19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhunyrt Malbaacılık ve Gazttecılik Turk oniın Şirk ; ad, NMlirNadı • Genel YayınMuduıu H ı a n C ı m ı l . Mue<sesc Mudürı. FırUşaklıgil, Yazı Işlerı Mudıiru. Okay «.oncnsin. 9 haoer Mcrkeıı M .Jı. Yılpa Bıycr, Sayfa Duzcni Yöneunenı Ali Ac«t. 9 Temsılcıler ANK \k ' Yalçn Do«M, İZMİR: Hifcmd Ç.ti.k.y.. ADANA. C«W B» 5 l»n R ı s Isıan , I Habcrlen: Crha* \k>ıldız. Dış Haberlcr Ergua Bıkı. Ekononv (hmın Llagi), Kultur Celal Usltr, Spo •aııışmanı: Abdulkadir Yucelman. Duzelcme: Refik Durbış, BıhmEğıiım Şahin Alpa>. IjSendıka Ş«kı. Kncnci, Yun Haberlerı: Nccdtt Dotan, Dızı Yazılar Kcretn ÇaJışkın, Bursa: Lctenl Gtnçelti. • Koordınalor Uırae» Konıkan. • Malı l>ler: Erol KrVul. # Muhasebc Buk»t Ymcr 0 Bıılçc Planlama Scvgj Anıa #Reklam: A » Tonın, Ek Ya>ınlar. Hulya Akvo4 0 Idare: Huseyin Gurer. Işletme Onder Çelik, Bılgılşlem Vail laal. 1 Basa» vı raum Cumhunytt Malbaacilık veGamccıJjk T.A Ş Turk Oca&Cad. 3 34334 l« PK 246lstanbııl Td 512 05 05 (20 h»ı>. Tek*. 2İİ4* F u . (I) 526 60 72 • Burolar *.kara. Zıya Gokalp Blv InkılapS No 19/4. Tel 133 11 4147, Tcle« 42344 F u 141 133 1141.428 # bamv: H Zıya Blv 1352 S.2/3. Td: 13 1230. Tcta 52359F» 151)131230 • 1nönulad I19S No IKaıl.Tcl 114550119731. Tetaı 62155.Fu (7II328OS6 TAKVtM 9 HAZİRAN: 1988 tmsak: 3.26 Güneş: 1.24 öğle: 13.08 Ikindi: 17.07 Akşara: 20.41 Yatsı: 22.31 Çernobil çaylarma 'açık mezar' 2© tnilyar zarar: Radyasyonlu çayların gömülmesinden vazgeçildi. TAEK, çayları insanlardan uzak bir yerde açıkta depolayacak ve üstünü "su sızmayacak" bir şekilde örtecek. Çay ve imha bedeli 20 milyar lira tutuyor. ANKARA (ANKA) Artvin ve Rize'deki ÇayKur depolannda bekletilen 58 bin ton dolavmdaıc. radyasyonlu çayın gömülerek >a 1 da termik sartrallarda yaVılarimha edilmesi düşüncesinden ?I.ÎIdilik vazgeçildi. Depolann yaş çay alımı dolayısıyla bosaltılması gerektiğinden, söz kunusu çayların insanlardan, yerleşim ycrlerinden ve bitki örtüsünden uzak bir bölgede yığılarak üzerlerinin "su sızdınnayacak" şekilde örtülmesi görtişü benimsendi. Bakanlar Kurulu ise daha önce 44 bin tonluk bölümün imhası için yetki verdiği TAEK'e bu kez de geri kalan daha duşük radyoaktiviteli 13 bin tonluk bölümünün imhası için de yetki verdi. ÇayKur ve TAEK yetkililerinden alınan bilgiye göre daha önce gömülerek ya da termik santrallarda yakılarak imhası düşünülen radyasyonlu çaylar için elverişli imha yöntemi kararlaştırılıncaya kadar bu yol geçerli olacak. Bu ay içinde çeşitli kuruluşların yetkililerinin bir araya gelerek yapacağı toplantıdan sonra da çayların bir bölümünün kontrollü olarak yakılması ya da Iç Anadolu bölgesinde be'irlenecek bir "milli radyoaktivite deposu"na taşmması da düşunülüyor. Söz konusu çözümlerin her ikisinin de orta ve uzun vadeli çözümler olduğu belirtiliyor. ö t e yandan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) yetkililerinin saptamalarına göre Sezyum134 ve Sezyum137 radyoaktif elementlerini barındıran çayların, radyoaktivitesi giderek azalıyor. Bu saptamalara göre, yarı ömrü 2 yıl olan Sezyum134 elementi, 1988'ın sonunda yanya düşecek. Ancak yarı ömrü 30 yıl olan Sezyum137 için ise daha uzun yülar beklenilmesi gerekiyor. Eğer bu çaylarda sadece Sezyum134 ele: menti bulunsaydı, radyoakt f kirlenme bakımından önemli bir sorun olmayacaktı. Buna karşın her iki elementi barındıran radyasyonlu çaylann, radyoaktiviteleri iki yıl içinde kilo başına 15 bin bekerele kadar düşecek. Bu miktarın da Çernobil olayından sonra çay bitkisinde görülen radyoaktif kirlenmenin çok altında olduğuna dikkat çekiliyor. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan 13 bin 297 kilogram radyasyonlu çayın imhası konusunda Türkiye Atom Enerisi Kurumu'na (TAEK) yetki veren kararına göre, bu çayların bedeli toplam 15.7 milyar lira olarak belirlendi. Söz konusu çaylann imhası için gerekli olan masraflarla birlikte bütçeye 20.2 milyara mal olacağı bildirildi. Bu masraflar, imha işlemleri sırasında Hazine'den karşılanacak. TAEK yetkilileri, daha önce imhası için kuruma yetki verilen 44 bin ton çaya oranla bu 13 bin tonluk bölümün, daha düşük radyoktiviteye sahip olduğunu belirttiler. Kentte doğum oranı düştü ANKARA (AA) Aile planlaması kampanyasımn şehirlerde etkili olmaya başladığı, kırsal alana hizmet göturmede ise sorunlar bulunduğu belirtildi. Ankara Büyük Doğumevi Başhekimi Dr. Ziya Durmuş, hastanelerind< 5 yıl önce yılda 27 bin olan doğum sayısmın, geçen yıl 22 bine düştüğunü, bunun aile planlamasımn şehirlerde etkili olmaya başladığının göstergesi olduğunu söyledi. Bashekim Durmuş, yalnız kendi hastanelerinde değil Ankara'daki diğer hastanelerdeki doğumlarda da düsüşler olduğunu ifade eni. SağUk raporu veren HuvaleV TOKYO (AA) Japonlar teknolojinin son harikasını yaratmaya hazırlanıyorlar: "Akıllı tuvaletler." "Günün ilk işi" adı verilen "akıllı tuvalet", müşterilerine, anında sağlık durumlarım gösterir bir bülten verecek. Üç Japon fırmasınm geliştirmeyi planladığı •'müstakbel WC". muşterinin idrarını tahlil edecek aygıtlarla donatılacak, tuvaleti kullananm tansiyon, viicut ısısı ve nabzını kaydedecek ve elde ettiği verileri, telefon hattıyla bir hastaneye aktaracak. Hastanede verilerin analiz edilmesinden sonra aynı telefon hattmdan, tuvaletteki müşteriye "sağ> ' bülteni" ulaşacak. FOLKLORLUraOTESTO ITÛlü öjjrenciler Maçka İşletme Fakültesi önunde, okuldaki folklor yasağını açıktiavada yaptıklan halk oyunu gösterisiyle protesto ettiler. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu) Halk oyunlan engellendi, satranç odası kapatıldı, yeni mescit açıldı ITU'de folklor vasaffi İTti'lü öğrenciler halk oyunlan çalışmalanmn yasaklanmasım fakülte önünde folklor gösterisi yaparak protesto ettiler. İTÜ yetkilileri, yasağın "davul gürültüsü" nedeniyle konduğunu söylüyorlar. ŞENAY KALKAN Istanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileri, "ögrenci gençlik ve öğrenci dernekleri üzerindeki baskılann bir uzantısı olarak halkoyunlan çalışmalanmn polis zoruyla eırgellenmesi"ni Maçka'daki okul binalarının önünde halkoyunları gösterisi sunarak protesto ettiler. Öğrenciler, okullannda hiçbir kültür sanat etkinliğine izin verilmez ve katılan öğrenciler hakkında disipün soruşturmaları açılırken, okul binaları içinde milyonlarca lira harcanarak bir mescit yaptırılmasını da kınadılar. tTÜ lşletme Fakültesi halkoyunlan ekibi dün okullarının bahçesinde 1.5 yıllık çalışmalarından kuçük bir örnek sergiledi. Diyarba İTtl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Gediktaş, kültürel çalışmaların rektörlüğe bağlt Sanat Birliği bünyesinde yürütülmesi gerektiğini, söyledi. Gediktaş mescidi öğrencilerin kendi paralanyla açtıklanm belirtti. kır yöresi oyunlarırun davul zurna eşliğinde sergilenmesinin ardmdan öğrenci derneğı bir açıklama yaptı. Açıklamada, dernegin 1.5 yıl önce dekanlığın iznıyie başlattığı halkoyunları çahşmalarının geçen günlerde, önce polis tarafından engellendiği, ardından çalışmalara katılan 6 öğrenci hakkında idare tarafından disiplin soruşturması açıldığı belirtilerek şöyle denildi: "Dekan, kimi öğrencilere kol kanat gererek mescil açtınp polisin gözetiminde örgütlenmelerini kolaylaştınrken, diğer yandan İTÜ Rektorlüğü'nden ayn bir tiizel kunım olan İTL'İŞFÖD'un üyelerine, rektorlüğun yonetmeliğine u>madığı gerekçesiyle disiplin soruşturması açarak bir taşla iki kuş vurmaya çalışmaktadır. Fakülte dekanımn bu çifte standart politikasını kınıyoruz." Öğrenciler, okulun zemin katında çalışan folklorculann mescitte namaz kılanlar rahatsız oluyor gerekçesiyle sık sık engellediğini söylediler. Bir sure önce polisin halkoyunlan çalışmakta olan oğrencilerin kimlik kartlannı aldığı, daha sonra Doç. Dr. Öner Eyrenci imzalı yazılı bir metinle söz konusu ögrenciler hakkında disiplin soruşturması açıldığı belirtiliyor. Öğrenciler okullannda hiçbir kültür, sanat çalışması yapamadıklarından yakınıyorlar. Örneğin evvelki yıl açtıkları satranç odası hiçbir gerekçe gösterilmeden kapatılmış, kapısı da mühürlenmiş. Bu yıl da eski kantinin yerine açtıkları kültür sanat odaları kapatılmış. Öğrenciler olayı şöyle anlatıyor: "Eskiden kantin olarak kullanılan bir yer vardı. Orayı temizledik ve kültür sanat odası yaptık. Muzik aletlerimiz, kitaplar, öğrencilerin çalışmalanmn sergilendiği bir panomuz vardı. Şiir dinlelileri, sohbetler yapıyorduk. Dekanlık, camlannın boyalı olduğunu, içerde ne yaptığımızı bilemediklerini söyleyince camlardaki boyayı jiletlerle kazıdık. Ama yine de hiçbir gerekçe göstermeden kapattılar. Hemen karşısına bir kaç gün sonra iki milyon lira harcanarak mescit açıldı." İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Gediktaş ise, öğrencilerin duygusal davramp konuyu tek yanlı aktardıklarını söyledi: "Rektörlüğumuze bağlı kültür sanat birliği kuruldu. Bu birliğin her fakültede birimi var. Ama ögrenci derneğindeki arkadaşlar ayrı bir çalışmaya gitmek istiyor. O zaman da kanşıklık oluyor. Disiplin soruşturmasına gelince: Aşağıda ders saalleri içinde davul zurnayla çalışıyorlardı. Çok gürültu oluyordu." Gediktaş, rektörlüğe bağlı kültür sanat birliği kurulmadan önce de okuldaki santran^' odası ve kultür sanat odalarının kapatılması konusunda şu bilgileri verdi: "O zaman da biraz ölçü kaçtı. Çok gürültu çıkıyordu. Santranç odasının muhürlenmesi diye bir şey yok. O oda okuma odası oldu. Dekan Gedikbaş, okulun zemin katındaki mescitle ilgili olarak da şunlan söyluyor: "Oraya herkes bir şey söyluyor. Bi7 geldiğimizde öğrenciler koridorlarda namaz kılıyorlardı. Bu hoş bir göruntü degil tabii. Biz kendilerine o odayı verdik. Her turlü masrafı kendileri yaparak, ders saatleri dışında orada ibadetlerini yapıyorlar. Her lürlu ihtiyacı karşılıyoruz. Nasıl kantin, okuma odası açıyorsak, ibadetleri için de yer verdik." Türkiye'nin ilk böcek müzesi tZMtR (AA) Türkiye'nin ilk böcek muzesinin, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü 'nde önümüzdeki günlerde açılacağı bildirildi. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Niyazi Lodos, 1957 yılından bu yana Türkiye'nin dört bir yanından milyonlarca böcek topladıklarım belirterek "Biz Türkiye'nin kaptan Cousteau'suvuz" dedi. 'Mizahın ıımudıı gençlerde lBSl'den sonra Fransız toplumuna dönük yeni ve özgün düşünce üretemediklerini belirten Wolinski "yine de toplumun daha özgür olmasına katkıda bulunduk" dedi. TARIK ERSOY Cumhuriyet okurları için kendisinden bir karikatür çizmesini istediğimizde aklına ilk gelen sey; biraz önce çıktığı ve iki gün süreyle ilk boş vaktinde gideceğini söylediği Türk hamamı oldu. Yaklaşık iki saat kaldığı hamamda tellaklann Türkçe bilmemesine karşın kendisine anlatmaya çalıştıklan gibi, "sultanlara layık" bir şekilde yıkanmıştı. Yanında getirdiği video kamerası ile Canal Plus adlı özel bir Fransız televizyon kanalına hazırladığı program için de çekim yapmayı ihmal etmemişti. Fransa'nın dünyaca ünlü karikatüristi Georges VVolinski'yi, Hürriyet Vakfı tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Karikatür Yanşması'nın juri başkanı olarak 3 günlüğune geldiğı lstanbul'da yakaladık ve juri çahşmalarının yoğunluğu yüzünden kaldığı otel odasında başlayıp, Cağaloğlu Hamamı'nda suren bir konuşma ile Fransız mizahı, kendi mizah anlayışı ve basın üzerine görüşlerini aldık. VVolinski sorularımızı şöyle yanıtladı. Fransız televizyonunda yaptığsnız mizah programı hakkında bilgi verebilir misiniz? WOLINSKI İki yıldır televizyonun özel bir kanalında karikatürist olarak çalışıyorum. Her hafta bir saat süren bu programa unlu bir şarkıcı ya da politikacı çağrıhyor. Bugune kadar katılanlar arasında Kültür Ba*canı Jacques Langue ve Yves Montandda bulufilmlere izin çıktı. Günlük yaşama yoğun şekilde yansıyan bu değişiklikler Fransa'yı değiştirdi ve daha modern yaptı. Bizolanları izledik ve karikaturlerimizle yardımcı olduk. Daha sonraki yıllarda toplumun gelişmesi devam edince bizim çıkardığımız dergiler 1960'lı yıllann düşünce yapısında kaldı. Fransa'da mizah dergilerinin gittikçe daha az ilgi gormesi Fransız basınının genel tiraj kaybıyla ilgili mi? WOLINSKI Bence asıl neden, bizim sadece küçük bir seçkin zümrenin mizaha ilgi gösterdiği bir toplumda bu işe başlamamızda aranmalı. lletmeye çalıştığımız düşüncelerin topluma yayılmasından sonra bizi en baştan beri destekleyen zumrc yayınlanmızı izlemeyi bıraktık. Getirdiğimiz yeni duşünceler herkesin malı olduktan sonra özgunlüklerini yitirdiler. Yeni bir düşünce üretemedik. Başlangıçta herkesten öndeydik, ama sonra herkes aynı çizgıye geldi. Seks ve şiddet üzerine de yaşamda zaten var olanlardan ctesini üretemedik. Ama bütün bunlara karşın Fransız toplumunun daha fazla özgürluğe kavuşmasına katkıda bulunduğumuzu övünçle söyleyebilirim. Başlangıçtan bu yana geçen zaman içinde azalan ilginin nedenleri arasında duzene karşı çıkmaktan, düzenin parçası olmaya bir geçiş söz konusu olabilir mi? WOLINSKI Başlangıçta beş parasızdık. Kimse bizi savunmazdı. Ben bugün Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile kahvaltı yapıyorum. CharlkHebdo'nun ilk okuyucuları artık iktidarda. Cumhurbaşkanhğı sözcüsü de ilk okuyuculanmızdan. Artık iktidarların bir parçası haline gelebiliyoruz. Biz artık kurulu düzenin bir parçası haline geldik. Sıra gençlerde. Ünlü Fransız karikatürist Wolinski "Biz artık iktidann parçası olduk" diyor UNESCO toplantm ANKARA (ANKA) Balkan ülkeleri UNESCO Milli Komisyonu 2025 haziran tarihlerinde Ankara'da toplanacak. Toplantıda, Balkan ülkelerinde okutulan tarih ve coğrafya kitaplarmdaki düşmanca ve onur kırıcı ifadelehn çıkarılması konusu ele almacak. Meraklısına orijinal yayın ANKARA (AA) Televizyonda yayımlanan bazı dış kayncklı programlcıi, isteyenler, Radyo4'ten orijinal stsleriyle dinleyebilecekler. TV yayını sırasında Radyo4'ten, programın orijinal sesi yayımlanacak. Uygulama, Türkiye'de bulunan yabancı uyruklu kişiler ve turistlerin televizvon programlannı seyretmelerine ımkân vermek ve dinleyicinin yabancı dil eğitimine yardımcı olmak amacıyla başlatılıyor. Georges Molinskt "Iktıdardaki mizah" PORTRE / G. WOLINSKI Prof. Eldem emekliye ayrıldı 25 yılda 40 karikatür albümü 1935 yılında Tunus'ta kendi deyimiyle, "Masevl blr Tunuslu kadıoa âştk olan bir Polonyalı babadan" d o ğan Georges VVolinski, 13 yaşına kadar Ibnus'ta yaşadı. tkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle Fransa'ya yerlesen Wolinski, Paris'e ilk defa 20 yasmda gıtii. KüçOklüğünde, "dnraadan karikatnr yapmak (ibi bir SOIHM oldagonu" belirten Vv'olınskı, önceIcri bir akrabasının yanında trikotaj işine girdiğini, fakat iyi bir tüccar olamadığjnı belirtiyor. İlk karikaturlerini 1960 ydında askerlik yaptığı Cezayir'den nuyor. Program sırasında davetli programcı ile söyleşirken ben de "paint box" adı verilen bir gereç yardımıyla davetlinin karikatürlerini yapıyordum. Bu karikatürler aynı zamanda TV ekranında da görulebiliyor. Bu işin en zor tarafı karikatürlerin önceden hazırlanmayıp konuşmanın gidişine göre orada çiziimesi. Konuklann tepkisi ise bir hayli farklı oluyor; bazılan gulüyor, bazılan da açıkça hoşlanmadıklanm belirtip kızıyorlar. Genelde bu programın çok beğenildiği belirtiliyor. Sizin bir de köklii bir mizah basını gecmişiniz var. Bugün miH«nKift Dergisi'ne yolluyor ve bunlann basıfanasından sonra karıkatüristliği meslek olarak seçiyor. Bugune kadar HanKiri, Charlk HeMo, CterHe Mrasttd, LHumanft*, lUerama, V i n , No«»d Obsermteur, LJberaüoB, Cbic, Pbo^İMMC gibi dergi ve gazetelere çalışan Wolinski'nin son 25 yühk dönemde çıkardığı 40 kadar da karikatür albümü bulunuyor. Wolinski, karikatürisüiğinin yanı sıra, film ve tiyatro çalışmalan da yapıyor. Sanatçının 3 uzun metrajh filmi ve derlenen üç de tiyatro eseri var. şey bitti. tlk başladıgımız yıllarda Fra isız toplumu için tabu sa>ılan bircok kavram sizin dergilerinizde yer alıyordu. Aradan geçen yıllar neden 1981'deki iflas sonucunu getirdi? WOLINSKI Fransız toplumu değişti. 1960 yılında işe başladığımızda Fransız toplumundaki çalkalanmalann kökeninde biz vardık, ama 1960'ların Fransası 1940'ların Fransası'na benziyordu. 1960'a kadar buyük sosyal değişiklikler olmamıştı. 1960'tan sonra doğum kontrol yöntemleri, kürtaj kanunu, 1974'te ise porno Thşkışla'yu buruk veda lstanbul Haber Servisi lstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Nezih Eldem'in meslekteki 44. yılı bir söyleşi ve sergiyle kutlandı. İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla binasında dün düzenlenen toplantıda Nezih Eldem'in kursu arkadaşlan birer konuşma yaptı. Daha sonra Eldem, mimarlık anlayışım anlatarak, derslerinde oğrencilerine mimarlık konusunda neler öğrettiğini, kendi çizimlerinin slaytları eşliğinde anlattı. "Hep Taşkışla'dan söz etmek istiyorum. ama bu toplantının konusunu dağıtmamak için bu isleğimi bastıracağım" diyen Eldem, toplantının yapıldığı, projesini cizerek vapımında bulunduğu ve adı "Ses ve Göruntü Sanalları Stüdyosu" olan salon için şunlan söyledi: "Bu odada uç tane pencere olduğu için (otel olduğunda) üç yatak odası olacak, arkadaki Sinan Holu'nde iki pencere olduğu için orası da iki yatak odası olacak. Ne müthiş bit kazanç." Nezih Eldem, oğrencilerine hep "Ben sizlere bilgi vermeyeceğim. Çünku o ben anlatana kadar eskiyor. Ben sizin huyunuzu, suyunuzu değiştireceğim. Düşünen, dert edinen insanlar olmanızı istiyorum" dediğını belirterek, "mimarlığın narnus meselesi olduğunu" söyledi. Eldem konuşmasını şo>le bitirdi: "Koruma planını karşısına alan bir imar planı, imar planı degil. başka bir şeydir. Venedik'ten sonra dunyanın kent olarak korunma altına alınan 2. buyük kenti olan İstanbul'un haline bakın. İşte Boğaziçi, işte larihi çevre. Çevre bilincinin larihi \e>a tarihi olma>an diye ayrılmasını anlamnorum. Tarihi çevre, tarihi olmavan çevre, çağdaş yapı, geleneksel yapı, yöresel, evrensel... Bunlann birbiriyle çatıştınldığını gorüyoruz. Kulup lutar gibi bunlardan birini lucmak zorundaymışız gihi davranılı>or. Birini luımak ötekini >adsımak oluvor. " zah dergileri ile aranız nasıl? WOLINSKI 1960 yılında HaraKiri'de çahşmaya başladım. Daha sonra 1968 yıhnda HaraKiri çalışanlanyla CharlieHebdo'yu çıkarmayabaşladık. Bunu 1%9'da Charlie Mensuel izledi. Ardından bir de yayınevi açtık. Bugun ise bu yayınlann hemen hepsi iflas etmemiz yüzünden kapandı. 25 yıl boyunca Cavanah, Reiser ve Cabus gibi karikatüristlerle çalıştım. Harika yıllardı bunlar. Bu yayınlar neden inas etti? WOLINSKI Fransız toplumunun değişme hıana uyum sağlamayı bilemedik. 1981 yıbnda her TEM projesi toplantm İSTANBUL (AA) Kısa adı TEM olan KuzeyCüney Avrupa Otoyolu Projesi Yönlendirme Komitesi'nin 16. toplantm, lstanbul'da başladı. Yıldız Parkı Malta Köşku'ndeki toplantıya, Polonya'nın kuzeyindeki Odansk şehrinden başlayıp, Doğu ve Güneydoğu Avrupa sahillerine ve Türkiye üzerinden de Ortadoğu ülke sımrlarma ulaşacak, 10 bin kilometre uzunluğundaki otoyol projesine dahil ülkelerin temsilcileri katıldı. \ferel yönetimler ve turizmin sorunları lstanbul Haber Servisi Bakırköy Belediyesi ve TUGEV'in (Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı) birlikte düzenlediği "Belediyeler ve Turizm" konulu panelde, turizm ve kültür konulannda çok geniş görevler yüklenmiş belediyelerin, hızla gelişen turizm endüstrisinin gerektirdiği yeni işlevler, altyapı ve çevre sorunlan karşısında konumları değerlendirildi. Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Kemal Naci Ekşi'nin açış konuşmasının ardından söz alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ertan Cireli, dune kadar çevre ve ekoloji kavramlarırun bilinmediği halde bugün ekoloji ve çevre değerlerinin yanı sıra carette caretta kaplumbağalarının bile öğrenildiğini söyledi. Cireli, "Turizm sadece ekonomik bir olgu degil kültürel ve sosyal bir olgudur. turizmde yöre balkının eğitimi çok öneralidir" şeklinde konuştu. Kaliforniya'da su savaşı kızıştı ABD'nin en zengin eyaletlerinden Kaliforniya'da son 10 yılın en büyük kuraklığı yaşanırken, su kısıtlaması yörede sert politik tartışmalara neden oluyor. San Francisco'da yaşayanların su tüketimini yüzde 25 azaltması isteniyor. Bilgisayar merkezi Silicon 'da kısıtlama tepki üzerine geri alındı. Dış Haberler Servisi Amerika'nın en zengin eyaletlerinden biri olan Kaliforniya'da son 10 yılın en büyük kuraklığı yaşanıyor. Kuzey kesimlerdeki kimi şehirlerde su kısıtlaması uygulanırken, birçok yerleşim alanı felaket bölgesi ilan ediliyor. "Financial Times" Gazetesi'nin haberine göre, su krizi ve bu krizin eyalet ekonomisi üzerindeki olası etkileri Kaliforniya'daki en büyuk politik tartışma konusunu yeniden canlandırıyor. 1977 yılında da büyük bir kuraklığın yaşandığı Kaliforniya'da bu yılki sorunlar iki kış ust üste, anormal derecede az yağmur ve kar yağmasına bağlanıyor. Doğal halinde bırakılması üzerine Kaliforniya'nın yarı çöl durumunadüşeceği bilip.iyor. Eyaletin büyuk bir kesimine yılda 20 inçten az yağmur yağtyor. Bu yuzden bütun Kaliforniya eyaleti, kullanacağı su açısından Sierra Nevada dağlarına yağar. kara bağlı kalıyor. Kaliforniya'nın güneyindeki Los Angeles ve San Diego gibi yerleşimler ve geniş çaplı tanmsal sanayi, kuzeyden guneye su taşıyan bent, kanal ve kemer sistemlerine bağımlı olarak yaşayabiliyor. Kuzey Kaliforniya'da ise su ihracatının kısıtlanması için uzun yıllardır çaba gösteriliyor. Kuzey Kaliforniyalı çocuklar, daha doğdukları günden başlayarak Guneylilerin onlann suları çalmaya çalıştıklan üzerine hikâyeler dinleyerek büyüyorlar. Bu yaygın inamşı eleştiren uzmanlar ise, eyalette bir 'su iflasfnin söz konusu olmadığım vurgulayarak, sadece daha iyi dağıtım sistemine gereksinim olduğunu belirtiyorlar. Öte yandan, Kuzey Kaliforniyalıları yatıştırmak son derece güç. Bunun nedeni, San Francisco'nun kuzeyindeki Sacramento Nehri'nden çekilen suyun aşın derece artması dolayısıyla, nehrin deltasındaki suyun tuzlanması ve körfeze akan tatlı su miktarının azalması ile deniz kirliliğinin yoğunlaşması. Yine kriz sırasında, su dağıtılmasında Güneye imtiyazlı davranılması, Kuzeylileri çileden çıkartan nedenler arasında. Gerçekten de Kuzeyde kuşkulu San Francisco şehrinin sakinlerinden su tüketimlerini yüzde 25 oranında azaltmaları beklenirken, Güneyli komşularının sadece gonullu olarak su tasarrufunda bulunmaları isteniyor. San Francisco'da su kısıllaması sonucu karşılaşılması beklenen manzaralar arasında kurumuş bahçeler ve boş havuzlar da var. Yine de en buyük sorunu çiftçilerin yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu arada kötu dağıtımın neden olduğu söylenen su sıkıntısından faydalanmaya çalısacak açıkgözlülerin buyuk bir su ticareti doğuracağı sanılıyor. Çiftçinin kullandığı suyun maliyetini arttıracak her türlu gelişmenin büyük tepkiyle karşılaşacağı ise kesin. Öte yandan su kısıtlamasının uygulandığı diğer sanayi bolgelerinden de sesler yukselmeye başlıyor. Bunlardan biri Amerika'nm bilgisayar üretim merkezi sayılan Silicon Vadisi. Geçen ay bu bölgeye verilecek suyun azaltılması şiddetli tepkilere yol açtı ve karar kısa sürede geri alındı. Bu aradâ, Kaliforniya Valisi Georg Dokmeciyan, toprak altı kaynakları ve su rezervlerini göstererek halk. yatıştırmaya çalışıyor. Uzmanlar ise bu kadar iyimser değil. Kaliforniya'nın geçen iki yıla benzeyen bir kış daha yasaması halinde önümüzdeki yıl çok daha ciddi bir krizin yaşanmasına kaçınılmaz gözüyle bakılıyor. MAKYAJIMIZ BEĞENİLMEDİ GALİBA!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle