20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 1989 KÜLTÜRSANAT CUMHURÎYET/5 Afiş yarışması • MERStN (AA) Mersin'de ilk ve orta dereceli okul öğrencileri arasında "Barış Afişi Yarışması" düzenlendi. Mersin Lions Kulübü tarafından, 11, 12, 13 yaş grubundaki tüm ilk ve ortaokul öğrencilerine açık olarak düzenlenen yanşmada, birinciye 500 bin, ikinciye 300 bin, üçüncüye ise 200 bin lira ödül verilecek. Kulüp Başkanı Erkan Oyguç'un verdiği bilgiye göre, İçel'deki her okul kendi birincisini seçecek ve afişi 1 Kasım 1989 tarihine kadar Mersin Lions Kulübü'ne gönderecek. Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği'nce dünya birincisi olacak afiş sahibine 1500 dolar ödül verilecek ve ailesi ile New York'ta ağırlanacak. IstanbuTda Bolşoy esti Besmertnova'yı, Bolşoy'un 1961'deki bir Ankara turnesinde iziemiştim. O zaman çok da gençtu Yine gözlerime inanamamıştım. Sanınm, çağımızm nadide romantik dansçılanndan biri geçti tstanbul'dan. DOÇ. ŞEBNEM AKSAN Bir zamaıüar, bundan 2530 yıl önce Ankara'ya bir topluluk, birkaç ünlü dansçı geldi mi yüın oiayı olurdu. Gördüklerimizi aylarca beUegimizde yaşatmaya cahşırdık. Bir şeyi ilk kez görmenin heyecanı da vardı tabii. Bale henüz çok yeni bir sanat dalıydı. Oysa artık festivaller, gidiş gelişler, video ve televizyon aracılığıyla görgümüz bir hayli arttı galiba. Daha iyisini, daha mükemmelini, yeni yapıtlan, günümüze yakın yorumlan arıyoruz. Bu arayış seyirciler için olduğu kadar sıradan bir memur olmanın ötesine geçebilen sanatçılar için de geçerli. Bolşoy Balesi gibi ünlü bir topluluktan olağanüstü bir başan beklemek çok doğal. Progıam yüz elli yıllık bir repertuann bellibaşlı "pas de denx" ve sololanndan oluşuyordu. Bu tür programlar ne yaak ki bir virtüozite gösterisi olmaktan öteye zor geçiyor. Üstelik bu kadar üstün sanatçüar canlı müzik yerine bant kayıtla dans ettiler. Bu arada seyirci mizin de romantik, lirik ve dramatik yapıtlara klasiklerden daha çok ilgi duyduğu bir gerçek. Romantizm baleye çok yakışan bir stil, duygulara dokunmak mürtıkün. Bolşoy topluluğu kuşkusuz çok sağlam bir tekniğe sahip. Gerçi bazı yapıtlarda form eksikliği seziliyordu, ama L. Semenyaka "Uvuyan Gözel" ve "Don Kişot"ta form olgusunu bütün asaletiyle sergiledi. "Kuğu Gölii" ve SaintSaens'da G. Mezentseva'nın fiziği kadar olağanustu lirisizmi ve NaUlya Besmertnova'mn "Giselle"deki yuceliğıni unutmak mümkün değil. Ancak Besmertnova gibi bir Giselle'in yanına bu kadar gösterişe kaçan bir dansçı nasıl yakıştınlmış diye düşünmeden de ederaedim. Yanılmıyorsam, 1961 yılında Bolşoy Balesi'nin bir Ankara turnesinde Besmertnova'yı Fokin'in "Les Sylphides" balesinde prelüd solosunda iziemiştim. O zaman çok da gençti, yine gözlerime inanamamıştım. Sanki zaman durmuştu. Herhalde çağunıa n nadide romantik dansçılanndan ikisi gelip geçti Istanbul'dan. Programın kuşkusuz en etkileyici parçası, Türk asıllı koregraf B. Usmanov'un "lstanbul 20" adlı yapıtıydı. (Programda maalesef yazıh değUdi. Askerin öyküsü dersem belki izleyenler hatırlayabilir.) Modern ve nefîs bir koregrafi, mükemmel bir aktör dansçının yorurnunda. Dimitri Simkin her anı var edebilen Ustün bir sanatçı. Bu ismi geleceğin bir Barişnikov'u, bir Nnreyev'i gibi tanıyaeağınıza inanıyorum. Acaba buyüklük dansçıda mı, yoksa yapıtta mı diye düşündürdü bizleri. Sonra, klasik repertuara güzel bir kontrast "Gopak" dansı. Her türlü özentiden uzak, sahici, Rus ateşiyle dolu bir Rus karakter dansı. Ünlü bir Amerikalı koregrafi hocası, yıllar örice Türkiye"de koregran sanatına nasıl yaklaşacağımız konusunda yaptığımız bir söyleşide, "Önce kendinizdeki enerji >e dinamiği çıkann ortaya. Halk danslannızda da bulabilirsiniz bu elemanı" demışti. Söz konusu "enerji ve dinamik" çok soyut anlamda kullanılmıştı tabii. Bu arada, Bolşoy Balesi'nin çok saygın konuk sanatçılanndan ilk gece sunulan gösteri sırasında meydana gelen teknik aksaklıklardan ötürü özür dilemek istiyorunı. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki teknik kadroya, yaptığı görevin Y6z alll yıllık bir reoertrar Boişoy Balesi'nin istanbul seyircisine sunduğu program, yuz elli yıllık bir repertuvaöneminin anlatılamamış olması nn belli başlı "pas de deux" ve sololanndan oluşuyordu. Ancak bunun bir sakıncası da vardı: Bu tür programlar ne yaak ki bir vırtuozıte gösterisi olmaktan öteye zor geçiyordu. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) çok üzücü bir gerçek. Ünlü bale topluluğu, Atatürk Kültür Merkezi'nde temsiller verdi Nâzım'ın ilk eşi öldti • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Nâzım Hikmet'in ilk eşi Nü/het Hanım, dun sabaha karşı 89 yaşmda öldü. Nâzım Hikmet'in "O mavi gözlü bir devdi / minnacık bir kadın sevdi" diye başlayan şiirine konu ettiği Nüzhet Hamm'ın cenazesi, bugün Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namaandan sonra asri mezarlıkta toprağa verilecek. CazaPdan piyano resitali • ANKARA (AA) Fransız sanatçı Olivier Cazal, 12 ekim cuma günü Ankara'da piyano resitali verecek. Türkiye Filarraoni Derneği ve Ankara Fransız Kültür Merkezi'nin işbirliğiyle düzenlenen resital, CSO Konser Salonu'nda gercekleşecek. Paris Devlet Yüksek Müzik Konservatuvan'nda Pierre Sancan'ın smıfında eğitim gören 27 yaşındaki genç virtüoz, 1981'de konservatuvann piyano bölümünü birincilikle bitirdi. Cazal, 1982'de ıtalya'da ViottiValseisa yanşmasında birincilik, 1988 Barselona Laria Canals yanşmasmda ikincilik kazandı. Aynı yıl ayrıca SaintJeanDeLuz Uluslararası Maurice Ravel Akademisi ödülü'ne değer bulundu. Olivier Cazal, programında Debussy, Ravel ve Chopin'in yapıtlannı yorumlayacak. \ayınevine saldırı • Kültür Servisi 2 ekim pazartesi günü Paris'teki Fayard Yaymevi'ne bir bombalı saldırı düzenlendi. Sabah 5.30'da patlayan bombanın can kaybına yol açmadığı, ancak yayınevinde hasara neden olduğu bildirildi. Fayard Yayınevi, Salman Ruşdu'nun Fransa'daki yayınası Christian Bourgois'u desteklemiş, "Şeytan Ayetleri"nin Fransvzca baskıstnda Gallimard ve Seuij yayınevleri ile birlikte Fayard Yayınevi'nin de adı kitaba basılmıştı. Fayard Yayınevi, geçen mart haziran arası polis koruması altına alınmıştı. Orhun Anıtları • ANKARA (Camhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, Orhun Anıtlan'mn korunması için UNESCO çerçevesinde girişimlerde bulunacak. Türk tarihine ilişkin en önemli eserlerden sayüan Orhun Anıtlan'mn korunmasına ilişkin, başta Moğolistan olmak üzere ilgili ülkeler nezdinde girişimlerde bulunuldu. 17 ekim16 kasım tarihleri arasında toplanacak 25. UNESCO Genel Konferansı'nda sunulmak üzere hazırlanan karar tasansına Türkiye ile birlikte Moğolistan da katılacak. Bıırt Reynolds'ın yeni filmi • Kültür Servisi Bir dönem ABD'nin en çok seyirci çeken erkek oyuncusu Burt Reynolds, son filmi "Breaking ln"de (Soygun) kendinden 10 yaş büyük bir karakteri oynadı. Bill Forsyth'm yönettiği fümde başrolü üstlenen 53 yaşındaki Reynolds, bu rolünün, 1972'de çevirdiği "Deliverance"taki rolünden bu yana en ciddi rolü olduğunu söyledi. Reynolds, özellikle 19781982 arasında art arda beş yıl ülkerün en fazla gişe sağlayan oyuncusu olmuş, bu alanda Shirley Temple'ın rekoruna çok yaklaşmıştı. 1982'den sonra bu başansıru pek sürdüremeyen Reynolds hakkında AIDS'e yakalandığı söylentileri de çıkmıştı. 'Politik' mozayikler • Kültür Servisi Geçen hafta Londra'daki Mall Galerileri'nde Kıbns Rum Kesimi hükümetince düzenlenen "sanat hazineleri" sergisi, Rum yönetiminin Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ne karşı bir politik gösterisi niteliğine buründü. 1980'lerde Magosa kentindeki Kanakarya Kilisesi'nden kaçınlan bazı mozayik parçalarırun da yer aldığı sergi, Ingiliz basınında bazı Uginç açıklamalara da yol actı. "Independent" Gazetesi'nin sanat yazarı Geraldine Norman, sergide yer alan mozayiklerden ikisinin, daha önce Aydın Dikmen tarafından Kıbrıs'tan kacırılan parçalar arasında olduğunu, ancak bu iki parçanın sonradan "sagsalim" Kıbrıs'a döndüğünü yazdı. Norman, daha önceleri olaya adı kanştığı bildirilen Yunan asıllı Londrab sanat uzmanı ve tüccan Yannis Petsopulos'un söz konusu olayda "olumlu" bir rol oynadığını da ileri sürdü. Osmanlı'ya ait en büyük özel koleksiyon satılıyor ATILGAN'ES ARDEVDAN Stirpriz Picasso tablosu • Kültür Servisi Pablo Picasso'nun, uzman yazarlarca kaleme alınmış birçok sanat kitabında kaybolduğu ya da yok edildiği belirtilen erken dönem tablolanndan biri 30 kasımda Paris'te açıkarttırmaya çıkanlacak. Picasso'nun 1905 yümda yaptığı "Les Noces de Pierette" adlı tablonun sanat piyasasının en yüksek fiyatlanndan birine alıcı bulması bekleniyor. Son zamanlara kadar yalnızca eski bir siyahbeyaz fotoğrafıyla bilinen tablonun 30 milyon sterline (yaklaşık 108 milyar Türk Lirası) alıcı bulabileceği ileri sürülüyor. Amerikalı milyoner Henry Myron Blackmer'in koleksiyonu vârisleri tarafından yann Sotheby'de satışa çıkarıhyor. En az 1.5 milyon sterlin değer biçilmesi beklenen koleksiyonda nadide kitaplarm yanı sıra elyazmaları, tablolar, fotoğraf ve resim albümleri ve gazete koleksiyonları da yer alıyor. EDtP EMtL ÖYMEN "~ Osıııaıılı satışta Hacırahmanlı orada kaldı demişti. Yusuf Atılgan'ı son olarak evinde ziyaretim önceki yıl olmuştu. "Anayurt Oteli" fılme alınmış, kiŞimdiki Kadıköy yeni iskelesinin tabın yeni basbsı yayımlanmıştı. Adalar Iskelesı olduğu zamanlar Moda'daki "Buntsj benira inim" da, oradan Eminönü'ne de bir va dediği çalışma evinde saaüerce kopur kaikardı. Adı 'dokuz yirmi' nuştuk. Kaç kaset doldurdum, şjm. ydi. Genellikle Cağaloglu yolcula di hatırlamıyorum. rını taşıyan 9.20, akşam dönüşte Sade bir biçimde, oldukca az eş5.45 adını alırdı. Vapurun değişnıeyen ust güverte yolculan arasında yayla döşenraış evinde rafta duran mımar Selçuk Batur, grafik sanat sıra sıra Birinci paketlerini açıyor, çısı Ferit Erkman, yayıncı Mehmel sohbetröportaj arası anlatıyordu. Ali Yalçın, ressam Mehmet Son "Aııayiırt Oteli"nin fılmini beğenmez, yazar ve eleştirmen Murat mişti. Ama yeni yazmakta olduğu BeJge, şair Eray Canberk, yazar ve rotnan bir türlü ilerlemiyordu. Çok çevirmen Attfla Tokath ve daha şikâyetçiydi. lşkence altında ölümü birkaç edebiyatçı bulunurdu. Yaz anlatacaku romanında. Tahta ağızkış üst güvertede gidip gelinır, ne lığınm ucuna takuğı Bırincileri arşeli espriler, azıak da dedikodu ya dı ardına tüttürüyor, sıkıntısım oldukça açık bir şekilde belli ediyorpılırdı. du. Orada kenarda güleç yuzuyle biri Titiz bir yazardı Yusuf Atılgan. dururdu hep: Vusuf Atılgan. Henüz onu tanımadığım 1975 ya da "Mürşit" demişti o sohbette, "Ben 1976'da günlerce, aylarca sessizce Viis'at O. Bener'i çok begenirim. onu izlemis, sonunda Ferit Erk Onun 'Buzul Çağının Virüsu' adlı man'a sormuştum, "kim bu" di kitabını oknyordum geçenkrde. Bir ye. O lanıtmıştı bana onu. Oysa yerde bir cumleye rastladım, bana birkaç kez sohbet etmiştik o güne tanıdık geldi. Bir de baktım, aynı ciımkvi ben de kullanmışını. Hekadar. mrn karaladım". Sonradan ve haAradan yıllar geçti. 1983 yılında bersizce yazılan b\r cumlenin ne saMurat Belge, Yusuf Atılgan'tn ki kıncası olabilirdi ki. Ama o öyle taplannı biz basacağız dediğinde düşünmüştü. çok sevindım. O zaman ttetişim "Gerçek sevgiyi arayan, böyleYayınlan'ndaydım. Yusuf Atılgan ce korkuluksDz köpriiden ynvarelinde naylon torbasıyla çıkageldi lanmamaya çalışan "Aylak bir gün. "Aylak Adam"ın diızelAdam" kiiçük bir kasabadaki otetilmiş kopyasını getirmışıi. Azıcık lin kfltibi olan Zebercet'in cinsel sohbet ettik, kendisine yeni çıkan yönıi ağır basan yabanalaşmasının kitaplardan gönderümesini rica ve kimlik arayışımn bir anlamda ederek aynldı. hastalık boyutlanna varan sonuç"Aylak Adam"ın >eniden basıl lannın anlatıldıgı" Anayurt Oteli; masuıa en çok heyecanlananlardan "Bodur Minareden Öte" ve çocuk biri de Mehmet Sönmez oldu. "Ka kitabı "Ekmek Elden Süt pağını ben yapayım. Mürşit" dedi. Memeden" bize Atügan'dan kalan Kitabın dizgisi bıtmiş, baskı başla yapıtlar. Bir de tamamlanmamış mış, ama kapak bir turlü çıkmıyor romanı. Manisa'nın Hacırahmandu Mehmet Sönmez'den. Neyse so lı köyünden çiftçi, sinema ve edenunda geldi. Sönmez orijinalini im biyat tutkunu Yusuf Atılgan 27 zalayıp Yusuf Atılgan'a vermemi Haziran 1921'de başladığı yaşam rica etti. Biz kapağj onun istediği serüvenini 9 Ekim 1989'da noktagibi basamadık ama, çizgileri gö ladı. tki ay önce geçirdiği beyin rünce Mehmet Sönmez'in neden bu ameliyatından sağ salim çıkmış, kadar kıvrandıgmı da anladım. Ni doktorlann izniyle köyıine gitmetekim sonraları Yusuf Atılgan, "Ne ye hazırlanıyordu. Her yıl giderdi, güzel, Um da diişıinduğiim gibi" bu yıl kalbi bırakmadı. MÜRŞİT BALABANLILAR Rtişdü davadan vazgeçti • Kültür Servisi Fransız ayhk "Passages" Dergisi'nin, "Şeytan Ayetleri"nden yaptığj alıntılan yazann ve Fransız yavıncısının izni olmaksızm yayımlamasından sonra Salman Rüşdü ve yayıncısı, derginin Yayın MüdUrü Emile Mallet hakkında tazminat davası açmışlardı. Yayıncı Emile Mallet, Rüşdü'ye ödeyeceği 49.999 frank ve yaymcısı Christian Bourgois'e ödeyeceği sembolik 1 frank karşılığında davadan vazgeçilmesini teklif etti ve teklifı Salman Rüşdü tarafından kabul edildi. LONDRA Atina'da "esld bir Rum evi"nde yaşayıp geçen yıl ölen, hayatınm son 20 yılını antika kitap toplayarak geçiren Amerikalı milyoner Henry Myron Blackmer'in koleksiyonu varisleri tarafından satılıyor. Sotheby fırmasınca 1113 ekim tarihlerinde 1515 parça olarak saulacak koleksiyonda Yunanistan, Türkiye, Mısır, Filistin ve yabancıların " L e « n t " dedikleri Yakındoğu kültür ve sanatına ilişkin nadide kitaplardan başka el yazmalan, tablolar, fotoğraf ve resim albümleri, gazete koleksiyonlan du bulunuyor. Koleksiyona en az 1.5 milyon sterlin değer biçilmesi bekleniyor. Sotheby'nin satışı yönetecek kitap uzmanı David Park, "Bu, şimdiye kadar yaptığımız en kapsamlı ve buyük kitap satışı olacak. Özellikle en pahalı eserler arasında Osmanlı donemine ait tablolar yer alıyor" dedi. Satılacak eserler arasında uzmanlann "en nadide" diye niteledikleri tablolar 179O"da lstanbul'u gösteren ve Clara Mayer* in resmettiği Boğaziçi manzaralan. İstanbul'da görevli Ingiliz Buyükelçisi Sir Robert Ainslie'nin maiyetinde çalışan Loigi Mayer'in eşi olan Clara, resme meraklı olan Ctara MtfM^n Bo^azlçi mmzaratatı B.dCKmer koleksıyonundakı yapıtlar arasında "en nadide" diye nitelenen tablolar, 1790da lstanbul'u gösteren, Clara Mayer'in Boğaziçi manzaralan. İngiliz BGyukelçisı'nm maiyetinde çalışan Luigl Mayer'in kansı Clara, resme meraklı olan kocasının ölümu uzerine onun bıraktığı yerden tablolara devam etmiş. kocasının ölümü üzerine onun bıraktığı yerden tablolara devam etmiş. Tarabya koyu, Dolmabahçtfden Sarayburnu'na ve Üskudar'a bakış gibi bugün artık olmayan göruntüleri ebedileştiren Clara'nın tablolan için başlangıç fıyatı 40 ila 60 bin sterlin. Sadece satış fıyatı 35 sterlin (yaklaşık 122.500 lira) olan ve ağırlığı neredeyse 3 kiloya varan katalogdaki hemen her eser, Osmanlı döneminin izlerini taşıyor. tster Mısır'da Süveyş Kanalı ile ilgili parçalar olsun, ister Filistinde Kudüs'le ilgili tablolar olsun, hepsinde Osmanlı izi var. Ancak en nostalji uyandıracak olanlar kuşkusuz tstanbul görüntületi. Hele, ingiliz ressam Henry Aston Barker'm herhalde galata Kulesi'nden bakarak 1813'te yaptığı ve üç buutlu izlenimi veren panorama Akuatınta tekniği ile el boyama yapılan panorama Sarayburnu'ndan başhyor, doğuya giderek Süleymaniye, Haliç, okmeydanı ve Dolmababçe'den dolaşarak başladığı yere dönttyor. Koleksiyondaki ilginç eserlerin özetini çıkartmak bile zor. Ancak, ilk resimli Türkçe eser (1729), Latince yazüan bir Türkçe gramer kitabı (1670), Turabi Efendi'nin Türkçe yemek kitabı (1684), Fransız dilinde bir Türkçe gramer kitabı, ki bu da Türkiye'de Latin alfabesi ile basılan ilk kitap (1730). Harfler örel olarak Fransa'dan Istanbul'a gönderilmiş ve tbrahim Müteferrika'nın basımevinde Jean Baptiste Holderman'ın çok aranan, dönemin belki de bestselleri, tbrahim Müteferrika tarafından basılmış. Yazan kitabın basıldığı yıl lstanbul'da ölüyor. ölümünden önce Fransız dilinde Ermeni gramerine başlamış, ama bitirememiş. Türkçe gramer için fıyat 2 ila 3 bin sterlinden (11 milyon lira) başlıyor. Seyahat kitaplan da gayet ilginç. Özellikle Fransız seyyah Louis Dupre'nin 1819'da Atina ve lstanbul seyahatlerini anlatan notları ve 40 litograf en azından 15 ila 20 bin sterline (70 milyon lira) satılacak. Osmanlı dönemi kılıkkıyafetinin yer aldığı kostüm albümleri arasında ise nadide bir eser, 1775'te Paris'te yayunlanan ve 96 tablodan oluşanı. Bu da bir o kadara alıcı bulacak. tstanbul'a ait en eski seyahat kitabında bir de kentin planı var. Ama 1598 tarihli. ttalyan Guiseppe Rosaccio^ nun eserine yaklaşık 13 milyon lira isteniyor. Oskar Davico öldü • Kültür Servisi Sırp şair Oskar Davico 2 ekim pazartesi günü Belgrad'da öldü. Seksen yaşında ölen Davico, 19261928 yıUan arasında, Paris'te okuduğu yıllarda gerçeküstücülerle tanışmış, Belgrad'a dönüşünde, ilk Sırp gerçeküstücü grubuna katıhnıştı. 30"lu yılların başında komünist harekete katılan Davico, 1933'te tutuklanmış, 5 yıl içeride kaldıktan sonra savaşın patlak vermesiyle kurtulmuştu. Çakmaklı, Kanada sergisinde • Kültür Servisi Kanada'da Vancouver'de açılan "Başkalarının Korkusu" adlı uluslararası sergide, Onıç Çakmaklı da iki tablosuyla Türkiye'yi temsil ediyor. 35 iilkeden 332 sanatcının katıldığı sergide tek Türk ressamı Oruç Çakmaklı. Serginin amacı, ırk aynmcüıiı ve her türlU baskıya dikkatleri çekebilmek, insan ilişkilerini olumlu etkileyebilecek gelişmeleri yaratabilmek için dünya sanatçilannm yapıtlannı gündeme getirmek. On yılı aşkın bir süredir ABD'de yaşayan mimar, ÇİZCT ve ressam Çakmaklı şu sıralar Bilkent Üniversitesi'nde dersler vermek üzere Ankara'ya gelmiş bulunuyor. ATILGAN İÇİN NE DEDİLER? Trabzon Deviet Tiyatrosu Trabzon Devlet Tiyatrosu 19891990 sezonunu 19 ekim perşembe günü,. Haldun Taner'in yazdığı, Macit Flordun'un yönettiği "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" adh oyunla açıyor. Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda bu sezon aynca, Serhat Nalbantoğlu'nun yönettiği "Çil Horoz", Turgut özakman'ın yazdığı "Töre" adlı oyunlar da oynanacak. • Kültür Servisi AST perdesini açıyor • ANKARA (AA) Ankara Sanat Tiyatrosu, perdesini 13 ekim cuma günü, geçen yıl sergilemeye başladıklan "Sacco ve Vanzetti" ile acacak. Topluluk, kasım ayı ortalannda Nâzım Hikmet'in yazdığı "Yusuf ile Menofis"i sahnelemeye başlayacak. Yümaz Onay'ın yönettiği oyunun müziklerini Nurettin Özsuca, dans düzenini Mehmet Yavuz, çevre düzenini Sertel Çetiner hazırhyor. Oyunda Altan Erkekli, Altan Görgün, Erol Demiröz, Jale Aylanç, Mehmet Ulay, Yaşar Akın, Koray Ergun, Ali Erkazan, Ali Gül, Şebnem Erkekli, Nurhan özenen ve Serpin Sükan rol alacaklar. Topluluk, çocuk oyunu "Pırtlatan Bal"ı da 20 ekimden itibaren sahnelemeye başlayacak. rmuzîK Türk yazınına adını kazımış bir kişiydi Kültür Sanat Y u s u f Atılgan'ın ölumü uzerine şair ve eleştirmen Ahmet Oklay, yazar Seiina tleri, şair ve çevirmen CevaJ Çapan, Atılgan'ın "Anayurt Oteli" romaıunı beyazperdeye aktaran yonetmen Ömer Kavur ve yazar Hulki Aktnnç şunlan söylediler. Abmet Oktay: Daha ilk romanıyla Türk yazınına adını kazmış bir kişiydi. Aylak Adam'da kanıtladıgı ustalıgını, yeniliğini Anayurt Oteli'nde doruğa çıkardığı da kesin. Bodur Minareden Öte adlı kitabında topladığı oyküleri de unutulmaz urunlerdır. Piyasa koşullanna yenilmemeyi, kendi köşesinde sözünü güçlendirmeyi başaran ender yazarlanmızdandı Atılgan. uerçekten üzüldum. Scihn tleri: Çağdaş edebiyatımıza eşsiz iki roman armağan etmiştir. özellikle Anayurt Oteli, benim gibi bazı çok kötu okurlann ilk okuyuşta ka\Tayamadığı bu baş yapıt, cumhuriyet tarihimizın sosyolojisıne sanatın perspektinden bakıyor, benzeri pek olmayan modern bir roman nueliği taşıyordu. ölümü için söyleyecek söz bulamıyorum. Çok üzüldJm. : İlk kitabı Aylak Adam'la 50'li yılların başında olgun bir yazar olarak adını duyurmuştu. Daha sonra Bodur Minareden Öte ve Anayurt Oteliyle öykü ve romandaki ustalıgını pekiştiren yapıtlar verdi. Bireysel yaşantıyla toplumsal sarsıntüann çakışmasım yansıtan roman ve öykülerinde yerli malzemeyi yenilikçi bir anlatımla okurlanna aktarabilen sayılı yazarlanmızdan biriydi. Ölümü Türk edebiyatı için büyük bir kayıp. Ömer Kavur: Saygıdeğer ve sevdiğim bir insandı. Çelebi bir kişiliği vardı. Yazdıklanna olağanüstü bir ftzen gosterirdi. Sanıyorum, edebiyatımızda yeni bir akımın önderi sayılabilirdi. Romanını uyarlamış bir sinemacı olarak ona her zaman için en büyük şükran duygulanmı dile getirebilirim ancak. Edebiyatımız için buyuk kayıp. Hulki Aktunç: Kimüeri yol açar, yol açmaya çalışır. Kımileri açılmış yollan yeğ lutar. Yusuf Atdgan bir çile erbabıdır, birincilerdendir. Akraba sayardık birbirimizi. Ve bu benı çok mutlu ederdi. Şimdi kolumun kanadımın kırüdığını hissediyorum. Fethi Arda Sergisi • ANKARA (ANKA) Ressam Fethi Arda, 2. kişisel sergisi olan "Soyutlar Resim Sergisi"ni 10 ekimde Arda Sanat Gakrisi'nde açacak. Sergi 20 gün boyunca izlenebilecek. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nden mezun olan Fethi Arda, 1966'da Salzburg'da Emilio Vedova ile, l%768 yılında ise Paris'te Henri Goetz ile çalışma ve incelemeler yaptı. 1970 yıhnda DYO, 1969 yılında Sanat Tenkitçileri Cemiyeti'nin yarışmalannda mansiyon, 1982'de TPAO Atatürk Resim Yarışması'nda birincilik ödülü kazandı. 1984 yılında Ankara Sanat Kurumu tarafından "Yıhn Sanatçısı" Ödülü'nü, 1986'da ise 47. Devlet Resim ve Heykel Sergisi "Başan ödülü"nü aldı. Sanatçımn yurtiçi ve yurtdışıhda, özel ve resmi koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor. TUKENDI 2 . BASKI B A Y İ N İ Z DE UGÜN • Öyle bir öykü Bulunmaz Tiyatrotstanbul Sait Faik'in "Oyle Bir Öykü"sünü saat 18.00'desergileyecek. • Piyano resitali Olivier Cazal saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir piyano resitali sunuyor. • ŞahikaTekand'la söyleşi Sinema oyuncusu Şahika Tekand'la yapılacak bir söyleşi saat 20.30'da Maarifliler Evi'nde (Dr. Esat Işık Cad. Keresteci Aziz Sok. 20Bahariye) gercekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle