28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 » ULUSLARARASI . İSTANBUL FESTIVALI PİKNtK PtYALEMADRA ACABA 6UNU BESTEIEPITEM, ESfNDEk:! BI2 MÜJSÂN BU MÜ ETKIİEKECBĞİNI DÜŞÛNMÛŞ /VUİPUC? Romantik geleneğin düşünen piyanisti Jorge Bolet îhtiras'ın bir başka yorumu leneğin belirgin özellikleri var. Aşın hız nedeniyle son yıllarda unutulmaya yüz tutan stil incelikleıi, ritmi aksatmadan, ölçü içinde ustaca eritilen "rubato"lar, hele ağır bölümlerde söl elin sağ elden saniyenin binde biri geç gelivermesi, fortenin, mezzoforte'nin, piano ve mezzopiano'nun binbir çeşit ve farklı renkleri, Bolet'nin usta parmakları, kontrollü tuşesi ve sürekli muzigin akışını duşünmesi ile dinleyene aktardığı romantik piyano çalma geleneği öğeleri... Jorge Bolet'nin 23 haziran gecesi Atatürk Kültür Merkezi'nde dinlediğuniz resiialinde çaldığı eserler arasında bizi en çok çarpan Beethoven'ın "Appasionata" başuklı Op.57, Fa Minör No: 23 Sonatı oldu. Çağdaş piyanistler bu sonatı adının çağnştırdığı "heyecan ve ihtiras" kavramlanna kapılarak handiyse öfkeyle, enerjik tempolar alarak ve gümbür gümbür çalarlar çoğunluk. Oysa Bolet, Beethoven'uı tempo işaretlerine ve yine bestecinin koyduğu nüanslara dikkatle bakıldığında "heyecan ve ihtiras"ın bir başka yorumu olabileceğine inandığını söylüyor. "Son böliimün temposunu alışılraıştan agır aldıgım için çok elestirildim. Beethoven bu bölumün başına (AJlegro, ma non troppo) diye yazırus. Yani 'çok hızlı degil.' Beethoven^ ın söziinü dinlemezseniz eserin sonundaki 'Coda'run getireeegi kontrasb nttsal ortaya çıkaracaksımz?" Gerçekten de Bolet, sonatın son bölumünde eserin mantıgına, bestecinin düşüncesine çok uygun olduğuna inandığım bir müzikal yapı oluşturdu. Koyu renklerle, iç sesleri ortaya çıkararak böliimün gerilimini yasattı bizlere ve "Coda" da karanlık bir tünelden geçerek ulaşılan aydınlığın sevincini duymamızı sağlayan zemini hazırladı. Bolet'nin Beethoven yorumunu, bugün sadece Alfred Brendd gibi çok düşünen, çok araştıran piyanistler gelecek kuşaklara aktarabiliyor. Jorge Bolet, çağımızın tekniğe, hıza ve "bfawfa"ya kendini kaptırmış piyanistlerine filozof kişiliği, sakin, ama derin bir konsantrasyon içinde düşünen piyanistliği ile paha biçilmez bir ders veriyor. Havana doğumlu piyanist Jorge Bolet, romantik piyano çalma geleneğinin son halkalanndan biri. Bolet, Beethoven'ın "Appasionata"sını 'orumlarken, sonatın ıdının çağnştırdığı "heyecan ve ihtiras" kavramlannın farklı bir yorumunu getirdi. Bolet, çağımızın kendini tekniğe ve hıza kaptırmış piyanistlerine, fılozof kişiliği ve düşünen piyanistliğiyle paha biçilmez bir ders verdi FİLİZ ALİ Festival program kitabındaki biyografisinin sonunda piyanist Jorge Bolet'nin, 1960 yılında çevrilen ve Iiszt'in yaşammı konu alan "Song Wiıhout End" füminde Franz Liszt'i "canlandırdığı" iddia ediliyordu. Gerçi Bolet o filmde sadece piyano seslendirmesini ustlenmişti (çünkıi Charles Vidor ve George Cukor'ın yönetmenliğini yaptığı 1960 yapımı "Song Witbout End"de Liszt'i ünlü Ingiliz oyuncu Dirk Bogarde canlandınyordu, rol arkadaşları arasında Capncine ve Genevive Page de vardı), ama kendisi herhangi bir tarihi filmde pekâla Büyük Britanya Imparatorluğu'nun Hindistan Genel Valisi rolttnde inandıncı olabilecek tip özelliklerine sahipti. Şaka bir yana Jorge Bolet, ilerlemiş yaşına karşın dimdik, bedeninde bir dirhem fazla yağ olraayan, boylu boslu, çok ciddi, çok az İconuşan, konuştuğu zaman da .öyleyeceğini birkaç heceyle ifade ediveren, otoriter görünümlü bir sanatcı. ' Garipür, 1914 yılında Havanada (Küba) doğan Bolet, ilk resitalini 16 yaşında Carnegie Hall'de verdiği, çeşitli yanşmalarda birincilik ödülleri aldığı, neredeyse elli yıldır kesintisiz konserler verdiği halde, ancak son on yıldır dünya çapında tanınmaya başladı. Bolet, bu gecikmeyi kötü menajerleıe ve biraz da kadere bağlıyor. Son on yü içinde turnelerden, televizyon HIZLI GAZETECÎ NECDET $EN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAJS ijj^ 'l 'UP 28 Haziran . P/#4/Vü£lLO 43 OYUN YAZM/âT/f. ^=2) 1867'PE &JGÜN,ÜNLÜ (7XL>#fJ OYCM YA2A&, O2AN £3$ CfSf LU(Gl P(SA/VPECCO &OĞMOŞ7V. 2O. YÛ2Y/C r Mİ, GEIEL VAÜ M>? FestrvaJin program kitabında, piyanist Jorge Bolet'nin 1960 yapımı "Song VVİthout End" adlı filmde Franz Liszt'i canlandırdığı öne surülüyordu. Gerçi Bolet filmde Liszt'i canlandırmamış, yalnızcafilminpiyano seslendirmesini yapmıştı, ama jrihı bir filmde pekala Buyuk Bntanya Imparatorluğu nun Hindistan Genel Valisi rolunde inandıncı olabilecek tip özelliklerine sahipti. (Fotoğraf: Tank Ersoy) programlajından, plak kayıtlanndan başını kaldıramadığını söyleyen sanatçı, kariyerinde geç de olsa vuku bulan bu patlama nedeniyle Philadelphia'daki saygın müzik okulu Curtis Enstitusü'ndeki piyano sınıfını bırakmak zorunda kalmış. Müzik dışındaki en önemli tutkusunun fotoğrafçılık olduğunu öğreniyoruz söyleşimiz sırasında. Ne var ki Bolet, tek heceli yanıtlan sevdiğinden fotografçıhğıyla ilgili merakımızı, beraberinde tstanbul'a "business tnanager" kapasitesinde geien yardımcısı tatmin ediyor. Bolet, tstanbul Festivali'nden sonra Avrupa'da sürdüreceği turnesi bitince Kenya ve Tanzanyada 15 günliik bir fotoğraf safarisine çıkacakmış öğrendiğimize göre. Jorge Bolet'yi Amerika'daki öğrencilik yülanndan tanırım. Bolet, 196O'lı yülarda ABD'de solist olarak sivrümiş Eugene Istomin, Leon Fleisher, Frank Glazer, Grant Johannesen gibi pi>fanistler ayarındaydı. Amerikalı piyanistlerin çoğu o yıllarda Amerika'da tanınmış olmakla yetinirler, Avrupa'ya açılmanın önemine pek inanmazlardı. Kendi yağlarıyla kavrulraak onlara yetiyordu. Belki de Avrupa, Amerikalı piyanistlere henüz kapılarını açmamıştı. Çemberi kıran Jorge Bolet, romantik piyano çalma geleneğinin son halkalanndan biri kuşkusuz. Rahmaninov. Josef Hofmann, Horowitz, Josef Lhevinne, Leopold Godowski, Moriu Rosepthal gibi Polonya ve Rus kökenli, 1 > S. yiizyıl geleneğini 20. yüzyıla taşıyan piyanistlerle yakınlığı olmuş Jorge Bolet'nin. Çalışında bu ge SELU SiR HS.OMİYLE yAP(rL4£tMA YANSIUASINA NBO&J OLMUŞ7V. 8i£ 8A/&MA, ONU A/ Ğt/ S&/ZLİĞ/, ^AM/fMIK/M O/t ÖZEUJeİYÛİ. A SÖ2. ETMEtEiîıUt /ŞTE BAZI OYUNlARf: *AlriZ/ff yfi&e/A// N6^ Ae/K?g' *S/Z£ ÖYLE GeüYO&SA ÖYLEPİR", "OWNUNjajBAUAKr... S/gÇOK £L£ŞT/GM£/V/N} Bi/2 &E /=L£EFES'" OU>€ 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 28 Haziran 1938 Yahudinin iştirakile bir tezahür yapılmış ve Siyonist teşkilâtı şefleri mahkumun affınt taleb eden nutuklar söylemiştir. Diğer taraftan, geceleyin, birçok Yahudi gençleri, tngiltere konsolosluğu önünde tezohürde bulunmuşlar ve konsoloshanenin camlarınt kırmışlardır. Polonya Siyonist komitesi, Ingiliz Kralma ve Yahudi kadın cemiyeti de' Kraliçe Elizabet'e birer telgraf çekmişler ve askerî mahkeme *nezdinde müdahalede bulunmalarmı rica eylemişlerdir. Kantenböri başpiskoposuna da aynca bir telgraf çekilmiştir. (aja.) 19381988 haftada üç defa Armudluya da uğramaktadır. Irak vapurunun günü birlik gidip gelme servisleri ve süvarisinin halkımıza gösterdiği kolaylıklar bilha^sa bu mütevazi nahiyede bir varlık uyandırmıştır. Herhangi bir ihtiyacını temin için Gemlik ve Mudanyaya gitmekten bu yeni vapur sebebile müstağni kalan halkımız sabahleyin erkenden tstanbulda ve öteberisîni aldıktan sonra ayni günün akşam üzeri Boğaziçinden dönen bir tstanbullu gibi evinde bulunabiliyor. Armudlu kaplıcaları da faaliyete geçmiş, iskeleden ziyaretçileri hamamlara kadar götürebilmek için bir kamyonet tedarik etmistir. Gece servislehni daha da emniyetle yapabilmek için Bozburuna bir fener yapılması ve Armudludaki iskelenin de vapurların yanaşabileceği bir hale getirilmesi lâzımdır. Profesör Heiniss'in dünkü konferansı Budapeşte Tıb Fakültesi çocuk hastahkları profesörü, profesör Heiniss, dün saat 6J0 da Türk Tıb Cemiyetinde, çocuk midesinin fiziyolojik faaliyeti hakkmda bir konferans vermiştir. Celse açılınca, cemiyet reisi operatör doktor Fahri, profesörün çocuk hastahkları hakkmda yaptığı tetkikat ve taharriyattan bahsetmiş ve Türk Tıb Cemiyetinde vereceği konferanstan dolayı kendisine teşekkür etmistir. Reis, Türk ve Macar iki kardeş arasında bu suretle samimî ilim ve fen rabıtalarımn tesisine ve kuvvetlenmesine vesile olduğundan dolayı bu konferansm ehemmiyetini aynca anlatmıştır. Bunu miiteakip kürsuye gelen Prof. Heiniss, tstanbulda kendisini hiç yabancı hissetmediğini kaydetmiş ve Türkiyenin Ataturkün verdiği direktifler dahilinde az vakitte pek süratle terakki ettiğini ve bu terakkiyata hayran olduğunu, Türklerin medeniyet yolunda yorulmak bilmez bir gayretle büyük merhaleler kaydetmekte olduğunu söyledikten sonra çocuk midesinin ehemmiyetine geçmiş, ufak çocuklarda görülen işühasızlıklan husule getiren ve bu hastalıklar hakkmda ittihazı icab eden tedbirleri anlatmıştır. Bu muhim konferansa tstanbul hekimlerinden birçoklan iştirak etmişlerdir. Konferanstan sonra profesör şiddetle alkışlanmıştır. FESTİVALDE BUGÜN Bejart L * Z M Balesi (Atatürk Kültür Merkezi, 21.30) Leh Yaluuülerinüı yaptoğı nümayiş Varşova 27 Bir Arab otobüsüne karşı süikasd tertib ettiğinden dolayı Kudüs askerî mahkemesi tarafından idama mahkum edilen Polonyalı Szloma Beujozet'in bu mahkumiyetinin tasdik edilmesini protesto mahiyetinde Varşova'nm Yahudi mahallesinde binlerce Prazak Dftrtlttstt (Aya trini, 18.30) Devlet Konservatuvarı Türk Musikisi tcra Heyeti (Rumelihisan, 21.30) (Harbiye Şehir Tiyatrosu, 21.30) Istamfeal talversitesl Veaedlk Tag Tİyatrasa Armudlu kapkcası faaliyete geçti Gemlik (Hususî) Buranın biricik nahiyesi Armudlu, Bozburun kenannda ve karadan kaza merkezine arızalı bir yolla altı saat uzaklıktadır. Kara yolculuğunun bu müşkülâtı karşısında münakale tercihan denizden yapılmaktadır. Mudanya ve Gemliğe işliyen vapurlar FESTİVALDE YAREV (Atatürk Kültür Merkezi, 18.30) Lozaa Balesi GOZLUK DP S EOU l r m w Le«Mird« Gelber pi.vaa« rcsttall (Atatürk Kültür Merkezi, 21.30) Vaclav Remes (keman), Viastimil Holek (keman), Josef KluAya Irini'de Çek möziği son (viyola) ve Michal Kanka'dan (vıyolonsel) oluşan Çekoslovak Toplan satış: btaabal Calveraitesl Türk Mazlglal Araştırau ve l'ygalaaıa C r a b a (Rumelihisan, 21.30) * t.snSa ım ( ,rrc Han TO Prazak DörtJusü, festivakJekj tek konserini bugün Aya İrini'de veriyor. Topiuluk bugün Rictıter, Smetana ve Janacck gibi Çek besteciierin yapıöarından oluşan bir program sunacak. Topluluğun kuruculanndan Josef Prazak'ın hastalığı yuzünden aynlması üzerine, dörüüde Prazak'ın yerini Prag Yarışması birincisi Michal Kanka aldı. (Harbiye Şehir Tiyatrosu, 21.30) Veaedik Tag Tiyatrwra İLAN ORTA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1984/61 E. 1988/35 K. Davacılar Orta ilçesi Dodurga köyündcn Mehrnet Demirhan ve San Demirhan (Ünsal) Ue davahlar aynı köyden Muharrem Demirhan ve arkadaşları arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Dava konusu olan Orta ilçesi Dodurga köyü sınırlannda bulunan Değirmenbaşı mevkiindeki 2887 parsel sayıb Çayır vasfındaki gayrimenkulün 122.880 hisse itibar edilerek 23.040 hissesinin davacı ölü Hasan oğlu Mehmet Demirhan, 23.040 hissesinin davacı ölü Hasan kızı Satı Ünsal (Demirhan) 30720 hissesinin ölü davalı Ahmet oğlu Ali lhsan Demirhan, 15360 hissesinin Ali oğlu Muharrem Demirhan, 7680 hissesinin davalı Mahmut oğlu Süleyman Tuğlu, 1920 hissesinin Ahmet Tuğlu oğlu Tuncer Tuğlu, 1920 hissesinin Ahmet kızı Şakire Tuğlu 1920 hissesinin Ahmet kızı Döndü Tuğlu (Kahraman) 1920 hissesinin Ahmet kızı Kezban Tuğlu (Yayla) 3840 hissesinin ölü davalı Mehmet Eğri mirascılan adına, 180 hissesinin ölü davalı Mehmet mirasçısı Ismail kansı Şaziye Eğri adına, 756'şar hissenin ölü davalı Mehmet Eğri mirascılan, Refika, Emine, Miyase, Hüseyin, Bekir, ömer, Hayriye, Hasan, Osman, Mustafa, Hatice, Ali, Zeynel ve Selvinaz Eğri adına, 180 hissesinin ölü davalı Mehmet oğlu tzzet eşi Fatma Eğri, 144'er hissesinin ölü davalı Mehmet oğlu tzzet çocuklan Idris Eğri, Huriye Eğri, Ramazan Eğri ve Alaeddin Eğri adlanna tapuya TESCİLİNE, mahkememizin 22.3.1988 tarih ve 1984/61 esas, 1988/35 sayılı ilamı ile karar verilmiş olup davalılar, Muharrem Demirhan, Süleyman Tuğlu, Sevim öztürk, Gülsum öztürk, Satı Eğri, Şaziye Eğri, Refika Eğri, Hüseyin Eğri, ömer Eğri, Hayriye Eğrr, Hasan Eğri, Osman Eğri, Hatice Eğri, Ali Eğri, Zeynel Eğri, Selvinaz Eğri, Fatma Eğri, îdris Eğri, Huriye Eğri, Ramazan Eğri, Alaeddin Eğri, Tuncer Tuğlu, Şakire Tuğlu, Döne Tuğlu (Kahraman), Kezban Tuğlu (Yayla), Gülsüm Öztürk, Sendegül öztürk, Cengiz öztürk, Yurdagül öztürk, Satıhanım öztürk, Gülsüm öztürk (Atühan), Döne öztürk (Karataş), Şerife öztürk (Balcı), Saü Hanım öztürk, Cengiz öztürk, Döne Öztürk, Aynur öztürk, Iraz Öztürk, Gülsüm öztürk (Ancı), Sevim öztürk (Beyaz), Emine Danacı (TeUi), Hasan Danacı, Emine öztürk, Ayşe öztürk, Zehra öztürk (Bayraktar), Bekir Eğri'ye bütün aramalara rağmen karann tebliğ edilemediği, zabıta araştırması Ue de adresleri tespit edilemediğinden bu davahlara karann ilan yoluyla tebliğine karar verilmiş olmakla, iş bu ilanımızın gazetede yaym tarihinden itibaren 15 gün sonra davalılara tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 22.6.1988 Basın: 22558 T.C. BABAESKt SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETt Esas No : 1987/331 Karar No : 1987/395 24/10/1986 suç tarininde Gıda Maddeleri Nizamnamesine aykın harekette bulunmak suçundan samk Hasan Ersoy mahkememizin 22/10/1987 gün 1987/331 esas 1987/395 karar sayılı ilamiyle suçu subuta erdiğinden eylemine uyan TCK'nun 398. maddesi gereğince üç ay hapis ve Beş Bin lira ağır para cezası Ue cezalandınlmasına ve 647 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereğince hapis cezası günü takdiren 300 liradan yirmiyedibin lira ağır para cezasına çevrilmesine ve TCK'nun 72'nci maddeleri gereğince otuzıki bin lira ağır para cezasıyla cczalandınlmasma, TCK'nun 402/1'inci maddesi gereğince sanığm cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin üç ay süre Ue tatüine. TCK'nun 402/2'nci maddesi gereğince kesinlesen karar özetinin büyük harflerle kapatma süresi kadar işyerinin görunen (göze çarpan) bir yerine yapıştınlmasma. Fiilin işleniş şekli ve niteliğine göre takdiren yedi gün süre Ue işyerinin kapatılmasına Karar özetinin masrafı bilahare hükümlüden alınmak üzere Ankara, İstanbul ve lzmir'de yayımlanan ve trajı yüzbinin üzerinde bulunan bir gazetede ve aynca mahalli bir gazetede derhal ilan edilmesine karar verilip karar temyiz edümeyerek 22/11/1987 tarininde kesinleştiğine dair karar özetidir. Basın: 22473 Maurice Bejart, yeni topluluğuyla Uluslararası tstanbul Festivali'nde Çağdaş Dionysos'tan çağdaş bale den giderek uzaklaşmaktadır. tlk koregrafisi (sahnede değil, beyazperdede) Edith Piaf ın bir şarkısı üstüne "Bilinmeyen" adlı filmde gerçekleşir. Eleştirmenler bu "adsız sansız" genç sanatçının inanılmaz bir yetenek barmdırdığım savunarak sözbirliği etmişçesine onu destekler. Ve böylece Maurice Bejart'm genel sanat yönetmenliğinde (Berger soyadı artık unutulmuştur) küçük bir dans topluluğu kurulur: "Yüdız Balesi". 1954 Maurice Bejart için bir dönüm noktasi sayılmalı: Modern besteci Pierre Schaeffer'in müziğinden etkilenen koregraf, balenin de bu müzik gibi yalın ve çarpıcı olması gerektiğini açıklar. Dekor ve kostüm gibi "süsleme"ler dansın gerçekçiliğine sekte vurmakta, etkiyi yapay yaldızcüık anlayışıyla yok etmektedir. "Yalnız Bir Adam İçin Senfoni" sonradan Bejart'ın markası haline gelecek olan "çagdas bale" anlayışının ilk ürünlerinden sayılır; Bejart bu yapımda gerilimi ve erotizm boyutlanna ulaşan tenselliği bolca kuüanarak yerleşik dans kalıplannı kırmakla kalmamış, dansa alışılmadık ve denenmemiş bir boyut katmıştır. Bejart Balesi'nin 16. Uluslararası İstanbul Festivali'nde sergileyeceği yapımlann çizelgesi, festivalin program kitapçığı yayımlandıktan sonra değişti. Yeni çizelgeye göre 28 haziranda "tlyaz Ayini" (koregrafi: Maurice Bejart, müzik: Stravinskv), "Mefisto Valsi" (koregrafi: Maurice Bejart, müzik: Lisrt), "Kantat 5 1 " (koregrafi: Maurice Bejart, müzik: Bach) ve "Bolero" (koregrafi: Maurice Bejart, müzik: Ravel) olarak belirlenen program, 29 ve 30 haziranda yine "İlkyaz Ayini "yle başlayacak ve genç koregraf John Mead'in "Erkekler ve Kadınlar: Kördüğüm" (muzik: Klaus Schulze) başlıklı yapıtıyla sürecek. Bunun ardından yine Maurice Bejart'ın sahneye koyduğu "Patrice Chereau" (müzik: Richard VV'agnerHugues Le Bars) başlıklı parça sunulacak ve program "Bolero"ylanoktalanacak... Maurice Bejart'ın yıldızlaşarak (betki bir "meteor" gibi) yükselişi, topluluğunu önce Brüksel'e, ardından da Lozan'a taşıdı. Ve doğal olarak dünya turneleriyle gitmediği ülke, ulaşmadığı seyirci kitlesi kalmadı. Bir zamanlar Yirminci Yüzyıl Balesi, bugün Bejart Lozan Balesi olarak anılan bu yetkin topluluğun usta yöneticisi şöyle bir görüş öne süruyor: "Sahne bütiin dünyadır, bütiin dunya sahnedir!" JAK DELEON Marsilya için eski gemiciler "Doğu'nnn Kapısı" derler. Işte Doğu denizlerine açılan bu gizemli kapının eşiğinde doğdu Maurice Bejart. Yü 1927, vakit yılbaşı gunüdür ve Maurice Berger adlı bebeğin bir gün "Bejart" soyadını alıp "Çağdaş Dionysos" kisvesine bürüneceğini dunya bilmemektedir. Ünlü bir filozof olan babası Gaston Berger, küçük Maurice'in düşünsel ufuklannı zorlar surekli; çocukluğu ("naif" de olsa) bir estetik anlayışın, felsefeııin boyutlarını bedensel dille anlatabilmenin arayışı içinde geçer Maurice Berger' in. İlkgençlik yılları tiyatro, sinema ve operayla doludur ve sahne denen "fantastik" evren biiyülü bir ortamdır. Hele dans: Her duygunun, her düşüncenin hareketlerle anlatılması, sıcak iletişim, düşüncenin ete ve kemiğe börünmesi... Sonralan şöyle değinmıştir dans konusuna Bejart: "Dansı ben seçmedim, o beni seçti. Dansı keşfettim, öğrendim, benimsedim ve yaşadnn; işte bu kadarî" Dans olayı beynine ve bedenine iyice sindiğinde Paris Opera ve Balesi'nden Leo Staats, ardından Peripa uzmanı Egorova'yla tanışır. Ama bu arada üniversitede psiko loji ve estetik öğrenimi görmektedir ve zamanının önemli dilimleri kitaplar arasında geçmektedir. Yine de profesyonelliğe ilk adımları atmaya karar verir ve 1948 yıLnda Paris Opera ve Balesi'nin "Geceyansı Kızlan" yapımında sahneye çıkar. 1949'da Londra'daki Uluslararası Bale Topluluğu'nda Jerome Robbins'le ve Isveç'te Cullberg'le çalışır. Çağdaş bale genç Maurice'in düş gucünü zorlamakta, klasik anlayış benliğin MENEMEN (İŞ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 1987/316 E. Davacı BağKur Genel Müdürlüp vekili Av. Perihan Çeçen tarafından davalı Osman Ertaş aleyhine açılan 1.237.993r TL.'nin riicuan tahsili davasının mahkememizde yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince: Izmir ili, Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 6404 Sokak No: 26'da oturmakta iken adına çıkarılan davetiyenin adresten taşındığından bahisle bila tebliğ iade edildiği ve tüm araştırmalara rağmen açık adresi bulunamayan davalı Osman Ertaş vasisi Mehmet Ertaş'a dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş bulundugundan, davalı vasisinin, BağKur tarafından açılan 1479 sayılı yasanın 63. maddesi gereğince BağKur tarafın ian yapılan 1237.993r TL.nin riicuan davahdan tahsili hakkındaki davaya karşı cevaplannı bildirmek ve duruşmada bulunmak üzere durusmamn bırakıldığı 17.8.1988 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bi' vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekille temsil ettirmedigi takdirde duruşmalarm yokluğunda yapılıp bitirileceği hususu, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş sayılacağı ve d&vah Osman Ertaş vasisi Mehmet Ertaş'a davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ MALZEMESİ SATIN ALINACAKTIR 1 9 kalemde toplam 3720 adet toz gözlüğü, kulak ükacı, toz maskesi, asit tulumu, asit önlüğü, izole ayakkabı, kaynakçı gözlüğü, asit eldiveni ve yüz siperliği kapalı teklif alma usulü ile satın almacaktır. 2 thaleye katılmak için sartname almak mecburidir. Şartnameler: 60SSO/8842 dosya No'su Ue TEK Isunbul Ticaret Müdürlüğü Fevzipasa Cd. 179 Kat: 3 Oda No: 308 Tel: 523 43 20 (4 hat) Fatih/tstanbul adresınden bedelsiz olarak alınabilir. 3 Teklifler en geç 19.7.1988 günü saat 14.00'e kadar aynı adreste 1. kat 106 No'lu odadaki Muhaberat Servisi'ne verUmelidir. 4 Kurumumuz 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapmamakta veya dilediğine kısmen veya tamamen vermekte serbesttir. TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU ATATÜRK YAŞADIMI Oktay Akbal 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlulstanbul ERKEKLER VE KAMNUR Bejart Lozan Balesi'nin İstanbul FestJvali programına sonradan Amerikalı koregraf John Mead'in "ErkekJer ve Kadınlar: Kördüğüm ' adlı yapıtı da eklendi. Mead, bu yapıtıyla. Lozan'da duzenlenen Genç Koregraflar Yanşması'nda Philip Morris Odulu'ne değer görulmüstü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle