27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HAZİRAN 1988 **** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 tlk sonıyu Rum lobisinin önde gelen liderlerinden VV'illiam Broomfield sordu. Broomfıeld, Cumhurbaşkaru Evren'in, açış konuşmasında "Kongre ile iyi ilişkiler kurulmasına inandığım" soylemesine atıfla "Bunun yolu Kıbns sorununun çöziilmesidir. Kıbns sorununun çözülmesi de sizin adadaki askeri birliklerinizin çekilmesiyle olor" dedi. Cumhurbiişkanı Evren, yaklaşık yanm saat süren yanıtında Türk askerinin neden Kıbns'ta bulunduğunu anlattı ve Türk toplumunun yaşam güvencesi sağlanmadan Türk askerinin çekilmesinin mümkün olmadıgını söyledi. Bir Kongre üyesinin "tran'da işkenceye uğradıktan sonra Türkiye'ye sıgınan, ama şimdi Türkiye'nin dışan çıkma izni vermediği bir lranlının akıbeti konusunda" Evren'e bir mektup vermesinden sonra kendisine şu soru yöneltildi: "Başbakan geçenlerde Libya'ya gitmiş. Libya terör ihraç eden bir nlkedr. Türkiye ise terörden >»• kınan bir ülkedir. Nasıl oluyor da Başbakan Libya'yı ziyaret ediyor?" Evren, bu soruya, Türk Dışişleri yetkilisince verilen bilgiye göre aynen şu yanıtı verdi: "Libya ile Türkiye arasında kökterini tarihten alan bağlar vardır. Aynca Libya ile kapsamlı ekonomik ilişkilerimiz de vardır. Libya'da çok sayida Turk firması iş yapmaktadır. Türkiye'nin teröni teşvik eden ulkelerle işbirligi yapması iddiasını kabul edemem. Teröriin ortadan kalkmasının yolu da tüm diinya ülkelerinin buna karşı birleşmesi ve ortak hareket etmesidir. Türkiye'nin Libya ile ilişkilerini azaltmasıyla terör ortadan kalkmaz." Önceki gün Washington Büyükelçisi Dr. Şükrii Elekdag'ın, onuruna verdiği akşam yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Evren, dün sabah da ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile yaptığı 15 dakikalık bir görüşmeyi takiben, Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi'nin düzenlediği sabah kahvaltısında bulundu. Cumhurbaşkanı Evren, burada "Türkiye" sözcüğünün hiç dognıdan telaffuz edilmediği, ancak Türkiye'nin dünyadaki gelişmeler karşısındaki tutumunu özetley/ı, strateji ağırlıklı bir konuşma yaptı. Evren, INF Antlaşması'ndan sonra konvansiyonel dengesizliğin ön plana çıkmasının "NATO'nun esnek mukabele sisteminin inandıncılıgı üzerindeki tartışmalan yogunlaştırdığım" hatırlattıktan sonra bu ortamda yüklerin olduğu kadar "risklerin" de paylaşımı konusunun önemine dikkati çekti. kası arasındaki savunma bağlarının gevşediği yorumuna yol açacak her türlü davranış* kaçınılmasının önemine değinerek, neden ierini iki madde ait ında sıraladı: 1 NATO üyelerinin böyle bir değerlendirmenin etkisi altmda kalması Sovyetler Birliği'ni Batı ittifakına karşı güçlendirir. Batı ittifakını bölme stratejisine yardımcı olur. 2 İki süper gücOn, Avnıpa'da muhtemel bir çatışma halinde kendi topraklannın dokunulmazlığını korumak koşuluyla bir nükleer savaş olasüığını kabul edebilecekleri ve bunu tırmanmamn kontrolü için garanti unsuru oiarak gördükleri yolundaki düşünce NATO stratejisini çökertir. Konvansiyonel istikrar ve kimyasal silahlann mdirilmesi alanında sonuç alınmadan Türkiye'de bulunan taktik nükleer silahlar konusunun müzakere edilmemesinin Batı ittifakının çıkarlanna oiduğunu belirten Evren, konuşmasında Amerika'ya, "Zamansız nükleer modernizasyon ısrariannda bulunmayın" mesajını verdi. Evren, NATO, Demokrasi. nı zamanda NATO Avrupası'nda, Varşova Paktı ve özellikle Sovyetler Birliği ile NAGorbaçov'un yaptıklan INF Antlaşması, TO kuvvetleri arasındaki konvansiyonel toplam nükleer silahlann sadece yüzde güç dengesizliğini ön plana çıkarmış; NA253'ünün imha edilmesini öngörüyor. Bu TO'nun esnek mukabele sisteminin inanantlaşmayla daha az nükleer bir dünyaya dırıcılığı üzerindeki tartışmaların gidişin işaretlerinin belirginleştiği söyleneyoğunlaşmasına yol açmış ve NATO Avrubilir. INF sonrasında dünyadaki stratejik pası'nda ittifak dayanışmasını zedeleyebidengeler değişirse, bu yeni süreçte benim iecek bazı merkezkaç güçlerini harekete yerim ve rolüm ne olacak? 8u sorunun geçirmiştir." karşılığı gerek ABD'de, gerekse Batı AvruCumhurbaşkanı, "inanriır bir konvansiyopa'nın ilgili odaktarında araştınlmaya başnel caydıncılığın" önemini vurgularken, aylanmıştır. nı zamanda nükleer caydıncılığın New York Times'ın geçenlerde yayımlavazgeçilmezliğinin altını da "NATO'nun nan bir baş yazısının giriş cümlesi şöyleycaydıncılığının son tahlilde nükleer silahladi: "NATO nereye?.." Bunu ikinci bir soru ra borçlu olmaya devam edeceği açık seiziyordu: "NATD stratejtsinin gözden geçiçik bellidir" cümlesiyle çizmiştir; nükteer rilmesinin zamanı geldi mi?" ve konvansiyonel güçlerin, Avrupa savunABD'nin Bonn Büyükelçisi Richard Burt masındaki caydırıcılık açısından "bölünde geçenlerde The Los Angeies Tımes'a mezliği ilkesi"ne özellikle dikkati çekmiştir. yazdtğı bir makalede aynı konuyu işJemişti. Türkiye'nin bir başka kaygısını Sayın Ev"1990'lar Için Yeni Bir Enternasyonalizm" ren şöyle vurguladı: başlığını taşıyan makalesı, ittifak strateji"NATO'nun Avrupalı ayağını kuvvetlensini gündeme getiren bir yaklaşımı içeridirmeye yönelik girişim ve çabalar tüm ityordu. Bir konunun altını özellikle çizmişti: tifakı güçlendirme amacı gütmeli, ayrımcı Batı'nın savunma konusuna ilişkin mutabir yaklaşım benimsememelidir. Ûrneğin bakatını güçlendirmek ve 1990'lara dönük Batı Avrupa Birliği'nin canlandırılması ve kapsamlı bir askeri ve diplomatik strateji genişletilmesi yolundaki girişimlerin, bayi oluşturmak için zamanın geldiğine dik zı Avrupalı üyeleri bu oluşun dışında bırakkati çekmek. mayı yeğiemesi hatalt olacaktır." Her iki yazının ortak konusu DoğuBatı ilişkilerinde uç vermeye başlayan değişiGenel oiarak yerinde uyanlardır bunlar. min Batırttifakınınasıl etkileyeceğinin sorReagan'la Gorbaçov'un damgalarını gulanmasıydı. Hiç kuşkusuz INF oldu diye bastıkları "yeni dönem"öe ittifak içi gelişDoğuBatı ilişkilerinin birden bire günlük meieri Ankara'nın, ulusal güvenliğimiz açıgüneşlik olması, tamamen düzelmesi söz sından büyük bir ozenle izlemesi ulusal bir konusu değildir. Ancak "şimdi ne olacak" görev niteliğindedir. Batı ittifakında strateji sorusunun kafalan kurcalaması doğaldır. değişikliğine ilişkin arayışlann şuradan buAvrupa'daki Amerikan nükleer şemsiyesiradan uç verdiği, gittikçe yoğunlaştığı bir nin geleceği ne olacak? Amerika, Batı Avsürece girilmiştir. Bu süreçte Türkiye'nin rupa'daki 340 bin kişilik askeri kuvvetini yeri ve rolü üstünde dikkatle durulmalıdır. geri çekebilir mi? İttifakın Batı Avrupa kanadını oluşturan ülkeler konvansiyonet güçlerin geliştirilmesi için kesenin ağzını Üç gündür Sayın Cumhurbaşkam'nı açacaklar mı? Bütün bu sorulann zihinleABD başkentinde izliyoruz. Gerçekten yore takılması son derece doğaldır. Bu du ğun bir program uyguluyor. Kendi deyişiyle rum Türkiye için de geçerlidir. "Beş dakika bile boş zamanı yok." DışişAnkara'nın bu konudaki gelişmeleri dik leri tarafından özenle hazırlanmış konuşkatle, kimi zaman da tedirginlikle izlediği maları birbiri ardından değişik çevrelerde bilinmektedir. İttifakın Sovyetler karşısındayaparak Türkiye'nin bazı konulardaki tezki "nükleer caydmcılığı"... Bir "kanat lerini durmaksınız anlatıyor. Her ne kadar ülkes?' oiarak Türkiye... Konvansiyonel bellibaşlı televizyon istasyonlarıyla önde guçlere bundan sonra verilecek önem... gelen gazetelerin sayfalarına bu çabalar Bütün buna benzer sorulann çengeli Anşimdilik yansımıyorsa da çabaların tümüykara'da bazı zihinlere takılıdır. le boşa gittiği de herhalde iddia edilemez. Nitekim dün sabah Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi üyeleriyle yaptığı Sayın Evren'in konuşmalarında dikkatikahvaltıda Cumhurbaşkanı Evren, bu so mizi çeken bir nokta da şu oldu: Sürekli rularda odaklaşan Türkiye'nin görüşlerine biçimde Türkiye'de "demokrasr ve "msan değindi. haklan" nın altını çizmek durumunda göINF Antlaşmasını "son 40 ytlın en önemli rüyoruz kendisini; bu konuda bir bakıma stratejik gelişmesi" oiarak niteleyen Sayın hep "savunmada" kaldığı soylenebilir SaEvren, antlaşma sonrasına yönelik kaygıyın Evren'in. lannı şöyle özetledr. Türkiye'nin Batı platformlarında bu tür"INF, DoğuBatı ilişkilerinin yumuşama den "savunmalara" ihtiyacı olmayacağı sı yolunda bir ilerleme olmakla birlikte, ay günlerin özlemini duyduk bir kez daha... (Başlamfi 1. Sayfada) Evren'den üç istek (Baftantfı 1. Sayfada) niz üssünün inşasına NATO'dan sonra ABD'nin de katkısım istedi. Böyle bir üssün burada kurulması h a l i n c ABD 6. Filosu'nun da bu üsten yararlanabıleceğinı açıkladı. 2 Cumhurbaşkanı Kenan Evren, ABD Maliye Bakanı Baker'ı kabulflnde Türkiye'nin ihracatının önündeki engellerin kaldırılmasını istedi. Baker görüşmeden ayrılırken "Ekonomik ilişkilerin çift yönlü gelişmesini teşvik etmek bizim için çok önemlidir" dedi. 3 Cumhurbaşkanı Kenan Evren, ABD Savunma Bakanı Frank Carlucci'den SElA'dan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmelerini istedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren kahvaltıdan önce ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile 20 dakika siiren bir görüşme yaptı. Görüşmede Körfez Savaşı'nın "bölgede ve komşularında yarattığı istikrarsızlık" ve Türkiye'nin Sovyetler Birliği'ne bakışı konuşuldu. Bu görüşmeden sonra Kissinger ve Cumhurbaşkanı Evren, davetlilerin bulunduğu salona inerek kahvaltı etti. Evren'in masasında Dışişleri Bakanı Mesut Yılraaz, CSIS (Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi) Başkanı David Upshire, Türkiye ve ABD'nin karşıhklı büyükelçileri ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Nüzhet Kandemir buhındu. Kissinger Evren'i takdim konuşmasmda, "ABD'nin Türkiye'den daha saflam bir müttefiki yok" dedi. Takdimden sonra kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Evren'e ilk soru, Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeleri nasıl yorumladığ) oldu. Evren, "değişiküklerin" ciddi mi yoksa geçici bir süreye mi mahsus olduğu konusundaki kuşkulannı dile getirdikten sonra, "Sovyetler Birligi'nin bazı tarihi istekleri vardır. Acaba bunlardan vaz mı gecti yoksa muvakkaten mi söylemiyor, bilmiyoruz" dedi. Evren, Sovyetler'e karşı temkinli politikanın sürdürülecetinin işaretini verdi. Evren Kıbrıs konusundaki bir soruya ilişkin ise "Karşı tarafın iki toplumlu, iki kesimli, bağımsız ve bağlantısız bir federasyon tezini kabul etmedigi sürece bu işin kahcı bir çözüme varmayacağım" söyledi. Evren, NATO üyesi bazı ülkelerin neden nükleer yakıtla yahşan Amerikan gemüerine limanlara girmesine izin vermediğine ilişkin bir soruya ise "Türkiye açısından bunnn söz konusu olmadıgını belirtti ve hatta biz aksi görüşteyiz" yanıtını verdi. Evren, ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait bazı gemilerin bakım ve onarımmın Gölcük'te yapıldığım, ancak Gölcük'ün, gerek Boğazlar'a yakınhğı gerekse üzerinde petrol rafinerisi bulunan bir körfezde kurulu olmasından doğabilecek sakıncalan anlatarak "Aksaz Karaağaç'ta bir üs kuralım dedik. ABD'ye katkıda bulunması için teklif ettik. Şu anda milli şartlarla yapıyonız. ABD'nin katkısını arzuluyoruz. Böyle bir iis kurulursa ABD'nin 6. Filosu'na ait gemiler yarartanır. Yararlanacak." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Evren, ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait nükleer yakıtla çalışan gemilerin nüfusu fazla olan limaıılan ayaretineuzin verilmemesinin nedenınin, bu gemilerin bazılarındaki nükleer gücün, bir sızma halinde büyük zarara yol açabileceği tehlikesi olduğunu söyledi. Öte yandan diplomatik kaynaklara göre Yunanistan Marmaris'te yapılmakta olan deniz üssünden duyduğu hoşnutsuzluğu her fırsattabelirtmişti. Yunanistan, bunun Yunan adalanna bir tehlike olduğu görüşünde. tirebilmeyi kendi kendOerine başarmışlardır. Yakın tarih, Türk Yunan sorunlanna üçnncii taraflarca müdahil olnnması halinde, bu sorunlann çözümlenmesi bir yana, daha da karmaşık haie gddigini göstermektedir. TürkYnnan sonıniannın çözümünü iyi nl> yetle isteyen herkesin tecrübekriıı ortaya koydugu bu gercegi göz önünde bulundurması yararh otacaktır." Evren, ögleden sonra ABD Savunma Bakanı Frank Carlucci'yi kabul etti. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Carlucci ile yaklaşık bir saat süren görüşmesinde Türkiye'nin İEtA'dan kaynaklanan yükümlülüklerini tam oiarak yerine getirdiğini vurgulayarak karşı tarafUn da aynı şeyin beklediğni dile getirdi. Carlucci de "Türkrye'nin önemine müdrikiz" dedi ve silahsızlanma konularının tartışıldığı forumlarda Türkiye ve Amerika arasında daha fazla kooVdmasyon olmasını temenni etti. Görüşmede özel kalem müdürü Ali Tuygan, tansıyonunun yükselmesi sonucu baygınlık geçirdi, Tuygan'a tıbbi müdahale yapılması için görüşmeye bir süre ara verildi. Cumhurbaş^ kanı Evren c'aha sonra da Senato üyeleriyle bir öğle yemeği yedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, senatörlerle yemek yerken Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Sam Nunn, Cumhurbaşkanı'na Türkiye'nin AT'ye girişi için bir takvim olup olmadıgını sordu ve hangi AT üyesinin bu üyeliğe karşı çıkacağını öğrenraek istedi. Cumhurbaşkanı EvTen, bu konuda bir takvim bulunmadığıru söyledi. Yunanlıların "Avrupalılar arkamıza saklanıyor" dedigini aktardı. "Halbuki biz geçmifte, onlann NATO'nun askeri kanadına dönnşü sırasında büyük ryl nivet gosterdik" dedi. Cumhurbaşkanı Evren'in Washington Ulusal Basın Kulübü'ndeki dünkü basın toplantısında da bir gazeteci insan hakları ve işkence iddialanyla ilgili bir soru yöneltti. Evren, Türkiye'de anayasa ve kanunların işkenceyi yasakladığım, buna rağmen başka konularda olduğu gibi, işkence konsunda da kanunun yasaklayıa hükümlerine aykırı davranan görevliler çıktığını anlattı. Devletin, işkenceye kesinlikle karşı olduğunu vurgulayan Evren, 198086 tarihleri arasında işkence iddialarından dolayı 9337 sanık hakkında 5602 dava açıldığını ve 1401 davada, 2294 sanığın çeşitli cezalara çarptırıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Evren, hapishanelerin Avrupalı parlamenterlere açıldıgını, gelip incelemelerde bulunduklarını, kendisinin de özel oiarak inceleme yaptırdığını anlatırken, "Kendimize güvenmeseydik, hapishaneleri açmazdık" şeklinde konuştu. İşk ence * i . Askeri yardım Cumhurbaşkanı Evren, daha sonra ABD Hazine Bakanı Jımes Baker'i oteideki dairesinde kabul ederek iki ülke ticaret ve ekonomisini ilgilendiren konulan görüştü. Öğlen de Senato Çoğunluk Lideri Senatör Robert Byrd'ün onuruna verdiği öğle yemeğine katılan Evren, burada yaptığı konuşmada askeri yardım konusuna şöyle degindi: "Esasında biz, askeri yardım diye yüksek faizli borçlar altına girmek yerine, silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlannın kendi ulusal kaynaklanmızdan karşılanması gerektiğine inanıyoruz." Evren, bu koşullann Türkiye'nin ihraç mallannın Amerikan pazarına girmesini engelleyen uygulamalara son verilmesiyle ve ilişkilerin lobilerin ipoteginden kurtarılmasıyla yaratüabileceğine dikkat çekti. Türkiye'nin topraklannda gözü olanlan cesaretlendirecek karar tasanlannın ABD Kongresi'nden geçirilmesine ilişkin girişimleri Türkiye'nin son derece hassas bulduğunu kaydeden Evren, Yunanistan'ca ileri sürulen "Türk tehdidi" iddialannın ise "hayal mahsulü" olduğunu söyledi. Cumhurbaşkam Evren, Davos sürecinin önündeki en büyük tehlikeyi ise şu sözcüklerle anlatarak dolaylı oiarak çeşitli Amerikan telkinlerinden yakmmış oldu: "Türkiye ve Yunanistan geçmişte karşıhklı işbirligi içinde en karmaşık sorunlara ikili çozümler ge Kongre'de Evren dün ABD Kongresi'ne giderek Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nin onuruna verdiği caya da katıldı. Evren Kongre'ye vardığı sırada Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda üç ayn yasa tasansının görüşülüyor olması nedeniyle toplantı hemen başlayamadı. Cumhurbaşkanı Evren 25 dakika kadar bekletildi. Evren bu süre içinde Temsilciler Meclisi Sözcüsü Jim Wright ve diğer Kongre üyeleri ile sohbeı etti Türk Dışişleri yetkilileri, bu olayın "bekletme degil de sohbet şeklinde cereyan ettiğini" vurgulayarak, Türkiye'yi rahatsız edecek bir boyutun görülmediğini ima etmiş oldu. Yasa tasarılan üzerindeki oylamanın s o n u ermesinden sonra özellikle Rum lobisinin tam kadro katıldığı 22 kişilik Kongre heyeti, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in açış konuşmasını dinledi. Onur tiyeliği Cumhurbaşkanı Evren, dün ABD Türk Gazeteciler Derneği üyelerini kabul ederek dernek kurma girişimlerinden dolayı kendilerini kutladı. Türk gazeteciler de Cumhurbaşkanı'na kendisini ilk onur üyesi yapmak istediklerini söylediler. Evren, onur üyeliğini memnuniyetle kabul ettiğini bildirdi. Bu arada demeğin kurucu üyeleri arasında yapılan görev dağılımı sonucu Tuna Köprülü (Dünya) başkan, Yener Anoglu (AA) başkan yardımcısı, Yümaz Polat (Tercüman) genel sekreter, Savaş Süzal (Sabah) muhasip, Sedat Ergin (Hürriyet) denetçiliğe getirildiler. Derneğin kurucu üyeleri arasında; Ufuk Güldemir (Cumhuriyet)^ Seyfullah Türkkan (Güneş), T u ran Yavuz (Milliyet) ve serbest gas zeteci Mehmet Biber de bulunu; yor. INF Antlaşması Evren, INF Antlaşması kapsamına giren silahlann Avrupa'dan kaldırümasının Atlantik'in iki ya SIEMENS Karabük Demir Çelik Tesislerinde Siemens Otomasyonu Karabük Demir Çelik Tesisleri, ağır sanayimizin can damarlarından biridir. Bu tesislerm yüksek fırın üretimini artırnnak için cevher hazırlama, kırma, eleme ve harmanlama tesisleri modernizasyonu ile ilgili tüm yan birimleri otomasyona bağlanmış bulunıryor. Devrede bulunan binlerce motor, sinyal sistemleri, alçak ve yüksek gerilim üniteleri Siemens SIMATIC 150 otomasyon sistemi ile denetlenerek tam bir uyum ve güvence içinde çalışıyor. Tesisin yeni kurulan Güç Santralı Projesi'nde ise çift emniyetli otomasyon sistemi Siemens SIMATIC 150 H kullanılıyor. Siemens otomasyon sistemleri, arızasız, kesintisiz, güvenli çalışmayı ilke edinen fabrikalarda kontrol, uyum ve verimi artıran sistemlerdir. Dünyanın en büyük ve en yaratıcı elektroteknik ve elektronik kuruluşlarından biri olan Siemens, yüksek teknoloji düzeyindeki hizmetlerıni • Devre Elemanları Tekniği • Enerji ve Otomasyon Tekniği • Enstalasyon ve Oto Tekniği • Komünikasyon ve Bilgi İşlem Tekniği • Tıp Tekniği • Haberalma ve Emniyet Sistemleri Tekniği • Enerji Santralları Tekniği alanlarında dünyanın 125 ülkesinde müşterilerine sunmaktadır. Siemens ülkemizde de 3000'den fazla çalışanı ile üretim, araştırma, geliştirme, mühendislik, proje, montaj, servis ve diğer dallarda enerji sektörü ve endüstrimize hizmet vermektedir. Karabuk Demir Çelik Tesisleri, Siemens SIMATIC S5 Otor *: ;,•: ı Siste <•• Siemens Yüksek Teknoloji, Kalite, Servis... Daha fazla bılgı ıçin Siemens AG Türkiye Gene! Mümessilı olan Etmaş a danışın. Meclisi Mebusan Cad. 21 Fındıklıİstanbul Tel: 151 09 00 Tx: 24 233 Ttx: 31 019 Fax: 151 09 00 P.K. 1001 Karaköy
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle