19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
XMHURİYET/14 KO\UK YAZAR HABERLER 30 HAZİRAN 1988 Çatak'ta beklenen oklıı Köyün önemli bir kesiminin, yapılan yeni yol dolayısıyla göçeceği kesinlikle biliniyordu. Yol daha önce kayan toprak yığınlarının altı boşaltılarak yapılmış, dağdan akan suların ağzı tıkanmış, toprağın kayma hızı çoğaltılmıştı. İSMET ZEKİ EYÜBOĞLU bilirim. 12 Eylül yönetiminin işbaşına geçmesiyle, Çatak köyüne karşı sürdürülen olumsuz uygula.nalar hızlandınldı, ilk seçimde baskılara başvuruldu, devrimci olması dolayısıyla gericiler bu köye "gavur köyü" bile demekten çekinmediler. Köyün, önemli bir kesiminin, yapılan yeni yol dolayısıyla göçeceği kesinlikle biliniyordu. Yol sağlam, kayalık tabandan bile bile kaydırılmış, daha önce kayan toprak yığınlarının altı boşaltılarak yapılmış, dağdan akan suların ağzı beton dökülerek tıkanÇatak köyünün başına gelen yıkımı doğaüstü güçlerden beklemek Maçka'run Çatak köyiı yıkıldı, anlamsızlığını benimseyenkr az nicecanlar gitti, evlerocaklar söndeğildir. Oysa devletin görevi Tandü, yıllarca çekilecek acılar doğBundan ikı yıl önce, Çatak koyündan bildiri beklemek değil, bilimdu. Buna şaşmamak, olayın nenün kahvelerinde oturanlan teksel verilere dayanarak gereken öııdenkrini başka yerlerde aramameleyen Nakşibendi tarikatına lemleri almaktır. Devletin görevi mal, konunun temelinde yatan bağlı kaymakam bile gördük. Nakşibendi tarikatçılarını korugerçeği soğukkanhlıkla sergilemek Bu sıralanan olayları, istediğimak değil, bütün ulusun yaşama gerekir. Çatak köyünün böyle bir miz nicelikte çoğaltabiliriz, daha guvencesini sağlamaktır. Bu yasal yıkımla karşılaşacağı çoktandır biüzucü ornekler veren tanıklar gosişlerin yapıldığını söyleyemeyiz, liniyordu. Özellikle ICarayollan'terebiliriz, ancak gidenleri geri ge önürnüzde gelecek yıkımların donın 1980'den bu yana uyguladığı tirme olanağı yoktur. Açılan yoğacağını gösteren başka örnekler .yöntem, uyanlan, önerileri dinlenlun, böyle bir yıkım getireceğini vardır. Sozgelişi Maçka'mn Atlımemesi, dahası böyle bir girişimuzman şöyle dursun, oradan geçen kilise yöresi göçmektedir; yol, tade bulunanlara saygısızca davraııraası, görevlilerin kimi yurttaşlan dövmeye bile kalkması düşündürücüdür. Olaya yan tutmadan, benira de yaşayarak tanık oiduğum gerçeklerin gözlüğüyle bakılırsa şu sonuca varüır: Çatak köyü yalnızca Maçka'mn değil, Trabzon iliııin en eski köylerinden biridir. TrabzonIran yoJunun konaklama yerleri arasında çok önemli sayılırdı. Orada, daha 19. yuzyü başlannda bile kahveler, hanlar, ahırlar, otsaman yığma yerleri vardı. Oraya, geniş alanında yükselen cevizlerden dolayı "Cevizlik" denirdi, ilçenin odağı durumundaydı. Trabzon'dan kalkan yolcuların üçüncü konaklama yeriydi. Bu yörede, Trabzon'un Türklerin eline geçişinden sonra ilk yerlesmeler başlamış, en eski Türk aileleri burada evocak kurmuşlardı. Nitekim bugün bile, burada yaşayan ailelerin sanları araşK0TÛ"NDE ACI 12 Eylül yönetiminin işbaşına geçmesiyle karşılaştığı olumsuz uygulamalar giderek artan, tınlırsa, hepsinin eski Türk topludevrimci olması nedeniyle gericilerin ' gavur köyiı" bile demekten çekinmedikleri Çatak, yetkılilenn yol yapımı içm yapılan luklarından kaynaklandığı anlaşıuyanlan dinlememeleri sonucu böyle acı dolu tablolar yaşayacaktı. (Fotoğraf: Rıza Ezer) hr. Çatak köyü, 1916'dan sonra mış, toprağın kayma hızı çoğaltılbir çocuk bile görebiliyordu. Yobam oymuş, göçüşe olanak sağlaRusların bölgeyi ele geçirmeleri mıştı. Aşağı yukan bütun yağmur lun açılmasıyla altı oyulan, boşmıştır. Yazlık köyünün aşagıki boüzerine bütün gücuyle direnmiş, lu günlerde, burada kayma lukta kalan, sık sık kayalann yulümü kaygan toprak üzerindedir. direniş birliği oluşturmuş, daha oluyor, Karayollan yetkilileri, yaş varlanmasıyia korkulur duruma göçecektir, nitekim birkaç yü önsonra Atatürk'e bağlı kalmıştı. b köylülerin uyanlarını dinleme gelen yerde koyunlar bile yayılmıce ilk göçüş örneğini vermiştir. 1950'den sonra yönetimi ele geçiden yola kayan toprağı kaldırmak yordu, otlamıyordu. Nedeni de ren partiyi pek tutmamış, hep Maçka'da kurulan "Yapı Koopela yetiniyorlardı. Oysa, şimdi gayağmurlu günlerde kaygan toprak CHP yanlısı olarak düşünceleriı.i ratıff'nin yaptırmakta olduğu ikizetelerden öğrendigme göre, kimi titriyor, hayvan ürküyordu. Koyusürdürmüştü. Bu tutumu nedeniyyüz konutluk yer dere yatağındavaliler "bunu bilmiyoruz, ilk kez nun otlarken kaymasından ürktule 1950'den sonra Trabzon'a atadır, tabanı sudur, bir metre kazısizden duyuyoruz" diyebiliyorlar. ğü yerde uzmamn gerçekleri görenan valilerin öfkesini üzerine çeklınca altından su çıkmaktadır. Bu memesi ne acıdır... Şimdi ağıt miş, devletten bir kuruşluk yardım konutlann yapıldığı yerden üç yuz dökmeye, avutmaya, ağlayıp sızgörmediği gibi sık sık gözdağı vermetre güneye gidilirse yapı tabaÇatak köyü ilçenin üç kilometlamaya gerek yok, olay bu köyün melerle de karşılaşmıştır. Bu olaynının dereden en az on metre alre güneyindedir, orada içki yerlesiyasal tulumundan dolayı "cezaIan, 19561962 arasında Trabzon'cakta olduğu görülür. tki yandari, kasaplar, kahveler, asevleri varda yayımlanan "Hakiraiyet Gazelandınlması"dır, bunu da tinsel ki yapımlar dolayısıyla dere on dır. Işte 12 Eylül'den sonra geritesi"nin yazı işleri yöneticisi oldumetre genişliğinde, üç metre yükbir güçten değil, yasal görevlilercilerin, tarikatçılann öfkelerini kağum dönemde yaşadım, vali'.erin den bekliyorduk, yanılmamışız. sekliğinde bir yatağa sokulmuştur. bartan, bu eski köyü "gavur anlamsız tutumlanyla karşılaştım. Hızlandırılmış bir eğitimle yetiştiOysa büyuk yağmurlu aylarda deköyü" diye nitelendiren olayın neBu köyün önce DP, sonra AP yanrilen sözde uzmanların yapabilere suları, önceki yüzelli metre ge• lısı olması isteniyor, yerlilerine giz denlerinden biri de budur. Bu koy, imamhatip okulu açılmasına ya cekleri bilimsel bir iş yoktur, yıkınişliğindeki yatağı kaplar, daha li baskı uygulanıyordu. Bu valilemm acısını halk çeker, sözde uznaşmamış, Nakşibendi tarikatına dar yerlerde en az üç metre yükrin adlannı isteyen olursa soyleyemanlar da kendi inançlan doğrulyüz vermemiş. yolun kaymaya elselrr. Bu ikiyüz konutluk yapımverişli yerden değil de kayalık sağlam tabandan geçirilmesini istemiştir. Son yülarda sürdürülen uygulamalar sonucu, Maçka ilçesinde, bütün devlet yardımları belli bir dönemden sonra bu bölgeye yerleştirilenlere yondtilmiş, y.ilnızca tarikatçılığı benimseyen köyler korunmuş, Çatak koyüne öğretmen bile gönderilme istekleri yerine getirilmede geciktirilmiştir. tusunda yıkılması istenen başka yerlerde görevlendirilir, sonra butün işler "Tanrının onayına" bırakılır. Iştç Nakşibendi anlayışının somut örneği de budur: "Bizden olanı tut, olmayanı Tanrıya sığınarak, devletten guc alarak yık." . da en az bin Maçkalı geleceğin sularına adanmıştır, derenin iki yanı yüksekdik dağ olduğundan alınacak önlemler birer kandırmaca, gözboyama olmaktan öteye geçemez. Bu yaprtna yasal yetkiyi kim , ler vermiş, bu kooperatifin yöne g\ ticileri, işbirlikçileri hangi tarika = ta dayanmışlardır, arastırmaya de ^ ğerŞimdi, daha ilginç bir konuya geçelim: Çatak köyünön bitişiğinde, güney yöresinde, Sukenan köyünden Yazılıtaş denen yere değin uzayan bölge kaygandır, dere yatağıyla kırkbeşyetmiş arası bir açı oluşturan eğilimdedir, tabanı çok sulu topraktır, ağaçlar kesilip fındık dikildiğinden yörenin doğal ortüsü değişmiştir, orada da ufak tefek kaymalar görülmektedir. Bu yöre halkı, 1929'da, Of ilçesi dolaylarındaki göcmeler sonucu, buraya yerleştirilmiştir. tşte bu yerleştirme sonucu yörenin doğal yapısı, örtüsü bozulmuş, toprağın kayganlığını oluşturan olanaklar çoğalmıştır. Yetkili uzmanlar bu yöre konusunda da, Çatak<\thkılise gibi, "toprak göçecek yapıda değildir" demişler, önlem alınmasını engellemişlerdir. Bu gibi yörelerde, toprak kaymalannın büyük göçüşlerin kaçınılmazlığını anlamak için bilici olmanın gereği yoktur, toprak konusunda yüzeysel bilgisi olanlar bile bu gerçeği görebilirler. Yazımı, bir anımla bitireyim: 1963 eyiülünde Varto'da idim. Evlerin hep kayalık bayırlarda yapıldığını, geniş ovanın boş olduğunu görünce beni konuklayan ağamn adamlarına neden evlerin öyle kurulduğunu sorunca şu yanıtı vermişlerdi: "Beg, bu ovanın altı sudur, oynar, öyle durmasına bakma." İşte o ova, çok varlıklı bir AP yandaşınınmış, orada devlet yatırımıyla birtakım kurumlar oluşturulmak istenmiş. Gelen yetkili uzman, bu alanda yapı yapılamayacağını bildirmiş. Muş Valisi, o uzmanı kovmuş, yerine bir bayan uzman göndermiş, "olur" onayı alınca, ovanın bir bölümü satın alınıp devlet yatırımı gerçekleştirilmiş. Bir süre sonra, ünlü Varto depremiyle ovadâ kurulan birimler toprağın altına kayıvermişti. Toprağıru devlete yüksek bir gelir karşılığı veren kişi varlığına varbk katmıs, ancak yüzlerce yurttaşımız da diri diri sulu toprağc gömülmüştü. İşte, Maçka ilçesinde, yeni yol yapımıyla uygulanan yöntem de (biraz değişik biçimde) böyledir. Dileriz, bu üzücü olayın sorumluları, öte evrende Tanrı katında değil de, yurdumuzunda yargıçlar önünde yargüansın... CESETLER ÇdUMJYOR Çatak'ta toprak altında kalanlann çoğunluğunun bulunduğu kahvehaneye ulaşılmasından sonra çıkarılan cesetler, Trataon Numune Hastanesi'ne gönderiliyor. Kimlik tespıtirtden sonra ceseöer ailelerine teslim ediliyor. Çatak'ta cesetlere vdaşıldı (Baştamfi 1. Sayfada) Kot pantolonlu, çizgili gömleklı cesedin kimliği belirlenemedi. Kahvehanenin etrafımn temizlenmesi üzerine cesetler birbiri ardına görülmeye başladı. Saat 15.10'a kadar 17 ceset enkaz altından çıkanldı. Cesetlerin görülmesi üzerine polis otosundan, "Tnm sedyeler olay yerine, tum sivil savunma elemanlan olay yerine" anonsları sürekli tekrarlandı. Cesetler Trabzon Numune Hastanesi'ne gönderildi. Kaybolanların yakınlarının hastanede bulunmaları istendi. tngdltere'den gelen jeologlar heyelan bölgesinde yaptıklan inceleme sonucu hazırladıkları rapoıu valiliğe verdiler. Raporda, heyelanın devam edebileceği ve çevredeki insanların uzaklaştınlması gerektiği belirtildi. Valilikçe dün yapılan anonsta, "Heyelamn geldiği tepeden Gümıişbane'ye 2, Trabzon'a 1 kilometrelik bölgede heyelan olduğundan tüm vurttnşlann bu bölgeden aynlmaian" uyarısında bulunuldu. Çatak'taki heyelandan sonra Trabzon'un Maçka ilçesinin girişinde ıki ayrr tepenin daha aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğu belirtildi. Trabzon'dan Maçka'yagirişte "Atlı Kilise" tepesinde moloz ve toprak, hemen bitişiğindeki yolun sağında bulunan diğer tepede de "kaya kayması" tehlikelerinin had safhada olduğu, heyelan nedeniyle Maçka bitişiğinden geçen Deminmendere Deresi'nin önünün kapanacağı ve Maçka'mn sular altında kalabıleceği de bildirildi. Öte yandan, Trabzon Valiliği'nin Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden istediği teknik heyet heyelan bölgesindeki inceleme çalışmalarına başladı. Heyetin, karayolu yapımındaki mühendislik hizmetlerinde hata olup olmadığını araştırdığı öğrenildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Bolümü öğretim üyelerinden Doç. Fikret Tarhan, bölgenin heyelan bolgesi olduğunu, yerleşim alanı objak yuksek tepelerde her an çeşitli nedenlerle kaymaJar olabileceğini söyledi. Çatak'taki heyelana Trabzon Erzurum karayolu genişletme vc yapım çalışmaları sırasında tepedeki toprak moloz kitlesinin etekte yapılan genişletme çalışmalannda dengenin bozulup bozulmadığının, heyelanın da bu "nedenle mi?" meydana geldiğinin araştınldığı kaydedildi. Enkaz altından çıkarılan cesetler arasında iki Alman da bulunuyor. Kimlikleri belirlenenler şunlar: "Mustafa İhtiyar (Yozgat), Mustafa Kurdal (10 yaşında), Talısin Temel Timur, Mustafa İnan, Eyüphan Özdemir, Mustafa Kose, Mehmet Şıldır (Ovacık), Temel Alan, Dursun Ali Aynalı (Ordu), Ziver İntaş, Rahman Aydın (Maçka Yazılıtaş köyü), Emin Ayar (Maçka Bağışlı köyü), Brigitte Hastenfenfel, Andreas Burchard (Federal Alman), Fikret Ertan (Van Gölü Seyahat otobüs şoförü), Dursun Aydemir, Hayıi Cebe (Gumuşhane), Emin Şahin (Tortul), Fatih Sevinc (Ordu), tsmail Topkaya (Kars), Mustafa Öztürk. Ali Çetin. Saffet Oztıirk (Çatak koyu), Mebmet Ali Bektaş (Trabzon Tonya ilçesi), Süleyman Ertekin (Gumuşhane), Şükrii Arslan, V eysel Gazioğlu (Maçka), Vahit Özturk (Maçka Çatak köyü astsubayı), Ertuğrul Variı (Didor ilçesi), Ismail Atlas (asker), Sami Altan (polis), Adem Topçu, Yehbi Umutluoğlu, Mehmet Kıhççeken. İrfan Kiiçıik, Yiicel Alpagut. Valilikçe oluşturulan kayıp bürolanna bildirilen 55 kişi arasında cesedi dün çıkarılanlardan 11 kişinin olmadıgı anlaşıldı. Bu durumda olu sayısının 60'ın üzerine çıkabikcefi biKliriliyor. Notlar Acı sonadoğru tDRİS AKYÜZ ÇATAK Çatak'ta bekleyenlerin yüzünde dün acı bir tebessüm vardı. Bir haftalık bekleyişin stresi heyelanda toprak altında kalanlann yakınlarının yuzünde dun değişik ifadelerle noktalandı. Cesetler birer ikişer ortaya çıktıkça yüzlerde önce bir şaşkınlık belirtisi, ardında da acı dolu hıçkınklarla gözyaşları geliyordu. Çatak belki de tarihi boyunca böyle bir kalabalık görmemişti. MaçkaÇatak arasındaki bir kilometrelik yol adeta Istiklal Caddesi'ndeki kalabalığı andırıyordu. ilk "ceset çıktı" haberini duyan gelmişti. Meşeunkıran tepesinin karşısındaki Şiirnesı tepesi eteklerine kadar insan yığınıyla bir stadyum göranumundeydi. Enkaz kaldırma çalışmalarının surduruldüğü \e üç katlı kahvehanenin bulunduğu dere yatağında çıkarılan cesetlerin gorüntîısü tek kelimeyle içler acısıydı. Altı kişi yan yana, ellerini birbirlerinin omuzuna atmış, birisi ağzını kapamış, 60 yaşlarındar'bir ihtiyar kucağındaki 4 yaşlanndaki çocuğa sıkı sıkıy'a sanlmış. Bunlar arasında belki de en ilginci Çatakh astsubay Vahit Öztürk'un elindeki kınk kafeste kendisi gibi ölü bulunan bir keklikti. ' "" ' VEMT Merhum Abdi Nazım Ali Bezmen ile merhume Mediha Bezmen'in kızı, merhum Ali Haydar Aktay ile merhume Remziye Aktay'ın gelini; Fatma Bezmen'in ablası, Halil, Nazım, Turgud ve Necdet Bezmen'in teyzesi, merhum Refik Bezmen, merhume Şermin Bezmen ve Fuad Bezmen'in amcazadesi, EmelAli Haydar İleri ile Semine Niron'un yengesi, Necdet Aktay'm kıymetli eşi II VEFAT Kurucularımızdan Nazım Ali Bezmen'in kızı, Yönetim Kurulu Başkanımız Fuad Bezmen'in amcazadesi, Yönetim Kurulu üyelerimiz Halil, Nazım, Turgud ve Necdet Bezmen'in teyzesi, kıymetli buyuğumuz "| •• •• w •• •• vefat etmiştir. Cenazesi 30.6.1988 perşembe günü (bugün) öğle namazını müteakiben Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliği'ndeki aile kabristanma defnedilecektir. ZÜBEYDE Ü AKTAY Ü ZÜBEYDE AKTAY vefat etmiştir. Cenazesi 30.6.1988 perşembe günü (bugün), öğle , namazını müteakiben Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak, Edirnekapı Şehitliği'ndeki aile kabristamna defnedilecektir. l AİLESİ 1 MENSUCAT SANTRAL T.A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle