23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 HAVA DURUMU Ineteoroloji Genel Müdürlüğü'nden aJınan bflgıye göre, yuruun kuzeybatı kesımlen parçalı bulutlu. dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Ârtmaya devam edecek. RÜZGÂR Guney ve doğu yönlerden hafif, arasıra orta kuvvette esecek. Denizlerde. Marmara, Ege ve Karaderaz'de toble ve kesişlemeden, Akdeniz'de yıldız ve karayefden 35 kuvvetinde saatte 1021 deniz mili hızla esecek. DE ve açık geçecek. Rüzgâr güney ve öoğu yönlerden hafıf, NİZ: Mutedıl dalgalı olacak, dalga arasıra orta kuvvette esecek. Göl küçük dalgalı olacak, yüksekliği 0.5 ile 1.5 metre, görüs göruş uzaklığı 10 km. do/ayında bulunacak. uzaklığı 10 km. dolayında bulunaff ort /ajmufiı. cak. Wan Gölunde hava, az bulutlu Auana Mapazan Mıyaman Afyon Ajjn A/ltara Knfctcya Antatya Artvin Aydın Bakfcesr BUecik Bingöl Bitis Bolu Bursa Çanaıdate Corum A A A A A A A A A A A A A A A A A A A HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 36° 18° nyarbalor 33° 19° E*rne 34° 19° Ezrncan 29° 14° Erzurum 21" 6°Eskışel»r 30° 13° Gaaantep 34» 20° uresun 34°20°Gümü$haneA 27° 13° HaMdfî 38°20°lspara 33°17°isBniwl 31° 14° tzmır 28° 10" Kars 23° 9°Kastamonu A 28° 12° Kaysen 33° 19° KırMareli 32° 18° Konya 30° 10° Ku»y9 34° 16° Mabtya A A A A A A A 24° 8 ° R E B A 2e°iO°Samsun A 30°13°S«rt A 31°»°Sınop A 35° 19° Sıvas A 20° 5'letorfağ A 26° 10° *ataon A 29°10°İjnceJ A 30°17°Uşak A 29°12°« A A 30° 14° tasat A 3r>16°2bnguidak 34° 18° Marasa 32^)8° ICMaraş 27° 11° Meısin 22° 6°Mufila 31° 14° Muş 32° 15" Nığde 27°17°Ordu 36" 18° 34° 16° 32° 20° 38° 20» 26° 11° 28° 10° 27° « ° 26° 18° 26° 18° 31° 16° 25° 17° 26° 9° 29° 18° 26° 17° 29° 14° 31° 15° 21° 8° 28° 10° 29° 18° Amaertam Anunan Mna Bajöal Barcekma Bdgnd Bertn Boraı Brjksei Cmeııre Ceayir Cidde Dubaı ronkfurt / •Şam Heteâ.'a Kahre tofnnhao KSkı Lefkcşa 27 HAZİRAN OÛNYA'OA BUGÜN B A A A A B B B B 8 Y B B A A B A 8 A B B A 21° 36° 32° 30° 28° 21° 23° 24° 23° XP 21° 18° 31° 42° 43° 23° 33° 28° 40° 23° 22° 34° Lenıigrad Y Londra 8 UaönĞ A Mılano Y Montreal Y Y Moswva B Münıh New Vork A B Oslo B ftns B Prag A Riyaf Roma Y Sofya Y Şam A 1e! Aviv A A Tuous Y Uvşova Y Ueneflrt B Vıyana Vtehıngıon A Zünh Y 25° 21° 25° 24° 25° 27° 22° 30" 24° 22° 20° 42° 29° 26° 35° 30° 32° 21° 23° 24° 33° 23° J98< POLTTIKA VE OTESI İM lı 311 KEMAL Gm Oenti * aç,t B bmuBu K o r ı 5 K » v yaflnj'iı, Ozal, Evren'i de şaşırtü (Baştarafı 1. Sayfada) T3z ettiği biçinıindeki haberierin doğru olmadığıru belirterek, "Liste üzerinde şahıslarla ilgili olarak göriişme vapmamız, şunu getirirseniz imza etmem şekJinde konuşmam söz konusu degildir" dedi. Beklenen hükümet değişikliği ile ilgili gelismelerin kendi üzerine yıkıldığını kaydeden Evren, "Dün (önceki gün) Başbakana bunu söyledim, çıkarken bir açıklama yapın, dedim" diye konuştu. Dünkü Bakanlar Kunılu toplantısına gitmeye hazırlanırken görevden alındığını öğrenen Biilent Akarcalı, istifayla ilgili yorum >apmaktan kaçmdı ve "İstifa sebebini gidin Başbakana sorun" dedi. ANAP Büyük Kongresi'nde MKYK üyelikleri için yapılan oylamada yüksek oylar alarak olusan yeni partinin üst yönetim yapısırun hükümete de yansıtılacagı ve partihükümet uyumunun sağlanması için, altı günden beri süren kabinedeki değişiklik hazırlıkları dün özal'ın, sürpriz açıklamasıyla ve "mini reviz>OBU"yla geçiştirildi. özal, altı gün içinde dün saat 09.15'te dördüncü kez Çankaya Köşkü'ne çıktı ve Evren'le yanrn saat görüştü. Çıkışta, Evren'i havaalanında uğurJayacağı için uzun soru sorulmamasını isteyerek kabinedeki iki değişikiikle ilgili istifa mektuplarını ve atama ile ilgili mektupları okudu. özal, kabine değişikliğinin gecikmesinin binakım spekülasyonlara neden olduğunu, sabah gazetelerini görünce şasjrdığını belirterek, hakikati şimdi söyleyeceğini kaydetti. îstifa mektuplannda gerek Sungurlu'nun, gerek Atasoy1 un Genel Baskan Yardımcılıklarına seçilmeleri nedeniyle, her iki görevin bir arada yurutülmesinin ağır olacağından kabul edildiğini vurguladı. Özal'ın bu açıklamasından sonra "mini degişikligi" şaşkınJıkla karşılayan gazeteciler bir süre sustular. Ancak daha sonra Özal'a sorular yöneitildi. Özal, kabinede başka bir değişiklik olmayacağını bir sonı üzerine açıkladı. özal, ikinci olarak DESlYAB'ın Başbakanlık'la ilgilendirildiğini, kararın çıktığını belirtti. "Bakanlar Kuruiu'odaki değişiklik yakın bir gelecekte de devam edecek mi?" sorusuna Özal, "Bakanlar Kurulu'nda bir değişikliği şu anda düşünmuyomm. öiişiinmuş olsam yapardım. Herkesin istifasını aldım, yapardım; ama diişıindüra taşındım, japmaya lüzum görmedira. tleride olabilir tabiatıyla. Beş devlet bakanlığımız kullanılmamışür. tleride kulianılabilir" karşılığını verdi. Özal, "genel başkan başyardımcılıgının bugiinlerde doldurulup doldurulmayacağı" sorusunu, "Hayır, doldurulması bahis konusu değil" biçiminde yanıtladı. Özal, Bakanlar Kurulu'nu açıklamasındaki gecikmenin nedenlerini soran bir gazeteciye ise "O benim şahsi düşüncelerim. Biraz daha Bakanlar Kurulu üzerinde düşünrae ihtiyacuu duydum da onun i(in"karsılığını verdi. "Bakanlar Kurulundaki degişikliklen sonra ANAP'taki hizip çatışraaları siirecek mi?" sorusuna Özal, "ANAP'ta hakiki manada hizip yoktur. Ama her seçimde gruplaşma olur. Biraz bu gruplasmanın bu son seçimde, kongre seçiminde imkânlar verildiği halde yanlış bir şekilde yapıldığını arkadaşlanma ifade eltim. O kadar. Yoksa, ciddi bir hizipleşme bahis konusu değildir. Bakanlık meselesine geünce, bildiğim kadanyla bana bir eski parlaraenterin geçenlerde söylediği bir şe> var, 'Herkesin gönlünde bakan olmak yatar'. Bizim devremizde boyleydi. Ama ben kendi parti grubumuzda böyle bir arzunun eski zaraanlarda olduğu gibi kanaatinde değilim" yanıtını verdi. Bir gazeteci, Başbakana, "Partide belirli bir kesimi tultuğu yolunda bazı bakanlann bejanları bulunduğunu" anımsatınca, özal, "Kim söylüyor bunu?" diye sordu ve Bakanlar Kurulu'ndaki değişiklik konusunda Cumhurbaşkanının ilk listeyi kabul etmediği yolunda yazılan yazıları da bunun gibi "senaryo" olarak niteledi. Özal, "Sayın Cumhurbaşkanı ile hiçbir ihtOafınnz yoktur. Biz kabineyi duşiinüniz, Sayın Cumhurbaşkanı1 n>n atama yetkisi var. O kadar" dedi. Özal, Cumhurbaşkanı'nın simdiye kadar kendilerine "şunu ko>ma, bunu koy" diye herhangi bir telkini olmadığını da ekledi. özal, parti içi dengeler diye bir sorunlan bulunmadığını bir soru üzerine açıklarken, "Kongrede kazanan kutsal ittifakın önde gelenlerinin parti yönetiminden uzaklaştınlmasının bir cezaiandırma olup olmadıgı" sorusuna da şu karşılığı verdi: "Oltan Sungurlu Be> kongrede en fazla rey alandır. Mesele rey alması meselesi değildir. Genel başka n yardıracılıklan benim yakın çalışma arkadaşlsnmdır partide. Bu seçimde benim roiiimün ağır olması icap eder. Onlar da buna razı olmuşlardır." Başbakan, parti üst yönetiminin niçin toptan değiştirildiği sorusunu, "Öyle icap etti. Öyle yaptık" diye yanıtladı. Keçeciler'e herhangi bir görev vermeyi düşünüp düşünmediği sorusuna da Özal, "Düşüniilebilir. Şu anda bahis konusu değil" karşılığını verdi. Bir gazetecinin "Size tepki olur mu?" biçimindeki sorusunu da "Bana hiç kimsenin baskısı olmaz. Siz dahil hiç kimsenin baslusını kabul etmem" biçiminde yanıtladı. özal, daha sonra havaaJanına giderek Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i törenle ABD'ye uğurladı. kabul edilmiştir. Yeni bir tayin >apılana kadar Sağlık ve Sosyal Yardım BakanlıgVna Devlet Bakanı Sayın Cemil Çiçek vekâlet edecektir. Kamuoyunun bilgilerine saygı ile sunulur" denildi. Akarcalı, istifa ettiğinin açıklanması üzerine Bakanlar Kurulu toplantısına gitmekten vazgeçti ve daha önce programlanan Elmadağ gezisini de iptal ettL Akarcalı, evinin kapısmda bekleyen makam otosunu da gönderdi. Evinin tüın teiefonlanru açık bırakan Akarcalı, kendisiyle goruşmek üzere gelen gazetecileri de kapısında bekleyen güvenlik göreviisi tarafından geri çevirdi. TRT'nin gelmesi üzerine bir ara kapıya çıkan Akarcalı, "İstifa sebebini gidin Başbakana sorun. Ben Başbakana söz verdim. Konuşmayacağım" demekle yetindi. Siyasi çevrelerde Akarcairnın dön istifa metni vermediği ve Bakanlar Kurulu'nun cuına günü yapılan toplantısında Özal'ın, tüm bakanlardan tek tek aldığı istifa dilekçelerinden sadece Akarcalı'nınkini demeci üzerine işleme koyduğu yorumu yapıldı. Akarcalı, öğreniyor! Hükümet değjşikliğirü iki bakanla sınırlayan Özal, yakın çevresindeki bakanları sert bir dille eleştiren Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülenl Akarcalı'yı kabine dışı bıraktı. Akarcalı, dün saat 13.00'te toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına katılmaya hazırlanırken, Başbakan özal'ın kendisini kabine dışı bıraktığını öğrendi. Akarcalı'nın yerine Devlet Bakanı Cemil Çiçek vekâleten atandı. Akarcalı, kabine dışı bırakıidığını öğrendikten sonra Gaziosmanpaşadaki evin? kapandı ve istifa nedenini soran gazetecilere, "İstifa sebebini gidin Başbakana sorun" demekle yetindi. özal, Cumhurbaşkanını uğurladıktan sonra Mamak'ta sel baskınına uğrayan yerJerde incelemelerde bulundu. Bu arada Akarcalının Güneş Gazetesi'nde yer alan demeciyle ilgili bilgi ..ıdı. Özal daha sonra Başbakanlık Konutu'na döndu. Akarcalı, Bakanlar Kurulu'nda iki bakanla ilgili değişikJik açıklandıktan sonra 11.00 sıralarında kendisini arayan Cumhuriyet muhabiri Fanık BUdirici'ye "lyi oldu. Hükümeltc istikrar, partide yenilik" dedi. Akarcalı, değişikliği kongre sonuçlan açısından yorumlamaktan kaçınınca, gazetede çıkan sert demecinin haürlatılması üzerine, "Yorumda bulunmanın zamanı geçti aruk. Şimdi beklemek gerek" karşılığını verdi. Akarcalı, demecinin sert olmadığını savunarak, saat 13.00'teki Bakanlar Kuruluna katılmaya hazırlandığını ifade etti. Ancak saat 11.40 sıralarında Başbakanlık Basın Merkezi'nden gazetelere geçilen teleks notunda, "Saglık ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Biilent Akarcalı görevinden istifa elmiş ve bu istifası Sayın Başbakanımızca f İ T a l O n f i n İ c t a n h l l l ' f l a Başbakan Turgut Özal, dün uzel uçağı ile istanbul'a geldi. Ûzal'ın 9 gün \3lm 9 t | U l l I 9 U I I I I I U I U O s u r e y l e çalışmafannı İstanbui'da sürdureceği öğrenildi. Özal'ın gelişi nedeniyle çok sıkı güvenlik önlemleri alındı. Basın mensuplarına Ûzalı iztemek için özel kartiar dafiıtan ilgililer. Başbakanm 9 gun sureyle Harbiye Orduevi'nde kaiacağmı kaydettiler. Içışleri Bakanı Mustafa Kalemli ile İstanbul'a gelen Özal'ın beraberinde 8 bavul dolusu eşya getirdiği dikkati çekti. (Fotoğraf: Ali Tevfik Berber) Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i Esenboğa Havaalanı'ndan uğurlarken, gazetecilerin "Keçeciler'in bakanlığına Cumhurbaşkanı Evren mi karşı çıktı?" şeklindeki sorusu üzerine "Hiç doğru değil. hiç doğru degil. Siz senaryo yazıyorsunuz, sonra da kendiniz inanıyorsunuz" dedi. Özal, "O halde hükümet değişikliginin açıkbnması neden gecikti?" sorusu üzerine de "Ben biraz daha düşunmek istedim, o kadar" yanıtını verdi. Evren: Ilk gün olmadı, ertesi gün olmadı. Yahut olmayacak diye mi? Neden olraasın peki efendim... Evren: Kendi aralannda herhalde bir şeyler konuştular. O zaman Başbakan manevra yapıyor berbalde efendim... Evren: Sanki bana listeler gelmiş de bir durum varmış gibi oluyoı. Ama o izlenim doğdu... Evren: Esasında Başbakan dün akşam (önceki akşam) gelecekti. Sonra 'yarın sabah geleyim' dedi, kabul ettim. Değişiklikler az oldu değil mi? Evren: (Gülerek) Dağ fare doğurdu. Siz şahıslar üzerinde konuşulmadı mı diyorsunuz? Evren: Tabii cumhurbaşkanı ile başbakan arasında konuşma olur. Fakat 'cumhurbaşkanı şunu reddetti, şunu şöyle yaptı, böyle yaptı' denilemez. Fakat olanlardan herkes memnun kalıyor efendim... Evren: Efendim herkes memnun kalıyor diye, sonucu ben kendi üzerime mi alayım? Ben sevmem böyle şeyleri, benim ağam sıkıdır, konuştuklarımı kimse ağzımdan alamaz. Ne genel sekreterime ne de yanımda çalışanlara söylerim. Çünkü siz gazetecilerin antenleri yüksektir. Yazdıgımız baberler kısmen doğru mu diyorsunuz? Evren: Ufacık bir şey bulunca onu hemen genişletme yolunu buluyorsunuz. Onun için kimseye bir şey söylemem. Yani Başbakanla bakan olacak kişiler hakkın konuşmuyor musunuz? Evren: Efendim genelde bir şeyler konuşulabilir, söylenebilir... Keçeciler Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bundan önceki hükümet değişikliği sırasında Mehmet Keçeciler'in bakan olmamasıyla ilgili olarak kendisine "sizi ben veto etmedim" şeklinde bir söz söylemediğini, bu yöndeki sözleri, başkalanndan duyduklarına dayandırmış olabileceklerini belirtti. Evren, daha sonra şöyle konuştu: "Efendim esasen cumhurbaşkanlığı böyle, sahıslarla ilgili şeyler soylenmemeli, tabii genel şeyler konuşulabilir, ama başbakan ısrar ederse Mlla bunu istiyorum' derse cumhurbaşkanımn bunu reddetmemesi lazım. Çünkü ealışacak olan o, icradan sorumlu olan a Bizim yaptığmız istişaredir. Fikirler birleşir veya birleşmez. Cumhurbaşkanı 'illa ben bunu istiyorum' dememelidir. FevkaJede bir şey olursa ısrar edebilir. Ama doğrusu, başbakanm sorumlu olduğuna göre hareket etmektir." Cumhurbaşkanı Evren, hükümet değişikliği konusunda Başbakana herhangi bir konuda ısrarlı bir şey söylemediğini belirtirken, "Başbakan aynı zamanda parli başkanı. Parti de onun için muhim. Kimin bakan olacağına, hükümette ve partide kimin kalacağının takdiri onundur" diye konuştu. Resmi Gazete Değişiklik Resmi Gazete'de, "Bakan istifası ve atanraasına dair işlem" başlığıyla yer aldı. Cunıhurbaşkanlığına yazılan Başbakanlık tezkeresinde, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile Devlet Bakanı Veysel Atasoy'un ANAP Genel Başkan Yardımcılıklarına seçilmeleri nedeniyle her iki görevin birlikte yurutülmesinin ağır olacağı bildirilerek istifalann kabul edildiği belirtildi. Tezkerede daha sonra boşalan Adalet Bakanlığı'na Uşak Milletvekili Mehmet Topaç'ın, Devlet Bakanlığına da Bitlis Milletvekili Kâmran fnan'ın atanmaları Cumhurbaşkanının tensiplerine sunuldu. Cumhurbaşkanlığı tezkeresinde ise Atasoy ve Sungurlu'dan boşalan bakanlıklara Inan ve Topaç'ın, anayasanın 109. maddesi gereğince atandıkları kaydedildi. Adalet Bakanbğı'nda görev devir teslimı dün yapıldı. Evren: Dağ fare doğurdu Cumhurbaşkanı Kenan Evren resmi bir ziyaret için ABD'ye giderken gazetecilerle sohbet etti ve hükümetteki değişikliklerle ilgili olarak Mehmel Keçeciler ile Güneş Taner'e itiraz ettiği yolundaki haberlerin doğru ofmadığını açıkladı. Evren, bazı kişilerin bakan olmalanna itiraz ettiği şeklindeki haberlerle ilgili olarak "Liste üzerinde sahıslarla ilgili olarak görüşme yapmamız, (şunu getirirseniz imza etmem) şekünde konuşmam söz konusu değildir. İcradan sorumlu olan başbakandır, takdir onundur" dedi. Bu konuda olup bitenlerin kendi üzerine yıkıldığı kaydeden Evren, "Dün Başbakana bunu soyledim. Çıkarken bir açıklama yapın dedim" şeklinde konuştu. Gazeteciler ile Evren arasında daha sonra şu konuşma geçti: Değişiklikler neden gecikti? Sonunda meşdana gelen durum, sizin etkiniz bakkında y. lanlar, mantığa uygun... Kaz dağları ile denizin ortasında alabildiğine uzanan Artınova'da kadınlar ve kızlar güneşin alnında, günlüğü beş bin liraya pamuk çapalıyortar. Çapacılar türlü renk giysileriyle tartanın ortastnda benek benek... Sabahın altısında yola düşüyorlar, akşamın altısına değin çapadalar... Arada bir buçuk saarlik bir dinlenme var. Bizim evden soğuk istemeye gelen kadına, hanım soruyor: "Beş bin lira iyi mi?" "Eyi ya sıcakta başka netçen ki!.." Erkekleri kahvede gündüzleyin kâğıt ve tavla oynartarmış, akşamları da meyhanede şaraptaymışlar. Buralara yaraşır bir dü zen, ne diyeceksiniz! Ali Rıza Bey hoşsohbet biri, Deniz Gazinosu'nda söyleşryoruz. Durup dururken sormaz mı? "Bey, padişah kim olacak?" "Ne padişahı?" "Baksana ortalık kızıştı. Evren mi, Özal mı diye sorarfar." "Ha, cumhurbaşkanı demek isttyorsun." "öyle tşte." "Vallahi Rıza Bey, Özal'ın oyları var. İsterse bu oylarla kendini getirir. Evren için biraz karışık." "Ne gibi?" "İlkin anayasa engel, sonra bilmiyoruz ki cuntadar. geliyor, tabanının altı ne denli kalındır?" "Asker tutar mı dersin?" "Asker kaldı mı?" "Bilmem, takıştıklarına göre.." "Başından alalım. Cumhurbaşkan/ığı bizde boşalınca şimdiye değin neler olurdu? Atatürk ölünce şaşkınlığa uğradık. Bayar başbakandı, makamda gozu yoktu. Dolaşan söylentiler: Mareşal olsun deniyordu. Mareşal, yani Fevzi Çakmak Fakat o sırada Çakmak milletvekili degildi. Soyunup milletvekilliğine adaylığını Kcyup seçildikten sonra başkanlığa adaylığını koymak hayli zaman alacaktı. Kuşkular belirdi. Çakmak da istemedi. Açıkça güçlü bir ismet Paşa vardı, İsmet Paşa oldu." "Sonra demokratlar gelince?" "1950'de demokratlar gelince Celal Bayar yine cumhurbaşkanı olmayacak deniyordu. Havayı bir kokladılar, ismet Paşa'nın iktidarı gerçekten bırakacağını anladılar. Bayar, çoktan gonüllüymüş, hemen oldu. Bir daha gitmek istemedi, asker devirdi." "Asker gelince ne oldu?" "Asker gelince askerden olması gerekirdi. Gürsel kendiliğinden başa gelip oturdu." "Ondan sonra da yol oldu değil mi?" "Bayar'la sivil biri geldi sanılryordu, becerilemedi. Gürsef'den sonra da gene asker geldi." "Asker gidince?" "Gene asker." "Daha sonra?" "Sonrası yok, darbeyi yapan askerdi, yeniden asker oldu. E> birliğiyle Çağlayangil'ı seçseler belki asker de gelmezdi, darbe de olmazdı... Derler, ama pek inanma." "Şimdi ne olacak onu söyle!" "Şimdi rivayet muhtelif... Birdenbire ortada fol yok yumurta yokken böyle bir konu niye çıktı? Çıkaranlar da Özal'ın en yakın adarnları... Demirel de kokuyu almışa benzer, "Yüzde 36 ile Çankaya'ya çıkılmaz" demeye başladı. Evren'in de demokratlığı hatırına geldi. 'Demokrasi varmış, herkes dilediğini söylermiş' falan filan. Yahu bir paşa lafı ettik de hapislere düştük; o zaman demokrasi yok muydu? Neyse Evren'in bir bildtği var mı? Özal oltayı atıp ne ç/kacağını mı hesaplıyor? Daha bir yıldan çok zaman varken neler oluyor? Düğün değil bayram değil, eniştem beni neden öptü?" ' "Bana sorarsan askerler bırakmazlar." "O zaman özal'ın demokrasisi ne olacak?" "Onunki de Evren'in demokrasisi gibi kendine var, uzağındakilere yok." "öyleyse?" "Uzaktan bize gene seyir düşuyor." "Rıza Bey, deniz güzelmiş, gel denize girelim." "Girelim dostum, politikaya girmeden daha tatlıdır deniz. Buyurun!.." Kim Olacak? Taşar'ın tepkisi Mustafa Taşar, Akarcalı'nın kabine dışı kalması konusunda, "Akarcalı bakan olduğunu televizyondan öğrenmişti. Tabii bakanlıktan alındığını da televizyondan öğrenecek" dedi. Taşar, "Biz bu parlinin sahibiyiz" biçiminde konuştu. Kriz buzlukta AHMET TAN ANKARA Başbakan Turgul Özal, kabinede "mini değişiklik"le yetinerek kendi eliyle yaptığı krizi yine kendi eliyle buzdolabına koymuş oldu. Yarattığı krizin ucu Çankaya'ya dokunuyordu. Evren'in Washington'a varmayı beklemeden kendisini havada savunmak zorunda hissetmesi bu yüzden. ÖZEI, Evren'i ABD'ye uğurlamadan bir saat önce "Dağ fareyi doğurmuştu". "Fare" bir anlamda krizin habercisiydi. Çünkü farenin kuyruğu Çankaya'ya dokunuyordu. tki bakanlı kabine değişikliği haberi uçak motorlannı çalıştırdığı sırada Evren'e ulaşmıştı. Her şey bir anda gün gibi ortaya çıkıyordu. Cumhurbaşkanı Esenboğa'da protokol kurallannı bir kenaıa itip, "Keçeciler'e de Güneş Taner'e de ben itiraz etmiş değilim" diyecek hali yoktu. Ama Cumhurbaşkanı Evren uçak havalanınca Washington'a varmayı bekleyemeyecek kadar endişelendi: "Her şey benim üzerime yıkılmak isteniyor. Dün Başbakana bunu söyledim. Bir açıklama yapın dedim." Üzerine yıkılmasından korktuğu şey altı gündür bir türlü yapılamayan kabinedeki büyük operasyonun sorumiuluğuydu. "Keçeciler'e Evren vetosu", "Çankaya Güneş'e itiraz ediyor" haberieri yayıldıkça Evren endişeye düşüyordu. Bunun düzeltilmesini istemek hakkıydı. Ve önceki gün Özal'dan bunu açıkça istedi de... Ancak Özal bu isteği yerine getirmedi. O zaman iş başa düştü. Ve Evren "usülden olmayan bir biçimde" hükürnet veparti işleriyle ilgili yorum yaprnak zorunda kaiıyordu: "Dağ fare doğurdu." Ve ardından ekliyordu: "Hükümet değişikliği konusunda Başbakana herhangi bir konuda ısrarlı bir şey söylemedim. Partide ve hükümette kimin kalacağı, kimin bakan olacağının takdiri onundur." Peki Özal niçin? "Böyle takdir" etmişti? Kendi boşalttıği iki koltuğa kongrede geri planda kalmış marjinal iki milletvekilini neden atamıştı? Yanıtı açık: Krizi dondurmak için. "İttifak kongrede Özal'a sürpriz yapmıştı." Sürprizler Özal'ın tekelindeydi. Bu sürprize sürprizle yanıt vermek için harekete geçti. Tam bir hafia boyunca düşünüp taşındı. Kongreden ikinci adamhğını tescil ettirerek çıkmış Keçeciler'den acıkça rahatsız olmuştu. Ancak bu rahatsızlığını hissettirmek de istemiyor "Güneş Taner çocuğîim yaşında" Evren, Özal'la Güneş Taner konusunda konuşulup konuşulmadığının sorulması üzerine şöyle dedi: "Onun İÇİD de bir şey söylemediro ben. Ben böyle şeylere güler geçerim. O benim çocuğum yaşıııda. Oğlum sağ kalsaydı. ondan büyük olurdu." Suskun beklenti ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) ANAP hükümetinde sadece iki bakanın değişrnesi, ANAP kanatları arasında değişik değerlendirmelere yolaçtı. Mehmet Keçeciler, Cumhurbaşkarunın bakanlığını kabul etmediği haberlerinin "Başbakanlık Konutu çevresinden sızdınldığım" öne sürdü. Eyüp Aşık, "Başbakan! kararsıziığa iten neden, büyük kongre sonucu olabilir" diye konuştu. Cengiz Tuncer de, "Kabine değişikliği geniş olsa\dı kırgınlıklar çok olurdu" dedi. Mehmet Keçeciler, Cumhuriyet muhabirine değişiklikler için"Hayırlısı elsun. Sonra açıklama yapanz" dedi. Atanan bakanlann isabetli olduğunu beürten Keçeciler, "Partiyi bugüne getiren ekibin dışlandığı belirtiiebilir mi?" sorusuna, "Hayırlısı. Şu anda bir yorum yok. Biz partide MKYK üyesiyiz. dışlanmış değiliz" karşılığinı verdi. Keçeciler, bugün genel merkezde yapacağı devir teslimden sonra Konya'ya gideceğ^ni söyledi. Cumhurbaşkanı Evren'in bakanlığını kabul etmediği yolundaki haberleri Keçeciler, "O konuya inanmjyorum. Bu haberieri çıkaranlar spekülasyon yapıyor. Bu haberierin Başbakanlık Konutu çevresinden sızdınldığı kanaatinde) im. Bu haberi çıkaranlar, demokrasi açısından iyi imtihan vermiyorlar" değeriendirmesinde bulundu. Keçeciler, Başbakanlık Konutu çevresindeki kişilerden kimi kastettiğine ilişkin soruya da, "Siz kimi kastettiğimi bilirsiniz" yanıtını vermekle yetindi. Keçeciler, "Başbakanla görusecek misiniz?" sorusuna da, "Görüşeceğim. Her zaman görüşüniz zaten" yanıtını verdi. Eski Teşkilat Başkanı Cengiz Tuncer, revizyonları, "Sürprizt alışkın olduğumuz için normal. Gelişmeleri bilemediğim için değeriendirme yapnuyorum. Konu Sayın Başbakanm takdirindedir" biçiminde değerlendirdi. Mustafa Taşar da, Cumhurbaş'.anı'nın Keçeciler'i kabul etmemesinin mümkün olraadığını savunarak, "Bunu düşunmek dahi istemiyorura" dedi ve "Demek ki Başbakanın takdiri buyrauş. Yonımumuzu birkaç gün sonraya bırakıyoruz" biçiminde konuştu. Taşar, partinin vitrinine getirilen yeni kişilen, "İyi arkadaşlar" olarak niteledi. İttifakçılardan Eyüp Aşık da, "Başbakan'ı kararsıziığa iten neden büyük kongre sonucu olabilir" dedi: "Şimdilik konuşmayacağım" söyledi. Partiden dışlanmadıklarım savunan Aşık, "Parti bizimdir. Haber Merkezi Akarcalı, dünkü Guneş Gazetesi'nde yayımlanan Sedat Yazıcıoğlu ile yaptığı söyieşide, ANAP yöneticüerini ve bazı bakanları suçlamjştı. Akarcalı, Mehmet Keçeciler ile Eyüp Aşık için "Partideki görevlerini istismar etmiş, kendilerine güç sağlamışlardır. Boş sahada gol atıp kendini iyi futbolcu sananlara benziyorlar" demişti. Keçeciler için " O kadar mı önemli adammış?" diye soran Akarcalı, "Keçeciler ve Aşık, paradan güç alan defterdarlara benziyor" yakıştırmasını yapmış, sonra da şöyle ilave etmişti: "Bazen bakanlıktan ayrılıp, göstereyim bu adamlara diyorum. Ben, Fahrettin aynldık, parti bu adamlara kaldı." Devlet Bakanı Kâzım Oksay'ı "Oksay sekretergibi. Kokmaz, bulaşmaz" olarak nilelevcn Biilent Akarcalı, kendisine Yusuf Bozkurt Özal ile Hüsnü Doğan'ın taktığını, kendisinin onlanngrubundan olmadığını belirtmis ve şöyle demişti: "Bu 5 senelik enflasyondan Yusuf Özal hiç mi sorumlu değil? Tarım politikasından Hüsnü hiç mi sorumlu değil? Ama hiçbirinin aleyhinde yazılmıyor. Çünkü kendilerini, birbirlerini iyi tutuyorlar." Parti yönetiminde Halil Şıvgın ile Veysel Atasoy'un ayrı görüşte olduğunu, bu yönetimle cumhurbaşkanlığı seçimine zor gidileceğini öne süren Akarcalı, Keçeciler'in Başb^kan Yardımcısı. olmasına karşı çıkarak, "Başbakana usulen verilmiş istifalar var. Eğer Keçeciler, Başbakan Yardımcısı olsa, yarın o istifalar, 'Keçeciler'in başkanJığında çalışamarn' istifalanna dönüşecek. Bir Mesul Yılmaz ve benzeri birçok bakan, Özal'ın )oklugunda Keçeciler'den talimal almaz" demiş Tarti bu adamlara kaldı..! ti. Akarcalı ne demişti? L'ç gün evvel kongrede 950 oy alan kişi, partiden dışlanmış sayılmaz. Parti demek başkanlık divanı ve Bakanlar Kurulu demek değildir" dedi. Aşık da, Keçeciler'i E\ren'in reddetmiş olamayacağını savundu. "Başbakan anahlar listenin inü'kamını mı alıyor?" sorusuna Aşık, "Hayır. Ona karar veremeyiz" henüz" yanıtını verdi ve Bakanlar Kurulu'nda yeni bir değişikliğin olacağını tahmin ettiğim sözlerine ekledi. Liberallerden Ankara Milletvekili Rıfat Diker ise, "Dağ fare doğurdu" dedikten sonra, "Başbakan meseleyi guzel halletti. Rahatladık doğrusu" biçiminde konuştu. ANAP eski Genel Başkan Yardımcılarından Çankın Milietvekili İlk'" Tuncay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin kabinede geniş kapsamlı bir değişiklik beklemediğini söyledi. Tlıncay, "Siz bakanlık bekliyor muydunuz?" biçimindeki soruya "Herkesin bekJentisi var. Herkes bakan olmak ister. Başbakan en uygun olanı yaptı. Değişiklik geniş olsaydı, kırgınlıklar çok olurdu" dedi. İnönü: Makyajla göz boyama SHP Genel Başkanı Erdal fnönü, Başbakan ÖzaJ tarafından açıklanan hükür.et değişikliğini değerlendirirken, "ANAP zor durumda olduğundan makyajla göz boyamaya çalışıvor. Hadise bundan ibarettir" dedi. İnönü, Bülent Akarcalı'nın durumu için de "Parti içi meseleden kaynaklandığını sanıyorum. Bunlann aslında sağlık politikası falan düşündUkleri yok" diye konuştu. Dışişleri (Bastamft 1. Sayfada) Inan, bütün hayatım devlet ve millet hizmetinde geçirdiğini kaydetti. 1929'da Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Gayda köyunde doğdu. Cenevre'de siyasal bilimler eğitimi gördükten sonra Dışişleri Bakanlığı'nda goreve başladı. Dışı^leri Bakanlığı'nın iç ve dış örgütlerinde çeşitli görevlerde bulunan Inan, NATO sekreteryasında da çalıştı. 1973 yılında Bitlis senatörü olarak AP'den parlamentoya giren Inan, Senato Dışişleri Komisyonu Başkanlığı, ATTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkanlığı görevlerinde de bulundu. AP hükümeti döneminde en büyük beklentisinin Dışişleri Bakanl'îı olmasına karşın, Demirel, Inan'ı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na getirdi. AP'nin ileri gelen isimieri arasında sayılmasına karşın İnanın eski lideri Demirel ile yıldızı bir türlü barışmad). Inan, 12 Eylül 1980'den önce yapılan son AP Kongresi'nde DemirePe karşı genel başkan adayı oldu. Ancak AP delegeleri tnan'ı tam bir hayal kınklığına uğrattılar. 1980'den sonra politik yaşamını MDP'de sürdürmeyi tercih eden Inan, MDP'de de genel başkan yardımcılığına oynadı. Bu nedenle Turgut Sunalp'Ie de bozuşan Inan, MDP'nin kendini feshetmesinden sonra Bitlis milletvekili olan arkadaşlarıyla birbkte ANAP'a girdi. Özal döneminde her hükümet değişikliğinde adı bakanlık için geçen Inan, uzun süre parlamentonun dış ilişkilerle ilgili komisyonlarında verilen görev lerle yetinmek durumunda kaldı. Akarcalı, "Hükümetfe de hareketçimuhafazakâr ağırlığı çoğalmaya başlıyor. Bunu nasıl duzelteceksiniz?" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Biz düzeltmeyeceğiz ki. Biz, bu tş düzeltilmez hale geldiğine inaııdıgımızda, millete kalkıp diyeceğiz ki, 'Oyunu buna eöre kullan!" Parti içinde açıklayamadığı "bir sürü gizli görevi" yerine getirdiği halde Başbakan Özal'dan gerekli takdiri görmediğini öne süren Akarcalı, "Keçeciler'e verdigi desieğin onda birini, yirmide birini bize verseydi, bana verseydi, ben o leşkilatı bambaşka yapardım" demişti. Bakan olduktan sonra başlattığı "sigarayı bırakma" kampanyası ile dikkatleri üzerine çeken, "Parası olmayan hasta, hastanede rehin kalmayacak" sözunu pek gerçekleştiremeyen, "zakkumla kanser tedavisi" tartışmasında ağırlığını ortaya koyamayan, Özal Hükümeti'nin "flaş" bakanı Bülent Akarcalı, 1943 yılında İstanbui'da doğdu. ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Bruksel Üniversitesi'nde iktisadi analiz ve iktisadi politika konusunda master yapan Akarcalı, bu okulda 2.5 yıl uzman olarak çalıstı. Akarcalı, daha sonra yurda dönerek OYAK'ta danışmanlık yaptı. Türkiye'nin Bruksel Büyükelçiliği'nde ticaret müşavirliği, Eti Bisküvileri Genel Müdürlüğu'nde bulunan Akarcalı, lMTAŞ'ta görev aldı. 1983 yılında parlamentoya giren Akarcalı, 21 Aralık 1987 tarihinde açıklanan 2. Özal Hükümeti'nde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na getirildi. Evli ve 2 çocuk babası olan Akarcalı, İngilizce ve Fransızca bilivor. MKYK dışı (Baştara/ı l. Sayfada) başlayan Mehmet Topaç, eski Adalet Bakanı Sungurlu gibi seçim bölgesinde avukatlık yaparken ANAP'tan milletvekili adayı oldu. Topaç, ilk dönemde ANAP'ın hareketçi kanadıyla yakın ilişkiler kurdu. Mustafa Taşar ve Halil Şıvgın ekibi ile sürekli birlikte gözüken Topaç, ANAP Grup Yönetim Kurulu'nda da hareketçi kanadın desteğiyle görev alabildi. Ancak son dönemde hareketçilerden uzaklaşan Topaç, daha çok kendisi gibi sonradan liberal gruba yaklaşanlarla birlikte olmayı yeğledi. Kongrede Özal tarafından hazırlanan listelerle ne MKYK'ya ne de Merkez Disiplin Kurulu'na aday gösterilen Topaç'ın Adalet Bakanlığı'na getirilmesi kendisi için bir sürpriz oldu. ANAPta "hırslı" bir kişi olarak tanınan 49 yaşındaki Topaç, Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1966 yılında mezun oldu. Topaç evli ve iki çocuk babası. Bakan olduğunu, kızı Emel'in tngilizce öğretmeninin telefon etmesinden öğrendiğini söyleyen Topaç, "Konulara yabancı değilim" dive konuştu. du. Bu hem kendisini baş tacı eden güçlere ayıp etmek olacaktı hem de parti içi demokrasiye... Hazır "rahatsızlığın kaynağı Çankaya" diye konuşuluyorsa da, buna karışmamayı yeğledi. Evren'in sinirlenmesi bu yüzdendi. Kongreden çıkan tablo ve kafasındaki hükümet etme modeli birbiriyle çelişiyordu. Kongre sonuçlannı trigonometrik hesaplarla yt niden düzeltmekti amacı. Kongrede çıkarttığı listenin delinmeden önceki haline döndürmektı asıl planı. Dünkü basın toplantısında baskıdan söz eden gazetecilere sertçe çıkışması bu yüzdendi: "Bana kimse baskı yapamaz." Kimse. kim idi? Cumhurbaşkanı mı? Basın mı? Bir bakan ikisi de değil diyordu dün geceyansı telefonda.. Kimse dediği, delegeler, teşkilat, ya da ittifakh. Şimdi ne olacak? 1) Liberaller de ittifafcçılar da sessiz sedasız oturup bekleyecekler. Özal'ın gözüne girmek için beklenmedik bir şekilde sokulduklan bu sabır sınavını geçmeleri gerekecek. 2) Koltukzedeler ve düş kınklıgına uğrayanlar. küçük homurtuJarla rahatsızlıklannı sürekli gündemde tutacaklar. Ancak bu iki taraf için de tehlikeli. Hem yıprabcı, hem yıpranıcı. (NitekJm Bülenl Akarcalı'nın nomurtusu amnda başını yedi. Bu homurtuyu hiç beklenmediği için yerine bir bakan bile atayacak vakit bulamamıştı ÖzaJ...) 3) Özal'ın üzerinde kopma tehdidiyle ittifakın kongrede kazandığı ağırlığı hükümete yansıtmasını sağlamak. Bu olasıiıkiann sonuncusu çok zayıf göriilüyor. Siyaseti iyi bildiği kuşkusuz olan Keçeciler'in OzaJ'a karşı bıçak kemiğe dayanmadan böyle bir operasyona girişmesi şimdilik neredeyse olasüık dışı... Özetle Özal krizi buzdolabından çıkartacağı zamanı ayarlamak hesabında. Bunun için boş devlet bakanlıkları da dahil olmak üzere sonbahara doğru Meclisin açılmasını bekleyecek. Elbette bu arada sürprizsever Başbakanın başına yeni sürprizler gelmezse... HEP ATATÜRK'ÜN \A1M3\DA Salih BozokCemal S. Bozok 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulsmnbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle