Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 2 EKİM 1989 Anıtiçin kanun teklifî ANKARA (AA) SHP Gend Başkanı Erdal tnönü'nün, 1980 öncesi terör eylemlerinde ölenlerin anısına, Ankara'da "Demokrasi Şehitleri Anıb" yapüması hakkındaki yasa önerisi bugün TBMM Başkanhğı'na verilecek. SHP Grup Başkan Vekili Hasan Fehmi Güneş, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yasa önerisinin gerekçelerini anlattı. 1980 öncesinde, Türkiye'de yaygm siyasal silahlı şiddet eylemlerinin yaşandığını ve bu dönemde toplumun değişik kesimlerinden insanlann öldürüldüğünü hatırlatan Güneş öldürülenlerin zamanla unutulmaya başlandığını ve ban olaylann faUlerinin bulunmadığını ifade etti. Güneş şunları söyledi: "Bu olaylann nedeni, ulnsnrauzım çagdaslaşmasını önlemek, demokrasimizin veriesmesine engel olmaktı. " Uyuşturucu toplantısı ANKARA (AA) Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Madde Kaçakçıbğı ve İlgili Konular Yakın vel Ortadoğu Alt Komisyonu toplantısı Ankara'da başlayacak. Toplantı. 1 ya 14 üye ülkeden, 11 uluslararası kuruluştan ve 6 konuk ülkeden temsilciler katüacak. Toplantının başkanlığını Büyükelçi Erdem Erner yapacak. Toplantıya katılan heyetler, 5 ekimde Bolvadin Afyon Alkaloidleri Fabrikası'nı ziyaret edecekler. Toplantı, Büyükelçi Erdem Erner ve BM Sekretarya Temsücisi P. Ramos Galino'nun 6 ekimde düzenleyecekleri ortak basın toplantısı ile sona erecek. BM toplanüsında Türkiye'yi lçişleri, Dışişleri, Maliye ve Gümrük, Saplık bakanlıklan ile Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Mudürlüğü yetkililerinden oluşan bir heyet temsil edecek. senin bulunmadığı ünlü Kızıl Meydan ve onu bekleyen Sovyet askerinin sergilediği ilginç göruntu, fotoğrafçının objektifıne yakalanmış. (Fotojraf: Reuter) Kızıl Meydan ve y jsa soŞuk kış yaklaşırken, bir dükkânda sergilenen bu orijinal terliklen giyen kişinin ayaklan hertialde üşümez. Bıyığın altından ayağa giyilen tertik, dondurucu soğuğa karşı sevimü bir güvence oluşturuyot (Fotoğraf: Reuter) Ayaklarınız mı uşüyotf le Atlama Yanşmalan'nda buyuk ustaiık gösteren Amerikan ekibı birinci geldi Yınşmalarda Sovyetler Birftgi ikjnciliği kazanırken, Fransa da üçüncü oldu. (Foto<|raf: AP) Paraşut ŞampiyonasıfcKCt HABERLERİN DEVAMI (Baftarafi I. Sayfada) dan soiuna yaygın bir mutabakat vardır. 1980 öncesinde olmayan bir durumdu bu. Onun için, Özal hükümetinin 1987 nisan ayında yapmış olduğu tam üyelik başvurusunun arkasındaki bu büyük desteği göz ardı ederek değerlendirme yapmak yanıltıcı olabilir. Bu durum herhalde Topluluk merkezlerinin de ilgi alanı içinde olmalıdır. Bu başvuru yapılırken, Türkiye'de hiç kimse kendisini düşe kaptırmamıştı: AT'ye tam üyelik bugünden yanna hemen olabiiecek bir iş değildi. Nitekim Başbakan özal da bu konuda, "Önümüzde ince, uzun bir yol var" diyerek gerçekçi bir tutum sergilemişti. Tam üyelik hedefine ulaşabilmek için eko nomik, siyasal ve kültürel alanlarda yapılması gereken işlerin çokluğunu ve önemini kimse yadsımıyordu. 1992'den önce, daha doğrusu "Tek Pazar"\r\ gerçekleşeceği 1993 yılı başına dek AT'nin hiçbir ülkeyle tam üyelik müzakeresi açmayacağı da çoktan bilinmektedir. Bu konuda da kimse hayal kurmuyor. AT ülkeleri, 1993'e kadar sürecek "Tek Pazar ateşi"ne tutuldukları için, gözleri başka hiçbir şeyi görmüyor. Bunda da yadırganacak bir yan yok kuşkusuz. Bu durumda ne olacak? Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Ankara'ya iletilmesi beklenen AT yanıtı nasıl formüle edilecek? Kapılan tümüyle Türkiye'nin yüzüne kapatan bir karar mı? Yoksa 1992 sonrasına dönük bir umut ışjğını içeren bir karar mı? Yani geleceğe yönelik olarak olumlu bir bakış açısını koruyan bir yanıt mı? Tonu ne olursa olsun yeşilimsi bir ışık mı? Komisyonda esen hava, öyle anlaşılıyor ki, 1992 sonrasıyla ilgili olarak Türkiye'ye hiçbir umut vermemek yönündedir. Ancak nihai formülasyon henüz yapılmış değildir. Ayrıca, sonuca politik bir kararla varılacağı unutulmamalı. Yani son aşamada Bakanlar Konseyi sahnede olacak. Bir bakıma, gerçek anahtar Bonn'da, Londra'da, Paris'te, Roma'da... Ankara haklı olarak, kapılan tümüyle yüzüne kapatmayan, 1992 sonrasına dönük olarak da olumlu bir perspektifi öngören bir yanıtın beklentisi içindedir. Ne olur? Soğuk savaş tarihe kanşırken, Avrupa'nın gündemi de hızla değişiyor. Bu bakımdan, AT başkentlerinin de Türkiye'ye geleneksel bakışı değişmeye yüz tutmuş olabilir. AT'nin yanıtını beklerken, ilginç birdönemeçte olduğumuzu yadsımak doğrusu olanaksız. Diyalog çagrısı Kıbns ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz dün Sovyet Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadzc ile iki buçuk saat süren bir görüşme yaptı. Ağırlıkla BulgaristanTürkiye ilişkilerine değinilen görüşme konusunda Dışişleri Basın Sözcüsü Murat Sungar'tn yaptığı açıklamaya göre Şevardnadze, Bulgaristan ile görüşme yapılması için çağrıda bulundu. Buna cevaben Dışişleri Bakanı Ydmaz, Bulgaristan'ın "somut ve geri dönülmeyecek adımlar atması koşuiuyla" bir görüşmenin mümkün olacagını söyledi. görmediğini, daha çok propagandaya yönelik değerlendirdiğini ve Bulgarisıan'da "geri dönülmeyecek" adımlar beklediğini söyledi. Sungar basın toplantısında "geri dönülmeyecek adımlardan" kasdedilenin "Türkiye somut bir işaret alırsa bunu cevapsız bırakmayacakbr. Bu işaret her türlii şey olabilir. Bir beyan olabilir devlet baskanı tarafından, yani işaretin şekli üzerinde durmuyoruz. işaretin kimin tarafından söylendig] ve içeriği önemli" sözleriyle açıkladı. Mesut Yılmaz ile Şevardnadze arasındaki görüşme dün sabah New York saatiyle 10.30'da başladı ve iki buçuk saate yakın bir süre devam etti. tki ülke arasındaki tüm konulann ele aJındığı görüşmede ağırhkk konu Bulgaristan oldu. Sungar'ın açıklamasına göre Bulgaristan konusunda uluslararası forumlara dolayısıyla BM Güvenlik Konseyi'ne getirilmesine değinilmedi. Ancak Sovyet Dışişleri Bakanı iki ülke arasında sorunün cözümü için "diyalog"dan yana olduklarını söyleyerek Güvenlik Konseyi ve diğer uluslararası forumlarda Bulgaristan konusunun açılmasma karşı olduklanm kaydetti. Şehvardnadze, Sovyetlerin "diyalog ile çöziımden" yana ve Bulgaristan'ın eğiliminin de bu olduğu inancında olduklanm açıkça ifade etti. Şevardnadze'den Yılmaz'a 'Bulgaristan ilegörüşün* WASHINGTON pasarhğı Washington'un daveti üzerine Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Vasiliu bugün, KKTC Cumhurbaşkam Denktaş ise gelecek hafta ABD'ye gidecek. ceğine dair bir işaret vermedi. Cuellar ayrıca basın toplantısında kendisinin bir banş görevlisi olduğunu, taraflarla yaptığı temaslar neticesinde faydalı gördüğü önerileri taraflara iletmesinin doğal olduğunu da kaydetti. Cuellar söz konusu "fikirierin" kabul ya da ret edilmesi beklenen "öneriler" obnadığını ısrarla vurgulayarak, "fikirlerin hiçbir yapönmı olmayan ve göıüsmelerde baz oluşturacak nitelikte olduğunu" öne sürdü. ABD Kıbrıs Koordinatörü Ledsky şimdiye değin yaptığı temaslarda görüşmelere "kaldıgı ' yerden devam edilmesi yolunda" telkinlerde bulundu. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Baker, Mesut Yılmaz'la görüşmesinde aynı LaIebi dile getirdi ve bu konuda Türkiye'den KKTC'ye yönelik telkin beklediklerini de belli etti. Türk diplomatik kaynaklan Denktaş'ın Washington ziyaretinde aynı şekilde Kıbrıs görüşmelerine yönelik bilgi vereceğini ve görüşmeieri "kesen adam göıüntüsüniin ardındaki gerçekieri" vurgulayacağını bildiriyorlar. KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Alakol, New York'a gitmeden önce tstanbul'a geldi. Atakol, Cumhuriyet muhabirinin konuyla ilgili sorusunu şöyle yarutladı: "Böyle bir çağn söz konusu degüdir. Sayın Denktaş, Ne» York'a önümüzdeki günlerde gidecekti, orada BM Genel Sekreteri ile görüştükten sonra VVashington'a geçecekti. VVashington'da pek çok dostumuz olduğu için kendileriyle görüşmesi son derece doğaldır. Ancak ne Washington'dan bu tür bir çağn vaki olmuştur ne de bu tür bir çagnvı biz kabul edebiliriz. Çünkü sorun iki taraf arasında çözülmelidir. Bir dış mudahale birim için kabul edilemez niteliktedir. Bir üçüncü tarafın çağnsı da belki kabul edilebüir. Ancak iki taraf ı da eşit düzeyde kabul etmeleri şartıyla." Yeni sınır kapısı Sovyet Dışişleri Bakanı ile Mesut Yılmaz iki ülke arasında gelişmekte olan ekonomik ilişkilerden memnun olduklanm teknik işbirliğinin geliştirilmesinden yana olduklanm kaydettiler. Ote yandan Mesut Yılmaz, Türkiye'nin Sovyetlerin NATO'ya açılan tek kara kapısına sahip olduğunu söyledi ve iki ülke arasında yeni bir sınır kapısı açı'masının iyi olacagını belirtti. tki bakan da sınır ticaretinin geliştirilmesinde hemfıkir olduklanm vurguladılar. Tablonun yarısı nerede? (Baştarafı 1. Sayfada) tılmıştı. Bu nedenle bu tablonun da Gentile Belüni ya da Giovanni Mansuetti ekolünden bir ItaJyan ressanunca 16. yüzyüın başında yapılmış, daha sonra lstanbul'da parça halinde yabancılara satılan tablolardan biri olabileceği düşünulebilir. Ancak bunu doğrulayacak herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ister Prens Beyazıt Osman'ın gözleriyle saptadığı, ister Londra Üniversitesi'nin laboratuvarlannda bilimsel araştırmalarla ortaya çıkan gerçek, bu tablonun bir başka büyük tablodan kesildiğini ortaya koymaktadır. Bu veri ise tabloda neden ressamm imzasırun bulunmadığı sorusunu da yanıtlamaktadır. Çünkü ressamın imzası, tablonun geride kalan öteki parçasıyla birlikte şu anda kayıptır. New York Hunter Oniversitesi tslam Sanatı Profesörü Bayan Ülkü Bateş, tablonun aynı fotoğraflanra gördüğunde ilk tepkisi, "Bu resimde bir yanlışlık var, çünkü Osmanlı resira tekoiğinde 'ikonografı' padişahın tebasıodan daha yukanda ve ön planda olması gerekir. O>sa Selim bu resimde arkadan göniliiyor" dedi. Profesör Bateş'in bu ilk izlenimi iki noktadan doğruydu. Birincisi, tablo bir bütün değildi. Kesilen bölümde anlatılan öykü ile birlikte ancak resmin ikonografisi bir bütünlük gösterebilirdi. lkincisi ise tablonun Yavuz Sultan Selim'den daha çok Avrupa'da kendisine büyük hayranlık duyulan, ancak sonu idarala noktalanan, 1517 Ridaniye Savaşı'nın maglubj Mısır Mernluk Sultan'ı Tomanbay'ın acı öyküsünü anlatmak için yapıldığı anlaşılıyor. sı dbette rauhlemel, ancak bu konuda kesin bir şey soykmek mümkün degil. Avrupa'da o dönemde Osmanlı sullanlannın portreleri yapılıyor. Bunlarda kalıplaşmış bir hayal gücu var. Bu kalıplaşmış modellerin kullanılmtş olması çok mutatemel. Ancak gelip Selim'in karşısında yapmış olması ihtimali son derece zayıf. Karşısındaki figürün Memluk Bey'i olmasj ise çok akla yakın göriinüyor. Çünkü o dönemde Kahire'de resim yapmış oryantalist ressamlann eserkrindeki Memluk askeri ve seçkin sınıf üyelerinin giydikleri başlık biçimleriyle çok benzeşen bir kavugu var." Prof. Bateş'in de aynı nitelikteki yargısını Bayan Bağcı, Prof. Günseli Renda ile de görüştükten sonra "Tümüyle romantik yaklaşımla oryantalist sanatçılann dönemin iki önemli 'Doğu gücünü' karşılıkh gösteren hayali bir resim yapması bana çok doğal geliyor. Gerçekten de Avrupa'ya en yakın bu iki Dogu sultanhğının kapışması herhalde oldukça sansasyonel etkiler yapmıştı. Bunun bir resim konusu haline gelmesi oryantalist yaklaşıraa pek uygun" sözleriyle paylaşıyor. Tabloyla ilgili araştırmamı yaparken bana büyük yardımı dokunan ve önemli telkinleri ile yol gösteren Topkapı Sarayı Portreler uzmanı Dr. Fiiiz Çagan, tablonun amacıyla yapılmış önemli bir üslup olarak ttalyan okulunu yan resim" diyor. Dr. Raby'nin u resıttığuıı kabul ediyor, ancak resim simle ilgili olarak önümürdeki deki kişilerin "Yavuz Sultan Setim günlerde bir yayın yapacağı bildive Memluk Sultanı Tomanbay ol riliyor. duklannı söylemenin çok güç Tablodaki kişilerin dışında, taboldugunda" Cumhuriyet Dergı loyu bir resim olarak değerlendidün yayımlanıncaya kadar ısrar ren Metropolitan Sanat Müzesiediyordu. nin Avrupalı Ressamlar Bölümü Yine de Dr. Çağan, "Islam dün Sorumlusu Kelth Christiansen ise yasımn etkisiyle 15 ve 16. yüzyıl "Ne kadar güzel, ne kadar şasırbaşlannda Avrupalı ressamlarca tıa bir resim" diyor. Ankara Hacettepe Üniversite yapılan bu tür resimlerde Kahire, si'nde Iran minyatürleri üzerinde yani Memluk dunyasının yaşam çalışan Bayan Serpil Bagcı, tablo biçimini görmek sıkça mumkündaki çizgi ve giysilerin kesinükle dür. Bu figürierin sanklan, söz (Baştarafı 1. Sayfada) Iran etkisi taşımadığını söyledik konusu dönemde Avrupa'da mek için televizyon karşıstna oturMemluk modasıyla >apılmış re duklarında Alfred Hitchcock'un ten sonra şöyle ekliyor: "Resimdeki kişinin Selim ofana simlerde sık sık görülür" diyor. bir başka filmi olan "Yabana Muhabir" ile karşılaştı. TRT, füm için yalnızca "yayınlavamıyoruz" diyerek özür diledi. Rebecca'nın hem bu yıl hem de geçen yıl yayından kaldırılmasına neden, TRT ile yapımcı fırma arasındaki anlaşmazlık. Geçen yıl örtbas edilen konu, bu yıl TRTnin, filmi Hitchcock serisi içinde yayınlamaya karar vermesi (Baştarafı 2. Sayfada) ile yeniden gündeme geldi. Dağıtım firması World Vision yetkiliServisi bu kez İsmet Berkan yönetiminde "buzdolabından leri, "Rebecca"nın "David O*Selzçıktı." Eski İstanbul Haber Servisi'nin, yeni bölümlere nick Şirketi adına yapılmış bir atanmayan muhabirleri de 2 grup olarak Haber Merkezi film olduğunu ve bu yapımevinin, Müdürü Yalçın Bayer ve yardımcısı Leyla Tavşanoğlu'nun filmi, 20 film içeren bir "pakel" yönetiminde çalışacaklar; bu iki grup kent haberleri ve olarak TRTye satUğuu, bu nedentoplumsal oiaylara (polis, adliye vd.) ilişkin haberleri le "Rebecca"nın gösterilebilmesi izleyecek arkadaşlarımızdan oluşuyor. Bir yenilik daha için yalnız bu filmin degil, 20 fılrayaklaşık 20 yıldır Düzeltme Servisi'nin yükünü çeşitli lik paketin birden yayın hakkının görevlerde, son olarak da şef olarak taşıyan Refik Durbaş odenmesi gerektiğini belirttiler. tlk artık Haber Araştırma Servisi bünyesinde haber ve satışın 197273 döneminde gerçekröportaj yazacak; Düzeltme Servisimizin şefliğini ise leştiğini vurgulayan World Vision, yıllardır aynı bölümde sessiz ve saygın çalışmasını anlaşma süresinin dolduğunu, ansürdüren Abdullah Yazıcı üstlendi. Bir yenilik, daha cak istenirse yenilenebileceğini doğrusu üç yenilik de Ankara buromuzda; haber şefimiz TRTye bikürdiklerini söyledi. FirFaruk Bildirici yeniden muhabirliğe dönmek konusunda ma, 20 film karşıhğı TRT'den 58 kesin tutum alınca yeni bir düzenlemeyle iki haber şefimiz bindolar istedi. oldu: Anadolu Ajansı'ndaki görevinden yakınlarda aynlan TRT ise anlaşmanın hâlâ gecerli Vecdi Seviğ ekonomik siyasal haberlerde, İzmir olduğunu öne sürerek filmi oynatbüromuzun istihbarat sefi Mustafa Balbay da diğer makta kararlı olduğunu firmaya alanlarda Ankara temsilcimiz Ahmet Jan'ın yardımcılan bildirdi. Firmanın bu davranışını "şantaj" olarak niteleyen TRT, soolacaklar. Parlamento grubunun sorumlusu da artık nuç olarak filmi yine de yayına Canan Gedik arkadaşımız. sokmadı. Ekim "çekidüzen"/m/z şimdilik bu kadar. Sovyet Dışişleri Bakanı Şevardnadze, Yılmaz'a Bulgaristan'ın son zamanlarda diyalog yönünde olumlu adımlar attığı kanısında oldukla/ını bildirdi. "olumlu adımlardan" geçen hafta Bulgaristan Parti Komisyonu'nun pasaport, sünnet vb konularda alınan kararlan kasdettiğini belirtti. Bu adımlan diyalog için yararlı bulduğunu kaydetti. Sovyetler Birliği'nin de diyalog taraftan olDr. Çağan, "Bu portre Sultan duğunu belirtti. Yılmaz cevaben Selim olarak yapılmış olsa böe, ta bu adımlan Türkiye'nin yeterli mamen hayali olması gerekir" diyerek benim, Prof. Bateş'in ve Bayan Bağcı'nın görüşüne katılıyor. Dr. Çağan, Prof. tnalcık gibi Selim'in tüm resimlerinde sakalsız olduğunu kabul ediyor, ancak "Bu resimde belli belirsiz bir sakaldan duydugu kuskuyu" da belirtmekten geri kalmıyor. Dr. Çağan, bu arada Dr. JuliHaber Merkezi Bulgarisan Raby'nin yayınlannı öğütler tan'a geri dönen soydaşlarımızın ken, dünyaca ünlü bu uzmanın ki sayısı 31 bini aştı. Türkiye'ye vitaplarında yer alan Memluk giy zeli giriş yapanlann sayısı ise 2 bin sileri ile tablomuzun sağındaki fı 573'e ulaştı. tslam Konferansı örgür hakkında "özellikle sakalb ve gütü Genel Sekreteri El Gabid, yaşlı kişinin başlığı arasındaki büBulgaristan'ın ikili görüşmeden yük benzerlige dikkatimizi" çeki"Müslüman azınlığın sorunlanyor. nın ele alınmaması" için sürekli "Muhteşem Süleyman" sergi kaçtığını söyledi. sinden birkaç yıl önce Memluk saBulgaristan'dan zonınlu pasanatı ile ilgili olarak Amerika'da önemli bir sergi düzenleyen Dr. port ile sınırdışı edilerek Türkiye'Esin Abl, "tslam sanatı" açısın ye gelen soydaşlanmızın çeşitli nedan değerlendirdiği tabloda Menı denlerle geri dönüşleri dün de delukların Avrupa'da yarattığı hay vam etti. Son 24 saatte Kapıkuranlığı vurguluyor, resim sanatı le'den 529, Dereköy'den de 48 açısından da oryantalist resim uz soydaşımız Bulgaristan'a geri manlanna sorulmasını öneriyor. döndü. Geri dönenlerin sayısı böylece 31 bin 55'e ulaştı. 22 Dr. Çagan'ın ve Dr. Atıl'ın öneağustastan bu yana Türkiye'nin rileri üzerine, bir aracı kanalı ile Bulgaristan'daki konsolosluklaLondra'dan görüşünü aldığım rından vize alarak giriş yapanladünyaca ünlü uzman Dr. Julian Raby ise "Osmanlı Sultanı Selirn^ nn sayısı 2 bin 573'e yükseldi. in Memluk Sultanı Tomanbay'ı Dün Kapıkule'den 131, Dereköy'yeuilgiye uğratmasını anlatmak den de 5 soydaşımız vizeli olarak ÎKÖ Genel Sekreteri El Gabi± Bulgaristan ikili görüşmeden kaçıyor Türkiye'ye giriş yaptı. Yetkililer, önceki günlerde ortalama bin kişinin Bulgaristan'a geri döndüğünü, son günlerde bu rakamın azalmaya başladığını bildirdiler. tslam Konferansı örgütü Genel Sekreteri El Gabid, Bulgaristan'ın "Müslüman azınlığın sorunlannın ele alınmasını islemediği için" Türkiye ile ikili görüşme yapmaktan kaçtığını söyledi. ANKA'ıun Riyad kaynaklı haberine göre El Gabid, gazetecilerin sorulanm yapıtlarken, Kuveyt Emiri'nin Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumuyla ilgili yaptığı temasları anlattı. Yakın bir gelecekte, ilk aşamada uznıanlar, ardından dışişleri bakanlan düzeyinde görüşmelerin yapüması için girişimlerin sürdüğunü söyleyen El Gabid, "Kuveyt Emiri taraflara, göruşmelerin ön koşuilu olarak ülkesinde yapılmasını önermiştir" diye konuştu. NEW YORK (Camhuriyet) KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş 11 ekimde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile görüştükten sonra aynı akşam iki günlük bir ziyaret için Washington'a geçecek. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Lawrence EagJeburger ve Kıbns kordinatörü VVilson Ledsky ile görüşecek olan Denktaş'ın Washington'da mevcut "görüşmeieri kesen adam" imajım "düzeltmeyi" hedeflediği kaydediliyor. Denktaş Karadeniz çevre ayrıca çeşitli yerlerde Kıbns'la ilsorunlan gili konuşmalar yapacak ve gayri Şevardnadze, Karadeniz çevre resmi temaslarda bulunacak. sorunlan konusunu gündeme geÇarşamba günü BM Genel Kutirdi. Çevre kirliliği ile mücadele rulu'nda Kıbns adına konuşma yollan konusunda Sovyetler Bir yapacak Rum lideri Yorgo Vasiliği'nin karşılıkh tedbirler alınma liu da aynı gün yani 4 ekimde sından yana olduğunu kaydetti". VVashington'a gidiyor. Vasiliu, Konunun bir uluslararası konfe ABD Devlet Başkanı Bush ile görans yoluyla ele alınmasını öner rüşecek. Vasiliu geçen BM ziyadi. Yılmaz da Karadeniz konu retinde de VVashington'a giderek sunda Türkiye'nin benzer endişe Bush ile görüşmüştü. Rum kaylerini dile getirdi. nakları görüşme için davetin Kıbns görüştilmedi Silopi talimatı köy muhtan Abdülkerim Beyanın bugün 09.00'da ilce jandarmar bölük komutanlığında hazır bulunmalannı istediler. Derebaşı köyünde arama yapılması yakınmacı köyüllerin avukatları Orhan Dogan ile Hasip Kaplan'ın tepkisine yol açtı. Yakınmacı köylülerin bu yolla sindirilmeye çahşıldığına dikkat çeken Doğan ve Kaplan, köylülerin ikide bir askeri birliklere çağrılmasıru "baskı" olarak nitelendirdiler. Doğan ve Kaplan, asteğmen tabip Yücel Evci tarafından Cumhuriyet Savası Ulvi Yüksel gözetiminde yapılan otopside "Ölü morluk ve katılıgının beürienmemesini" de eleştirdiler. tki dışişleri bakanı arasında Kıbnsla ilgili bir görüşmenin yapılmadığı açıklandı. Mesut Yılmaz, Şevaıdnadze'ye Türkiye'ye gelmesi için bir davette bulundu. Şevardnadze de 1990'ın ilk altı ayı içinde bu ziyareti gerçekleştirmeyi planlayacağını kaydetti. Şevardnadze ayrıca Dışişleri Bakanı Yılmaz'ı ABDSSCB arasında süren silahsızlanma görüşmeieri ve son gelişmeler konusunda bilgilendirdi. Şevardnadze AA muhabirinin KKTC Cumhurbaşkam Denktaş'ı Sovyetler Birliği'ne davet edip etmeyi düşünüp düşünmediği şeklindeki sorusunu cevaplarken, kısa bir süre önce Kıbns'a bir Sovyet elçisini gönderdiklerini, elçinin konuyla yakından ilgilendiğini ve yaptığı temaslardan tümüyle "tatminkâr" kaldığım söyleyerek Denktaş'ın apk talebine rağböyle bir davete gerek olmadığı men, Cuellar görüşmeler için tanı bildirdi. raflara sunduğu "anlaşma taslagına yönelik fikirleri" geri çeke Bush'tan geldiğini belirtiyorlar. Türk diplomatlarına göre Denktas'uı Washington ziyareti KKTC'nin talebiyle gündeme geldi. Zaten Amerikan Dışişleri Bakanhğı'nda da Danktaş'la görüşme isteği mevcuttu. Denktaş geçen yıl bir Washington ziyareti ptaniamış ancak ziyaret daha sonra gerçekleşmemişti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar en son basın toplantısında görüşmelere "eski yöntemle" devam edilmesi yolunda dileklerini bildirerek Denktaş'ın itirazlanna rağmen uygulamasında ısrarlı olduğunu sezdirdi. Yarın Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, 4 ekimde Vasiliu ve 11 ekimde Denktaş ile görüşecek olan Cuellar'ın ekim sonuna doğru Kıbnslı iki toplum liderini yeniden bir araya getirmeye çalışacağı öne sürülüyor. Hitchcock'a CUMmJRtYETTKV OKURLARA... OKAY GÖNENStN lığında bulunmalarının istendiği öğrenildi. Arama işleminden sonra, kendilerine baskı yapıldığını söyleyen köylüler, 21 ailenin Derebaşı köyünü terk ettiğini belirttiler. ANAP Siirt Milletvekili Kemal Birlik, Cumhuriyet muhabirine Başbakan ÖzaJ'ın, Silopi olaylannı incdeyen ANAP heyetinin hazırladığı raporları heyet üyelerinin yanında inceledikten sonra kendi yanlannda Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu ile Mardin Valisi'ni telefonla aradığım ve olayı tüm yönleriyle incelemeleri için talimat verdiğini söyledi. Birlik, Özal'ın incelemenin bir an önce tamamlanmasım istediğini de ifade etti. Özal ile görüşmelerinin yaklaşık 50 dakika sürdüğünü ve Başbakan'ın konuyla yakından ilgilenerek "güzel şeyler" söylediğini bildiren Birlik, "Böyle bir olayın sadece bugiinün olayı olmadığmı, gelecekte de olmaması için eğer birtakım yanlışhklar vapılnuşsa bunlann giderilmesi gerektiğini sö>ledi. Başbakan'ın. olayı objektif bir şekilde degerlendireceğine inanıyoruz" dedi. Birlik, Silopi olayının soruştunıltnası sırasında her partiden ve sadece Doğu değil değişik bölgelerin mületvekillerinden birer milletvekilinin gözkmci olarak katılmasının yararlı olacagını savundu. Bir albayın komutasında jandarma ve komandolardan oluşan güvenük güçleri önceki gece üç askeri araçla Silopi'nin Derebaşı köyüne geldiler. Köyün çevresini kuşatarak giriş çıkışları kapatan güvenlik güçleri, evleri tek tek aramaya başladılar. Aramalar sırasında hiçbir suç unsuruna rastlamayan güvenlik güçleri, 17 Eylül 1989 günü meydana gelen olayda oğlu Münir Aydın'ı yitiren yakınmacı köylülerden Cemalettin Beyan ile (Baştarafı 1. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) TV3 ve Ankara'da (Baştarafı 1. Sayfada) AA muhabırinin bilgisine başvurduğu Türk diplomatik kaynakları, tasannın gündeme gelmesi ile TürkAmerikan ilişkilerinin kritik bir aşamaya ulaştığuu ve ilişkilerin "tasan yüzünden risk albna girdiğini" söylediler. Türkiye'nin bu tasan konusunda izleyeceği tutumu belirlemek üzere yapılan çahşmalara, New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz da katılıyor. Türkiye'nin ilk elde yönetim ve Kongre'de başlattığı girişimleri, ABD'deki Türk toplumunun çabaları izleyecek. Bu amacla, merkezi Washington'ta bulunan TürkAmerikan Dernekleri Kurulu'nun Başkanı Tunca tskir ile merkezi New York'ta bulunan TürkAmerikan Dernekleri Federasyonu'nun Başkanı Ata Erim, yapılacak çalışmaları belirlemek üzere Dışişleri Bakanı Yılmaz ile bir araya geidiler. Tasanya karşı, ilk elde bir mektup kampanyası başlaiılacak. ABD'deki Türk toplumu da Kongre'ye mektuplar gönderecek. TV 3'ün yayın politikasından daha önemli bir konu olarak ortaya çıkan "anten" konusunda çeşitli görüşler öne sürülüyor. TV 3'ün gündeme geldiği dönemlerde "antenlere herhangi yeni bir düzenleme gerekmedigini" açıklayan TRT, konunun uzmanı kimi kişilere göre, yayın kanalı konusunda da gerekli önlemleri almış değil. Yayının gerçekleşeceği bugünkü son durumda ise "VHF ve UHF kanalları için ayn birer anten kullamlmahdır" görüşü ile "kombine anten yeterlidir" görüşü ikilem oluşturuyor. TRT'nin kanal seçiminde yanlış bir sistem uyguladığını da belirten teknik uzmanlar, dünyada televizyon kanallanmn tek rakamlardan seçildiğini beUrtiyorlar. Buna göre, TRT bazı bantlan cift, bazı bantlan da tek rakamlardan seçerek yayında "harmoni" tehlikesi yaratmış oluyor. "Kanallar arasında görüntü kayması" anlamına gelen "harmoni"nin önlenebilmesi için evlerde kurulu alıcı sistemine ek olarak bir de konvektör kullanılması gerekiyor. Uzmanlar, konvektör fiyatlanmn yaklaşık 40 bin lira civannda olduğunu, ayrıca gelecekte kanal sayüannın artması durumunda konunun yine sorun yaratacağını öne sürüyorlar. Cumartesi ve pazar günleri hariç haftada 5 gün yayın yapacak GAP Televizyonu ise yalnız Güneydoğu illerinden izlenebilecek. TV 2 kanaJından 14.00 ile 18.00 arasında yayın yapacak GAP Televizyonu, bu saatler arasında PTT diğer vericüeri kapatacağından, diğer illerden izlenemeyecek. Kültür ve eğitim programlarına ağırlık verecek GAP Televizyonu'nun yayınlannı, 1990 yılı içinde gerçekleştirmesi planlanan Diyarbakır Prodüksiyon Merkezi kurulana kadar Ankara TV'si hazırlayacak. F16'lara elektronîk silah sistenıi anlaşması yakında FUAT KOZLUKLU ADANA "Kararluık Gösterisi '89" tatbikaü için tncirlik Üssü'nde bulunan NATO'nun ABD Hava Kuvvetleri'ne bağh tspanya'daki 612'nci Taktik Hava Kuvveti 42'nci filosu komutanlanndan Yarbay Dave Skakal ve Yüzbaşı Ted Carter elektronik silah sisteminden yoksun olduğu için Türk F16'lanıun risk faktörünün yüksek olduğunu söylediler. Tatbikat kapsamında yer alan eğitim uçuşlarını yerinde izlemek üzere ABD Deniz Kuveetleri'ne bağlı bir uçakla dün sabah tncirlik Hava Üssü'ne getirilen gazetecilere, bir brifing verildi. ABD Hava Kuvvetleri'ne bağh F16 ve EF111 uçaklannın tspanya'daki filosunun komutanlan Yarbay Dave Skakal ve Yüzbaşı Ted Carter, uçaklar hakkında bilgi verdikten sonra, Türk basın mensuplarının sorulanm yanıtladılar. Gelişmiş silah ve füzelerin yani sıra, elektronik silah sistemine de sahip bulunan F16'lann söz konusu sistem sayesinde radarlardan kolayca kacabildiğim beLrten fılo komutanlan, TürkF16'larımn elektronik silah sisteminin olmadığını hatırlatarak, "bu nedenle Türk F16'lannın vunılma ve düşüriilme ihtimali daha fazladır" diyen Yüzbaşı Ted Carter, "Bea, böyle bir F16 Ue riske girmem" şeklinde konuştu. Brifîngi izleyen Türk subaylannın bu yanıtla birlikte gazetecilerin daha fazla soru yöneltmemelerini istemesi üzerine, üs brifing salonunda birkaç dakika gerilımli bir hava yaşandı. basın görevlilerinden bir hava yüzbaşısı olduğu yerden kalkarak "Aıkadaşlar, sonılanmı bizim genelkunnayımızı Ugilendirir. Bu subaylar, Türk F16'lan Ue ilgili sorulannızı cevaplandıracak kapasitede degiller" diyerek karşı çıktı. Bu sırada, sivil giyimli bir Türk subayı oturduğu yerden kalkarak, "Bakın arkadaşlar, biz Türk milletiyiz. Gözümüz karadır. Göğsümüzii açıp Allah Allah diyerek düsmanın üzerine gideriz" dedi. ABD'li subaylann EF111 uçaklan korumasında düşman hedeflerini bombalayan F16'lann elektronik silah sistemi sayesinde radarlardan kolayca kaçabildiklerini ve hedef olmadıklannı belirtmeleri üzerine, sivil giyimli ve ismini açıklamayan hava subayı, yeniden konuşmaya başladı. Türk hava subayı, "Bakın beyler; bu ABD'li subaylar elektronik silan sisteminden yoksun ve F l l l konımasız F16'lara binmeder, korkarlar" şeklinde konuştu. Türk F16'larla ilgili tartışma, daha sonra araya giren diğer resmi giyimli Türk subaylann "Türkiye F16'lan için almak istediği elektronik silah sistemi Ue ilgili anlaşmayı imzalamak üzere. Bu konuda daha önce anlaşmaya vanlan bir ABD'li fırma, bize eski bir sistemi satmak istedi. Bunun üzerine çıkan püriiz giderildi ve gelişmiş son model elektronik silah sistemini alma anlaşması önümüzdeki günlerde imzalanacak" diye bilgi verdi. ABD'li F16 ve EF111 filo komutanlan, Kararlıhk Gösterisi '89 Gazetecilerin Turk F16'ları Ue tatbikatı çerçevesinde Türk pilotilgili soruları sürdürmeleri üzeri larla eğitim uçuşu yaptıklanm bene, ismini açıklamayan tatbikat lirttiler.