19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 Birinci Ağm Kongresi HIFZIVELDET VELİDEDEOĞLU Haziran ayı içinde îsıanbul'da ulu&lararası bir "Ağrı Kongresi" toplanacak. Ağrı Kongresi deyince okurlanmdan pek çoğu Ağrı Dağt'nın iürlü yönierden biümsel olarak incelenmesi için bir kongre topianacağını düşünürler belki. Oysa bu kongrenin dağ ile ilgisi olmayıp, acı, sancı anlamına gelen " a ğ n " ile ilgisi var. İki aydan beri yine hastanede yaradan ve aörıdan tedavi aliında bulunduğum k'in, böyle bir kongrenin toplanacağını duyunca yakından ilgilendim. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde yeni bir bilim dalı kliniği oluşturulmuş: Türlü ağrılar üzerinde araştırma ve tedavi yapıyor. Yaşamımda lanıdığım ilk ağrı uzmaru Doç. Dr. Serdar Krdine'den aldığım bilgiye göre: "Birinci Ağn Kongresi" Türkiye, Mısır. Suriye, Kuveyt. Suudi Arabistan, lrak ve Ürdün'ün katılması ve Dünya Sağlık Teşkilatı'ndan sonra en büyük sağlık organizasyonu haline gelen 54 ülkeden 3000'in üzerinde üyesi bulunan Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı'nın yasal desteği ve yürütme konseyi üyesinin katılması ile 2426 Haziran 1988 tarihleri arasında İstanbul Tıp Fakültesi'nde düzenlenecek. Bu kongreye lstanbul'daki üç tıp fakültesinin dışında Ankara, Hacettepe, İzmir, Samsun, Çukurovi, Edirne, Sıvas, Erzurum tıp fakültelerinden de öğretim üyeleri katılacak. Ağn artık yalnızca diğer hastalıkların bir belirtisi olarak değil. başlı başına bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Özellikle kronik, süreğen ağrı ile uğraşan hekimlerin sayısı artmakta ve ağn tedavisi tıpta yeni bir dal olarak gelişmektedir. Bu yeni dalın adı algotojidir. ÜlVemizde de ağn çalışmaları başlatılmış ve 1987 yılında nörolojik, nöroşirürji, ortopedi, fizik tedavi, psikiyatri, anesteziyoloji gibi ağrı ile ilgili bilim dallarından hekimlerin bir araya gelmesi ile Algoloji Ağrı Derneği kurulmuştur. 1986 yılında ülkemizdeki ilk ağrı ünitesi hizmete açılmıştır. Şu anda yılda 1500 yeni hasta kabul eden bir kapasiteye ka\uşmuştur. 3 Haziran I988'de yataklı tedavi hizmeti vermeye başlayacakttr. Ağnlı hastaların tedavisinde en önemli yeni yaklaşım hastanın geniş bir perspektif içinde ele alınması, ağrı ütıitelerinde bulunan çesitli dallardan hekimlerin multidispiliner (çok yönlü) bir anlayışla aynı anda değerlendirmede bulunmalarıdır. Bu sayede hasta hem vakit kaybından hem de yanlış tedavi olasılığından kurtulmuş olmaktadır. ABD'de yapılan bir istatistığe göre ağrı kliniklerinin kurulmasından sonra hasta başına maliyet 3000 dolardan 800 dolara kadar düşmüştür. Şu anda yeryüziinde 1000'in üzerinde ağn ünitesi bulunmaktadtr. Yine Sayın Erdine'nin "Ağrı"' adlı kitabından öğrendiğime göre, şimdiye kadar ağrının 140 türü saptanmıs. bunların hepsini burada saymaya olanak yok, gerekhlik de yok. Bir fikir vermek için yalnız şuncasını belineyim ve ağrı türlerinden en önemlilerini sayayım: / Patolojik Kronik Ağrılar • Travma İnfeksiyon Tümörlere bağlı kanser ağrıları tskemik ağnlar 2 Sörojenik veya nöropatik kronik ağrılar Diskal herniye bağlı kronik bel ağrıları Siyatik sinir irritasyonuna bağlı kronik bel ağrıları Servikal spondylosis ve spondylolystesis Tanısı lam konamayan boyun ağrılan Dizesrezik ağrılar Kozaljiler Refleks sempatik disirofıler Postherpelik nevraljiler Fantom ve şıumf ağrıları Polinöropaliler OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Benim başım bu türlerden "Iskemik a ğ n " ile dertte. Böyle olunca okurlarım ağrı sorunu ile niçin böyle yakından ilgilendiğimi daha iyi anlar ve bana bu ilgimden ötürü hak verirler sanıyorum. **• 5 HAZİRAN 1988 1956 yılında Almanya'nın Freiburg kentinde bulunduğum sırada herhangi bir neden yokken ansızın büyük bir ruhsal sıkıntı içine düştüm, nabız atışları yükseldi. Bunun üzerine hemen üniversitede kişisel dostum olan Doçent (şimdi Ord. Prof.) Dr. Begemann'a gittim. Beni hastanenin elektro iaboratuvarına götürdü. Yürek devinimlerimi izledikten sonra dudak bükerek ertesi gün aynı saatte bir kez daha muayeneetmek istediğini söyledi. Hastaneden üzüntü ile ayrılıp pansiyondaki odama döndükten çok kısa bir süre sonra ortalık birden karardı, şimşek ve gök gürültülü bir fırtına başladı. Yarım saatten fazla süren bu büyük fırtınada sokakları sel kapladı, biraz sonra da bulutlar sıyrıldı gitti, günes açtı, ttpkı Beethoven'ın pastoral senfonisinin son bölümünde olduğu gibi bir ferahlık doldurdu yüreğimi. Geçici bir yaz fırtınasıydı bu. Fırtına sırasında yüreğimde kısa süreli batıcı bir sancı da duyumsamıştım. Ertesi gün belirlenen saatte hastaneye gittim. Yine elektrom alındı. Prof. Begemann dünkü ile bugünkü elektrolan yan yana koyup dikkatle inceledikten sonra bana: "Aziz dostum, siz hava değişimlerine karşı çok duyarlı bir kişisiniz" dedikten sonra, böyle kişilerin tedavisi için Almanya'da yeni yeni özel sanatoryumlar açıldığını anlattı. Meğer benim bir gün önceki yüksek bunalımım, yarım saat sonra patlayacak olan fırtınanın habercisi imiş. Yüreğimdeki atış düzensizlikleri ve çok kısa süreli sancı da yine bu elektrikli fırtınanın yaklaşması yüzünden olmuş. Her iki günkü elektromun karşılaştınlması bunu gösteriyormuş... Şaştım kaldım. O zamana kadar, özellikle romatizmalı kişilerin havada nem artışından pek çok rahatsız oiduklannı duyardım, ama sağlıklı kişilerin fırtınalı havadan, daha fırtına patlamadan önce, kimileyin tehlikeli olacak derecede etkilendiklerini bilmezdim. Hele böyle kişilerin tedavi altına alınmaları için özel sanatoryumlar bulunduğunu hiç duymamıştım. Prof. Begemann bu gibi hastaların durumlan hakkında bana uzun uzun bilgi verdi. Bu bilgiler arasında benim için en önemlisi, ara sıra yürekte duyulan çok kısa süreli sancının herhangi bir tehlikesi bulunmaması idi. Her bilim dahnda olduğu gibi hekimlikte de kesinlik yok. Nitekim yedi yıl sonra tstanbul'da böyle bir yürek ağrısının ardından bir enfarktüs geçirdim. Tehlike yedi yıl sonra gelmişti. *** Baş ağnsı, diş ağrısı, karın ağrısı, boğazağrısı, bel ağrısı en çok rastlanan ağrı türlerindendir. Bunların yanında ağrının kaynağı olan organa göre bobrek ağrısı, safra kescsi ağrısı, yürek ağrısı gibi birkaç türünü daha bilirdim. Ama kitaptan alıp yukanya aktardığım türlerden, hele bunlann dışındakilerden şimdiye kadar hiç haberim olmamıştı. İnsan yaşadıkça öğreniyor bunları. Uzun yaşamamn bir bedeli olacak elbet. Bu bedeli odeyeceğiz ve bümediğimiz birçok şeyi de öğreneceğiz. Nasıl bugün ani hava değişimlerine karşı duyarlı olan insanlar için Batıda türlü tedavi yöntemleri saptanmışsa, ağnlar için de türüne göre ilacını saptayacak hastaneler ve klinikler kurulmuş. Bizde de istanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Anabilim Dalı'na bağlı bir Ağrı Kliniği açılmış. Anesteziyoloji Anabilim Dalı Başkanı, büyük hoca, Sayın Cemalettin Öner, buna bağh Ağrı Kliniği'nin sorumlu doçenti de başta kendisinden söz etmiş olduğum Sayın Dr. Serdar Erdine. Kendisinin Nobel Kitabevi'nce 1987'de yayımlanmış olan 280 sayfalık " A ğ n " kitabına göz gezdirdim, ama tıbbi terminoloji ve teknik terimler yüzünden doğal olarak, birçok yerini anlayamadım. Zaten hekimler ve tıp öğrencileri için yazılmış bir kitap bu. Ben anladığım bölümlerden yararlandım. Ülkemizde yakında toplanacak olan Uluslararası Birinci Ağrı Kongresi'nin başarılı sonuçlarla görevini tamamlamasını yürekten dilemekteyim. Gönül borcu: Gerek cv gerek gazete adresime yotlanan bayram kutlamalan hasianede elime geçti ve beni çok mutlu etli. Sevgili dosl ve okurlarıma ayn ayn yanıt veremedigim için Uzgiınüm. Beni bağışlamalan ricası ile leşekkUr vc iyi dileklerımi buracıkta sunanm. H.V.V. PENCERE Haydi Canım Sen de... Büyük Ankara Oteli cinayetinde dörtlü var; biri öldüren, üçü ölen... Dört ölü: Birinci ölü: Eski MHP'li, ülkücü... İkinci ölü: Eski MHP'li, ülkücü... Üçüncü ölü: Eski MHP'li, ülkücü... Dördüncu ölü: Eski MHP'li, ülkücü... Yaaa.. Ûyle mi? Ne esrar... Dördü de ülkü ve çıkar birliğinde, iş ortağı... Aman, ne kördüğüm, ne esrar... Öldürülen Ticaret Odası Başkanı Niyazi Adıgüzel'in 8 milyar borcu varmış... Yaaa, ne esrar, ne karanlık... Birkaç yıl önce konkordato yapmış... Yaaa... Öyle mi? Konkordato ne demek? İflas edenin son çaresi... Aman ne esrar, ne kördüğüm!... Sonra ne yapmış? İstanbul Ticaret Odası Başkanhğı yapıyormuş... Koskoca İstanbul'un Ticaret Odası Başkanlığı ha! Ne kördüğüm, ne esrar, vallahi hiçbir şey anlaşılmıyor... İstanbul Belediye Başkanı Dalan'ın desteğiyle seçilmiş... Yaaa... Ne esrar, ne esrar... Dalan'ın iş ortağı, yakın arkadaşıymış... Vallahi kördüğüm... Dalan'la Ankara'da ortak bir büro kiralamışlar; ANAP'ta parti içi politika yapmak gerekçesiyle... Karanlık, karanlık... Bir yandan konkordato, bir yandan İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı, öte yandan Niyazi Adıgüzel katil Kürşat özkan'ia "doğalgaz" ihalesine katılmış... Ne esrar, ne esrar... Peki, sen bunlan nereden öğrendin yahu? Birkaç gündür gazeteler yazıyor; ama, her şey karanlık; ötenlerle birlikte sırlar da gömüldü. Yalnız Adıgüzel'in karısı demiş ki "Dalan konuş derse, konuşurum..." Yaaa... Ne esrar, ne esrar... Polisin elinde hiçbir ipucu yokmuş.... Kesin esrar... öldürülen gazeteci Mevlüt Işık eski bir ülkücü, ölenlerin ve öldürenin "dava arkadaşı", ANAP'lı Çankaya Belediye Başkanının Basın Danışmanı... Karanlık, karanlık... Katil Kürşat özkan'ın son sözü "Bu çakallarbenimahvettiler, ben de onları temizledim" olmuş... Esrar, esrar... Hiçbir şey anlaşılmıyor... Katil Kürşat özkan'ın, İTO Başkanı Adıgüzel adına katıldığı doğalgaz ihalesinden kazandığı bazı bölümlerden yüklüce paralar aldığım da gazeteler yazdılar. Esrar, esrar... İTO Başkanı Adıgüzel'in MHP davasında adı geçiyormuş; betgelere göre istanbullu işadamlarından toplanan paralar Avrupa1 da Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Musa Serdar Çelebi'ye aktarılıyormuş... Çelebi "Papa'ya suikast davas/"ndan tutuklanmış, sonra salıverilmiş... Allah Allah, demek Niyazi Adıgüzel İstanbullu işadamlarından zorla para toplamak suçundan yargılanırken istanbul Ticaret Odası'nın başına geçmiş ha!... Hem de konkordatolu iken... Vallahi esrar, karanlık... Adıgüzel'in cenazesinde konuşan Fatih Camisi imamı, İTO Başkanı Adıgüzel için "şehittir" demiş... Vallahi, esrar esrar... ' Araknoidite bağlı kronik bel ağrıları 3 EVET/HAYIR OKTAY AKBAL r Türk ekonomisinin tarihine ve geleceğine ışık tutan kitap Prof. GÜLTEN KAZGAN Nâzım Hikmet İçin. . . r i .bcfl 35 MILYON TL. KARŞILIKSIZ İNGİLTERE BURSU "Bütün hayatında kendisi için hiçbir şey istemeyen, yalnız halkının ıstırabını yasayan, şiirlerinde, destanlannda onların mücadelelerini anlatan büyük şairimiz Nâzım Hikmet 13 yıl önce hiçbir hukuki ve kanuni esasa dayanmaksızın haksız yere 28 yıl 5 aya mahkum edildi. Bu haksızlığın kaldırılması için yaptiğı devamlı müracaatlardan hiçbir netice alınamadı. Sağlık durumu gittikçe kötüleşen Nâzım Hikmet hapishane köşelerinde kadere boyun eğip ağır ağır ölmektense milletine yazdığı son istidaya canını pul yerine koyarak1 yeni bir mücadeleye atıldı. 2 mayıstan itibaren açlık grevine başladı" 11 Mayıs 1950 tarihli Nâzım Hikmet' adlı gazetede İstanbul Yüksek Tahsil Gençlık Derneği'nin bildirisi yer almıştı. "Yarın memleketimizin mukadderatını eline alacak olan ve bunun sorumluluğunu duyan Türk gençliği adına" kamuoyuna ve sorumlu makamlara şöyle sesleniliyordu: "Dünyamızın insan haklarının korunması için seferber olduğu demokrasi devrinde, İnsan Hakları Beyannamesi'ni imzalamış bir memlekette insanlığın gözbebeği Nâzım Hikmet'in yaşama hakkını gasp etme selahıyetini kim size verdi? Halkoyu önünde bir kere daha açıklarız ki, onun ölümüne seyirci kalınırsa bütün dünya ve gelecek nesiller bizi lanetle anacaktır." Broy Dergisi, Nâzım Hikmet'in 25. ölüm yılında 'Nâzım Hikmet'in uğradıği haksızlıklarla mücadele için çıkan fikir ve politika dergisi"nin tıpkıbasımını ek olarak okurlarına sundu. Broy'un bu tür çalışmaJarı takdıre değer. Zamanın gerılennde katan nice otey var ki bugünün gençltğince bılinmıyor. Bunları belgeleriyle bugüne getirmekte yarar var. 'Nâzım Hikmet' Dergisi ki bir çeşit savaşım aracıydı de bu tür tanhsel belgelerden biri... Nâzım Hikmet on iki yıl napis yattı. 1950'den sonra çıkarılan af yasasıyla özgürlüğe kavuştu. Ama yine de tam anlamtyla özgür olamadı. Başına türlü işler açtılar. Nasıl Sabahattin Aii korkunç bir cinayetin kurbanı olduysa, Nâzım Hikmet'i de bu tür bir kimvurduya getirmek isteyenler vardı. Tek çare bütün bu korkunç tertiplerden kurtulmaktı, yani yurdu terk etmek... Nâzım on iki yıl hapislikten sonra bir on iki yıl da sürgünlük yaşadı. Yurdunun, insanlarının özlemini çekti. Sonunda 3 Haziran 1963 günü dünyamızdan çıktı gitti. "Ben her şeyden önce bir yazarım, fakat aynı zamanda toplumcuyum. Bence 20. yüzyılda yüceliğinin doruğuna ulaşan sosyalist öğretiyi bilmeden hiçbir şey olamayız, yalnız şair değil, genellikle düşünen insan da olamayız" diyordu. "Bugün halkının ve bütün ilerici insanlığın mutluluk ve barış mücadelesinin dışında kalan aydın, ya egemen sınıfın elinde basit bir araçtır ya da havayı zehirlemekten başka bir şeye yaramayan kokuşmuş bir verimsiz ottan ibarettir" diyordu. "Dönemlerinin karanlık güçleriyle savaşan ilerici sanatçılara her ülkede ve her çağda rastlanır. Insanlarm mutluluğu ve dünyada güzel bir yaşam için savaşa giren bu ilerici sanatçılar her zaman karanlık güçlerce kuşatılmış, kovuşturulmuş, baskıya uğratılmış, hapsedilmiş ve öldürülmüşlerdir. Fakat onlar hiçbir baskı ve tehdidin, hiçbir ölümün, hiçbir yalanın, tarihin akışını, iyiye, güzele haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramayacağını bilirler. Ve bu yazarların yapıtları ve bütün yaşamIan gelecek kuşaklara örnek olur" diyordu. Nâzım Hikmet üzerine çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Bugün bile Nâzım Hikmet gericilerin, halk düşmanlarının gözünde sevilmeyen bir kişidir. Ne radyolarda ne TV'lerde adı geçer, Meclis'te bile adı duyulur duyulmaz tutucu cepheler hemen ayağa kalkar! Okul kitaplarına bir tek dizesi alınmaz. Ama bütün bunlann ne önemi var? Büyük şaırler zamana meydan okuyan kişilerdir. Bugünkü, dünkü görüşler, düşünüşler onları etkilemez. Onlar güzel yarınların sahipleridir. Ne demişti bir şiirinde: "En güzel deniz Henüz gidilmemiş olandır En güzel çocuk Henüz büyümedi En güzel günlerimiz Henüz yaşamadıklarımız Ve sana söylemek istediğim en güzel söz Henüz söylememiş olduğum sözdür" EKONOMİDE DIŞA AÇIK BÜYÜME 4 Şubat kararları ve son rakamlarla güncelleştirilmiş 2. BASIM BU DİZİNİN ÖTEKİ KİTAPLARI: Ekonominin Adı Var / Reha Tanör Ekonomi Kimden Yana / Galbraith Milyarder Olma Sanatı / lacocca Kalkınma Arayışları / Kenan Mortan Yönetme ve Yükselme Sanatı / Peters Kuşku çağı / Calbraith i a)Yuksek tahsılını İngiliz Ünıversıteleri veya Polytechnic'lerde yapmak Isteyen öğrencl veya velilerıne yönelik olmak üzere; Concord College Kurumu Dırektörü Mr.Tony Morris aşağıdakı program dahılınde tanıtım toplantıları yapacaktır Gırış serbesttır İstanbul 27.06.1988 Hilton Oteli (18.0020 00) Ankara 29.06.1988 Büyük Surmeli Oteli (17.0019.00) b)"Bell Eğitim Vakiı" bunyesındekı Concord College ayrıca 2 Turk öğrencıye karşılıksız 1 yillık "Full Burs" verecektir 1720 yaş arası Use mezunlarının katılabileceğı yazılı burs sınavı 30.06 1988 tarihinde Ankara Büyuk Sürmelı Otelinde. 1 07 1988 tarihinde de istanbul Dedeman Otelinde yapılacaktır llgılenenlerın merkezımıze muracaatia sınava giriş belgesi almaları saygıyla duyurulur Not Toplantı tarihlerini ajandanıza şimdiden not ediniz lutlen. r CONCORD COLLEGE Turkıye Temsılcıiığı | EKSPO ULUSLARARASI EĞİTİM MERKEZİ 1 Yurt dışı eğitimde güçlu isim Vılla Sok 74/2 Yuva 3 Apt EsentepeISTANBUL Tel (1)16626721673968 Telex 28448 schl tr ALTIN KITAPLAR YAYINEVİ Cağaloğlu İstanbul OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN REFORM ÇABALARI İÇİNDE BATIŞ EVRELERI Ahmet Rasim "Günümüz diliyle yayına hazırlayan H.V. Velidedeoglu" 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul Haydi canım sen da.. Ne demek "esrar, karanlık, kördüğüm..." Eğer burnumuzu tıkarsak, kulaklarımızı kaparsak, gözlerimizi de sımsıkı yumarsak esrar... Ama, gözünü açan, biraz gazete okuyan kişi, kokuşmuş ve çürümüş toplumumuzda anatomisi bu kadar açık ve aydınlık bir cinayete daha rastlayabilir mi?.. PAMUKBANK SANATETKİNLİKLERİ sanatı n, scr natçı iyi banka, nı n yanında., ACI KAYBIMIZ VE TEŞEKKÜR Ege Üniversitesi Eczacıhk FakUltesi 2. sınjf öğrencisi, sevgili oğlumuz SERHAT ASIM TÜRKER'i elim bir trafık kazası sonucu kaybettik. Oğlumuzun cenaze törenine bizzat katılan, çelenk yollayan, telefon ve telgrafla acımızı paylaşan tüm dost, akraba ve arkadaşlanna teşekkür ederiz. ULUSAL DOĞA FOTOĞRAFLARı YARıŞMASı iyi banka, 33. kuruluş yılı etkinlikleri çerçevesinde bir de fotoğraf yanşması düzenledi...(*) Tüm fotoğrafseverlere başanlar diliyor, eserlerini bekliyoruz. Yanşmanın konusu, "ulusal d o ğ a fotoğraflan"dır. Konular, kesinlikle insan eliyle müdahate edilmemiş ve ne olduğu belirgin olmalıdır. Renkii baskı, siyahbeyaz baskı ve saydam dallarındaki fotoğraf ve saydamiann kabul edileceği yarışma, amatör ve profesyonel tüm fotoğraf sanatçılarımıza açıktır. Her dalda en çok 4 eser gönderilebilir. Yanşmanın seaci kurulu şöyledir: Mehmet Bayhan (Fotoğraf Sanatçısı), Şakir Eczacıbaşı (Fotoğraf Sanatçısı), Nusret Nurdan Eren (Fotoğraf Sanatçısı) Şemsi Göner (Fotoğraf Sanatçısı), Selim Seval (Fotoğraf Sanatçısı), Yekta Torun (Fotoğraf Sanatçısı), Selahattin Tozan (Pamukbank Temsilcisi). Yanşmanın odülleri, her bir dal için I. 'ye 500.000.TL, ll.'ye 350.000.TL, lll.'ye250.000.TL'dir.Mansiyonlara lOObinerlira verilecektir. Son kcmlma tarihi, 25 Ekim 1988'dir. Fotoğraf ve saydamiann boyutlannı ve katılma şeklini açıklayan Yartşma Broşürü' nü, Pamukbank Genel Müdürlüğü Reklam ve Halkla ilişkiler Bölümü' nden temin edebilirsiniz. Babası Ecz. ERKİN TÜRKER ALAŞEHİR SHP İLÇE BAŞKANI Annesi Ecz. YILDIZ TÜRKER SELIM MARTIN 19551981 Yaşamın ve mücadelen onurumuzdur. BAĞ1MSIZUK 0EMOKMS1 SOSYALİZU HUCADELESIHDS C0ZUM IZSO TL k J . D«htl mm •• MUSA ERDAL, AYET ERAY, AYNUR SUNAR • Küçük burjuva aydınının tükenişi ve '68 nostaljisi. • Oligarşinin MusulKerkük konusundaki açmazları ve Kün hareketi. • Aydm soruşturmasımn değerlendirilmesi. • Politikada öğrencilik, bilip bilmediği konularda ahkâm kesmektir! • Panama'da neler oluyor? emeğin bayraiı [ KTU3L ~ SOSTMJ5T m Expanding international company has a vacancy for a secretary on a full time basis. Perfect typing, word processing skiüs, fluency in English and Turkish, prior experience is essential. Please write with copy of resume to Vr*G\ m ^~l • Devrimci Sosyalist Parti îçin Hazırlık Görevleri • Yeni 12 Eylül'lere Hayıri • Yeni Bir Devrimci Yükseliş Kaçmılmazdır. BAYİLERDE Ankara Cad. No:107/71 SirkeciAST. PAMUKBANK TAŞ. Genel MüdüHük Büyükdere Cad. No. 82 Gayrettepeİstanbul Caz ustaları adlı 100 plaklık dizi 15.000 TL satıhk 1777030 PAMUKBANK iyi ba n ka d ı r {'): 1989 yılırKİo ülkemizİn ev sohipliöi,yapacaği FIAP 5. Doğo Fotoğrafları Biennali de Pamulcbonk ve Fotogen işbirliğiyle düzenlenecektir. Yarışmamızda derece ofan SonoTçılar, bİennatc kotitacotc Turk toktmının oluşturulmosında önemti bir ayrtcolığa sahip olabilecebir... SEC/IN C/O ARTHUR YOUNG P.K. 21 Mecidiyeköy Jstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle