19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 12 HAZÎRAN 1988 Yîne ithal çöp, yîne aynı firma Yurt Haberleri Servisi Karu deniz Ereğli Limanı açıklarında 1 aydır bekleyen geminin gizi çozülüyor. Olayın yeni bir "ithal çöp" olayı olduğu yolunda guçlu belirtiler var. Geminin yükünün "tufaT diye de adlandınlan "demirtozu" olduğu ve Turkiye'ye "Büyüktemiz İthalatİhracat AŞ" tarafından getirildiği belirlendi. Kütahya'da kurulu bulunan Buyuktemiz firması, daha önce Tavşanlı Belediyesine Almanya'dan sanayi artığı çöp getirme aşamasındayken engellenmişti. Adı "ithal çöp" olayına kanşan Büyuktemiz'in bu seferki yükü olan demirtozu da bir çeşit sanayi artığı. Demir cevherinin işlenmesi sırasında ortaya çıkan kabuk ve toz karışımı arlık maddelerden oluşan demirtozu, sadece ateşe dayanıklı tuğla yapımında kullanılabiliyor. Demirtozunun demir ureticisi büyük ülkeler tarafından hiç para istenmeden, hatta üste para verilerek isteyen firmalaıa verilebildiği iddia ediliyor. Söz konusu demirtozunu Turkiye'ye getiren Büyüktemiz fırması 1 aya yakın bir süreden beri kapalı bulunuyor. Şirketin fiili yöneticisi durumundaki hava üsteğmen Vfehmeı Büyıikıemiz, 10 mayıstan beri "finır"da. Şirketin resmi sahibi Semra Biiyüktemiz ise kayıp. Süleyman Sanlar ve Nihal Canın Ereğli'den bildirdiğine gore Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) iki kişilik bir ekip dun Ankara'dan Ereğli'ye gelerek radyasyon ölcümleri yaptı. Celai Güneş ve Ömer Işık adlı TAEK uzmanları Ereğli plajında, balıkçı bannağında, Erdemir fabrikası bölgesinde ve Çeştepe'de "Reuter Stokes*'adlı dedektörleriyle yaptıkları ölçümler sonucunda "radyasyonun dogal seviyede" olduğunu söylediler. Olçumlerde, plajda 710, fabrika bolgesinde 1315, balıkçı barınağında 67, Çeşıepe'de 1015 mikrorontgen (qu/hr) olarak saptandı. TAEK yetkilileri bu rakamların "doğal radyasyon seviyesinde" olduğunu belirterek "Doğal radyasyon seviyesi bölgelere göre değişiyor. Deniz seviyesinden yükseldikçe değerier artar. Türkiye'de doğal radyas>on seviyesi 25 qr hr'a kadar çıkıyor. Eğer doğal seviye uzerinde, ümcğin 4050 ya da daha fazla ölçiim saptanırsa analiz için ornekler alıp merkeze gotiıriıruz ve analiz sonucu bekerel cinsinden degerini saptanz. Burada yaptığınuz ölçumJer Karadeniz Ereğlisi'ndeki kuşkulu geminin sırrı çözülüyor Ereğli Limanı 'nda bir ayı aşkın süredir duran Ürdün bandıralı geminin yükü belli oldu. 'Tufal' diye de adlandınlan demirtozu, bir çeşit sanayi artığı ve hiçbir işe yaramıyor. Demirtozunu Turkiye'ye getiren firma ise daha önce Kütahya Tavşanlı'ya da kimyasal artık getirmek isterken engellenen Büyüktemiz. de radyasvon seviyesinin doğal seviyede bulunduğunu saptadık. Örnek alıp analiz yapma gereği de hissetmedik. Bu seviye insan sağlığı açısından kesinlikle herhangi bir tehlike oluşturmamaktadır" dediler. Bu arada Kaymakam Mehmet Ulvi Ezgii'nun müracaatı uzerine Başbakanlık Çevre Genel Mudurluğu'nden bir ekip Ereğli'ye geldi. Makine Muhendisi Mustafa Yıldınm ve Ziraat Yüksek Muhendisi Rasira Şentürk'ten oluşan ekip kaymakamdan bilgi aldı. Çevre Genel Mudürlüğu elemanlan yaklaşık bir aydır Ereğli Limanı açıklarında bekleyen Ürdun bandıralı Al Kara Meh adlı geminin yükunu araştıracaklarını ve çevre sağlığı yonunden bir tehlike oluşturup oluşturmadığım saptayacaklannı bildirdiler. Mustafa Yıldınm ve Rasim Şentürk gemiye giderek geminin yükünden ornekler aldılar. TAEK uzmanlarıyla birlikte gemiye çıkan uzmanların örnek almaları sırasında gazetecilerin gemiye çıkmasma izin veriimedi. Geminin, Ankara'dan gelen uzmanlann uyansıyla Ereğli Gumruk Başmemurluğu tarafından analiz sonuçları alınıncaya kadar "bağlandığı" oğrcnildi. Ürdun bandıralı geminin sahibi Norveç Jeusens Maritime şirketinin Türkiye temsilcisi TransMet'in yetkilisi Bülenl Çakar, yükun "nemli demir tozu" olduğunu söyledi. Geminin Federal Alman Agor Rhenus isimli firma tarafından kiralandığını belirten Çakar şöyle konuştu: "Alman firması ile Mehmet Büyüktemiz bu viikün taşınması için anlaşmışlar. Ancak yuk buraya geldiğinde Mehmet Büyüktemiz malı sahiplenmedi. Alman firma yük boşalmadığı için gecikmeden dolayı her gun gemiye 13 bin Alman Markı tazminat oduyor. Gemide yapılan ölçümlerden sonra radyasyon çıkmadı. Fakat demir tozunun Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıgı'nın 'insan sağlığı yönünden kontrol kapsamına giren maddeler listesinde' olduğunu söylediler. Geminin yükü olan demir tozu Kastaş Kâğıt Sanayii isimli bir İzmir firmasına satıldı. Demir tozunu satan Alman firma Mehmet Büyüktemiz hakkında da dava açtı." Bu arada geminin yüku kcnusunda çeşitli söylentiler yayılırken Erdemir yetkilileri yükün "tufal" adı \erilen demirtozu olduğunu belirttiler. Erdemir yetkilileri tufalı şöyle tarif etti: "Tufal demir madeninin eritilmesinden sonra haddelenirken (işlenirken) ortaya çıkan kabuk ve toz kanşımı artık maddelerdir. Yani bir nevi demirtozudur." Erdemir yetkilileri gemi yükunden örnek getirildiğini ve kendilerine satılmak istendiğini bildirdiler. Yetkililer "Tufalin ekonomik değeri yoktur. O yüzden biz geri çevirdik" dediler. Hollanda muhabirimiz Haluk Bakır'ın yaptığı araştırmaya göre Ürdün bandıralı Al Kara Meh isimli gemi, Rotterdam yakınlarındaki Haek Van Holland Limaru'ndan 27 Nisan 1988 tarihinde hareket etmiş. Geminin acentesi HS Chartering firması yetkilileri gemi yükü hakkında bilgi isteğini, "gizlidir" diye yanıtlamadılar. Çanakkale'de muhabirimiz Aynur Narler'in belirlemelerine gore de gemi, 7 Mayıs 1988 günü saat 07.00'de Çanakkale Boğazı'ndan geçiş yapmış. Liman kayıtlarına geminin Rotterdam Limanı'ndan gelip, Kdz. Ereğli Limanı'na gittiği, içinde 18 bin ton demir cevheri olduğu "beyan edilmiş." Gemi 7 bin 836 net ton ve 12 bin 974 grostonluk. Kaptanın ismi yazılrnamış, gemide kaptandan başka 27 gemici daha bulunuyor. Gemiciler Ürdunlü ve Filipinli. Gemi acentesi mistral olarak bildirilmiş. tthalatçı firmanın ismi Çanakkale kayıtlarında yazılı değil. Çanakkale ve lstanbul Büyükdere Gümrük Muhafaza'da yetkililer, Boğazlardan geçen gemilerin taşıdığı yukun araştırmasının yapılmadığını, buralarda kayıtlann "beyan" esasına göre tutulduğunu söylediler. Ancak gemiler gittikleri limanda boşaltma yaparlarsa yük araştınlıyor, manifestoda yazılı olanla bildirimde bulunulan yük arasında farklılık olursa, o zaman cezalı durum doğuyor. Gemi yükunu boşaltmak üzere anlaşan Ereğlili tahmil ve tahliye firması sahibi Remzi Karakuş' un yükün "Karabük Demir Çetik Fabrikalarının siparişi ve demir cevheri"'olduğu şeklindeki iddiasını da Karabük'te araştırdık. Karakuş, "Karabük Demir Çelik malı, nileliği siparişe uygun olmadıgı için kabul etmedi" demişti. Karabük muhabirimiz Selçuk Geiişli'nin görüştüğü Demir Çelik Fabrikası Dış Alım Müdür Yardımcısı Aodi Kasapşahin böyle bir siparişlerinin kesinlikle olmadığını söyledi. Karabük Yüksek Fırınlar Başmuhendisi Maden Muhendisi Mesul Eski'ye de, gemi yükünun "demirtozu" olduğunu bunun ne işe yarayabileceğini sorduk. Eski, ateşe dayanıklı tuğla yapımında kullarulabileceğini ancak Türkiye1 de hiçbir zaman bir gemi dolusu demir tozu kullanılacak tuğla yapımına gerek olmadığını söyledi. THY'den rötar rekoru İDRİS AKYÜZ THY dun rötar rekoru kırdı. Ba$bakan Özal'ın Van gezisi nedeniyle iki adet "Boeing 727" uçağının özel olarak bu seferlere tahsis edilmesi, THY'nin zaten yoğun olan dış hat yaz tarifesini altüst etti. Başta Londra ve Zürih olmak üzere, 6 dış hat seferinde toplarr 16 saatlik gecikme meydana geld bu arada ABD'ye Londra uzerinden gidecek olan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Göksan'ın uçağının rötara girmesi üzerine Atatürk Havalimanı'nda THY Genel MUdüru Yılmaz Oral ile konuşan Göksan, gecikmenin önlenmesini istedi. Başbakan Özal'ın Van gezisi için, ANAP Genel Merkezi ve Van Entegre Et Tesisleri tarafından THY'nin "4104" ve "3602" sefer sayılı iki adet Boeing uçağının kiralanması, diğer scferlerin saatler süren gecikmelerle yapılmasına neden oldu. Başbakan Özal'ın Van'daki dünkü programında hazır bulunmak amacıyla birçok ust düzey bürokrat, lstanbul'daki belediye başkanları, gazeteciler ve diğer Anavatan Partili gruplar, kendilerine tahsis edilen iki ayrı seferle Van'a gittiler. tki uçağın tarife dışı olarak ek sefere konması, zaten yüklü olan ve ucak sayısı bu yüku kaldırmaya yetmeyen THY yaz tarifesinin dıinkü uçuşlarını altüst etti. Bu nedenle dün yapıiması gereken 897 tstanbul Frankfurt seferi 1 saat, 979 İstanbul Londra 1 saat 45 dakika, 919 İstanbul Zurih 2.5 saat, .889 İstanbul Münih 1 saat, 883 İstanbul Viyana 1 saat, 925 tstanbul Paris 30 dakika gecikmeli olarak hareket ettiler. Söz konusu seferlerın tstanbul'a dönüş saatleri de aynı şekilde rötarlı olarak gerçekleşti. Bu arada THY ile Londra uzerinden ABD'ye gidecek olan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Göksan, Atatürk Havalimanı'nda uçağının gecıkmeli olarak hareket edeceğini öğrenince, Başbakan Özal ile birlikte Van'a gidecek olan THY Genel Müduru Yılmaz Oral'a "Londra'dan New York'a bağlantımız var. Eğer bu uçak gecikirse ne >apacagız" diyerek gecikmenin halledilmesini istedi. Öte yandan, dunya havayollarını sigorta eden şirketler tarafından 5 yıldan bu yana kaza yapmadığı için ödüllendirilen THY'nin dunkü gecikme nedenlerini sorduğumuz bazı yetkilileri, "teknik bazı aksaklıklar" olduğunu ileri sürerken bazıları da "Büyüklerimiz her şeyi daha iyi bilir" dediler. ÇflPlBt T 0 P U U N A M İstanbul'ua önceki gece bırakılan çöpler dün alınmadı. Birçok sokakta yiğıntar okışturan çöpler gün boyu bırakıldıkları yerterde kaldılar ve stcağın da etkisiyle çevreye kötu kokular yayıldı. Pasif direniş yayıhyor Çöpler sokakta kaldı tsSeadika Servisi Belediye isçilerinin pasif direnişi etkili olmaya başlarken, TUpraş'a ait Batman, Aliağa, tzmit ve Kınkkale rafınerilerinde çalışan yaklaşık 3 bin 300 işçinin 16 gündür sürdürdüğü pasif direnişin sona ermesi için yapılan görüşmelerde olumlu bir ilerleme sağlandığı ve bu konudaki kesin karann yann belli olacağı bildirildi. tstanbul, Ankara ve Adana belediyderinde çalışan 43 bin dolayında işçinin büyük çoğunluğu zorunlu üniteler dışında dün fazla çalışma yapmadılar. Büyük kentlerimizde belediye hizmetlerinin hafta sonlannda fazla çalışma yapılmasını zorunlu kılacak bir sisteme dayandığını belirten ilgililer, bu yüzden birçok hizmetüı aksadığıru belirttiler. Istanbul'da önceki gece bırakılan çöpler dün alınmadı. Birçok sokakta yığınlar oluşturan çöpler, gün boyu bırakıldıkları yerlerde kaldılar ve sıcağın da etkisiyle çevreye kötü kokular yaydılar. Belediyetş Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Pala, toplusözleşme görüşmelerinin TÜHtS yöneticilerinin "dayatmaa tutumu" yüzünden çıkmaza gırdiğıni belirtti. Pala, "Uyuşmariık sürerse, yasal prosedüre göre bu bekdiyeierde grey karan alacagız, o zaman çöpleri bcrhalde TÜHtS yöoeticiJeri toplar" dedi. İzmir büromuzun haberine göre Anakent Belediyesi'ne bağlı Sular tdaresi işcileri dün görevIerini siyah gömleklerle yaptılar. tşciler, pazartesi günü CumhurbaşKanı Kenan Evren'e telgraf çekeceklerini ve eylemlere geçeceklerini belirtirken Bdediyetş Sendikası yetkilileri önumüzdeki hafta içinde TÜHİS temsilcilerinin Izmir'e geleceklerini ve bazı gelişmeier olabileceğini söylediler. tzmit muhabirimiz Ahmet Kurt da Tüpraş'ta 3 bin 300 işçiyi ilgilendiren skala ayarlamasında olumlu gelişmeier olduğunu bildirdi. Tüpraş'ın Yarımca tesislerinde yapılan toplantıda, Devlet Bakanı K&zım Oksay'ın onayından geçen metin d e alındı. Görüşmeler sonunda hazırlanan skala ayarlaması, Aliağa, Batman ve Kınkkale temsilcileri tarafından olumlu karşılandı. Buna göre işçilerin çıplak ücretlerine ortalama 4050 bin lira artış sağlanıyor. önerilen skala ayarlamasından Tüpraş'ın Yarımca tesislerinde calışan işçilerin memnun olmadıgı gözlendi. Yanmca tesislerinde çalışan işçiler, "Ucretler çok düşük (utulmuş, bu ücrctlerin bizlere hiç faydası olmaz. Yanımızda bulunan diger devlet konıluşu olan Yarpet'e göre oJdukça düsük bolduk " dediler. Bu arada Kocaeli Şube Başkanı Mehmet Güray, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Biz en son şekli ile aldıgımız değerieri sahibine götirecejiz. Karan onlar verecek. Kesin karann yann belli olacagmı tahmin ediyonım. Ekonomik zorloklar içerisinde bu miktar ne kadar yüksek olursa olsun, her geçen gün artan pahalıhk karşısında, kısa sürede etkisini kaybedtcektir. Türkiye'de toplu pazariık ortamının oluşması, grev hakkımızın verilmesi, tek çaredir" dedi. Büyüktemiz nedir, ne yapıyor? Kütahya muhabirimiz Ali Kehribar. Büyüktemiz Imalat, tthalat, ihracat ve Dahili Ticaret Şirketinin Tavşanlı Belediyesi ile "Size trafo fabrikası kuracagız" diye anlaşıp daha sonra Federai AJmanya kaynakh "çöp" getirmeye kalkan şirket olarak tanındığım bildirdi. lsviçre*nin Faktum firması ile anlaşarak Tavşanlı'ya çöp getirmek üzereyken bu girişimleri sonuçsuz kalan Büyüktemiz, Kütahya'da lüks bir büro döşeyip çalışmaya başlamıştı. Şirket, Hava Üsteğmen Mehmet Büyuktemiz'in eşi Semra Büyuktemiz'in adına kayıthydı, ama şirketin işlerini Mehmet Büyüktemiz ve kardeşi tsmail Büyüktemiz yürütüvorlardı. Mehmet Büyüktemiz gazetemizde 28 Şubat 1988'de yayımlanan demecinde, "Bazı hainler yaygara yapariarsa, bunu (çop getirme demiyor, tesis kurma demek istiyor) biraz geciktirirler, ama engel olamazlar" demişti. Yayınlar etkili olmuş, Tavşanlı1 ya çöp gelmemişti. Ancak Tavşanlı Belediye Başkanı Fevzi Coşgun, "aldatıldıklannı" belirterek, verilen izinleri iptal ettiklerini açıklamıştı. Şirket hakkında savcıbk resmi evrakta sahtekârlık, askeri makamlar da üsteğmen hakkında soruşturma açmışlardı. OECD Sendikalar Danışma Komitesi Sekreteri: Yargüay Başkanı Ahmet Coşar yıhn hukukçusu ANKARA (Cumhuriyet Biiro«u) Türk Hukuk Kurumu, Yargıtay Başkaru Ahmet Coşar'ı bu yıhn hukukçusu seçti. Türk Hukuk kurumu'nda dün yıhn hukukçusu seçilen Yargıtay Başkanı Ahmet Coşar için bir toren duzenlendı. Torenden once konuşan THK Başkanı Muammer Aksoy, "Başka memleketlerde huknk devletini savunanlara odül vermezler. Ama biam memleketimizde hukuk devletini savunmak nadir bir şevdir. O nedenle hukuk devletini savunan kişilere, hukuk devleti için sesini çıkaranlara odul veriyoruz" dedi. Aksoy daha sonra da Yargıtay Başkanı Coşar'a bir plaket sundu. Öte yandan Türk Hukuk Kurumu'nda duzenlenen "Yargı Bağımsızlığı" başlıkh panelde konusan Turkiye Barolar Birliği Başkanı Teoman Evren, yargının başladığı günden bu yana yargı bağımsızhğının soz konusu olduğunu belirterek, "Türkiye'deki sorun hukuk bunalımıdır. Yargı bağımsızlığı da bu sorunun bir parçasıdır. Yargı bağımsızlığı ile hukuk bunalımı birbirinden ayrı düşüniilemez" dedi. Yargıtay uyesi Teoman Ozanoğlu da yargı bağımsızlığının hukuk devletinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu söyledi. Ozanoğlu, Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurulu"nun kuruluş biçimini de eleştirerek, bu kurulun üye sayısının amırılması önerisinde bulundu. Ihracatta vergi iadelerinin kaldırüması kararında yumuşama Ozal, reel ücrederi sürekli düşürüyor ILO'/ıun Cenevre'deki konferansına katılan OECD Sendikalar Danışma Komitesi Genel Sekreteri Evans, özal'ın ekonomik politikasımn çalışanları ezdiğini, zengin grupların vergilendirilmesinin ise hükümetin işine gelmediğini söyledi. ŞÜKRAN KETENCİ CENEVRE Ekonomik tşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) nezdindeki Sendikalar Danışma Komitesi (TUAC) Genel Sekreteri John Evans özal'ın uyguladığı ekonomik politikarun çaiışanları ezdiğini, sistemli bir biçimde işçilerin reel ucretlerinin düşürüldüğünü belirtti. Evans, yapılması gerekenin zengin grupların vergilendirilmesi olduğunu, ancak bunun siyasi nedenlerle hükümetin işine gelmediğini bildirdi. tngiltere, üluslararası Çalışma örgütü'nün CenevTe'deki 75. konferans çalışmalarında, ILO'da kara listeye girmekten, işveren grubunun gelenek dışı karşı çıkması ile kurtuldu. Uzmanlık komitesinde karar önce yazıldı sonra duzeltildi. Filistin konusu, kararları günlerdir tartışılıyor. Ancak tam bir bloklaşma doğduğu için hâlâ bir karar alınamıyor. Kadınlar, gruplannı aşarak ilgili bütun uzmanlık komiteleri tartışmalarında kadın sorunlarına ağırlık koydular. Ekonomik Işbirliği ve Kalkınma Örgutü (OECD) nezdindeki Sendikalar Danışma Komitesi (TUAC) Genel Sekreteri John Evans, Özal hükümetinin OECD, Üluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından yapılan tavsiyelere uygun bir ekonomik politika izlediğıni söyledi. Türk sendikacılığının 1980 askeri müdahalesinden bu yana son derece ağır baskılara ve kısıtlamalara hedef olduğunu açıkladı. Üluslararası Çalışma Örgütü ILO"nun Cenevre'deki çalışmalarına katılan TUAC Genel Sekreteri, Türkiye'de inceleme yapılarak hazırlanan Türkiye'ye ilişkin TUAC raporuna dayanarak görüşlerini şöyle açıkladı: "Tıirkİş ekonomik ve sosyal politika oluşturma çalışmalannln tamamen dışına itilraisür. Aynı zamanda yasa yoluyla sendikalann işlevleri ve özellikle pazariık güçleri azaltılmıştır. Hükümel, dış borç odemelerini yapabilraek ve kaynaklan kâriara aktarabilmek için 1980'den bu yana, sistemli bir biçimde, işçilerin reel ücretlerini düşürmektedir. İşsizlik yüzde lS'lerin, enflasyon ve faiz hadleri ise yüzde 50'lilerin çok üslündedir." Türk hükümetinin kısa vadeli hedefinin üluslararası planda kredisini yükseltmek, uzun vadede ise mikro ekonomik ve yapısal reformlarla sanayileşmeyi sağlamak olduğunu anlatan TUAC Genel Sekreteri gelişmeleri şöyle değerlendirdi: "Enflasyonun düşürülmesi ve kârlann yatırımlara dönuşturülmesi, şu aşamada Turk ekonomisinin en önde gelen sorunlan arasında gönilüyor. Hükümet bütçe açığı ve enflasyon sorununu çozemiyor. Yapılması gereken zengin gelir gruplannın vergilendirilmesi. Ne var ki bu, siyasi nedenlerle hükümetin işine gelmiyor ve yapılması gereken yapılmıyor. Dünya Bankası ne özelleşürme çalışmalannın ne serbesl bölgeler uygulamasının ne de yapişletdevlet projelerinin, sorunlann çözümünde ciddi bir etkisi olacagına inanmıyor. Bunun da ötesinde, aynen bizler gibi Dünya Bankası ücret artışlannın enflasyonun sebebi olduğunu, ya da enflasyonu teşvik eltiği yolundaki iddialara da katılmıyor. Reel ücrelleri duşurmenin doğru politika olamayacagını ileri sürüy or. Üluslararası Para Fonuna gelince, IMF hâlâ ekonominin yönetilmesi ile yakın ilgisini sürdurüvor." . TUAC Genel Sekreteri, OECD bunyesinde Türk hukümeti tarafından izlenen ekonomik ve sosyal politikayı, kendileri de aynı yapıda olduğu için benimseyen ve destekleyen ülke temsilcileri olduğuna işaret etti. Halen bu platformun güçlüklerle dolu olduğunu kaydetti. John Evans, sosyal politikanın ve çalışma yaşamına yönelik önlemlerin yetersizliğini öteden beri bilen ve eleştiren çevrelerin daha etkili olabilecekleri düşüncesini söyledi. ANKARA (Cnmhuriyet Barosn) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, ihracatçılardan gelen yakınmalan dikkdte alarak ihracatta vergi iadelerinin 31 Aralık 1988'de sıfırlanmasını öngören karan yumuşattı. Hazine ve Dış Ticaret Musteşar Yardımcısı Namık Kemal Kılıç, "İhracalçılara müktesep hak tanındı" dedi. Hazine ve Dış Ticaret Müstesarlığı'nın dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğine göre, vergi iadelerinin bu yıl sonundan itibaren sıfırlanmasını öngören ve kararın yürürlüğe girdiği tarih olan 15 Nisan 1988'den önce gelen "gayri kabili riicu akreditifler" veya devlet bağlanııh ihracatiar 15 Nisan 1989 tarihine kadar indjrimsiz vergi iadesinden yararianmaya devam edecek. Bu durumda 15 nisandan once yapılan bağlantılan için gelen kesin akreditifler karşılığı yapılacak ihracat, vergi iadelerinin kaldınlmasmı öngören karardan etkilenmeyecek. Tebliğe göre, 15 nisandan sonra gelen kesin akreditifler karşıüğı yapılacak Lh üıracatçılara rahat nefes m Üsteğmen firarda Soruşturmaiar surerken Tavşanlı Cumhuriyet Savcılığı, 27 Mayıs 1988'de Kütahya Garnizon Komutanlığı'na yazdığı bir yazıyla radar üssunde görevli Üsteğrnen Mehmet Büyuktemiz'in ifadesinin alınmasını istedi. Bu arada askeri soruşturma sonucunda da üsteğmen hakkında Eskişehir 4. Ana Jet Üssü Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu gelişmeier öğrenilirken, önceki gün Kütahya muhabirimizin görüştüğü ust düzey bir askeri yetkili, Üsteğmen Büyuktemiz'in 10 Mayıs 1988'den beri firarda olduğunu söyledi. racat ise, 31 Aralık 1988 tarihine kadar vergi iadesinden yararlanabilecek. İhracatın 1989 yıhna sarkması haltnde ise bu ihracaîa \ergi îadesı ödenmeyecek. Bu kapsamdaki ihracata ödenecek vergi iadesinde de akreditifin geldiği tarihteki vergi iadesi oranı esas alınacak. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Namık Kemal Kılıç, ihracatçılar lehine yapılan yeni düzenleme ile 15 nisandan önce gelen kesin akreditifler için "muktesep hak" tanındığım belirterek, vergi iadelerinin sıftrlanması yönünde alman kararda herhangi bir "geri adım" söz konusu olmadığını kaydetti. Bu arada, Irak'a yapıian kredili ihracatta Merkez Bankası'nın ödemeleri yüzde 78'den yüzde 58'e indirmesinin ihracatçılar Uzerindeki olumsuz etkisini gidermek için vergi iadesi ve diğer teşvik primi ödemeleri arıtınldı. Yeni düzenlemeyle, Irak'a yönelik fiili ihracatın gerçekieşmesiyle birlikte ihracatçı akreditif bedelinin yüzde 58'ini Türk Lirası olarak Merkez Bankası'ndan almaya hak kazanacak. Kandemir Bağdat'taki temaslarım tamamladı BAfiDAT (AA) Dışişleri BakanhğıMüsteşarı Büyükelçi Nüzbel Kaıdemir, Başbakan Turgut özal'ın özel temsilcisi olarak geldiği Bağdat'daki resmi temaslan nı dün tamamladı. Büyukelçi Kandemir bu sabah ilk olarak Cezayir'de sona eren Arap doruğundan yeni dönen Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ramazan tarafından kabul edildi. Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Sünmez Koksal ile Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Ülkeleri ile tlişkilerden Sorumlu Genel Müdüru Önder Özar'ın da bulunduğu kabulde Kandemir, Başbakan Özal'ın mesajını Taha Yasin Ramazan'a sundu. Büyükelçi Kandemir daha sonra, Irak Dışişleri Bakanlığının TUrk asılh musteşarı tşsam Zahavi ile onuruna verilen bir iş yemeğinde bir araya geldi. Daha sonra, Meridyen Oteli'nde Büyükelçi Kandemir ziyareti hakkında şu bilgiyi verdi: "Geçen nisan a\ında TürkiyeIrak Karma Ekonomik Komisyon toplantılannın hemen ardından Başbakanımız'ın Bağdat'ı ziyareti sırasında >apılan görüşmelerde birtakım ekonomik ve ticari kararlar alınmıştı. Kredili ihracatın bizim birtakım zorluklanmızı kredi tavanımızı aşan dunımlar bulundugu Irak tarafına iletilmişti. Gönismeler sonunda belirli hususlarda mutabık kalınarak bildiginiz önlemler alındı. Türki>e'nin Irak'a kredili ihracatı 2 nisan larihi ilibariyle yeni bir döneme girdi. Bu tarihten itibaren bu yıhn sonuna kadar Irak'ın yeni akreditif açmaması, bu siire içinde 2 nisandan önce açılmış akreditiflere devam edilmesi karaıiaştınldı. Ama bu önlemler bizim Irak'lr ticaretimizi durdurma, azaltma ar zumuzun bir ifadesi değil. Bunun bu şekilde yanlış anlaşıimaiara meydan vermemesi ve bunun Irak tarafından bilinmesini istedik. İşte benim özel temsilci olarak sayın Ramazan'a sunduğum, sayın Başbakanımızın mesajının özii bu." Şirket kapalı Buyuktemiz şirketinin Kütahya1 daki merkezi bir süredir kapalı. Şirketin borçları nedeniyle masa, sandalye gibi mefruşatına, 222 22 ve 126 46 nolu telefonlanna icra yoluyla haciz konuldu. Semra ve lsmail Büyuktemiz'in de nerede olduklarını Kütahya'da bilen yok. Ereğli'de durum Ereğlililer, radyasyon söylentisinden huzursuz olurken, şüphesiz bu gelişmelerin ayrıntılarını bilmiyorlardı. Ereğlililer şimdi radyasyon söylentilerinden sonra çöp konusuyla da karşılaştılar. "Ereğli'deki kuşkulu gemi"den elde edilebilen bilgiler bu kadar. Bundan sonrasını yetkililerin açıklamalarıyla hep birlikte öğreneceğiz. • TİYATRO • GÖSTERİ • SİNEMA Yön: ERDEN KIRAL PERA 146 97 3 8 1 3 2 64 26 * # l'MİH CANNFS CFJVÇIJK ÖOÜ1.Ü l'JHti I. ANKARA FİIM İENUĞİnde î ÖDÜI. IDARE MAHKEMESI KARARIYLA MİNE FİLM HERSEYE RAGMEN HAKAN BALAMİRDERYAARBAŞ YILMAZZAFER ROSA LUXEMBURG 1986 CANNES EN İYİ KADIN OYUNCU ÖDÜLÜ MARGARETHE VON TROHA Yön: Orhan OĞUZ Talat BULUTŞerif SEZER Beyofllu EMEK 144 84 39 Beyoğlu LALE 149 25 24 Osmanbey GAZİ147 96 65 Kadıköy KAOIKflY .. 337 74 00 Suıdiye ATLANTİK ... 355 43 70 I PTTOBESK ASMALJMESCİT 12 0 0 14 15 16 3C :8 45 • 21 00 1 1 0 0 1 3 0 0 1 5 0 0 1 7 00 1 9 0 0 2 1 1 5 DÜNYA SİNEMASI'NDA 12 14 149 93 61 16 Yâlnız 19.00 seansında 1821» Kadıköy REKS 336 01 12 Ozen Filmın Sınemaseverlere Müjdesi Pek Yakında Dünya prömıyeri istanbul'da A WORLD APART SEZONUN BEKLENEN FILMI Oktıy Anym'nn İMÛ mm\ CABARETDEYAZ Cıxna<:umartes.ı Cirup Dınience ve ; | ÇİGAN GECELERİ OÇIÇERNİACAROAŞOAMDAKİ KEMANO ZİCOYICR VAYZEN CANNES 1988 CANNES 1988 JUSI BUVUK EN IYI KADIN ÖDUIU OYUNOJ ODÜLU Kadıhtty SURETT* 336 06 82 Şişli SİTE 147 69 47 Beyoğlu SİNEPOP 143 70 71 Çemberlrta» SAFAK 522 25 13 AYRI BİR DÜNYA ZENGİN /^UTFAGI ŞENER ŞEN Suadiye SUADİYE 356 67 49 * BAIIIŞTAT KAMâM İLE 11 0 0 1 3 0 C 15 1 5 1 7 3 0 2130 VASIF Ö N G Ö R E N ' İ N 0 ck: 1500Mes l2C»Meyva 10OC Asrralı Mesoc No 13 TÜNELBEYOCU! Ta 15! 80 88 Her Aksam Gıtanst ÖZKAN Yön CHRIS MESGES BARBARA HERSHEY JODHI MAY JERDEN KRABBE LINDA MVUSI DOLBYSTEREO HAFA "Arabuluculuk sözkonusu değil" Irak Dışişleri Musteşarı tşsam Zahavi ile yediği iş yemeğinde de bölgesel ve üluslararası sorunlar hakkında yoğun görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Kandemir, "Ancak arabuluculuk fa»lijeti gibi bir şe> kesinlikle sözkonusu değildir" dedi. B. BERTOLUCCI ROKRT DE NIRO GFRARD D£PAROIEU OOMINIOUE SANDA TÜRKAN ŞORAY HAKAN BALAÜR4UÜT KOPEB Yönetmen İHFAN TÖZÜM UUŞHK ISNTERALTAfl KARHıCA$!>EKDSI< KOŞARTULUG ÇI26EN Tiyatro Sınema Gösten Duyurulannız İçin 1469738 Ş4ŞİI KENT (147 77 62) Ç .t*f İPEK (522 25 13) Kadtköy OCAK (338 37 71) Harbiye AS 147 63 15 15°° 18"° 21°°
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle