25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MA YIS 1988 * * * CUMHURİYET/13 Sheraton'da toplu sözleşme inızalancb İSTANBUL (AA) Istanbul Sheraton Oteli ile Türkiye Otel, Lokanta, Eğlence Yerleri Sendikası (TOLEYIS) arasında 450 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı. Sheraton Oteli'nde bugun imzalanan iki yıllık toplu iş sözleşme. siyle işçilerin ücretlerine 1 Ocak 1988'den geçerli olmak uzere bırinci yıl brüt 150, ikinci yıl ise brut 175 bin lira zam yapıldı. Böylece personelin aylık ucret ortalamasıbrüt 600 bin, servis yüzdesiyle çalışan personelin brut ucreti de 900 bin lira oldu. Ayrıca sosyal yardım olarak yılda ortalama 350 bin lira ödeme yapılacak. İşŞağhğı velş Güvenliği Haftası İslanbul Haber Ser\isi "İşçi Sağlığı ve İş Gıi>enliği Haftası", bugun başlıvor. Hafta suresince çeşitli yerlerde .;onferanslar verilecek, paneller duzenlenecek. Hafta bugün saat 14.00'te Istanbul Valisi Cahit Ba>ar*ın Ataturk Kultur Merkezi'nde yapacağı konuşma i!e açılacak. Bunu Turkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu ıle Türkİş temsilcilerinin konuşmaları izleyecek. Prof.Dr. Turhan Akbulut'un yoneteceği "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği" konulu panel ise saat 14.30'da başlayacak. Panelde Prof.Dr. Kenan İunçomağ, Prof.Dr. Toker Dereli ve Prof.Dr. Guler Kanra birer konuşma yapacaklar. ABO Başkanlık seçimlennın bir sure önce yanştan çekılen adaylartndan Senatör Robert Dole başkanlığındaki bır heyet dün Türkiye'ye gekli. Dün sabah Istanbul a gelen Cumhuriyetçi Parti azınlık grubu liöeri Dole, eşi Eftzabeth Dole ve 25 kışılık ABD senato heyet, önce Kapalıçarşı'ya giderek alışveriş ettiler Doie'un eşı özellıkle kuyumcu dükkânlannı ve Bedesten'i çok beğendiğinı söyterken, kendine ve yakınlarına 250 dolar tutannda altın satm aldı. Heyet daha sonra Topkapı Sarayını gezdi ve boğazda yatta 2 saatlik bır tur attı. Akşam da işadamı Neıat Eczacıbaşı'nın verdiği yemeğe kaölan senato heyeti, bugün Ankara'da resmi temaslarda bulunacak Robert Dole başkanlığındakı ABD heyeti, Cumhurbaşkanı Kenan Evren. Başbakan Turgut Ûzal ve Milli Savunma Bakanı Vuralhan tarafından kabul edılecekler. (Fotoğraf: ZAFER ARAPKIRLI) 1 Dole Kapalıçarşı'da Kadınlardan grevcilere destek Son yıllarda sosyal yaşamın içinde etkili yer almaya başlayan kadın hareketJeri içinde, kadın sorunlarının yanı sıra, sosyal ve çalışan kesimlerin sorunlanna sıcak bakanlar da var. İşte Devrimci Kadın Demekleri (DKD) uyelerinden bir grup, Noramin grev yertne bir ziyafet düzenlemişler. Grevci işçilere çiçek sunarak başarı dileklerini ıletiyorlar. (Fotoğraf: Cumhuriyet) Yemekzamanı Calıfornia'da San Dıego Hayvanat Bah' cesı nın bu gunlerde en önemlı sakinı Molloko. Yavru akbaba gecen hafta cuma günu dünyaya geldı Herkesın üzenne tıtremesının nedenı de. Calıfornıya eyaletınde esarette doğan ilk akbaba olması (Fotoğraf AP) HABERLERIN DEVAMI Demokrasi Olacaksa... (Baştarafı 1. Sayfada) çesinde şöyle diyebilmişti: "Siyasi liderterin söyledikleri sizleri etkilemesin; onları dinleyip aman bu kardeşliğinizi, birlik ve beraberlığinizi bozmayın." Sayın Evren'in bu sözleri ve bu tutumu, anayasanın dışına taşmaktadır ve anayasa dışı müdahaleleri özendirici niteliktedır. Sayın Evren'in demokrasi açısından çok vahim olan bu tutumu kesinlikle görmeziikten gelinmemelidir. Ülkemizde çoğulcu demokratik rejimin yerleşebilmesi gerçekten isteniyorsa, bu zlhniyet sorgulanmalıdır, eleştirilmelidir. Demokrasinın Türkiye'de tüm kural ve kurumlanyla bir hayat tarzı olarak gelişmesini içtenlikle arzulayanlar bu durumu suskunlukla geçiştiremezler, geçiştirmemelidirler. Çünkü konu, "geçmiş"ledeğil, her şeyden önce "bugün"\e ve "ge/ecefc'le ilgilidir; tartışma konusu olan, 12 Eylül ve öncesi değil, demokratik rejimin bugünü ve yarınıyla ilgilidir. Onun için tartışmayı yörüngesinden çıkarmak, başka minderlere çekmek yararsızdır. Bu nedenlerle, muhalefet liderieri Sayın İnönü ile Sayın Demirel'in, Sayın Cumhurbaşkanının tutumuna gösterdikleri tepki ve duyarlık çok yerindedir. Buna karşıtık, Başbakan Özal'ın bu konuda benimsediği çizgi tam bir talihsizlik olmuştur. Daha geçen yılın başlarında bir vesileyle basını "demokrasıden stnıfta kaidılar" diye suçlayan bir başbakan, acaba böylesine bir tutumu demokrasi adına nasıl içine sindirebilmiştir ve nasıl destekleyebilmiştir? Acaba bir başbakan, dün partisinin Meclis grubunda yaptığı gibi, nasıl olup da "iyikötü askeri mudahaleler" ayrımını sürdürebilmiş ve 27 Mayıs'la, 12 Mart'a karşı çıkarken 12 Eylül'ü benimsediğini soyleyebilmiştir? Acaba 12 Eylül, kendisine iktidar yolunu araladığı için mi?.. Geçelim. Ancak bunca yıldır kör topal oturtmaya çalıştığımız demokratik rejim adına, Cumhurbaşkanı Sayın Evren'in tutumu üzerinde durulmaya devam edilmelidir. * * • SHP Genel Başkanı İnönü'nün dün partisinin Meclis grubu ile Millet Meclisi Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmaların şu satırlarfna özellikle katıhyoruz: "Sayın Cumhurbaşkanı'nın temel yaklaşımı yanlıştır. Bu yaklaşımın düzeliilmesı gerekir. Silahlı Kuvvetler milletin gözbebeğidir. Silahlı Kuvvetler elbet ülkenin, ulusun örgütlü gücudür. Ama bu güç TBMM'ye bağlıdır, bu güç TBMM'nin üzerinde değildir. Anayasanın hiçbir maddesinde bu gücün TBMM'yi bir tarafa bırakarak müdahale edeceği, Anayasayı yeni baştan tanzim edeceği yazılı değildir. Anayasanın ne başlangıcında ne de hiçbir yerinde Silahlı KuvvetSer'e böyle bir görev verilmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, Trabzon konuşmasındaki ifadesinin maksadı aştığını, ülkeyi bunalımlardan kurtaracak son çare olarak, Silahlı Kuvvetler'in müdahalesini düşünmediğini açıkça söylemek zorundadır. Yoksa, anayasa dışı bir davranışı özendirme durumuna düşer. lleride bir gun 12 Eylül Öncesine benzer veya. daha da vahim bunalımlaha karşılaşırsak, bu bunalımlan anayasanın belirlediği demokratik düzen içinde Meclis iradesi ile aşacağız. Bunun yolunu, iktidarı ile muhalefeti ile birlikte bulacağız. Milletimizin demokrasiye bağlılığı ve demokratik düzene inancı her zorluğu yenecek güçtedir. Anayasa dışı mudahaleler dönemi artık kapanmıştır, tarihe karışmıştır. Kimse böyle yollara heveslenmemeli, boş hayallere kapılmamaltdır. Hiçbir güç TBMM'yi bir daha kapatamaz." Demokrasiden yana olan herkesin bu satırların altını kalınca çizmelerini diliyoruz. Sorun, "geçmiş"\e değil, demokrasinin bugünü ve yarını ile ilgilidir. Böylesine bir konuyu bugün suskunlukla ya da yörüngesinden saptırarak geçiştirebilenler, yarın yeni bir "kaza" oiduğunda büyük vebal altında kalırlar. Ozal savundu ANKARA (Cumhuri)et Buro>ul Başbakan ye ANAP Genel Ba>kanı Turgut Özal. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in 12 Eylul ile ilgılı değerlendirmelerını savundu. Ozal. Cumhurbaşkanının, "Demokrasiye hakikaten inanmış" bır kişi olduğunu belirterek, "Sa>ın Cumhurbaskanımızın ifade ettiği cumle, onun maksadı içinde değildir, maksadını aşan bir cümledir. Onun için kendisine herhangi bir şekilde bir cevap verme durumunda kalmadım. Çünkü inanıjorum ki, demokrasive ciddi olarak, samimi olarak inanmışlır" dedi. Özal, dun toplanan ANAP grubunda bir konuşma yaparak Cumhurbaşkanı Evren'in 12 Eylul ile ilgili konuşmalarını değerlendırdi. Özal, Cumhurbaşkanının bu sözlerinin "istismaredileceğini" soylediğıni de belirterek, şöyle konuştu: "Konuşmanın esası, Türkiye'nin 12 K>lul'e na>ıl geldiği \e neden 12 Eylul müdahale»inin olduğu şeklindedir. Bu kısmın hemen sonunda Cumhurbaşkanımtzın oelki maksadını aşan bir ifade tarzı \ar. (Eğer memleketimizde bir daha aynı durumlar olursa. yani 12 E>lul oncesi durumlar me>dana gelirse, memleketi kurtaracak gene silahlı kuvvellerdir) şeklinde bir ifadesi >ar. Ben bu ifadevi du>duğum zaman, kendisini yakından tanıdığım, bu konularda devamlı temasımız olduğu için. netice itibarıyla bu cümknin ciddi bir şekilde istismar edileceği kanaatimi ifade ettim arkadaşlarıma, ama Sayın Cumhurbaşkanının maksadının bu olmadığını, maksadının esas itibarıyla 12 Evlul'e geliş scbeplerini güçlendirmek için bu cumleyi kullandıgını tahmin eltiğimi söyledim. Nitekim dikkat edilirse ertesi gun Sa>ın Cumhurbaşkanı gerekli tavzihlerde bulunmuştu." nu, açık seçik ifade ellik. Bir de şunu daima tatbikalımızla da gosterdik ki, biz demokrasinin yanında>ız. Türkiye'de mudahaleler doneminin kapandığını da, bir daha müdahale meselesinin bahis konuMi olmayacağını çok açık bir surelte ifade etmişimdir. UGUR MUMCU ediniz seçim yok. seçimler olalı 6 ay daha yeni olu>or. Türkiye'de bir genel milletvekili seçimine 4.5 sene var. Orlada fol vok yumurta yok. Niçin dolaşıp birtakım gösterilerde bulunuyorsun? Sesimizi çıkarmadık. devam etsin, eninde sonunda durur dedik. Ama bizi de bıraktılar, bu sefer Cumhurbaşkanına, devletin \e milletin birliğini temsil eden bir makama da saldırdılar. Bugun TBMM'de gundem dışı konuşmalar bu manada olacaktır. Fırsatını buldukları zaman tekrar eski günlere donebilmek için yani 12 Eylül oncesini tekrar yaşa>abilmek için hiçbir fırsatı kaçırmamışlardır." GOZIJM "Devlet adamısınız" Devlet adamı heyecanlarla konuşamaz. Devlet adamısınız. Netice ilibamla meselcler vuzuha kavuşmadan, vanlış bir söz sarfetınek doğru değildir. Memleketimizin sulha, huzura ihtiyacı vardır. Kalkınmanın, gelişmenin gereği bir memleketteki sulhtur. Vatandaşımızın Turkiye'yi 11 Eylül 1980'lere getiren durumlara düşmek istemediğini, biz çok i\i bili>pnız." Özal, Cumhurbaşkanı Evren ile her hafta goruştuğunu, 4 yıl içinde bu görüşmeler nedeniyle Cumhurbaşkanının duşuncelerini, demokrasiye ve mîmleket idaresıne bakış tarzını tanıma fırsatını bulduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Başlangıçta bizi istememiş olabilirler. Ama huzurunuzda açıkça so\Ju\orum, insan olarak demokrasiye hakikaten inanmış bir insan olarak Sa>ın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği cumle onun maksadı içinde değildir. Maksadını aşan bir cümledir. O kadar. Onun için kendisine herhangi bir şekilde cevap verme durumunda kalmadım. Çunku inanıvorum ki, demokrasiye ciddi olarak, samimi olarak inanmıştır. Şu konu>u da iyi bilivorum. Bu da muhlelif vesilelerle konuşmalarımız arasında bana ifade cdilmiştir. 12 Evlul'e gelirken, 12 E>lul olmasın di>e çok gayret sarfettiklerini. siyasi partilerin o tarihlerde birbiriyle anlaşabilmeleri için bir nevi iltiklerini çok kere bana ifade etmişlir. Ama \apılabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Mudahaleden başka Türkiye'nin kurtuluşu için hiçbir çare kalmamıştı. Bunu da belki 10 kere anlatmıştır. Tabiatıyla larih birtakım vesikalarla sö>lenen bu hususları. ileride herhalde herkesin kayda geçmiş konuşmasıyla açıklavacaktır." İnönü'ye çattı Ozal, SHP Genel Başkanı Inonu'nun "Biz; iktidarla muhalefet biraraya gelir müdahale imkanı vermeyiz" şeklindeki sozlerinı de serl bir dille eleştirerek, "Bu sözünde samimi mi? Sormak istiyorura" dedi. Özal, Inonu'nun bu sozlerini "O an için soylenmiş" di>e niteleyerek. "Bu sözü sö>le>en 1 Mavıs'm peşinde koşmaz. Dikkat ediniz; 1 Mayıs 77'yi hatırlayınız. Kanlı pazar diye adlandınlan avnı konular sahneje konulmak istenijor. O 77'yi hazırlayanlardan bir kısım, aynı insanlar, ellerinde çelenkleri, avnı gun Taksim Mevdam'na geliyorlar" diye konuştu. Ozal, 1 Mayıs'ı kutlamak isteyenlerin içinde 8 SHP milletvekılinin bulunduğuna da dikkati çekerek, "Efendim neolacakmış, bir bahar bavramı yapalım, pikniğe gidelim. Maksatları o değildir, geriye donup hâlâ o 1977'de yapamadıklan işleri lekrar başlatmaktır" dedi. Özal, bu koşullarda iktidarla muhalefetin, "Biraraya gelmeleri mümkün mu?" dive sordu. (Baştarafı I. Sayfada) zenlenir. Bir sivil aracın "Türk uçağı" sayılabilrnesi için yasa bazı koşullar öngörmüştür. Türk Sıvil Havacılık Yasası'nın 49 ve 55'inci maddeleri, yabancı bayraklı bir uçağın, dernekler, sendikalar, KİT'ler, vakıflar ya da Türk Ticaret Sicili'ne kayıtlı şirketlerce kiralanmalan hallerınde, bu uçağın, anılan kurum ve örgütler adına işletilmek üzere geçici olarak altı ay süre için sicile kaydolacağmı öngörmektedır. Genel Uçak işletme Yönetmeliği Madde 14: Işletmeci, kullanacağı hava araçlarını işletmeye baş/amadan önce, SYH7 Yönetmeliği esaslarına göre Türk siciline kayıt ettirmek zorundadır.. Konuya şöyle bir eğilirseniz, sivil havacılığın "Allah'a havale edilmiş" olduğunu hemen anlarsınız. Niçin mi? Türk Sivil Havacılık Yasası, çeşitli maddelerinde "sivil hava aracı" tanımını yapmıştır. Yasa, yabancı sivil hava araçlarının geçici olarak sicile kaydedileceklerini öngörmektedir. Yabancı bayraklı bir uçak, personeli ile birlikte kiralanabilir. Buna "Wet Lease" denir. Ya da yabancı bayraklı uçak klralanır; uçuş personeli, kiralayan ülke yurttaşlarından seçilir. Buna da "Dry Lease" adı verilir. Yasanın 64'üncü rnaddesi, yabancı bayraklı sivil uçaklar ile ilgili "Uçak Sicil Tüzüğü"nun çıkanlacağını belirtmiştir. Yasa, 18 Ekim 1983 tarihinde çıkmıştır. Yasanın yayınından sonra en geç altı ay içinde çıkarılması gerekli tüzük, o gündür bugündür çıkarılmamıştır Hiçbir şey! Değişmez, çünkü yasanın 133'üncü maddesi hava aracını "işleten"ir\ kim olduğunu kesin ölçütlerle tanımlamıştır. Bu ölçütlerden biri şudur: Seferterin kontrolunü elinde tutan.. "İşleten", seferlerin kontrolunü elinde tutan şirkettir. Bu şirket de, uçağını kiraya veren şirkettir. Kiracı, "/ş/eten"sayılmaz. Uçaklarını uçuş personeli ile birlikte kiraya veren yabancı şirketler, Ulustararası Sivil Havacılık Hukuku'na göre 'seferterin kontrolunü de elinde tutan şirket" olarak kabul edilmektedır. Uçağını uçuş personeli ile kiraya veren yabancı şirket, "seferlerin kontrolunü elinde tutma" koşuluna uymaktadır. Uçağı kiralayan Türk şirketl, yasanın ölçütlerine göre "seferlerin kontrolunü elinde tutma" tanımına uymadığı için bu yabancı bayraklı sivil uçakların sicile geçici olarak da kayıtlarına olanak yoktur. Konu bu kadar açıktır. Aynca yasanın 3Vinci maddesi, ülkemizde "ticari amaçla yolcu, posta ve yük taşımalarının Türk hava araçlan" ile yapılacağını öngörmektedir. Buna da "kabotaj hakkı" denir. Birtakım şirketler, yabancı bayraklı ucakları uçuş personeli ile birlikte kiralayıp, bu uçaklara Türk bayrakları çekerek çalıştırıyorlar. "Sivil havacılığı özelleştiriyoruz" diye bu yasal boşluklarla birçok şirket, sivil havacriığa el atıyor; yabancı şirketlerden pilotları ve yardımcı personeli ile birlikte uçak kiralayıp, bu uçaklan taşımacılık işlerinde kullanıyorlar. Böyle yaptıkları için de bir kaza olasılığında sorumlulukları sınırsız oluyor. Dahadoğrusu, yasanın 124'üncü maddesi uyarınca, sorumluluklarının sınırsız olması gerekiyor. Yazıyı noktalarken, yeniden soralım: Sayın Başbakanın N416SH tescil işaretli özel uçağı, niçin hâlâ Amerikan bayrağı ile uçuyor? AÇIKLAMA: Diyelim ki, tüzük, yarın çıkarıldı. Bu durumda ne değişir? Üruğ'un MÎT raporu başvurusuna henüz yanıt yok Başbakanhğın 12 günü kaldı 2 0 0 milyon liralık tazminat istemine olumsuz yanıt gelmesi, ya da karşıhk \erilmemesi durumunda, eski genelkurmay başkanı, Danıştay'da dava açacak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Eski genelkurmay başkanı, eraekli Orgeneral Necdet Üruğ'un, kamuoyunda "MİT raponı" olarak biünen yazjyla, kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında açacağı davaya dayanak oluşturması için "usul hukumleri geregi" Başbakanlığa yaptığı başvuruya yanıt verme süresi, 14 raayıs günü sona eriyor. Başbakanlıkça 200 rnilyon liralık tazminat istemine yanıt verilmemesi veya olumsuz yanıt verilmesi halinde Üruğ, Daruştay'a dava açacak. Üruğ'un avukatlanndan Askeri Yüksek tdare Mahkemesi eski başkanı emekli Hâkim Tuğgeneral Zeki Güngör Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, araya tatil günlerinin girmesi nedeniyle Danıştay'a davayı 16 mayıs tarihinde açabileceklerini söyledi. Güngör'ün, Necdet Uruğ adına Başbakanlığa 15 mart tarihinde verdiği dilekçede, "Üstün manevi değerlere yönelik olarak orlaya çıkan çok ağır zarann, bir ölçüde hafifletilmesini teminen Danıştay'a açacağımız manevi tazminat davasına konuteşkiledecek 200 milyon lirayı usul hiikmii gereği, öocelikle Sayın Başbakanbgınızdan talep etmekteyiz" denilmişti. Dilekçede şu göruşlere yer verilmişti: "Türk kamuoyunda MİT raporu diye adlandınlan belgede, muvekkilimizin kişiliğini doğnıdan ilgilendiren özellikle ifa ettiği Istanbul Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı görevine ilişkin olarak, son derece çirkin ve taraamen asılsız bazı iftira ve suçlamalara yer verildiği göriilmüştür." Demokrasinin yanındayız Özal, ana muhalefet partisi lideri ile diğer muhalefet partileri genel başkanlannın Cumhurbaşkanı Evren'e bu sozlerinden dolayı cevap verdıklermi. hatta Cumhurbaşkanının şahsına donuk eleştirılerde bulunduklanm hatırlatarak şoyle devam etti: "Bana basın bu konudaki dıı}uncelerimi sormuştur. Bunun muhakkak bir şekilde Savın Cumhurbaşkanımız larafından tavzih edileceğini tahmin ettiğim için. meseleve o noktada herhangi bir şekilde mudahil olmak istemedim. Muhtelif vesilelerle gerek 17. donemde, gerekse şimdi Turkivedeki demokratik sistemin bizim için vazgeçilmez bir rejim oldugu Anayasa değişikliği Özal. anayasada kolav kolay onemli bir değişiklik yapmalannın soz konusu olmayacağını bildırerek, "Anavasa değişikliği çocuk oyuncağı değil" dedi. Özal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmayı sürdururken. şunları soyledi: "Hemen sövleveyim oyle kola> kolav onemli bir anavasa değişikliği yapmayız. Bunu açık sövleveyim. Şunu da so)le\e\im, arkadaşlanmıza da verdiğimiz talimat. gidip onlarla bu safhada müzakere etmek değildir. Onlara verdiğimiz talimat. diğer iki partinin hangi konularda nasıl anlaştığını oğrenin dedik. Öğrenin, gelin ondan sonra kendi aramızda bu konuları konuşalım. ondan sonra teklifimizi verelim. Yoksa bir komisyonda olurup, bunlan hemen muzakereve başla>acak değiliz. Kesin olarak öyle bir şey yok. Bir kere bilelim, neyin üzerinde anlaşlılar? O iki partinin hangi konularda ittifakı var. Hangi konularda illifakı yok, onu bir anlavalıın. Ondan sonra kendi aramızda oturup konuşalım. Ondan sonra oturur. onlarla müzakere ederiz. Mesele budur. Yoksa bazılarının sövlediği gibi üç gun sonra anavasa değişikliği önümuze gelecek, hiç böyle şey olmaz. O kadar kolav değildir anayasavı değiştirmek. Anavasa değişiklikleri çocuk oyuncağı değil. Çok ciddi işlerdir ve u/un uzun incelenmesi lazım. Artısı eksisi nedir, onu çok i>i bilmemiz lazım." 27 Mayıs ve 12 Mart'ı tasvip etmiyorum "Bu memlekelte muhlelif mudahaleler olmuştur. 27 Mavıs'ı tasvip etmivorum. Açık soylüvorum. 12 Martı da tasvip etmi>orum. 12 Evlul'ü \apanların ni>etlerinin fevkalade halis olduğu, memleketi kurtarmak için başka hiçbir çare kalmadığını ve o devirdeki sivasetçilerin de bu konuda en ufak bir yardımda bulunmadıklarını huzurunuzda ifade edivorum. Üzülerek de şu gözlemimi bir kere daha huzurunuzda söyleyeceğim. Bugün memleketimizde ta referandumdan, seçimden beri başlavan ve maalesef yönünu artık belli bir şekilde 12 E\lul'e getiren ve bu münakaşayı açıp bu hesabı gormek isteyen insanlar vardır. siyaselçiler vardır. Bu memlekele faydadan ziyade, çok buvuk zararlar getirir" dedi. Özal, bazı yabancı gazetecilerin kendisine, "Türkiye'de 45 gttndur ne oluyor?" dı>e sorduklarını da belirterek. konuşmasım şöyle sürdurdu: "Meclisteki siyasi partilerin durumuna bakınız. Ümit ederim ki, gözlemim doğru olmasın, fakat maalesef Mecliste 1980 öncesinin devamı olduğunu, kanunlara a>kırı olarak devamı olduklannı açıkça iddia eden partiler var. Halla avnı isimleri kullanmak için anayasa ve kanun değişikliği isleyen partiler var. Bizim için de so>lenen şey şudur. (Eğer 12 Eylül olmasaydı. sizler hiçbir şekilde iklidarda olamazdınız) aynen bovle sövlenmiştir. Vani milletin re\i bir tarafa, açıkça onlarla 29 Kasım'da, ara seçimde, mahalli seçimde karşılaştığımız unutulmuş ve çıkmışlar demişler ki, (eğer 12 Eylül müdahalesi olmasaydı, ANAP diye bir parti olmazdı. Bunlar göçebe partidir, herkes yerli yerine gidecektir.) (Baştarafı 1. Sayfada) elverişli olup olmadığını görmek amacıyla Turkive'de bulunuyor. Heyet, merkeze verilen izlenime göre, "çok sert ve adil olmayan kararlar ile dünva kamuoyunun dikkati çekilmediği surece, bir askeri yönetimi turizra faaliyetine ana tehdit olarak görmiiyor." IMF heveti ise, fon kuralları uyarınca rutin incelemesini yapmak üzere Türkiye'de bulunuyor. IMF ve Dunya Bankası'nda, Cumhurbaşkanı Evren'in demecinin değerlendırilmesi yapılırken yöneltilen sorular şunlar: 1) Cumhurbaşkanı Evren'in uyarısını gerektirecek neden var mı?2) Varsa, Cumhurbaşkanı kendi adına mı uyarıyor, eski çevresi adına mı? Özellikle Dunya Bankası çevrelerinde göze çarpan bir değerlendirmeye gore de "Bir ülkeye yeşil ışık yakılırken, genellikle o yönetimin yasal olarak hangi tarihe kadar işbaşında kalacağı bilinmek isteniyor". Söz konusu çevreler "belli bir ekonomik göruşe yakılmış yeşil ışığın sadece ve sadece o duruma ve göruşe özgu olduğunu" hatırlatıyor. IMF ve Dünya Bankası çevreleri, "Durumun ne olçüde ciddi olduğunun tespit edilmeye çalışıldığım" belirtiyor ve "Curahurbaşkanı Evren'in zaman zaman aklından geçenleri de tereddutsuz söylemesi olgusunu akılda tuttuklanm" kaydediyor. 1 Ma>ıs 1988 18.233.040 No.lu emekli banka çekımi kaybettim. Hukumsuzdur. İSMAİL ÖZDEMİR ABD finans Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak 24 Nisan 1988 günü İstanbul'da vefat eden ve ertesi gunu Kayseri'de toprağa verilen, ailemızin aziz ve değerli varlığı, 4. donem Kayseri milletvekillerinden Avukat VEFAT VE TEŞEKKUR MEHMET ALTMIŞYEDİOĞLU'nun hastalığı esnasında yakın ilgilerinı esirgemeyen Önce, 15 nisan günlü yazımı anımsatayım: 15 nisan gunkü yazımda, 5 Mayıs 1987 günü yapılması gereken "Türk Belediyecılık Demeği" seçimlerinin zamanmda yapılmadığını, Ankara Valıliğı'nın bu konuda iki çelışık yazısı olduğu yazılmıştı. Türk Belediyecilik Derneği ve Adana Belediye Başkanı Sayın Ayteç Durak, "Türk Belediyecilik Derneği" seçimleri ile ilgili 15 nisan tarihli yazıma bir yanıt göndererek, yazıda konu edilen Ankara Valiliği'nin ilk yazısının Yuvaköy Belediye Başkanlığı'nın tarihsiz ve sayısız, dolayısıyla bu beledıyeden çıktığı kuşkulu yazı üzerine "eksik donelerle" alındığını demekçe ek bılgiler venldikten sonra valiliğin ikinci yazıyı yazdığını belirtiyor. Sayın Durak'a yanıtı ve gönderdıği fotokopiler için teşekkür edenm. Bu fotokopilerin tümü dosyamdadır. Arşivdeki belgeler arasında ANAP'lı belediye başkanlannın da ımzalarını taşıyan başvuru dilekçeleri de bulunuyor. İlginç değil mi? Uzun sözün kısası: Konu, hukuksaldır. Dernekter Yasası Madde 20. Türk Belediyecilik Derneği Ana Tüzüğu 9'uncu maddeleri gereğince derneğin genel kurul toplaması gerekmektedır. ile hastalığı suresince bizleri yalnız bırakmayan DYP Konya Milletvekili Dr. Vefa Tanır ve eşi Nuh Mehmet Küçükçalık, Opr. Dr. Ahmet Eminoğlu ve cenaze törenine katılan Kayseri Valisi Yüksel Çavuşoğlu, Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinbulut \ ve Kayseri milletvekilleri ile cenaze törenine katılarak, çelenk göndererek, Kayseri Yuksek Öğrenim ve Yardım Vakfı'na bağışta bulunarak, bizzat zıyarete gelerek; telefon, telgraf ve gazete ilanlanyla buyük acımızı paylaşan akraba, dost, arkadaş, komşu ve yakınlarımızJa Kayseri halkına teşekkur eder, merhuma Allah'tan rahmet dileriz. AİLESt Prof. Dr. Kamil İMAMOĞLU, Dr. Ahmet Demirel, Dr. Itır Bakioğlu, Bozer yuhalandı Demirel'in konuşmasından sonra gündem dışı söz alan Devlet Bakanı Ali Bozer, Cumhurbaşkanı Evren'i savunarak "'Cumhurbaşkanı kanaatimizce herhangi bir iddiada bulunmamış ve silahlı kuvvetlere daviteye çıkarmamıştır" dedi. Bozer, kürsuye geldiğınde Cumhurbaşkanı Evren'in konuşmalarını yorumlamanın Meclisin "gorev ve yetkilerini" aştığını belirtince, DYP sıralarından "Yuh" çekildi. Bozer, SHP \e DYP'lilerin sık sık protestolarla kestiği konuşmasında, Özal hukumetinin insan haklarına da>alı, demokratik parlamenter düzene ve egemenliğin kayıtsız şartsız Turk milletine davalı olduğu ilkesine bağlı olduğunu söyledi. Anayasanın başlangıç bolumunde 12 Eylul'e kısaca değınildikten sonra demokratik sisteme mudahaleye ızin verilmediğinın açıkça belirtıldığmı ifade eden Bo/er, "Biz demokratik parlamenter rejimin butun müesseselerine saygılıyız" dedi. (Baştarafı Spor 'da) la sayı üretememesine karşın çok göz doldurdu. Bobby Lee Kurt'dan Erman'a kadar her türden hucum oyımcusunu tutabilecek çabukluğa ve boya sahip Yosuf'un değerini bir çok kişi küçümsedi. Murat, Rüçhan ve Volkan gibi tecrübesiz sayılabilecek yedekleıi olması, "uzmanlan" Eczacıbaşı hakkında yanıltan diğer bir faktördü. Üç uzunlu ve süper potansiyele sahip ilk beşine rağmen Eczacıbaşı'nın yedekleri kulüp yetkililerini bile düşundürüyor clmalıydı. Eczacıbaşı'nın gerçek gucu görülüp yazılar yazılmaya başladığında, kulüp yetkilileri bile karşı çıktılar. Ancak başta Murat olmak üzere bu oyuncular da görevlerini playoff maçlarında fazlasıyla yerine getirince, ortaya şampiyon Eczacıbaşı çıkıverdi Klasman maçlarında istikrarsız bir performans gösteren Eczacıbaşı'nda en onemli sorunlardan biri de "gepç" ve "tecrübesiz" nitelemelerine oyuncuların da inanmasıydı. Özellikle genç oyuncuları motive edebilme yeteneğine sahip antrenör Mehmet Baturalp onlara kazanma inancını playofflarda aşılayabilince takım mutlu sona ulaftı. Ne de olsa sporda en onemli faktör >>ine de "yetenektir". Bu da Eczacıbaşı takımında fazlasryla mevcuttu. Uzun zamandır şampiyonluk tadamayan Eczacıbaşı'yı, altyapı inancı ve şampiyonluğu dolayısıyle kutluyoruz. Gençlere inanç aşılanınca Ku'S'anm ı Bfı'ısi CoımcO taraf nöan onannnışîır AreısFelco uyestüır BTA tur§em İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ CunnunyetCad 173 1BEimadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı DERSANEYE ÖĞRETMEN MatematikFenFizik öğretmenleri. Lise mezunu, seri daktilo yazan bayan eleman ahnacaktır. 338 27 83357 58 53 "Hayal içindedirler" YONETICI SEKRETERI Seçkm t»f gazete ıçm yonetıcı sekreterı aramyot Ingüızce Nmesı. Doktılo kullanabılmesı. Dos/alama konusuna vakıt olması Deoev i r r ıl' oinnası tercıh nectenıdır Murocact 512 OO 5 0 / K) hat 512.83 31 IŞIKLAR TARIM İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ TASFİYE MEMURLUĞU'NDAN 2. İLAN tstanbul 1. Asliye Tıcareı Mahkemesi'nin 23.10.1987 gun ve 1986'4200 esas 1987/3985 karar sayılı hükmü ile, IŞIKLAR TARIM IŞLETMELERt SANAYİ VE TİCARET A.Ş:nin fesih ve tasfiyesi kararlaştırılmış olup, durum ticaret siciline tescil ve ilan edilmiştir. Tasfiye memurluğumuzca, ilk envanter ve başlangıç büançosu duzenlenmiş bulundugundan; Adı geçen şirketten alacaklı bulunan kişilerin, dayanakları belgelerle birlikte ve 10 gun içinde "Halaskârgazı Cad. No. 344 Kat. 8 Daire 8 ŞİŞL1/IST' adresinde bulunan tasfiye memurluğumuza başvurarak alacaklarını kaydettirmelen TTK!nun 445 ve 447. maddeleri uyarınca ılan olunur. Tel ( 1 ) 1 4 8 3 9 7 7 148 79 431329684 Tlx: 27498 TUSMTR Fax (1H 32 97 29 Türkive hiçbir şekilde 1980 oncesine donmeyecektir. Bu lafları sovlevenler bir hayal içindedir. Kendi kurduklan bir dunva var, o dunvanın da gobeğindedirler. Ama bu gibi haslalıklar çok gorulmüşlur, kimse>e de fayda vermemiştir. Memlekele de fayda vermez. kendilerine de fayda vermez. Hiç sesimizi çıkarmadık. Dikkat I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle