23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HAVA DURUMU Mana HletBçnHoji Genel MudurluOü'ndn aiınan Mgiye s*re, yuıdun kuzey kasifnleri parçak bukıtkt, Orte ve Doflu Karadenc safuk ve gttgünjftülü sajanak yajçiı. «• Dtf jerterabıiutİL ve açık oeçscek. HAVA SICAKLIĞI: tofrş atan yerierde deftmeyecak, SOar venitrde biaz daha artacak. RÛZSAfl: Yürdun Bat tesrterinde taoay ve M>, (tOer yerierte kuay ve dogu y t a M n taftf, ara sıra orta kuv>eOe esacek. DenaenJe, Karadenirbe y*ta ve ptyrez, dtOsr dtttiztennıizdB ounbıosı VB lon«eJden24, Kaıaderaz ve AMenzUe a m n TV*^ S v kuvvotindc, ssstts 416, K m M z ve Aköenirte zaman zaman 2 M 7 denta n * hsla esecek. DENİZ: Çalt n H , K n d e r s ve Akdenc apMannda yar A B A A B A A A Y A B A A A B B B Y A HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 35°2Otty»rtlfcjr A 32°20»Ednie 34» 20» EnSncm 30°M°Enunım 20° 5" EsMşeNr 31° 14° GsSaıHf) 31°2ransun 32°20°GMfttımY 27° tS» Halddri A 3a°21°l>evt A 36°17°lstWM A 30° 20° faı* A 30° 15° KKS B 30° <S° Kastamnj B 28° 1S° K»*s«ri A 34° 19° Kırtdaref B 32°21°Koo*i A 29°WKiiWı»» A 35°2O°U«ltya B 34°20>Mansa 22° 0 30°1S°Mu$ 34»W°Ni0d« 28°20°0t*ı 28° 18° Saraun 31"1S°Srt 38°24°Snıs 20° 28 HAZİRAN 1988 DUNYATJA BUGUN Amsterdan! B 21° A 34° Amman B 30° Mna A 38° Bereeloiı Y 25° Y 24° Besel Y 24° Y 22° Y22° Bom B 20» Briüsel Sudspe* Y 23° Y 24° Canevre B 28° A 38° Ckkk A 38° Dute Ffmkfurt Y 22° A 38° Gkne Y 2B» Heksinu A 35° Kopennag Y 23° Y 21° Ukı Mlosa A 36° Y 28° 8 18° Y 24° MHano B 28° B 24° Mudüeiil Mostova B 28° Munh Y 23° A 30° Osio Y 26° Paris B 24° Prag Y 22° ffiyad A 40° Roma Y 28° Sofye Y 23° A 35° U /Whr A 32° Imus A 30° VeV^tM Y 2S° Vtaeıttt 8 24° Vtymj Y 23° wunnai onY 30° Zünh Y 23° londra Madrid MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Kunıltay Bitti, Kavga Bitti mi? 2«to ar Xf2fSnof) yw mutedil dalgalı otacak. Oalga yutsaidtai 05 *e 1 metre, Karadeniz ve AMeniz açklamda y«f y*r 15 ırefre dofeymda tn*racak. VSn Gölundehavaabutottu g»çec*. Rfegfckuay«ttoOuytıfenfenlam. ara sıra ortj kuvvtne esacek. SN kuçuk lUgaJı olacak Gfrfe uzakIı0ı 10 km. dotayında tuhnacak. # Brtfe Bdu Buna Çamtt* Çorum OenH 28°t2»VK«l 31°«°U»ak 30°14°W 31» 21° ZongUktek ;Q': ft ori< A ac>k B öuluOu K «rv 5 sfi* SHP'de Baykal farklı (Bajtarafi 1. Sayfada) Baykalcıların hem sol kanadın listesinde yer alan Ahmel Isvan Parti Meclisi'ne seçilirken en yüksek oyu aldı. tnönü, yeniden genel başkanlığa seçilirken, 710 oy almasına karşın, Parti Meclisi seçiminde tsvan'a 763 oy çıktı. SHP Genel Başkanı Erdal Inö•M, seçirn sonuçlannın belli olmasından sonra dün düzenlediği basın toplantısında kurultay bildirisini açıkladı ve gazetecilerin çeşitli sorulannı yanıtladı. Kunıltayın parti içi demokrasinin işlerliği konusunda iyi bir örnek verdiğini belirten tnönü, "Böyle canlı, demokratik bir kunıltayın seçtigi genel tnerkez hiç şüphe etmiyorum ki bizi iküdara götiirecek hejetür" dedi. tnönü, kurultayda önerdiği listenin seçilmediği anımsatılarak, "Şimdi ne yapacaksımz?" diye sonılması üzerine de şöyle konuştu: "Kurultayıraız parti içi demokrasinin en rahatkkla işlediği en yiice organdır. Biilün il kongrelerinde oldugu gibi kurultayın seçimJeri yapmasından once bir seçim yanşması yaşanır. Her seçim yanşnıasında o seçim sonucunda görev almayı düşünen insanlar kendi görüşlerini seçmenlere anlatrr.aya çalışırlar. Kunıltaydan önceki davranıslar da böyle degerlendirilmelidir. Bia birlikte çalışmayı düşündüğümiiz insanlar hakkında kurultaya bazı önerikr götürdüm. Başka arkadaşlanmız da kurultaya öneriler götiirdüler. Sonunda kurultay iradesini gösterdi. Her şeyi düsünerek gösterdi. Kurultayın seçtigi insanlar şimdi bütünlük içinde çalışarak kurultayın bize verdigi göro'i yapacaklardır." tnönü, "Deniz Baykal'la çalısacak raısımz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Kurltay Parti Meclisi'ni seçti. Parti Meclisi çarsamba günü toplanacak ve MY K ile genel sekreteri seçecek. Kuruhtayın seçimiyle orta\a çıknnş Parti Meclisi seçimini ö^gurce yapacak. Bizim partimiz deraokrasiye inanan bir partidir. Ben deraokrasiye inanan bir kişiyim. Düriist yapılmış seçimlerie ortaya çıkan bir heyet, elbet birlikte çalışacakür. Birlikte çahşmazsa demokrasiye inanmıyor demektir." Genel başkanlık seçiminden çıkan 100 dolayındaki boş oyu ise, "Kurultayın iradesidir. bu konularda bir şey soylemem" diye değerlendiren Inönü, listesinin büyük ölçüde delinmesi konusunda da, "Biitiin bunlar demokrasinin tadıdır, tuzudur. Bu gibi yorumlan yapmak bana düşmez. Ama degerli basınımızın istediği gibi girmesine ortamı gayel acık göriiyorum" diye konuştu. parti iktidara daha hazır bir parti haline dönüşmüştiir. Türkiye'de iktidar boşlogunun açıkça ortaya çıktıgı ekonomik ve siyasal bunalımın çok ileri duzeylerde kendisini gösterdiği bir donemde SHP giiven verici bir iktidar seçeneği haline kendisini dönüslünnüştiir." mez, lsmail Hakkı Önal gibi isimler ise Parti Meclisi'ne giremediler. Önceki Parti Meclisi'nin ise, ancak 19 üyesi yeniden seçilebildi. Kurultayda Parti Meclisi'ne çok sayıda milletvekilinin aday olmasına karşüık, ancak 26 milletvekili seçilebildi. Parti Meclisi'ne giren milletvekillerinin adları şöyle: "Tayfur Ün, Vedat AJtun, Kemal Anadol, Ayban Arifağaoğlu, Abdullah Başlurk, Beşer Baydar, Deniz Baykal, Cüney I Canver, Tufan Dogu, Eşref Erdem, Birgen Keleş, Adnan Keskin, Cumhur Keskin, Önder Kıriı, Aytekin Kotil, Erol Köse, Cevdet Selvi, Mustafa Timisi, Ali Topuz, Enis Tütüncu, Ali Şabin, Vdi Yüdınm. Etem Cankurtaran, Mehmet Moğoltay, Fikri Saglar, Rüştü Kurt." CflHEYT ARCAYflREK »myof üstünde yerin var" demişti, ama İnönü'nün birlikte çalışmasını istediği merkez yöneticilerini de kendi anlayışına, eğilimlerine göre saptamıştı. SHP Kurultay'ı.dun İnonü'nün de söylediği gibi, öteki partilerde görülen olagelen bir süreç geçirmedi. Sadece seçimleri yapıp dağılan bir topluluk, bir ruhsuzluk manzarası çizmedi. Kurultay, baştan sona parti içinde çeşitli fikirlerin tartışıldığı, işlenip yargılara varıldığı büyük bir forum gibiydi. inönü dün basın toplantısında dirençli, inanan, asıl niteliği olan demokrat insan çizgisini yine sergiledi. Seçim sonuçları için kurduğu mantık geçerliydi. Her seçim, her kurultay öncesi "herkes sözünü söyier, herkes liste çıkarır, isimler önerirdi". Sonuçta "kurultayın iradesi belirirdi". Nitekim, görkemli diye tanımladığı kurultayda bugüne kadar eşine ender rastlanan demokratik süreç tüm öğeleriyle işlemiş, seçim öncesi listeler çıkmış, sonuçta beliren irade ile yeni kadroya örgüt tek bir görev vermişti. Bu görev, yeni seçilen merkez yöneticilerinin birtik ve beraberlik içinde partinin bütünlüğünü koruyarak asıl hedefe yönelmeleriydi: "İktidar olmak!" SHP Kurultayı artık geriye dönüse olanak sağlamayacak düzeyde geçmişti. Bu kurultay, ileride "tıpkı 1988 kurultayı gibi" benzetmelerle anılacaktı. Kurultay ve seçim öncesi gerek fikir gerekse liste düzeyindeki çatışmalar "iyi niyetin göstergeleri" olarak nitelenebilirdi. Erdal İnönü'nün dediği gibi, "Kurultay bütün bunları düsünerek seçimini yapmıştı". Kurultay öncesi "ekibiyle gelmesi olası" Baykal'a karşı lnönü'nün belirgin tepkileri akla gelince, parti meclisinde çoğunluğu sağlayan Baykal'ın genel sekreterliği kaçınılmaz görülünce, tabii, kafalara "İnönü'nün dün seçildiği lideıiikten bugün istifa edip etmeyeceği" sorusu takıldı. İnönü, demokrat kimliğini pekiştiren canlılıkla "SHP'yi iktidara getirmek için birlikte çalışacağız, bu görevi yerine getireceğiz" diyordu. Kurultay iradesi özgür seçimle belirdikten sonra istifa olasılığını gündeme getirenleri hafifce alaya alıyordu. Onun anlayışına göre, kurultay madem ki iradesini göstermiş, madem ki bu kadroyla çalışıp başanya ulaşılması buyruğunu vermişti; tersine kimi egilimlere, düşüncelere sahip olmak en azından demokratik kurallarla çelişirdi. Lider, durumunu dün açıkca ortaya koydu. Çarsamba günü toplanacak parti meclisine genel sekreterlik için aday çıkarmayacaktı. Daha doğrusu bugünden (Baştarafı 1. Sayfada) Baykalcılann önlemi SHP kurultayında tnönü, listesinde sol kanattan adaylara ağırlık verince, Baykalcılar, buna tepki olarak kendi anahtar listelerinin eksiksiz kullanılması için yoğun çaba harcadılar. Baykal'a destek veren delegeler anahtar listeyi olduğu gibi kullanırken, liste nedeniyle sol kanatta çözülme olduğu belirlendi. Sol kanatta yer alan baZJ adaylar, tnönü'nün listesinde yer alan arkadaşlanna tepki gösterdiler. Bu tepki, oylamaya da yansıdı. Bu hava içinde yapıian oylama sonunda Baykalcılar, tnönü'nün de listesinde yer alan 4 arkadaşlanna ek olarak 22 kişiyi daha Parti Meclisi'ne soktular. Yalnızca Baykalcılann listesinde yer alarak Parti Meclisi'ne seçilenlerin adları şöyle: "Tayfur Ün, Fikret Ünln, Halil Akyüz, Turgut Alalay, Beşer Baydar, Erol Çevikçe, Ali Dinçer, lufan Dogu, Eşref Erdem, Nail Gürman, Birgen Keleş, Adnan Keskin, Önder Kırlı, Erol Köse. Atila Sav, Güler Tanyolaç, Doğan Tasdelen, Mustafa Timisi, Ali Topuz, Mahmut Türkmenoğlu, Enis Tütiincü ve Rüştü Kurt" Sol kanatda yalnızca, kendi listelerinde yer alanlardan Ertuğnıl Günay, Vakup Kepenek ve Etem Cankurtaran'ı Parti Meclisi'ne sokabildiler. Sol kanattan Ahraet Türk, Fehmi Işıklar, Kenan Son ortaya bir öneri getirmiyordu. O gün parti meclisi elbet gereğini yapacaktı. Baykal'ın karargâhında sabahın ilk saatleri duyulan sevinç çığlıklarından sonra serinkanlı değerlendirmeler hemen başladı. Deniz Baykal'a göre partide "her şey yerli yerine oturuyordu. üdere son dakikaya kadar liste yapmaması cağrısında bulunmuşlar, ne var ki İnönü, Baykal ekibini 'tasfîye' etmek istemişti. Kurultayın iradesi liderin listesini tümüyle geri çevirmiş, öneıdiği tek isim kazanamamıştı." Genel sekreterliği eşikte olan Baykal, parti meclisinde uyum sağlayabilecek miydi? Oeniz Baykal, soruyu hemen karşılıyor, "Kurultay zaten ahenkli bir parti meclisi kurdu" diyordu. Sol kanattan 15 önemli ismin girdiği parti meclisinde Baykal çoğunlukta da olsa, yine belirgin iç çekişmeler başlayabilir diye düşünenler bu yanıttan gerekli sonucu çıkarabilirler miydi? Elbet zordu, zaman gösterecekti. Ama Baykal, kurultay öncesi ve kurultayda "birtik çağrısı" yaptığını anırnsatıyor, uyumun sağlanacağını söylemeye çalışıyordu. Bu konuda önemli ağıriık omuzlanndaydı. Dün sabah erken saatte "zaten uyumun seçimle sağlandığını" söyleyen Baykal, bir iki saat sonra konuşan İnönü'nün sloganını özenle belirtmişti. "Artık hedef: İktidar!" İnönü ise basın toplantısından önce evindeydi, ktsa söyleşimizdy ana fikrini kısaca açıklamıştı: "Kurultay istediklerini seçti. Beraber çalışacağız artırf." Kurultay sonuçlanndan birkaç önemli ders çıkarılabilirdi. 12 Eylul'le birlikte gelen sol anlayışı kısacası örgütle bütünleşmeden masa başında çalışanları kurultay yönetimden anndırmıştı. SHP artık partileştiğini kanıtlamıştı. Yapay sol "tasfiye edilirken, 12 Eylül'den sonra bu konumda ortaya çıkanlar da uzaklaştınlryordu." Erdal İnönü, liste savaşında yenilmişti. Çevresinde olan, anılan nitelikteki kişileri örgütün tutmadığı anlaşılmıştı. Hızla değişen Türkiye'de depoiitizasyon heveslilerine önemli bir ders verilmiş; izieyicisi, delegesiyle insanlarımızın "demokratik haklarını özgürce kullandıkları, bu hakkı kimselere vermeyecekleri bir kez daha" vurgulanmıştı. Demokratik yaşamda önemli bir adım olan ron kurultaydan SHP; başarıyla, daha önemlisi gelecek vaat eden, iktidar seçeneğini pekiştiren yönelişlerle çıkmıştı. Asıl görev şimdi başlıyordu. İnönü'nün anlayışına koşut çalışma düzeni SHP'yi iktidara getirebilirdi. Disiplin Kunılu Büyük kurultayda Merkez Disiplin Kurulu'na seçilen 9 üyeden 4'ünü sol kanat, 3'ünıî de Baykalcılar doğrudan kendi listelerinden sokarken iki isim de tnönü Baykal listesinde gösterilen ortak adaylar kazandı. Merkez Disiplin Kurulu'na seçilen 9 kişinin adlan şöyle: Sol kanattan: Fuat Necati Oncel (MDK eski üyesi), Hüscyin Öztürk (Sıvas eski senatörü), Celal Saka (inşaatçı), Altan Tuna (CHP Canakkale eski Milletvekili) Baykalcılar: Mirza Doğan (avukat Kırşehir delegesi), Demircan Ankan (SODEP Eskişehir eski tl Başkam), Fikret Övet (CHP Sinop eski Milletvekili). tnönü Baykal listesinde yer alan ortak adlar: ScUhattin Canbay (SHP MKYK eski üyesi), Ahmet Salih Cebi (SHP MDK eski Başkanı, Anayasa Mahkemesi eski üyesi). Merkez Disiplin Kurulu'na aday gösterilen sol kanattan SHP eski genel başkan yardımcılanndan Tevfik Cavdar, lnönü'nün listesinden de SODEP eski Genel Başkam Cezmi Kartay seçilemedi. Cem: Bu aşama için yeterli Kurultayda genel baskan adayı olan ve 151 oy alan lsmail Cem ise sonuçları değerlendirirken, "Parti için hayıriı olsun" demekle yetindi. Cem, "Başka bir sej demem. Aldıgım oylar bu asama için yeterli" diye konuştu. Baykal: Başanlı ve seçenekli kurultay Ekibinin hazırladığı liste ile Parti Meclisi'nde çoğunluğu sağlayan ve yann genel sekreterliğe seçilmesi beklenen Deniz Baykal ise, kurultaydan sonra partinin siyasal doğrultusunun berrakhk kazandığını söyledi. Çok başanlı ve seçenekli bir kurultay geçtiğini vurgulayan Baykal, sonucu şöyle değerlendirdi: "Bu kunıltaydan sonra partinin siyasal doğrultusu berraklık kazanmış, yeni ve giiçlü yönetimler görevlendirilmistir. Bu görüntii ile Sonuçlar (Baştarafı 1. Sayfada) yaşanan olaylara göre bu sonuçları şöyle sıralamak olası: 1 Erdal tnönü, kunıltayın açılışında gördüğü ilgi, sevgi ve heyecanlı karşılanışı ile parti kamuoyunda genel başkan olarak tutulduğunu, sevilip sayıldığını gösterdi. 2 Erdal tnönü'yü kaliteli bir biçirade eleştiren Ertugrul Günay'ın gördüğü ilgi ve tebrik edılmekten kızaran elleri, Inönü'nün sevilip sayılmakla ve genel başkan ola rak benimsenmekle birlikte parti örgütünce bazı yönlerinin elestirildiğini de ortaya koydu. 3 Nitekim genel başkanlık seçimlerinde lsmail Cem 151 oy gibi oldukça yetersiz bir seviyede kalırken, tnönü'ye atılmayıp boş çıkan 101 oy, tnönü'yü beğenmeyen veya yoğun biçimde eleştirenlerin bir göstergesiydi. 4 Kurultayda hitabet güçleri ile kendilerini kabul ettiren Kemal Anadol, Deniz Baykal, Ertugrul Günay, Aydın Güven Giirkan gibi yıldızlı isimler hangi listede olurlarsa olsunlar delegeler tarafından parti meclisinde bulunmaya yüksek sayıda oylar alarak layık görüldüler. 5 lnönü'nün kendi listesini çıkarması ve bunu kurultayda açıklaması delegeler tarafından hoş karşılanmadı. 6 Parti meclisi seçirninde oyların listelere göre dağılımı Baykalcılann 450 civannda blok oylan olduğunu, sol kanadın ise blok oy miktannın 350 seviyesinde bulunduğunu gösterdi. 7 Kurultay ^aşlamadan önce çeşitli iUere yaptığımız gezilerde izlediğjmiz "İnönii genel başkan, Baykal genel sekreter olsun" eğilimi parti meclisi seçiminde ağırlık kazandı. Ancak bu eğilimin de partinin tümünü kapsayan bir eğilim olmadığı, bu eğilimin karşısmda giiçlü bir sol kanat ve sol eğilimlerin bulunduğu da il kongreleri ve kurultayda ortaya çıktı. 8 Parti kamuoyunun güçlü bir genel merkez yapısı yarunda sola yönelik bir politikayı istediği de kurultaydaki konuşmalar ve yapılanma ile belirginlik kazandı. 12 Eylül döneminin en fazla acısını çeken Banş Derneği ve DtSK davası sanıklanndan eski CHP İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan'ın, Genel Başkan Erdal İnönii'den bile fazla oy alması parti içindeki sol eğilimin belirgin göstergesi oidu. 9 Sol kanat sözcülerinin özellikle Kemal Anadol'un dile getirdiği SHP programına sahip çıkma ve bu programda, insan haklarından işçi haklanna, taban fîyatlarımn demokratik kitle örgütlerince benimsenmesinden cezaevlerinin eğitici nitelik taşıyan yapıya kavuşturulmasına kadar yer alan ilkelerin hayata geçirilmesi istenıi kurultay bildirisinde de kapsamlı biçimde kabul gördü. Bu sonuçlara göre SHP, 2. Olağan Kurultayı'ndan "Parti tabanından kabul görmüş bir genel başkan ve güçlü genel sekreter, güçlü parti meclisi" formülü ile çıkmış oldu. SHP'nin kurultayı diğer partilerin "demokrasi dersi" almalan gereken örnek bir kurultay olarak noktalandı. UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Yeni Parti Meclisi 1 Ahmet tsvan (763 oy, eski tstanbul Belediye Başkaru) 2 Deniz Baykal (611, Antalya Milletvekili, Grup Başkanvekili) 3 Cumhur Keskin (611, Hakkâri Milletvekili) 4 Ali Topuz (535, tstanbul Milletvekili) 5 Aydın Güven Gürkan (532, Eski Genel Baskan) 6 Kemal Anadol (521, tzmir Milletvekili) 7. Erol Çevikçe (503, Eski Amasya Milletvekili) 8 Cevdet Sdvi (497, Eskişehir Milletvekili) 9 Ertuğnıl Günay (495, Eski Ordu Milletvekili, eski Ankara il başkanı) 10Eşref Erdem (487, Ankara Milletvekili) 11 Tayfur Ün (481, Bilecik Milletvekili) 12 Enis Tütüncu (479, Tekirdağ Milletvekili) 13 Erol Köse (476, Eski tzmit Belediye Başkanı) 14 Aytekin Kotil (473, Istanbul Milletvekili) 15 Ali Dinçer (467, Eski Ankara Belediye Başkanı) 16 Nsil Gürman (460, Avukat) 17Ayhan Arif Ağaoglu (458, Artvin Milletvekili) 18 Adnan Keskin (454, Denizli Milletvekili) 19 Birgen Keleş (453, tzmir Milletekili) 20 Dogan Tasdelen (449, Çankara Delegesi) 21 Atila Sav (438, Eski Ankara Barosu Başkanı, Eski Bakan) 22Önder Kıriı (436, Balıkesir Milletveküi) 23 Yakup Kepenek (436, tktisat Profesörü) 24 Halfl Akyüz (435, Diş Hekimi) 25 Fikret Ünlü (428, BTGM Eski Genel Müdürü) 26 Tufan Dogu (427, Muğla Milletvekili) 27 Snat Binid (420, Samsun tl Delegesi) 28 Abdullah Başlurk (417, tstanbul Milletvekili, DtSK Genel Başkanı) 29 Vedat Altun (415, Kars Milletvekili) 30 Uğur Batmaz (415, Sendikacı) 31 Beşer Baydar (415, Ankara Milletveküi) 32 Güler Tanyolaç (414, Avukat) 33 Mustafa Timisi (410, tstanbul Milletvekili) 34 Turgut Atalay (409, Diyarbakır Milletvekili) 35 Ayla Akbal (408, Eğitimci) 36 Cüneyt Canver (405, Adana Milletvekili) 37 Mahmut Türkmenoğlu (403, Eski lzmir Milletvekili ve Eski Bakan) 38 Ali Şabin (399, K.Maras Milletvekili) 39Orhan Veli Yüdınm (397, Tunceli Milletvekili) 40 Rüştü Kurt (393, Giresun Milletvekili) 41 Önay Alpago (390, Kdz. Ereğli tlçe Başkanı) 42 Ethem Cankurtaran (387, tçel Milletvekili) 43 Fikri Saglar (386, tçel Milletvekili, Eski Genel Sekreter) 44 Mehmet Mogultay (383, Istanbul Milletvekili) landınian partiiilerden oluşturmuştur. Kırk dört kisilik parti meclisi üyeliklerinin yirmi dokuzu BaykaJ yanlısıdır. Otekiler de sol kanattan... "Inönücu" olarak tanınanlardan hiç kimse parti meclisine seçilememiştir. Bu sonuçlar, siyasal gündemi değiştirecek yeni bir olguyu sergiliyor... Siyasal gündemin degistiğini gösteren ikinci otgu ANAP'taki çalkantıdır. ANAP, kurulduğu günden bu yana "tek adam pa/fs/"dir. Bu tek adam partisinde yapıian büyük kongrelerin hiçbir yararı yoktur. Çünkü kongrede kazanan "aile meclisi"nöe kaybetmektedir. Sağlık v© Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcalı'mn hükümetten ayrılma biçimi, bu "tek adam" yönetiminin bir başka yanını göstermektedir. Bakanlar, istita mektuplarını başbakana önceden vermekte, başbakan dilediği zaman bu Istifa dilekçelerini işleme sokmaktadır. Böyle bir parti ve hükümet modelinin Türkiye'yi daha ne kadar yönetecegi gündemin can alıcı sorusudur. Yerel seçimler, büyük olasılıkla mart ayında yapılacaktır. Bu yerel seçimler, ANAP hükümeti için ister istemez bir çeşit "referandum" olacaktır. SHP, oy oranını arttınr, ANAP oylarında da düşme olursa, işte o zan;an "erten seçim" gundeme gelecektir. O zaman, özal ve ailesinin "Çankaya hesaplan" suya düşecektir. Görünen koy kılavuz istemez, ANAP gidiyor, SHP getiyor... ANAP, "tek adam yönetimi" ile bundan sonra adım adım bunalımlara girecektir, ANAP'taki son gelişmeler bunu gösteriyor. SHP, yeni yonetimi ile bundan sonra atağa geçecektir. SHP kurultayının gösterdiği de budur. Türkiye, yeni bir sürece giriyor. "Ekonomilerin mılitarizasyonu" ürünü olan ANAP, ekonomiyi tçinden kolay kolay çıkılmaz bunalımlara sürükledikten ve Türkiye'yi bir dış borç ipoteği altına soktuktan sonra ülkeyi yonetemez hale düşüyor. ANAP'ta önce oy tabanında, sonra da partide "erozyon" basIryor... Bu "erozyon" parti ve ülke yönetiminde boşluk doğuracaktır. SHP, örgütün parti yrjnetimine getirdiği yeni, canlı ve dinamik bir kadro eliyle, sivilleşme ve demokratikleşme yolunu açıyor. Bir yol ağzındayız, Turkiye ya "tarikatticaretsiyaset" üçgeni içine hapsedilecek ya da bundan sonra özgürlükçü bir döneme doğru yol alacak, Son kurultay ile SHP'de parti tabanı, parti tavanına yansıtıldı. ANAP'ta büyük kongreden sonra yansıtılan, yalnız ve yalnız öza/'ın kendisi ve ailesidir. Bir yanda "tek adam y6r>etfm/"ndeki ANAP, öte yanda tartışan, eleştiren ve bu tarbşma ve elestiri sonunda yöoetimini oluşturan SHP... Yeni bir döneme giriyoruz. Türkeş'e yanıt: MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in açıklomasını dün bu köşede okudunuz. Türkeş bu açıklamasında, "Almanya'da özelbanka hesap numamsı" olmadığını yazıyor. O zaman soralım: İZMİR'den HhCMET ÇFrtMKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) TJ 22 Temmuz 1976 gunü Emer AJtaytt'ya yazdığmız mektupta niçin "Geçiminizi temin etmek için her ay Köin BFG'deki şahsi hesabımdan 2000 DM kadar para çekebiHrsiniz' dediniz? Kimse, olmayan banka hesabından para çekilmesi için "fa//mar" vermez. Türkeş'in sözünü ettiği Koln'deki "BFG" adlı banka numarası "KNTO 10243246 BLZ 37010111"dir. Türkeş'in Almanya'daki paralannı kimlerden ve nasıl ekte ettiği konusunu da Ülkücü Türk federasyonunun eski başkanlarından Lokman Kondakçı'nın Ankara Sıkıyönetim Savcılığı'na verdiği ifadeden oğreniyoruz. Kondakçı bu konuda savcılığa &3.1981 günü şu açıklamayı yapmtştır. Biz federasyon olarak bu parayı toplar ve Türkeş ve Türkeş1 in emrettiği kişilere verirdik. Bu bilgiterin yazılı kaynakları MHP davası klasörleri arasındadır. Türkeş ile Musa Serdar Çelebi'nin aralarının niçin açıldığı konusunu Türkeş'in kendisine soralım: Size düne kadar 'evladınız' diye mektuplar yazan Çelebi ile niçin ters düştünüz? Nedir Turkeş ile Çelebi'nin arasındaki sorun? YoKsa Çelebi, davadan mı döndü? Evet, nedir bu kavga? di. Üç listede yer alan kimi isimler, daha önce parti meclisinde çalışmışlardı. Yeni girenler ise CHP kadrolarından gelen deneyimli, tutarlı, ülke sorunlarıyla yakından ilgilenen isimlerdi. Genel başkanlık yanşında ismail Cem'in 151 oy alması da önemli bir olgu. Zaten Cem'in beklediği oy 150200 arasındaydı. Erdal İnönü 710 oyla yeniden genel başkan seçilirken, 96 oyun boş ve çizilmiş olması hayli ilginçtir. Kurultayın ikinci gününde Deniz Baykal'ın "Etiyle, kemiğiyle kendimi örgüte teslim ediyorum" tümceleri delegeleri oldukça etkilemişti. Yine etkili konuşmasıyla hayli puan toplayan Baykal, İnönü'nün liste çıkarmasıyla da parti meclisinde beklediği sonucu aldı. Çünkü, İnönü'nün beyaz renkli kâğıda basılı listesinde sol kanattan 16 isim yer alırken, Baykalcı olarak bilinen sadece 5 isim bulunuyordu. Bu durum, başta Ege ve Karadeniz illeri olmak üzere Baykalcı kanach blok liste yapmaya zoriadı. "Blok liste"nin öncülüğünü ise İzmir ve Antalya delegasyonu üstlendi. Ancak bu uygulama diğer illerde pek tutmadı. Bunda Baykalcılann, kendi aralarında kimi ayak oyunları da etkili oldu. Örneğin Muğla delegasyonu, milletvekili Musa Gökbel'i silerken yerine eski bakanlardan Mahmut Türkrnenoğlu'nu yazmayı tercih etti. İzmir delegasyonu ise milletvekilleri Erol Güngör, Erdoğan Yetenç ve Hilmi Ziya Postacı'yı silip, yerlerine başka üç isim yazdı. Sol kanadın beş kez "örgüt" yazılı listesinde sadece Ertugrul Günay, Etem Cankurtaran ile Yakup Kepenek parti meclisine girmeyi başardılar. Sol kanattan fire verenler arasında ise Fehmi Işıklar, Mehmet Ali Eren, Mustafa Gazalcı, Mustafa Gündeşltoğlu, Erdai Kalkan, Tevfik Koçak. Mustafa Kul, Arif Sağ, Nedim Tarhan ve Ahmet Türk de butunuyordu. Ege illeri, sol kanattan Kemal AnadoTa karşı yoğun bir kampanya sürdürdüler seçimler sırasında. İzmir delegasyonunun öncülüğünde gelişen bu eylem pek tutmadı. Anadol 521 oyla ilk altıya girmeyi basardı. SHP tabanı parti içinde artık kavga, gürültü, çıkar hesapları istemiyor. Partiye yararlı crfan her hareketi destekl'ryor. İki gün süren SHP Kururtayı'nda sosyal demokrat taban parti meclisinin uyum içinde çalışmasını istiyor. Bundan sonra ne olacak? Genel kanı, Deniz Baykal'ın genel sekreterliğe getirileceği yolunda. Parti meclisinde Baykalcı kanattan 26 isim bulunuyor. MKYK seçimlerinde ağıriık Baykaicılann lehinde bu yüzden. Bekleyelim, göreceğiz... Deniz Bey'in, SHP kurultayında, "Ben Baykalcı değilim!" biçimindeki sözlerine bir delegenin çok canı sıkıldı. Arkadaşına şöyle dedi: Lideri'ıge geldiğini görüyor, soyunmuyor. Ne demek "Ben B^kalcı değilim?" İnsanoğlunun kendisi kendistdir yahul Genel başkanlık seçiminde, Erdal Bey'e 710 oy çıkarken, çıkan 96 boş oyla, bazı detegeterin soylemek istediideri, Deniz BaykaJ: ın artık lidertiğe soyunması özlemi miydi? Baykalcılann, parti meclisinde ezici çoğunluğu almalanndan scx ra ne olacaktı? Yani ne mi ne olacaktı? Hinthorozu Erdal Bey genel baskan kalacak mıydı, kalmayacak mıydı? "Ben kiminle olsa çalışırım" dememiş miydi? Ama çalısamamıştı. Örneğin, son parti meclisi Erdal Bey'i bunartmış, milletvekilliğinden de, genel başkanlıktan da çekip gitmesine neden olmuştu. Sonunda istifasını geri almıştı, ama unutulmaz bir şey yüreğine oturmuştu... Kurultay çok canlı gecti. iki gün, iğne atsanız yere duşmedi. Anadolu'nun çeşitli yerterinden, delege olmayanlar da çıkıp gelmislerdi. Onlar da konuşmacıları, bu arada Deniz Baykal'ı çılgıncasına alkışladılar. Erdal Bey'i eleştirenler çok alkış topladı. Ertugrul Günay da. Kemal Anadol'un "sol kanat"çıları aşağı görünmüyorlardı. Aslan Başer Kafaoğlu, kurultay sürerken, Sol kanat daha ağır basabilir. Hiç belli ofmazl diyordu. Sonradan ayrımına vanr gibi oJdum, delegeler gibi, dinleyici olarak AnadoJu'nun uzak yerterinden gelenler de "BaykaJcı" çoğunluktular. Sanki deplasmana gelmişlerdi. Kurultay, hani parti meclisinin, Erdal Bey'in istifasından sonra ivedi toplanmasını karartaşördtğı bir kururtây olacaktı ya, orada Baykal çıkacaktı ortaya, bu kez onun provası oldu. Genel başkanlık için yeni bir kurultay yapmak gerekecek! Bir Baykalcı milletvekili şöyle dedi, kurultay sonuçları alabula ortaya çıkarken: Erdal Bey ya bizimle çalışır ya da çeker gider! Bu bir plandı, bunu öteden beri seziyordum. Artık dişleri göstermenin zamanı gelmişti. Büyük bir çoğunluğu parti meclisine sokmak, genel sekreter olarak, genel baskanın yanı başında durmak, zamanı gelince de alasağı etmek. Kolay değil, yirmi yıllık özlemdi bu. Ucunda başbakanlık vardıl Geçmiş deneyimlerinden de yararlanarak kolları sıvadı Deniz Bey; kurultay dediğiniz, il başkanlarından, detegelerden oluşmayacak mıydı? Onlar önce hazırianmalı, sağlanmalıydı. Bunu yaptı. İsmet Paşa'nın genel başkanlıktan uzaklaştınlışı da böyle bir planla olmuştu. Kongrelerde delegeler belirienmiş, İsmet Paşa, kurultaya gelmemişti bile... Burada tertip var, diye bağırıp durdu adamcağız! Geçmişi anımsayanlar bilirler. İsmet Paşa, türiü tertiplerle götürülmüştü başkanlıktan. Olağanüstü kurultay çağnsı için kendL sine geien genel sekreter Kâmil Kırıkoğlu'na, Beni devıreceksiniz değil mi? diye sormustu. Kırıkoğlu, in<x çelebi biçemiyle, Öyle paşam, devirecekler! demişti. Peki, kim genei başkan olacak, sen mi? Kınkoğlu utanmıştı... Yok paşam, genel başkan adayı belli... Bülent mi? Evet paşam! Paşa, ağır konuştu, şöyle dedi: Dizinizi doveceksiniz, dizinizil Genel başkanlığa gelen Bülent Bey, çok geçmeden Kamil Kınkoğlu'nu uzaklaştıracaktı Kamil Kınkoğlu uzaklaşıp giderken, Bülent Bey, Dsniz Bey'le birlikte miydi? "özgür Insan'da, Kamil Kırıkoğlu'nun uzaklaşıp gitmesine yo) acan imzasız bir yazı çıkmıştı. "özgür insan"daki imzasız yazıda özetle, orduyla ilişkiye değiniliyor, Kırıkoğlu'nun bunun içinde olduğu vurgulanıyordu. Araya araya, yazanı sonunda buldum. Haluk Ülman yazmıştı. Haluk Ulman'a Meclis kulisinde sordum: Kâmil Kırıkoğlu, sizin bu yazıyı yazdığınızı biliyor muydu? Bilmiyordu, ona söyleyemediğime çok üzgünüm. Ben söyleme otanağı bulamadan öldü... Kurultay bitti. Kavga bitti mi? Politika yapanlar, çoğu partinin en üst yönetimine girmek ister. Çünkü azından pariamentoya buradan da gidilir. Ama SHP'dekilerin kanımca pek kavramadıklan bir şey var, o da şu: Parti meclisinden, meclise gidilir de belki, iktidara kesin gidilemez. Gözünü 44 kişıye diken, 300 miltetvekilini düşleyemez de ondan. SHP ile ilgili bir "Ankara Notlan"nda, "SHP Örgütü Gemini Geviyor" demiştim. Gözlemlerim öyle de, ama kişisel hırslar, parti içinde kişisel çekişmeye dayanan hizipler, iktidara gitmek için hırslanan, gemini geven örgütü, bıktırır, Halk çoğunluğunu ondan uzaklaştırır. Yalnız partililerin de değil, halk çoğuniuğunun oylanyla gidilir iktidara. Bu güvenin verilmesi gerekir. Bu güvenden yoksun kalırsa, gidemez. Acılar da dinmez. SHP'de herkese yer olmalıdır. İşte parti meclisi üyeteri ortada. Devedişi gibi adamlar da girdi parti meclisine. Bunlann çoğu daha önce parti meclisi üyesi ne değildiler. En çok oyu alanlardan bir Ahmet İsvan, bir Abdullah Bastürk, bir Kemal Anadol, bir Deniz Baykal, bir Erol Çevikçe, gözier onlara dikilecek kuşkusuz. Parti meclisi kısır çekişmelerle, lider arayacak yeni kurultaylaria mı ge çecek, yoksa oturup çalışacak mı? Bunu göreceğiz. Deniz Bey, genel sekreter olmak istiyordu; Baykalcılar, genel sekreter seçecek çoğunluğu sağladılar. Ama genel sekreter de genel başkanla çalışacak. Çalısabilecek mi? Deniz Bey, konuşması sırasında bir yerde şöyle demişti Etiyle, kemiğiyle, Deniz Baykal'ı örgüte emanet ediyorum. Alın ister kullanın, ister atın, ister genel sekreter olarak, ister parti meclisi üyesi olarak, ister grup başkan vekili olarak kullanın, isterseniz bekletin, sonra kullanın. Nasıl isterseniz öyle kullanın... Deniz Bey, bu sözleri nasıl söyledi bilmiyorum. Kanımca, kimse kimseyi kullanmamalı, kullanamamalı. Adam kullanmak çok kötü bir şey. Birinin adamı, halk deyişiyle "askeri" olmak bağıslanır şeylerden değildir. İnsan kişiliğini yok eden bir anlayıştır. Deniz Baykal'a bir gün Teoman Erel'in, Fikret Ünlü'nün de olduğu bir yemekte şöyle demiştim: Bilirsiniz ben parti içinde hizipler olmasından, değişik görüşlerin bulunmasmdan yanayım. Hizipbaşılığıyla bir yerlere gelinebilir, ama lider olunamaz. Lider başka bir şeydir. Lider, hizipbaşı olmayan kjşidir. Bakın, kurultayda siz çoğunluğu alacaksınız, delegeler sizden olacak. Ama genel başkanlık için Hinthorozu'na oy vereceksiniz. Çünkü lider odur. Dediğim gibi de oldu. Ha, Deniz Bey, o yemekte şöyle dedi: Anlaşıldı, Sayin Ekmekçi'yle bir yemek daha yemek gerekecek! O birlikte son yemeğimiz oldu. Hırslar bir yere dek geçeriidir. Giderek, insanın adı mızmıza bile çıkar. Arkadaşım Binali Seferoğlu anlatmıştı. Çok mızmız bir kardeşi varmıs, küçükken. Ne olsa maraza çıkarır, kendisine hakkının verilmediğini ileri sürermiş. Bir gün, evde herkes yemeğini yemiş, evde olmayan mızmız kardeşe de ayırmışlar. Gelmiş, şöyle demiş: Bana bu kadar ayırdıgınıza göre, kim bilir kendiniz ne kadar yediniz? ÖLÜM Trabzon eşrafından, lkbal (Olcay) gazetesi ve matbaası sahibi Merhum Osman Nuri Eyüboğlu ile merhum Leyla Eyüboğlu'nun evlatları, merhum Rahmi, Rauf, Ali Galip, Basat ve Boğaç Eyüboğlu ile Edibe Gür, Türkân ve Ülker Eyüboğlu, Olcay Akan'ın kardeşi, merhum Nazır Gür ve Orhan Akan'ın kayınbiraderi, Ecz. Kudret ve N. Serdağ Gür, Osman ve Gökhan Akan'ın dayılan, Nurten Eyüboğlu'nun eşi, İsmet, Hüseyin Rahmi ve Bülent'in sevgili babalan Olcay Matbaası sahibi Ulke 12 Eylül kıskacında (Başumft 1. Sayfada) lacaktır. Kapsamlı bir af ve idam cezasının kaldınlması SHP iktidannın ivedilikle gündemindedir. SHP iktidarmda, CHP ve DtSK gibi demokratik örgütlerin alınan malları iade edilecektir. Sosyaldemokrat Halkçı Parti; cumhuriyetçilik, milliyetçilik, devletçilik, halkçılık, laiklik ve devrimcilikle belirlenen Atatürk ilkeleri doğrultusunda; insan haklanna ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak; özgürlük ve eşitlik içinde toplumun ekonomik, toplumsal ve kültürel kalkınmasma öncelik tamyan ulusal gelirin sosyal adalete uygun dağüımını sağlamayı amaçlayan; Gelişmenin bütünlüğü içinde calışanlann haklanru konıyan, geliştiren, insanı en yüce varlık, emeği en kutsal değer sayan siyasal bir kuruluş olduğunu tüm dünya ve Türk kamuoyuna inançla ve kararlılıkla ilan eder!' METE EYÜBOĞLU tedavi edilmekte olduğu Istanbul'da Allah'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün Ortahisar Camii'nde küınacak ikindi namazından sonra Asri Mezarük'taki aile mezarlığında toprağa verilecektir. Akraba, dost ve din kardeşlerimize duyurulur. EYÜBOĞLU AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle