17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MA YIS 1988 CUMHURİYET/11 Japonya'da Eğitirn Reformu Konseyi Başkanlığınıyürüten Prof. Okamoto hedefler ve yeni bakış açısını anlatıyor Öğrenciyi artık 'birey' olarak görmek gerekli OKAMOTO Japon eğitim sıstemi bugune kadar, esas olarak kıtle eğitimini amaçladı. Bundan boyle birörnek, kitle eğitiminden bireyselliğe ve çeşitliliğe öncelik veren bir sisteme geçmeyi hedefliyoruz. Haarlık okullanndan lisansüstu öğretime kadar, eğitim sisteminin her kademesınde oğrenciyi artık bir birey olarak görmek gerekiyor. JaBaşbakan Nakasone'nin Japon eğitiminde pon ulusunun çağdaşlaşması surecinde kitle eğiyapılması gerekli reformlan belirlemekle gorev timi gerekliydi, ama artık bu sistemi tedricen lendirdiği Eğitim Reformu Konseyi'nin Başkanı değiştirmeliyiz. Fazla radikal bir şekilde de deProf. Michio Okamoto. Japonya'nm önde ge ğil. O takdirde butün toplumda olumlu karşılen üniversitelerinden Kyoto Üniversitesi'mn es lanacağına inanıyoruz. ki rektörü olan Prof. Okamoto, halen JaponBugun tiim eğitim sistemlerinin yaratıcı, ya Bilım ve Teknoloji Konseyi üyesı. Tokyo'yu araştıncı ve eleştirel dıişünen kafalar yetiştirziyaretimiz sırasmda kendisıyle göruşme olameyi amaçladığı söylenebilir. Japon eğitimi siznağını bulduk. Bu görüşmenin en ilginç bolıim ce bu açıdan ne kadar başanlı? lerinin kısa bır ozeti şöyle: OKAMOTO Eğitim sıstemimizin yaratıcı Sayın Profesor, Japon eğitim sistemine yödüşünceyi değil, ezberciliği teşvik ettiği bir gerneltilen temel eieştirilerden biri, aşın standartçektir. Bunun başlıca nedenlerinden biri de lilaştmlmış, tek tip öğretimin öğrencilerin bireyse ve universite giriş sınavlarının fazlasıyla olsel ihtivaçlanna cevap vennede yetersiz kalması. gusal bilgilere ağırlık vermesi. Giriş sınavları Bu konuda ne düşünüyorsunuz? sistemini değiştirmek istiyoruz. Sınavlarda .;ok Prof. Okamoto: Birörnek kitle eğitiminden bireyselliğe ve çeşitliliğe öncelik veren bir sisteme geçmeyi amaçlıyoruz. t Konsey Başkanı Prof Michto Okamoto. çeşitli konularda sorulara yer verilmesi yanı sıra, sadece bilgi değil, zekâyı ve kompozisyon yeteneğini de ölçen sorularm bulunmasını öngoruyoruz. Öğrencilerin yalnızca derslerde değil, ders dışı faaliyetlerdeki başarılarınm da değerlendirmeye katılfnasını sağlamak istiyoruz. Japon eğitimine yoneltilen bir eleştiri de aşın merkeziyetçi oluşu; okullar üzerinde merkezin çok sıkı bir denetim uygulaması. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? OKAMOTO Japon eğitiminde merkeziyetçilik onemli bir sorun. Bu alanda çeşitli reformlar yapılmasını öngörüyoruz. Merkeziyetçilik, eğitimde bıreysellik ve çeşitlilik sağlama amacımızla çelişiyor... Eğitim sistemimizde merkeziyetçilığin bir önemli nedeni, öğretmenlerİH ve öğretmen orgütlerinin eğitimi politize etme çabalannı denetleme ihtiyacı olmuştur. Birçok yabancı gozlemci yüksekoğretimin Japon eğitim sistemindeki en zayıf halkayı oluşturdugu gonışunde. Üniversilelerinize girmek çok zor, fakat mezun olmak o kadar zor değil... Bu konuda ne diyorsunuz? OKAMOTO Japon unıversitelerinin nitelik duzeyleri gerçekten çok değişken. tyileri var, daha az iyi oianları var... fyi universitelerımize girmek gibi, orüardan mezun olmak da zor. Daha az iyi universitelerimızde çok çalışıp, iyi bir eğitim âlma olanağı yok değil. Ancak şunu da duşünmeniz lazam ki, Japonya'da insanlar çok çalışıyor... Çetin bir temel ve ortaoğretimden sonra, ağır bir çalışma hayatına atılmadan önce universite yılları pek çok kimsenin hayatında dinlenmek, biraz da eğlenmek için tek fırsat. Bunun için, ben şahsen, universitelerimizin çok zor olmamasından yanayım... Japonya araştırmageliştirrne faaliyetlerine aynlan kaynaklar açısından dunyada birinci geliyor. Yine de yakınmalar var. Bu konuda ne diyorsunuz? OKAMOTO Evet, Japonya araştırmageliştirme faaliyetlerine en çok payı ayıran ülke. Araa bu pay, daha çok ozel sektörün öncelikle uygulamah bilimler alanında yaptığı araştırmalara ayırdığı kaynaklardan oluşuyor. Devletin bilimsel araştırmalara sağladığı destek azalmakta. Hükümetin özellikle temel araştırmalara daha buyük kaynak sağlatnası gerekiyor. Uluslararası bilimsel mubadelelere ve lisansustü öğretime de daha büyük kaynaklar tahsis edilmesi zorunlu. Japonya'da doğa ve mühendislik bilimlerine önem verildiği, buna karşılık insan ve toplum bilimlerinin ibmal edildiği öne süruluyor. Bu dogru mudur? OKAMOTO Japonya'da sosyal bilimlerin doğa bilimlerıne göre daha az gelişmiş oluşunun bir nedeni, uluslararası rekabete açık olmayışları. Bu konuda Japoncanın oluşturduğu dil engelini dikkate almak gerekir. Yabancı dil sorunu bızim için buyuk bir sorun. Uluslararasılaşma amacımız açısından bu sorunun halli çok onemli... Japonya'da sosyal bilimlere karşı bilinçli bir politika olduğunu sanrruyorum. Hükümet, sosyal bilimlerin öneminin bilincinde. Ancak bu alanda dunya çapında değerler yetiştirememiş olduğumuz da bir eercek. Japonya'da yeni eğitim reformu, çeşitliliğe, bireyselliğe ve özerkliğe ağırlık verirken bir tek şeyi amaçlıyor Bağımsız düşünen insan yaratmak Eğitimde 'Japon mucizesf ŞAHİN ALPAY gitti, gördü, yazdı Sınavların yarattığı ruhsal gerginlik ve bunalımlar, yaygın bir ifadeyle "Sınav Cehennemi", birçok gözlemciye göre gençler arasında sık rastlanan intihar olaylarının baş nedeni. Ancak ABD Eğitim Bakanlığı'nın Japon eğitimi üzerine raporunda belirtildiği uzere, basında yer alan tüm dramatik haberlere karşm, sınavda başarılı olmayan çok sayıda gencin intihar ettiği doğru değil. 19751984 yıllarına ait iyatistikler, 1519 yaş grubundaki intihar olaylarının Japonya'da 100.000'de 9.7'den 5.5'e düserken; "Sınav Cehennemi"nin olmadığı ABD'de 7.5'ten 9.0"a yukseldiğinı gösteriyor. Intiharlardan çok, derslerden bıkkınhk ve okula uyumsuzluk Japon eğniminin önemli sorunları. Okullarda şiddet 1983'un şubat ayında Yokohama kentinin bir parkında bir grup ortaokul öğrencisi uç kimsesizi döverek öldurdu. Yakalandıklarında bunu "Eglence için" yaptıklarını söyledıler. Japon kamuoyu bu şoku henuz atlatmadan meydana gelen başka bir olayda, öğrencileri tarafından alaya alınan bir öğretmen öğrencilerden birini bıçakladı. Gençler arasında suç işleme eğiliminin Japonya'da diğer sanayileşmiş ülkelere nazaran daha yüksek olmamasına karşın, özellikle 1970'lerin ortalarından itibaren okullarda öğrenciler arasında ve öğretmenlere karşı saldırganlık olayları yayıldı. Resmi istatistiklere göre, bu olaylar özellikle ortaokullarda yoğunlaşıyor. Bir araştırmaya göre ortaokul öğrencüerinin yüzde 70*i, bir öğrencinin bir gnıbun baskı ve tehdidi altında tutulması demek olan "lcime" olayına tanık oldu. Son birkaç yılda azalma eğilimine girmiş olmasına karşın okullardaki şiddet olayları Japon kamuoyunu rahatsız ediyor. Olayların yorumları farklı. Bir yoruma gore, bu olaylar grupmerkezli toplumdan bireymerkezli topluma geçişin doğurduğu psikolojik bunahmlann bir sonucu. Tsukuba Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Soede Yoşiya'ya göre, olaylara en çok ortaokullarda rastlanması bir rastlantı değil. Zorunlu öğretim sisteminde butün öğrencilere eşit oldukları aşdanıyor, eşit muamele yapılıyor. Ancak liseye geçişte yalnızca başanlı olanlar iyi okullara girme olanağını bulabiliyor. Bunu başaramayanlarda aşağılık kompleksi gelişiyor. Bu gerilim ve guvensizlik ortamı özellikle ortaokul öğrencileri arasında ruhsal sorunlara yol açıyor. Yoz politikacııun etkisi Şiddet olaylarının hayli tutucu bir yorumu da, bunlann savaş sonrasında yapüan liberal reformlardan kaynaklandığını öne sürüyor. Bu yorumun ilginç bir örneğine Suzuki Şigenobu adlı bir yazarın makalesinde rastladım. Yazara ' gore, Amerikah eğiümci John Dewey'den kaynaklanan ve çocukların gizil yeteneklerini ge rülen çeşitli yetersizlikler ozel iiniversitelerin bir liştirebilmeleri için doğal ilgi, gudu ve eğilim bolümü için geçerti olabilir. Ama özellikle devlerini baskı altında tutulmaksızın, serbestçe iz let üniversitelerimizde verilen eğitimin uluslaleyebilmelerine izin verilmesini savunan liberal rarası standartlara göre düşük kalitede olduğu doğru değildir..." pedagoji anlayışı okullarda otoriteyi sarstı. Benzer bir görüşü Eğitim Bakanlığı OrtaöğÖğretmenler Sendikası'nın gorüşüne göreyretim Planlama Müdürü Akinori Şimotori de se, okullarda şiddet olaylanmn artması, ekonomiye öncelik veren hükümet politikalannın; şöyle dile getiriyordu: "Kaliteli bir yüksek öğçocuklar üzerinde aşın baskı ve denetimin; on retime sahip olmaksızın Japonja bugünku salara giriş sınavlarındaki başarüarına göre de nayileşme diızeyine ulaşabilir miydi? Sanmıyoğer biçen sosyal ortamın doğurduğu bir sonuç. rnm." Japonya, 1986'da GSMWnin yüzde 2.7Tsi ile Gençler arasında suç işleme eğiliminin güçdünyada araştırmageliştirme faaliyetlerine en lenmesi, yolsuzluk nedeniyle istifa etmek zobüyük kaynağı ayıran ülkeydi. Araştırmaya ayrunda kalan eski Başbakan Tanaka gibi yoz politikacılann temsil ettiği yetişkin topluma karşı duydukları guvensizliğin bir yansıması... Japon eğitim sisteminin bir zayıf halkası da, yüksek oğretim. Özellikle yabancı gözlemcilere göre, Japonya'mn eğitimde sağladığı bütün başanlar ilk ve orta oğretime dayanıyor. Yüksek öğretim ise, gençlerin uzun yıllar süren bir mucadeleden sonra hak ettikleri "uzun bir latfl" oluyor. Üniversitelerde genel olarak pek az sınav yapdıyor. Derslere devamsızlık çok yaygın. Sınıfta kalma endişesi bulunmuyor. tleride yapacakları iş buyuk ölçude girmeyi başardıkJan üniversitenin prestijine bağlı olduğu için, öğrenciler iyi bir eğitim almaya önem vermiyor. Büyük çoğunluğu çetin bir çalışma hayatına atılmadan önce, universite yıllarını bıraz dinlenmek ve eğlenmek için son fırsat olarak göruyer. "Japonya'da kalsaydım, ödül kazanmamı Kısaca Japonya'da universiteler, diğer sanasağlayan araştırmaları yapamazdım. Çunkü yileşmiş ülkelerden farklı olarak, "girmesi zor, Japonya'da bilim adamları arasında hâkim bitirmesi kolay" okullar. Önde gelen bir Japonolan astüst ilişkileri ve sürekli uzlaşma araya uzmanı olan Edwin Reischauer, Japon yükma eğilimi, araştırma faaliyetlerini boğuyor." sek oğretimi için aynen şöyle diyor: "ÜniversiBağışıklık üzerine araştırmalarıyla tıp datede oldukça kötu bir öğretim ve pek az bir çahnda 1987 Nobel ödülunu kazanarak Japonlışma ile geçirilen dört yıl, verimliliğe böylesiya'nm Nobel ödulü sahibi 7 bilim adamınne tutkuyla bağlı bir millet için büyük bir zadan biri olmayı başaran Susumu Tonegavaman ısrafı..."Sanayileşmiş ulkeler arasında öğnın bu sözleri Japonya'da ortalığı kanştırrenci başına harcama miktarınır. en düşük oluşu dı. ABD'nin M.l.T. universitesinde çalışmakda, Japon yüksek öğretiminin kalitesi hakkınta olan Tonegava, bilimsel araştırmalar alada başka bir gosterge. nında Japonya'da var olan bazı onemli sorunları ilk kez böylesine açık ve ağır bir şeEleştiriye yanıt kilde dile getiriyordu. Japon yuksek oğretimine yoneltilen eleştiri13 Ekım 1987 tarihli Japon gazeteleri Tolere karşı, Tokyo Universitesi'ni ziyaret sırasmda negava'ya geniş yer ayırdılar. Ülkenin en çok görüştüğüm Profesör Hitoşi Kume şöyle disatan gazetesi Vomiuri Şimbun o gün 1974 yor: "Japon üniversitekrinın kalitesinin duşıik Nobel fızik ödülu sahibi Roena Esaki ile bir olduğuna ilişkin eleştirileri haksız buluyorum. söyleşi yayımladı. Esaki, Tonegava'nın sözBu konuda şu hususa da dikkal çekmek istelerıni şoyle yorumluyordu: "Yaratıcı araştırrim: Japonya'da ortalama bir lisenin düzeyi, malann yapılabilmesi için araştırmacıların birçok Amerikan universitesine eşittir. Öne sü Japonya 1986'da GSMH'mn yüzde 2.77'si ile dünyada araştırmageliştirme faaliyetlerine en büyük kaynağı ayıran ülke. Japon eğitiminin bir zayıf halkası da yüksek öğretim. Japonya'nm eğitimde sağladığı büyük başanlar genellikle ilk ve orta öğretime dayanıyor. Yüksek öğretim ise gençlerin uzun yıllar süren bir mucadeleden sonra hakettikleri "uzun bir tatil" oluyor. Japon eğitim reformcuları ezbere dayalı öğretme yöntemlerini; araştıncı, yaratıcı ve bilimsel düşünen beyinlerin yetişmesine engel gurüyor ve terk edilmesini istiyor. Japon eğitiminde reform ihtiyacının temel nedenlerinden biri de Japonya'nm yaratıcı bilim ve teknplojiye duyduğu büyük ihtiyaç. araştırmalarla, kendi başına ilerletmek dunıf munda. Japonya'nm temel araştırmalarda görece geri kalmış oluşunun bir nedenini de, Tokyo Üniversitesi emekli profesörlerinden Daizo Kunii şoyle açıkhyor: "Japonlar iki bin yıldır ileri ulkelerden bilim ve teknoloji ithal edip kendilerine adapte ettiler. Bilim adarnlannın tulumunu, takipçilikten yaratıcılığa donuşturmek çok güç bir iş." Başka bir yoruma göre, basansızhğın hiç hoş karşılanmadığı bir kultur ortamında, araştırmacılar başansızlıkla sonuçlanabilecek projelere girişmekten çekimyor; kimse yeni projeler için sorumluluk yüklenmek istemiyor. Eski Başbakan Nakasone'nin Aralık 1983 seçimleri kampanyası sırasmda eğitim alanında geniş çaplı bir reform fikrini ortaya atması, Japonya'nın eğitiminde üçüncu buyuk reform hareketinin ilk işareti oldu. Nakasone, Mart 1984'te parlamentoda doğnıdan kendısine bağlı bir Eğitim Reformu Konseyi kurulmasını onerdi. Tartışmalardan sonra oneri kabul edildi ve konsey, Ağustos 1984'te çalışmalarına başladı. Japon eğitiminde yapılması gereken reformlar konusunda başbakana tavsiyelerde bulunmakla görevlendirilen Eğitim Reformu Konseyi (Rinkyoşin), eğitim sisteminin çeşitli kademelerini, işadamlarını, sendikaları temsil eden 25 üyeden oluştu. Konsey başkanlığına Kyoto Üniversitesi eski Rektörü Prof. Michio Okamoto geürildi Konseyin parlamento tarafından seçilen partilerustu kişilerden oluşmasını isteyen Öğretmenler Sendikası, temsılci vermeyi reddetti. Başlatılan reform çalışmalarımn, savaş sonrası reformlarınm tümüyle tasfiyesine yöneldiğini öne sürdu. Ancak daha sonra konseyin duzenlediği çeşitli toplantılara kaularak görüşlerini açıkladı. Eğitim Reformu Konseyi çalışmalannı, birçok gözlemciye göre Japonya'da çok ender rastlanan bir biçimde, eğitimle ilgili tüm kurum ve kuruluşların katıldığı, üç yıl süren geniş bir forum şeklinde yurüttu. Nihai raporunu Ağustos 1987'de Nakasone"ye sunarak görevini tamamladı. Başlangıcında "Japonya'nm 21. yıizyıldaki geleceği, bu eğitim reformunun uygulanıp uygulanmayacağına bağlıdır" demlen nihai rapor, reform için behrlenen 19851995 arasındaki on yıllık programın birinci aşamasım tamamlıyordu. Üç temel neden Nihai rapora göre, Japon eğitiminde reform ihtiyacı uç temel nedene dayanıyor. Bunlann birincisi, Japon toplumunun geçirmekte olduğu köklu değişiklikler. Ekonomik kalkınmada "Batı'yı yakalama" amacına ulaşan Japonya, ileri bir sanayi ülkesi olarak olgunlaşma dönemine girdi. Yeni dönemde niceliksel refahtan niteliksel refaha geçiş; birorneklık \e turdeşlikten çeşitliliğe ve daha geniş seçme özgurlüğüne yöneliş gerekii hale geldi. Ikinci neden. Japonya'nm yaratıcı bilim ve teknolojiye duyduğu büyük ihtiyaç... Bilım alanında uretkenliğin, bireyselliğin ve yaratıcılığın arttırılması; hem doğa bılımleri hem de sosyal bilimler alanında temel araştırmaların geliştirilmesi zorunluluğu. Japonya şimdiye kadar Batı'dan bilım ve teknoloji ithal etti ve uyguladı. Bundan boyle bilim ve teknolojinin ilerlemesine katkıda bulunma durumunda. Eğitim Reformu Konseyi'ne gore reform gereğinin bir üçuncü temel nedeni de, yeni donemde Japonya'nm uluslararasılaşma, ekonomi dışındaki alanlarda da dış dunya ile daha yoğun ilişki kurma ıhtiyacı. Nihai rapor onerilen reformun temel hedeflerini de yine uç noktada topluyor. Birinci hedef, eğitimin tum alanlannda "bireyselliğin geliştirilmesi"; sistemin birörneklik, katılık ve kapalıhktan kurtarılması. Okullarda uygulanan öğretme yontemlerinden, eğitimle ilgili tum yapılanmalara ve hukumet politikalarına kadar her şeyin bu amaçla gozden geçirilmesi. Rapora gore, surekliliğe öncelik veren, birörnek ve esneklikten uzak olan mevcut eğitim sistemi, öğrencileri bağımsız düşünen ve davranan kişiler olarak yetiştirmede başarısız kalmakta. Öğretfmde esas olarak bilgilerin ezberlenmesine dayanan öğretme yontemlerinin terk edilmesi; yaratıcılığı, duşunme yeteneğinı \e ifade gücünü geliştiren yöntemlerin benimsenmesi gerekli. Reformun ongorduğü ikinci hedef, ömürboyu öğrenime geçiş. Japon toplumunda, kişilere sahip oldukları diplomalara göre değer biçilmesi alışkanlığının değışmesi; fertlerın değerlendirilmesinde çok çeşitli özelliklerin dikkate , ahnmasının sağlanması gerekiyor. tnsanlara her • yaşta eğitimlerini ilerletme olanağının verilmesi; ^ sürekli gelişmekte olan yeni bilgi ve teknikleri J oğrenme olanaklarının yaygınlaştırılması, bu • bağlamda gerekli gorulen diğer ana reformlar. Reformun üçuncü temel hedefi de, Japon eğitim sisteminin, Japon toplumunda ve dünyada meydana gelen değişmelere ayak uydurması şeklinde belirlenıyor. Bu bağlamda eğitimde uluslararasılaşma; bilim ve teknolojide ilerleme, sayılan temel amaçlar. Eğitim Reformu konseyi. alınması gerekli somut onlemler konusunda da oneriler getiriyor. Bunların bir bolümü me\cut uygulama ve kurallarda değışıklik yapılmasını ongoruyor. Bir bolumu de yeni uygulamalara yonelık. Öğrenciler lıse ve universite gınş sınavlanna "Kamıkaze ruhu" ile hazırlanıyor. Resimde görulen ortaokul öğrencılerınin alınbağında Başaracağım! yazılı. nlan fonların çok büyük bolümü, şirketler ve ulusal araştırma merkezleri tarafından kullanılıyor. Üni\ersiteler ise bu fonlann ancak yuzde 32'sini kullanmakta. Devletin universitelere yeterli araştırma fonu sağlamayışı, Japonya'da da bir sorun. 1983 yılında Japon bilim adamlarına tahsis edilen araştırma fonu, ABD'li meslektaşlarının yararlandığı fonun yalnızca onda biri kadardı. (Buna karşın, Japon bilim adamlarımn dunya bilimsel literatürüne katkıları sürekli artmakta. 1960'ta yuzdc 4 dolayında olan bu katkı, 1987'de yüzde 10 dolayına yukseldi. Bu katkısıyla Japonya, ABD ve SSCB'yle birlikte başta gelen uluslar arasında.) Öğretmenler Sendikası'na göre, devletin universitelere yeterli fon sağlamayışının nedeni, bilimsel araştırmalann şirketler tarafından finanse edilmesini istemesi. Sentlika, bu durumda üniversitelerdeki araştırmalann şirketlerin kâr amaçlarına bağımlı hale geleceği gerekçesiyle, buna karşı çıkıyor. ya'da araştırmageliştirme faaliyetlerine harcanan fonların yalnızca yüzde 13'u temel araştırmalara ayrılıyor. Bu oran, diğer sanayileşmiş ülkelere nazaran çok duşuk. Japonya Bilim ve Teknoloji Konseyi'ne göre, Japonya bu>ük ekonomik başansını, özellikle ABD'den ithal edilen yuksek teknolojinin uygulanmasıyla üretilen teknolojik düzeyi düşük malların buyuk ölçude azgelişmiş ülkelere ihraç edilmesiyle sağladı. Japonya'nm 21. yüzyılda da başansını surdurebilmesi için ise, temel araştırmalara ağırlık vermesi zorunlu. Artık Japonya için ornek alacağı bir model kalmadı. Teknolojiyi temel Temel araştırma yetersizliği Bilimsel araştırma alanında Japonya'nm asıl buyük sorunu, bilim ve teknoloji araştırmalannın büyük çoğunluğunun uygulamaya donuk oluşu; temel araştırmalann yetersizliği. Japon JaponyadaNobel alamazdım Nobel ödüllü Tonegava şöyle diyor: Japonya'da kalsam Nobel Ödülü kazanmamı sağlayan araştırmaları yapamazdım. Çünkü Japonya'da bilim adamları arasındaki astüst ilişkileri ve sürekli uzlaşma eğilimi araştırma faaliyetini boğuyor. yaratıcıblüanm göstermelerine dveren bir ortamın sağlanması gerekir... Japonya'da insanları yaratıcılığa ozendiren bir ortam veya gelenek bulunmadığı söylenebilir..." Asahi Şimbun da 14 ekim tarihli sayısında yayımladığı başyazıda şoyle diyordu: "... Japonya'da mevcut olana bağlılık ve uzlaşmaya büyük değer veriliyor. Bu durum grup çalışmasını, araştırmacılar arasında işbirliğini teşvik ediyor. Ancak bu, aşın güçlü bir eğilim. Böyle bir ortamda ozgun çalışmalar yapılması çok güçleşiyor. Zira, yaratıcı çalışmalar genellikle yerieşik teorilere karşı çıkmayı, kişinin meslektaşlarından uzaklaşmasını gerektiriyor. Boyle bir ortamda, kişjlik göstermek çoğunlukla erdem sayılmıyor. Oysa ozgun fikirler genellikle bu tur çatışmalardan çıkıyor... Japonya, Batı'yı yakalamak amacıyla yabancı bilim ve teknolojiyi benimsemede başanlı oldu. Konformizm buna iyi hizmet etti. Ancak artık Japon bilim ve leknolojisinin bu ruhla gelişemeyeceği iyi biliniyor..." Tonegava'nın odul kazandığı günlerde başka bir trajik olay, Japon universitelerindeki "feodal ilişkilere" kamuoyunun dikkatini çekti. Hiroşima Üniversitesi fızik bolümü başkanını bir süre önce ölduren kişinin, 44 yaşındaki asistanı Hiroşi Suemitsu olduğu ortaya çıktı. Suemitsu, polise işlediği cinayeti itiraf ederken, profesörünu akademik kariyerin ilk basamağından bir yukarıya terfı etmesini engellediği için oldürdüğünu soyledi. Japon kamu üniversitelerinde geçerli olan kursu ("koza") sistemi uyannca, her kursu bır profesor, bir doçent ve 12 doktoralı asistandan oluşuyor. Kursu mensupları (bizdeki gibi) omürboyu işe alınıyor. Terfileri (bizdeki gibi) kıdem esasına gore oluyor. Teoride sistem, genç bilim adamlarına deneyimli meslektaşlan yanında yetişme olanağını sağladığı gibi, iş guvenliği nedeniyle çalışmalarında sonuç almak için acele etmeye zorlamıyor. Eleştirenlere göre, hiyerarşiye buyuk onem veren Japon kültürune çok uygun düşen bu düzen, astları üstlere bağımlı kılıyor. Astların ne yapacağını sürekli üstler tayin ediyor. Böylelikle bağımsız girişim ve yaratıcılık kösteklenıyor. Öte yandan, işi kaybetme korkusunun bulunmayışı rehaveti teşvik ediyor. 1987'de Tıp Nobel Ödülü alan bilim adamı Tonegava'nın Japonya'yı karıştıran sözleri Susumu Tonegava (48) 1987 Nobel Tıp Ödülü sahibi SVRECEH J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle