23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Katalonynh lider Taradellas öldii BARSELONA (A A) 193639 İspanya iç savaşının önemli cumhuriyetçi liderlerinden biri olan ve General Franko dönemini de sürgündeki özerk Katalonya bölgesi hükumetinin başı olarak geçiren Josep Tarradellas dün Barselona'da öldü. Tarradellas 89 yaşmdaydı. Tarradellas, diktatör Franko'nun ölümünden ve yeni anayasa uyannca Katalonya 'ya özerk bölge statüsu verilmesinden sonra tspanya'ya dönmüştü. Kral Juan Carlos, Tarradellas 'ı Katalonya özerk hükumetinin başına atamıştı. 1939 yılında İspanya 'yı terk eden Josep Tarradellas, Katalonya'ya özerklik verilinceye dek ispanya'ya dönmeyeceğine yemin etmişti. Sürgündeki ilk yıllanm Nazi işgali altındaki Fransa 'da geçiren Tarradellas, Gestapo ve Fransız polisi tarafmdan 14 kez tutuklanmıştı. FRANSA Seçim maratonu yarın bitiyor SABETAY VAROL PARİS Başkanlık seçiminin 24 nisanda yapılan ilk turuyla başlayan "seçimli ilkbahar", milletvekili seçimlerinin yarın gerçekleşecek ikinci turuyla nihayet sona erecek. "Birleşik Fransa" ve "açılma" sloganlarıyla yürüttüğü başkanlık seçim kampanyası sonunda yüzde 54'lük bir sonuçla yeniden cumhurbaşkaru olan sosyalist François Mitterrand'ın bu başarısı, ilk turu 5 haziranda yapılan erken milletvekili seçimlerinde de Fransız Sosyalist Partisi'nin ezici bir sonuç elde edeceği tahminlerinin öne sürülmesine yol açmıştı. Ancak başkanlık seçiminde ağır yenilgiye uğrayan "medeni" Fransız sağının, milletvekili seçiminin birinci turundan, sanıldığından çok daha fazla direnç göstererek çıkması, başkanlık seçiminin ikinci turunun tarihi olan 8 mayıstan itibaren "seçim heyecanTnın sona erdiğıni düşünenlerin yanılgı içinde olduklannı kanıtladı. Parlamento seçimlerinin birinci tunında, Sosyalist Parti'nm yüzde 40'ın üzerine çıkacağı öngörülürken, bu parti yüzde 37.5'te kaldı. Buna karşılık, iki büyük sağ kuruluşun adaylarını birleştiren URC listeleri yüzde 40.5 gibi "onurlu" bir rakam elde ettiler. Bu seçimin diğer sürprizi ise, başkanlık seçiminde, aşırı sağ Ulusal Cephe'nin, Fransız Komünist Partisi'nin iki mislinden fazla oy almasına karşılık, geçen pazar Jean Marie Le Pen yandaşı milletvekili adaylannın yüzde 9.7'de kalması, FKP'nin ise yüzde 11.3'e çıkması oldu. 5 haziranda kartlar yeniden yapılmış, düştüğü sanılan seçim tansiyonu bir kez daha yükselmeye başlamıştı. Şimdi herkes değilse bile, Fransızların politikayla ilgilenen kesimi, gözü kulağı TV ekranlarında, gelecek pazar günü sandıktan çıkacak sonucu bekliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, kimse 198688 arası Fransa'da sağ koalisyon hükümeti kuran kuruluşların yeniden iktidara geleceğine ihtimal vermiyor. Başkanlık seçiminin şanssız adayı Raymond Barre bile "Cumhurbaşkanı Mitlerrand yüzde 54 oy alarak seçimi kazandı, yani adı etraiında yüzde 54lük bir killeyi birleştirdi. Milletvekili seçimleri ise, seçimi kim kazamrsa kazansın rakamların alt alta toplanmasından öteye gitmeyecektir." şeklinde konuştu. Sağın iki başkan adayı Jacques Chirac ve Raymond Barre'in yenilgileri, eski Cumhurbakanı Valery Giscard D'eslaing'in yeniden ön plana çıkmasını sağladı. Giscard, sağ koalisyonda yer alan bir grup merkezci politikacının, François Mitterrand ile işbirliğine yanaştığı başkanlık seçimi ertesinde, geminin komuta merksezine yerleşerek, "yapıcı muhalefeften söz etmeye başladı. İki sağ kuruluşun ortak aday çıkarma girişiminin fikir babalığı da 197481 arası dönemin cumhurbaşkanına aitti. URC girişimi nisbeeen başarılı olunca Giscard'ın itibarı daha da arttı. Yılların politikacısı, çeşitli za1 manlarda kendisine ihanet eden Chirac ve Barre den öcünü alıyor adeta. Siyasi ihtiraslanndan vazgeçmediği gayet iyi bilinen 62 yaşındaki Giscard D'estaing, kendisi ile aynı siyasal eğilime sahip olduğu bilinen Marsilya yöresinin klasik sağ lideri Jean Claude Gaudin'in, aşın sağla seçim ittifakına yönelmesine ses çıkarmıyor. Sağ aile içinde Marsilya'daki "URCLe Pen" ittifakına Raymond Barre, "rahatsu oldum" şeklinde tepki gösterirken en şiddetli tepki eskı Avrupa Parlamentosu Başkanı Bayan Simonne Veü'den geldi. Yahudi kökenli olduğu için savaş yıllarını temerküz kamplarında geçiren Bayan Veil, "Le Pen'e oy vermektense oyumu sosyalist adaya veririm" şeklinde konuştu. DU1VKADA BUGUN ALISIRMEN Rochester'in Türkleri ROCHESTER/NEVV YORK Cevat Fehmi Başkut, Cumhuriyet'e yıllarını vermiş, önemli, sevilen bir gazeteci olduğu kadar ellili altmışh yılların tanınmış bir tiyatro yazarıydı. Onun oyunlannın yazınsal içeriğini ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli dönemeç dönemlerinden birine bakışındaki sınıfsal yaklaşımın niteliğini burada ele alacak değiliz. Ancak bir gerçeği hiç unutmamakta yarar var. Cevat Fehmi, hepsi uzun süre afişte kalmış ve sahnelenme rekoru kırmış oyunlariyla tiyatro tarihimizde kendine özgü yeri olan bir kişi. Onun son oyunlanndan biri ve belki de sonuncusu olan "Harput'ta Bir Amerikalı"sı da "Paydos" kadar olmasa bile, ilgi toplamış, uzun süre sahnelenmiş yapıtlarından biriydi. Cevat Fehmi bu yapıtında, Harput'tan Amerika'ya göçmuş bir Anadolulu'nun öyküsünü anlatır ve doğrusu göçmene hiç de fazla hosgörü ile yaklaşmaz; onu neredeyse, anavatanını bırakıp gitmiş, artık dışımızda bir kişi olarak görür, biraz da küçümser. Bu değerli gazeteci yazarımızın yaklaşımı o yıllarda hiçbirimize fazla ters görünmezdi. Unutmayalım, o sıralarda daha Almanya'ya yoğun işçi gc;ü başlamamıştı ve devlet döviz hatırına boylesine bir girişimi yüreklendirmiyordu. Bizler bir yandan Hollywr> od filmlerinden Amerikan hayranlığı edinirken, bir yandan da dünyaya sırtını çevirmiş, içine kapanık, ama bugünkünden çok daha mağrur bir toplumun çocuklarıydık. Şimdilerde bir açıdan abartılı da olsa bir bakıma çok da haklı olan gururumuz bir ölçude örselenırken, bir ölçüde de daha fazla açıldığımız dünyaya bazı açılardan belki de daha sağlıklı yaklaşıyoruz ve ekmegini yad ellerde taştan çıkarmaya giden insanlarımıza daha hoşgörüyle yaklaşıyoruz; hele hele onların göçtukleri diyarlarda kendi benliklerlni koruyarak bir yeriere varma çabalarını görünce hoşgörü derin bir saygıya dönüşüyor. New York eyaletinin Erie Gölü kıyısındaki 600.000'lik Rochester'in 1500 kişisini oluşturan Türkiye'den göçenler işte bu tür saygıyı uyandıran bir toplum oluşturmuşlar. Bir zamanların tekstil odaklarından biri olan Rochester, bu sanayi izinli bir biçimde Hong Kong'a, Taiwan'a, Kore'ye kayıverince, sırtını büyük Kodak firmasına dayamış. Öyle ki kentin 60.000 kişisine iş veren bu kuruluş sayesinde ayakta duruyor herkes. Kısacası Rochester artık bir anlamda KodakTown olmuş. Ama Rochester'in Türkleri, bu kente eski geleneksel yoldan RickeyFreeman tekstil fabrikası aracılığıyla girivermişler. Gelen bir başkasını getirtmiş, böylece 19€7'den bu yana 20 yıl içinde bir Türk kolonisi oluşmuş. Rochester Türkleri'nin en büyük özellikleri, bulundukları toplumla kaynaşıp uyum sağlarken, hemen hemen her birinin iş yaşamlarında iierlemeleri, zaman içinde kendi işlerini kurmalarının yanı sıra, kişiliklerini, benliklerini, Türkiye ile bağlarını da koparmamaları. Rochester'de ne işsiz bir Türk var, ne de asgari ucretle çalışan biri. Buradaki Türklerin hemen hepsi, orta sınıfa geçmeyi başarmış, ev bark sahibi olmuş kişiler. Araiarında çok başarılı olanlar da var. Örneğin müteahhit Nuri Sabuncu, Rochester'deki milyon dolarlık, büyük yol inşaatlarını almayı başarmış, bölgenin tanınmış işadamlarından biri olmuş. Son derecede alçakgönüllü, şakacı, Türk Derneği ile sürekli ilgilenen biri. Bu arada Nuri Sabuncu, özürlüler olimpiyatına Türkiye'den gençler de getirtiyor. Rochester Türkleri, 1969 yılında "Turkish Society Of Rochester"i kurmuşlar. Burası Türkiye gibi olmadığından, demek kurmanın önünde aşılmaz engeller yok. Dernek ilk kez bir parkta kurulmuş, Rochester'de bulunan Türk doktorlar da önayak olmuşlar çalışmalara. Rochester Türk Derneği 1979 yılında kentin en seçkin bölgelerinden birinde, eskiden okul olan sonra kullanılmayan yaklaşık bir dönüm içine oturtulmuş bir binayı 76.000 dolara satın almış. Üyelerin katılımıyla bina onarılmış, 40.00050.000 dolar da masraf etmişler. Şimdi ellerinde birinci katında mutfak, kafeterya, bilardo ve oyun salonu, ikinci katında 250300 kişilik toplantı saionu, sınıf, ofis ve tuvaletlerin bulunduğu 200.000 dolar ederinde bir bina var. Bu binada ABD'de doğan veya küçuk yaşta buraya gelen Türk çocuklarına tarih, coğrafya ve Türkçe dersleri veriliyor normal okullardaki eğıtımin yanı sıra. Ulusal bayramlarla birlikte dlnsel bayramlar da kutlanıyor. 19 Mayıs ve 30 Ağustos'ta, Erie Gölu kıyısında piknikler düzenleniyor. Rochester'e gittiğimlzde, dernek binasının toplantı salonunda bir ay kadar önce 23Nisan kutlamasından kalan bayraklar, yazılar ve resimler duruyordu. Şeker Bayramı'nın ilk günü ise 1980 yılının 12 temmuzunda ramazan dolayısıyla buraya gelen ve topluluğun isteği üzerine gerekli izinleri alıp yerleşen imam Mehmet Aktaş'ın önderliğinde bayram namazı kılınıyordu dernek binasının yanındaki mescitte. Mehmet Aktaş aydın bir din adamı. Tam bayramlaşma sırasında Mustafa Tezcan'ın gür sesiyle Galatasaray'ın şampiyonluğunu "Cim bom bom. En büyük cim bom" diye bağırarak kutlamasını gülerek anlatıyor. Rochester Türk Derneği'nin ilk başkanı Mühendis Şahap Emiray olmuş. 20. yıldaki Yönetim Kurulu ise şöyle: Hacı Mehmet Bulbül (başkanterzi), Selahattin Dilek (I.bşk. vekili, mobilyacı), Tuncer Mumcuoğlu(2bşk. vekiligıdamaddeleri marketisahibi), ömer Lütfü Terzioğlu (veznedarterzi), Idris Kadırcan (muhasebeci mimar), Ethem Baykal (sekreteruçak mühendisi), Ülkü Beyret (haberleşme sekreteri, ekonomi öğrencisi). Gediz ve Lice depremleriyle Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türkiye'ye para göndermiş olan kuruluşun başka girişimlerini bakın nasıl anlatıyor yöneticiler: "Ayrıca Rochester Türk Cemiyeti'nin bölge amatör liginde oynayan bir futbol takımı bulunup, tüm elemanları Türk oyunculardan oluşmaktadır. Futbol takımımızın ismı Moonstar (Ayyıidız) olup, şimdiye dek Amerika'daki Türk takımları arasında düzenlenen 30 Ağustos Kupası'nın ikisini kazanmıştır. Bunların yanı sıra, derneğimizin Amerikan Kongresi'ndeki Türkiye ile ilgili yasa tasarılarını dikkatle izleyerek, bölgemizde bulunan Amerikan milletvekillerini etkileyip, kararların Türkiye lehine çıkmasına gayret eder. Bölgemizin üç Amerikalı milletvekili sürekli Türkiye lehine oy kullanıriar." Denizler ardında binlerce kilometre ötede, hem yasamını sürdürüp yeni geldikleri ülkeye uyum sağlamaya çalışan, hem de ulusal benliklerini unutmamak için çaba harcayıp Türkiye için lobi yapan bu insanlara acaba nasıl yaklaşıyoruz? İki küçük örnek, bu konu hakkında fikir vermeye yeter. Dernek Başkan Sirinci Vekili Selahattin Dilek bir yıl önce çifte vatandaşlık yasasından yararlanmak için yetkililere başvuruyor. Bir süre bekledikten sonra konsolosluk kanalıyla aldığı yanıt, Türkiye'de kardeşinin bir siyasal olaya karışmış olması yüzunden kendisine izin verilmediği oluyor. İnsanın bu olay karşısında gülmesi mi ağlaması mı gerek? Selahattin Dilek istediği anda Amerikan vatandaşı olabilir. Yasamını burada kazanıyor ve sürdürüyor. Bunu engellemeye de bizdeki bütün yetkililer ile tüm gizli örgüt ve polisin gücü de yetmez. Ama Selahattin Dilek yalnızca, Türk vatandaşlığını yitirmemek için uğraşıyor. Devlet bir yandan ABD'de bir Türk lobisi olsun isterken, bir yandan da yetkililer akıl almaz saçmalıklar ve çağdışı davranışlarla bu gelişmeyi engelliyorlar. Rochester Türkleri'ne anavatanın davranışlarından biri bu. Bir de Mustafa Tezcan'ın olayı var. Mustafa Tezcan 1986'nın şubatmart ayında çocuklarını getirtmek için göç bürosundan evrakları alıyor, gerekii işlemi yapıyor ve bunları iadeli taahhütlü olarak Türkiye'ye gönderiyor. Bir süre sonra New York Posta idaresi'nden mektubun istanbul'a teslim edildiğine dair bir alındı geliyor kendisine. Ondan sonra aylarca beklenen mektup bir türlü yerine varmıyor. 1988 yılınınmayıs ayında Mustafa Tezcan bize bunları anlatırken, İstanbul PTT Müdürü'ne yaptığı başvuru ve Fatih Postanesi'nden "bize evrakınız gelmedi" diye aldığı yanıta gülüyor. "Yüzlerce dolar masrafa girdim, hem paramdan oldum, hem zamanımdan. En sonunda hiçbir sorumluluğu olmayan Amerikan Postanesi bana 27.5 dolarımı geri ödedi" diyor. Postadan yakınmalar birbirini izliyor, bizimle bir arada olanlann hepsinin bir posta şikâyeti var. Rochester'in bir ilginç yanı da burada Türkler ile Ermeniler'in dostça bir arada yaşamaları. "Ermeni dostlarımız bizleri ziyaret ederler, biz de onları gideriz, karşılıklı görüşürüz. Hatta haftada üç gün yaptığımız radyo yayınlarına da düğün, doğum günü ilaniarını verirler. Burada tatsız olayları tartışmak istemiyoruz" diyorlar. İşte yerel radyodan haftada üç gün yayın da yapan ve şu gönlerde cami yaptırma hazıriığı içinde olan Rochester Türklerini böyle gördüm. Mitterand 2. turda da şansk Guney Kore'nin başkentı Seul'ün cadde ve sokakJarından hiç eksılmeyen iki şey var: Gözyaşartıcı PARİS (AA) Yaklaşık yüz bomba kokusu ve sloganlar. Radıkal yd önce Fransa 'nın iki karşıt öğrenci liderlennın öncülüğünde uç kampa ayrılmasına yol açan gün önce başlayan yeni göstenlerde olayın kahramanı yüzbaşı de ülkenin Kuzey Kore ile bırteşmesı Alfred Dreyfus'un heykelinin çağrısı yapılıyor. Sınır bölgesine açılışı yapıldı. 1986 yılında ulaşarak burada Kuzey Koreli yapırnı tamamlanan 3.5 metre öğrencilerie buluşmak isteyen yüksekliğındeki lıeykel, öğrenci gruplan, üç gündür gece Dreyfus'u, hazırol gündüz, durmadan polisle durumunda, kırık suvari çatışıyorjar. Kore Üniversıtesi ve kılıayla selam verirken Yonseı Üniversitesı'nden 15.000 gösteriyor. SenNehri kadar öğrencinin dün yapmak kıyısındaki Tuilerîes istedikleri yürüyüş, gözyaşartıcı bahçelerine dikilen heykelin bomba ve plastik mermiler kullanan dünkü açılıs töreninde polis tarafmdan şiddetle dağıtıldı. konuşan Fransa Küttür Gösteriler sırasında 40 öğrencinin bakanı Jack Lang, Yahudi yaralandığı, bir öğrencinin .üzbasının vatan hainliği dururnunun da ağır olduğu suçundan yanlışlıkla bildiriliyor. Polis ve askeri birlikler, cezalandırılmasına yol açan ayrıca sınır bölgesine yolcu taşıyan tutumun hâlâ yaşadığını söyledi. tren ve otobüslerde de yoğun güvenlik önlemlen alarak öğrencilenn gizlıce sızmalarını önlemeye çalışıyor. Fotoöraf: (Reuter) Dreyfııs'un heykeli Kızgın öğrenciler SSCB Pravda: Kambağ'da durum hâlâ geıgin MOSKOVA (AA) SSCB Komünist Partisi yaym organı Pravda, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde durumun hâlâ gergin olduğunu ve bölgede üç haftadan beri grev yapıldığını yazdı. Gazetenin Karabağ muhabiri, Ermenilerin çoğunhıkta olduğu bölgede gerginliğin azalmadığını belirterek, başkent Stepanakerl'te sanayi işletmeleri, işyerleri ve kamu ulaşım faaliyetlerinin durduğunu bildirdi. Pravda Gazetesi, başkent dışında Martuni, Mardakerte ve Askerane kentlerinde, yiyecek satan hemen hemen tüm dukkânlann kapandığmı ve halka yiyecek satışının çok kısıtlandığını da habcr verdi. Gazetede ayrıca yerel parti yoneticilerinin bu durum karşısında etkisiz kaldığı da kaydjdildi. Öte yandan, Ermenistan parlamentosunun 15 haziranda başlayacak toplantısmda Karabağ sorununu inceleyeceği bildirildi. Erivan'daki bir Ermeni kaynağı, Ermenistan televizyonundan önceki gün yapılan açıklamada, Azerbaycan1 da, Ermenilerin çoğunlukta olduğu Karabağ bölgesinin, Ermenistan'a bağlanması konusunu parlamentonun ele alacağını bildirdiğini söyledi. Ermeni milliyetçilerden Movses Gordisyan, araiarında öğrenciler ve eski askerlerin de bulunduğu yaklaşık on kişinin Erivan'da 4 hazirandan bu yana Karabağ sorununun Ermenistan parlamentosunda görüşülmesi isteğiyle açlık grevi yaptıklarını bildirdi. Gordisyan, televizyondan yapılan açıklamadan sonra grevcilerin eylemlerine son verip vermediklerini bilmediğini söyledi. Humeyni kanser mi? *•« NEW YORK (AA) İran'ın dini lideri Ayetullah Humeyni'nin karaciğer kanseri olduğu ve en çok 23 aylık ömrü kaldığı une Ârafat, Arap desteğinden memnun rinde bağımsız bir Filistin devleti kunılmasına her şekilde yardımcı olmaya karar verdiklerini" ifade ettiler. ABD'nin Israil yanlısı tutumunun da kınandığı sonuç bildirisinde "VVashington, Arap ulusuna ve Filistinlilerin ulusal haklanna karşı takındığı tavn değiştirmeye" çağrıldı. Bu politikanın ABD'nin bir süper güç olmasıyla bağdaşmadığı da belirtildi. Israil Başbakanı tzak Şarair, Ortadoğu sorununun çözümü için uluslararası bir konferans düzenlenmesine karşı olduğunu tekrarladı ve Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişki kurmak için böyle bir bedel ödemeyeceklerini söyledi. Şamir önceki gün New York'ta Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze ile yaptığı görüşmeden sonra bir toplantıda yaptığı konuşmada, iki egemen ülke arasında diplomatik ilişki kurulması için, siyasi tavizler istenemeyeceğini söyledi. Sovyetler Birliği Israil'le diplomatik ilişki kurmak için lsrail'in uluslararası konferans önerisini kabul etmesini şart koşuyor. AP'nin yorumunda Cezayir'deki Arap Birliği Zirvesi'nden durumunu güçlendirerek çıkan Yaser Arafat'ın, FKÖ bünyesindeki karşıt fraksiyonlar karşısında önemli bir üstünlük elde ettiği belirtildi. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın zirve sırasında Arafat'la iki saate yakın bir sure göruşmesine dikkat çekilen yorumda, Arafat'ın yakın bir gelecekte, Suriye ile varılan kapsamlı uzlaşma sayesinde bu ülkenin desteğindeki Ebu Musa grubunu etkisiz hale getirebileceğine işaret ediliyor. Bilindiği gibi Beyrutun güneyindeki Şatilla ve Burj el Barajneh multeci kamplarında ElFetih ve Ebu Musa grupları arasında çarpışmalar meydana geliyor. Öte yandan, Israil işgali altındaki topraklarda gösteriler sürerken, dün iki Filistinli daha oldürıildü. 7. ayına giren Filistin ayaklanmasında ölen Filistinlilerin sayısı 204'e yükseldi. Dış Haberler Stnisi FKÖ lideri Vaser Arafat, Cezayir'de önceki gün sona eren Arap Birligi Zirvesi'nin sonuçlarını, "Filistin halkı için bir zafer" olarak değerlendirdi. Arap Birliği Zirvesi'nin ortak bildirisi önceki gün yayımlandı. Ortak bildiride FKÖ nün Fılistin halkının yesürüldü. gane yasal temsilcisi olduğu bir kez daha vurAmerikan CBS gulandı ve FKÖ'nün dahil edflmediği bütün batelevizyonunun kimliklerini rış girişimlerinin Araplar tarafmdan reddedilaçıklamadığı kaynaklara mesi gerektigi belirtildi. Arap Birliği Zirvesi, dayanarak verdiği habere "Birleşmis Milletler gözetiminde ve İsnul'in işgöre, Humeyni'de zaten var gal ettigi büttin Filistin ve Arap topraklarınolan prostat kanseri yayılarak dan çekilmesini ongören BM kararlan temekaraciğerine sıçradı. Haberde, linde bir uluslararası konferans toplanması" Humeyni'nin beklenenden çağrısmda bulundu. Bu konferansta BM Guönce iktidardan ayrılmak venlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve FKÖ dazorunda kalacağı yolunda hil bütun tarafların eşit konumda ve eşit hakönceden çıkan yorumlarm larla yer alması gerektigi kaydedildi. doğrulandığı, Amerikan Bildiriyi imzalayan Arap liderleri, "Filistin istihbarat yetkililerinin de halkının FKÖ'nün liderligi altında başlattığı hükümetteki değişikliğin ayaklanmanın yültselmesine ve topraklar üze başladığına inandıkları kaydedildi. tngütere İran anlaşması \ONDRA (AA) Ingiltere ile îran, birbirlerinin diplomatik temsilciliklerinde meydana gelen hasarlan gidermek için ilke anlaşmasma vardılar. tngütere Dışişleri Bakanlığı'mn açıklamasına göre, Ingiltere'nîn geçen yıl mayısta lranlılara bu konuda sunmuş olduğu bir Oneriyle ilgili yapılan görüşmelerde "geniş bir temelde" ilke anlaşmasma varıldı. Bu anlaşma uyannca, Londra, tran'a 3.4 milyon dolar, îran'sa Ingiltere'ye 1.6 milyon dolar ödeyecek. 1980 yılında Londra'daki büyükelçiliği, Humeyni muhaliflerinin ellerindeki rehineleri kurtarmak için düzenlenen polis operasyonu sonucu harap olmuştu. Tahran'daki Ingiliz diplomatik temsilcilikleri de 197980 arasında hasar görmüştü. DlSBASIN Newsweek TEŞEKKÜR Allah'ın lutfu ile kurtulduğumuz ve beni tam bir inanç ve imanla tekrar hayata bağlayan kaza dolayısıyla sevgi ve yakınlık gösteren, Başta T.B.M Meclisi Başkanı Sayın Yıldırım AKBULUT Reagan ve Gorbaçov Moskova'da daha da yakınlaştlar Zirve karnesi Dış HaberİPr Servisi Başkan Reagan'la Sovyet lideri Mihail Gorbaçov arasında Moskova'da gerçekleştirilen zirvede, INF (orta menzilli füzeler) Antlaşraası'nın onay belgelerinin değiş tokuşu dışında somut bir karar alınamadı. Newsweek Dergisi, zirvede çeşitli konularda tarafların konumlarını şoyle belirtiyor: • Silahlann kontrolü: tki ülke arasında nükleer füze denemelerinin önceden haber verilmesine ilişkin fazla önemi olmayan bir anlaşma imzalandı. Bunun dışnıda iki lider herhangi bir konuda somut bir anlaşmaya varamadı. Sadece seyyal (hareketli) füzeleri gözetiemek için kurulacak sistemin ana çizgileri saptandı. Ancak bu konuda ayrıntıların saptanabilmesi için aylar süren çetin pazarlıklara gereksinme var. Havadan atılan Cruise füzeleri uzerindeki pa/arlık ise denetim konusunda çıkmaza saplandı. Sovyetler, ABD bombardıman uçaklarını "yerinde denetlemek" istediler. Sovyetier'in "Stealth" bombardıman uçağının teknolojisini öğrenmesinden çekinen ABD bu koşulu reddetti. Yıldız Savaşları (SDI), Moskova zirvesinde de silahsızlanma konusunda en büyük engel olmaya devam etti. Reagan, SDI projesinin saldırı değil, savunma amaçlı olduğu Nikaragua 'da barış ıızak MANAGUA (AA) Nikaragua'daki iç savaşa son verilmesi amacıyla bir araya gelen Sandinista hükümeti ile Contra gerillaları arasmdaki barış görüşmelehnin son turu, tarafların, birbirlerinin önerilerini reddetmeleri üzerine başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak Contralar, daha önce yaptıkları ıçıklamalartn aksine, yeniden silahlı mucadeleye başlamayacaklarını ve soruna görüşmeler yoluyla barışçı bir çözüm getirilmesini istediklerini açıkladılar. Görüşmelerde Contra heyetine başkanlık eden Alfredo Cesar, dün düzenlediği basm toplantısmda, daimi bir ateşkese gitmek konusunda uzlaşma sağlanamadığınt bildirdi. Hukümeı heyetinin başkanı ve Savunma Bakanı General Humberto Ortega da, düzenlediği basm toplantısmda, görüşmelerde uzlaşma sağlanamamasmı, Contraların Enriçue Bermudez'in liderliğindeki fraksiyonunun tutumuna bağladı. yolundaki görüşünü yineledi. Gorbaçov ise bu görüşü "ciddi bulmadığım" soyleyerek, konuyu değiştirdi. İkili sorunlar: ABD ile ticaretin artmasını arzulayan Gorbaçov, Reagan'ın 1974 tarihli JacksonVanik yasasını ihlal etmesini istedi. JacksonVanik yasası, goçü sınırlayan komünist ülkelere "en fazla müsadeye mazhar" ülke statüsu uygulanmasını yasaklıyor. Başkin Reagan, ıçeride meydana gelebilecek tepkilerden çekinerek, JacksonVanik yasasını iptal etmeyi kabul etmedi. Yöresel sorunlar: Yoresel sorunlarda iki taraf da masadan eli boş kalktı. Bir Amerikalı yetkili, "Orta Amerika'dan Namibya'ya kadar çeşitli konularda iki liderin göriiş ahşverişinde bu)unduklannı"söyledi. Ancak tutumlarda bir değişiklik olmadı. Gorbaçov ABD'nin mücahitlere yardıma devam etmesinden yakındı. So\\el lideri, ayrıca Afganistan'da kaybolan Sovyet askerlerinin bulunması için ABD'den yardım istedi. ABD ise bu konuda Pakistan ve mücahit kaynaklan ile temasa geçmeye söz verdi. Bir ABD'li yetkili, gazetecilere daha sonra yaptığı açıklamada "Ancak bu işin kolay olmadığını Sovyetler'e soyledik. Vietnam'dan biliyoruz. Kayıp askerleri bulabilmek zor bir şe>" dedı. Süleyman DEMİREL'e Siyasi Partiler Sayın Genel Başkanlarına ve TBMM Grup Başkan Vekillerine, Siyasi Parti farkı gözetmeksizin ilgi ve sevgilerini gösteren milletvekili arkadaşlarıma, Askeri Erkân ve yüce Komutanlara, Politikacı dostlarıma, Doğru Yol Partisi'nin bütün mensuplarına, iş hayatımdaki vefalı arkadaşlarıma, Spor camiasına, Değerli basın Mensuplarına, Şirketlerimizin her kademesinde çalışanlarına, sevgili Bursa'mızın bütün Idari, Adli, Askeri yetkililerine ve her şeyimi elde edip bütün varlığımı adadığım Bursa'mızın tüm hemşehrilerine, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Sayın Nihat BALKIR'a, Tıp Fakültesi Dekanı Sayın Ayhan KIZIL'a, Başhekim Sayın Münir KARAKAYA ve yardımcıları ile Sayın Prof. Ayhan ÖZDEMİR başta olmak uzere Tıp Fakültesi Hastanesi'nin tüm mensuplarına, akrabalarıma, vatandaşlarıma, Sonsuz teşekkür ve minnet duygularımı arz ederim. olmak üzere DEVLET ERKANINA, Değerli büyüğüm ve Partimin Genel Başkanı Sayın Cavit ÇAĞLAR Bursa Milletvekili
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle