19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 14 AĞUSTOS 1988 A Rh (+) böbrek arayanlara... MERSİN (AA) Mersin'de kocası böbrek yetmezliğinden ölen Emine Aksoy, böbreğini bağijlayacak hasta arıyor. 5 çocuk annesi Emine Aksoy (41), böbrek hastası olup diyalize girmiş ve kurtulma imkânı bulunan herhangi bir hastaya böbreğini vermekten mutluluk duyacağını belirterek şunlan söyledi: "Bir süre önce eşim Şener Aksoy'u böbrek yetmezliğinden kaybettim. Günlerce böbrek aramamıza rağmen bulamadık. Sonuçtaeşim öldü." Kan grubunun A Rh Pozitif olduğunu belirten Emine Aksoy, isteyen kişilerin Mersin'de Yeni Mahalle 55. Sokak, Üç Kardeşler Apartmanı, A Blok, Kat 6, No: 11 adresine veya 16629 numaralı telefona başvurabileceklerini kaydetti. Ortaöğretimde btitünleme sınavları ANKARA (AA) MEGSB Müsteşan thsan Sezal, ortaöğretim kurumlannda 18 ağustos perşembe günu başlayacak bütünleme sınavları öncesinde öğrencileri uyararak, "geçen yıl olduğu gibi bu sene de ek sınav yok. Derslerinize iyi çalışın" dedi. Ortaöğretim kurumlannda 18 ağustosta başlayacak bütünleme, okul dışından bitirme, bekleme ve sorumluluk sınavları, 9 eylül cuma gunüne kadar sürecek. n ı ı u a r l a r r p n n a r p n k S a m s u n Beieutyesi, 20 par* ve U U V a i i a r I C I I t j a i C I I I V ç o ç u k bahçesinin duvartanna çizni film kahramanlannın resimterini yaptınyor Samsun Belediyesi yetkilileri, park ve çocuk bahçesi duvarlanna yaptınlan resimlerle, çevre güzelliğinin sağlanmasına çalışıldtğmı söytediler. Çocuklarm iyi bir ortamda oynamalarının amaçlandığını bildiren Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü yetkilıleri,resimlerinçevreye ayn bir güzellik katacağını belirttiler. Yetkilıler, daha sonraki yıllarda kent içındeki boş ve çirkin duvartann boyanabileceğim de kaydettiler. (Fotoğraf: AA) Paris önumuzdeki yıl Fransız Devrimi 1 I nin 200'üncü yılını parlak törenlerte kutlayacak. 14 Temmuz 1989a daha aylar olmasma rağmen hazırlıklar başladı ve ilk akla gelen Paris'in göztoebeği Eiftel kulesi oldu Çok sayıda işçi dört bir yandan koca kuleyi boyamaya girigtıler. Kule'nın boyanması ıçin tam 45 ton boya harcanacak. (Fotoğrat: Reuter) Eiffel'e makyaj Bütünleme sınavlan sonrasında başarısız olduğu ders sayısını bire indiren öğrenciler, önceki yıllarda olduğu gibi, bu yıl da "teic ders sınavı"na girebilecekler. 21 eylül tarihinde yapılacak tek ders sınavının sonunda basarısız olan öğrenciler, bir dersten sorumlu olarak üst sınıfa devam edebilecekler. nyetçi Parti kurultayında Cumhuriyetçiler başkan adaytarını seçecekter. Adaylığının kesınleşmesi beklenen George Bush dahil, Başkan Reagan ve eski Cumhuriyetçi başkanlardan Eisenhover ıle lincoln'ün büsöeri parti sembolü fü heyketteriyle kurultay salonunu süsleyecek (Fotoğraf: AP) C I I C İ P I I Önumuzdeki pazartesi gunü New M I 5 I C I I O r t e a n s 1 a yapllacak olan Cumhu HABERLERİN DEVAMI GÖCEK'ten HİKMET CETINKAYA CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Özal başını sallıyor: Yok canım. Yok öyle bir şey. Ayn bir konu o... Etibank işçileri, "bu yaşam koşullarında 100 bin lira maaşla nasıl geçiniriz biz?" diyorlar. Özal'a "kıspef'li soru soran kadın, söze giriyor hemen: Ne varmış geçinmeyecek. Herkesin yatı, parası olmaz ki... Eh burası çok doğru... Göcekliler Özal'a "evet" oyu verirler mi halkoylamastnda? Bize göre verirler elbet. Sayın Başbakanım Göcek ne zaman ılçe olacak? Önce bir belediye olun bakalım... Bir kaç kişi alkışlıyor Başbakanı. Göcek önce belediye olacak, daha sonra köy. Fethiye il olursa, Göcek de ilçe. Bu düş bir kaç ay idare eder Göceklıleri. Göbün koyundaki yemek bir hayli neşeli geçiyor. Gazetecıler hoşnut. İyi resimler çekmişler, bolca güneşlenmişler. Teknelere binip Göcek'e dönüyorlar. Özal başında kaptan şapkasıyla Nirvana yatına çıkıyor. Halkoylamasında "evet" oylarının yüzde kaç çıkacağım hiç söylemiyor. Milletini seven 'evet' verir... Göcek'teki Etibank işçilerinden yanıt: Pışşık, milletin gözü açıldı... Alan da kaçan mı? 25 eylülde yapılacak halkoyla (Baştarafı 1. Sayfada) ması bir genel seçim havasını terse evet oylarının oranı yüzde 49 olsun. Bu yüzde 49 onlann oy yansıtıyor... orarüannı yükselttiğini göstennez ki. Bu oran milletten istediğini alamadıgını gösterir, referandumda geçemediğini gösterir." Demirel referandum yapılınca artık oy oranının söz konusu olmayacağını da belirterek, "Erken seçim diyenlerin bu istekleri millet tarafından reddedildigi lakdirde halk seni istemiyor demektir bu, öyle takdim edilir" dedi. DYP Genel Başkanı, bu nedenle daha önce seçimlerde yüzde 36 oy alarak iktidar olmuş bulunan ANAP'ın, bu kez milletten istediğini alması için referandumda yüzde 50'nin üstüne çıkması gerektiğini hatırlattı ve bunu çıtası ylikselen bir yüksek atlama olarak değerlendirdi. özal'ı kastederek, "Çıtayı 1.20'den 1.40'a çıkardı. Hem çıtayı devirecek hem de kendisi devrilip gidecek" diyerek güldü. Demirel, "Referanduma başvurup halktan istediğini alamayan hiikümet, istediğini alamayınca ÛZAL'DAN 'SIHTÜSTÜ' Göcek'te tatilmi geçirmekte olan Başbakan Turgut Özal, işadamı Nurettin Ko bırakıp gider, başka yolu yoktur" çak'a ait Nirvana yatıyla Fethiye koyiarını gezıyor. Her sabah denize gırerek 34 kilometre yüzdüğunü söyleyen Ûzal, bu kez gazetecilenn isteğim kırmadı ve mayoşunu gıyerek yuzdü Bol bol fotoğrai çekilmesıne ızın verdı. Daha sonra da teknede duş aldı (solda) (Fotoğraflar AA) 4 yasa, Resmi Demirel'in silahını elinden alıyor Özal böylece. Özal, Deniz Baykal için de bir dosya hazırlatıyor. Aslında Baykal'ı ciddiye alıyor. Ancak, "Baykal bu işlerden anlamaz" deyip geçiştiriyor. Bu Özal'ın SHP Genel Sekreteri'ne karşı uyguladığı bir yöntem. Aslında ANAP'a kar<şı aiternatif SHP'yi görüyor. Yakın çevresine de bunu sık sık söyluyor. Halkoylaması sırasında Deniz Baykal'ın üzenne gideceğiz. Her türlü bilgi elimizde olsun... Örneğin Baykal'ı şöyle sıkıştıracak Özal: KDV'yi uygulamak istedi, ama uygulayamadı. Çok şükür bize nasip oldu. Bunlar ekonomiden filan anlamazlar, iki kere iki kaç eder diye sorsanız cevap veremezler... Ünlü işadamı Nurettin Koçak'ın Nirvana yatında isçileri de düşünüyor mu Başbakan Özal? Hiç sanmıyoruz. Acaba işçiler, Özal hakkında neler düşünüyor? Göcek'te Etibank işletmelerinde çalışan işçiler, koylarda nazlı gelin aibi süzülen Nirvana yatındaki Ozal'm kulaklannı çmlatıyortar. Özal'a gazetecıler sormuştu: Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'la görüşecek misiniz? Özal'ın yanıtı: Türklş yöneticileriyle Kaya Erdem Bey görüştü... Ardından bir soru daha: Türkiş'in halkoylamasında 'hayır' oyu vermesiyle ilgili mi? (Baftarafı l. Sayfada) di. O zaman hayır'a vurulan mührü görebilmek için sandık ayırım kurulları ne yapacaklarını şaşırırlardı. Binlerce, yüzbinlerce oyun geçersiz sayılması olasılığı ortaya çıkardı. Bu küçücük olanaktan ÖzaJ neden yararlanmadı, doğrusu hayret edilecek nokta. Gelecek hafta Yüksek Seçim Kurulu'nun belli başlı işlerinden biri "kahverenginin tonunu saptamak" olacak. Açık kahve mi, koyu mu? Uzmanlardan örnekler getirecek, karara bağlayacak. Şakaya gelir yanı yok olayın, çok yerde önemli ölçüde sonucu etkileyecek ağırlıkta. Kurul tartışma, duraksamalara yol açmayacak "renk tonu" bulmak zorunda ve elbet, bilıncinde. Sandık bilinci kuşkusuz resmi kurullarda, partilerde, sade insanlarda. Tersine görüntüler yok mu? Çuvalla... Örneğin 16 işadamı ıle yapılan ankette 6 beyaz, 5 kahverengi, 5 de "kararsız". Örneğin Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı "bu iş bir an önce olsun bitsin" diye beyaz dıyor. Bir an önce olup bitecek nedir? Ûç ay sonraki seçimi erkene almak. Oysa Sabancılar işlerinin gereği siyaseti adım adım izlerier.. hele ekonomik durumu özel, açık bütün istihbarat kaynakları ile. İzlerier, ama halkoylamasını "işin bir an önce bitmesi için beyaz oya" bağlayıverirler. Halkın iktidaria hesaplaşması işlerine gelmeyebilir. Erken seçimin Özal'ın uyuşmaz tutumuyla halkoylamasına geldığinden sanki "bihaber". Sankı ürettıklerı lastik fıyatının bir yılda yüzde 123 arttığını bilmezler. Çoğunluk ayakta zor duruyormuş, hele beyaz çıkarsa yeni zamlarla dizleri üstüne düşecekmiş. Ama holdinglerimizden kimıleri beyazdan pupa yelken: enflasyon artsın, kredi faizlerini dengelesin, Özal yürüsün yolunda, holdinglere paralar şıkır şıkır. Özal'la bakalım daha hangi çevreler, kişiler, yayın organları ağız biriiği edecek, göreceğiz. Zira hakseveriik görüntüsü altında, 'efendim halkoylaması dediğın seçimi erkene almaktan başka nedir ki' demeye hazırlananlara her namaz sonrası Özal tabii Allahın yardımıyla dayanacakları öyle öğeler veriyor ki... Batıda karar alındıktan bir ay sonra seçim yapılıyormuş. Oysa oralarda halkın seçeneğini pekiştiren kamuoyu oluşturması TV'den basına kadar uyum içinde günübirlik. Bizde bir ay sonra seçim, Özal'ın TV'yi tekelden kullanması ile gerçekleşmeli. istediği bu. "Karardan bir ay sonra sandık ", Batıda tartışılır, bizde tartışmasız ret. Neden? Özal'ın mantığı ile çok basit. Geçen yılın Özal'ına bakınız, özgün yasayı 1987'de Meclisten geçirmiş, halkoylamasında sandığa karardan "120 gün sonra gidılmesi" hükmünü bizzat kendisi getirmiş. Diyelim ki bu kez ayağı üzengıde yakalandı, sandığa gidişi 40 güne indirdi. Ama geçen yılki kararı, halkoylamasının karardan 120 gün sonra yapılmasına yanlı. Yüz yırmi gün kuralını koyan Özal.. genelde her türden sandık kararını bir ay içinde uygulamaya koymayı savunan yine Özal. Siyasal tutarlılık mı, hak getire!.. Seçim kaçağı savları göle yoğurt çalmaya dönüşmek üzere ya, hem yenilgiye bugünden gerekçe bulmak hem de gözleri başka yönlere kaydırmak için yeni görüşler icat ediyor. Hayır çoğunlukta olursa diyemiyor, "oyumuz az çıkarsa" diye başlıyor. Bu, halkın iktidara "uyarısı" olacakmış. Üstüne üstlük ulusa bir de buyruk. Duyan insan, duyan parti zangır zangır titreyecek. Besbelli böyte inanıyor. Otumsuz sonucun uyarıdan öteye anlam taşıdığını "hiç kimse düşünmemeliymiş!" Göcek'te göğsü yanmış, boyun altı beyaz, yüzü kırmızı Ozal'ı ekranda görür görmez; İnönüBaykalDemirel bütün işlerı bir yana attılar, toplantılar gırla gidiyor, halkı buyruk gereği uyarıya hazırlama çalışmalanna gireceklerdi, Başbakanımız belki de öyte sanıyor. Oysa dün sabah Ege'den dönen Baykal, "halkın hayır'a bakışı doğa sıcağını aştı" diyordu. İnönü ve Baykal "sandıktan 50 + 1 çıkar, Özal yokuş aşağı... Genel seçim yolu açılır, yeni iktidarın kim olacağına bakılır" diyordu. Demirel "Söylediği her şey maval. Güldür güldür gider" diyordu. Tabii muhalefet, geçersiz kimi yorumları Özal'ın "az çıkacak oylarını pekıştırmek için" kullanacağını gözeterek. halkoylamasının bir parti lehine sayılamayacağını açık seçik söytemeye başladı. Özal, DYP oylarını hayır'dan kaçırmak amacıyla bu parti tabanına verecekleri her oyun SHP'nin iktidar olmasma yarayacağını şırınga etmeye çalışabıhrdi. Oysa halkoylamasında irili ufaklı bütün partiler aynı kabın içinde. Hayır oylarını bütünüyle bir parti lehine görmek ne mantığa ne de gerçeğe sığar. Özal'ın gitmesı olasılığına ilk işaret halkoylaması, yeni iktidar arayışı bir genel seçimde. Demirel bunu vurguluyor, tabanına mesaj veriyor, oyuna kapılmasınlar diye. Baykal işin püf noktasını yakalamış, İnönü aynı yargıda, halkoylamasını "sonun başlangıcı" gördüklerinı söylüyorlar. Bu arada dün sabah yine gözledik. SHP, onaydan geçen yasaları Anayasa Mahkemesi'ne götürsün mu, götürmesin mi duraksamaları içinde. Özal. günlerdir 127. maddeyi durmadan açıklayarak hukuksal deyimler sıralayarak son manevrasında var olduğuna inandığı haklılığı anlatabiliyor mu?.. Anayasaları halka götürdüğünü durmadan söyleyerek demokrasi havariliğine kimseyi inandırabiliyor mu? SHP bu yolu tutarsa hukukun tüm inceliklerini halka nasıl sindirecek, doğrusu yanıtı zor soru. "Seçim kaçağı" suçlamaları henüz taze iken, SHP Anayasa Mahkemesi'ne giderse ANAP'ın eline "kaçağı" güçlendiren yeni bir koz vermeyecek mi? Neymiş SHP'nin kaygıları?.. Efendim Inönü, Özal'ın durumuna düşmek istemiyormuş. Anayasa bir kez ihlal edilirse kıyamet kopmaz demişmiş. Şimdi hukuksal kimi sakıncalar varken, sonuç ne çıkar belli değil SHP yüksek mahkemeye g'rtmezse Özal'ın çarpık hukuk mantığına sığınmış olabilirmiş. Her şeyin ayağa kalktığı ortamda "mışmışlarla" halka seçim kaçağı olmadığını gel de anlat, tabii anlatabilırsen! Kaçan mı? GÖCEK Başbakan Ûzal, Nirvana yatının üst güvertesinde, başında kaptan şapkasıyla güneşlenirken Cumhurbaşkam Kenan Evren'in anayasa değişikliğini onaylamasından hayli memnun görülüyor. Günlük gazeteler Muğla2 teknesiyle Etibank tesislerinden Özal'a ulaştınlıyor. Özal, gazetelerin başlıklarına göz ucuyla bir bakıyor sonra keyiflenip, "köşeye sıkıştılar" diyof. Köşeye sıkışanlar Inönü ile Demirel. Anayasanın halkoylamasına sunuluş tarihi 25 eylül. Başbakan tatil süresince SHP ve DYP'ye karşı kulianacağı silahları ünlü işadamı Nurettin Kocak'ın Nirvana teknesinde saptayacak. Başbakan Özal'm en güçlü sılahı sanırız şu olacak propaganda sırasında: Biz anayasanın sahibı millettir diyoruz, onlar ise biz millete inanmayız diyorlar... Mıllete inanmayanlar milletten nasıl oy isterier? Başbakan Özal, dün öğle saatlerinde Göbün koyunda gazetecilere verdiği yemekteki sohbet sırasında bir önceki günkü gibi SHP ve DYP'yi hafife almayı yeğliyordu. Sık sık, "bunların işi bitmiş" derken, aslında "hayır" oylarının "evet" oylarından lazla çıkacağına inanıyordu Ama, bir kez ok yaydan çıkmıştı. Halkoylaması yapılacaktı. Ya ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Aşık'ın "Evren'in görev süresınin uzaması gündeme gelebiiir" sözleri? Ozal'ın bir hayli canını sıkmıştı Aşık'ın açıklaması. Hemen Ankara arandı. Olur olmadık zamanlarda eski genel başkan yardımcılannın demeç vermemeleri ve daha duyarlı olmaları gerektiği bildirildi. Sonra çevresindekilere döndü. Alaycı bir dille, "şımdi bunu da kuljanırlar" dedi. Özal'ın çokçekindiği bir konu var: Bu da İnönü ve Demirel'in, halkoylamasını "Özal'a hayır" kampanyasına dönüştürüp, ANAP'ın oy yüzdesini aşağılara çekmek. Hesaplar hep bu çizgide yapılıyor. İnönü ve Demirel'in bu kozuna karşı değışik yöntemler aranıyor. Başta belırttiğimiz gibi birincisi, "İnönü ve Demirel milletten kaçıyor" denilerek, hesabı bozmak. Ama bu oyun tutar mı? Göcek'te bir kadın, Başbakan Özal'a soruyordu: Başbakanım kıspetini alıp gelsin güreşelim diyorlar size... Özal bir hayli keyifleniyor. Basın danışmanı Can Pulak, kadına parmağıyla "sus" işareti yapıyor. Özal, kadına yanıtını verdi bile: Biz kıspeti giyip getdik. Onlar kıspetı bırakıp kaçtıtar... "Kıspet" sözü Demirel'in. Özal'ın baskalannm "kıspetiyle" güreştiğini söylüyordu Demirel. Şimdi, "kıspef'le Özal atağageçiyor. Halkoylaması sırasında, Demirel: 'Hayır'la Ozal dedi. Demirel bugün Istanbul'da bir haftalık yoğun bir program uygulamaya başlayacak. Bu sabah Beşiktaş DYP ilçe merkezinde genişletilmiş il divanı toplantısına katılacak olan Süleyman Demirel, yann da Sheraton Oteli'nde, işçi, memur, emekli, esnaf aileleri ve genç temsilcileri ile sabah kahvaltısı yapacak. Demirel, çarşamba günü TÜSİAD'ı ziyaret edecek ve işadamlan ile görüşecek, aynı gün tstanbul Sanayi Odast'na da ziyarette bulunacak. Perşembe günü lstanbul Ticaret Odası ve Deniz Ticaret Oaası'nı ziyaret edecek olan Demire!, cuma günü de Gazeteciler Cemiyeti ve TGS'yi zjyaret edecek, daha sonra Nuruosmaniye Camii'nde öğle namazı kılacak. Cuma gecesi de DYP il örgütünün Hilton Oteli'nde vereceği baloya katılacak. Cumartesi gunü bir basın toplantısı düzenleyecek olan Demirel, daha sonra Lunapark Gazinosu'nda hanımların tanışma çayına katılacak. Demirel, bu temasları sırasında tstanbul'daki iş çevrelerinden DYP'ye referandum için gerekenfinans yardınunı da sağlayıp sağlayamayacağı yolundaki sorumuz üzerine, " O işler benim işim degil; parti içinde benim işlerim ba>kadır, bu işlerin sahipleri başkadır" dedi ve mali konularda, referandum için gereksinilen finansman miktan gibi sorulanmıza yanıt vermedi. • BAYKAL Ozalpabucunu alıp gidecek TÜREY KÖSE KUŞADASI SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal Başbakan Özal'm "seçimden kaçıyoriar" propagandasının demagoji olduğunu savunarak, "Asıl onlar kaçıyoriar, bu demagojive pabuç bınkacak adam yok. Ozal'a pabucBnn verip göndereceğiz" dedi. Baykal ayrıca seçım konusunda kompleksleri olmadığını, en iddialı parti olduklanru söyledi. Referandum ile ilgili yasa tasartsının Cumhurbaşkam Kenan Evren taraîmdan onaylanmasından sonra SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal "hayır" turuna Ege'den başladı. Baykal önceki gün Selçuk ve Kuşadası'nda açık hava toplantılannda konuştu. Önceki gece de partisinin düzenlediği yemeğe katıldı. Yemeğe Aziz Nesin de katıldt. Gazetecilerin Aziz Nesin'in neden televizyona çıkmadığı sorusuna Baykal, "Arabeskçi olsaydı çıkardı" karşılığını verdi. Baykaî gece yansından sonra oteline döndüğünde gazetecilerle sohbet ettj. Referandumun ciddi bir anayasal müessese olduğunu, yetli yersiz gündeme getirilemeyeceğini vurgulayan Baykal şöyle dedi: "Değerli bir konu için referandum yspılmıyor, Göoul isterdi ki, çok daha ciddi konularda halk sandık başına gitsin. Bu bir siyasi problem değil, hukuki bir problem, tek alternatifı var. Ya kazanırsuıız, ya kajbedersiniz. Bu önemli bir soançtur. Kendisine savgısı olan bir hiikiimet bunu yerine getirmelidir. Çok önemli değilse, sonucuna kattanraayacaksan buraekanizmayıharekete geçirip, milyarlar harcayarak ülkeyi seçim gergintigi içine sokmak çok yanlış. Genel Ba>kanımız referandumun Özal için güveno>u olduğunu söyledi. Bundan sonrası Sayın ÖzaJ'ın sorunu." Baykal Türkiye'nin 83'ten bu yana olağan bir seçim yaşâmadığını vurgulayarak söderini şöyle sürdürdü: "Bir kez adam gibi bir seçim yapın. Sekiz defa sandık başına gidildi. hep yeni düzenlemelerie Beş yd önce martta seçim yaptamz. nygundu beyefendi de şimdi mi uygun değil. Kabol etmezsek seçim kaçağı suclamasıra getirecekıniş. Ne aiakası var. Biz seçim U1i>oruz. Hiçbir siyasl parti bizim kadar seçim ısteyemez. Ana muhalefet partisinin seçimden kactığı aerede göriilmüş. Ama uygun latnanda yapılmasını istiyoruz. Anayasa süreyi koymvş." Baykal ANAP'ın propagandasında "seçimden kaçıyorlar" gorüşüne ağırlık veıdiğinin arumsatılması üzerine de şunları söyledi: "Bizim seçim konusunda kompleksimiz yok. En iddialı partiyiz. Mart 88'de seçim yapmaktan asıl Ozal kaçıyor. Haziran seçim inden kaçtı. Sonra martta (Araasın dedi. Tabii o zaman benim hac unntuhır. Suikast unutalur. Yagmur «ğar. o gune kadar zam yapamam. Böyle düşunuyor. Benim muhalefet olarak göre>ta ona yardım etmek değil. bunu teş. hir etmek. Seçimden kaçıyortar demagojisine pabuç bırakacak adam yok. Üç ay sonra zaten seçim var. Özal'a pabucunu verip göndereceğiz. ANAP, belediyelerin çoğunda iktidarda, bir erken yerel seçimde bu iktidar daha mı pekisecek. tstanbul. Ankara, İzmir, AAana'ya ek olarak Washirmton, Bniksel de mi ellerine geçecek. Seçime gitti^inizde bu iller eilerinizden gidecek. Üç ay son» hepsi gidecek. Bunu biliyorlar. Kâr etmesi mümkün degil. Zaran asgariye indirmeye çauşıyor. Bunun için bilançoyu kasımda çıkarayım diyor. Dur kardeşim, bilanço martta çıkar." Bayka! aynca TRTden yakınarak, "Başbakan vt bakanlar yttli yersiz uzun konıışmalar japıyorlar, tele\iıyonda »k stk boy gösteriyorlar. Biz aynı oranda yararlanamıyoruz" ded^ TRT Genel Müdürü Cem Duna için ANAP içinde eleştiriler ammsatıidığında da "Kendi içlerindeUİ çeiişkiler Mzi ilgilendirmez ama larafsız davrandığım diişünmek mümkün değil. Alenen taraflı bir şekilde iktidarı korujor*" diye konuştu. Ozal: SHP 25 eylülde sınıfta kalacak (Baftarafı 1. Sayfada/ nın bu tatili sırasında yasağı kaldırdığı dikkati çekti. Yemekte tüm gazetecilerle tanışan Özal, sohbet sırasında ilaçta KDV'nin düşürülüp düşürülmeyeceğini soran bir gazeteciye "Türkiye'de ilaç fiyatlan diger ülkelere göre daha ucuz" dedi. Ardından serbest ekonomi sistemini anlatar özal, "Devtetin görevi serbestinir tam olmasını sağlamaktır" diye konuştu. Bunun üzerine Türkiyedeki ekonomideki tekelleşme eğilimine dikkati çeken ve "Bu serbestüği sagladınız mı?" diye soran gazeteciye "Bu maalesef bizdc tam degildir" yanıünı verdi. Ekonomi üzerine konuşurken devletin ya da belediyelerin fıyat kontrolü yapmasının ekonomi ye ahlakı bozacağını öne süren Özal şunlan söyledi: "Eğer bu denetimi tam olarak açıkladı. doğru yapamazsanız, birincisi ureGazetecilerin, "Siirekli olarak tim azalır, ikincisi bu kesimi ruşSHP'yi eleştirivorsunuz Ecevit'i vete sokmus olursunuz." hiç eleştirmiyorsunuz" demesi Sohbet sırasında evlilik konusu üzerine Özal, "Ecevit eski Halk gundeme geldiğinde, Özal, gaze Partisi'nin ayn bir parçasıdır. tecilik yapan kadınların evlenme Ama bu eski partinin gövdesi sinin zor olduğunu söyledi ve bir SHP'dedir. Aynı zihniyet daha köbayan gazeteciye "Eğer ANAP'lı tiı olarak orada var" diye yanıtlaolsavdın seni çoktan evlendirmiş dı. tik. SHPIiler evde kalır. ReferanTürkiye'nin 1980 oncesi ekonodumda da sınıfta kalacaklar" di mi politikasını eleştirirken "Peki ye konuştu. Türkiye'nin uzun sü siz o önemde kendi görüşlerinizi re seçim atmosferinde tutulması açıklayıp vapılan yanlışbklara diknın zararlı olduğunu belirten kati çekmediniz mi?" sorusu üzeÖzal, yerel seçimleri erkene alma rine Özal şunlan söyledi: istemini "Genel ve yerel seçimleri arka arkaya yapalım, Türkiye'yi "Ben 19651971 yıllan arasında seçim atmosferinden bir an önce görevde bulundum. O iyi devreykurtaralım. Çıinku seçim atmos di. 197179 arasında yoktum. Şimferinde gerek rauhalefetin gerek di hâlâ o donemin enkazını lemizse hükumetin de dilediğini gerçek lemeye calışıyoruz" diye yanıtlaleştirmesi güçlcşmektedir" sözuvle dı. "Ama efendim 1977'de de Erbakan'ın miHetvekili adayıydınız" diyen bir gazeteciye Özal "O, bu devrede konuşulacak bir şe> değil" karşılığını verdi. Saat 13.00 sıralannda Göbuk koyuna varan gazetecilen Başbakan özal, burada beyaz giysilen ile karşıladı. Oldukça sıcak bir sohbet ortamının yaratıldığı yemekten sonra gazetecilerin sorulannı toplu halde yamtlamak yerine her gazetenin muhabiri ile, onar dakika ayırmak suretiyle tek tek gorüştu. Ardından gazetecilerin isteğini kırmayarak mayoşunu giyen Özal denizde yuzdü. Bu arada bazı gazeteciler Özal'a yüzerken eşlik edip "Denizde röportaj" yaparken bir grup gazeteci de Başbakanın yuzerken fotoğraflannı çekti. Özal, gazetecilerin "Sırt iistu de yuzer misiniz?" isteğini kırmadı. Gazetette yayınüandı "Evet"çıkarsa yerel seçim takvrmi sıkışacak ANKARA (Camhurijet Bürosu) Anayasa değişikliği yapan yasa, dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürüriüğe gjrdi. Yerel seçim, referandum ve Hazine yardımı ile ilgili yasalarda değişikjik yapan yasalar da Resmi Gazete'nin dünku sayısında yer aldı. Yüksek Seçim Kuruîu da, dün referandum takvimi üzerinde çalışmaya başladı. Anayasa değişikliği ile ilgili yasanın Resmi Gazete'de yayımlanması üzerine çaüşmaJanna basla>an YSK, hazırlayacağı takvime baz olarak referandumun yaptlacağı 25 eylül pazar gününü aldı. YSK, ayrıca yvmdışındaki yurttaşlann gümrük kapılannda 55 eylül gunünden itibaren oy kullanmalannı kararlaşurdı. Kurui, çalışmalanna dün Başkanvekiîi Muıaffer Cebesoy'un başkanbğında başladı. YSK Başkanvekiü Muzaffer Cebesoy ise, "Bugün bu kararlan alabildik, gerek seçmenler açısından gerek seçim görevlileri açısından bundan sonra yapılacak tüm işlemler sırası geldikçe tek tek açıklanacak" dedi. Bu arada bazj YSK yetkilileri, referandumdan "evet" çıktığı takdirde, erken genel yerel seçimleri 13 kasıma yetiştireceklerini; ancak takvimin sıkışabileccğini söylediler. ANKARA'dan YAIÇIN DOĞAM (Baştarafı 1. Sayfada) ElHak Başbakan Özal da "beni destekle, yoksa" kuralını çok iyi uyguluyor. Genel seçimlerde uyguladığı bu yöntemi, ANAP iktidarı şimdi yerel seçimlere taşımayı düşünüyor. Bu düşünceyi önceki gün Resmi Gazete'de yayımlanan bir yönetmelikle uygulamaya kararlı olduğunu gösteriyor. Thatcher'e kahkaha attıran sistem, kendi içinde "seçim bölgelerini kendi oy dağılımına göre ayarlayarak yeni seçim bölgeleri oluşturmak" mantığına, yani "seçim bölgesi hilesine" dayanıyor. İşin içinde "hile" olduğu için, Bayan Başbakan hayretini gizlemeden "ama..." diyerek çığlığı basıyor. Olay kısaca şu: Örneğin, Ankara'nın Çankaya ilçesinde ANAP güçsüz. Çok büyük olasılıkla Çankaya'da Belediye Başkanlığı seçiminı SHP kazanacak. ANAP bakıyor, Çankaya'da SHP hangi mahallelerden çok oy alıyor?.. İşte, bu mahalleleri cımbızla çekiyor ve örneğin kendinı güçlü bulduğu Altındağ ilçesinin belediye sınırlarına dahil ediyor. Böylece güçsüz olduğu Çankaya'yı kendi lehine dengeliyor. Sosyal demokratların güçlü olduğu mahalleyi de kendisinın güçlü bulunduğu bir başka ilçede, Altındağ'da eritiyor. Çankaya'yı kazanma olasılığını arttırıyor. "Seçim bölgesıyle oynama"... "Seçmenlere göıe seçim bölgesi düzenleme"... "Seçim bölgesi hilesiyle oyjarı parçalama"... Ne derseniz, diyebilirsıniz. İşin özü bu. Önceki gun Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğe göre, belediye seçımlerinde kullanılacak olan "bu düzenleme" 13 Kasım ıçin geçerli değil. Halkoylamasmdan "evet" çıkarsa ve dclayısıyla yerel seçimler 13 Kasım'da yapılırsa, bu düzenleme gerçekleşmeyecek. Ama "hayır" çıkarsa, o zaman belediyeleri kendi oy avantajına göre yeniden düzenlemek mümkün olacak. Özal belki de halkoylamasından "hayır" çıkacağım tahmin ediyor ki, uygulamada bu kadar acele etmiyor. Düzenleme yetkisini de İçişleri Bakanlığı'na veriyor. icat edenleri bile hayrete düşürecek ölçüde "hipbir sınır tanımadan" uygulandığı yer Türkiye. En çarpıcı uygulaması 1950'lere rastlıyor. 1954'te Kırşehir'in Demo](;rat Parti tarafından seçimde kaybedilmesi üzerine il iken ilçeye dönüştürülmesi, hem bir kızgınlığın ifadesi, hem de tam anlamıyla "gerrymandering" yapmanın ta kendisi... Otuz yıl sonra, Özal benzer oyunlara başvuruyor. Madem ki, "maksat seçim kazanmak", haydi o zaman "herşey mübah"!.. Ha bir seçim sonrasında bir ili ilçeye dönüştürmüşsünüz, ha Yöntemi'n kendisi İngiliz icadı. seçim öncesinde bir ilçeyi kenAmerikan patentiyle karışık. Gü di oy avantajınıza göre bölmüşnümüz siyasetinde ise, yöntemi sünüz... Arada ne fark var ki?.. (Baştarafı 1. Sayfada) kendisine geldi mi, 'Ben 5 yıl için seçildim. Görevimi sonuna kadar lamamlarım' diyor. Ama obur yandan 5 yıl için seçilen belediye başkanlannın görev süresini kısaltmaya çahşıyor. Sanki belediye başkanları 5 yıl için seçilmedi" dedi. Erdal İnönü, Özal'ın referandum öncesi TV'yi yine alabildiğince kullandığını bildirerek TRT'nin tutumunu eleştirdi. tnönü, şunlan söyledi: "Özal 'Referandum Yasası çıkb, propaganda için TV 'yi kullanamayacaklar' diyur, ama kendisi kullanıyor. Bu dunımda referandumun niçin yapıldığmı vatandaş yine bilemeyecek. Daha önce konu\u TV'de tartışalım dedik, hazır olmadıklannı söylediler. Şimdi de yasal olduğu için konuşamayız diyecekler. Haberlerde TRT spikeri de büyük bir hata yaptı. Referandumıın 13 kasımda seçim yapılması için olduğunu söyledi. Hakikat bu değil. Referandum yerel yönetimlerin gorev süresini keyfi olarak kısaltmak için vapılıyor. TRT'nin boyle bir şey yapma>a ne hakkı var? TRT doğru bilgi vermiyor. Baştan aşağı ANAP'ın propaganda makinesi gibi çalışıyor. Biz gerçekleri mitinglerle doğrudan vatandaşa anlatacağız." Bu arada SHP'nin son anayasa değişikliği, buna bağlı olarak çıkanlan uç yasa konusunda Anayasa Mahkemesi'ne başvaruda btılunup bulunma\acağı yann belli olacak. Inönü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle