Katalog

CUMMURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ğaz'm güzelliğini bozduktan başka; su, kanalizasyon ve vb. altyapı tesislerine gerektiği biçimde sahip olmadıkları için çevresinde çozümu zor sakıncalar doğurmaktadır. Boğaziçi koruları, çeşitli tarihlerde çıkartılmış imar affı yasaları ile sınırlannı daima küçültmuş, bazılan ise varlıklannı butunuyle yitirmişlerdir. Boğaziçi'nde serpilmiş durumda bulunan Yıldız, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, istinye, YeniköyKalender, Tarabya, Büyukdere, Sarıyer, Anadolukavağı, Beykoz, Çubuklu, Kandilli, Vaniköy, Beyleıbeyi, Kuzguncuk korulan ile bazı saray ve kasır bahçeleri dışında hemen hemen yeşil örtü kalmamış gibidir. Bu koru ve bahçelerin buyük bir kısmı, betediye ve banka gibi kamu kuaıluşlarına, sefarethanelere ait bulunduğundan, varlıklannı bugüne kadar koruyabilmişlerdir. Bu ayakta kalabilmiş koru ve bahçeler Boğaziçi'nin dillere bazı yerlerde ise tek kat biçiminde yapıldığı, adeta destan olan eski ve görkemli güzelliği ve gerçek kaağaçlann altına gizlendiği, ender de olsa bugün bile rakteri hakkında bilgi verebilmektedir. gözJenebilmektedir. Boğaziçi'nin yeşil örtüsünü oluşturan koru ve Boğaziçi'ndeki (yukanda örnekleri verilen) ya bahçelerin yok edilişiyle sadece estetik görünüm bopıtlarda o çağın insanları (özellikle paşalar, vezir zulrnaz ve çevre çirkinleşmez, bunun dışında etkiler, ticaretle uğraşan kişiler) eşsiz vakit geçirmiş leri bir süre sonra görulen sel ve toprak erozyunu sorunları ortaya çıkar. Özellikle sağanak yağışlartir. Zamanla bu görünüm, artan bir hızla değişme dan sonra Rumeli yakasında Büyukdere, Tarabya, ye ve yozlaşmaya yüz tutmuş; yalılar, köşkler kıs İstinye, Baltalimanı, Bebek ve Arnavutköy koylamen bakımsızlıktan yıkılmış, kısmen belirli belir rı; Anadolu yakasında Küçüksu kıyıları ve Haliç'siz nedenlerle yanıp ya da yakıhp yok olmuştur. in Sarayburnu önlerine kadar uzanan kısmını da Bunun yanı sıra uygunsuz ve yanlış yerleşmeler, do kapsayacak şekilde tüm Boğaz sularının nasıl buğal bitki örtüsunun yok edilmesi ile Boğaziçi ger lanık ve çamurlu bir görunum aldığı hepimizce izçek görünüm ve yapısım hızla yitirmeye başlamış lenmektedir. tır. Yanlış yerleşmelerin neden olduğu toprak kayBogaz'ın doğal yapısımn bozulmasında özel ki bına ait burada bir iki çarpıcı örnek verelim. şiler yanında devlete ait tesislerin de yer alması çok Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Büyükderedüşündürücüdür. Bogaz'ın Rumeli yakasında, Bü Çayırbaşı'ndaki Tekel Kibrit Fabrikası arkasmda yükdere'de gemi tezgâhlan, Kibrit Fabrikası, istin kalan yamaçlar, 1950 yılına kadar doğal bitki örye gemi tezgâhlan, Ortaköy'de hâlâ varlığım sur tusüyle kaplıydı. Bu tarihlerde yamacın aşağı kıdüren akaryakıt depoları, Anadolu yakasında Üs sımlarında kalan yol ve çevresinde en şiddetli yaküdar iskelesi yakınında ve Çubuklu'da akaryakıt ğışlarda bile herhangi bir sel baskını gibi olay gödepolan, Pasabahçe Tekel lçki Fabrikası, Şişe Cam rulmezdı. Daha sonraki yıllarda bu yamaçlar inFabrikaları, Beykoz Sümerbank Deri ve Kundura sanların istilasına uğramış ve yeşil örtüsünü hemen Fabrikaları yukarıdaki sözlerimizi doğrulamakta hemen tumüyie yitırerek gecekondu mahallesine dödır. nüşmüştur. Bu suretle doğal denge bozulmuş olGerek devlete gerekse özel sektöre ait bu tesisler duğundan her yağıştan sonra yamacın aşağı kesiBoğaziçi'nin doğal güzelliğini bozmakla kalmayıp minde kalan yol ve oturma alanlan sellerin istilagerek insan gerekse bitki ve hayvan sağlığı bakı sına uğramıştır. Bu görünüm, her yağıştan sonra mından tehlikeli olabilecek zararlı gaz ve endüstri gözlenebilir. artıklan çıkarmaktadırlar. Kireçburnu, Kefeliköy arasındaki dik yamacın Boğaziçi'nin eşsiz güzelliğini bozan önemli bir bitki örtüsu köklenerek arazi parsellenmiş ve geöğe de kıyı ve yamaçlarda gelişiguzel yapılan ya cekondular birbiri ardından yamacı kaplamıştır. pılardır. Boğazın Rumeli yakasında Yeni Mahal Oysa bu yamaç topraklan erozyona ve heyelana le'den başlamak üzere Sarıyer, Büyukdere, Kireç çok uygun bir yapıya sahiptir. Nitekim söz konuburnu, Tarabya, Yeniköy, tstinye, Erairgân, Bal su yamaç 19561957 yülan arasında ani bir kaymaytalimanı, Hisarüstu, Bebek, Kuruçeşme, Ortaköy; la göçmüş, aşağılara sürüklediği toprak yığını ve Anadolu yakasında, Usküdar, Kuzguncuk, Beyler kaya blokları ile geçidi tıkamış, Trabzon (Maçka) beyi, Çengelköy, Vanikoy, Kandilli, Anadolu Hi Çatak'taki toprak kaymasında olduğu gibi büyük sarı, Kanlıca, Pasabahçe, Beykoz'un eskiden ağaç can ve mal kaybıyla birlikte, yolun bir yıl kadar denizi ile kaplı yamaçlannda yükselen apartman yı trafığe kapanmasına da neden olmuştur. ğınları yeşil örtünün yok edilişini simgeleyen kötü Yapılan bilimsel araştırmalara göre sağanak yaörneklerdir. ğışlardan sonra Boğaziçi'nde sadece bir dereden bir günde 11 ton toprak taşınmaktadır1". Taşınan bu toprakların çevre kiılenmesi bakınıından yarattığı Yukarıda söz konusu olan yerlerde ayrıca bir bir başka sorun da dere suyunu ve dökülmuş olkanser uru şeklinde yerleşmiş gecekondular ise Bo du|u Boğaz sulannı, sınır değerlerini çok aşacak ölçüde kirletmesi ve kıyıları doldurmasıdır. Suyun kirlenmesi ise canlılann özellikle balık ve öbur su urünlerinin kütle halinde ölumüne neden olmaktadır'21. Boğaziçi'nde yeşil örtiisünün, yani konılann acımasızca yok edilişi artık öylesine boyutlara erişmiştir ki, bugün için Boğaziçi'nin eskiden yapılmış lablo ve gravıirlere bakarak, gecmişteki dunımu ile bugünkü bitki örtüsünü karşılaşbrına olanağı kalmaraıştır. Çiinkü Boğaziçi korulan tarihin hiçbir döneminde bugun olduğu kadar yağmalamalarla acımasızca tahribe ugramamıştır. Boğaziçi'nin eski görkemli güzelliği ve gerçek doğal yapısı hakkında ancak bazı sefarethane ve saraylara ait ayakta kalabilme şansına erişmiş ve adeta anıtlaşmış bazı korulardan bilgi edinilebilmektedir. Şu hususun da açıklıkla belirtilmesi gerekir ki, ister özel ister kamu mülkhetinde bulunsun ister koru ister parfc ya da bahçe olsun Boğaziçi'ni süsleyen, onu güzelleştiren ve konıyan her yeşil örtü tüm Tiirk ulusunun ve onu seyretmeye gelen düııya uluslannın doğaya saygılı insanlannın malıdır. Boğaziçi, doğal bir hazinenin de ötesinde bir dünya harikası, bir doğal açık hava müzesidir. 14 AĞUSTOS 198, Boğaziçi Yağma Edilirken... Boğatfci'nin yeşil örtüsünü oluşturan koru ve bahçelerin yok edilişiyıe sadece estetik görünüm bozulmaz ve çevre çirkinleşmez, ' budun dışında etkileri bir süre sonra görülen sel ve toprak erozyonu * amıntarı ortaya çıkar. Özellikle sağanak yağışlardan sonra Rumeli yakHsmda Büyukdere, Tarabya, İstinye, Baltalimanı, Bebek ve Arnavutköy kjjyları; Anadolu yakasında Küçüksu kıyıları ve Haliç'in Sarayburnu öntfrhie kadar uzanan kısmını da kapsayacak şekilde tüm Boğaz sularının nasıl bulanık ve çamurlu bir görünüm aldığı hepimizce izlenmektedir. PENCERE Yobazlık Yatırımı Yobaz, karlkatürlerde başı takkeli, eli tespihli, çember sakall ayağı takunyalı çizılir. Birsimgedir bu; aklını kullanamayan, kö. inançlannı tartışmasız doğru sayan kişinin bağnazlığı karikatür leşmiştir. Peki, başı açık, yüzü matruş, boynu kravatlı, ayağı kur duralı adamdan yobaz çıkmaz mı? Yobazlık ılle de giyim kuşaml. mı ölçülüyor? Diyelım ki çember sakallı. başı takkeli kişi kör inar cının güdümündedir, "laik" insanı cehennemlik sayıyor; Peki, bo) nu kravatlı, yüzü matruş kimse de kör ınancının güdümünde "kc münisf'\ mahkum etmiyor mu? Akıl nerede zindanın karanlığı na takılmışsa, orada bağnazlık (taassup) kol gezer. Tarihin bi döneminde Anadolu'da Alevlliğe düşmanlık öylesine bir kör inan ca dönüşmüştü ki Şeyhülislam Ebussuud Efendi "kızılbaş" di ye suçladığı Aleviler için şu fetvayı çıkarmıştı: Prof.Dr. SELMAN USLU /. Ü. Orman Fakültesi Basından, Bakanlar Kurulu'nun kabul ettiği bir kanun hükmündeki kararname ile "Köyceğiz, Fethiye ve Gokova Körfezi'nin çevre kirlenmesi ve bozulmasına karşı özel korunmaya alındığı" haberini sevinerek öğrenmiştik. Ama sonradan gazetelerin bu konudaki geniş yayını, bu işin ciddi bir korumaya alma olmadığı gerçeğini ortaya koydu. Biz yine de iyi dilekle korumarnn gerçekleşmesini bekliyoruz. Kuşkusuz >urdumuzun dünyada eşine az rastlamr doğal gilzellikJere sahip başka yöreleri de var. Bugün bizim asıl üstünde durmak istediğimiz "Boğaziçi ve onun yeşil ortusü". Birbiri ardından çıkanlan imar affı yasalan ile Boğaziçi'nin ne acıklı duruma geldiği bilınmektedir. Bu durutnu bir kez daha örnekler vererek kamuoyuna yansıtmak istiyorum. Üzulerek şunu da belirtelim: Önümüzdeki eylül ayında Bakanlar Kurulu'ndan Boğaziçi'ndeki kaçak yapılarla ilgili yeni bir imar affı çıkacağına dair haberler bütün gazetelerde çıktı. Dileriz bu af gerçekleşmez. Sonuç Verilen örnekler ve >apılan açıklamalar da imar affı yasalannın bugün olduğu gibi gelecek için de hiç iç açıcı bir sonuç vermeyeceğini açtk ve inandıncı bir şekilde göstermekledir. O halde Boğaziçi'nin her iki yakasına salgın bir hastalık gibi bulaşnuş ve kolay kolay da uzaklaşmaya niyeti olmayan doğal örtü ve tarihsel yapılan yok etmeye yönelik bu yağrrıaJama nasıl onlenebilir? Bunun için hiç değilse Boğaziçi'nde halen mevcut korulan kurtarabilmek için aşağıdaki önlemlerin vakit geçirilmeden alınması gerekir: 1 Boğaziçi'nin Bakanlar Kurulu karan ile mutlak bir korunmaya alınması. Esasen 1973 yılında "tstanbul Boğazı ve Çevresi Sorunları Sempozyumu"nda çeşitli bilim adamlan ve uygulamacılar Boğaziçi'nin sorunlarmı çok yönlü olarak ele almış ve Boğaziçi'ne ait bir "Özel Yöreler Yasası" çıkarılması hususunda birleşmişlerdir"'. 2 Boğaziçi'nde yüzölçümü bir milyon metre kareye yaklaşan çeşitli sayıdaki özel korulan kamulaştırmak. Nihayet, burada önemli bir hususun belirtilmes> gerekir: Yapılan bir tesiste görülen hatalar, büyük küçük aksaklıklar belki düzeltilebilir. Bozulan doğal dengeyi onarmaya sıra gelince; insanoğlunun gücü buna her zaman yelerli olamamaktadır. Bu gibi durumlarda o çok suskun cömert ve sabırlı duğa ananın verdiği ders, çok yakında yaşanan ve acısını unntamadığımız Çatak faciasında olduğu gibi çok ibret vericidir. ( Geçmişte doğaya saygı... Boğaziçi, Bizans zamanında, el değmemiş doğal yapısı ile ressam ve şairlere esin kaynağı olan görkemli bir manzara taşıyordu. O çağlarda Boğaziçi'nde Beşiktaş (Saint Namas), Ortaköy (Saint Phocas), Kandilli, Vaniköy (Brechtoil), Çengelköy (Sophianos) gibi köylerle birkaç kilise, kule ile saray ve buralara su sağlayan sarnıçlar vardı. Tarihsel kaynaklara göre, Boğaziçi'nde ilk imar girişimleri Türklerin İstanbul'u fethinden sonra başlamıştır. Bu girişimlerin yaygınlaşması ise Birinci Mahmut (17301745) dönemine rastlar. Bu suretle Bogaz'ın Rumeli yakasında Fındıklı'da, Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Bebek, Kalender'de, Anadolu yakasında, Harern, Usküdar, Beylerbeyi, Kandilli, Küçuksu ve Beykoz'da sayısız ve bir bolümü bugüne kadar hâlâ ayakta kalabilmiş 'saray' ve 'kasır'lar yapılmıştır. Bu yapıtların her iki yanı ve arka cepheleri, içinde çeşitli ağaç ve ağaççıklar bulunan bahçelerle bezenmişti; en arka planda ise ormanla kaplı yemyeşil yamaçlar uzanıyordu. Doğaya saygı, o çağjn inşaat tarzırun tetnel ilkesini oluşturuyordu. Örneğin, Boğaziçi'nde eski dönem yapıtların en fazla iki, üç katı geçmediği, "...Kızılbaş taifesinden ser'an kıtâli (öldürülmesi) helal olup, leden gazi, ve Kızılbaş taifesinin ellennde maktul o/an/ar şehit lar mı? Elcevap: Olur" Anadolu'da AleviSünni çatışması yobazlık ürünüdür. Şeyhü lislam Ebussuud Efendi, Alevılerin öldürülmesini "helal" sayı yordu; bu yoldaölen Sünniler "şehit", sağ kalanlar "gaz/'liğe la yık görülüyordu. Aradan nice yıl geçecek, Padişahın Şeyhülis lamı Düırizade aynı fetvayı emperyalist düşmana direner "Kemalistler" için çıkaracaktı. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda halifc yandaşları için Kemalistleri öldürmek "helaldi", bu yolda ölen "şe hit", sağ kalan "gazi" sayılacaktı. • Peki, günümüzde "komünisf'e dönük yargılarımız çok mu de ğişik? Komünist neden cezalandırılır? Öldürülür, dışlanır, işsii bırakılır? Eski dönemlerin "kızıibaş"\ yerine "kızıl" sozcüğü kon muştur. Yok edilmesi gereken kişidir o, devlet düşmanıdır; am£ Avrupa Topluluğu içinde komünist neden yargılanmıyor, hapsedilmiyor, dışlanmıyor da Türkiye'de bu işler oluyor? Çember sakallıyı "yoöaz" sayan boynu kravatlı matruş, bu so ruları yanıtlamak için aklını kullanamazsa. "Batılı" görünüşünc karşın yobazdır. Yobazlık tek boyutlu değiidir; her ülkede, toplumda, ulusta, sf nıfta, katmanda görülebilır. "Ben Ataturkçüyüm" diyen az mı yobaz var? tmar aflanyla gelen yıkımlar " Bala, N., özyuvacı, N. 1976 Variation in suspended Sediment and outflow some chemicals as rclated IO prccıpıtaıion and stıcarrvflow in Arnavutköy Crcck ncar Istanbul. m Anils, 1. 1981 Boğaz sulan neden köpürüyor? MiUiyet, 9 Ajusıos 1981. "TJSLU, Selman 1975 Boğaziçi eiden gıdiyor. Cumhuriyet Gazeiesı 13 Eylul 1975. OKTAYAKBAL EVET7HAYIR ÖZGÜN MÜZİĞİ USTASINDAN DİNLEYİN!... Uçsun Uçurtmalar... "Ben hiç uçurtma uçurmadım" diye yazmıştı Nurullah Ataç. Yaşı elliyi bulmuş koskoca adam çocukluğunu gereği gibi yaşamadığını söylüyordu. Üzüntüyle, acıyla... Annesi bırakmazmış, tarihçi Ata Bey'in küçük oğlu nasıi olur da kırlarda uçurtma ardında koşar, nasıl olur da başka çocuklara benzer diye mi, yoksa oğlunun sağlık durumunu düşündüğünden mi? Sanki ben çocukluğumda çok mu uçurtma uçurdum! Bir düşündüm de şöyle allı, pembeli. mavili kâğıtlarla dokunmuş bir uçurtmam olduğunu hiç anımsayamadım. Olsa olsa pencereden şeytan uçurtmaları havalandırmışımdır. Bilir misiniz şeytan uçurtmasını? Beyaz kâğıdı katlar bükersiniz, iki yanından birer delik açarsınız, aradan ip geçirirsiniz, bir de kâğıttan kuyruk taktınız mı, işte size şeytan uçurtması... Çocukluğum Şehzadebaşı'nda geçti. Bahçemizde birçok ağaç vardı. Ahşap evler birbirine bitişikti. Öyle, kocaman uçurtmaları havalandıracak yer yoktu. Çok yakınımızda Şehzadebaşı camisinin avlusu vardı. ama orası semt çocuklarıyla tıklım tıklımdı. Gosterişli bir uçurtma kıskançlık uyandırır, bir anda paramparça edilirdi. Uzaklara gitmeli, Çamlıca tepesine çıkmalı, orada uçurtmalıydı o güzel uçurtmaları... İpi bırakırsın iyice, gider gökyüzünün rüzgârlı akıntılarıyla çarpışa çarpışa dalgalanır! Uçurtma uçurmaya uygun bir alan da şimdiki üniversite avlusuydu. O zamanki adryla Harbiye Nezareti bahçesi... Zaman zaman futbol oynanırdı. Orhan Veli'nin unlü bir şiirinde adı geçer. 'Kargalar anneme söylemeyin' der şair, Harbiye Nezareti'ne gideceğini annesinin duymamasını ister. Şimdilerde o dizeleri okuyanlar bir şey anlamazlar, neymiş o Harbiye Nezareti diye düşünürler. Osmanlı döneminin Harbiye Nezareti, yani Milli Savunma Bakanlığı bugünkü istanbul Üniversitesi'ndeydi. Çocukluğumda o yeri hep böyle anardık. Harbiye Nezareti diye... Bir de orda uçurtma uçurulurdu. Beyazrt Kulesı'ni aşardı renk renk uçurtmalar. Bizim mahallede bir Ismet Ağabey vardı, ortaokula gidiyordu. boylu poslu bir çocuk, o uçururdu uçurtmasını... Biz de uzaktan izlerdik. Bana öyle gelirdi ki İsmet Ağabey1 in uçurtması ta karşı kıyılardan, Üsküdar'dan Kadıköy'den bile görünür! Çck çok yüksekiere çıkardı işte! İsmet'in elindeki sicim tomarı azar azar tükenirdi. Bir de yazı yazmıştı uçurtmanın beyaz renkli köşesine: "Güle Güle" diye... Beyazıt Meydanı havuzuyla, tramvaylarıyla, çevredeki kahveleriyle masallara karıştı. Adı biie değişti bir süre, Hürriyet Meydanı oldu; sonra yıne Beyazıt'a dönüldü. 28 Nisan 1960'ta üniversitelilerle kolluk güçleri orada çatışmışlardı. Turan Emeksiz orada ölmüştü. Şimdi genç okurlar soracak, kim bu Emeksiz diye? Cağaloğiu'nda, eski Halkevi'nin girişinde, toz toprak içinde bir büst durur, adının harfleri kopmuştur. Bir de Şehir Hatları'nda işleyen bir vapur vardır bu adı taşryan!.. Beyazıt'ın arka sokaklarından Şehzadebaşı'na indim geçenlerde. Çocukluğumun sokağını aradım, daha doğrusu doğduğum evi... Buldum da... Ama bulmaz olsaydım! Bir yıkıntı, bir çöküntü. Evin yarısı yok, yarısı rüzgârda çöktü çökecek... Zaman Şehzadebaşı'nı yok etmiş. Nice şeyleri yok ettiği gibi!.. Geçen gün bir uçurtma gördüm. Tam Ören'den Ayvalık'a giderken... Nazlı nazlı dalgalanıyordu allı yeşilli renkleriyle. Tuhaftır, anılar böyle anları bekler! Bilinçaltımda nice renkli uçurtma bir anda havalandı. Sanki elimde bir tomar sicim vardı, bıraktım hepsini. Sonra sicimin ucunu da.. Gitsin bu düşsel uçurtmalar uzaklara, çok uzaklara. Çocukluğumun yaşayamadığım o güzel anlarına doğru... Aklın ve bilimin dışlandığı yerde başlar yobazlık; kör inanç köı güdüye yol açar; hoşgörü yerine düşmanlık beyin damariarında dolaşmaya başlar. Anadolu'da (dünyanın çoğu ülkesınde olduğu gibi) yobazlıkla hoşgörü, düşmanlıkla sevecenlık geçmişte iç içe yaşamıştır. Buna ilişkin çok öykü, kanıt, olgu var Bılindıği gibi Bektaşılik Aleviliğin en çarpıcı kollarından biridir. Bektaşi ile Mevlevi oturmuşlar, yarenlik ediyorlarmış. Bektaşi sormuş: Vahu, sizin hırkalannızın yenleri neden bu kadar bol?.. Mevlevi: Başkalarında gördüğümüz kusurtan örtmek için... Ama m rak ettim, sizin hırkalannızın yenleri neden o kadar dar? Baba Erenler: Mirim, demiş, biz kimsenin kusurunu görmeyiz ki... Alevilik, Bektaşılik, Anadolu'nun en zengin kültür kaynaklarından birısıdir; ama Sünnı egemenlik uzun süre mezhepsel düşmanlığı devlet politikasına dönüştürdü. Atatürk, sultanlığı ve Wlafeti yıkarak cumhuriyetı ve laikliği dünya görüşü olarak benimseyince, özgürlük ve hoşgörü yolunu açtı, din ve mezhepler karşısında devletin yansızlaşması gerekıyordu. Oysa bugün iştersine dönmek üzeredır. Koyusundan bağnazlık devlet gücünü eline geçirmiş, okullarda eğitımden televizyona kadar her kesimde düşmanlıklara tohum ekiyor. Yobazlığa her bcyutta yatırım yapıldıkça, demokrasi kültürü nasıl gelişecek? Senfoni Orkestrası Esliğinde • / \ ÖZGÜRLÜKVE DEMOKRASİYİ ÇİZMEK Jff ZK SAVUNMAIMN OLMADIĞI Y4RGILAMA BAĞIMSIZ DEĞİLDİR Dün Diyarbakır Cezaevi'nde yargılanmalan devam edenlerin çeşitli cezaevlerine sürgünlerine şahit olduk. Bugün aynı senaryo, ispatı olma>ran polis kaynaklı haberlerle METRlS CEZAEVİNDEKİ DEVRİMCİ SOL TUTUKLULARI üzerinde oynanmak isteniyor. Savunma aşamasında sevk yapüamayacağına inanan tüm aydınları, avukatlan, kişi ve kuruluşları bu haksız, hukuk dışı uygulamaya geçmelerine fırsat vermeden desteğe çağınyoruz. Bu destek imzalannızla olmahdır. DevTİmci Sol Davasuıda ^ar^ılananların Aileleri Adına Yönetmen: Sezer B a ğ c a n MAJÖR PLAKÇILIK Tei 512 se 32 ıst Y I I M U GÜNEYİN DÖNÜŞÜ Güney'in filmleri üzerindeki yasağın kalkması, vatandaşlık hakkının iadesi ve mezannın Türitiye'ye getirilmesi için büyük bir kampanya başlatılıyor. Güney'in yaşamı ve Türkiye'den kaçış öyküsü. Doktor Turhan Temuçin: "Yılmaz'ın kanseri erken teşhis edilebilirdi." Kürt İdris: "Yılmaz'ın ruhu kabadayıydı." Bakan Mehmet Can'ı zor duruma düşüren cezaevindeki röportaj. DYP Genel Başkan Yardımcısı Dülger: "Yasaklan kalksın." Mustafa Kalemli: "Ölüler vatandaşlığa alınamaz." Ünlülerin Yılmaz Güney anılan. Turan Çevik, Nokfa'ya konuştu. Hayali ihracat şampiyonu, Malatyaspor'dan Nazan Şoray hayranlanna kadar geniş bir kesimin gözde adamı. Çevik anlattı: "Alaatrin ÇakKi'nın adamı yıldızlara kurşun sıkıyor." "Fevzi Öz'le ortaklığım var, ama..." "Malatya sulak yer ondan çok şöhret çıkıyor." "ANAP'ı severim" 9 SHP, niçin toplantısını Urfa'da yapıyor? Deniz Baykal SHP'nin yeni Güneydoğu anlayışını anlattı. • Kalp hastalıkları ve ameliyatları hakkında bilmek istediğiniz her şey. Enfarktüs yaşı 20'lere düstü. Bypass her zaman gerekmiyor. Uzman görüşleri. • Erkek tuvaletlerindeki TOSUN, kadın tuvaletlerindo de ortaya çıktı. Yazı ve resimlerle kadın tuvalet edebiyatı. • TRT. 21 yerli dizi kabul edildi. "Çirkin Kral" için kampanya başlıyor REŞAT K.4R4I4Ş NE\TN Y4ĞAN SEVGİ ERDOĞAN Adresimiz Küçüklanga Cad. Şafak Apt. 10/5 Aksaray/İST. (Tel: 521 61 10) Kooperatlfler, Beledlyecller, Toplu Konutçuiar inşaat Şlrketlerl, İmar Plancıları, Öğrencller, AÇIKLAMALI İMAR KANUNU kitabı 2. baskısı son değişikliklerle 684 sayfa Cilt kapaklı fiatı: 16.200. TL. Odemelı İsteme Adresı: Anadolu Basın Yayın Gazetecilik P.K. 77 • 06582 Bakanlıklar / ANKARA Telefon: 230 96 84 ÖĞRENÇİLER, ÜNİVERSİTEYE GİREMEYENLER Biz danyadan gider olduk Kalanlara selam olsun Değerli varhgımız, tiyatro sanatçısı NİHAT YILDIRIM'ı NtHAT YILDIRIM (19591988) kaybettik. Aamızı paylaşan dostlara teşekkür ederiz. AHMET KÖKSAL Haksızlığa karşı HAKLILIĞIN, Keyfıüğe karşı MEŞRULUĞUN, tNSANLIK DIŞI HER TÜRLÜ UYGULAMAYA karşı tNSANLIĞIN YÜREĞ1, BİLİNCİ OLARAK DİRENtLMESİNİN Türküsünü söyledi, söyleyecek... İSVİÇRE'DEKİ DEVRİMCt ARKAD.4ŞLARI ADINA 4NNE MARtE BOSSARD ANMA o ı ÖNEMLİ DUYURU Dr. EMİN DERMAN'IN (Ruh ve Sinir Hastalıkları Mütehassısı) YURT DIŞINDA OGRENIM kitabı Ülkeler, okul adresleri, başvuru şekil ve şartları SEKS SAĞLIĞI ve CİNSEL EĞİTİM KİTAPLARI Erken Boşalma ve Tedavisı 2000.TL Küçük Penis ve Tedavisı 2000.TL. v Cınsel Başarısızlığın Nedenleri ve Çarelerı. . 2000.TL. Şehvetı Artıran Bitkiler. Yemekler ve llaçlar . .2000.TL Erkeklerin Cınsel Sorunları 2000.TL Gençlertn Sormaktan Çekmdikteri Cinsel Sorunların Bilimsel Cevaplan 2000.TL 7Gerdek Gecesı ve Başansı 2000.TL 8 Seks Zevki ve Masturbasyon 2000.TL 9 Seks Mektuplan 2000 TL 10 Cocuklarda Cinsel Eğitim 2000 TL 11 Kadınfarın Cmsel Sorunlan 2000TL 12 Kadırtda Cinsel Soğukluk (Firigite) 2000 TL 13 Kadın ve Erkekte 50 Yaşından Sonra Seks Yaşamı.2000 TL 14Cınsel Bırleşme Pozısyonları 2000TL 15 Aıle Planlaması. Doğum Kontrol Yöntemlerı .. . 2000 TL m Cinsel Yetersizlik (Empotons» 2.00" Ti Ödemcli İsteme Adresf: Dr. EMİN DERMAN P.K. 725İZMİR Muayenehane Adres: 1. Öeyler Şokak No: 40/3lzmir TEL: 13 89 23 NOT: Siparişlerimiz 1500 TL.'lık postapulu ile yapılır. 1500 TL'lık pcl göndermeyenın sıparişı kabul edılmez. Kitaplann tumu cilöı hakle 25.000. TL. 123456 Fiatı: 7.000. TL. Ödemeli isteme adresi: P.K. 77 06582 Bakanlıklar / ANKARA AİLESİ Sen, YUSUF METEVİ ANIYORUZ Izmir halkının ve gençliğinin yiğit önderi Sen, bilgeliğin, inancın, direncin ve kavganın sembolü Sen, Kanlı karanfilimiz... Bil ki seni ve andımızı unutturamadı Zulüm, ihanet, zor dönemeçler Gün, yiğit olana gebe. TAHSİ1N NOKTA VE ARKADAŞLARI İLK TURKÇE K U R ' A N I K E R İ M DENİZ ÖZKAN ile DENİZ KOTRA evlendiler. KozhıZonguldak 13.8.1988 Tercüme: Osman Nebioğlu Önerenıer Behçet Kemal Çağlar, Besım Atalay, Cemıl Sena. Cıhat Abaoğlu Hasan Alı Yücel. Kazım Namı Duru. Mustafa Guven, Nıhat Samı Banarlı Ulunay Birinci hamur, ciltli Eden 10 800 TL KDV ıçınde Odemelı eden 12.600 TL olup posta pulu karşılığı gönderilır. SÜMER KİTABEVİ Sahaflar Ça'Ş'S No 2 Beyazıt'lst 528 37 62