19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 19 AĞUSTOS 1988 Ücretlerdeki erime bunalım noktasında SEKA işçisine kız bile vermiyorlar Ergin Erturan: Tam 30 kez kız istemiş, aldığı yanıt "Biz bu koşullarda SEKA işçisine kız vermeyiz" olmuş. Erturan, 12 yıldır SEKA 'nın Kocaeli fabrikasında çalışıyor, aldığı aylık nızca 85 bin lira. Yani asgari ücretten bir iki bin lira fazla. Havva Tunç: 10 yıllık SEKA işçisi; net 83 bin lira aylık alıyor. tki çocuğu olan Tunç'un ortaokulda okuyan kızı Almancadan bütünlemeye kalınca alyansını çıkarıp kızına veriyor ve"Al, götür y sat, kurs paranı karşıla. Çünkü cüzdanımda bin lira var" diyor. sai lerinin 1980 ve 1988 ağustosundaki ortalama aylıklan karşılaştınldığında alabildikleri ekmek 2 bin 2O0'den 450'ye, yumurta 2 bin 750'den 950'ye, et 70 kg'dan 20 kg'a, beyazpeynir 97 kg'dan 25 kg'a, p'ırinç 375 kg'dan 50 kg'a, şeker 916 kg'dan 180 kg'a düşmüş. SEKA işçileri ücretlerindeki erimeyi ortaya koyan çarpıcı bir örnek olarak da kendi ürettikleri gazete kâğıdı fiyatları ile ücretlerini karşılaştırmışlar. Bu konuda ortaya çıkan gerçek şu: SEKA işçilerinin 1980 ağustosunda 16 bin 500 lira olan ortalama aylıkları ile 303 kg gazete kâğıdı alabilirken şimdi 90 bin lirayı ancak bulan ortalama aylıklan ile 93 kg gazete kâğıdı alabiliyorlar. kurulmuş olmasına karşın 10 bin 500'ün birkaç yüz altında ya da üstünde seyretmiş. Yani işçi sayısında önemli bir dalgalanma olmamış. Ancak toplam kâğıt karton üretimi 1980'deki 301 bin 157 tondan 198Tde 530 bin 582 bin tona yükselmiş. Bu yıl bu rakamın daha da aşılması bekleniyor. Bu rakamlann ortaya koyduğu gerçeğin bir başka yansıması da şöyle: SEKA'da kişi başına kâğıt karton üretimi son 8 yıl içinde sürekli yükselerek 1980'de 27 tondan 1987'de 51 tona yükselmiş. SEKA dergisinin 18. sayısında açıklandığına göre kâğıt kartonda "tarihi üretim" gerçekleştirilmiş. SEKA^ nın kapasiteden yararlanma oranı yüzde 92'ye çıkmış. 1987'de 34 milyon dolarlık ihracat gerçekleşmiş. Yıllık ciro 301 milyar lirayı aşarken kâr 12 milyar liraya yaklaşmış. 1986 sonlarından itibaren sıfır stokla çalışır duruma gelen SEKA'da işçi ücretlerinin maliyet içindeki payının yüzde 4'lere kadar indiği belirtiliyor. Elektrik tüketiminin yüzde 34'le maliyetler içinde en büyük paya sahip olduğu, bunu yüzde 2S1e selüloz, yüzde 8'le fueloil'in ızlediği belirtiliyor. Bu rakamlara göre işçi ücretlerinin katlanması durumunda bile bunun SEKA'nın maliyetleri üzerinde önemli bir etkisinin olmayacağı öne sürülüyor. decegim, ama kurs için para gerekiyor" deyince Havva Tunç'un başından aşağı kaynar sular dökülmüş. Feryadını da "Kızım ne kursu? Biz ekmek parasını bulamıyonız. Bak cüzdanımda bin lira bile yok" diye dile getirince bu.kez kaynar sular kızının başından aşağı dökülmüş. Ana yüreği kızının ağlamasına dayanır rru? "Aglama kızım, üziilme sen. Bulunız bir çaresini" deyip bulduğu çareyi açıklamış Havva Tunç: "Al sana alyansımı vereyim. Götür sat. Kurs paranı karşılanz." Havva Tunç 10 yıllık SEKA işçisi. Aylığı net 83 bin lira (yani asgari ücret) dolayında. Bu maaş dediği ayda 88 bin li.a. Bunun 40 bin lirasımn kiraya gittiğini de açıklıyor Gülçiçek. Melih Gülçiçek 9 yıllık SEKA işçisi. Cemal Dgaz'a gelince: Onun sorunu "güncel." 19 yıldır kâğıt üretip çocuklarının bu yılki defterkitap parasını nasıl karşılayacağım düşünenlerden. "Kömür parasını nereden buiacagı" sorusu da birinci soru kadar önemli. Cemal IIgaz da SEKA işçisi. 90 bin liralık aylığının yarısı kiraya gidiyor. SEKA'da çalışan 10 bin 500 dolayında işçiden hangisiyle konuşsanız ekonomik koşuUardan yakınan yukarıdakilere benzer sözleri sık sık duyarsınız. tsterseniz biz SEKA işçileri yanında rakamlan da konuşturalım. YAVUZ ŞİMŞEK KOCAELİ Ergin Erturan 28 yaşında. Toplumumuzda "yuva kurmak" için izlenen geleneksel yolun "zorunlu" aşamalanndan art arda geçmiş. tşe girmiş. Bir süre çalışmış. 5 yıl önce askcrliğini tamamlamış. "Yaş 30'a dayandı, artık yuva kurmanın zaraanı geldi" deyip kolları sıvamış. "25'ini kendisi beğenmiş, 5'ini ana babası ya da akrabalan uygun görmüş." Erturan'a Allah'ın emriyle, peygaraberin kavliyle.. deyip 30 kez kız istemişler. Ancak hiçbirinden "Verdim gitti..." yanıtını alamamışlar. Nedeni de "Biz bu koşullarda SEKA işçisine kız vermeyiz" diye de açık açık söylemişler. Ergin Erturan SEKA'nın Kocaeli'deki fabrikasında tam 12 yıldır çalışıyor. Aldığı aylık yalmzca 85 bin lira, yani yeni asgari ücretten biriki bin lira fazla. Havva Tunç'un iki çocuğu var. Ortaokulda okuyan kızı "galiba Almancadan" bütünlemeye kalmış. Birkaç gün önce annesine gelip "Ben bütünleme kurslanna gi Grev kemiğe dayandı Bir yanda SEKA'nın, öte yanda SEKA işçilerinin durumunu ortaya koyan bu rakamlar şimdi çalışma yaşamına "grev" sözcüğü ile yansıyor. SEKA işçileri ağız birliği etmişçesine, "Toplusözleşme görüşmelerinde isteklerimiz benimsenmezse grevden başka çare yok. Biz zaten açlığın eşigindeyiz, grevin yaşamımızı olumsuz etkilemesi söz konusu olamaz. Tek yumruk olarak greve hazınz" diyorlar. SEKA işçileri eylül ayının ilk haftasmda uygulanması beklenen greve hazırlanırken, toplusözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla kesilmesi üzerine 21 temmuzda başlatbklan yemek boykotu ve fazla çalışma yapmama eylemlerini de fire vermeksizin sürdürüyorlar. 88 binin 40 binı kiraya Melih Gülçiçek yıllardır evli olmasına karşın toplumumuzun çok çocuklu aile yapısının dışında kalmayı başarabilrniş. Yalruzca tek çocuğu var. Bu dururau büyüklerimizin sık sık yineledikleri "Aman siz siz olun, fazla çocuk yapmayın" öğütlerine borçlu olmadığını açık açık söylüyor. "Bu maaşla nasıl çocuk yaparsın? Biz birine bile zor bakıyoruz" diyor. Rakamlar konuşuyor 198O'de dolar 80 lira, SEKA'da ortalama saat ücreti 100 lira, yani 1.25 dolar. 1988 ağustosunda ise bir dolar 1500 lira, ortalama saat ücreti 600 lira. Yani 0.40 dolar. Yani SEKA işçisinin ortalama saat ücreti 1980*den sonra 8 yıl içerisinde dolara göre yüzde 355 oranında değer yitirmiş. SEKA işçi SEKA büyüdükçe... Gelelim SEKA'nın 8 yıllık süre içindeki gelişimine. Bu konudaki rakamlar işçilerin durumunun tam aksine bir gelişmenin söz konusu olduğunu ortaya koyuyor. Kuruluşu 1936'lara dayanan SEKA'da son 8 yıl içinde işçi sayısı 1984'te iki yeni fabrikanın daha İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkam Kenan Evren dün çeşitli kuruluşlarda incelemelerde bulundu. Evren ilk olarak Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devredilen Aksaray'daki eski Pertevniyal Lisesi'ne geldi. Binayı gezen Evren, burada yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha sonra genel müdürlüğün Sultanahmet deposuna giden Evren, burada saklanan bazı belgeleri inceledi. Ardından Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürluğu'nün Sultanahmet'teki binasına geldi. Çeşitli bölümleri gezen Evren, Osmanlı Imparatorluğu dönemindeki çeşitli belgeleri inceleyen yerli ve yabancı öğrenci, öğretim üyesi ve uzmanlara sorular yöneltti ve bunlarla bir süre sohbet etti. Cumhurbaşkam Evren brifingden sonra yaptığı konuşmada, araştırma konusunda katı kurallann değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Evren 'e, Genel Müdur İsmet Miroğlu tarafından II. Süleyman'ın tuğrası hediyeedildi. Kurumun şeref defterini imzalayan Evren, "Geçen seneye göre bir hayli ilerlemiş burası" diye konuştu. Evren, Ostnanh arşivlerinde Orgeneral Welch tstanbuVda İSTANBUL (AA) Resmi bir ziyaret amaayla Türkiye'de bulunan ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Larry Welch, uçakla tzmir'den îstanbul'a geldi. Askeri törenle karşılanan Orgeneral fVelch, Yeşilyurt'ta bulunan Havaalık Müzesi'ni gezdi. Hava Harp Okulu'nu da ziyaret eden ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Larry Welch, Komutan Tümgeneral Mustafa Türker ile bir süre görüştü. tki komutan, ziyareün anısına karşılıkh olarak birbirlerine plaket verdiler.Daha sonra 1. Ordu Karargâhı'na giden ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Larry Welch, komutan Orgeneral Doğan Güreş'e bir nezaket ziyaretinde bulundu. KUTLUSARGIN DAVASI DGM Savcısı Demîral işkence emrî vermekle suçlanıyor Sorgusuna devam edilen TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın, kendilerine emniyette yapılan tüm uygulamaların DGM Savcısı Nusret Demiral'ın.emri ile gerçekleştiğini öne sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara DGM'de yargılanmalanna devam edilen TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu ile TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın'ın sorgulan sürüyor. TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın sorgusunda, "Kendilerine emniyette yapılan tüm uygulamaların DGM Sa>cıhgı'nca >apürıldıgının Ankara 1. Şube eski Müdurii Hasan Eryümaz tarafından kendisine söylendigini" açıkladı. Sargın, DGM SavcıhğYna çıktığında kendilerine yapılan işkenceler konusunda savcı Nusret Demiral ve Ülkü Coşkun'un sadece "bakmakla" yetindiklerini dile getirdi. TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın, sorgusunda şunları söyledi: "İddianamenin hazırianma safhasını, gözaluna alınmamızdan tntuklanmamıza kadar geçen bir böltim Ue tutuklanmamızdan iddianamenin açıklanmasma kadar geçen bölıim olmak üzere ikiye ayırmak mümkün. tkinci bölümde görülen, Savın Savcı Deminu"ın gazetelere demeçlerinden lakip edilebileceği üzere, iddianame yazımının her ay bir sonrakine erlelenmesi, bu arada yeni sanık ve kamtlar arama, yoksa yaratılması yonunden ümitsizce çaba ve çırpınmalardır. Savcılıgın elindeki belgelerin ki esasını bizzat bizim, daha ülkeye gelmeden önce yaptıgımız açıklamalar ve yayınJanmız oluşturmaktadır yeterli olamayacağının bilincindedirier; ama bunlara ekleyebilecekleri, kendi kafalannda oluşturduklan, suç ve suçlu kavramlanna uygun, onu kanıtlayacak herhangi bir şey de ortada yoktur. Çabalar, çırpınmalar boşunadır, beklenen mucize gerçekleşmez ve nihayet yazım tamamlanır. söyledigim ilk söz, gördüğürn işkenceyi aktarmak oldu. Olaydan sonra karşılaştığım ilk adalet mensuplan olarak onlara durumu aktardıgımı \e şikâyet ettigimi bildirdim. Sayın Ülkü Coşkun'la biıükte yanıtlan bir yüz buruşturmasından ibaret kaldı. Görevsiz olduklannı sovlejip, başvurumu işleme koymadılar; yalmzca 'emniyet ifadesınin baskı altında alındığı' ibaresi ifademe geçirildi, o kadar 'İşkence yapanlar ve yaptıranlar cahil ve hür hayat imkânlanndan faydalamp muvaffak olamayan yaratıklardır." Küçük ve Öndül tahliyeedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), Toplumsal Kurtuluş davasında tutuklu olarak yargılanan Doç. Dr. Yalçın Küçük ve avukat Hüsnü Öndül hakkında ilk duruşmada tahliye kararı verdi. Mahkeme diğer tutuklu sanıklar Orhan Gökdemir ve llhan Akalının tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı. Dünkü ilk duruşmada mahkeme heyeti sanıkb/ın sorgulanna da müdahale etti. Mahkeme başkanı Albay Yargıç Mehmet Bostan, Toplumsal Kurtuluş Dergisi Yazı İşlerı Müdürü llhan Akalının sorgusuna "DGM Savcı Yardımcısı Yüzbaşı Ülkü Coşkun" diye başlaması üzerine, sorgu metnini okutmadı. Bunun üzerineavukatlar ve sanıklar itiraz ettiler. ltiraz üzerine okunması yolunda karar verildi. Akalın sorgu metnini okumaya başlayacağı sırada yargıç Süley man Erkan tarafından, "metinde suç unsunı varsa hakkınızda suç duyurusundabulunuruz" diyeuvarıldı. llhan Akalın metni okumadan yargıçlara teslim etti. Durum avukatlarca eleştirildi. Toplam 15 sanığın yargılandığı davada tutuklu olarak mahkemeye getirilen Doç. Dr. Yalçın Küçük, avukat Hüsnü öndül, Yaşar llhan Akalın, yazar Orhan Gökdemir ve tutuksuz sanık Bilgesu Erenus sorgulannda iddianameyi eleştirdiler. Ülku Coşkun tarafından hazırlanılan iddianamede "Kürtçülük propagandası yapıldıgı, komünizmin övüldüğü" öne sürülüyor ve Toplumsal Kurtuluş Dergisi'nde "ırkçılık vebölücülük" yapıldıgı iddia ediliyor. Sanıklar bilirkişi incelemesini "bilime aykın" ve "ırkçı" olarak değerlendirdiler. tddianamenin üstün köru ve alelacele hazırlandığını öne sürdüler. Topaç: Tek tip'ten şikâyet yok İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı Mehmet Topaç, tutuklu ve hükümlülerin tek tip elbise giymelerini öngören bakanlığm 1 Ağustos 1988 tarihli genelgesiyle ilgili olarak, "Şu anda bir olay yok. Yeni tatbikattan pek şikâyetçi yok" dedi. Cezaevlerine yapacağı incelemelerle tutuklu ve hükümlülerin istekleri ile yönetmelik ve tüzüklerin aksayan yönlerinin olup olmadığım yerinde göreceğini kaydeden Topaç, incelemeleri sonrasında basına bir açıklama yapılacağını söyledi. Adalet Bakanı Mehmet Topaç dün istanbul adliyelerinde bir dizi inceleme yaptı ve ziyaretlerde bulundu. İstanbul Valisi Cahit Bayar'la kısa bir görüşme yaptıktan sonra da istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne giden Topaç, DGM Başsavası Kızıltan, savcı ve hâkimlerle görüştü. İstanbul DGM'deki incelemelerini tamamlayan Topaç buradan da Adli Tıp'a ve oradan da İstanbul Belediyesi'ne gitti. İncelemelerini bugün Üsküdar Cezaevi ve Anadolu yakasmdaki adliyelerde sürdürecek olan Topaç, yarm da, Bakırköy Adliyesi ile Metris ve Bayrampaşa cezaevlerinde incelemelerde bulunacak. yp y p i U I C 9 & U b j n dolayında işçi için sürdurülen grup toplu ış sözleşmesı görüşmelerinin uyuşmazlıkla kesilmesının ardından, işçilerin protestoları başladı. TurkMetal Sendikası istanbul Sube Başkanı Erdoğan Aslıyüce ve bazı sendika üyeleri "MESS'in önerdiğı ücret artışı ile ayakkabı bile alınamaz" diyerek, MESS yöneticılerini çıplak ayakla protesto ettiler Işçiler, yıllardır toplu sözleşme kapsamında çalışmalanna karşın, ücretlerinin yeni asgari ücret duzeyınde kaldığını belirterek, "Haklı isteklerimiz kabul edilınceye kadar sendikamızın öngördüğu her türlu protesto eylemini yapacağız" diye konuştular. (Fotoğrat. Yavuz Şimşek) nrntPQtn Türk Metal Sendıkası ile MESS arasında 260 işyerınde çalışan 90 Orduda devirteslim Haber Merkezi 2. ve 3. Ordu Komutanlığı 'nda görev devirteslim töreni dün yapıldı. 2. Ordu Komutanı Orgeneral Burhanettin Bigalı, Korgeneral îbrahim Türkgenci'ne, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu da Korgeneral Nezihi Çakar'a görevlerini törenle devrettiler. Donanma Komutanı Oramiral Orhan Karabulut ise bu görevıni Oramiral trfan Tmaz'a teslim etti. ANA DEVYOL DAVASEVDA ORTAK SAVUNMA MHPcinayetlerinin dökümü yupddı Faşist ideoloji içinde dinsel inançların öncelikli bir yer tuttuğunun dile getirildiği savunmada, "12 Eylül öncesindeki olaylar kamuoyuna, kasıtlı olarak AleviSünni çatışması olarak yansıtıldı" denildi. ANKARA (Cumhuriyet Büroso) Ana DevYol davasında ortak savunmada "Alevi yurttaşlar solcu gösterilerek faşistlerce hedef haline getirildiler" denildi. Faşist ideoloji içinde dinsel inançların öncelikli bir yer tuttuğu görüşünün dile getirildiği savunmada, "Türkiye'de 12 Eylül öncesi yaşanan olaylann bir iç savaşa doğnj derinleştirilmesinde Malatya, Elazığ, Sıvas, Çorum olaylarının ve Maraş katliamı önemli doneraeçler oluşturmaktadır. Bu olaylann çıkmasındaki faşist kışkırtmalar perdelendi" görüşü savunuldu. mada, şu görüşlere yer verildi: "Türkiye'de 12 Eylül öncesinde yaşanan olaylann bir iç savaşa doğru derinleştirilmesinde Malatya, Elazıg, Sıvas, Çorum olaylan ve Maraş katliamı önemli dönemeçler oluşturur. Bu olaylar kamuoyuna kasıtlı olarak 'AleviSünni çatışmaları' biçiminde yansıtıldı. Bu olaylann çıkmasında, AleviSünni catışmalannın kışkırtılmasında faşist guçlerin oynadıklan belirleyici roller perdelenmek, batta unutturulmak istendi. Savunmada daha sonra şöyle faşist terör bakımından bir şey dedenildi: giştirmedi, tertip ve cinayetler ar"Eylül ayından sonra bütün fa tarak devam etti. Haziran ayında şist guçlerin hükümetin düşurül 32 kişi oldürmüş olan faşistler, simesine yönelik pervasız saldınla vil sıkıyönetim uygulamasına başn devam ederken, bir yandan da layıp temmuz ayında 35 kişiyi ölhükumeti sıkıyönetim uygulama dürdüler. Temmuz ayındaki en ya zoriamaya, ordunun idareyi ele önemli cinayetlerini Doç. Bedretalmasını sağlamaya çalıştıklan tin Cömert'i öldürerek işlediler. görüldü. Ç»k daha önceden başlayan silahlı kuvvetlerin idareye d koyma2 ekim günü Türkeş sıkıyönetim sı yönundeki çalışmalann o sırailan edilmesini istedi. Aynı gün larda gizli gizli surmekte olduğu MHP Genel ldare Kurulu bir bugün açıga çıkmış dunımdadır. açıklama yaparak 'Meclısin hemen toplanması ve sorumluluğun Çeşidi yer ve tarihlerde sık sık toporduya devredilmesi' çağnsında lantüar yapan generaller koşullabulundu. Her sıkıyönetim çagrı nn idareye el koymak için uygun sı, bir cinayet ve kauiamla tamam olup olmadığım degerlendiriyor, landı. Bahçelievler'de 7 genci öl bir askeri darbe için gerekli koşuldürdükleri bir katliam düzenledi lann olgunlaşması için bekliler. lstanbulda Prof. Bedri Kara yorlardı. fakioglu'nu öldürdüler. AnkaraFaşist terör hareketleri ise o zada vahşi 'çuval cinayetleri'ni ger mandan sonra giderek bir askeri çekleştirdiler. darbe ortamı yaralmaya yöneleSivil sıkıyönetim uygulaması cektir." Hatalı sollamanın bedeli İstanbul Haber Servisi Okmeydanı Bademli Köprüsü yakınlarında dün sabaha karşı hatalı sollama yüzünden iki kamyon birbirine girdi, hurda haline gelen kamyonlann sürucüleri Hasan Mini ve Enver özen hafıf yaralanırken 42 NT 013 plakalı kamyonun muavini Eşref Acar (21) sürücü mahallinde demir parçaları arasında sıkışıp kaldı. Acar yaklaşık bir saat süren bir çalışma sonucunda demir yığınları arasmdan güçlükle çıkanlabildi. Ancak sol ayağı parçalanmış sağ bacağı ise önemli ölçüde ezilmişti. SSK Okmeydanı Hastanesi'ne kaldırılan Eşref Acar'ın burada sol bacağı kesildi. Acil servis sorumlusu Prof. Dr. Seman Belgerden, "Sol ayağı kopmak üzereydi, zorunlu olarak kestik, sağ ayağı ise parçalanmış, ezik bölümlerini temizledik" dedi. Beyoğlu 'nda yanlarına aldıkları bir hayat kadınını arabadan atarak ağır yaralanmasma neden oldukları iddiasıyla Ayhan Ulutaş, Oktay Genç ve Ümit Koç gözaltına alındı. Ayfer Elmas arabadan atıldıktan sonra kamyon altında kalarak ağır yaralanmıştı. İstanbul, Konya ve Tirebolu 'daki diğer kazalarda 4 kişi öldü, 7 kişi de yaralandı. Hatta faşizmin yalan ve demagoDavanın 1 numarah sanığı du jilerine dayalı propagandalarıyla rumundaki Oguzban Müftüoglu bu olaylar solundcvrimcilerin tarafından okunan ortak savun üzerine yıkılmaya çalışıldi." Asıl ele veren Sadece bu durutn dahi, kafalardaki suçlu imajı ile gerçek arasındaki kopuklugu göstermeye, bu yüzden iddianamede nasıl zorlamalara gidildigini açıklamaya yeterli olabilirdi. Ama gerek yasalar karşısındaki tutumları, gerek soğuk savaş yıllanndan arta kalmış zihniyeti asıl sergüemekte olan, kendilerini biilün boyutlanyla asıl ele veren ilk süredir; gözaltında geçirdigimiz süredir. Bundan dolayı bu süre üzerinde biraz daba aynntılı olarak durulacaktır. ' Sargın, savunmasında devamla şunları söyledi: Rk ve orta öğretünde kayıttelaşı İstanbul Haber Servisi İlk ve orta dereceli okullarda dün kayıtlar başladı. Kayıtlar okullann açılmasına değin sürecek. İstanbul1 da velüer bazı okullann önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, velilerin telaşa kapılmamasım, kayıt için başvuran öğrencilerin tamamının okula alınacağını belirttiler. Ortaköy Gaziosmanpaşa Ortaokulu'na çocuklanıu kayıt ettirmek isteyen bir grup veli, gecenin geç saatlerinden itibaren okul önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Veliler, Ortaköy'de 5 ilkokul bulunmasına karşın, 1 ortaokulun bölge için yetersiz olduğunu ve okula ahnacak öğrencilerin sınırlı olması yüzünden, önceden geHp sıraya girdiklerini söylediler. Aynca, Gaziosmanpaşa Ortaokulu'nda 210 olan genel kontenjanda kız öğrencilerin 40'la sınırlandınlması, eleştirilere neden oldu. Milli Eğitim Müdürluğu yetkilileri, kayıtlarda ilk gün velilerin heyecanlı ve telaşh olmalarının normal sayılacağını belirterek velilerin hiçbir şekilde telaşa kapılmamasım ve ikamet sının içindeki okullara kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerin tamammın kayıtlarırun yapılacağını belirtti. Kayıt sırasında velilerin herhangi bir baskı altında para vermelerinin söz konusu olmadığıaıda söylediler. MYIT KUYRUĞU Öğrerıci velılen. gecenin geç saatlerındeokulların önünde kuyruk oluşttırmaya basladılar (Behzat Şahın) • Sanıklardan llhan Akalın, Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun'un kendisine "Ben sizin ticari f aaliyet altında gizli örgül çahşması yaptıgınızı biliyorum. Sizibirgün mutlaka tutuklayacağız" dedığini iddia etti. Sanıklar ayrıca emrüyet sorguları sırasında örgüt soruşturmasmdan geçtiklerini ancak savcı karşı. sına çıktıklannda yazılanndan dolayı suçlandıklarım öğrendiklerini de ifade ettiler. Mahkeme heyeti duruşmanın 15eylülebırakılmasına karar verdi. "Medya Güneşi"ne ceza İSTANBUL (AA) "Medya Güneşi" adlı derginin sahibi ve sorumlu Yazı îşleri Müdürü Cemal özçelik, dergide yayımlanan bir yazıda, milli duyguları zayıflatıcı ve yok edici propaganda yaptığı gerekçesiyle 3 yıl hapse mahkum oldu. Fatsa Devrimci Yol davası Sanıklardan mahkemeyi protesto HALİLNEBİLER MESS'le 2. uyuşmazlık tşSendika Servisi Bağımsız Otomobillş Sendikası ile MESS arasında 100'ü aşkın işyerinde çalışan yaklaşık 30 bin işçi için sürdurülen grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 30. gününde dun akşam uyuşmazlıkla kesildi. Otomobillş yöneticileri, MESS yetkililerinin "uzlaşmaz ve katı" tutumu yüzünden toplusözleşme taslağınm idari ve parasal birçok maddesinde anlaşma sağlanamadığını bildirdiler. Özel teknikler "Deminden beri belirtmeye çalıştığıra bu yasa ihlallerinin, hakkı olmadığı halde verilen gözetim karannın; gozetim suresinin iki gün yerine fiilen 19 güne çıkarılmasının ve kendi yetkilerinin enıniyete devredilerek sorgu yaptınlmasının, bütün bu yasadışı uygulamaların bir tek gerçek nedeni olabilirdi: Emniyette uygulanacak 'özel' sorgulama teknikleri Ue her ne olursa olsun kafadaki imaja, idamlık bir sanığa uygun bir ifade elde edebilme gayreti." 1. Şube'deki son günlerinde bizzat 1. Şube Müdürü Hasan Eryılmaz'm, kendilerine, "Biz her ne yaptıksa, nasıl davrandıksa DGM Savcısı'na niyabeten yaptık ve davrandık, en küçük işleme kadar onun emir ve direktifleri doğrultusunda hareket ettik" meaiinde konuştuğunu savunmasında öne süren Sargın şöyle devam etti: "Savcılık sorgusu için Sayın Demiral'ın karşısına çıktığımda ERZİNCANErzincan 3. Ordu Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nuraaralı Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan "Fatsa Devrimci Yol" davası, saruklarla ilgili kararın görülmesi için ileri bir tarihe bırakıldı. Karardan önceki son duruşmada gazetecilerin duruşma salonuna fotoğraf makineleri ve video kameralanyla alınmamaları üzerine sanıklar son söz haklarını saklı tutarak mahkemeyi protesto ettiler. 10.30'da başlayan duruşmada dava ile ilgili son sözü sonılan samk Erdoğan Aslan, gazeteciler duruşma salonuna araç gereçleriyle girene kadar son sözunü saklı tutacağını belirtti. Bunun üzerine söz alan avukat Haluk Türkmen ve sanık Ahmet Ceval Güney, salonda sivil siyasi polisin duruşmayı izlediğini gazetecilerinse izleyemediğini vurguladılar. Daha sonra son sozleri sorulan 18 sanık aynı gerekçeyle son söz haklarını saklı tuttular. Verilen ara sırasında Ankara'dan gazetecilere izin verildiği Erzincan'a bildirildi ve gazeteciler duruşma salonuna girdiler. Mahkeme dosyanın bir karara varılmak üzere incelenmesine ve duruşmanın 24 ağustos gününe bırakılmasına karar verdi. Darülacese'nin moral pikniği tstanbul Haber Servisi İstanbul Belediyesi Darülaceze Müessesesi'nin moral pikniği, Belgrad Ormanı Neşet Suyu'nda yapıldı. Içlerinde kurumun personel eş ve çocuklarının da bulunduğu 600 kişilik grubu 9 otobüs 2 kamyon taşıdı. Aynca ambülans ve doktor da hazır bulunduruidu. Muessese müdürü Hilmi Şener, kendilerinin bir merkez olduğunu; Körler Okulu, Sağırlar Okulu, Vakıf Gureba Hastanesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi, Şisli Etfal Hastanesi ve Zeynep Kâmil Hastanesi'ne bedava et verdiklerini ve bunun tüm kamuoyu tarafından bilinmesi gerektiğini vurgulayarak halktan yardımlarmı surdürmesini, ilgilerini esirgememelerıni istedi. Piknikte aynca halk müziği sanatçısı Muharrem Akkuş oynanan çeşitli oyunları yönetti ve çeşitli türküler okudu. (Fotoğraf: Uğur Gunyüz)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle