19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 26 AĞUSTOS 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Amstefda7! B A Amman A Atına A ğ Barcetooa A B Basel A Belgrad B Berlm B Bom B Brukseı Budapeşle Y Cenevre B Cezayır A udde A Outıaı A Frankiıırt B Gırne A Hdsmta Y Kahıff A Kopenftag B Koln B Leftoşa A 18° 39° 33° 43° 3T> 17° 27» 18° 18° 19° 17° 18° 33° 46° 45° 18° 35° 17° 35° 18° 19° 36° Lenıngraâ Y B Maond A A Mlano Montrea) A Moskovı Y B Mursh Ne* Vbrk A Oslo Y B Pars Y A A Roma A Sofya A Sam A fel Avrv A Tunus Varşora Y A B Vıyana Wasfıng10fl A Zünh B 21° 17° 33° 29° 34° 26° 17° 32° 15° 18° 21° 47° 30° 29° 42° 33° 40° 21° 29° 20° 33° 17° HAVA DURUMU leteoroftj Geiel Müdufiüjü nden alınan bclgıye gftre. yurdun kuayuJtı kesmlen parçak bumtkı. Trakyj ve Marroramn Dojusu ve BabKaradmzsrtarakatat.öfefcyefieraçık } gttecek. H/MTSİCAKLIGİ Yürdun kuzeytatı İ » kesmlerinle t m z a a l a c * . öUo prlenfe 7 Ûnen*twd«0i5il«olm^»cak HİZEAftKuze» ve dotutan haH. m sra ort» kuvvetfe esecefc Demzlo* güney Ege ve Atatemzde Ountuosj ve Intostan. toefc denotenje yıkte vepoyraahn 1021 *nem*t«aaesec«k DENIZ: MutKM clalgat. 56015 uzakiıjı 1015 kıömaredoüvmdabutjnaca* VanGSIundehava. apk geçecek Rüzgir kuzey ve doOudan orta tametK esecck 5&1 <ucO> oaljai otıp. göruş ısaiclığı 15 Mometre dolayında olacak TÜRKİYE'DE BUGÛN A A 28 17° K Maraş A 31° 12° Mersın A 27» 7°Mujla A 32° 17° Uus A 39° 21° Nığde A 28°2°0rt A 3O°12°Ftae B 32° 18° Samsun A 32° 15° Sıın B 28°20°Smop A 34°22°S«as 8 28° yTefcrtfa] A 30° 14° Trataon A 31° 14° Tuncek A 28° 17» U»k A 32° 15° Van A 32° 17° 1*2031 35° 17° Zongukiak 8 35° 23° 35° 22° 34°26° 34° 20° 32° 15° 33° 16° 27° 20° 27° 21° 27° 18° 41° 22° 27° 19° 31" 13° 27° 19° 280 21° 35° 16° 33° 18° 29° 17» 31° 14° 27» 19° İTle MU^ERREF HEKİMOGLU ANKARA...ANKA Kazdağı'ndan Bir Selam •••< : ( J '"" Rıyld yağmurtg sslı /S A ac* 8buluflu K karlı S s d Y yajmurlu Orduda, 2000 yıh planı tartışması Emekliliğe sevk edilen Korgeneral Nazif Oka'nın 'terfi sırası gelmiş bir bölüm komutanm bazı zaruri sebeplerle emekliye aynlmak zorunda bırakılması bazı eleştirilere yol açabilir' şeklindeki konuşması tartışmalara yol açtı. Yüksek Askeri Şura Genel Sekreterliği dün yaptığı açıklamada, 'Şura kararlarımn herhangi bir dış etkiden uzak, adil ve tarafsız olduğunu' vurguladı. Haber Merkezi Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 30 ağustos tarihiııden itibaren geçerli olacak tayin, terfı ve emeklilik işlemlerinde Başbakan Turgut Özal'ın geçen yıl Genelkurmay Başkanhğı tayininde başlattığı "2000 yılı planına darbe operasyonu"nun sürduğu iddialan devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığı'nda önceki gun düzenlenen törende terfı sırası geldiği halde, emekliliğe sevk edilen Korgeneral Nazif Oka'nın yaptığı "eleştiri" konuştnasına tepkiler de sürüyor. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, Korgeneral Oka'dan sonra yaptığı konuşmada "sulere 'güle gule' deraiyorum. Savunma sanayiinde görev aJacaksınız" dedi. Genelkurmay Başkanhğı Genel Sekreterliği de dün bir açıklama yaparak "geçmişteki bazı olaylarla" bağlantı kurulmasının doğru olmadığını belirtilerek Yüksek Askeri Şura kararlannm "herhangi bir dış etkiden uzak, adil ve tarafsız oldugu" bildirildi. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ürnğ'un erken emekliliği üzerine Orgeneral Necdet Öztonın'un yerine Orgeneral Necip Torumtay'ın Genelkurmay Başkanı yapılması. Başbakan Turgut özal'ın Silahlı Kuvvetler'de "2000 yılı planına darbe operasyonu" olarak nitelendirilmişti. Ağustos ayının başında toplanan Yüksek Askeri Şura'nın tayin, terfi ve emeklilik kararları açıklandığında, Başbakan Özal'ın operasyonunun sürduğü öne sürülmüştü. Dünku Hurriyet Gazetesi'nde yer alan "Kırgın generalden tepki" haberinde ise orgeneralliğe terfı sırası geldiği halde, kendisinden kıdemce gerideki kişiler yükseltilen, kendisi ise emekliye sevk edilen Korgeneral Nazif Oka'nın Milli Savunma Bakanlığı'nda yapılan torende yaptığı konuşma yer almıştı. Oka konuşması sırasında, "Terfi sırası gelmiş bir bölüm komutanm bazı zaruri sebeplerle emekliye aynlmak zorunda bırakılması bazı eleştirilere yol açabilir" demiş, ancak "bazı sebeplerin" neler olduğunu açıklamamıştı. Korgeneral Nazif Oka'run konuşmasının bir bölümünde de şöyle dediği öğrenildi: "Basında yayımlanan bir takım yazılardan dolayı burada özel bir kadro kurulduğu izlenimi yaratıldı ve emekli edilmemizde bunlar rol oynadı." Kazdağı'na çıkarken Altınoluk köyüne uzandık bu kez. Körfeze tepeden bakan güzel bir köy Altınoluk; eski adı Papazlık. Midilli Adası'nın papazı yaz aylarında gelir dinlenirm'ş bu tepede, zeytinliklerin gri yeşiliyleKÖrfezin mavisi gözlere de gönül' lere de dinlence gerçekten. Bir yokuşu tırmanarak papazın evine varıyoruz. Eski bir Rum evi öyküsü bir gün yazılmalı, kimler gelmiş kimler geçmiş... Odalar serin, sofalar ferah, oymalı dolapiar, yüksek tavanlar, odalarda şömineler. Papazın evinde bizim yokuştan biri oturuyor şimdi, daha doğrusu oturacak. Eski ev; iyi bir onarımistiyor.Yurdakul Rncancıoğlu da fikir işçiliğirim yorgunluğunu yapı isçiliğiyle gkterı/or. Eşiyle birlikte bu eski evi onarmaya çalışıyor. Cesur bir girişim gerçekten; kuşkusuz güzel bir evde oturmak özleminden güç alıyorlar. Büyük kentlerden uzaklaşmak giderek güçlenen bir özlem artık. Ben de Ören'de ya d? bir dağ köyünde geçirmeyi düşünüyorum gelecek yıllarımı, ama Ören iyi bir yerel yönetime kavuşursa! Yönetici kadroların doğaya ve insana bakışlannda bir gelişme olursa! Ören'de yada Papazlık'ta, pazarda, kahvede, otobüste kimle konuşsak değişik biçimlerde, değişik anlatımlarla bu özlemi dile getiriyor. Onlan dinlerken körfezin mavisi, zeytinlerin gri yeşili de kahverengiye dönüşüyor biraz. Öteki arkadaşlarımın da gözlediği gibi vatandaşta "hayır" demek eğilimi var, değişik nedenlerden kaynaklanıyor, ama ortak bir tepkiyi belirtiyor. Bu tepkiyi son seçimlerde ANAP'a oy veren yörelerde görmek çok ilginç. Yalnız ANAP'lılann değil muhalefet partilerinin de iyi değerlendirmesi gerekir. Köy kahvelerinde esen ruzgârfar yanlışları, doğruları, kısa görüşlü politikanın uzantılarını çok iyi belirtiyor. ANAP'a yakın olmanın sağladığı çıkarlarla gelişenler, geçim sıkıntısından, pahalılıktan avurtları çökenler doğantn çok cömert olduğu yörelerde bile hayli çelişik tablolar çiziyor. Tahtakuşlar'a varınca gözümüz şenleniverdi. Alibey Kudar, oğullar, gelinler, torunlar yolumuzu bekliyorlar. Başka bekleyenler de var. Kırklareli'nden bir aile bir avukat, eczacı eşi ve iki kızı tatillerini Altınova'da geçiriyorlar, Ören'e gelip bana bir "merhaba" demek istiyorlar. O günkü Cumhuriyet'te Taştakuşlar'a gıdeceğimi okuyunca onlar da yola düşmüşler. Bir okurun yazarını kovalaması ne hoş değil mi? Gerçekten güzel bir buluşmaydı bu. Benimle birlikte Profesör Bahri Savcı'yı, eşini, Sıdıka Su'yu da tanıdılar. Tahtakuşlar'dan ne güzel anılarla aynldılar kimbilir! Akşam çökerken fıstık ağaçları arasından tepeye tırmandık, beyaz taşlı mezarlığı gezdik, her zamanki köşeden körfezi seyrettik. Gökte ay, denizde gümüş pırıltı, mezarlıkta bir sessizlik, ölümün hüznü değil gizli bir buluşmanın güzelliği hissediliyor ancak! O çam ağaçiarının esintisinde rahatça uyuyan kişilere biraz özendim doğrusu. Çünkü artık mezarlarında da rahat bırakılmıyor insanlar! Geçen hafta Ruhi Su'nun mezarındaki ekinlerin koparıldığını yazdım. Saygısız, hoyrat eller onunla yetinmediler. Mezarın başında Ruhi Su'yu simgeleyen cam anıt da kurşunlandı! Bir değil beş kurşun atmışlar. O cam kırılmaz türden, yağmurdan, rüzgârdan etkilenmiyor. Onca emek, onca özen ve özveriyle kondu oraya. Kurşunlanacağını kim düşunebilirdi? Güzel bir rastlantı, İstanbul'da kurşunlar atılırken Ören'de bir sokağa da "Ruhi Su Caddesi" adı verildi... İşte bizim ülkemiz; kimi eller mezar taşına kurşun atıyor, kimi eller "Ruhi Su Caddesi" tabelasımn çivilerini çakıyor... Kimi yabancı müzikologlar Ören'e Ruhi Su'nun yaşadığı evi görmeye, filmini çekmeye geliyorlar. Beni çok düşündürüyor bu olaylar. Halkın sesini, deyişini böylesine güzel duyuran bir büyük sanatçıya mezannda bile rahat vermeyenler halkımıza çok yabancılaşmış kişiler besbelli. Olabilir, öylelerine her yerde her dönemde rastlanabilir. Ancak saldırganlık mezarlara yöneldiği zaman başka bir boyut kazanıyor. Demek görevlıler de ölülerimizi iyi koruyamıyorlar. Beş kurşun atılır da duyulmaz, atanlar yakalanmaz mı? Bu soruyu yanıtlamak zorunluluğu var. Bir gerçeği görmezlikten gelemeyiz hiçbir zaman. Ruhi Su, bu ülkenin gerçeği, halkımızın gerçek sesini duyuran yüce bir sanatçımız. Artık dünyamızda değil, ama dunyamız onunla ilgisini kesmedi hiç. Öldükten sonra da öduller aldı. Bizim TV'de hiç görünmedi yıllarca, türküleri bile adı verilmeden çalındı, ama ABD TV'sinde, Alman TV'sinde, İngiliz TV'sinde, Avustralya TV'sinde, Fransız ve Hollanda TV'lerinde Ruhi Su'ya yaraşır programlar yer aldı, filmler çekildi geçmiş yıllarda TRT'nin geçmiş yöneticileri ise arşivdeki filmleri yok ettiler! Tarih önünde büyük sorumluluklan var kuşkusuz. Böyle bir sanatçıyı halkımıza gerektiği biçimde tanıtmadıkları için, gelecek kuşaklan Ruhi Su arşivlerinden yarariandırmadıkları için. Ruhi Su tek başına bir enstitü gibi çalıştı, araştırdı; yaşam boyu büyük özverilerle her yıl bir uzunçalar yayımladı, bir büyük halkozanını halkına tanıttı. Çabasını eşi sürdürüyor şimdi. Ben de umutla bekliyorum, TRT'nin yeni yöneticileri bir Ruhi Su programına ne zaman yer verecek diye... Tahtakuşlar mezarlığından körfezi kucaklarken Cem Duna'ya da bir selam çaktım uzaktan. Sonra da Karacaoğlan'dan bir dizeyi anımsadım. Ruhi Su ne güzel söylerdi: Dostun gülü yareler beni, demiş Karacaoğlan. Cem Duna ve arkadaşlarına yönelen kimi çok çirkin eleştirilere katılmıyor, bir selamla yetiniyorum ben... Mezarlık dönüşü Esma Bacı, Selver ve Senem kızlar güzel bir sofra donatmışlar, sarı yeşil zeytinler, keçi peynirleri, dalından kopmuş incirler, güzel gelinlerin açtığı börekler ve kalburbastılar. Bahri Savcı çok sevindi kalburbastıya, bize kalburbastı gibi bir demokrasi dersi verdi... Ders Kırklarelili okurlanmızın soruları ve yanıtlarla oluştu... Erken gelseydiniz inctri elinizle koparacaktıntz, hepinize bir dal ayırdık diyor Alibey Kudar. Kazdağı'nda incirin de bir başka tadı var. Karapurçak'ın moru bu incirden fırlamış o güzel tablolarına. Ama biz renk şölenini sofranın dışında da seyrettik o akşam. Güzel gelinler, renkli giysileriyle Türkmen kadınlann şıklığını sergilediler. Her zaman yazarım, sarı kızın dolaştığı tepelerde kadınlann başka bir havası var... Esma Bacı kekik toplamaya çağırdı. ayrılırken bir gün gideceğim. Geçen ağustos topladığım kekikle Erdal inönü'ye pisirdiğim makarnayı anlattım ona. Gözleri parlayarak dinledi. O makarnayı birçok okurumuz merak ediyor. Bana mektup yazarak reçetesini soranlar da var. Reçetesi Kazdağları, Çeşme Bahçeleri, bir de Göztepe'deki bahçemizin defne ağacı. Bir kadın yazar daha güzel bir şeyler üretemezse makarnayı yeşertiyor galiba. Dağ kokusu, deniz kokusu, elbet sevgiyle pişerse makarna güzel oluyor, nitekim Erdal İnönü de iki tabak yedi... Keşke daha güzel şeyler pişirebilsek, ocağımızı sevgiyle tüttürebilsek hep birlikte, sonra da güzel bir türkü tutturabilsek! Dadaloğlu'ndan, Pir Sultan'dan, Karacaoğlan'dan ya da Yunus Emre'den bir solukla yeniden doğruluversek. Bakanın konuşması Emekliye ayrılan generaller ve albaylar için yapılan törende daha sonra Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan da bir konuşma yaptı. ANKA'nın haberine göre "Bu dönem ileride, savunma sanayii alanında Türkiye'nin 2000'li yıllara hazırlandığı dönem olarak anımsanacak" diyen Vuralhan, emekliye ayrılanlara hizmetlerinden dolayı teşekkur ettikten sonra şöyle konuştu: "Silahlı kuvvetlerimizin devrimlere dayanan güzel gelenekleri var. En güzel geleneklerinden biri de elemanlannı emekliye ayrılmış olsa bile kanatları altında tutmaya devam etmesidir. Emeklilik, bir yerde kaçınılmaz. Arkadan gelenlere de yer açmak gerekiyor. Ancak, sizlere 'güle güle' detniyorum, 'en kısa sürede göruşmek üzere' diyorum. Sizlerden gelecege yönelik projelerimizde yararlanmak istiyoruz. Sizler, savunma sanayii projelerinde gorev alacaksınız." Anıtkabir'den mezar nakline tepki 2 7 Mayıs şehitlerinin sessizce Amtkabir'den Cebeci Şehitliği'ne nakledümeleri, özellikle 27 Mayıs hareketine katılanların sert tepkilerine neden oldu Haber Servisi 27 Mayıs şehitlerinin Amtkabir'den Cebeci Şehitliği'ne nakledilmeleri, 27 Mayıs devrimini gerçekleştirenlerin sert tepkilerine neden oidu. Milli Birlik Komitesi Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 4. Cumhurbaşkanı Cemil Gürsel'in kemiklerinin de 30 ağustos günü Devlet Mezarlığı'na nakledileceği bildirildi. Anıtkabir bahçesinde bulunan 27 Mayıs şehitleri Ali Ihsan KaJmaz, Turan Emeksiz, Sökmen Gültekin, Ersan Özey ve Nedim Özpolat ile 21 Mayis şehitleri Hava Albayı Fehmi Erol, Binbaşı Cafer Atilla, erler Mustafa Şahiıı, Mustafa Çakı ve Hasan Aktar'ın kemiklerinin torbalara konularak Cebeci Şehitliği'ne nakledilmesi, tepkilere neden oldu. Nakillerin 6 Kasım 1981 günü yürurlüğe giren Devlet Mezarbğı Yasası'na dayanılarak yapıldığı öğrenildi. Yasaya göre, Anıtkabir'de Atatürk ile en yakın silah ve mesai arkadaşı Ismet İnönü'nün dışında kabir bulunmayacak. Bu nedenle 27 Mayıs devrimini gerçekleştiren Milli Birlik Komitesi'nin başkanı ve Türkiye'nin 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in kemiklerinin de 27 ağustos günü mezarından çıkartılacağı, 30 ağustos günü Cebeci Şehitliği'nde bulunan 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ile birlikte Atatürk Orman Çiftliği içinde oluşturulan Devlet Mezarlığı'nda toprağa verileceği bildirildi. Burada yapılacak törene Cum : hurbaşkanı Kenan Evren'in de katılacağı oğrenildi. lerin zamanında Anıtkabir'e gömülmesinin hatalı görülebileceğini belirten Sungurlu, "Ama şimdi ne geregi var? Durduk yerde mezannda rahat yatan insanı rahatsız etmek, bana pek doğru gelmiyor" dedi. MBK uyelerinden Suphi Karaman, mezar nakillerini "ibret verici bir olay" olarak niteledi. Karaman şöyle dedi: "Tarihi olaylann daha sonraki yıllarda saklanması, siyasi kompleksi olanlar için geçerli bir yoldur. 27 Mayıs şehitleri Taran Emeksiz ve Ali thsan Kalmaz'ın cenaze törenleri o günlerde yüz binlerin katılımı ile yapılmıştır. Kemiklerinin bu sakJı ve sessiz taşınması karsısında Turhan Emeksiz'in demokrasi yolundaki >andaşları ve Ali thsan Kalmaz'ın silah arkadaşlannın şimdi neler düşündüklerini ve gözyaşlannı içlerine nasıl akıtbklannı merak ediyorum. Ama her şeye karsın şunu belirtmek isterim ki, 1982 Türkiyesi'nde 1982 Anayasası'nın baskıcı ve antidemokratik hükümlerinin kaldırılması için >apılacak uğraş, mezarlann naklinden daha önde gelen bir giindem maddesidir." MBK üyesi ve SHP tstanbul eski milietvekili Hüseyin Avni Güler, ANKA muhabirine göruşünü açıklarken, yapılan işin "raezar hırsızbgı" olduğunu öne süıdü ve bu konuda esas suçlunun Cumhurbaşkanı Kenan Evren olduğunu iddia etti. Güler, 27 Mayıs'j Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığını, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni temsil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bu devrime sahip çıkması gerekirken, karşısına aldığını belirterek şöyle konuştu: "Ben hiçbir zaman Demirel, Özal gibi 27 Mayıs'ı her fırsatta kötüleyenlere kabahat bulmam. Çiinkü onların yönJeri belli. Evren gibi asker bir kişinin, 12 Eyliil öncesinde 27 Mayıs yıldönümlerinde onu övucü demecler veren kişinin, aniden dönüş yapmasına üzüliirüm. 27 Mayıscılar ne yolsuzluklara kanşmışlar.ne de onlar gibi gölgelenmiş insanlar olarak dolaşmaktadırlar. Gerçek 27 Mayıscılar bugıin zengin de degillerdir, ama şerefleriyle yaşamaktadırlar. Caddelere, hava meydanlanna Menderes, Bayar isimleri verilirken, 27 Mayıs'ta, aşağılık duygusu içinde olanlar onun ismini unutturmak istemekledirler." Bir süre önce vefat eden Milli Birlik Komitesi üyelerindeıı Mucip Ataklı'mn kardeşi SHP Şanlıurfa eski milietvekili Vecihi Ataklı da mezarlann naklinden son derece üzgün olduğunu belirterek, mezar naklini gizli yaparak yonetimin "korsanlık" yolunu seçtiğini öne sürdü ve şöyle konuştu: "Özgürlük mücaddesinde genc yaşta şehit olanlann. Atatürk'ün ve Gürsel'in yanından habersizce ve korsan bir davranışla kabirlerinin alınmas» bu mücadeleye gönül verenler için büyük üzüntü kaynağıdır. Özgürlügü se>en halkımızdan bunun saklanması ve buna tepki gostermesi gereken her kademedeki yöneticinin suskunlugu ibret vericidir. Ama Türkiye'de bunu unutmayan milyonlarca insanın var olduğu da bir gerçektir. Bu gibi olaylann memlekette yeniden kızgınlar kitlesinin yaraülmasından başka bir yarar getirmeyeceğine inanıyorum ve ola>ı kınıyorum." öte yandan, Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Büyükdaglı, şehitlerin mezarlanmn Amtkabir'den çıkanlmasının, halkımıza ve ülkemiz tarihinin ilerici mirasına yapılan büyuk bir saygısızlık olduğunu savundu. Büyükdaglı, "Tarihimizin ilerici mirasına saldıran zihniyet, yann Atatürk'iı de Amtkabir'den çıkarabiiir. Atatürk'ün bagımsızlık, laiklik gibi temel ilkelerini çoktan terk etmişlerdir. Bu saygısız tutuma dur demeliyiz" görüşünu dile getirdi. SP Genel Sekreteri, yaptığı yazılı açıklamada 27 Mayıs şehitlerinin yeniden Anıtkabir'e nakledilmesini, Cemal Gürsel'in mezarının da yerinde kalması gerektiğini bildirdi. MEZARLARIHA2IR Gursel ve Sunay ın Cebeci Şehıtigındekı mezarları hazjrlandı. İki eski cumhurbaşkanının na"şları 30ağustosta nakleditecek. Kimler gömülecek Devlet Mezarlığı'na 30 ağustostan başlayarak kasım ayı sonuna kadar Ankara, tstanbul, tzmir, Manisa ve Sandıklı'da mezarları bulunan, Atatürk'ün 53 yakın silah arkadaşı defnedilecek. 30 ağustostaki açılış töreni sırasında, eski cumhurbaşkanları Cemal Gursel ve Cevdet Sunay ile Orgeneral Kâzım Özalp, Orgeneral Salih Oraurtak, Korgeneral Kâzım Karabekir ve Korgeneral Ahmet Naci Tınaz'ın naaşlan Devlet Mezarlığı'na nakledilecek. Cebeci Askeri Şehitliğİ ile Asri Mezarlıkta bulunan TUmgeneral Mehmet Hayri Tarhan, Kurmay Albay Mehmet Nuri Conker, Kurmay Albay Mehmet Nâzıra, Korgeneral Abdullab Naci Eldeniz, Tumgeneral Osman Nuri Koptagd, mezarı lzmir'de bulunan Korgeneral Mehmet Kâzım Dirik, Kurmay Albay Mehmet Hulusi Conk, mezarı Manisa'da bulunan Albay Münip Uzsoy ile mezarı Sandıklı'da bulunan Albay Reşat Çiyiltepe'nin naaşlan, 31 ağustosta Devlet Mezarlığı'ndaki yerlerine konulacak. Eski tzmir Valisi Kazım Dirik ile Kurmay Albay Hulusi Conkun Kokluca MezarlığVndaki kabirleri Ankara'ya nakledilmek üzere açıldı. tzmir'in eski valilerinden Kazım Dirik ile Kurtuluş Savaşı komutanlanndan Kurmay AJbay Hulusi Conk'un mezarları dün açılarak çıkarılan kemikleri torbalara konuldu ve Ankara'ya gönderilmek üzere hazırlandı. Kokluca Mezarlığı'nda Ege Ordu Komutanlığı'nca bugün yapılacak askeri törenden sonra Kazım Dirik ile Hulusi Conk'un kemiklerinin bulunduğu torbalar bayrağa sarılı tabutlarla Ankara'ya gönderilecek. Genelkurmay'ın açıklaması Bu gelişmelerden sonra Genelkurmay Genel Sekreterliği bir açıklama yaparak Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ilgili olarak "Yüksek Askeri Şura üyelerinin hür iradelerivle almış olduklan adil ve tarafsız kararlannı dışandan etkileyebilecek herhangi bir etken söz konusu olmamıştır ve olamaz" denildi. Açıklamada daha sonra, "Yeni görevlere atanan komutan, general ve amirallerin yeni statiilerini, geçmişteki bazı olaylarla irtibatlamak gerçeğe aykırı düşmektedir" gorüşüne yer verilerek şöyle denildi: "Silahlı Kuvvetler bünyesinde gruplaşma, klikleşme hiçbir şekilde düşünüleroez. Zira, böyle bir harekel, en azından şahıslann devletin silahlı güciınü kendi menfaatleri yönünde kullanmak anlamına gelir ki bu da bir suç teşkil eder. Ancak, böyle bir durum bugıine kadar mevzubahis olmadığı gibi bundan sonra da olmayacaktır." THY'de 'saat başı' kargaşası THY'nin özel havayolları ile ortaklaşa düzenlediği ÎstanbulAnkara "saat başı" seferleri öğleden sonra ve akşamları 'boş' denecek kadar az yolcuyla gerçekleşiyor. Yüzde elli indirimli gece seferlerini ise bugüne kadar THY uçakları gerçekleştirmedi. İDRİS AKYÜZ THY'nin "yolcuya daha iyi hizmet" amacı taşıyan yeni uygulamaları çeşitli aksaklıklara yol açarken bir dizi "karışıkJığı" da beraberinde getirdi. Özel havayolu şirketleriyle ortaklaşa düzenlenen ÎstanbulAnkara "saat başı" ve ytizde 50 indirimli gece seferleri tam anlamı ile uygulanamazken, THY'nin iç hat seferlerindeki "çaykahve" servisini kaldırması da yolcuların eleştirilerine neden oldu. "tkram servisi"nin iç hatlardaki uçuş sürelerinin çok kısa olduğu gerekçesiyle kaldırıldığını belirten THY yetkilileri, "saat başı" uygulamasının, daha çok ozel havayollarına yarar sağladığını belirtiyorlar. Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin direktifleri doğrultusunda THY'nin özel havayolu şirketleriyle ortaklaşa düzenlediği ÎstanbulAnkara "saat başı" uçak seferleri 07.0022.00 saatleri arasında gerçekleştirilmeye çahşılıyor. Bu hatta günde karşılıklı 17 seferin ll'ini THY uçakları yaparken, diğer altı seferi de BHT (Boğaziçi Hava Yollan) Nesu Air ve Istanb ıl Hava Yollan uçakları eşit oranda bölüşerek gerçekleştiriyor. Ancak söz konusu uygulamada, THY uçaklarımn, özellikle öğleden sonra ve akşam seferlerinde " b o ş " denecek kadar az yolcuyla İstanbulAnkara arasında gidip geldikleri gözleniyoı. Öte yandan, bu hatta seyahat edecek yolcular, THY bileti ile özel havayolu uçaklarına bindirilmekten yakınıyorlar. Bazı yolcular "hangi şirketle uçacagını" sorup özel havayolu olduğunu oğrenince, biletini bir sonraki THY uçağına değiştiriyor. Daha önce açıklanan ve yaklaşık bir aydır uygulamaya konduğu soylenen "gece yüzde 50" indirimli seferlerin ise bugür/e kadar sadece BHT uçakları tarafından 3 kez yapılabildiği öğrenildi. Bu konuda görüşlerini anlatan, ancak adının açıklanmasını istemeyen THY'den üst düzey bir yetİcili, "saat başı" uçak seferi uygulamasının işletmecilik ve ticari açıdan hiçbir fayda sağlamadığını belirtti. Aynı yetkili, uygulamamn daha çok politik nitelikli ozel havayolu şirketlerini "kurtarma" girişimi olduğunu da öne sürdu. Bazı ilgililer ise böyle bir uygulamanın, yabancı ulkelerde "charter" şirketleri tarafından yapıldığım ancak ülkenin "ulusal" kuruluşu olan havayollarırun bu tarz taşımacılık yapmadığını bildirdi. Bu arada THY uçaklarımn iç hat seferlerindeki "çaykahve" servisini kaldırması yolcuların eleştirilerine neden oluyor. "Su"dan başka hiçbir ikramın yapılmadığı iç hat uçuşlanndan şikâyetçi olan yolcular, bu tutumun THY'ye ne yarar sağlayacağını anlayamadıklannı belirtiyorlar. Dunyanın hiçbir havayolu şirketinde böyle bir uygulamanın olmadığını, aksine uçağa binildiği andan itibaren "ikram" uygulaması yapıldığım belirten bazı ilgililer, "Bu uygulamalar, yenilik ya da iyi hizmet vermek değil, bunun tam tersi yokuyu THY'den soğutmaktır", göruşünü savunuyor. THY'deki bu "keşmekeş"e bir ayı aşkın süredir, yonetimin "vekaleten" yurütulmesinin neden olduğu da öne sürülüyor. Bilindiği gibi, Genel Müdür Yılmaz Oral'ın görevden alınmasından sonra uzun bir süre THY'ye genel mudür aıanmıştı. Bu arayış, Komili Holding A.Ş Genel Mudürü ve Sumerbank Yönetim Kurulu üyesi M.Cem Kodu'nun atama kararnamesinin hazırlanmasıyla sona ermişti. Ancak atamanın henüz Cumhurbaşkanı Evren'in onayından çıkmaması nedeniyle Kozlu görevine başlayamıyor. Tepkiler 27 Mayıs devrimi ve 21 Mayıs ihtilal girişimi sırasında hayatlannı kaybedenlerin naaşlarının Amtkabir'den çıkartılarak Cebeci Şehitliği'ne nakledilmeleri konusunda ANAP Genel Başkan Yardımcısı Oltan Sungurlu, Cumhuriyet'in sorulanru yanıtladı. Şehit THY seferi mi, Pakdemirlî sefası mı? (Baştarafı 1. Sayfada) vekili Muammer Dirik'in oğluydu. O da Pakdemirli'nin konukları arasında. Artık her yüzü merak etmeye başladık. Öğrendik ki, Pakdemirli'nin eşinden başka dört çocuğu da heyet arasında. Kızlarından Handan çok şiriıı. Bilkent'te ekonomi okuyor. "Babam hacı, annem türbanlı, ama benim ileride böyle olacagımı kim söyleyebilir?" Ağabeyinin evlendiğinde eşini çalıştırmayacağını söylemesinJ garip karşıiadığını belirtiyor. Eşlerini getirmeyen milletvekillerinden bazılan da kızlanm getirmiş. Babalanna alışverişlerde tercümanlık yapıyorlar. Işte "First Clas"ta oturanlardan Kaya Erdem'in, Yusuf Bozkurt Özal'ın, Mustafa Kalemli"nin Bedrettin Dalan'ın, Şükrii Yüriir'un, Oltan Sunguriu'nun ve Ahmet Karatvli'nin eşleri ve çocukları.. 30'a yakın da milietvekili var. Bunlar parlamentoda temsil oranına göre saptanmış; 15 ANAP'h, 7 SHP'li, 5 de DYP'li. DYP'liler hiç eş getirmemiş. SHP'li Ali Topuz ve Ali Haydar Erdoğan eşli. Ankara, İstanbul ve Manisa valilerinden başka bürokratlar da buyuk bir sayı oluşturuyor. Maliye ve Ulaştırma, Adalet ve tçişleri Bakanhklan Musteşarlan, Gelirler Genel Müdüriı Altan Tufan, Manisa Belediye Başkanı, tstanbul, Ankara, Zonguldak ve Manisa'nın ANAP il başkanları. Türk Hava Kurumu Başkanı Prof. İnanç Ayaz da Pakdemirli ile eski dost. Başka profesörler de yine konuklar arasında; Izmir'den, eski DM üyesi Türe Tunçbay ve kızı, Prof. Rafet Saygüı, Prof. Erdal Saygın, Prof. Fikret Cüreklibatır, Prof. Mahmut Ateş... PTT Genel Müdüriı Emin Baser sakindi. Görevden alınması için kararnamesi Cumhurbaşkanı'na giden TCDD Genel Müdurü Ekrem Önal, yeni gelecek olan Birkan Erdal, birbirlerinden uzak duruyorlardı. Izmirli konfeksiyoncu Şahin Uğurlu, ANAP Belediye Meclisi Başkanı ve ANAP il 2. başkanı olduğunu söylüyor. "Biz Ekrem abiyle 20 yıllık dostuz" diyor. ANAP'm "kutsal ittifak"çılanndan. Pakdemirli'nin bir başka konuğu, THY'nin başına gelecek olan Komili Genel Müdürü Cem Kozlu.. Robert Kolej mezunu olan Kozlu, "Kararnameniz niye gecikiyor?"dediğimizde "emin olun ben de sizin kadar biliyorum, sayın bakana bile sormuyonım" diyor. Kozlu, THY bünyesiyle uzaktan uzağa ısınmaya başladı bile. 200 konuğun 30'unun milletvekilleri ve eşlerini, 30 bürokrat ve eşlerini geriye atarsak, geriye kalanların Pakdemirli'nin "eş, dost ve çocuklan" ile tzmir ve Manisa'dan partililer olduğu söylenebilir. Bunu bize SHP'liler de doğruladılar. Evet, daha uçağa bindiğimizde yolcu listesinin sayıları 10'u bulan gazetecilere söylenmemesinin nedeni buymuş demek ki.. Pakdemirli ve eşi gidiş ve gelişte, konuklarıyla yakından ilgileniyorlar. "Memnun musunuz?" diye soruyorlar. VVashingtoru'a geçerek ABD Ulaştırma Bakan Yardımcısı ve sivil havacıbk örgütü FAA yöneticileriyle görüştuğünü söylüyor. Anlaşılan Pakdemirli, Tokyo üzerinden Amerika'nın giıneyine de bir sefer yapacak. "tç tanıtımı tamamladık, dış tanıtım yapıyoruz" diyor. "Bu eş dost çokluğu nedir?" dediğimizde "Ne olacak \ani, her kesimden herkesi davet etlik. Çocuklara takmayın. Çocuklar görsün yararlansın istedik" karşılığını veriyor. Başka yanıt yok. Okyanus uzerinde Hürriyet'in "Devlet kesesinden Pakdemirli saltanatı" haberini bilmiyor. Nevv York'un 42. Sokak'taki ünlü "Grand Hyatt" Oteli'nde geçirilen üç gece, Türkevi'ndeki Türk Federasyonu'nun kokteyli, Amerika Müslümanlar Birliği'nin akşam yemeği ve Fatih Camii'ni ziyaretten başka, Atlantic City'ye "kumar turu" ANAP'ın muhafazakâr kanadmı epeyce rahatsız etti. THY'ye rezervasyonu yapanların üç otobüsle götürdükleri konuklar, ceplerine konan 17 dolarla şanslannı denediler. Türkiye'de bir dönem bunun heyecanını yaşayanlar, "kurtlanaı dökerken", ANAP milietvekili Ata Aksu, "yaşlı kadınlann gittiği kepaze bir yer" tammlamasını yapıyordu. Birçok kişi de eşleriyle cebe indirdikleri 34 doların kazancıyla alacakJarı hediyeleri duşünuyordu. Ahşveriş mi? 300 dolarlık telefonu pazarlık sonucu 110 dolara almanın keyfini yaşayanlar da vardı. 5. Cadde'den 2 dolara incikboncuk alanlar da.. Tabanca alan milletvekilleri de 400 bin TL karşılığına gelen kravat da... tstanbul milietvekili Hayrettin Elmas'ın dediği gibi "vallah, 350 dolardan başka kuruş harcamadım" diyenler... Üç gece dört günlük bir gezi, THY'nin Airbus rekoruyla sonuçlanıyordu. "Kuyruk rüzgân" ile hız rekoru kıran "Çoruh" uçağı 11 saat olarak planlanan uçuşunu Brüksel'de konaklama yapmadan 9 saatte tamamlıyordu. IATA kurallanna ne kadar uygun olduğu bilinmeyen ama yalnız, Pakdemirli'nin izniyle yapılan bu uygulama, SHP'li Ali Topuz'u sinirlendiriyordu. Brüksel'den Almanya'ya gitmeyi düşünen Topuz, "THY uçuş ekibi, bakana şirin gözükmek için işgüzariık yapıyor" diyor ve kendisine yardımcı olmak isteyen bir hostesi fena şekilde haşlıyordu.. Atatürk Havaalanı'nda gümriik kontrolünden geçmedik, ama SHP ve DYP'liler "sefa gezisi"ne tepki gösteriyorlardı. DYP milletvekilleri, konuyu Meclise getirecekierini söylerken SHP Eskişehir Milietvekili Mustafa Çakır şu hesabı yapıyordu: "Tanıüm böyle mi olur? Yazık devletin parasına. 200 kişinin indirimini de katarsak, dört geceleme biri yatılmadı yaklaşık 150 dolar, uçuş ücreti yaklaşık 800 dolar ve ahşveriş için harcanan ortalama 1000 dolar ne eder hesap edin lütfen?" Çakır, tanıtım yapümadan 5 milyar TL gitti diyordu. Ve, SHP'lilerin ortak yazdığı şu dörtlüğü okuyordu: ''Oh ne rahat, ue rahat / Pakdemirli turizmle seyahat / Organizasyon çok berbal / Bir gün son bulacak bu saltanat." Büyüme hızı % 7.2 (Baştarafı 1. Sayfada) yüzde 60 dolayında kabul ederek yaptığı anlaşılan hesaplamalara göre, tanm sektörü geçen yıla göre yaklaşık 3 kat hızlı büyüdü. Buğday, arpa, pamuk, ayçiçeği, patates, soğan ve zeytin gibi önemli bazı tarım ürünlerinde artış, çavdar, çeltik, mısır, antepfıstığı gibi diğer bazı ürünlerde de üretim düşüşü yaşandı. Geçen yıl yüzde 9.7lik bir hızla büyüyen sanayi kesiminin bu yılki performansımn ise daha düşük olduğu tahmin ediliyor. Bu gerilemede madenc'ilik sektöründeki yüzde 8.4'lük düşüş önemli rol oynadı. Imalat sanayii ile elektrik, gaz, su alt sektörlerindekı yüzde 10 ve 9.8'lik büytime hızlan geçen yıla yaklaştı. Imalat sanayiinde kamu kesimi, tahmini yuzde 9.5'lik büyume hızı ile yuzde 10.6'lık bir hızlagelişen özel kesimin gerisinde kaldı. Kamu kesiminde madencilik sektöründe demir çelik, linyit, taşkömürü ve doğal gaz üretimlerinde düşüş yaşandı. hızı yüzde 4.9 düzeyinde ölçüldü. Toptan ve perakende ticaret kesiminde ise bu yıl için tahmin edilen yüzde 8.8'lik büyüme geçen yılki yüzde 9.5'lik düzeyinin gerisinde kaldı. Dış borç faiz ödemeleri ile kâr transferlerindeki artış, işçi dövizleri ile hizmet gelirlerindeki yükselişi geride bıraktığı için dış âlem net faktör gelirlerinde de bir düşüş yaşandı. Kişi başına gayri safi milli hasıla 1 milyon 860 bin 167 liraya çıktı. Ortalama 1400 liralık kurla yapılan hesaplamalara göre kişi başına mill gelir 1321 dolara yükseldi. 1988 programına göre yüzde 5'lik bir hızla büyümesi hedeflenen ekonomide, "dizginlerin yine elden kaçması" ekonomik birimlerde endişe yarattı. Ekonomi kurmayları, yılın ikinci yarısmda büyüme hızının yavaşlayacağı beklentilerini dile getirdiler. Elektrik tüketiminde haziran ayında gözlenen önemli gerilemeye işaret eden söz konusu kurmaylar, sanayi kesimindeki gelişme hızının yılın ikinci yansında daha düşük olacağı tahminini ifade ettiler. Evren: Trafik anarşisinde gerikaldık TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Cumhurbaşkanı Kenan Evren dün Tekirdağ'da yaptığı konuşmada, "Anarşi ve terörie mücadelede büyük mesafeleraldık. Ancak trafik anarşisinde geri kaldık. Bunun çaresini mutlaka bulmalıyız" dedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Tekirdağ Valisi Oğuz Kağan Köksal, Çorlu 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Kemal Yavuz, Emniyet Mudürü Nevzat Kaynak tarafından il sınırında karşılandı. Hükümet konağı önünde, askeri törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Evren, bir süre valilik makamında dinlendi ve Vali Oğuz Kağan Köksal'dan ilin sorunları hakkında bilgi aldı. inşaat sanayiinde gözlenen geDaha sonra Cumhurbaşkanı Ke rileme de dikkati çekti. Geçen vıl nan Evren, vilayet konağı öııunde yüzde 6.7'lik bir hızla kalkınan inhalka hitaben bir konuşma yaptı. şaat sanayiinde bu yılki büyüme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle