: Bavul, papel, kambiyo, takoz, masa, bunlardan birkaçı. Palavra (ya da Palabra), İspanyolcada söz demek aslında. Türkçeye katıldıktan sonra değişik bir evrim geçirip bildiğimiz anlamı kazanmış. "PALAVRA!" sloganıyla başbakan adayı Aznar, tspanyol halkına uzun uzun anlattığı programındaki sözleri tutacağını ammsatıyor aslında. Gökyüzünde trafik tıkanmaya başlarken Ayrupa'da uçak rötarları nedeniyle nı personeli, pilotlar, hostesler. Uçak geç kalmalanedenleri Ancak nedenlerden yitirilen süre biryılda tam 330.000 rının havacılıktaçok. yıllarda en büyükartış. Almanbiri, son görülen saat. Uçak şirketlerinin zararısaat ya'da 70'li yıllarda açılan ve birkaç yıl önce büyübaşma 10 bin mark. Yolcuların 1988 lülen Frankfurt Havalimanı 9O'lı yıllara hazırlanıyor. Yine buyutülüyor. Havalimanı büyürken tabii yılı gecikmeleri paraya çevresi de büyüyor. Yeni oteller, gökdelenlerde iş vurulduğunda, kayıplar 1 milyar merkezleri, konferans salonlan, yeraltı ve yerüstü garajları, otoyollar yapıhyor. Almanya'nın önemli markı geçiyor. Ancak uçak ikinci havalimanı Münih'te SO'li yıllarda kapasiteyolcuları miktarında 2000 yılına sinin çok uzerinde çalışıyor. Bu nedenle en geç iki kadar yüzde yüzlük artış bekleniyor. yıl sonra Riem'den taşınacak kentin kuzeydoğusunAHMET ARPAD da Erding'de yapılmakta olan devasa havalimanına. Aynı nedenlerden dolayı Stuttgart Havaalanı da MÜNtH TK 891 rötarlı. Bakalım ne zaman genişletilmekte. Şimdikinin tam üç misli olacak. TK 891 kırk dakika geç gelecekmiş. Bekleyelim. gelecek? Münih'ın Riem Havaiimanı'nda bekleniyor. Uçaklar. Koskocaman tabelaya bir göz atmak Beklemelerle Avrupa'da yitirilen süre yılda tam 330.000 saat! Uçak şirketlerinin uğradığı zarar sayeter. Çoğu röıarlı. at başına 10.000 mark! Yolcuların 1988'deki gecikmeleri de paraya vurulduğunda 1 milyar rnarkı ge yer istasyonu ile irtibat kurmak zorunda. Uçağın rotası da bir istasyondan ötekine telefon aracıhğı çiyor! Havayolculuğu yapanlann sayısı artıyor. Yeni yeni ile iletilmekte. uçaklar piyasaya çıkıyor. Havalimanları inşa edili2000 yılına kadar uçak yolculuğunu tercih edenyor. Ancak butun bu artışın yanı sıra çok önemli lerin sayısında yüzde yüzluk bir artış beklenirken, bir faktör nedense pek önemsenmiyor. Uçuş güvenuçak filoları ve havalimanları büyütülürken, uçuş liğinin daha güvenli olması zorunluluğu. Yapılan yagüveniiği konusunda Avrupa ulkelerinin aralarıntırımlar yetersiz. da bir türiü anlaşmaya varamaması şaşırtıcı. HaÇeşitli Avrupa ulkesinde kullanılan düzenler ve vayollan kuruluşlan kazanıyor, havalimanları kabunları kullanan elemanlar da. Günümüzde geçerli zanıyor, gecikmeleıie yitirilen milyarlara rağmen. uçuş güvenliği uygulamasını, 22 ayn sistemden diBazı uzmanlar, uçuş güvenliğini gelecek 10 yıl kilmiş yamalı bohçaya benzetmek mümkün. Avruiçinde yer radarlarından ve kontrol istasyonlarınpa Sivil Havacılık kuruluşu ECAC'a tam 22 ülke dan alıp, uzayda dolaşan uydular aracıhğı ile yapüye. Ancak bu ülke yönetimlerinin çoğunluğu, ulumayı düşlüyor. Fena bir düş değil. Tabii gerçeklesal çıkarlar öne sürerek tüm Avrupa uzerinde ulusşirse. Tepemizde dolaşan uyduların çoğunluğu aslararası bir hava kontrolü yapılmasını önlemekte. keri omaçlı. 22 Avrupa ülkesinin anlaşması yine zor Örneğin, Madrid'e gitmek için Frankfurt'tan ha gibi. Her ne ise. Şu TK 891 bir gelse de artık gitsek! valanan bir uçağın pilotu, uçuş sırasında tam yedi Münih'ten Insanlar öfkeli. lşadamları, turistler, havalima Budapeşte'den Batı trenindeki yeni yolcır.Macaristan Budapeşte neden diğer Doğu Bloku kentlerine benzemiyor? Belki piyanistleri kalinka yerine caz çaldıklan ve votka yerine viskiyi tercih ettikleri için. Belki de çocuklar tek tip kalemler yerine renk renk kalemlerle yazmaya başladıkları için. Batı Berlirtden HADI Alışamadık gitti şu köpeklere! GÜNER YÜREKLİK BATI BERLİN 25 yıldır Almanya'dayız, hâlâ şuranın köpeklerine alışamadık. Oysa o kadar bol ki. Her an karşınıza azgın bir boğa gibi "evcil" bir köpek çıkabilir. Bir anda vücudunuzdaki butün kanlar tepenize toplanır. Bedeniniz buz keser, tüyleriniz diken diken olur. Ve işte o anda o "evcil" yaratığı sahibiyk birlikte parçalamak, en müsait yerlerinden siz onu "dislemek" istersinız. "Köpeği ısıran adam" olursunuz. Guzel bir sonbahar akşaınıydı. Gün kararmaya yeni yüz tutmuş, işten eve dönüyordum. Metrodan inmiş, köşedeki bakkaldan alışverişimi yapmış, elimdeki poşetle dalgın dalgın yürüyordum. Birden karşımda, sahibinin dizginlerini zor zaptettiği bir buldog köpeği beliriverdi. Dişlerini göstere gostere, üzerime üzerime geliyordu. Dondum kaldım. Ne yapacağımı şaşırdım. O ustüme üstüme geldikçe ben adım adım geriliyor, sahibi de azgın yaratığı zaptetmeye çalışıyordu. Bir yandan da kıs kıs gülüyordu. Herhalde komik halime... Neyse sonunda paçayı kaptırmadan kurtardık, ama o gün ben de "köpeği ısıran adam" olabilirdim. Ne yalan scyleyeyim, bu köpek konusunda benim bir önyargım var. Nedense bu köpekler hep bize, biz yabancılara saldırır diye düşünürüm. Kılık kıyafetimizden, farklı görüntümüzden midir nedendir bilemeyeceğim. Geçenlerde bir arkadaşıma saldırmış bir tanesi. Bir anda bacağına geçirivermiş dişlerini. Bu işe arkadaşımın Alman kız arkadaşı inanası olmamış. Olur mu öyle şey, Almanya gibi evcil bir ülkede bir köpek bir insana niye saldırsın? Arkadaşım pantolonunu çekip "nah işte" demiş, yarayı göstermiş de ondan sonra ikna olmuş. Acı parası olarak arkadaşıma mahkeme 400 mark verilmesini kararlaştırmış. Şoyle bir düşündüm de ya ben o buldog köpeği ısırsaydım acaba cezası ne olurdu dedim. Eminim 1000 DM'den aşağı patlamazdı o evcil kopeğin acı parası. Öyle ya bizim sigorta doktorumuz, onun özel doktoru var. Sonra her pansumana özel taksiylc gidip gelmçsi var. Bu arada berberi, banyosu, ozel gıdası var. Süs köpeği olmak kolay mı? BUDAPEŞTE Piyanist cazdı. Çok büyük bir ihtimalle Çingeneydi. Bernstein ve "Rhapsodies In Blues" çaldı. Halbuki ona verilen görev, taşralı Alman turistlere Orta ve Doğu Avrupa egzotikası sunmaktı. Viyolonist de "kalinkada", Macar Rapsodisi'nde, "Tuna Geceleri"nde eşlik etmesi gerekiyordu. Viyolonist, "Darvaş ve Sihirli Kemanlan" gibiydi. Chaner seferleriyle yolculuk eden seyyahların egzotikasındandı. Halbuki piyanist cazdı. Kalinkadan Macar rapsodisinden, Tuna gecelerinden, taşralı Alman turistlerden fırsat bulduğunda Bernstein ve Gershwin çaldı. Yalnız kendisi için çaldı. Alman turistler ona votka ısmarladılar. Ben, caz bir piyanistın votka içmesine tahammül edemediğimden, ona viski ısmarladım. Piyanist göz kırptı. Votkayı içmedi. Viskiyi içti. Django Rheinhart çaldı. Macar gençleri Budapeşte'de "breakdance" yapan bir genç. Batı'daki her çılgınlık modası Budapeşte'ye artık fazla gecikmeden ulaşıyor. va'ya oranla sonsuz cazibeli? Neden diğer doğu baskentlerindeki boğuculuk burada yok? Neden hava totaliterizm kokmuyor? Şüphesiz, şehir çok çekici olduğu ve Elizabeth Koprüsü'nden Tuna aktığı için değil. Çünkü Prag da muthiş güzeldir ve Karl Koprüsü'nden Vltava akar. Şüphesiz, hayat seviyesi nispeten yüksek olduğu ve manavlardan muz edinilebildiği için de değil. Çunkü Trabant otomobiller Berlin'de de parking bulamazlar ve Alexenderplatz mağazalannda ananas konservesi satılır. Şüphesiz, "Reform" dergisinde anti Marksist makaleler, yayımlanabildiği ve 1956'nın hesabı sorulabildiği için de değil. Çünku Varşova'da da, komünistler komünist olduklarını gizlerler ve basın hürriyet elde etmiştir. Dolayısıyla Budapeşte'nin farklıhğı, onun caz ve viski olabilmesinden kaynaklanır. Macaristan başkenti, diğerlerinin hiçbiri ile kıyaslanmayacak oranda, cazın ve viskinin na değil. Votkaya meyletmiyorum. Benim tercihim, "Rhapsodies In Blues"dan ve viskiden tarafa. Caz piyanistinkisi gibi. Burada yaşayanların ezici çoğunluğu gibi. Budapeşte'yi öteki Doğu Avrupa şehirlerinden farklı kılan ne? Hayat, neden burada, Berlin'e, Benim tercihim kalinkadan ya Prag'a, Sofya'ya, Bükreş'e, Varşo setnbolize ettiği her şeye çok yakındır. Kalabalık, aydırilık, çoğul, estetik, değişken ve ritmlerde farkhdır. Modern mitoslara temayülludur. Buranın egzotikasını kalinkarun ve votkanın oluşturması, bu Okuyanlar da uyanmamış olagerçeği değiştirmez. Çünkü kalinka ve votka özünde ne kadar gü cak ki politika kılavuzuna rağbet zel olurlarsa olsunlar, tenhalığı, müthiş. Zaten Pinokyo benzetmekaranhğı, yalnızlığı, inestetizmi ve si dahi\, Panido Popular'ın kitaptekdüzeliği sembolize ederler. On çığı baştan aşağı doğru bilgilerle lar. mitosları ve çoğulluğu yasak dolu. tşte size bir başka örnek: "Seçim kampanyasının en can ahlayan şeylerle özleşirler. cı mizanseni söylev zamanıdır. Şimdi Macar kadınlanna 44 yıldır yapılan haksızlık biraz telafi Sahnede ve oyuncu oldugunu edildi. Çarşamba günü Estee La unutma! Amacın seyirciye ağana uder, Vica Sokağı uzerinde yeni baktırmak. gazetecilerle sıcak kozmetik mağazası açtı. Kadınlar baglar kurmak. bunu sakın gözartık kendilerine daha çok itina den yitirme. Soyloine yer yer kesedecekler. Bacaklannda tüy bırak kin tumceler serpiştir. Amigolamayacaklar. Viyana'dakinden Pa nn, bu tümcelerden hareket ederis'tekinden, New York'takinden rek alkışlan başlatabilirler. " farklı olmayan güzelliklerini peMilletvekili adaylarına halkın kiştirecekler. Kadınlar, şimdi Bu arasına karışıp denlerini not alır dapeşte'yi daha cazibeli kılacak 'gibi' yapmaktan. dinler gibi gölar. Salı günü gençler, Posta Reji rünup başka şey düşünme yönsi Kx kavşağındaki McDonaids temlerine değin, 'sanatın' her turtan hamburger yediler. Sonra Pe lü inceliğini öğreten Pinokyo kıtöfi'nin köşesindeki Benetton vit lavuzu, başhbaşına bir mizah rinine baktılar. \Volkmenlerinden başyapıtı. Boby McFerrin dinlediler. Punk makyajlar yaptılar. Şimdi gençler Bu siyasal alfabenin "mastır'ıBudapeşte'yi daha çoğul kılacak nı yapan ülkemizde, bizim bütün lar. Dün çocuklar Buda banliyö politikacılar bunların yanında lerindeki okullara Batman tişört "ordinaryüs" sayılır. Kitapta, lerle gittiler. Akşam televizyonda milletvekili adaylanna verilen gi"Mask" çizgi filmlere baktılar. yim kuşam öğudu, bunun en açık Ödevlerini bir örnek olmayan ka kanıtı: "Giysilerini koyu renklerlemlerle yazdılar. Çocuklar şimdi den s e ç " deniyor politikacıya. Budapeşte'yi daha renkli kılacak "Tereddüt edersen, maviye agırlar. lık ver!" tspanyolların yakışıklı polıtikacılara pek meraklı olduğuna daha önce de değişmiştik. Jose Maria Aznar, sağ kanadın bu denklemde Felipe Gonzalez'e attığı son çalım. Gerçekten de oldukça genç ve hoş oluşunun dışında, başanlı ve dürüst tanınan bir politikacı. Henüz eski kurt Felipe'nin sivri kulaklarını geçemese bile, sosyalist başbakanın ezeli rakibi Adolfo Suarez'i yerinden ederek halkın gönlündeki "başbakanlığa uygunluk" sıralamasında iki numaraya yükseliverdi. Hem de piyasaya çıktıktan çok kısa bir süre sonra. Bu seçimlerde değilse dört yıl sonra Gonzalez'i koltuğunda epeyce tedirgin edeceği kesin. "Palavra" başbakan adayı Aznar, Ispanyol sağını temsil eden ana muhalefet partisi Partido Popular'ın tek yeniliği değil. Tıknefes Başkanı Manuel Fraga'nın (yarı) ölü toprağını üstünden sükelemek isteyen parti, piyasaya kara yağız bir veliaht sürmekle yetinmeyip, milletvekili adaylanna da birer " s e ç i m kılavuzu" dağıtrnış. Poütikacılaıa bir dizi "şirinlik" reçetesi öneren bu değerlı cep rehberi, bir süre PP adaylan arasında top secret dolaştıktan sonra, tahmin edileceği gibi hınzır gazetecilerin eline geçti. "Dört kadınla evlilikte gusül abdesti nasıl alınır?" türünden sorulara ulvi yanıtlar arayan yayınlara pek benzeyen rîçim kılavuzunda, ikinci tekil şahıs kullanılıyor ve milletvekili adaylarına verilen bir birinden ilginç öğutler şöyle başlamakta: "Bu kitabı dikkatle ve sindire sindire oku. İçinde söylenenleri uzun uzun düşıin. Ancak ondan sonra harekete geç. Kampanya s»rasında, yanında muüaka sana sadık ve yanlışlannı çekinmeden söyleyen bir Cırcır Pepito bulundur! Cırcır Pepito'nun altını çizdigi hatalan hemen düzelt. Diizeltmeye zaman yoksa, derhal unut! Pişmanlık yarar saglamaz ve zaman kaybettirir." Cırcır Pepito, bildiğiniz gibi ünlü çocuk masalı Pinokyo'da, küçük tahta kuklaya, doğru yolu göstermeye çalışan ağustos boceğinin adı. Kılavuzu hazırlayanlar çaktırmadan dalga mı geçtiler bilinmez, ama dostu Cırcır Pepho olan politikacının yalan söyledikçe burnu uzayan, üstelik 'kukla' Pinokya çağnştırmasından nasibini aldığı kesin! SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA Fako.İlaçlan A.Ş. îlaç Hammadde Tesislerinde üretilmekte olan yeni ve etkili kinolon türevi siprofloksasin sentezinin, çok daha alt kademelerden başlaması sonucu imalat maliyetinde büyük bir döviz tasamıfu sağlanmıştır. Bunun mamul ilaç fiyatına yansıması sonucu piyasada mevcut bulunan Zürih'ten Irza geçmenin görünmeyen yüzü 12 gun \e gece boyunca telefonlar sürekli çalıştı. Her iki cinse tanınan olanaklarla yargı korkusu olmadan anlatılanlar dinlenildi. Yılda 400 kadar polise iletilen ırza geçme olayırun topluma yansıyanı onda bir oranında. Üstteki iki kahramanımızın açıklanmadığı gibi. Aile içi hiç ele alınmamış. Esas ağırlığın eşler arasındaki boyutları korkunç diye nitelendiriliyor. Polisçe yakalananların yüzde ellisi yargı önüne çıkarılıyor ve çoğunlukla hapis cezasına çarptırılıyor. Bunlar alt katmanlardan; daha önce yatmışlardan, yabancılardan, işsizlerden oluşuyor. İsviçreli, hele aile reisi olanlara daha yumuşak davranılıyor. Kendilerine saldıranları tanıyan bayanlartn başvurularına ise daha az rastlanılıyor. Sonuc olarak, güclü cins açısın, daıı bu kor.u hiç de guncel değil.. >ani edenleı rahat. Edilenlerin de a\nı düzeyde olabilmeleri için tek koşul kadın erkek eşitliğinin tüm \crileriyle sağlanması. Cii/li kalan, aile içinde saklanan, hatta bilinçsizlikten bunun bo\ le olnıaM goruşunu normal sayaıı. \ahut yazgısını kabullenen geıi kdlnıış loplumlardaki kadınlanıı drumı ise bu ıncelcıucııiıı ciısıııcia. DOĞAN ABALIOĞLU ZÜRİH Geçenlerde evinin az ilerisinde ölü bulunan Elizabeth Duie adlı 21 yaşındaki kızın olayı, İsviçre'de yılda 400 ırza geçme konusunu yine gündeme getirdi. Seksüel tabulaıın bizim anlayışımıza göre olmadığı, başka bir deyişle, koruma yaşı olan 16'sını bitirmiş kişilere cinsel ilişkide özgürlük tanındığı Avrupa toplumunda zora başvurmanın nedenleri salt psikolojik etmenlere mi bağlanmalı? Soruya bu açıdan yaklaşan Zürih Üniversitesi, anonim kalma koşuluyla; erkekleri saldırgan, kadınları da kurban nitelemesiyle ele aldılar. Ülkede ilk kez oluşturulan tnceleme Grubu Şefi Alberto Godenzi, 450 kişiyle yapılan konuşnıa içeriğini cuma günü basına açıkladı: "Eşime sürekli soyledim. Benle seksüel davranışlarını normal düzeyde tutsa, zor kullanmaktan hemen va/geverim." "Aynı yerde çalışlığımı/dan lanıyordum. Yıl sonu partisinde dans ellik ve »nu evine bıraklım. Kğer islemese>di benle ilgilenme/di. kendisini /orladığımı sjnnıı)orıım." Buıılur lucclcmo Cirubu'na acıklanaıılaı. Proxacirf BO SEN 250 mg Filmtablet 500 mg Filmtablet adlı müstahzarımızın yeni fıyatı aşağıdaki düzeye inmiştir: Proxacin 250 mg 10 Filmtablet KDV dahil perakende satış fiyatı: 20.000 TL Proxacin 500 mg 10 Filmtablet KDV dahil perakende satış fiyatı: 35.000 TL Saygı ile duyurulur. BİOLOJIK ve SENTET1K İLAÇ HAMMADDELERI SANAYI ve TICARET A Ş /4. LeventISTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle