19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ancak bu bıldirilerin ülkesel boyutta olması ve tüm ınsanlığı kapsar özellikler taşımaması başka uluslan yeni arayışlara yöneltmış doğal olarak. 18. yüzyıldakı Amerikan ve Fransız devnmlerirun bildirileri ışte böylesıne bir arayışın ürünüdür. 1776 ve sonraları kabul.ve ılan edılen Amerikan büdırilennde devlet ıktıdanrun ınsanın insan olarak sahıp olduğu hak ve özgürlükler ıle sınırlı olması gerektıği gönlşü vurgulanmıştır. Hemen belirtehm kı bu bıldınlerde ancak klasık hak ve özgürlükler yer alabütnıştir Bılındiğı gıbı aynı dönemdekı haklar bıldırilen arasında önemli yer tutan başka bir bildin de, hiç kuşkusuz 1789 tanhli "Fransız İnsan ve Yurttaş Haklan Bıldınsi"dir. 17 maddelik bu bıldiride ınsanın doğal, devredılemez ve zamanaşunına uğram^z kutsal haklan olduğu ilkesı berumsenıp bu haklar özetle özgür olma hakkı, mülkıyet hakkı, kışı gtivenlığı, düşünce, söz, yazı ve vicdan özgürlüğü olarak sıralanmıştır Hemen belirtmek gerekırse bu bildinde yer alan bireysel haklar ya da özgürlükler olarak nıteleyebıleceğımız klasık hak ve özgürlükler günümüzdeki özgürlük anlayışından farklıdır Çünkü hak ve özgürlük anlayışı çağdaş gelışıme koşut olarak değışmış ve gehşmiştır. Bu nedenle günümüz dünyasında Batüı anlamda ele alınan hak ve özgürlük düşüncesı 18. yüzyıl hak ve özgürlük düşüncesınden farklıdır doğal olarak. Günümüz anlayışına göre ınsan bıreyci öğrebde olduğu gıbı soyut bir varlık değü, tersıne, toplumsal koşullarla çevrili somut bir varhktır Bu nedenle kıştnin haksızlıklar karşısında savunma hakkı dışında devletten olumlu yaklaşım ve hızmet ısteme haklan da vardır. Başka bir deyışle bireye haksızlıklar karşısında ılen sürebıleceğı negatif özgürlükler yaıunda podtif özgürlükler de tanınması gerekir. Orneğın günümüz anayasalarında yer alan sağlık hakkı, çalışma ve sözieşme özgürlüğü, eğıtımın sağlanması gibı sosyal ve ekonomık haklar böylesıne bir yaklaşımın ürünüdür. Dünyada bu tür hak ve özgürlüklenn ılk kez 1793 ve 1848 tarihlı Fransız anayasalarında yer aldığını görüyoruz. Bunu 1919 Alman Veımar Anayasası ve daha sonra öteki Avrupa anayasalan ızlemıştır Gerek bıreysel hak ve özgürlüklenn gerekse toplumsal ve ekonomik haklann anayasalarda yer alması çağdaş devlet anlayışının doğal bir sonucudur. Ancak hak ve özgürlüklenn yazüı kuraUar olarak anayasalarda yer alması kadar onlann korunup yaşama geçinlmesı de önemli bir konudur. tşte bu aşamada hak arama özgürlüğü gelmektedır gündeme. Başka bir deyışle haksızlıklar karşısında bireyın kendinı savunması ya da venlmeyen birtakım toplumsal ve ekonomık haklanru ısteyebılmesı. tşte bu nedenle hak arama özgürlüğünün toplumda tam bir işlerlik kazanması önemli bir olgudur. Hak arama özgürlüğünün tam bir işlerhk kaz&nması için öncelikle toplumda hak kavramının öneminin tüm bireylerce iyice algılanıp özümlenmesi gerekır. Aynca bireyler arasında hak arama bilincinin yerleşip kökleşmesi başka bir Torunluluktur. Bunlann da ötesinde, toplumun tüm bıreylennm, hak aramanın kendilen ıçın bir hak olmaktan öteye toplumsal bir görev oiduğu düşüncesinde bırleşmelen gerekir. Hiç kuşkusuz bu konuda devlete de önemli görevler düşmektedir Devlet öncelikle hak ve özgürlük kavramının önemli ve kutsal bir kavram olduğu yönürdekı düşüncenin toplumda yerleşmesine ıçtenlikle çaba harcamalıdır. Aynca devlet, bireylerinin hak verme göreviru üslenen kuruluşlan tanımalanna olanak sağlamalıdır. Devlet aynca hak verme görevını üslenen kışı ve kuruluşlan her türlü baskı ve etkılere karşı koruyucu hukuksal ve toplumsal koşullan oluşturmalıdır. Bu arada hak verme görevını üstlenenlenn nitelikleri üzerinde de kısaca durmayı gereklı görüyoruz. Herkesçe bıhndiğı ve kabul edıldıği gıbı hak verme görevı oldukça önemli ve aynı ölçüde de kutsal bir görevdir. Bu nedenle böylesıne bir görev üstlenenlenn öncelikle her dönemde ve koşulda hukuka saygılı, yetkin, özverıh ve yüreklı insanlar olmalan zonınludur. özetle belirtmek gerekırse, hak verecek kişi ve kuruluşlara karşı toplumda tam bir güven oluşması gerekir Böylesıne bir güveıun oluşmaroası halinde de olağan dışı yollardan hak alma özlem ve eğUımlenmn gündeme gelmesı olasıdır. Böylesıne bir olgunun da haksızlan yüreklendıreceğı, güvensızliği yaygınlastıracağı ve sonuçta toplumsal huzursuzluklan ve kargaşayı getıreceğı kuşkusuzdur. Bız şimdılık hıçbır toplumun bu tür bir olguyu yaşamamasım dilıyoruz. 30 HAZÎRAN 1988 Hak Arama ve Koşulları Hak arama özgürlüğünün tam bir işlerlik kazanması için Öncelikle toplumda hak kavramınm öneminin tüm bireylerce iyice algılanıp özümlenmesi gerekfr. Ayrıca bireyler arasında hak arama bilincinin yerleşip kökleşmesi başka bir zorunluluktur. Bunlann da ötesinde, toplumun tüm bireylerinin, hak aramanın kendileri için bir hak olmaktan öteye toplumsal bir görev olduğu düşüncesinde birleşmeleri gerekir. Hiç kuşkusuz bu konuda devlete de önemli görevler düşmektedir. PENCERE Fransız düşünürü1 Her ü/faa" demış "layık olduğu yönetiml buluf Çoğu özdeyış gıbı bu tümce de bir yandan gerçeğın özüne değinıyor, öte yandan teğet geçıyor Sryasal bılıme ılışkın kuradlar tek tümcede vurgulanabılecek kadar yalın olsaydı, ışler kolaylaşırdı. Alman halkı Hıtler yonetımıne layık mıydı? Goethe'nin, VVagnerin, Kant'ın çocuklan neden bugün ikıye bötünmüslerdir? Şili halkı Pinochet'ye daha ne kadar dayanacak? Hiç kuşkusuz bugünku Türkıye de 12 Eylül'ün halka gıydırdıği delı gömleğıne stğamryor. Bu gıysıye layık olduğumuzu söylersek demokrasinin bize yarasmayacağını dıle getırmış olmaz mıyız? Ne bu ıktıdar, ne de ıçınde yasadığımız hukuk düzeni kaitcıdır; ıkisı de değişecek... • Sryasal ıktıdann baskılanna boyun eğmek için her zaman özOr bulunatHİir; ama, yurttaş elinden geldiğınce görevını yapmaya çalışmalı Sıradan yurttaş görevını yaparken eibet ynrgıç ya da savcı kımlığındekı yurttaşa daha büyük görevler düşüyor, hele şu günlerde Türkıye'de btr hukuk sınavı verılıyor, çok önemli bir deney yasanıyor Işkenceye Karşı Bırieşmış Mılletter Sözieşmesi, ANAP hükümetince ımzalandı Büyük Mıllet Meclısı'nde onaylenarak 26 Şubat 1988 günlü Resmı Gazete'de yayımlandı, iç yasa nitelıği kazandı Bu yasaya göre Türk ceza hukukunda bir değtşım söz konusudur. Nasıl bir değışim? Bızım ceza hukuku sısteminde "vtcdani delir ilkesi benimsenmiş, yargılamada hangı delıllerın kabul edıleceğı yargıçlann "takdrr"ine bırakılmıştır 26 Şubat 1988 günlü Resmı Gazete'de yayımlanan "işkenceye Karşı Sözieşme" yasası ışte bu kuralı değıştiriyor. Artık Türk mahkemelermde, ışkenceyle alınmış rfadeler, kanıt (delil) olarak kesınlıkle kullanılamayacak Yargıcın bu konuda takdır yetkısı yoktur. Pekı, bu durumda ne olacak? "Işkenceya Karşı SĞzJeşme"nm kanunlaşması, bugun suregeton bütün ceza davalannda gerıye doğru ışleyen önemli bir değışikliğı gündeme getiriyor; çünkü ceza, usul hukukuna ıliskındır. Usule ılışkin bütün değışiklikler geçmisi kapsarlar. Nedır bunun anlamı? Eğer bir dava dosyasmda savcı ışkenceyle alındığı kuşkulu ifadelerı delıl sayarak ıddıanamesını düzenlemışse, bu düzenleme yasaya aykırı olmaktadır Ceza hukukunda savcı, sanığın yalnız "aieyhıne" değıl "tohlne" olan bütun olguları değeıiendırmek zorundadır. Bir savcı, sanığı hasım gıbı gördü mü, ne kanun adamı olabilir, ne de hukuk adamı.. Birleşmış Mılletler'den ve Avrupa Sözleşmesi'nden Türkiye*y aktanlan çağdaş hukuk kuralının, bütün ceza mahkemelerımizde geçmışı de kapsayarak yargıç ve savcıların mantıklannı yenıden biçımlendırmesi gerekiyor. İşkenceyle alınmış ıfadelere yer veren ve ıddianameye dayanak yapan hukuk mantığının geçersız sayıldığı bir döneme gırmiş bulunuyoruz Bir devletın hukuk devleti olması için sıradan yurttaşın elbet görevlerı vardır Ama yasalan uygulayan yargıçlaria savcılann bu alandaki sorumu çok daha büyüktür Hukukun hıçlendtğı ve yasaların dışlandığı bir toplumda yargıç ve savcının mesleğı onurunu yıtırır, değerıni koruyamaz Bakalım handı savcı ve yargtc, Türk ceza hukukunda ve yasalarında gerçekleşen bu derın değışikliğın gereğinı ilk kez yerine getırecek? Bir Kez Daha... M. NACİ ÜNVER Yargıtay Üyesi Hak, haksızlık ve hak arama... Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız sözcükler bunlar. Nedir hak? Hak kavramının tarurnı konusunda değışık kuramlar üretılmıştır geçmışte Orneğın "ıstenç kuramı"na göre hak kışilere hukuk düzenı tarafından tanınan bir ıstenç gücü ya da egemenlığidır. "Yarar kuramı"na göre de hukuk tarafından tanınan yarardır hak. Günümüzdeki tanımına göre de hukuk tarafından korunan ve bu korunmadan yararlamlması bireyın istencıne bırakılan yarardır hak. Değışık tanımlara karşın hak kavramının kisi ıçın önemli ve kutsal bir kavrara olduğu üzerinde birleşildığını de görmekteyiz. Hak ya da özgürlük kavramının kamusal boyutta ele alınıp incelenmesinde yarar olduğu düşüncesındeyiz. Çünkü bireysel haklar ya da özgürlükler uv san haklan kavramının sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Aynca bu haklar ve özgürtükler bir sıstem olarak ortaya atıhşından güntlmüze kadar fazlaca bir gehşımı yansıtmamaktadır. Bu nedenle ko~ nuya çağdaş açıdan yaklaşmak ıçın hak ve özgürlük kavramının kamusal boyutta ele alınıp ıncelenmesı gerekir. Kamu hak ve özgürlüklen insan haklannın hukuksal alanda gerçekleşmış bölümüdür Bu nedenle demokratık devlet anlayışının kazandığı boyut doğrul' tusunda değışıp gelışmesi olasıdır Başka bir deyış• le, bu haklar listesının çağdaş toplumun değışen ge ~ ~ ~ reksınimlerine koşut olarak içerik kazanması bir ölçttde de zorunludur. Tanhsel gehşımı gözlediğimızde kamu haklannın yazüı anayasalara uzun ve zorlu savaşımlar sonucu gırebıldığını görürüz önce bir sıstem olarak Batıda doğmustur hak ve özgürlük düşüncesı. tlk kez klasık hak ve özgürlükler anlayışıyla çıkılmış yola. Sonra uzun bir tanhsel yürüyüş ve çağdaş sosyoekonomık haklarla buluşma. Insanın salt ınsan olarak doğuştan birtakım haklan bulunduğu düşüncesi 17. ytizyılda atılrnış ortaya. Bu akımın gehşımınde bırçok Batüı düşünürün roltt yadsınamaz. Bılındiğı gıbi bunlann başında lngihz düşünür "Locke" gelmektedır Aynca bu konuda en önemli payı olan ülke de Ingiltere'dır Kişı hak ve özgürlüklenrun hıçbır yerde düşünce olarak behrmedığı bir dönemde ve 13 yüzyıl başında "Magna Carta Lıbertatum" (Büyük özgürlük Fermanı) üe ilk önemli adım atılmış tngiltere'de. Toplumsal koşullarla çevrili... lngılızler 1215 yüında krallan Yurtsuz John'a zorla kabul etürmışler "Büyük özgürlük Fermanı"m. Bunu 1628 tanhh "Petıtıon of Rıghts", 16'/9'da "Habeas Corpus", 1689'da "BU1 of Rıghts" ve 1701'de "Aa of Settlement" izlemiş. Tüm bu çabalarla hak ve özgürlüklere yeru boyutlar kazandırümaya çalışılrnış kuşkusuz. ARADA BİR Doç. Dr. METE TAPAN İTÜMimarlık OKURLARDAN Fak. Aythncık betonlaşıyor Aydıncık'a belediye pansiyonlan yapıldı, Aydıncık şenlendi, buna emeğı geçenler sağ olsunUv. Ancak Aydıncık'm bu canlanmasını gören bazı kurum ve fahıslann iftahı açıldu Aydıncık'ta ucuza veya bedava yer kapatma yanşına girdiler. Bunlardan biri Mersin özel îdaresi'dir. 60 yıb afkın bir süredir mevcut olan ve geçen bu zaman içınde Aydıncık'a 60 kuntfluk yatınm yapmayan bir kurum şimdi büyük bir iştah ve inatla Aydıncık'ta otel yapmak istemektedir. Kim için: Kendi memurlan için. Turkiye'nin çok yerinde olduğu gibi Mersin'de Tömuk ve ErdemlVde de özel tdarenin iki tesisi yapılmıştır. Bunlardan sadece kendi memurlan ve uyeleri yararlanabilmektedir. TuristUr ve vatandaşlar buratara girememektedirler. Aydıncık'ta ne olacaktır? Zaten yeterince kuçulmuf olan liman doldurulacak, daha da kuçulecek, kirlenme daha çok artacaktır. Otel yapılmca denize girecek yol ve yer kalmayacaktır. Deniz kenan çevrilecek, buraya ve otelin kapısına "ÜYE OLMAYANLAR GtREMEZ" levhası asılacak, her yerde olduğu gibı artık Aydıncıkh buraya giremeyecektir. Belediye imar planına gore sana ancak iki kat inşaat yapmaya müsaade edilir ve yeşil sahaya inşaat musaadesi verilmezken, Mersin özel tdaresi planda yeşil saha olan yere 7 kat otel yapma musaadesi abnıştır. Yani vatandaş olarak sana yasak olan şey başkalan için mübahserbest olabilmektedtr. DtdeUrimizin, babalanmıztn, biz'erin ve çocuklanmızm asırlardır kullandığı, denize girdiğı iskele başı böylece özel tdarenin eline geçecektir. AYDINCIK ÇEVRE KORUMA KOMtTESÎ başansızkk nedeniyle kaydı sitinen oğrencileriz. 2547 sayıü YÖK Yasası ile hakkunızda bu işlem yapılmaktadır. Danıştay & Dairesi, 1988/21 sayılı karannda "Ara sınıf ve son srnıf derslerinden, uç dersten daha fazla başansızlığı saptanmamış öğrencilerin kayıtlannm süinebileceğinı duşunmek olası değildir"demektedtr. YÖK, daha sonra gonderdiği bir yazı ile uygulamanm 1986 ocak ayından ttibaren olması gerektiğtni bflirtmektedir. Zira, 3248 sayüı değişiktik o zaman meydana gelmiştir. Danıştaym yorumu her ne kadar bağlayıcı olsa da biz yine idarecilerin keyfi davranışlan ve önyargılan nedeniyle kaydımızı yeniletemedik. Danıştay karan üç ders smınna açıklık kazandırmıştır. Ek surt kullanümadan bu süreler içindeyken silinen kaydımız son sınıf oğrencisı olmadığımız gerekçesiyle yenilenmiyor. Bu dar yorum hukuk devleti ilkeleri ile çelişiyor. Zira İTÜ ve Selçuk Üniversitesi'nin yorumu bizi kapsayıcı niteükte, tkincisi hükumetin bu konudaki tutumu. Ocak ayından beri af çıkacak vaadi ile öğrencileri oyalayan hukümetin bu konuda bir çahşması var mı? Milti Eğitim Gençlik ve Spor Bakanından dileğimtz, sorunumuza eğüinmesi ve bir çözum bulunmasıdır. YASEMİN ÖZPOLAT SBF Oğrencisı Sinaıf ı Anmaya Hakkımız Var mı? Bir dızı yapısı bakımsızhktan yok olmakla karşı karşıya kalan Sınan'ın bu yıl 400 ölüm yılı Adına çeşıtlı paneller, bılımsel sempozyumlar düzenlenen bir yıl 1988 Mımarlıkla mühendıslığı en guzel bıçımde bırleştıren, çağının mımarısını doruk noktasına getıren, kendısınden sonrakı gelışmelere ışık tutan Sınan, akıl almaz çabası ve organızasyon yeteneğıyle dört yuzun üstunde yapıta ımzasını atmış, Osmanlı Imparatorluğu'nun yukselış dönemıne aıt en önemli anıtların yaratıcısı olmuştur Kendısınden öncekı örneklerden etkılenmış, onları ozumsemış ve süreklı kendısınden de bir şeyler katarak Suleymanıye'yı, Selımıye'yı bızlere armağan etmıştır Yapılarında olağanüstü bir bıtmışlık vardır Sınan'ın Ne bir tuğla eksık, ne de bir tuğla fazladır yapıtlarında Tüm yapılarında geometrık ve ışlevsel duzen en başarıh bir bıçımde çakışmış, üst üstelığın uyum güzellığı doğmustur Osmanlı Imparatorluğu'nun her türlü teknık ve parasal kaynaklarını kullanan Sınan, yıne ımparatorluğun en değerlı kalıtını (mırasını) yapılarıyla bızlere ıletmeye aracı olmuştur Bıze düşen görev, bu yaptlan yalnız korumak değıl, çağın teknolojısı ve toplumsal yararı yucelten değer sıstemıyle çağdaş, modern yapılar üretmektır Amaç, Sınan'ı bıçımsel olarak taklıt etmek olmamalıdır Onun yapıtlarını tum boyutlanyla çozümleyerek doğru, günun olanaklarına uygun yapılarla çevremızı düzenlemelıyız. Yaprtlanndakı harmonıyı, ışlevsellığı, ışçılığı, malzeme kullanımını doğru çozumlerı ve bu çozumleme sonucunda elde edılen bulguları yenı mımarı ürünlerde doğru bir bıçımde değerlendırebılirsek, çevremız o oranda yaşanabılır bir çevre olur Başka bir deyışle, malzeme ıle taşıyıcı sıstem ya da taşıyıcı sıstemle ışlevsellık arasındakı ılışkının Sınan tarafından en başarılı bir bıçımde ortaya konmuş olması, bız mımarlara tasarlarken doğruyu bulmada yardımcı olacak güçtedır Sınan'ın kendısınden sonra gelenlere bence verebıldığı en buyük mıras, onun gunun olanaklarıyla doğru urunler yaratmış olmasıdır Ancak bızler maalesef bu mırası doğru olarak değerlendıremedık Bunun en çarpıcı örneğı Istanbul'un bugünku haı.Jir Sınan'ın yapıtlanna olan saygısızlığımız bir yana, Sınan'ın yapıtları yeterınce ozümsenmedıgınden gunümuzun mımarlık uygulamaları da pek başarılı değıldır Bir kultur yozlaşmasını yaşayan toplumumuz, yapı alanında da büyük bir kaos yaşamaktadır Buyük yıkımlarla, hızlı nufus artışıyla, arsa spekulasyonuyla, akıl almaz boyutlardakı ulaşım ve başka altyapı sorunlarıyla karşı karşıya kalan kentlerımız, yazık kı bugüne dek suregelen bir plansızlığın kurbanı olmuştur Orneğın tanhsel ve estetık değerlerıyle dunyanın sayılı kentlerınden bırı olan Istanbul'un tarıhı yarımadasının, konıma planı bütüncü bir yaklaşımla henuz bugünlerde yapılmaya çalışılmaktadır Gerçekten planlamaya verılen değer bir toplumun gelışmışlık düzeyını ortaya koyar Planlamaya önem vermeyen bir yönetımın başarılı olması olanaksızdır Kuşkusuz, doğru bir planlama, yıne doğru toplumsal, kulturel venlere ve bu venlere dayalı, toplum yararı nı ön plana alan bir değer sıstemıne gereksınme gösterır Yazık kı, Istanbul'un planlaması ıçın bu bılgıler ve ıstenılen değer sıstem ı eksıktır Istanbul'la ılgılı harıtaların, tanhsel yapılarla ılgılı tum boyütları kapsayan envanterlerın, henüz sağlıklı bir planlama yapılmasınaelverışlı olmadığı, en yetkılı ağızlardan belırtılmektedır Neden bugüne dk bunlar ıhmal edılmıştır? Neden bugune dek Istanbul'un bir koruma planı yapılmamıştır? Kanımca, bu soruların yanıtında' bugun bugündur" duşuncesı yatmaktadır "Gunluk" yaşama alışkanlığı toplumun yaşam felsefesı durumuna gelmış, gelışmış ulkelerdekı planlamaya duyulan saygı adeta bazı çevrelerce alay konusu olmuştur Planlamaya, ıcraatı engelleyen bir oğe olarak bakılmıştır ulkemızde Neyı koruyacağımızı, hangı sokağı, hangı bolgeyı koruyacağımızı bir bütun ıçınde bılmeden. tek tek yapıları koruma çabası çoğu kez paradoksal bir durum yaratmaktadır "Neyı koruyacağız7" 9 sorusuyla bırlıkte 'nasıl" ve "hangı parasal guçle koruyacağız " soruları da zorunlu olarak ortaya konulmalıdır Soyut bir korumacılık, plansız bir korumacılık topluma kulturel değerlen kazandırmak yerıne toplumsal bir huzursuz'uk yaratır Korumacıliğı salt fızıksel bir düzenleme sağiıklandırma olgusu olarak değıl, parasal bir kaynak yaratma sorunu olarak gorduğümü bir kez daha vurguUmak ısterım Yönetımlerın bu konuda maddı olanaklar yaratması kaçınılmazdır Salt mulk sahıplenyle bu ışe gırışmek toplumsal eşıtsızlıklere, koruma gucünde olmayanların mulklerını elden çıkarmalanna neden olur kı, bundan da toplum huzuru yara alabılır Başka bir deyışle hem toplumun kulturel değerlen hem de bıreylerın eskıye olan saygısı yok olur Çevremızde yenı yapılan yapıları da değerlendırırsek Sınan'ı yeterınce anlamadığımızı, Sınan'ı salt sozde yucelttığımızı görürüz Eskı Istanbul'dan ne kentsel doku kaldı ne bir karış eskı yeşıl alan Her yer bırbınne saygısı olmayan, bırbırını golgeleyen ınsanın aralarında dolaşmak ıstemedığı yapılarla doldu Ustelık estetık değerı de sıfır olan bu yapılar, orneğın Istanbul da Sınan'ın Kılıç Alı Paşa Küllıyesı'nde olduğu gıbı, Sınan'ın yapıtlarını da tehdıt eder oldu Sınan'ın yapıtlarındakı estetık hem bu yapıtlara eklenen camekanlarla, ruzgârlıklarla hem de çevresındekı çırkın yapılaşmalarla golgelenmeye başladı Çevremızın böylesıne çırkınleşmesının salt mımarların sorunu olmadığını da bılıyoruz Arsa spekulasyonu. çarpık ekonomık modeller yatıyor bu ınsancıl olmayan cevrenın oluşumunda Bu kımlıksız yapılarla oluşan çevrede, bırkaç mımarın ya da kuruluşun r çabasına karşın, mıma lık mesleğıne saygı, kolay yoldan para kazanmanın sonucu olan kultur yozlaşması nedenıyle yok olmuştur. Sınan'ı anmak, Sınan'ı yuceltmek, Sınan'la ılgılı paneller düzenlemek, ancak Sınan'a yakışır bir bıçımde ureterek bir anlam kazanır Ayrıca Sınan'ı değerlendınrken, Kanunı'nın ona ve mımarlık mesleğıne verdığı değerı ve Sınan'a sağladığı olanakları da unutmayalım Sınan'ın Sınan olmasında acaba mımarlık mesleğıne gostenlen buyük saygının da payı yok mu? Öğretmen atamaları Eşi özel sektorde çahşan öğretmenler ayn keritlerde görev yapıyorîarsa eşlerinin yanlanna gidebilmek için (tayin için) 24 ay beklemek zorundalar. ömeğin ben 1 yüdır eşimden ayn yaşıyorum. Çoluk çocuk sıkıntı içtndeyiz. Bizler ve bu durumdaki kişüer, yeni çıkacak öğretmen Atama Yönetmeliği'nin lehimize değiştirümesini umuyor ve MUh Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı 'ndan bir yanıt bekliyoruz. BİR ÖĞRETMEN SBF öğrencileri af bektiyor Bizler Siyosal Bilgiler Fakultcsi'nden biriki dersten Raid böceksavar Flushıng formulu, boceklerı saklandıklan yerden çıkanr oldurur Ölurken yumurtalarını bıraktıkları ıçın, Baıd, hamam boceklerının kalorıfer boceklennın kokunu kurutur Sılınmedıkçe etkısı haftalarca devam eder Raid sineksavar Anı ve kesm etktlı Raıd, sıvrısınek karasınek, tatarcık ve dığer uçan haşereyı sadece Raıd'e ozel spray mekanızmasıyla bir sıkışta ve toplu halde oldururi Raıd electro Raid electromat Son yüzyılın rakipsiz silahşörleri ÇEVRE SAĞLIĞI tnsanın kendi yaşadığı çevreyi kirletmesı çehşkı gıbı görünürse de, bugun karşüaştığunız gerçek değıl mıdir? Teknolojinin ilerlemesinir bedeli coğu zaman çevreyı daha çok kırletmek mı olmalıdır? Bu konuda ve kurumlara akümlülükler nelerdir? Günümüzde giderek artan bir kiüe tarafından sıkça tartışüan bu sorulann tek bir yaıtı olmadığı kesin! Johnson Wax' ın inana, hıçbir kazancın, doğanın yenıden onarması yülar alacak kırlenmelere üstün tutulamayacağıdır. Bu amaçla tuttuğumuz yol mevcut teknolojiyi çevre şartlannı gözönüne alarak daha da ılerıye götürmek, çevre sağlığı acısından tartışıhr hiçbir kimyasalı ürtmlerimize sokmamaktır. Dünyamızı çevreieyen ve gu neşın zararlı ışınlarını suzen Ozon tabakası ve bu tabakanın yırtılmasına sebep olabilecek kimyasal maddelerin araştınlması, bilim adamlannca çok öncelen başlatılnuşar. Ancak bu olayın kitlelere mal olması yıllar aldı. Johnson Wax 1978'den beri, Ozon'a zarar verdiği söylenen bu lumyasal maddelen hıçbir aerosol Unınünde kullanmamaktadır, ne pahasına olursa olsun! Bundan sonraki kuşaklara da en az bugünku kadar yaşanabilir bır çevre bırakabılmek içm, gönul rahatlığıyla kullanabileceğıruz ürünlen seçin. Stvrısınekten kurtulmanın kokusuz guvenlı ve ekonomık yolu Bir tek Raıd electromat tablet, bulunduğu odadakı butun uçan haşereyı yok eder Ve butun bir gece boyunca hıçbır uçan haşere gıremez Raıd electromat tabletı, kolay ve pratık bir kullanımı olan Raıd electro cıhazıyla veya elınızdekı herhangı bir cıhazla kullanabılırsınız. Johnson Wax, 101 yıllık uzmanlıktır Johnson Wax 100'e yakın ulkede ınsektısıt konusunda lıder ısımdır Johnson Wax uzmanlığı ve ustun teknolopsı, haşere mucadelesınde "kesm olum garantısıdır Böcek ve sinek mafia'smm tümünü öldürür, kökünü kurutur...Defeder..! SEFERİHİSAR KADASTRO HÂKtMLİĞt'NDEN 1978/U061097 Seferıhısar Doğanbey köyü bırlığme aıt Karaköse mevkunde kaın bulunan ve tapulamaca 403 parsel numarası adı altında Gül$en Evren'e, 34S parsel numarası adı altında Vahdet Kutluoğlu adına tespıtlen yapılan taşınmazlann tapulama tespıtıne Seferıhısar Mal Müdürlüğü tarafından ıtıraz edılmış, Kadastro Müdürlüğünce aırazın reddıne karar venlmış, Hazıne tarafından mahkememızde dava açılmış olup, davalının adresı bıhncraedığınden adlanna komısyon karan ve duruşma günü ıle Hazıne'nın dava dılekçesı tebbğ edılememıştır 1978/1106 esas No'lu 345 parsel malıkı Vahdet Kutluoğlu ıle 1978/1106 esas No'lu 403 parsel malıkı Gülşen Evren'e komısyon karan ıle duruşmanın 2 8 1988 günü saat 9 00'da Seferıhısar Kadastro Mahkemesı'nde yapılacagı davetıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur. 8.6 1988 Dilhayat'ta LATİN MUZİĞ1 ile T.C. KARŞIYAKA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1988/133 Hâkıro: Erol Ekıncı 15208 Kâtıp: Dursun Kaya 1111 Davacı Gönül Pasaoğlu vekilı tarafından, davalı lbrahim Kâmıl Paşaoğlu aleyhıne mahkememıze açılan bosanma davasının ara karan gereğınce: Adı geçen davalıya tebUgat çıkarüdığı, tebhğ edılemedığınden zabıta tahkıkatına ragmen de adresı tespıt edılemedığınden ılanen teblığıne karar venlmış olup ka>ar gereğınce adı geçenın duruşmanın atılı bulunduğu 2.8 1988 günO saat 10 30'da mahkememızde hazır bulunması ya da kendısını temsıl ettirmesı, aksı takdırde gıyabında karar venleceğı ılanen tebliğ olunur. 17.6 988 IŞIK YAVUZ Pazartesi günleri kapalıyız. Dılhayot Sok 7 Elıler 165 15 96 165 51 86
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle