19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZtRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 Nihal Yeğinobalı'mn Vincent Ewingimzasıylayazdığı "GençKızlar"150binsattı HAYVANLAR ISMAIL ^Utandığun için açıklayamadım' iıumt Bickens, Isabelle Allende, Cortazar gibi yazarların çevirmeni Yeğinobalı, 18 yaşında yazdığı romanı yayınevine çeviri diye verdi. Kitap art arda yeni baskılar yaptı ve Türkân Şoray'ın da oynadığı bir filmin konusu oldu. Yeğinobalı yıllar sonra ise kendi romamnı yayımladu "Nfazi Kalbimde Bir Yarudır." BENiM GİBi EHLJ NAMUS BiR Pi&î BiTiM Bu NE ÎŞî VAR BiR ARADA OLUK MU CANIM ... ULİNl^J. f I \ / KtM KIME DUM DUMA ft oerva d b ASFRLTLO p£KiW*IE YOL BEHÎÇ AK TAR1K ERSOY 1950'li yılların başında Istanbul'da Türkiye Yayınevi tarafından basılan "Genç Kızlar" adlı romaıun kapak ıçınde kıtabın yazanyla ilgili şu satırlar okunuyordu: "Viacent E*ing bıitiin hayatı boyunca bir tek kitap yazmıştır. Ondan evvel ve sonra ne bir tek makale ve ne de bir tek hikâye yazmıştır. Hatta mektepte bile en sevmediği işlerden biri tahrir vazifesi yazmakb. 1905te New York'ta doğan Ewing bir tiyatro mektebinde memur olarak çahşırken 'Genç Kızlar' mevzuunu buldu. Birkaç ay içinde bu romanı yazdı ve bir daha da eline kalem almadı. Ailece zengin olan Vincent E*ing yeniden roman vazması için kendisine yapılan butun cazip teklifleri reddetmektedir." "Genç Kızlar" adlı romanın piyasaya çıkmasıyla tutulması bir olmuştu. Birbiri ardına 5 baskı yapmış, 1960'h yıllarda başrollerini Törkân Şora>, Hülya Koçyiğit ve Ediz Hun'un paylaştığı bir filmin de konusunu oluşturmuştu. Bugüne kadar yaklaşık 15 baskı yapan ve 150 bin adetten fazla satan bu roman çoğunlukla genç kızların ^stık arasında sakladıkları ve giz.e okuduklan, bugun ise liselerin edebiyat derslerinde öğrencilere odev olarak verilen bir klasik haline geliyordu. Yaklaşık 50 yıldan bu yana çevirrnenlik yaparak Turk okurlara Charies Dickens, Jane Austin, Tbackeray, tsabelle Allende ve Cortazar gibi yazarlann eserlerini kazandıran Nihal Yeğinobalı, elinde tuttuğu "Genç Kızlar" tomarurun ilk baskısma bakarken özlemle gülerek "Zamanla çok ahşbm Vincent Ewing olmaya" diyordu. Oysa Vincent Ewing hiçbir zaman var olmamıştı. Basıldığı günden bugüne 150 binden fazla satan bu kitabın hikâyesini gerçek yazanndan, Nihal Yeğınobalı'dan dinleyelim: KIZLAR MAZİ KALBİMDE BİR YARADIR • » yegınotı, C W I M U C I I YlÖBOBALn» ^™ IIIIHU Yeğinobalı. Vincent ımny takma adıyta" IEwMWmw I f l Nihal ıcyHruvcuı, I I M M I I H Ewing » « • » • • "• " « ; ya2dığı "Genç Kıztar"da, asltnda o sıralar okumakta oMuğu Arnavutkuy Kız Koleji'ni yazmış "Yataktıane, yemekhane ve adı Siyafı Saton olarak geçen Mermerli Salondaki taht biçinnli toltuldara kadar her sey aynıdır" dıyor Yeflınobalı. Yayınevi'ne çalışıyordum. Yayınevine bir roman \azmak istediğimi soyledim. Onlar da bana 'Sen daha kuçüksun, büyu ondan sonra yazarsın' dediler. Bu arada Manisa'y», amcamın yanına tatile gitmişnrn, yayınevinden acele bir terciıme istediler benden. Editoriım Sezai Solelli ile konuştura ve kabul ettim. Aslında biraz kendi kendimin editoruvdum. Yabancı kitaplan bulur, seçer, istediğimi çevirirdirn. Turkçe isimleri bulur, kitabın reklamlannı hazıriardım. Onun için benira pek kanşanım yoktu. Manisa'dan yayınevine mektup yazıp, 'Burada, amcamın evınde eskıden kalraa dergiler var. İçlennde heyecanh ve değişik bir tefrika buldum, ben size tercüme edip yollarım' dedim. O sıralar 2021 yaşlanndayım. Şimdi bu olanlan duşunduğum zaman kendirade inanamiNorum. Başladım yazmaya. çunku çok acele isti>orlar. İstediğim fırsat da elime geçmiş, çunku kendi romanımı yazmak istiyorum. Yazıp vereceğim ve "Bakın ben de yazabiliyormuşum' diyeceğim." Sahte isimle çeviri olarak mı verecektiniz? "18 yaşında, daha kolejden dipYEĞİNOBALI Evet, çeviri lomamı almadan lngilizceden çeviri yapmaya başladım. İlk kez olarak verecektim. Sonra da ger'Allah'ın Bahçesi'ni cevirdim ve \ e ğ i açıklayacaktım. Bu dönemde çok rntuldu. Bu strada Türkiye bütün yaşam deneyirnim 8 yılınn geçirdiğim Arnavutköy Kız Koleji ve birlikte büyuduğum kızlarla olan anılanmdı. Okulda fazla kalabalık değıldik ve çok iç içe yaşamıştık. Onun için kızları çok ıyi tanıyordum. Yazınca da onlan yazacaktım. önce kızlann en beğendiği kitapları duşündüm. Kendi dralaıında neleri konuşurlar, hangı konulara meraklıdırlar, bunlan çok iyi biliyorum. örnek olarak romandaki öğretraen bir yere kadar kız lisesınde bıze edebiyat, dersine gelen Fanık Nafız Çamlıbel'dir. Bazı kızlar Faruk Nafız'e çok tutkundular. Bir öğretmen ve bu öğretmeni seven, kendi aralannda çekişen kızlar, aralanndaki dayanışma, kıskançlık ve erotik konuşmalar, aşka olan merak, cinsellik merakı, erkeklere olan merak romanın özunu oluşturuyordu. Kızlar dünyasında yaşıyorlar, erkekler ise onlara çok yabancı. Sanıyorum bu ortamı çok iyi verdik. Bildiğim tek yaşantı idi bu. Bunlarla doluydum \e bildiklerimi bir kitaba dökmeden başka bir şey yazamazdım. Bu arada kızların kitap okurken heyecanlı olan yerleri okuduklarını, heyecanlı olmayan yerleri ise atladıklarıru biliyorum. Bu yüzden kitap hemen başlar. Gabriel Samson adındaki öğretmen okula eiden yokuşu arabasıyla tırmarur ve kız okulu na girer. Biraz dikkatle romanı okuyan, adı geçen okulun Arnavutköy Kız Koleji olduğunu anlar. Peki roman başanlı olduktan sonra sizin olduğunu neden soylemediniz? YEGtNOBALI Çünkü o döneme göre açık saçık sahneler yazmıştım. Hele Vincent Ewing perdesınin arkasına saklanınca " N a sıl olsa ben yazmıyonım" deyıp o döneme göre epey erotik sahneler koymuştum. Yayınevi editörleri aralannda konuşurlar ve "Nihal bu sahneteri nasıl çevirebikli? Acaba neler olup bittiğini anlıyor muydu?" derîermiş. Ben bunları duyunca biraz korktum. Itiraf edemedım. Onlara gidip "Bunlan çevinnedim, kendim yazdım" desem benı ayıplayacaklar gibi geldi ve susmayı tercih ettim. Kitap tekrar tekrar baskılar yapmaya başladı ve ben gerçeği çok yakınlarımın dışında kımseye itiraf edemedim. Zamanla Vincent Ewing olmayı çok benimsedim. Hoşuma gıtti. Ewing neden bir roman daha yazmadı? Y E G İ N O B A L I Bunun, Ewing'in ekonomik durumuna bağlanması gerektiğine inanıyorum. Uzun yıllar kirada gezdi, ikı çocuk büyuttü, ayın 31. gunü kirarun yetişmesi gerekiyordu ve çeviri o yıllarda iyi para getiriyordu, bir romana gore daha kısa zamanda bitirihyordu. Böylece Vincent Ewing ikinci romamnı bir turlü yazamadı. Ama Yeğinobalı yazdı değil mi? YEGİNOBALI Evet, kendi adımla yazmanın zamanı geldiğini duşündüm. Ewing paravanınm ardından çıkayım istedım. Biraz tereddut ettim. Özellikle erotik sahnelerde "Keşke Ewing olarak yazsaydım" diye düşundum. Sonuçta cesaretimi toplayıp "Mazi Kalbimde Bir Yaradır'Ma çıktım ortaya. Artık Ewing'e pek kitap yazdıramayız değil mı? Onu çok özleyeceğim. P Î K N İ K P/Y4LE MADRA 5EVS1' DİLEMİR SİBf NE O ÖAE? J } ( HERKES BES1 0ARIŞÇK5I BENfll'M/.. HIZLI GAZETECİ İV£CDET §KV PÖIMA 1 KUŞ KÛPAR KAUHIftM) \SÖUuÇ YAFTlM,ACi£~J Ilhan trem'in yeni kaseti "Dünden Yarına" yayımlandı â R Ç İ Z G İ L İ K KÂMtL MASARACI Eski şarkılara yeni giysi İlhan îrem, seçim kampanyası sırasında "Oyum SHP'ye" diyeli beri TV ekranlarından dışlandı. Îrem, bu tutumu "son derece tntidemokratik" diye Aiteliyor. Yeni bantını salt formalite olarak da olsa denetime göndereceğini söyleyen sanatçı, "TRT'nin yeni yönetiminin daha demokratik olduğuna inanmak istiyorum" diyor. BURAK ELDEM s PEN kongresi SeuVde yapuacak pşrtpy fi YEÜLEfl İlhan Irerrfın "Ounden ^ranna" adlı yeni kasetinde alt eski, alt yeni parça var. Irem açısından kasetin asıl önemi, sanatçının eski çizgisine duyousal bir selam verip "bireysel aşk sarkılan'ndan kopuşunu belgelemesi. (fotograi: Late filoglu) ni bestelerim olmaksızın çıkmak bana pek cazip gelmiyordu stüdyo çalışmaJan sırasında. Bu nedenle, yeni dönemin urünu olan, ancak bugune dek yayımlanmamış altı bestenu de kasetin kapsamı içine aldım. Yani altı eski, altı yeni parça var. Nostalji konusuna gelince; benim yıUardıı surdürdüğum muzik çahşmalarım aslında özde aynı. Bugün neleri söyluyorsam, on beş yü önce de aynı şeyleri "hissedivordum". Gençliğin de verdiği bir yetersizlikle bugun ulaştığım bazı duşünceler, o zamanlar bana fazla "derin" geliyordu sadece, o kadar. 1983'teki "Pencere" albumuyle ulaştığım yeni aşama, eski tlhan ile yeni llhan'ın çok farklı olduğu izlenimini yaratmıştı dinleyicilerimde. Bu kaset ile hem özde çok büyük bir farklılık olmadığını göstermeye çalışıyor hem de bireysel aşk şarkılan düzleminin benim için gerilerde kaldı&ını göstermiş oluyorum. Esldlerden hangi şarkılar yer alıyor "Dünden Yanna"da? İREM Bu tur bir seçim yapmak, tahmın edebileceğiniz gibi hiç kolay olmadı. Öncelikle, siibjektif olarak o dönemin belirleyici besteleri üzerinde yoğunlaştım. "Anlasana" ve "Yazık Oldu Yannlara" benim için oldukça önemli parçalardı. Yine "Haydi Sil Göderini" de sesımi ilk kez duyurduğum parçalardan biriydi. "Sens b de Yaşanıyor", "Sen Büirsin ve "Aynlık Akşamı"nı da derlemeye dahil ettim. Altı tane de yeni parçayla kaset tamamlandı. Aradan onca yıl geçtikten ve betirgin degişimler yaşadıktan sonra deyiş >erinde>se "to>" donemi•izden kalma parçalan yeniden seslendirmek sizde ne gibi duygular uyandırdı? İREM Her şeyden önce buyuk bir heyecan. Her ne kadar bugun basit ve düz görunseler de o parçalar yoğun bir duygu yüku ile bestelenmiştı. Üstelik hâlâ çok değişik anıları, yaşantıiarı canlandınyorlar belleğimde. Ne varki aradan bunca yıl geçtikten sonra eski parçalan yeniden seslendirmek bir hayli riskli bir iş. Çunku ınsanlann zihinlerinde o günkü haliyle yer etmış hepsı. Bugun yetmişlerin kısıtlı olanakları ile yapılmış düzenlemeleri aynen kullanmam da mümkun değil. "Ve Ötesi" adlı albumümün aranjörü Aykut Gürel, bunu göz önunde bulundurarak hem parçaların ozune sadık kaldı hem de derınlikli bir duzenlemeyi gerçekleştirdı. Peki TRT Denetim Kuruluna gönderecek misiniz bantı? Bu parçalann tumu eskiden radyo ve televizyonda çalınırdı. İREM Bılıyorsunuz, uzunca bir süredir ekranlardan uzak tutuluyorum. Dunya görüşum ve özgur tavırlarım neden oldu buna. Seçim kampanyaları sırasında "Oyum SHP'ye" demem de iyiden iyiye dışlanmam sonucunu doğurdu. Kuşkusuz bunlara aldırmıyorum. Ne var ki, ekranların bana kapatılması son derece antidemokratik bir olay. Yeni bantımı salt formalite için bile olsa denetime göndereceğim. Bir zamanlar rahatça geçen parçalar şimdi geçmezse, söyleyecek hiçbir şey yok. Ama yeni TRT yönetiminin ve Cem Dunanın sanata ve sanatçıya bakış konusunda daha esnek, daha demokratik olduğuna inanmak istiyorum. Her şeyi zaman gösterecek. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN İlhan trem, bugiınlerde oldukça değişik bir heyecan yaşıyor. Yaklaşık onbeş yıldır muzik üretimini ve etkinligıni sünhiren sanatçı, aradan uzunca bir süre ve "köprii" nün altından epey su geçtikten sonra ilk döneminde ün kazanmasını sağlayan şarküarı yeni bir düzenlemeyle tekrar seslendirdi ve bu şekilde hem eski hayranlarının arulannı tazeleme olanağı buldu hem de kendi deyişiyle "eski tlhao ile yeni İlhan arasındaki nitel farkın" belirgin biçimde ortaya çıkmasını sağladı. Kuşkusuz yetmişli yılların kısıtlı olanakları ile hazırlanan besteler eski halleriyle sunulmuyor dinleyicilere; gerek populer muzıkte evrensel anlamda ulaşılan yeni boyutlar, gerek Irem'in 1983'ten beri içinde olduğu arayış, eski şarkılann yıllar sonra bir tür "yeni dbise" içinde yorumlanması sonucunu doğunıyor. "Dünden Yanna" adını tasıyan kaset, birçok bakımdan son derece önemli. Birincisi, Türk Pop Müziği diye adlandınlan türün, 15 yıl içinde geçirdiği değişimi çarpıcı biçimde vurgulaması. tkincisi, yıllar önce her biri altın )lak ile ödüllendirilen parçaların yeniden yetmişli yıllar atmosferini çağrıştırarak nostaljik tatlar taşımasını sağlaması. Üçüncüsü ve belki de trem açısından en önemlisi ise, eski çizgisine duygusal bir selam verip "bireysel aşk şarkılan"ndan kopuşunu belgelemesi. Stüdyo çalışmaları yeni bittiği sırada, ilhan Irem'le "Dünden Yanna" kasetirü ve son beş yıldır netleştirdiği yeni çizgisini konuştuk. Yeni kaseünizde eski şarkılara yer verroentz, nostalji modası•a uyma çabası mı, yoksa stil degiştirip eskiyc dönme egiliminin habercisi mi? İREM Ikısi de değil. Aslında "Dünden Yanna" adlı kasetim tümüyle eski şarkılan da içermiyor. Dinleyicilerimin karşısına ye EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Uluslararası Yazarlar Birliğı (PEN), gelecek yıllık koıigresini Guney Kore'nın başkenti Seul'de yapacak. PEN'in Turkiye"de şubesi olmadığından Turk yazarlar kongre>re ancak 86 yabancı şubeden birıne uyeyseler katılabilecekler. PEN yetkilisi Elizabeth Paterson, 28 ağustos 2 eylul arasındaki kongrede bu yıl "Hızla değişen toplumlarda edebiyatta değişim ve kalıcılık" konusunun işleneceğini, tartışmalara çeşitli ülkelerden 800 kadar yazarın katılmasının beklendiğini kaydettı. PEN, Turktye'de 1980'den beri faal olmadığı için, Turk yazarlarının ancak yabancı şubelere uye olabildiklerini, kongreye de bu şubeler aracılığıyla gidebileceklerini belirtti. PEN'in "Hapisteki Yazarlar Komitesi" yetkılısı Siobhan Doud ise, bu komitenin kongre çerçevesinde yapacağı toplantıda başta Guney Kore olmak uzere her ulkede hapiste olan yazarlann serbest bırakılmaları için girişimde bulunulacağını soyledi. "PEN'i oluşturan 86 şubeden 30 kadarı hapisteki yazariarı onursal üye yaparak salıverilmeleri için kampanyv yuniluyor. Kongre Guney Kore'de yapılacağından. hapisteki her yazann uye olmasııu sağlamaya çalışacağız. İnsan hakları konusunda PEN'in sessiz kalamayacağını gostereceğiz" dedi. Paterson, ABD ve Batı Alman•ya şubelerinin Guney Kore*nin "yeterince demokratik olmadığı" gerekçesiyle kongrenın orada toplanmasına karşı çıktıklannı söyledı. Doud ise, bunun ulkede demokratikleşme surecine önemli bir katkı olacağını kaydetti, "Gitrnek, boykottan daha etkilidir. Gitmezsek, içinde oldukları durumu anlamıyoruz gibi olur. O zaman da hapisteki yazarlara yardım da etmiş olmavız" dedı. TARİHTE BUGÜN VîfREE Machines MÜMTAZABIKAN 5 Haziran pOVENTRY MACHINISTS* ^ ^ ^ ^ ^ THE fl^Oİlî^ CLUB TANDEM. LONDON 15 snd ı6, Holborn Viaduct MANCHESTER o, Victoria Buildings. Both Şeats are AdjusUble. This Machine is also made for Two Ladies. CaUlojues free by post WorksCOVENTRY. ALMIÇTf CMUS 771fjP£M (tCLAP İKI 8uyÛ(£ İKI KÜÇÜK OÖftT , ıKt SBLJE VE IKı Ç/f=T PED/U ŞIT/AJ 1866 'DA gUGÛV, "CLUB 7~ANOEM VE&ILEU 8İSİKLBTE 8EN2e& SİG. TUHAF BfR TAŞ1T.. YONertYoeou. PEK NfŞU OLMAMASt NED£MirtE K/U../CASıfS. SUB.B İ YONU OA Şt BİNtYOR, AOZAPA ocafc/yoeua. BU mşır/i iK< </'onjfZAN .. CJUB TBM coveKire.Y MACmtjtSTS' co. 77 OAHA ÖA/CE Ptlet'f MAKJNESİ ÜHE 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 5 Haziran 1938 başlanması Binanın yıkılması Adliye sarayının etmişlerdır.hanı yıkıcıst Rasinı ayından evvel Yeni Adliye muhtemeldir. işi, Valide sarayı. lstanbul adliye inşasına doğru Esgine ıhale edilmiştir. mekanizmasınm daha kolay ve Adliye binası inşasına başlanabilmek üzere, napısanenin yıkılmasma karar verildiğini dunkü nushamızda yazmıştık. Üniversite profesörlerinden ve mutehassıslardan mürekkeb 10 kışilik bir heyet, tarıhı kıymeüne gazetemizde işaret ettiğımiz Mehterhane kısmı üzerinde etüdlerini ikmal Yıkılma ameliyesine 15 hazirana doğru başlanacaktır. Mtiteahhid, burasını, kısa bir zamanda yıktırarak, molozlarmı kaldıracak ve sahayı temizlemiş olarak teslim edecektir. Mimar Cemil bu iste müteahhide mımari noktadan yardımda bulunacaklır. Adliye sarayının inşasına eylul rahat çalışabılmesini temin için, mümkun olan bütün vasıtalarla teçhiz edilecektir. 19381988 hükümeti bugün mutad olarak 13 Avrupa devletine harb borçlarım 15 haziranda gelecek taksidinin tediyesi için müracaatta bulunmuştur. Mezkür tarihte vadest gelecek olan borçlarm yekunu bir milyar 900 milyon dolar tulmaktadır. Estonya daha şimdiden borcunu verecek vazıyette olmadığım Amerikaya bildirmiştir. Amerikanın 13 devlete müracaatı Vaşington 4 Amerika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle