22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 26 NÎSAN 1988 'Demokrasimiz için yüz karası' SHP Genel Sekreteri "Meclis Başkanı askeri darbeleri savunuyor. Bunları demokrasiye işlerlik kazandırmanın bir gereği sayıyor. İçişleri Bakanhğı'nda bulunduğu dönemde olduğu gibi her sözü bir gafolacaktır. Demokrasi için de halktan başka destekler anyor.* Akbulut bulunduğu yerin bilincinde olmalıdır" dedi. Sağlar, Akbulut'un askeri darbeleri savunmasını 'talihsiz gaf olarak değerlendirdi tstanbul Hukuk'ta protesto sürüyor tstanbul Haber Servisi tstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan bir grup öğrenci dün de çeşitli derslerden vize alamadıkları için okuldan atılmak durumunda kalmalarını protesto ettiler, Dün saat 13.30 sıralarmda Hukuk Fakültesi dekanlığı önüne gelen yaklaşık 300 kadar Hukuk Fakültesi öğrencisi, fakülte dekanı îlhan Akın ile görüşmek istediklerini belirterek topluca yere oturdular. Fakülte Dekanı Akın'ın "Atılma durumundaki tüm öğrencilerin vize almış sayılmalarımn sağlinmasını" isteyen öğrencilerle görüşmeyi kabul etmemesi üzerine fakülte yönetmeliğinin çeşitli maddeleri öğrenciler tarafmdan yüksek sesle okundu. "öğrenciler öğrenci derneğine", "Hak verilmez alınır", "Okumak hakkımız, söke söke alınz", "Herkese fınal hakkı istiyoruz", "Polis idare işbirliğine son", "Dekan dışarı" ve "Yaşasın demokratiközerk üniversite" sloganları atan öğrenciler, daha sonra fakültenin Öğrenci işleri bürosuna topluca yürüdüler. ANKARA (ANKA) SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar TBMM Başkanı Yıldırım Akbulnt'un yabancı parlamento üyelerine "Askeri darbeler demokrasiye işlerlik kazandırmanın bir gereğidir" şeklindeki sözlerini sert bir dille eleştirdi ve bu sözlerin demokrasi için bir ytlzkarası olduğunu savundu. SHP Genel Sekreteri Sağlar, düzenlediği basın toplantısında askeri yönetimlerle demokrasinin bir tutulamayacağını ifade ederek, "Meclis Başkanı ülkemizde askeri darbeleri savunuyor. Bunlan demokrasiye işlerlik kazandırmanın bir gereği sayıyor. Bu anlayış, önce, Meclis Başkam'nın (ulusal egemenlik) ile (askeri egemenliği) ayıramadığıııı ya da silab giiciinü balkın gücünden üstün tuttugunu gösterir" şeklinde konuştu. Kurtuluş savaşında bile TBMM'nin açık tutulduğunu hatırlatan Sağlar, 12 Eylül gibi ANAP iktidarının da baskı altında susturulmuş bir toplum istediğini, Akbulut'un askeri rejimi övmesi ile ANAP iktidarının 12 Eylül rejiminden hiçbir farkı olmadığını gösterdiğini ileri sürdü. TBMM Başkanı Akbulut'un demokrasi konusunda konuşmamasını da isteyen Sağlar, "tçjşleri Bakanlıgı'nda bulunduğu dönemde olduğu gibi her söziı böyle bir gaf olacaktır" diyerek şunlan söyledi: "ANAP iktidan demokrasiyi yalnız beş yılda bir balkın sandığa gitmesi biçiminde anlıyor. ANAP iktidan düşünce ve örgiitlenme özgiirlükleri, sendikal haklar, basın ve üniversite özerklikleri, bağımsız TRT gibi konularda 12 Eylül askeri rejiminden farklı göruşlere sahip olmadığını her gün kanıflryor. TBMM Başkanı, askeri rejimleri överek ülkemizi küçük düşürmüştür. Buna hakkı yoktur. Ulusal egemenüğin temsil edikligi, demokrasinin kalbi olan TBMM başkanının bu şekilde talihsiz bir beyanda bulunması düşüncesindeki özürlülük halinde bile maznr gösterilemez. Bu endişe verici bir haldir. Akbulut, ber zaman her işte destek anyor. Demokrasi için de halktan başka destekler anyor. Akbulut, bulunduğu yerin bilincinde olmalıdır." Sağlar, SHP iktidannda kalkınmanın önce köy ve köylüden başlayacağını, köyişleri bakanhğının yeniden kurulacağını, tarım bakanhğının yetim yeğenlere ve rneslek dışı bürokratlara değil, bilgili sınıf vatandaş yerine konulduğunu ifade eden Sağlar, "Efendi köylüye Uk ve en büyük yumruğu Özal vurmuştur" dedi. Fikri Sağlar, tarımda çahşanların 1979 yılında ulusal gelirden aldığı payın yüzde 23 olduğunu, 87 yılında ise bu payın yüzde 18'e düştüğünü bildirdi. Çiftçinin 7 yılda bir misli daha fakirleştiğine, tanmdaki girdilerin rıyatlarının sürekli arttığına da dikkati çeken Sağlar, Ziraat Bankası'nın kredi vermediğini, hasat mevsimi olmasına rağmen çiftçinin icra senetlerinin işleme konulduğunu kaydetti. Sağlar, "Şimdi tekrar karasaban devrine mi döniilecek? Bunun için de koşum hayvanı olarak çiftçinin ne at ne de öküz bulması mömkiindnr" şeklinde konuştu. Başbakan özal'ın "Mnhalefet bir beyet olnştnrsun, ülkeyi, sanayi tesislerini gezdireyim" şekHndeki şözlerine karşıhk Sağlar, "Sayın Özal geliniz birlikte dilediğiniz köye gidelim. Köylünün içerisinde bulunduğu koşullan hiriikte görelim. Tabü buna yüreğin dayanır ve yüzün tutarsa" dedi. Sağlar, basın toplantısında Türk çiftçisinin içinde bulunduğu güç koşullara da değindi. Canver'in telgrafı SHP Adana Milletveküi Cüneyt Canver, TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'u, "dördüncü darbeye gerekçe hazırlama çabası içinde" olmakla suçladı. Canver, tzmir'den TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'a bir telgraf göndererek, Akbulut'u önceki gün yabancı basın tnensuplanyla görüşürken yaptığı ve TV'de de yayımlanan konuşmasından dolayı protesto ettiğini bildirdi. Canver, telgratında şu göruşlere yer verdi: "Göreviniz, askeri darbeleri kamuoynna sevimli, kabul edilebilir göstermek olmayıp, başkanı olduğunuz Meclisi bu tür demokrasi dısı müdahalelere karşı savunmp1: ve korumaktır. Görevinizin bu olduğunu hatırlatmayı. hak kabul ediyor. bundan sonraki beyanlannızda bu kutsal gerçeği göz ardı etmeyeceginizi umuyorum." SHP Bakırköy ilçe kongresi tstanbul Haber Servisi tbrahim Yener'in ilçe başkanlığma seçildiği SHP Bakırköy ilçe kongresinde yönetim kurulu ise şu kişilerden oluştu. Bakırköy listesi: Efendi Çelik, Yakup Yılmaz, Mehmet Ali özpolat, Nacî Şimşek, Necla Türkoğlu, Talat özgündüz, Ali Yalçm, Enver Koçak. Bakırköy'de tbrahim Yener 199 oy, Baki Durmuş 185 oy Celal Mert ise 8 oy aldılar. Naci Şimşek, Baki Durmuş'un listesinde olduğu halde Yener'in listesini delerek ilçe yöneümine girdi. Cuhruk: Anayasanvn bazı maddeleri uygulanmıyor Anayasa Mahkemesi Başkanı Cuhruh, Anayasa Mahkemesi denetiminin daha etkin kılınmasını isteyerek bazı anayasa maddelerinin kâğıt üzerinde kaldığını söyledi. ANKARA (Cnmhuriyet flürosn) Anayasa Mahkemesi Başkanı Mahmut Cnhnık, "Anayasa Mahkemesi'nin denetiminin daha etkin" kılınması gerektiğini bildirdi. Cuhruk, bazı anayasa maddelerinin kâğıt üzerinde kaldığına dikkat çekerek, "Bu durumda rejimin gücünden çok şeyler kaybedeceğini söylemek kehanet sayılmaz" dedi. Cuhruk, bu göriişlerini Anayasa Mahkemesi'nin 26. kunıluş yıldönümu nedeniyle düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan Turgut Özal ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün katıldığı toplantıda açıkladı. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda düzenlenen kuruluş törenine önce SHP Genel Başkanı Erdal tnönü geldi. S dakika sonra salona giren Başbakan Turgut Özal, Inönü'nün yamndan geçerken lnönü'ye bakmadı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri ile tokalaşan Özal, tnönü ile tokalaşırken başka yöne baktı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in gelişi ile başlayan törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Mahmut Cuhruk, mahkemenin bugüne kadar verdiği kararlan anlattı. Cuhruk konuşmasında, özetle şu konulara değindi: " Anayasa Mahkemeleri demokratik hukuk devletinin temel taşlanndan biri ve insan iıaklannın en iist düzeyde konıyucusudur. Hukuk devleti, ancak anayasa yargısı ile işlevsel yapısını tamamlamış olur. Hürriyetçi demokrasilerde anayasalann işlevsel anlamı, onun devlet iktidannı sımrlamaya yarayan bir araç olmastdır. tktidan etkin biçimde sımrlandırmayan bir bukuki metin, şeklen anayasa sayılsa bile, fonksiyonel açıdan bir anayasa olarak kabul edilemcz. Bu nedenledir ki, anayasa yargısının degeri giderek daha iyi anlaşılır olmuştur. Hazırianışlannda hangi yol ve usuller seçilmiş olursa olsun, anayasa haariığının gerisinde toplumsal bir bunalım söz konusu ise, bu koşullarda düzenlenen anayasalan reaksiyoner bükıimlerden tamamen anndırmak kabil olmamaktadır. En azından bu yönler birer eleştiri kaynağı oluşturmaktadıriar. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararlan nedeniyle ortaya çıkan yasal boşluğun doldumiması ve Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen hükumler yerine bir yenisi getirilirken iptal hükmünün gerekçesiyle birlikte değerlendirilmesi ve yapılacak duzenlemeyle anayasanın üstunlüğü ve bağlayıcdığı Ukesinin zedelenmesi sonucunu doğurabilecek hallerden özenle kaçınılması gereldr. (Not: Bilindiği gibi geçen yıl yabancılara mülk satışına olanak sağlayan yasa Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildikten sonra aynı içerikte yasa yeniden TBMM'de kabul edilmiş, ancak Anayasa Mahkemesi'nce yeni yasa tekrar iptal edilmişti.) Bir toplumda rejimin dayanaklanm oluşturan anayasa kurallan yaşama geçirilemiyor ve kâğıt üzerinde kalıyorsa, rejimin gücünden çok şeyler kaybedeceğini söylemek kehanet sayılmaz. Geçen yasama dönemindc anayasanın 84. ve 93. maddelerine ilişkin uygulamalar bu konudaki tipik örnekleri oluşturur. (Not: Partilerarası milletveküi transferini engellemeyi amaçlayan anayasanın 84. maddesi ve belli sayıda milletvekilinin isteği üzerine Meclisin başkan tarafmdan toplantıya çağınlmasını öngören 93. maddesi uygulanmamış ve tartışmalara yol açmıştı.) Ülkemiz sosyal, ekonomik ve kültürel yönden oldukça hıziı bir değişim sürecj içerisindedir. Bu hal, degişime paralel olarak yeni düzenlemeleri ya da yasalarda çeşitli değişiklikleri kaçınılmaz kılıyorsa, kilit esaslara ilişilmemek kaydıyla sıkıntı varatan bazı konularda siyasi partflerin uzlaşmalan temin olunarak dikkatlice yapılacak bir anayasa değişikliginin hürriyetçi demokratik rejimimizin geleceği yonünde yarariı olabileceği düşünülebilir. Devletin siyasi rejiminin sörekliliği herhalde anayasaJann yeni ibtiyaçiara uydunılmasına da bağhdır." Cuhruk, "Anayasa değişikliği isteklerinin gerçekleştirilmesi gibi bir oUnağın elde edilmesi halinde, şimdiden düşünce geliştirilmesi amacıyla" kendi isteklerini şoyle sıraladı: " Anayasa Mahkemesi kararlan tefhim olunmalı ve iptal olunan hükumler karann tefhimi tarihinden itibaren yürürlükten kalkmalıdır. Dava hakkı ve koşullan yönünden daha etkin bir yargı denetimi mekanizmasını gerçekleştirecek imkânlan getirmek hukuk devleti|i]kesi açısından ileri anlmış bir adım olacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin denetiminin daha etkin kılınabümesi için yüriıtmenin durdurulması ve benzeri imkânlann getirilmesi şekil bozukluğuna ilişkin denetim kapsanunın genisledlmesi, üzerinde durulacak noktalardır. Y'edek üyelerin başkan ve başkanvekili seçimlerine kaülamamalan haksızhk olarak yonımlanabUmektedir." Cumhurbaşkanı Evren ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Cuhruk arasında geçen söyleşi şöyle: "CUHRUK En büyük sıkıntı iptal kararlannın derhal yürürlüğe girmemesi. EVREN r O doğru, onda haklısınız. Esasında açıklanması lazım. CUHRUK Buna imkân yok. EVREN Alıyorlar, gazeteler yazıyor. Yazınca da siz sıkıntıda kalıyorsunuz. Onun da sebebi var. Vaktiyle uygunsuz bazı şeyler oldu. Ondan dolayı... CUHRUK Reaksiyonel... EVREN Zaten Mahmut Bey, ister anayasa olsun, ister normal kanunlar olsun, bir zaruretten çıkıyor. Buna reaksiyon diyorlar. Reaksiyon değil bu. Bayrağı kim selamlayacak? ANKARA (ANKA) Bayrak, çekilip indirilmesinin yanı sıra, tören geçişlerinde de bundan böyle, gören her şahıs tarafmdan selamlanacak. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Turk Silahlı Kuvvetleri tç Hizmet Yönetmeliği'nin 138. maddesinin 1. bendinin değiştirilmesine dair yönetmeliğe göre, gemilere ya da resmi binalara bayrak törenle çekilip indirilirken veya tören geçişlerinde bunu gören her şahıs tarafmdan selamlanacak. Şahıslar bayrağı olduğu yerde durarak ve cephe alarak, durumuna göre tüfekle, kılıçla, elle ya da esas duruşta selamlayacaklar. Yabancı gazetecilerin ziyareti ANKARA (ANKA) Ankara'da bulunan yabancı gazeteciler dün de SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ile DYP lideri Süleyman Demirel'i ziyaret ettiler. tnönü, konuk gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türk dış politikastnın partiler arasında bazı nüanslar olmasına rağmen "milli politika" olduğunu söyledi. tnönü, Davos buluşmasını olumlu karşıladıklarını, ancak orada ne olduğu konusunda ayrmtılı bilgi sahibi olmadıklarını ifade etti. Evren ve ÖzaVa hakaret davası MALATYA (Cumhuriyet) Başbakan Turgut özal ile Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e "kâfir" diyerek hakaret ettikleri savıyla haklannda dava açılan iki sanığın savunmasını, ANAP'lı avukatlar üstlendi. Avukatlar, dünkü duruşmada daha önce de laikliğe aykırı hareketlerinden dolayı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanan sanıklara yöneltilen suçlamaların doğru olmadığını savundular. Dündar Kıkç'ın oğlu aranıyor tstanbul Haber Servisi Öz annesi Ümit Kılıç'ı tabancayla yaralayarak kaçan Dündar Kılıç'ın en küçük oğlu Ergün Kılıç (20) polis tarafmdan aranıyor. önceki gece Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırüan Ümit Kılıç'ın sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi. Erenköy Sahrayı Cedid Mahallesi Çavuşkuşu Sokak Çelik apartmam 9/12 numaralı dairede oturan Dündar Kılıç'ın eşi, bir tartışma sonucu henüz bilinmeyen bir nedenle oğlu Ergün Kılıç tarafmdan kurşunlanmıştı. Ağzmdan ve sırtından yediği üç kurşunla ağır yaralanan Ümit Kılıç, komşuların yardımlarıyla hastaneye kaldırılmıştı. | ı % r o o t > l l 1 r İ A 7 P r î Alibeyköy Mareşal Fevzi Çakmak Çaddesi ı v ı c r a ı ı ı ı u u t c ı ı , K u n ı e Ev1erj d u n a ^ ^ y e j S K r y e ^ y ait ekiplerce yıkıldı. 32 gecekondunun yıkıldığı mahallede. çoluk çocuk sokakta kalan "KCıme Evleri" sakinleri, çığlık çığlığa ve ağlayışlarla evlerinin yıkılmasını öntemek isterken, "su borularımızı bile.bir hafta önce çektiler. Mademki evienmizi yıkacaklardı, niçin su bağladılar" diye yakındılar Gecekondu sakinlerinden Yusuf Baş, evlenni 1966 yılında hazıne arazisi üzerinde yaptıklannı ve düzenli olarak vergilerinide ödediklerini belirtirken, "1982de ( m bu araziyi ISKI almış. Nasıl aldığını da bilmiyoruz. 1982 de de tahliye davası açıldı" dedi. İSKİ yetkilileri ise, 32 hanenin bulunduğu 1. Küme Evleri arazisinin İSKİ arıtma tesıslerine ek binalar yapılmak üzere satın alındığını 1984'te açılan tahliye davasının 1986 yılında tamamlandığını betirtirterken. "Bu arazi İSKİ'ye ait olduğu ıçın af kapsamına girmiyor. Tahliye edilmesı için 15 kez geldik, ama mahalle sakinleri direndiler btz de yıkmak zorunda kaldık" dediler (Fotoğraflar: Uğur Saner) Gazetecilik seminerinde bugiin tstanbul Haber Servisi Gazeteciler Cemiyeti tarafmdan genç gazeteciler için meslek içi eğitim amacıyla düzenlenen "örneklerle Gazetecilik ve Haber" seminerinin 2. gününde bugün (salı) Cumhuriyet Gazetesi Haber Müdürü Yalçm Bayer ile Sabah Gazetesi Yayın Koordinatörü Mazlum Göknel konuşacaklar. Cağaloğlu'nda Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek salonunda saat 16.30'da başlayacak seminere genç gazetecilerin yanı sıra gazetecilik okulları öğrencileri de katılıyor. Aybar'dan 23 Nisan eleştîrîsi Haber Merkezi Eski TIP genel başkanlarından Mehmet Ali Aybar 23 Nisan kutlamalannın TBMM'deki bölümüne katılmayan Cumhurbaşkanı Evren'in tavrını eleştirdi ve "Egemenlik nerede, kimlerin elinde, miffet nerede?" diye sordu. Aybar yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Nizamı Cedid'den bu rana 200 yıl geçti. Sayın Evren'in Meclisin 23 Nisan kutlamasına gelmeyişi, 'Kimi milletvekilleri ayağa kalkmazsa yabancı konuklar yanlış izlenim edinebilirier' gerekçesiyle açıklandı. Meclis Başkanı Akbulut da yabancı gazetecilerin insan haklanyla ilgili sorusunu, "Sizin ülkenizde polis, jandarma valandaşınıza hiç kötü muamele yapmaz mı?' biçiminde yanıtladı. Birbirini tamamlayan bu iki ornek, Batılılaşma yolunda nerede olduğumuzu da Batılılaşmadan ne anlmadığımızı da ve bir ölçüde Batılılaşmanın nedenini gözler önüne seriyor. Batılılaşma hareketimiz ithal malı. Bu vola girmemiz çeşitli asamalardan geçti: Birincisi Nizamı Cedid. Ordunun yeni silahlariadonatılması ve yeni yöntemlere gerek duyulması..." Tanzimat ikinci adım. Yurttaşlara can, mal güvencesi; yabancılara da kimi ayncalıklar tanındı. Arkadan 1. ve 2. meşrutiyetleı. Batı'dan anayasa çevirisi, kimi yasalar ve kurumlar. Batılı ülkeler gibi parlamentomuz, danıştayımız, sayıştayımız, yargıtayımız vardı artık... Daha sonra "Egemenlik ka yıtsız şartsız millelindir" denildi. 1960'tan beri Silahlı Kuvvetler üçtür devlete el koyuyor. Nedeni? Demokrasiyi yola sokmak, demokrasiye işlerlik kazandırmak... istanbul SHP'de pazarlık sınavı Sol kanat olarak adlandırılan gruplar içinde birbirleriyle bir araya gelme şansı uzak veya birbirlerinin güç aldığı ortaklık noktalarını beğenmeyen grup ve grupçuklar yer alabiliyor. FÜSUN ÖZBİLGEN SHP'nin Istanbul'da yaşadıgı ilçe kongreleri bazı yeni oluşumlann belirginleşmesine, merak edilen bazı kohuların aydınlığa kavuşmasına ve il yönetimi ile kurultay delegasyonuna yönelik yoğun bir "pazarlık döneminin" açılmasına neden oldu. Önseçimlerde parti içi suçlama konulan arasında yoğunluk kazanan "mezhepçi ve bölgeci" eğilimlerle hareket etmenin partililik anlayışımn önüne geçmesi olgusunun bu kez azalma eğilimine girdiği ve "parti içi göriişler doğrultusunda" birleşme eğiliminin yukseldiği gözlendi. yanlış oftaklık noktalarından "parti içinde benzer görüşlerin birliği" gibi ortak noktalara göre hareket eden grupların çoğalma eğilimine girildi. Daha önce mezhep benzerliklerinden yararlandıklan ileri sürülen İstanbul milletvekillerinin, önseçimlerde aldıkları bu desteği de inkâr etmemekle birlikte "önce particilik ve parti görüşlerinin doğrultusunda hareket etme, sosyal demokrat göruşlere yakısmayan çağ dışı birlik noktalarını reddetme, parti içinde antişoven anlayışı yerleştirme yönünde çaba harcadıklanm" gozledik. Örneğin Bakırköy'de daha önce mezhepsel ortakuk noktalan ile hareket etmekle suçlanan Balkayalar, Dr. Beyzadeler gibi grupların bu kez bu egilimlerin tümüyle dıfinda olmakla tanınan eski ilçe başkanı Baki Durmuş'u desteklemeleri, bu eğilimin, yani mezhepsel birlikten particilik aniayışına yönelik birlik eğiliminin bir ifadesi olarak yorumlanıyordu. Ancak bu birlikteliklerin her zaman başarılı sonuçlara varamadığı da gözlendi. Şişli ilçe kongresinde bir delegenin hem de il yönetiminde görev alma ağırlığını taşıyan bir delegenin "gelin canlar bir olalım" mesajı vermeye çalışması, bu eğilimin, henüz tam etkinlik kazanamadığının gostergesi idi. Yine aynı kongrede meydana gelen kavga ise başka bir oluşumun ilk mesajlarım içeriyorc'u. İki gün önce İstanbul'da işadamlan karşısında bir konuşma yapan Deniz Baykal ile ilgili olarak "lşadamlan sınavından geçişin" eleştirilişi, salonda yumrukların konuşmasına yol açıyordu. Baykal ile ilgili olarak parti içinde var olan merak ve kararsızlık, Istanbul'daki bu toplantıdan sonra başkaca bir tanımlamaya doğru dönüşmeye başlamıştı. Parti içinde sol kanat yanlılan, "Özal hükümetinin yıpranıp neredeyse yok olmaya başladığı ve sermayenin hızla yeni bir adam arayışına girdiği bir dönemde, gücünü ezilen halk tabakalanndan değil de sermaye içindeki bu arayışlardan almaya çalışan bir Deniz Baykal portresi" ile karşılaşıldığmı ileri sürüyorlardı. Bu tartışma da parti içinde şimdiye dek "Baykalcılar ve anti Baykalcılar" olarak adlandırılan görünüşlerin "gücünü emekten mi yoksa sermayeden mi almak" gibi sosyal demokratlann tartışacakları noktalara gelmekte olduğunun gostergesi sayılıyordu. İlçe kongreleri öncesinde parti örgütü içinde en fazla merak edilen konuların başında ise Erdal İnönü'nün kurultayda nasıl bir politika izleyeceği geüyordu. İnönü, kurultayda acaba adaylığmı kararlı bir biçimde koyacak ve partinin başında olduğunu mu du>uracaktı yoksa il^c ve il kongrelerınden sonraki oluşumlara bakarak partiyi çok meraklı başka ellere bırakıp bu didişme ve çekişmelerden uzaklaşmayı mı yeğleyecekti? Bu sorunun yanıtı merak ediliyordu. Bu sorunun yamtı, kurultaydan önce pek çok il kongresindeki gruplan ve delegasyonları belirlemede de etken olacak görünüyordu. İstanbul'un en büyük ilçe kongresinde, kurultay he'saplarınm en yoğun olduğu bu ilçe kongresinde, genel başkan, konuya açıklık getirdi ve yeniden aday olacağını net bir biçimde ifade etti. "Elbette başka adaylar olacaktır, o zaman da kurultay delegeleri benim bu partideki işlevimin bitip bitmediğini iyi düşünerek ona göre kararlarını verip oy knllanacaklanhr" diye hem demokratik hem kararlı bir tutum sergiledi. lnönü, konuşmasmda, parti içinde yukarda sözünü ettiğimiz "şoven ve mezhepçi" egilimlerin yanlışlığını da vurguladı ve bu konuda "partiye vermek istediği çizginJn" mesajını da verdi. Pazarlık dönemi Henuz Çatalca ve Üsküdar kongrelerinin sonuçları alınmamakla birlikte kongrelerini yapmış 17 ilçenin oluşturduğu sonuçlar irdelendiğinde Istanbul'da "sol kanat" olarak adlandırılan delegasyonların ağırlık kazandığı görüldü. Gerek il yönetiminin belirlenmesinde gerekse kurultay de!egelerinin seçimine yonehk delegasyon listelerinin hazırlanmasında bu kanat içindeki güçler ağırlık koydu. Ancak bu ağırlık homojen bir bütünün sağladığı ağırlık olamadı. Çünkü sol kanat olarak adlandınlan gruplar içinde, birbirleri ile bir araya gelme şansı uzak veya birbirlerinin güç aldığı ortaklık noktalarını fazlaca beğenmeyen grup ve grupçuklar yer alabiliyorlar. Bu güçlerin il yönetimi ve delegasyon için kendi aralannda ve karşılıklı pazarlık dönemi de böylece açılmış oldu. tşin tuhaf tarafı şu anda ortalıkta il yönetimine talip, gerçekten ağırlıklı bir il başkanı adaymın da bulunmayışı. tstanbul'a seçilecek güçlü ve etkili bir il başkanı ile ağırlıklı bir il yönetfm kurulunun partiye getireceği katkıyı görebilen kişiler de, "ne olursa olsun bizim adamımız olsun" diyebilen ve bu görüşü geçen kez il başkanı seçilen Hasan Febmi Güneş'e karşı sonuna kadar savunup pazarlık yapan güçler de, yine seçimleri kazanan "sol kanat" denilen ve homojen olmayan bu grupların içinde yer alabiliyorlar. Atina Gazeteciler Cemiyeti Başkanı tstanbul Haber Servisi Atina Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vasiliss Korahais dün Vali Cahit Bayar'a nezaket Ztyaretinde bulundu. Korahais, Rum Patrikhanesi ve hlanbul'daki Yunanlılarm sorunlarmın ortadan kaldmlmasına çalışılacağma inandığını, bunun Türkiye ve Yuıtanistan arasında var olan daha büyük sorunlarm çözulmesi için zemin hazırlayabileceğini söyledi. Yeni oluşumlar İstanbul gibi ekonomik, sosyal ve kültürel yaşarna ağırlığını İcoyan, İstanbul gibi Anadolu'nun tüm illerinden gelen goçlere açık ve bu göçlerle gunden gune sosyal dengeleri değişim gösteren bir metropolde, SHP gibi bu guç ve dengelerin çarpıştığı bir sosyal dernokrat partide ilçe kongrelerinde gözlediğimizyeni oluşumlar şöyle sıralanabilir: CHP'nin kapatıhp 12 Eylül gibi pekçok birikimin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemden sonra kurulup çeşitli birleşme aşamaları yaşamış olan SHP'de, özeliikle Istanbul'da ağjrlıkh olarak milletveküi önseçimlerinde gözlenen "siyasal göriişler çerçevesinde birlik olmadan uzak egilimlerin", yaşamını sürdürmekle birlikte azalma eğilimine girişi. Önseçimlerde bu tür egilimlerin yardımını da alarak one geçtiği ileri sürülen kişiler, bu kongrelerde farklı yaklaşımlar içinde gorulebüdiler. Mezhep gibi DUZELTME • SHP Dünkü gazetemizde yer alan SHP İstanbul ilçe kongrelerı ile ilgili haberde bazı düzeltmeler yapıyoruz. Beyoğlu kongresinde sol kanadın adayı Cemal Özen'in Çağdas Grubun adayı Münir Aydın'la çekiştiği bildirilmişti. Özen'in aday olmadığı Münir Aydın'ın 127 oyta başkan seçldi^i diğer adaylardan Hüseyin Aslan'ın 110, Arif Kaplan'ın da 101 oy aldıöı belirtildi. Demokratik Birlik Gubu'ndan Ali Haydar Ozcan'ın da Çağdaş Grubun listesini deterek ilçe yönetim kuruluna girdiği kaydedildi. Kadıköy ilçe korgresinde iki aday olduğu, Ümit Sılan'ın 192 oyla ilçe başkanı seçildiği, Hasan Tapan'ın ise 76 oy aldığı öğrenildi. Hateriı Gaziosmanpaşa bölümünde de yönetim kuruluna sealenier eksik olarak yer almıştır. Gaziosmanpaşa ilçe yöretim kuruluna seçilenlerin adları şöyledir: "Demen Ali Sa î»s, Emir Ali Akad, Halil Felek, Kamif Arıkan, Mehmet /c, Nihat Ersin. Hüseyin Kırmızıgul, Bayram Taşdemir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle