27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HAVA DURUMU Meteoroloji Genel Müdurluğu'nden al:nan bılgıye göre. bütun bölgeterimiz az bulutlu ve açık geçecafc. HAA SICAKLIĞI: Ûnemli bir defcMcolmayacak. RÜZGÂR: Kuzey ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Oenizlerde, yıkta ve karayelden 35 kuvvetinde saattE 1021 denc mili hızla esecek. DEN12 Mutedil dalgaı olacak. Dalga yukseklıği 0.5 ila 2 m. görüş uzaktıjjı 1015 km. dolayında bulu batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göi hafif nacak. Van gölunde hava parçalı az çalkanülı olacak. Görüş uzaklığı 1015 km. dolayında bubulutlu geçecek. Ruzgâr kuzey ve lunaca. y. aç* I DuUOu A A Mıyamaı A A Afyon *0n A Anfcara A Anafcya A Antalya A Artan A A A BUKİh A A A BMs A Bolu A Bursa ÇanaUofc A A Çonım A Dene* HABERLERÎN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGÜN 34° 18» Diyartator A 3 6 ° 1 6 ° M m a A 32°i"KHtoraş i r :~ Edıme A 30° '*> Mçrein 36° 20° Erzmcan A 26° 8° Mugla 29° 14° Erzunım ^ 29°13°Muş 26° 8°Eslo$«f»r 30° 15° Gaaanfct) A 36°21°Ni*te A 23° 15° Ortu 33°21°Gıresun 30° 17° Gumüshane A : 26° 16° Hakkki A 30° 16° Samsun 35°1«°Spam A 28° 16° Sınop 32° 14° İstanbul 31° 15° bnır A 33°18°S»as 30° 12° K » A 25° 9°TMdntoO 30° 11° Kastamonı A 29° 13° Irabam 30°15°K4Mri A 30° 15° KırMarei A 28°19°Ko»/a A 30°17°VSn 30°12°lffiUI«( A 28° 13° Ytadat 33°17°kM«ya A 32° 12° ZonguMak Amsfcfdam Amman AOna Bajdat Barcctona Basel Mgrcd 9 HAZtRAN 1988 DÜNYA'DA BUGÛN B 21° A 35° A 33° A 38° Y 26° B 16° B 25° Y 20° B 21° B 21° Brulsel Budapeşle B 20° Cenem B 16° Y 30° A 43° Cıdde A 44° Oubaı Frankfurt Y 22° ume A 33° Helsnta B 18° A 33° Kahire Kopsnhat B 17° B 22° Kfito Leltoşa A 34° B 27° B 20° B 25° B 22° B 24° Y 28° Y 21° A 28° B 19° Odo B 23° Pjns Prag Y 20° A 44° Rıyad B 25° Rorna B 29° **» A 37° Sam A 28° A 30° Imus Y 23° Venedik B 23° Vtyana B 21° Vfcslunglon A 26° Zünh B 15" Lenngnd Londra Madnd Mılano Montreal MostaM Munıh ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Mektubumu İsterim... Ölüm cezasına hükümlü Abdülkadir Konuk, şimdi Konya "E Tipi" Cezaevi'nde yatıyor. Oraya, Ermenek "E Tipi" Cezaevi'nden geldi. Ermenek'e de Burdur'dan gelmişti. Abdülkad'r Konuk'un dolaştığı cezaevlenni daha önce, bir "Ankara Notlan'nda anlatmıştım. Abdülkadir Konuk'un "Gün Dirildi"den sonra, yeni bir kitabı çıkmış, adı "Çözülme". Krtabın çıktığını bilmiyordum. Diyarbakır'da, ABC Kitabevi'nde, Muzaffer ilhan Erdost'la birlikte kitaplarımızı imzalarken bir okur, Abdülkadir Konuk'un yeni çıkan kitabını uzattı: Bu kitaba bir imza atar mısınız? dedi. Abdülkadir Konuk'un yapıtına, gönlümce bir şeyler yazıp imzaladım okura Sonradan öğrendim Abdülkadir Konuk'un Ermenek "E Tipi" cezaevinde yatarken bana yolladığı bir mektubun "imha" edildiğini. Ermenek "E Tipi" Cezaevi, yetkilileri, Konuk'un yazdığı mektubu mektup zaten açık okurlar, yollanmasını "sakıncalı" görerek durumu Ankara'ya, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne sorarlar. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü Ks/411510 sayılı yazı ile 'Tutuklu Abdülkadir Konuk'un gazeteci Mustafa Ekmekçi'ye yazdığı mektupla ilgili olarak tüzüğün 147. maddesi gereğince işlem yapılmasını" ister. Örneği elimde bulunan, "TC. Ermenek Özel Tip Kapalı Cezaevi Müdürlüğü Disiplin Kurulu BaşkanltgY'nın 1988/8 sayılı karannın sonunda şöyle deniyor: "Adı geçen hükmen tutuklunun göndermiş olduğu ve yukarıda sözü edilen mektubun her tarafının cezaevimiz disiplin kurulunca sakıncalı görülmesi nedeniyle tüzüğün 147. maddesi gereğince imha edilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.3.1988 Yunus Ozden (Cezaevi Müdürü, Başkan), Salirn Büyüktanır (Cezaevi öğretmeni, üye), Ahmet Canan (İnfaz Memuru, üye), Hasan Bilgili (İnfaz ve Koruma Başmemuru, üye)." Cezaevlerinden mektuplar geldiği olur. Bayram. yılbaşı kartlan gelir. Onların tümünde "görülmüştür" damgası vardır. Cezaevi yöneticileri, mektuplan okuyanlar, bunlann içeriğini de biliyorlar demektir. Bunlarda bir suç öğesi varsa yazan hakkında gerekli işlem yapılabilir. Ama bu gerekli işlem de hukuksal olmalıdır, keyfi değil. Abdülkadir Konuk, öğretmenken İzmir'de Tariş olayları gerekçe gösterilerek tutuklanmış, 12 Eylül sıcağında, ölüm cezasına çarptırılmıştır. Evlidir, çocukları vardır Sekiz yılda cezaevlerinde iki krtap yazdı. Mektupları, değişik bir biçemde yazılmıştı; acıyı sanki şekere bulamış gibi. Böyle insanlara bu yapılır mı? Ne demek yok etmek, yakmak? Geleceğin cezaevlerinı yazacak olanlar bu mektuplardan da yararlanacaklar. Bu çagdışı kararda adları geçenler, imzacılar, Avrupa Topluluğu'na katılmayı bekleyen Türkiye adına oralara yollanmalıdırlar. "Biz insan haklanndan yanayız, iste biz buyuz!" desinler... Türkiye'yi ne güzel tanıtırlar böylece. Bir yazara, gazeteciye yollanan mektubu yok etmeye ne haklari var? Haberleşme özgürlüğunden, basın özgürlüğünden anladıkları bu mudur? Yetkililerden yanıt bekliyoaım, mektubumu da istiyorum! Bir süredir, Abdülkadir'den, Konya'dan da mektup gelmiyor; duyduğuma göre üç ay "mektup yasağı" konmuş. Kitap, gazete okuma yasağı, mektup yasağı, ne ilginç işkence değil mi? 12 Eylül'den beri, cezaevierine, tutukevlerine tıkılmış olanlar, işkencelerden geçenler dertlerini kime anlatacaklar? İnsan Haklari Derneği'ne, bir de yazarlara. Sağcı iktidarların kös dinlediğini içerdekiler de biliyorlar. Konular arasında, birçok güncel konu varken, dirençle tutukevlerinden, cezaevlerinden söz etmemin nedeni budur. Onlar, bu toplumun parçaları, insanlarıdır. Onlardaki yaşama sevincini, hevesini kurutmaya kimsenin hiçbir hakkı yoktur, olamaz. Aydın'da, cezaevinde tutukluların yakınları karşılastıkları işlemler nedeniyle Ankara'lara taşındılar. Analar, nişanlılar, babalardı Güvenpark'ta, İnsan Haklari Derneği'nde toplananlar. Adalet Bakanlığı: nda dilekçeleri alınmadı diye onlar da açlık grevıne başlamışlardı pazartesi günü Güvenpark'ta. Sonunda dilekçelerinı Adalet Bakanı'na verebildiler. Aydın "E Tipi" cezaevi nde 200 kişi açlık grevindeydi. Bunlardan bir bölüğü açlık grevinde 20 günü, bir bölüğü ise 16 günü doldurmuştu. Üç kişi açlık grevi nedeniyle sayrılanmış, serum verilmeye başlanmıştı. Savcı ilhan Mesutoglu, savunman Yıldınm Aycan'ı müvekkilleriyle görüştürmemiş, neden görüştürmeyeceğine ilişkin imzasıyla yazılı bir yanıt da vermişti. Bunda özetle şöyle deniyordu: "Tünel kazma, yangın çıkarma ve firar teşebbüs olayları nedeniyle uygulanmakta olan olağanüstü hal planı gereği, görüş izni verilemeyeceği..." Hükümlüler, tutuklular "Cezaevinde bir ısyan olmadı, yangını da biz çıkarmadık. Savcı bize isyan olmadığını, yangını da bizim çtkarmadığımızı söyledi. Basına ise başka tüıiü demeç verdi. Demecini de yalanlamadı. Cezaevinde yangın çıktıktan 1.5 saat sonra, itfaiye geldi. Bunun da nedeni açıklansın" dryorlardı. İleri süruldüğüne göre, 2122 mayıs günleri, Foça'dan getirilen 500 kişilik bir komando birliği, tutuklulara "işkence" yapmıştı. İşkenceciler hakkında soruşturm açılmalıydı. Aynı gün tutuklulara ekmek, su verilmemişti. Bunun dc nedeni açıklanmalıydı. Açlık grevindekiler ayrıca, tüm kişisel eşyalannın alındığını, kiminin kilotla kaldığını bildirryorlar, eşyalarının geri verilmesini istiyorlardı. Adalet Bakanı'na verdikleri dilekçede tutuklu ve hükümlü yakınları, özetle şöyle diyorlardı: "Açlık grevi, şeker ve tuzun idarece verilmernesi ve zaman zaman da vanalardan suyun kesilmesi nedeniyle ölüme dönüşmüştür. Çocuklarımız ölüme adım adım yaklaşmaktadırlar. Görüşebildiğimiz yanm saat içinde sağlıklarının ne kadar bozuk olduğunu bizzat gözleyebildik. Kimi yürüyememekte, gardiyanlar yardımıyta ayakta durabilmekte, kimi de vücudunda dayağın izlerini taşımaktadır. Tutuklu ve hükümlü yakınları olarak bizler, bu baskı ve ışkenceleri protesto ediyor, yakınlanmıza bu olaydan önce kazanılmış ve uygulanmakta olan haklannın iadesini ve insanca yasam koşullannın bir an önce sağlanmasını istiyoruz." J A ac* B Dmulu K an S ss« Y Kahirem GOZLEM UGUR MUMCU Koşullardan biri, "seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüöe usyisüzlük" öteki de "kanuna aykın uygulama"öır. İlçe seçim kurulu, kongre seçimleri için oluşturulan sandık kurullarında adayların da bulunmasını, öyle anlaşılıyor ki, "kanuna karşı uygulama" olarak görmüş ve kararını bu gerekçeye dayatmıştır. Kararın da gerekçenin de tartışılmasında bir "pratik" yarar yoktur. Çünkü yasaya göre karar kesindir. Bu olgu, seçime giren gruplann hukuk alanında ne kadar özensiz olduklarını gösteriyor. Hem onu gösteriyor hem de kongrelerin "yargı gözetimi" altında yapılmasının bu konulara pek de güvence sağlamadığını! Öyle ya, seçim kurulu başkanı, kimlerin aday oldutdannı, kimlerin sandıklardagörevli olduklarını kongre anında inceleyebilirdi. Böyle bir "gözetim" kongre sırasında yapılmış olsa, bu gibi sonuçlarta karşılaşılmazdı. Bir de şu olasılık var: Bu olasılıktan kısaca da olsa söz edelim. Seçim kurulu başkanı, onca gürültü ve telaş icinde bu gözetim görevini diyelim ki yapamadı. Taraflar, birbirlerinin adaylannı çok yakından izlerler. Niçin o anda bu "iptal nedeni" saptanıp sorun o anda çözümlenmedi? Diyeceklerdir ki: Olaoilir. Bir davada zaman kazanmak isteyen avukat, mahkemenin "usulyanlışı" yapmasını ister. ister ki, karar, Yargıtay'ca ilerde "usulden" bozulsun. İstanbul kongresinde taraflar, "/7erde kazanamazsak kongreyi iptal ettiririz" diye bu yanltşı bile bile mi yaptılar? Kongreye katılan taraflar, Siyasi Partiler Yasası'nın hükümlerini hiç şüphenız olmasın şiir gibi ezbere bilirler. SHP'nin kaynağı ve kökeni olan CHP'de bu işin kurtlan ve kurmaylan vardı. Bu kurtların ve kurmayların bir ktsmı da bugün SHP'dedir. Herhalde anımsayacaksınız. 1963 yılında İstanbul'da AP'nin kazandıgı belediye başkanlığı seçiminde, bir yüksek mühendis olan Tarhan Erdemrm yaptığı başvuru üzerine, başkanlık AP adayı Kadri Erdoğan'dan alınıp CHP'li Haşim İşcan'a verilmiş değil miydi? İstanbul dışında, ayrıca Bingöl ve Van SHP il kongreleri de il seçim kurullarınca iptal edilmiştir. Bu durumda SHP kurultayının karariastırıldığı gibi bu ay sonunda yapılması \ l i sorunlar doğurur. Ne gibi sorunlar doğurur örneğin? Sol kanat, etkileyebileceği illerin kurultaya katılmamalarını sağlayabilir. Böylece kurultay üzerine de şimdiden hukuksal tartışmalar başlatılır. Böylece kamplaşma büyür, parti kanatları arasında uçurum iyice derinleşir. Haziran sonunda toplanacak kurultayın "meşru" olup olmadığı tartışmaları gündeme gelirse, SHP bundan sonra içiftbaşlı" partı görünümü içine girer. Vte parti böyle bir sürece girerse adım adım bölünür ve parçalanır. Kime yarar böyle bir parçalanma? Önce ANAP'a... Hukuk açısından bu üç il kongresinin iptal kararları, kurultayın haziran sonunda yapılmasını engelleyici "hukuki ve fıili imkinsızlık" doğurmuştıjr. Kamuoyu SHP'yi çok yakından izliyor. Bütün gözler, bugünlerde SHP üzerindedir. SHP, bir iktidar seçeneği midir, değil midir? SHP'nin iktidar şansı, bu sorunun yanrtına bağlıdır. ANAP'ın yokuş asağı indiği bir dönemde, SHP'nin görüntüsü bu olay yüzünden, ister istemez, gölgeleniyor. SHP bu kısır, bu kişisel çekişmeler yüzünden bölünür ve parçalanırsa, elbette SHP'ye oy veren, bu partiyi destekleyen kitleler bu bölünmenin ve parçalanmanın hesabını sorarlar. SormaİKİıriar da! Sol birikim, bir mirasyedi hovardalığı içnde nasıl da böyle göz göre göre harcanabiliyor? Dalgınlık. (Baştarafı 1. Sayfada) MfT için (Baftarafı 1. Sayfada) met Eymür, Irfan Taştemur'un "MtT raporn"nun adım bile tam ve doğru yazmadığını, haberde rapordan alınan bölümler gibi gösterilen birçok cümlenin raporda yer almadığıru, polisler arasında İstanbul'da yapılan toplantılara katılan kişilerin adlannın eksik veya yanlış olduğunu ileri sürüyor. Mehmet Eymür'ün Ankara'da mahkemeye verdiği ifadede Irfan Taştemur, Doğu Perinçek ve arkadaşlarının MİT ajanı olup olmadıkları konusunda bilgisi olmadıgını söylediği ve yasalara göre devlete ilişkin istihbarat yapmakla sadece MİT'in görevli olduğunu belirttiği ifade edildi. Eymür'ün mahkemeye yasanın bu görevi MİTe vermesine karşı n bazı birimlerin Türkiye'de MtT dışında istihbarat görevi yaptığını bildiğini, Taştemur ve arkadaşlannın bu birimlerle ilişkisini bilmediğini söylediği de belirlendi. Taştemur'un, haberi için bilgi almak üzere kendisiyle MİT'te görüşmediğinı de söyleyen Eymür'ün, adı geçen gazetecinin MİT yerine başka bir yere götürülmüş ve başka kişilerle görüştürülmüş olabileceğini de belirttiği ifade edildi. Öte yandan, Sabah gazetesinin dün başlayan yayınında, bir süre önce emekliye ayrılan eski MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas, raporun hazırlanması için Başbakan Ttargut Özal'ın emir vermediğini açıkladı. Abas, gazetede yayımlanan söyleşisinde, MtT raporunun kesin şeklini 17 Kasım 1987 günu aldığım, kendisinin raporu üç gün etüt ettiğini, yetkisi olmasına karşın raporu Başbakana veya Cumhurbaşkanı'na göndermediğini söyledi. Nöbet değişimi (Baştarafı I. Sayfada) leri ile Jandarma Genel Komutanlığı'na yapılacak atamalar ele alınacak. Görev süresi ile birlikte yaş haddini de dolduran Hava Kuvvetleri Komutam Orgeneral Ceıtıil Çuha'nın yerine bir yıldan beri Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı olarak görev yapan Orgeneral Safter Necioglu'nun getirilmesi bekleniyor. Edinilen bilgilere göre Yüksek Askeri Şura, görev süresini dolduran, ancak yaş haddini doldurmayan kuvvet komutanlarından birinin göre\r süresini uzatabilecek. Görev süresi uzatüabilecek komulanlar arasında Deniz Kuvvetleri Komutam Oramiral Emin Göksan ile Jandarma Genel Komutam Orgenerai Adnan Dogu bulunuyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, Oramiral Emin Göksan'dan sonra en kıdemii oramiral olan ve halen Donanma Komutam olarak görev yapan Oramiral Orhan Karabulut'un getirilmesi beklenjyor. Jandarma Gene! Komutam Orgeneral Adnan Doğu'nun görev süresinin uzatılmaması halinde ise bu göreve, 2. Ordu Komutam Orgeneral Burbanettin Bigalı ya da 3. Ordu Komutam Orgeneral Sabri Yirmibeşoglu'nun getirileceği belirtiliyor. Bazı kaynaklar, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Jandarma Genel Komutanhğı'na bir kişilik kadro aktarılması halinde, bu yıl orgeneralliğe terfi sırasında bulunan Jandarma Korgeneral Hulfisi Sayın'ın da bu göreve getirilmesinin söz konusu olduğunu kaydettiler. Korgeneral Sayın'ın Jandarma Genel Komutanlığı'na getirilmesi halinde ise 2. Ordu Komutanı Orgeneral Bigalı ile 3. Ordu Komutam Orgeneral Yirmibeşoğlunun, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Genelkurmay Başkanlığı Denetleme Dairesi Başkanlığı ya da Milli Savunma Bakanhğı Müsteşarlığı'na getirilmeleri söz konusu. 2. Ordu Komutam Orgeneral Bigah'nın bu yıl yaş haddini doldurması nedeniyle emekliye sevk edilecek olan Harp Akademileri Komutam Orgeneral Sabri Deliç'in yerine getirilebileceği de belirtiliyor. Bilindiği gibi Orgeneral Bigalı, geçmiş yıllarda Harp Akademileri Komutanlığı'nda Kurmay Başkanı olarak bir süre görev yapmıştı. Harp Akademileri Komutanlığı'na, bu yıl orgeneral olacak bir korgeneralin de atanması söz konusu. (Baştarafı 1. Sayfada) Danimarkadazarar vermemesi, Danimarka de cağı korkusu, öbür yandan denizlerdeki yaşamın yer yer son bulduğunun ortaya çıkmış olması, Danimarkalı çevrecileri kara kara düşündürüyor. Bu arada dun Batı Alman sahillerinde 500 fok ölüsünün daha bulunduğu bildirildi. tlk önce Norveç kıyılarında görülen kıal mikroorganizmaların, daha sonra Danimarka kıyılanm kaplaması, Danimarka'da panik yarattı. Yosunların denizJere çok büyük nizlerinin önceden ölmüş olmasıyla da açıklanabilir. Son bir yüdır yapılan araştırmalar Danimarka karasulannın özellikle adalar arasında kalan bölümlerinin ölmüş olduğunu ortaya çıkardı. Denizlerdeki caniüarın yaşamına son veren olgunun, denizlerde görülen yoğun deniz kirliliği olduğu belirlenirken kirliliğe, tanmda kullanılan gübrelerin su yoluyla denizlere karışması sonucu denizdeki hidrojen oranının büyük bir yoğunlukla artması olduğu saptandı. Hidro Kendisinin işkenceci olmadığını da söyleyen Abas'ın MtT raporuna ilişkin sözlerinin bir bölümü şöyle: "Bcnim 12 aralıkta kızım evkneceği için 10 günliik izin almıştım; yani müsteşar dönerken ben İstanbul'a geldim. O arada 2 Aralık 1987 günii Mehmet Eymiir, raporu okuması için Erkan Gürvit'e bahsediyor ve onlar tayinlerinde (Baştarafı 1. Sayfada) kararnameleri imıaladığı için, bilşişleri sözcüsü Batu, Özal'ın Atigisi olmasında fayda görüyor. Yana'ya, asker çekme konusunda ni, 'Böyle bir etüt yaptım'. Rapor "bir hediye veya jestle" gitmeyeiçin ben 'Kat'iyen bir yere ceğini belirtti. Batu, "Türkiye'nin gönderilmeyecek' demiştim. Fakat uluslararası kurallara aykın tek taErkan Gürvit'in isteği üzerine ra raflı emrivakilere" boyun eğmeyeporu 3 Aralık 1987'de göndermişceğini bildirdi. tir. 3 Aralık 1987... Ben IstanbulDışişleri Bakanhğı sözcüsü Büdayım. müsteşar Ankara'da ve rayükelçi İnal Batu, Başbakan'ın por gitmiştir. Atina ziyaretine ilişkin dünkü ba6 aralıkta raporun İstanbul posın toplantısında sorulan yanıtlarlisinin elinde olduğu, bizim eski bir ken, Kıbrıs sorununun doğrudan mensubumuz tarafından bildirildoğruya Davos süreci ile ilgili olmiştir. Çok güvendiğimiz bir menmadığına ilişkin Ankara'nın bilisubumuz..." nen tutumunu yineledi. "Ancak Davos süreci içinde iki ülke arasında ilişkilerde saglanabilecek olumlu gelişmeler Kıbns'a da jen, sudaki oksijenin yok olmasıyansıyabilecektir" diyen Batu, na yol açarak denizdeki yaşamın Başbakan Özal'ın Atina'ya asker son bulmasına neden oluyor. çekme konusunda "bir hediye veya jestle" gitmesinin beklenemeBu yüzden son 1 yıldır Daniyeceğini belirtti. Batu, baskıyla asmarka kamuoyunu meşgul eden ker çekmeye ikna etmenin geçerli en büyük sorunların arasında debir yol olmadığını bildirdi. niz kirliliği de yer alıyor. tşbaşınAtina'da yapılan siyasi komite daki hükümet, muhalefet tarafından tarım kesimine karşı onlem altoplantısı sonrasında Dışişleri Bamaya zorlanırken, hükümette yer kanı Mesut Yılmaz ile Yunanistan alan partiler Jen Venste Partisi'nin Dışişleri Bakam Karolos Papulias özellikle tanm kesimine dayanıyor tarafından imzalanan mutabakat olması, bu önlemlerin acilen uygumuhtırasının 1. paragrafında, talanmasını geciktiriyor. raflann birbirlerinin egemenliğine, Yüksek Askeri Şura Toplantısında MGK Genel Sekreteri Oramiral trfan Tınaz'ın Donanma Komutanlığı'na atanması da bekleniyor. Bu yıl orgeneralliğe terfi sırasında bulunan Milli Savunma Bakanhğı Müsteşan Korgeneral tbrahim Türkgenci'nin de eski görevini sürdüreceği belirtiliyor. Bu yılki Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nda atama beklemeyen ve yerlerini koruyacaklarına kesin gözü ile bakılan bazı komutanlar ise şunlar: "Kara Kuvveüeri Komutam Orgeneral Kemal Yamak, 1. Ordu Komutam Orgeneral Dogan Giireş, NATO Giineydoğu Müttefik Kara Kuvvetleri Komutam Orgeneral Mehmet Önder ve Ege Ordu Komutam Orgeneral Muhittin Fisunoglu." Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı'nda bu yıl orgeneral ve oramiralliğe terfi sırasında bulunan korgeneral ve koramirallerin dökümü ise şöyle: Kara Kuvvetleri Komutanhğı: Korgeneral Nezibi Çakar, Korgeneral Kayhan Onur, Korgeneral ıbrahim Türkgenci, Korgeneral CemU Mete, Korgeneral Nazif Oka, Korgeneral Aşir Ozözer. Deniz Kuvvetleri Komutanhğı: Koramiral Işık Biren, Koramiral Vural Be>azıt, Koramiral Cahit Parpocu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı: Korgeneral Rıfkı Utku, Korgeneral Siyami Taştan, Korgeneral İhsan Bakırzen. Jandarma Genel Komutanlığı: Korgeneral Hulusi Sayın. Milli Savunma Bakam Vuralhan 'ın yazarımız Cüneyt A rcayürek 'in "Malum Bakan" başlıkh yazısı nedeniyle 25 milyonluk tazminat istemiyle açtığı dava ilk duruşmadan sonra ileri bir tarihe ertelendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakam Ercan V'u•"alhan'ın 25 milyon lira istemli manevi tazminat davasının ilk duruşması dün yapıldı. Gazetemiz yazarlanndan Cüneyt Arcayürek'in 12 Şubat 1988 günü "Malum Bakan" başlıkh yazısında kişilik haklarına saldında bulunulduğunu savlayan Bakan Vuralhan, gazetemiz, Yazı tşleri Müdürümüz Okay Gönensin, yazarımız Arcayürek haklarında tazminat davası açmıştı. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün yapılan ilk duruşmada gazetemiz avukatlanndan Gülçin Çay lıgil ve Fikret tikiz, verdikleri yanıtta, davacı vekillerinin iddialannın aksine, hcr okuma yazma bilenin yazıdan çıkaracağı anlamın "iktidan eleştiri" olduğunu söylediler. Çaylıgil ve llkiz şöyle devam ettiler: "Hakkında bunca yayın yapılan, gensoru önergesi verilen, buna karşın basına ve Meclise hiçbir açıklama yapmayan bir bakan hakkında gölgeli sözü kullanılması hakaret degildir. Vuralhan belgelere açıklık getirmemiş, gensoru onergesinin reddedilmesinden sonraki günkü tüm gazeteler, muhalefet partileri, bakanın tatmin edici cevap vereceği yerde, 'malum gazeteci' diyerek Uğur Mumcu'ya ve basına catması eleştirilmiştir. Davacı vekillerinin ciddi açıklama dedikleri olsa olsa bakanın el işareti )'aparak!...'herhangi bir alıma aracılık yaptım mı, aksini ispatlayanın alnını kanşlanm' sözleridir." Davacı vekillerinin Cüneyt Arcayürek'in yazısını değerlendirirlerken kullandıkları "ucuz edebiyat, çöp sepetine layık bir taktik" gibi sözlerine de yanıt veren Çaylıgil ve tlkiz şöyle konuştular: "Biz de sayın davacı vekillerine şu hususu hatırlatalım. Bu sözler bakan düzeyindeki bir kişinin el işareti yapıp alnını kanşlanm sözlerine karşı müvekkilimizin anlaşılabilmesi için benzer biçimde, aynı düzeyde yanıt vermesi kaygısından kaynaklamaktadır." Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Bilindiği gibi Milli Savunma Bakanı Vuralhan, gazetemiz yazarı UgurMumcu'nun Dışişleri Bakanlığı'na alınan araç vegereçlerle ilgili yazıları nedeniyle 150 milyon liralık tazminat davası ile şahsi ceza davası açmıştı. Vuralhan'ın Arcayürek aleyhine açtığı 25 milyonluk tazminat davası ile gazetemizden istenen tazminat istemi 175 milyon lirayıbuluyor. Vuralhan'ın avukatları ayrıca Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak, Mumcu'nun yaymlarımn durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemişlerdi. Mahkeme bu başvuruyu bugün kararabağlayacak. VuralhanArcayürek davası başladı Atina'ya Kıbrıs jesti toprak bütünlüğüne ve Ege'deki açık denizler ile uluslararası hava sahasını kullanma haklarına saygı göstermeyi taahhüt ettikleri; hava sahasma ilişkin TürkYunan görüş ayrıhkları karşısında bu ifadenin ne anlam taşıdığına ilişkin bir soruyu yanıtlarken ise Batu şöyle dedi: "Türkiye, büriin nlkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne ber zaman saygjlı olacakbr. Ancak bu, uluslararası kurallara aykın tek taraflı emrivaki ve uygulamalara boyun eğeceği anlamına gelmez. Bildiğiniz gibi, Davos süreci ve mekanizmaları, halen taraflann temel sorunlara ilişkin pozisyonlanna halel gedrmemek kaydıyla yürütülmektedir." Cuellar (Baştarafı 1. Sayfada) lirtti. Genel Sekreter, raporun 14. sayfasındaki gözlemler bölümünde aynen şu ifadeyi kullandı: "Özellikle eğer Türkiye, adanın kuzey kesimindeki askerlerini azaltarak, bir başlangıç yaparsa büyük faydalar sağla\acaktır. Bu nedenle Türkiye hükümetine, bu adınu atması için çağnmı yineliyorum." • TİYATRO • GÖSTERİ • SİNEAAA Yön: ERDEN KIRAL PERA 146 97 3 8 1 3 2 64 26 * * l'Jtifi CAı\XES GE\QJK ÖDİİ1J! l'JHH 1 ASKARA NlM ŞFJVjĞJ'tuk 5 ÖDÖI. İDARE MAHKEMESİ KARARIYLA N T U MİNE FİLM HERSEYE RAGMEN HAKAN BALAMİRDERYAARBAŞ YILMAZZAFER DÜNYA SİNEMASI'NDA 149 93 61 14 11.0013.15 16.00 21.30 1986CANNES EN İYİ KADIN OYUNCU ÖDÜLÜ ROSA LUXEMBURG Yalnız 19.00 seansında MARGARETHE VON TROHA Yön: Orhan OĞUZ Talat BULUTŞerif SEZER S 6 N tMPARAKm BeyoğluULE. . 149 25 24 OsmanbeyGAZ11479665 Kadıköy KADIKOY .. 337 74 00 Suadiye ATLANTİK . 355 43 70 PrTORESK ASMAUMESCIT BeyoğluEMEK 144 84 39 1200 14 *5 11 00 1300 1500 17 0C • 1S 00 21 15 Kadıköy REKS336 01 12 1630 18 45 21 00 ! I özen Filmin Sinemaseverlere Müjdesi Pek Yakında Dünya prömiyeri Istanbul'da A WORLD APART SEZONUN BEKIENEN FİIMI CABARETDE YAZE C umaCumartesı Grjp Dtnience ve Okury Anyict'nn ünhj mrt ÇİGAN GECELERİ OÇİÇERNİAÇARIMSOAMDAKİ KEMANCI ZİCOYNER VAYZEN He Aksam Cıtanst Ö2KAN D. KKı 1500 S*HK 120CM*eyv4 IDOO. Asnuh Mesot No 13 TÛNB. BEYOCUJ Tel 151 8C 88 A *.:• % ' * İ4. HAFTATli Kadıköy SURFTTA 336 06 82 Şijli SİTE 147 69 47 Beyofllu SİNEPOP 143 70 71 Çemberlitaş ŞAFAK 522 2513 AYRI BİR DÜNYA CANNES 1?88 CANNES 1*36 JÜRI BÜVUK EN IY! KADIN ODUIU OYUNCU ÖDÛI.U ZENGİN /^UTFAGI ŞENER ŞEN 11 . HAFA Suadiye SUADİYE 356 67 49 * DANIŞTAY KARARI İLE 11 00 13 00 15 15 17 3 0 21 30 VASIFÖNGÖRENİN BROŞÜR ISTEYİN Kurslanmu Brıtısh Councıl aııtıntm onjnnnjtıt AftlSFtlco jyesıO;'. 8TA YARATIGJN DONUŞU CHRIS MENGES BARBARA HERSHEY JODHI MAY JERDEN KRABBE L1NDA MV'USI DOLBYSTEREO B. BERTOLUCCI TOBCRT DE NIRO GEPARO OEPARDIEU OOMINIÛUE SANDA TÜRKAN ŞORAY HAKAN BALAÜMUÖT KOPER Yönetmen: İRFAN TÖZÜM KENTERALTAfl KAfONOAJPEKCAN KOSA» TUIU& C1ZGEN Tiyatro Snema Gösteri Duyurularınız için 1469738 turseıtı İNGİÜZ ÜSAN 0KUI1ARI DANIŞMAMERKEZİ Cumhurıvel Cad. 173/1 B Elmadağ 80230 İstanbul Hilton Oteli Karşısı Şl«ti KENT (147 77 62) Ç t a * İPEK (522 25 13) KMMC&V OCAK (336 37 71) Harbiye AS 147 63 15 12" 15°° 18°° 21°° Ingilteretsviçre AuPairLisan kursu Eğitim (Kolej Üniversite) TEK 362 39 59 362 40 96 SORUNLU ÇOCUKLAR BakımEğitim Fındıkzade Karakoyun S. 35 Tel: 523 67 93 (saat. 1012) Çocuk Akıl Saglığı ve Rebberiigi Derneti DAME DE SİON ve FİLOLOJİ MEZUNUNDAN FSANS1ZCA DERSLER. Tel: 151 98 99 SORUNLU ÇOCUKLAR Muayeneyönlendirmeeğitim Çocuk Akıl Sağhğı Derneği Karakoyun s.3S Fındıkzade Td: 523 67 93 (Saat: 912) SATILIK Sahibinden Bağlarbaşı'nda ! satılık 40 m arsa. Tel: 512 05 05'ten 465 tngiltere'de AuPairlik organizasyonu bizim işimizdir. Derin Limited Şirketi. 1 158 53 42 4 213 68 67 Tel: (1)148 39 77148 79431329684 Tlx: 27498 TUSMTR Fax (1)13297 29
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle