18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 10 EYLÜL 1988 Peşmerge kampında ziyaret sevînci Türkiye'nin ana muhalefet liderini görmekten memnun olduklannı vurgulayan peşmerge lideri Ferik Faruk, înönü'nün "Eğer burada kalacaksamz Türkiye'nin yasalarına uymak zorundasınız" sözlerine, "Savaşmak isteyen o tarafagitsin" yanıtım verirken, Irak topraklannı gösteriyordu. Peşmergeler, "Saddam rejimi devam ettiği için dönmek çok zor. Savaşamıyoruz bile. Kimyasal silahlar var. Saddam'm affına da inanmıyoruz." diye konuşuyorlar. İDRİS AKYÜZ ÜMİT ASLANBEY SİLOPİ Dicle kenan, sınır boyunca askeri kulelerin cıhz ışıklarıyla aydınlanırken, biraz ilerde Silopi'deki Hacı Konaklama Tesisleri'nden dönüştürülen raülteci kampı da bir günu daha noktalamaya hazırlanıyordu. Ama yanılıyordu... Onlarca araç, korna ve türkü sesleriyle kapısına dayandı tam bu vakit. Peşmergeler yemek, ekmek aimak için çökerek oluşturdukları kuymktan, kadınlar ve çocuklar sadece rengine yabancı oldukları beyaz çadırlanndan fırladılar, merakla baktüar. Türkiye sınırlarından gireli beri, ilk kez böyle bir ziyaretle karşılaşıyorlardı. Gelen kimdi? Ana muhalefet partisinin referandumdaki "hayır gezisi" nin program dışı bir durağıydı Silopi'deki multeci kampı. Ürkek kamp sakinlesöylüyordu. Arkadaşı Yasemin'i burada bulamamıştı. Tel örgü ve duvarlarla çevrili kamp yerinin güneyinde kurulmuştu çadırlar. Kadınlar, akşam yemeğınin hazırlığ] içerisinde yaktıkları ateş Üzerine koymuşlardı tencerelerini, çaydanlıklarını... SHP Genel Başkanı çadırlara giriyor, peşmerge ve aileleriyle poz veriyordu fotorauhabirlerine.Çocuklann şaşkınlığı biraz daha artıyordu. tnönii, isimlerini soruyor, ama onlar sorulam anlamıyorlardı. Ana muhalefet lideri, "burada kalmayı isteyip istemediklerini" öğrenmek amacıyla durmadan sorular soruyordu herkese. Yanıt ise hep aynıydı: "Saddam rejimi devam ettiği için donmek çok zor. Savaşamıyoruz bile. kimyasal silah var. Saddam'ın affına da inanmıyoruz. Türk hükumetinin yasalanna uyacagız. Şn anda dönup dönemeyeceğimiz de belli degil topraklanmıza." Inönu'nün yaklaşık bir saat süren ziyareti, yemek bekleyişini de uzattı. Kuyruklarda kıpırdanmalar, yüksek sesle konuşmalar, ardından da kopmalar oldu. Bu sırada doktordan kampın' sağlık durumu ile ilgili sağlık raporu geldi. Dr. Mehmet Şerif Yıldız'a göre, kamp sakinlerinde önemli bir hastalık yoktu, sadece küçuk çocuklarda "bagırsak enfeksiyonu" saptanmıştı. Onlar da, iki hemşire ve 8 sağlık memuru tarafından tedavi altına alınmıştı. Tifo şüphesi üzerine bazıları hastaneye gönderilirken, sıtmaya karşı da tahlil için herkesten kan alınıyordu. tnönü, sloganlarla girdiği Silopı mülteci kampından, yine aynı sloganlarla çıkıyordu. Nusaybin yoluna düşunce de, konvoy halindeki kamyonlarla Diyarbakır'daki diğer mülteci kamplarına taşınan peşmerge ve ailelerine, Güneş1 otobüsünün ön camından el sallıyordu. Farlann aydınlattığı donuk yüzlerde ise sadece tedirginlik okunuyordu. înönü 1 nün geceyi geçireceği Nezirhan Tesisleri'nin önündeki boş > alan, kamyonlar dolusu mülteciye yatak oluyordu. tnönü Silopi'de mültecilerin sorunlannı dinledi Bavyera Gecesi tstanbul Haber Servisi Alman Luflhansa şirketinin Hilton Oteli'nde düzenlediği "Bavyera Gecesi" yapıldı. Geceye tstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da katılarak bir konuşma yaptı. Dalan Almanya'da geçirdiği öğrencilik yülanndan anılar anlattı. Açılış konuşmasmı yapan Lufthansa şirketinin Türkiye temsilcisi Bob Jancke, "Bu geceyi, Türkiye'de geçirdiğimiz başanlı yılların bir ifadesi olarak düzenledik" dedi. Bavyera müziği ve dansları sunulan gecede davetliier arasmda tstanbulAlmanya uçak bileti çekilisi yapıldı. (Fotoğraf: Upur Günyüz) 'Semra Ozal Başbakan9 YEMEK ÇİLESİ 5 l i üımikede kuyrufia girip ellerinde tencereyle yemek beklemek mültecılerden kiminin gururuna dokunuyor "Ûğleden beri bekliyoruz Çoluk çocuk aç. Yemek vermediler, ama gururumuzla oynamasınlar" diyordu. Mültea çocukJan çadıriara ginp kendileriyie konuşan SHP Genel Başkanı Erdal Inönu'nun kendilenne sorduklarını anlamadılar. ama biriikte poz verirken şaşkınlığın yanı sıra aranıp sorulmanın sevmcını yaşadılar (Fotoğraflar Caner GörenAA) ORDU (Cumhuriyet) DYP eski Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ordu 'da yaptığı kapalı salon toplantısında 25 eylülün erken cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirtti ve "Hacı Turgut Özal Cumhurbaşkanı, Hacı Annemiz Semra özal da Başbakan olacaktır" dedi. Artık Turk parasının kaderini Merkez Bankası yerine, darphane müdürlerinin tayin ettiğini öne süren Cindoruk, konuşmasmı şöyle sürdürdü: "Gazetelerin tirajı düştü. En çok kâğıt, Türk parası basımına harcanıyor. Türkiye ijlas etmiş durumdadır. Bugün okul, kaymakamlık binası açmaya kadar düşmüş olan Başbakan, yakmda umumi tuvalet bile açar." GüzeVin referandum açıklaması nnin yanı sıra, görevli astsubay çavuş için de beklenmedik bir durumdu. Beklenmeyen misafirleri içeri almadı ilkin. önce SHP Genel Sekreter Yardıması Tufan Doğu ile tartıştı. Sonra da diğer milletvekülerinin karışmasıyla tartışma şöyle gelişti: Yelkim yok, ben alamam. Kim yetkili? Silopi kaymakamı. Irtibat kurun. Irtibat kuracak aracınuz yok. Burayı her vatandaş ziyaret edebılır. Kaldı ki, ana muhalefet parlisı genel baskanı ve milletvekilleri... Yetkimiz yok. Ana muhalefet partisi genel başkanı gelıyor. Kimseye karşı bir şeyimiz yok. Biz Turkiye Cumhuriyeti'nin polisiyiz, askeriyiz. Fark gözet miyornz. Biz araç verelim size, kaymakama gidin. Olur. Bu arada, bir yandan da TV kameramanının çekimine engel olmaya çalışan görevli, Tufan Doğu'nun sen tepkisiyle karşılaştı: Terbiyesizlik etme. Elinde sigarayla 'yahu' diye milletvekilleriyle, ana muhalefet partisi genel başkanıyla konuşamazsın. Ardından kaymakamdan telsiz kanahyla izin çıktı ve içeri girildi. Kamp yerine dönüştürülen tesisler, Diyanet Işleri Vakfı'nın "hacı topUnma" merkeziydi. 600 yataklı otel henüz tamamlanmamıştı, ama diğer sosyal hizmet birimleri çalışır durumdaydı. Guçlü ışıklar çadırların olduğu kadar, seyyar mutfağın da üstüne vuruyordu. Akşam yemeginde pirinç pilavı, karpuz vardı. Ekmek azdı. Mülteciler 5'li turnikede kuynığa girmiş, ellerinde yamn yumru birer tencere, "aş" bekliyorlardı. Kimilerinin gururuna dokunuyordu bu bekleyiş. Bu sırada Inönü'ye doğru koşan bir peşmerge, "Öğleden beri beküyonız, çoluk çocuk aç. Yemek vermediler, ama gururumuzla da oynamasınlar" diyor, sonra da çadınna doğru yurüyordu. 5 bine yakın insan 600'e yakın çadırda bannıyordu. Yaşadıklan korkulu günlerden sonra belki de ilk kez mutluluğu yeniden tadıyorlardı, eksikler olsa bile... Biliyorlardı, bu bir "Anka kuşu" misali, "yeniden doğmak" değil. Biliyorlardı, topraklan çok yakındaydı, ama haritada "bir çizikle" işaretlenerek aynlmıştı... Türkiye'nin ana muhalefet liderini görmekten memnun olduğunu belirten peşmerge lideri Ferik Faruk, Inönü'nün "Eğer burada kalacaksamz Türkiye'nin yasalanna u>mak zorundasınız" sözlerine, genç yaşının heyecaruyla "Savaşmak isteyen o tarafa gitsin" diye yanıt veriyor; eliyle de, karşıdaki Irak topraklannı işaret ediyordu. Bir başkası ise Inönü'ye yaklaşıyor ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk aracılığı ile "İsmail Muhammet yakınım, hastaneye kaldırdılar, haber alamadık" diyerek yardım istiyordu. Guneşten yüzu yanmış, yanakları al al küçük kız çocuklan merakla izliyordu SHP Genel Başkanı'nın çevresindeki kalabalığı. Yanına yaklaşıp adını soruyoruz, bizi anlamıyor. Bu sırada Türkçe konuşan bir başkası yardımcı oluyordu. Adı Rabia idi. 12 nufuslu bir ailenin 9. çocuğuydu. Annesi ve babasıyla birlikte geldiklerini KAHRAMANMARAŞ (AA) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, referandumda halkın vereceğı kararı saygı ile karşılayacaklarmı belirterek "Referandumda yüzde 100 'hayır' çıksın, bunun hükümetin kalmasıyla, gitmesiyle hiçbir ilgisi yoktur" dedi. Bakan Güzel, Kahramanmaraş'ın yeni ilçesi Çağlayancerit'te kaymakamlık binasını hizmete açarken yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Türkiye'de zaman zaman askeri mudahaleler oldu ve anayasa değişti. ilk defa halkımız kendi anayasasmı, kendini idare etme şeklini kendisi kararlaştıracaktır. Referandumu bunun için yapıyoruz." İzmir'in kurtuluş yıldönümü IZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) tzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 66. yıldönümü, törenlerle kutlandı. Törenlere Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı 'Kaya Erdem' ile Tarım Orman ve Koyışleri Bakanı Hüsnü Doğan da katıldu Kadifekale'den top atışları ile başlayan kurtuluş günü kutlamalan, Cumhuriyet Alam'nda sürdü. Daha sonra Vali Nevzat Ayaz ve Belediye Başkanı Burhan özfatura, kutlamalan kabul etti. Hükümet konağı Onünde yapılan geçit töreni öncesinde konuşan Vali Ayaz ve özfatura, 9 Eylül'ün anlam ve önemini dile getirdiler. FRANSA L'Express Iraklı Kürtiere yardım önerisi Hakkâri bölgesinde inceleme gezisi yapan Dünya Tabipleri adlı dernek üyesi bir Fransız doktorun düzenlediği basın toplantısma katılan Insancıl Eylem Bakanı Kouschner, Iraklı Kürtler konusunda Türkiye'den övgüyle söz etti. Bölgeyi izin almaksızın gezen doktor Benedetti ise kimyasal gaz kullanılması konusunda, "Klinik teşhis kullanıldığını gösteriyor. Ancak biyolojik inceleme yapılmadan yüzde yüz kullanıldı diyemeyiz" dedi. SABETAY VAROL PARlS Hakkâri bölgesinde 5 günlük bir inceleme gezisinde bulunan "Dünya Tabipleri" adlı dernek üyesi Fransız doktor Benedetti, Paris'te düzenlediği basın toplantısında izlenimlerini anlattı. Basın toplantısma katılan Fransız hükümetinin "Insancıl Eylem" Bakanı ve derneğin eski başkanı Bernard Kouschner, Türkiye'den övgüyle söz ettı. Doktor Bernard Benedetti, bölgeye 28 ağustostan başlamak üzere 5 günlüğüne gittiğini, Irak kuvvetlerince, Kürtler üzerinde kimyasal ga 7 kullanıhp kullanılmadığını araştırdığını açıkladı. Bakan Kouschner ise hukümetinin, sığuıanlara yardım için Türkiye'ye başvunıda bulunacaklannı belirtti. Savaş ve doğal afetlere uğrayan dünyanın çeşitli bölgelerine tıbbi yardım gönderme faaliyetleriyle tanınan iki Fransız kuruluştan biri olan "Medecins du Monde"un Paris'teki genel merkezinde duzenlenen basın toplantısma katılan Michel Rocard hükümetinin bakam, basın toplantısını duzenleyen doktorlann bulunduğu masaya çağnldığında, önce biraz tereddut geçirdi. Sonra "Bir yere geldikten sonra, çekinmemek lazım" deyip kursuye geldi. Fransa'nın tanınmış şahsiyetlerinden olan ve sosyalist hükümette "Sivil toplumun temsilcilerinden"sayılan Kouschner, "Türkiye'nin sıgınan Kürtleri ağırlaması dikkat çekici, süratli ve etkili oldu. Kamplarda dunım nisbeten iyidir. Birkaç yıl önce bu, hayal bile edilemezdi. Turk dosdanmıza resmi yoldan yardım teklifinde bulunacağız" dedi. Bölgeyi, "izin almaksızın" gezen ancak Türk resmi makamlarırun artlayışıyla karşılaştığım anlatan doktor Bernard Benedetti de koşullann iyi olduğunu belirtmekle birlikte, göçmen kampları konusunda uzman olan kendi derneklerinin yardım ekipleri gönderme ısteğinde bulunduğunu, ancak uluslararası yardım taleplerinin Türk hükümetince kabul edilmediğini söyledi. Benedetti, Fransız basın mensuplannın, bu talebi geri çevirmenin nedenini sormaları uzenne Uluslararası Kızıl Haç, Uluslararası Af Örgütü, BM Mülteciler Yuksek Komiserliği gibi birçok resmi ve gayri resmi kuruluşıın girişımde bulunduğunu, ancak hiçbırinin kabul edilmediğini tekrarlayarak nedenini bilmediğini vurguladı. Irak'ın kimyasal gaz kullanması konusunda ise doktor Benedetti, "Knnik teşhis kullandıklannı gosteriyor. Aynı şekilde vuzlerce tanık var. Ancak bi>olojik inceleme yapılmadan, ki bu da ancak laboraluvarda yapılabflir, yüzde yüz kullanıldı diyemeyiz. Hastalann bir çoğunda apış aralannda 'dermatoz bouleuse' gorulmesi bu olasılığı çok kuvvetlendiriyor" dedi. i Batının Ibrahim Tathses'ten okul ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Ünlü ttirkucu Ibrakim Tatlıses, memleketi olan Şanlıurfa'da doğduğu mahalleye ilkokul yapiıracağını açıkladı. Tatlıses, üç günden bu yana arsa aradığını bildirdı. Arsası belediye tarafından sağlanacak olan 10 derslikli ilkokul için 300 milyon lira harcayacağını belirten Ibrahim Tatlıses, "Belediye başkammız hacı adamdır. Annemi görmeye gelmiştim. Bana, 'Bu memlekete bir şeyler yap' deyince, kıramadım. En iyi yatırımm okul olacağmı düşündüm. Okulu en kısa zamanda tamamlayacağım" dedi. korkakhğı Derginin başyazarı, Irak hükümetinin Kürtler üzerinde gerçekleştirdiği askeri ve kimyasal saldırılar karşısında Batılı kamuoyunun sessiz kaldığım hatırlatıyor. U Ş KORKUSU 0n iki saatiık yolculuktan sonra Dicle kıyısındaki kampa gelen mülteciler, şımdılık hallennden memnunlar, ama kış aytannı düşununce büyük bir umutsuzluğa kapılıyoriar Iraklı sığınmacıların en zor yolculuğu ERGUN AKSOY DtYARBAKFR Hakkâri'nin Uludere ilçesinden kamyonlarla on iki saat süren yolculukla gelmişlerdi. Dicle kıyısındaki kampa. Yaşamlannın belki de en uzun yolculuğunu yaprruşlardı. Yorgunluklarını giderdikleri çadırlardan sabahın ilk ışıklarıyla kalkan Iraklı sığınmacı Kürt kadınları, yoğun bir çabaya girmişlerdi. Aralıksız çamaşır yıkıyor, çadırlann çevresini süpürüyor, eşyalannı yerlejtiriyordu kadınların çoğu. 55 yaşındaki Hevve Zenne, öbür kadııılardan farklı bir uğraştaydı. "Mi Malahı Barkınye" dedi Ugilendiğinıizi görünce. (Çok şükür, evi taşıdık)... Kuşbaşı durumuna getirdiği etleri ateşte pişirmeye çalışan Hevve Zenne "lavık" (erkek çocuk) dedi ilkın, "gecik" dedi sonra. " Z a n " (çocuklan) duşünduğunu anlatmaya çalışıyordu. Çevirmenin yardımıyla anlayabildik ne demek istedığini: Çocuklar gunlerdir iyi yemek yiyemedi. Takattan düstüler. Şimdi bu güzel eti yiyecekler. Aslında kendilerini bildiklerinden beri göçüyorlardı. Bir anlamda göçerlik alınyazılarıydı belki, ama böylesı değil. Hep bildık topraklarda göçmuşlerdi daha önceleri. Ya iklim koşuiları zorlamış, sıcak bölgelerden serin yaylalara. Daha sonra soğuyan yaylalardan ılıman bölgelere goçmüşler ya da Irak ordusundan kaçmışlardı. Son kaçışa değin hep kısa olmuştu goçleri. Göçe, kaçmaya alışkındı kadınlar, ama böylesine değil. Bu kacış, alışkın oldukları göçlerin hiçbirine benzemiyordu. ölumkalım savaşı vererek, yorucu, çileli yolculuğun ardından geldikleri Diyarbakır'da Dicle kıyısındaki kampta her şeye karşın yaşıyor olmanın sevmesiyle yuzleri gülüyordu. Kadınların yuzlerindeki ışıltı daha bir farkhydı. Bir çırpıda yapüklan çevre temizliğinın ardından çamaşıra saldıran kadınlar, onca işin arasmda çocuklan yıkamadan edemiyorlardı. Kampta gunluk yaşam, daha sığınmacılar geleli yirmi dört saat olmadan olağanlaşmıştı sanki. Kadınlar ustlerinden hıç atamadıklan kuşku ve korkulanm çadır işleriyle haşır neşir olarak gizlemeye çaiışırken, erkeklerin kaygıları yüzlerinden okunuyordu. 32 yaşındaki peşmerge Ekrem Ay, kaygılanm şöyle dile getirdi: Kışın bu çadırlarda yaşanmaz. Çoluk çocuk hasta oluruz. Bize bir ev, bir mekân verilse iyi olur. Bu arada, rastladığımız Vali Yarduncısı Akif lkbal'a yöneltiyomz Ekrem Ay'm içini kemiren kuşkuyu. Akif İkbal, "Bunu ben bilemem, bölge valiliği bilir" dıyor, "Hatta onlan bile aşar. Hükümetin bileceği is". Kampın iç guvenliğinden sorumlu, Barzani'nin komutanlanııdan Albay Salih Hacı Hüseyin, gunluk sorunlarla uğraşmayı daha uygun bulmuş görünuyor. Turk yetkililere en fazla yardımcı olanlardan biri Albay Salih. Başı sıkışan ona başvuruyor. Kamp içindeki gezintimiz sona ermeden çocuklaıın kamını doyuran Hevve Zenne"ye rastlıyoruz yine. Hevve ^ n n e daha bir mutlu. "Teze çadıra mihaye" diyor. (Artık bir çadırımız var). SABETAY VAROL PARİS Sağ muhalefete yakınlığıyla bilinen haftalık L'Express Dergisi'nin son sayısında, Kuzey Irak'ta meydana gelen olaylarla ilgili bir yazı yayımlandı. Derginin başyazarı Yves Cuan'nun kaleme aldığı yanda, Irak hükümetinin Kürtler üzerinde gerçekleştirdiği askeri ve kimyasal saldırılar karşısında Batılı kamuoyunun sessiz kaldığı hatırlatılıyor. Yazı bölgede yaşayan Kurtlerin nufusunu toplam 20 milyon olarak gösterdikten sonra, "Ülkeleri ne tip bir rejim alünda bulunursa bulunsun, Ankara, Bagdat ve Tahran asla buyuk Kurdistan'ın kurulmasını kabul edemez. Çünkü böylesi bir gelisme hem kendi sınıriannı değistirecek hem de bu ülke\i yoğun bir nüfustan mahrum edecektir" deniyor. Sevr Anlaşması'mn Ermenilere olduğu gibi Kürtlere de bağımsız bir ülke kurma hakkı verdiğini belirten L'Express başyazarı, Lozan Anlaşması'yla bu hakkın geri alındığım ifade ediyor ve bu tarihten itibaren Kürtlerin bağımsız devlet kurmak için girişimlerini ayn ayrı ele alıyor. Cuau, 1975'te tran Irak arasında anlaşmaya varılmasıyla Kurtlerin nasü darbe yediğini de belirttikten sonra, "Eylül 1988'de tarih, geniş şekilde tekernir etti. Cesaret ve savaşçı özeUiklerine rağmen, peşmergelerin dnzenli ve kendini yenilemiş Irak birlikleri karşısında en nfak bir şansı yok" diyor. Yazıda, Batılı ulkelerin de kendi petrol gereksinmelerini karşılama endişesiyle, bölgede cereyan eden vahim gelişmelere göz yumduğu iddia ediliyor. L'Express Dergisi'nin yazan, yazımn son bölümünde iki tehlikeden soz ederek şöyle diyor: "Bu tehlikelerden birincisi, ki gerçek bir tehlikedir, onümüzdeki dönem bir Kürt terorizminin do|uşu... Bu terorizm sadece Türk, Iran ve Irak çıkarlanna varmakla kalmayacaktır. Eski kıtada çalışan işçiler arasında Kurtlerin sayısı 600 bindir ve bunlann 400 bini F.AImanya'da, 40 bin kadarı ise Fransa'da yaşamaktadır. Bunlann buyük çogunlugu Türkiye çıkışlı olmakla birlikte, Ortadogu'daki son gelişmeler, daha radikal eğilimlere sahip yeni goçmenlerin bekknebikcegini ortaya koyuyor. Batının sessizliğinden doğabilecek ikinci tehlike olarak ise kimyasal silahın kullamşındaki yaygınlaşma eğilimi sayıhyor. Irak'taki Kurt katliamının "alarm işareti" olduğunu belirten yazar, Iran ve Suriye gibi ulkelerin de aynı silahlara sahip olmaya hazırlandıklarımn duyulduğunu belirtiyor. IHD'de olağan kongre Haber Merkezi tnsan Hakları Derneği tstanbul Şubesi'nin 2. olağan kongresi bugün yapılıyor. Aksaray Inci Düğün Salonu'nda (dernek binasmın yanında) yapılacak genel kurul saat 1017 arasında gerçekleştirilecek. Genel kurulda yeni yönetimin seçilmesi yanında Türkiye'nin gündemindeki güncel insan hakları sorunlarmm tartışılması bekleniyor. Çağdaş YoVun açıklaması tstanbul Haber Servisi "Çağdaş Yol" Dergisi'nden dün yapılan açıklamada, Irak'ın Kürtlere karşı başlattığı saldırılan protesto için Irak Konsolosluğu önune çelenk koyarken gözaltına alman Zafer Iskendiraylı 'dan hiçbir haber almamadığı bildirildi. Iskendiraylı 'nın can guvenliğinden endişe duyulduğunun belirtildiği açıklamada, "Tüm devrimci ve demokratlan dayanışmaya çağınrken, yeniden Kürt soykırımını kamuoyu nezdinde kınamayı bir görev biliyoruz" denildi. tmalathanede yangın: 4 işçi öldü tstanbul Haber Servisi Kumkapı'daki bir çanta imalathanesınde dün gece çıkan yangın sonucu 4 kişi yanarak can verdL Kumkapı Tiyatro Caddesi Arayıcı Sokak'taki Şirvan lşhanı'nın ikinci katındaki bir çanta imalathanesınde saat 21.00 sıralannda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Çanta imalinde yapıştırıcı madde olarak kullamlan solüsyon maddesinin alev alması yuzünden çıktığı sanılan yangın, kısa sürede çevreye yayıldı. Bu arada, içerde çalışmakta olan ve henüz kimlikleri belirlenemeyen 4 işçi, olay yerinde yanarak can verdi. Fatih Itfaiye grubunun kısa sürede yangın yerine ulaşmasma karşın, solüsyon maddesinin yanıcı olması yuzünden yangmın hemen kontrol altına almamadığı bildirildi. Dışişleri Kimyasal silahı doğrulayacak bulgu yok ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yarduncısı Nazım Belger, Irak'tan Türkiye'ye sığınanlar arasmda kimyasal silahlardan yaralanan tespit edilmediğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Belger kimyasal silah kullanımının Türkiye'nin öteden beri üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu olduğunu vurgulayarak "Bugiine kadar yapılan kapsamlı inceleme ve araşbrmalardan elde edilen bilgi ve bulgular bu iddialan doğrulayacak nitelikte degildir" dedi. Fotoğrafçıya yardımcı ve>a ortak aranıyor. 337 64 22 Cumhuri' Cumhuriyet Kitap Kulübü KadıköyTemsilcıliği Moda Sineması Kültür Merkezi İMZA GÜNÜ 10 Eylül Cumartesi 15.0017.00 ATİLLA DORSAY atilla dorsay yılmaz güney Yılmaz Güney Kitabı 3.basım 4000.TL çeşitli yazılar tanıklıklar, konuşmalar ve belgelerle Güney'in 70'li yıllardan ölümüne dek seruveni... Atilla Dorsav'ın diüer kitapları: Sinemayı Sanat Yapanlar (3500.) Yönetmenler, Filmler, Ülkeler1 (2.basım çıkıyor) Yönetmenler, Filmler, Ülkeler2 (5000.) Dr. Debakey Türkiye'de l ATİLLA DORSAY Y I 1 M A Z GÜNEY KİTABI' nı AGÂH ÖZGÜÇ YILMAZ GÜNEY DOSYASI'm ve ARKADAŞIM YILMAZ GÜNEY'i imzalıyorlar. Varlık Yayınları Cağaloğlu Yokuşu 40/2,İstanbul Tel. 522 69 24 tstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut özal'm kalp ameliyatım yapan Amerikalı Dr. Michael Debakey Türkiye'ye geldi. "Haifav/i Medical Tourism" şirketinin Yeşilyurt'ta kurduğu 120 yataklı tbni Sina Tıp Merkezi'nin idaresini üstlenecek olan Multicare ile yapılacak antlaşmayı imzalamak üzere Türkiye'ye gelen Dr. Debakey bugun saat 10.00'da tbni Sina Tıp Merkezi'nin doktorlar kurulu üyeleri ile bir toplantı yapacak. Debakey bugün ayrıca Yeşilyurt Çınar Oteli'nde onuruna verilecek bir kokteyle katılacak. Unlü sinema oyuncusu ömer Şerif ve Zeki Müren'in de davetli olduğu kokteyle Başbakan Turgut özal'tn da gelmesinin beklendiği ifade edildi. Dr. Sait Haifav/i tarafından kurulan tbni Sina Tıp Merkezi'nde 120 yatak, 5 ameliyathane ve 2 doğumhane bulunuyor. Hastahane doğumdan kalp hastalıklarma kadar giden bir yelpazede sağlık hizmetleri verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle