22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 1988 • • • • 6 CUMHURİYET/13 Aile ve 9 Çocuk ' ™ satın aldığı Airbus'lar danbJridahaistanburagefciı Yaklaşık 4 saattik gecıkmeyle saat 20.00 sıralarında Atatürk Mavalımam'na inen A310/300 sayılı Airbus, basın mensuplarına tanıtıldı. Yapılan tören sırasında General Electric'm Avrupa ve Ortadoğu satış başkanı Oon Horrison ile THY Genel Müdüru Yılmaz Oral da birer konuşma yaptılar. (Fotoğraf: Uygar Gurkan) Aitftııe T H Y n İSTANBUL Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.\ Atalay Yörükoğlu, çocukları tanımanın tek yolunun diyalog olduğunu söyledi. Yörükoğlu, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen "Aile ve Çocak" konulu konferansta insanı ayakta tutan en önemli faktörün "ldmlik" olduğunu belirterek, çok zeki ve akıllı olarak nitelediği terörist Mehmet Ali Ağca'nın kimlik bocalaması yüzünden Papa'yı vurduğunu öne surdü. Prof. Dr. Yörükoğlu, şöyle konuştu: "Mehmet Ali Agca, kimlik bocalaması çekiyordu. Ben nereye aitim diyordu. Babası ölmüştii. önünde örnek de yoktu. Sonuçta kendisini olumlu olarak kabul eltiremeyecegini anlayınca olumsuz davranış içine girdi ve gitti Papayı vurdu." Af Örgütü: Türkiye'de işkence sürtiyor LONDRA (ANKA) Ulusla rarası Af Örgütü, Türkiye'nin 25 ocakta işkenceye karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ni imzalaması, ardmdan da 25 şubatta işkence ve insanlık dışı davranışları önlenmesine ilişkin Avrupa Konvansiyonu'nu onaylamasma karşın, işkenceyi sürdürdüğünü belirtti. Uluslararası Af örgütü'nün "Amnesty International" adlı yayın organının nisan sayısmda, Türkiye1 de özellikle karakollarda ve hapishanelerde işkencenin sürdüğüne ilişkin haberlerin ahndıği kaydedildi. Aynca 1987 yıh içinde 17 kişinin hapishanelerde öldüğü kaydedilerek, 1988 başlanndan bu yana da Diyarbakır ve Lice bölgelerinde 100'den fazla insanın, ayrıhkçı Kürt gerillalara karşı savaşmayı reddettiği için işkence gördüğü ileri sürüldü. TürkYunan adamı, yazar ve sendikacıların da btlunduğu Yudostluk larırtda tanınmış bilim nanlı grup, temaslannı surdurüyor. Atina Barosu Onur Başkanı Evalgelos Maheras, Yunanistan Barış Demeği Başkanı Alkıs Artiiriadis, Yunanistan Sendikalar Biriığı Ikınci Başkanı Koşta Marangutakis. Kesariani Belediye Başkanı Panayot Maksis'ın de yer aldığı 39 klşilik grup dün gece. kapatılan Banş Demeği üyelerinm konuğu oldular. Çatı Restoran'daki ağırtamada, Mahmut Dikerdem ve Yunan Barış Derneğı Başkanı Artıinadis birer konuşma yaptılar. Köpeklere yapay durulmuş sperm ıle yapay yoldan döllenmesı tartışıldı. Toplantı sonrasında Husky adlı anne köpeğın biri normal dığen yapay yoldan döllenen yavrulan basına seyımlı bir poz verdiler. Bamshee adlı yavrudan 9 ay sonra yapay yollardan döllenerek doğan Lexka tçin spermler Isvıçre'den sağlanmış. (Fotoğrai: Reuter/AP) OLAYLARIN Ifeni dış kredi arayışı 1. Sayfada) ARDINDAKI (Baştarafı Dünya Bankası yetkili mının katılacağı belirtildi. IMF ve HABERLERİN DEVAMI CÖMEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafı l. Sayfada) 'bölüneceğinden' korkuyordu". Tabanda başlayan tepkilerin bir süre sonra ANAP grubunu sarmasmdan kaygılanıyordu. ANAP grubunda olası bir bölünme Özal'ın kişisel planlarını altüst edebilirdi. Zaten çevresi yerel seçimlerde parti oylarının yüzd© 20'lere düşmesi kaygısıyla yaşıyordu. Böyle bir sonuç iktidarı sırat köprüsüne itebilir, hele Özal'ın 1989 hesaplarını altüst edebilirdi. Özal'ın çevresinden sürekli "parti içinde kavgalardan uzak kalınması" istediğini kimi yetkililer söylüyordu. Örneğin, Ankara İl Kongresi'nden bir hafta önce "bir emri" olup olmadığını soranlara, "Kavga çıkmasın, demokratik bir kongre olsun" demekle yetinmişti. Ama, il kongresinde kavga da çtkmış, Özal'ın her gece TV'den anlattığı masallara karşın pahalılık, geçim darlığı delegelerce seslendirilmişti. Özal bu gelişmeye "fena halde limon" olmuş, bozulmuştu. Konuşmasında açıkça söylemese bile milletvekillerinin bölündüğü, delegelerin birbirine girdiği ortamın gerçek sorumlusu saydıklarına silahlarını ateşlemıştı Halk indinde ANAP'ın tepetaklak gittiğini gören Özal, çok denenmiş ama esenKğe kapı aralamayan siyasal bir yönteme başvurdu. Güneşi bakpıkla sıvayanların bir ölçüde muhalefet, başarılarını karalayanın büyük ölçüde basın olduğunu sergitedi. Basını maddi baskılar altına alacağını bir süredir zaten duyuruyordu. Batı fıyatlarıyla baş başa getirme bahanesiyle kâğıda zam yapacağını on beş gün önce ANAP grubunda açıklamıştı. Şimdi basına haddini bildirecek yeni zammın "zamanını" beklediğini söylüyordu. Hesaplarına uygun düştüğüne inandığı zaman basının beline kazmayı vuracaktı! Kâğıt "en şiddetli önlemlerin" birincisiydi. Sonra sansür getiren yasalarla oynamaya başlayacaktı. Basında bir kesim bu yasaları yenıden incelemeye alan Özal'ın iyiniyetine güvenmiştı. Oysa 9 nisanda Mecüste Adalet Bakanı Sungurlu "Hükümetimize karşı haklannı teminat altına aldığımız insanımızı basının 'tecavüzlerine' karşı teminat altına almayı düşünüyoruz" diyordu. 10 nisanda da Başbakan "en şiddetli tedbirlerden" söz ediyordu. ANAP grup yöneticileri ise bize o gece hâlâ basınla ilgili yasaların Meclisten geçmeyecegini söylüyordu. Özal son konuşmasıyta muhalefet partileriyle basını aynı kabın içine koyuyordu. "Şiddetli tepkiler" ilk başta basın için geçerli olabilirdı, ya daha sonra rnuhaletete sıra gelebilir miydi? Örneğin Menderes, 1960'tan önce ilk başta basına kâğıttan başlayarak yasalara kadar uzanan "şiddetli tedbirler" getirmişti. Sonra dayanamamış, Meclisteki çoğunluğu ile muhalefet ve basını iceren "Tahkikat Komisyonu" kurmuştu. Muhalefetin ve yardakçısı diye nitelediği basının "rejimi devirmeye uzanan yolda" olduğu inancındaydı. 1988lerde Özal, muhalefetin ülkeyi "dışarrya jurnal" ettiğini söylüyordu. Yolun başında Menderes ve takımı da aynı sözcüklerle harekete geçmişlerdi. Belki Özal daha değişik, ama aynı kapıya çıkan bir yöntem düşünüyordu. Basını susturursa çıkaracağı yeni yasalarla muhalefetin seçimlerde silinip gitmesrni, en azından sesini kısmayı sağlayabilirdi. içerde ne söylenirse söylensin, çarpık seçim yasasıyla yüzde 25 oyla yine iKtidara gelebilir, bayan Thatcher gibi "kişisel dostlan" 700 milyar liralık ihale karşılığı Özal'ı överdi. Bu irdelemelerin yanı sıra gözlemcıler ANAP iktidannın bir başka kozu piyasaya sürdüğüne inanıyordu. Bozkurt Bey'in açıklamasından sonra büyuk birader Turgut Bey de enflasyonun bir iki ay sonra "duracağım" duyurmaya başlamıştı. Ola ki enflasyon yaz aylarında durabilirdi, ama şpnbaharla yine atağa kalkaçaktı. Özal ve takımı fiyatların bir iki ay durmasıyla nefes alacak, enflasyon u "kontrol etmeye" başladıklarını söyleyeceklerdi. Madalyonun ikinci bir yüzü vardr, ya enflasyon sınırlı süre durdurulamaz, fiyatlar artmayı sürdürürse ne olacaktı? Soruya yanıt, olayların ardındaki gerçekleri doğru değerlendiren birinden geWi: "O zaman Özal'ın düşüş sürecini kimse durduramaz!" GERGEK (Baştarafı 1. Sayfada) te ve "siyasetçileri karalamakta"dır. Iküdarı "maddi çıkar kavgası" nedeniyle eleştirmektedir. Basına karşı gerekli önlemleri almakta, Sayın Özal gecikmeyecektir. Muhalefet partileri ise "tadı kazanı kaynatmaktadırlar." Özal, kîsiliğinin yurtdışında büyük saygınlığı olduğunu "bizzat" dile getbrmekten ve dosta ve düsmana duyurmaktan zevk almaktadır. Yapılan zamlar nedir ki? Kurtuluş Savaşı'nda bu millel çok daha büyük özveride bulunmamış mıdır? Ekonomik bunalım yoktur. Bunalım, bazı kişilerin kafasında yaratılmaktadır. Muhalefet ANAP'ı parçalamak istiyor; mayın tarlasmda yürünüyor, dikkatli olmak gerekiyor. Sayın özal'ın son günlerde söylediklerinin özeti aşağı yukarı budur. Sonuçta, Başbakanın yolunda yürümekte kararlı olduğu da anlaşılmaktadır. Ne var ki Türkiyedeprotesto ve yakınma sesleri, artık iktidar partisi kongrelerine kadar girmişür. ANAP rahatsızdır, Sayın özal'ın da bu rahatsızlıktan rahatsız olduğu izleniyor. Buna karşın ekonomide uygulaması gereken reçetenin de ne olduğunu biliyor. Başbakanın elinden ne gelebilir? Dış ekonomik çevrelerin isteklerini yerine getirmek zonındadır. Sayın Başbakan, bu acı reçeteyi önceki gün Meksika'ya giden uygularken TUrkiye'den hiç ses çıkmamasım istiyor; öyle bır top Devlet Bakanı ve Başbakan Yarlum öziüyor kı, enflasyon yuzde 60 dımcısı Kaya Erdem başkanlığındüzeyini aşacak, trilyonluk zamlar daki heyet de iki ülke arasındaki halkın sırtına vurulacak, gelîr da ekonomik ve ticari ilişkileri gelişğılımı gün geçtikçe bozulacak ama tirmek amacıyla üst düzeyde bazı basın, hükümeti destekleyecek, görüşmeler yapacak. DPT Müstemuhalefet partileri alkışlayacak. şarı Ali Tigrel, Hazine ve Dış TiDoğaldır ki böyle bir isteğin ye caret Müsteşar Yardımcısı Namık rine geıirilmesinı dıiemek, olmaya Kemal Kılıç ve bazı işadamlannın cak duaya amin demekle eşanlam yer aldığı Türk heyetinin, Meksilıdır, eşyanın tabiauna aykındır. 4 Şubat kararlarını uygulamaya ka resmi makamlan ve özel sektör sokan hükümet, zamlarla birlikte kuruluşlarıyla yapacağı göruşmesıkı para politikasım da benimse lerde Türkiye'nin izlediği ekonomiş göhinüyor. Bu gibi durumlar mik politikaları aniatacagı ve iki da daha Once çok kez görüldUğü ülke arasındaki ekonomik, ticari ve teknik işbirliğini arttırma olanakgibi enflasyon birkaç ay içinde durgunlaşabitir. önümüzdeki yaz lannı arastıracagı belirtildi. aylarında Sayın Özal'ın umudu TürkJapon îş Konseyi'nin de budur, ama bu umudun çok kısa 2829 nisan tarihleri arasında Tokvadeli bir geleceği olacağını şim yo'da toplanacağı bildirildi. Bu diden sö'yteyebiliriz. Daha da kö toplantıya da Başbakan Yardımcısı tüsu, bütün önlemlere karşın enflasyonun yaz aylarında azgmlaş Kaya Erdem başkanhğmdaki bir masıdır ki bu olasıhk da giindem heyet katılacak. Erdem başkanhğmdaki heyette Hazine ve Dış Tidedir. caret Müsteşarı Yavuz Canevi, Ekonomide başarısızlığı artık DPT Müsteşarı Ali Tigrel, Toplu tescil edilmiş görünen Başbakan Özal'ın, başansızlığını vurgulayan Konut ve Kamu Ortaklığı ldaresi Başkan Vekili Bülent Güllekin yer muhalefeti ve basını susturmak için baskı yöntemlerine başvurma alacak. Türk tarafmın başkanlığını Şank Tara'run yapacağı konsey sı inişini çabuklaştıracaktır. • • • toplantısına çok sayıda da işada leri Türkiye'nin bahar toplantısına bir kez daha "acı itaç" almış olarak gelmesini 'Türkiye'nin ciddiyetinin göstergesi" olarak algıladıklannı kaydediyorlar ve "Başka şansınız yoktu" diyorlar. Bir yetkili bu çerçevede şöyle konuşuyon "Eğer IMF'de hâlâ Türkiyeye karşı herhangj bir hareketlenme yoksa, bu, borç servisinde şu ana kadar bir aksama olmaması yüzündendir. Ancak en ufak bir aksamada Türkiye sornnu çok hızla ortaya gelebilir." Türkiye, Washington'da borç arayışını sürdürürken, IMF Ara Komitesi ve Dünya Bankası Kalkınma Komitesı'nde global ekono mi, banka ve fonun rolü ile borç stratejisi tarttşılacak. Hollanda Maliye Bakanı Onno Ruding'in başkanlığıru yapacağı ara komite toplantısında dunyanın ekonomik gidişatı, sanayileşmiş ve kalkınmakta olan ulkeler arasındaki ekonomik ilişki kapsamında ele alınacak. Ara komitenin gündeminde dünya borç durumu ve stratejisi de var. Bakanlar IMF tarafından hazırlanan gündeme göre, her ne kadar "piyasa kökenli yaklaşımlann genişJetilmesini" görüşeceklerse de bu yıl, her zamankinden daha fazla Keynesvari yaklaşımlann ortaya atdması bekleniyor. • Dünya Bankası Kalkınma Komitesi toplantılannda i&e kalkınmakta olan ülkelere kaynak transferi konusu görüşülecek. Konsey toplantısı nedeniyle Tpkyo"ya gidecek Kaya Erdem başkanlığındaki resmi heyetin Japon Ekonomi ve Maliye Bakanlığı üst duzey yetkilileriyle yapacağı görüşmelerde bu ulkeden bu yıl sağlanması öngörülen 700 milyon dolarla bir milyar dolar arasındaki kredi konusunu ele alacağı bildirildi. Söz konusu kredinin önemli bir bölümünü Dünya Bankası kredileri üzerinden yapılacak cofınansmanlann oluşturacağı kaydedildi. Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt özal, IMFDünya Bankası ara toplantılarma katılmak üzere Ankara'dan aynhrken AA muhabirinin sorulannı yamtladı. özal, "Tiirkiye'nin dış borç meselesi yok. bu konu muhaJefet ve belirli çe> relerce abarülıyor" dedi. Özal, "Ihş borçlann odenmesinde IMF'nin aracılığı veya vardımı istenecek mi?" sorusuna şu karşıhğı verdi: "Hayir, IMFden hiçbir istegimiz yok. Türkiye'nin bu yıl ödeyecegi 7.2 milyar dolarlık borcun karşılığı bulunmuştur. Hiçbir sıkıntımız yok. Bu paranın üçte ikisi önceki dönemlerin. üçte biri ise bizim dönemimizde alınmış borçlardır. Endişe edilecek bir durum yoktur. Açıkça ifade ediyorum, Türkiye dış ödemeler dengesinin en kuvvetli olduğu dönemdedir." Türkiye'nin ihracat ve öteki doviz gelirleri ile borçlannı ödediğini anlatan Özal, "Türkiye'nin borç ahp, borçlannı ödeme durumu yok. Bunlann hepsi uydurmadır, yanlıştır. Kasıtlı olarak çıkanlan lafUrdır" dedi. IMFnin Türk ekonomisini gayet iyi bildiğini söyleyen Özal, "Önlar bu işi bilmeyenlerin yaygaralanna bakmazlar" diye konuştu. UGUR MJMCU GOZLEM (Baştarafı l. Sayfada) leniyor. Bir süre önce eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ, Danıştay'a hizmet kusuru nedeniyle dava açmak üzere Başbakanlıktan 200 milyon liralık tazminat talep etmişti. MİT Raporu olarak arulan yazıda kendisine yönelik suçlamalar nedeniyle raporu düzenleyenler hakkında daha once de Başbakanlığa bir dilekçe vererek cezai takibat isteminde bulunmuştu. MTT (Baştarafı I. Sayfada) sol kanat lideri Dr. Kâmil Kınkoğlu'nun en yakın arkadaşlarından biriydi. Mehmet Demirel o günlerde, babası ve amcası ile birlikte hep CHP kulislerinde dolaşırdı. 1983 seçimlerinde Mehmet Demirel"\ ANAP Ankara İl Başkanı olarak görduk. CHP'li laık ve solcu bir aileden gelen Demirel, şimdi "Selametçiler", yani eskı MŞP'liler; "Hareketçıler", yani eski MHP'lilerin oyları ile ANAP II Başkanhğına seçilmiş bulunuyor. Ne diyelim: Yağmur yağdı bcVe oldu.. Ya Halit Masatlı?.. İl başkanlığını Demirel'e kaptıran Halit Masatlı da bir eski CHP'lidir! 12 Eylül öncesı Ankara CHP İl Genel Meclisi üyesi olan Masatlı, ANAP Ankara Milletvekili Muzaffer Atılgarim kayınbiraderidir. Atılgan ve Masatlı, ünlü "Şıhbtzın aşıreö"ndendirler. Bu aşiret yıllarca CHP'yi destekledi. Aşiretin Ankara'daki reisi Ismail Coşan, ölümüne kadar CHP'nin en sadık, en militan üyelerinden biri olarak kaldı. ismail Coşan'ın kardeşi "Kürt Cemali" Ankara'da kabadayı dünyasının önde gelen adlarındandı. "Kürt Cemali", Ankara1 nın yine ünlü kabadayılarından "Kabadayı Mehmet" tarafından vurularak öldürülmüştü. Etkin, yeteneklı, becerikli insanlar çıkarmıştır bu aşiret. istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedmttin Dalan da bu "Şthbızın aşireti"r\der\dir. Kaçak işadamı Kemal Horzum iıe çatışan, bu yüzden adını sık sık basında duyuran Haydar Koç da bu aşirettendir; Sunalp Paşa'mn MDP'sinin destekçilerinden "Kürt Ahmet" diye bilinen Ahmet Turgut da bu aşiretin damatlarındandır. "Şıhbızın aşireti"r\\r\ bir kısım aileleri, Ankara'da 1983 seçimlerinde ANAP'ı desteklediler. Muzaffer Atılgan, Altındağ Belediye Başkanlığına; kayınbirader Halit Masatlı da Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliğine seçildiler. Masath, daha sonra Büyükşehir Belediye Baskanvekilliğine getirildi.. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy ile Altındağ Belediye Başkanı Muzaffer Atılgan arasında, seçimlerde n hemen sonra sürtüşmeler başgöstermişti. Sürtüşmelerden biri, "Balıkçı Hali" konusundaydı. Altınsoy ve Atılgan arasındaki bir başka sürtüşme konusu da Atılganm Ankara'daMeşrutıyetCaddesı'nde yaptırmak istediğı bir otel ile ilgilıydı. Sızan haberlere göre, Atılgan'\r\ oteli için imar ızni sorun olmuş; bu sorunun çözümünde kayınbiraderi Masath'nm katkıları olmuştu. Neyse; ANAP'ta böyle öykü çok.. Bu öyküler, ANAP iktidannın siyasal ve sosyolo)ik yaptsını da anlatıyor. Yani arıyı, balı, peteği.. Erdem Ansoy'un bir perdelik dramına ne demeli?.. ANAP İl Başkanı Rıfat Diker, milletvekili olunca. Özal, il başkanlığına soyadı ANAP amblemini çağnştıran bir avukat buldu: Erdem Arısoy... Seçımlerden bu yana il başkanlığı yapan Erdem Arısoy, Başbakan ve sayın eşınin desteklerine karşın kongrede 37 oy aldı. Başbakan Özal'ın bulup ıl başkanlığına oturttuğu "hanımefendidestekli Anscy"un kongrede hiçbir "kıymetı harbıyesi" olmadı. Millı Savunma Bakanı Ercan Vuralharim gazetemıze karşı açtığı davalar için canla başla çalışıp bu davaiar için iki avukat ortağını görevlendıren Erdem Ansoy'un ANAP Ankara örgütünde en küçük bir ağırlığı bile olmadığı, aldığı 37 oyla matematiksel bıçimde kanıtlandı. überallik mi dediniz?.. Yooo, bu adreşte böyle kişilere hiç rastlanmadı! ANAP Ankara İl Başkanlığı seçımı, CHP kökenli bir aileden gelen, ANAP içindekı MSP'lı ve MHP'lilerın destekledikleri Demirel ile yıllarca CHP'ye destek olmuş Şıhbıztn aşıretı adayı Halit Masatlı arasında geçmiştir. ANAP ringinde iki eski CHP'li dövüşmüş; bu maçı Demirel kazanmıştır. Olayın kısa ve kaba özeti budur. Selametçilikmiş . Hareketçılikmiş.. Liberallikmiş... ANAP Ankara il örgütü için bunlann hepsi içleri bos birer kavramdır. Sansüre tepki Kültür Servisi 7. Uluslararası lstanbul Sinema Günleri kapsamında düzenlenen "Altın Lale" Uluslararası Film Yanşması'nın Jüri Başkanı FJia Kazan, jüri üyelerinin, sansürün hiçbir biçimini kabul etmeme konusunda birleştiklerini ve yasaklanan filmleri görmek istediklerini söyledi. Dün SESAM'da düzenlenen basın toplantısında konuşan Rum asılh, Türkiye doğumlu Amerikalı yönetmen Elia Kazan, "Sansüre karşı temel çaba, Türk sinema sanatçılanndan gelmeli. Örgütlenmek çok önemli. Kendi ülkemden biliyorum, sanatçılar kendi savaşımlarına sahip çıktıkca bışanyu ulaşacaklardır" dedi. Sinema Günleri'nde gösterilen filmlerin son derece önemli olduğunu vurgulayan Elia Kazan, Türkiye'deki deneyimleriyle ilgili olarak yazılar yazacağını da belirtti. "Rıhtımlar Üzerinde", "Amerika Amerika", "thtiras Tramva)*ı", "Viva Zapata" gibi ünlü filmlere imzasını atmış, iki Oscar sahibi Kazan, Türkiye'de uygulanan sansürle ilgili olarak "Altın Lale" Jürisi'nin aldığı kararı da okudu. Açıklama şöyle: " 1 . Bugüne kadar katıldığımız hiçbir film şerdiğınde sansür uygulaması ile karşılaşmadık. 2. Sansür Kunılu'nca kesinti ya İÇİSEVDA DOLU YOLCULUK Cahit Küiebi 1000 lira (KDV ıçinde) Çağdaş Yayıntan Turkocağı Cad. 3941 Cağatoğluhtanbul pılmak istenen filmleri göstermeme konusundaki karartıhğından ve gerçekleştirdiği çalışmalarından ötürii İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nı destekliyor ve takdir ediyonız. 3. Uluslararası ilginin Türk sineraasına yonelmesi açısından festivalin çok değerli çalışmasının engellenmesini çağdışı bir davranış olarak gorüyoruz. 4. Tiirkiye'nin yeüştirdigi en büyük sinemacı olan Yılmaz Güneyin yapıtlannın kendi ülkesinde gösterimini sağlamaya yöneük kampanyayı desteklemek amacnyla. yetkilileri Güney'in saygınlığını yeniden tanımaya davet ediyoruz." Yabancı gazetecilerin de yer aldığı toplantıda, jüri üyelerinden Fransız yapımcı Jacques Le Glou ise, Türk sinema oyunculannın Sansür Kurulu'nda yer almasını anlayamadıklarım, sansür kadar otosansürün de zararlı olduğunu söyledi. Le Glou, "Gerektiğinde, sansür mücadelelerinde Türk sinemasına sonuna kadar yardımcı olacağız" dedi. Öte yandan Uluslararası Sinema Günleri'nde yer alan filmlerin yasaklanmasını protesto etmek amacıyla, sinema sanatçılan bugun saat 11.00'de SESAM'ın Beyoğlu'ndaki binasından Taksim'e kadar yürüyecekler. Gösterimi yasaklanan "Deshima", "Yakarış", "Betty Blue" ve "Kralın Soytarısı" adlı filmlerin yanı sıra kesilerek gösterilmesi kabul edilen, ancak filmin yönetmeni Ali Özgentürk tarafından şarth gosterilmesi reddedilen "Su da Yanar" adlı filmin yapımında görev alan sanatçılar da yürüyüşe katılacaklar. Elia Kazan, yürüyüşle ilgili olarak, "Bu konuda düşünüyorum, belki katılırım" dedi. i bir dunyanın kapıhnn, 9r$ y0r/ ı, (Baştarafı 1. Sayfada) göstererek bu ısranndan vazgeçmesi, ayrıca ABD ve son olarak Başbakan Thatcher'ın ağzından tngiltere'den gelen "Kıbns Rum Vönetimi'ndeki degişikliğin ve Davos ruhunun yaralOğı yeni ortamda fırsatlan kaçırmayın" şeklindeki telkinlerin artmasıyla, Başbakan Özal konuya tekrar eğilmeye başladı. özal'ın, kendisine yakın askeri ve sivil danışmanların da görüşlerini alarak asker indirimi ile ilgili olarak yaptığı çalışmanın haziran ortalarında Atina'ya yapacağı "tarilıi" nitelikteki ziyareti öncesinde "kozlann saptanmasına" yönelik olduğu bildiriliyor. Özal'ın Yunanistan Başbakanı Papandreu ile yapacağı görüşmede, Kıbns konusunun TürkYunan ilişkilerinin parametreleri dışında tutulması gereğine işaret ederek, bu sorunda ilerleme kaydedilmesı için adadaki asker sayısında indirime giderek bir ileri adım atmaya hazır o'duğunu belirtmesi bekleniyor. Ancak kamuoyu nezdinde "tek yanlı bir u>viz" olarak görülmemesi için böyle bir adımdan önce Vasiliu'nun Denktaş ile anlaınh ve sonuçlann elde edilmesine yönelik bir diyaloğa girmesi gerektiğini vurgulayarak, Yunanistan Başbakanı'nın Kıbnslı Udere bu yönde baskı yapmasını isteyeceği kaydediliyor. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Kıbrıs'tan asker çekimine "soguk" bakarak böyle önemli biı jestten önce, karşılığında alınacak lavizlerin çok iyi saptanması gereğini vurguladıklan bildiriliyor. Aksi takdirde Türkiye'nin karşılıksız bir taviz vererek, Kıbns Rum Kıbrıs'a senaryo Yönetimi'nde "Uluslararası baskılar sonuç verdi" izleniminin yarattlmış olacağına işaret ettikleri ifade ediliyor. Genelkurmay çevrelerinin ise "geniş ölcekte" bir asker indirimine karşı olduklan, böyle bir dunımun "karşı tarafı cesarctlendirid yönde yanlış bir ânyal verilmiş olacafı" görüşünde olduklan belirtiliyor. Öte yandan başkentteki diplomatik kaynaklar, Başbakan özal'ın bu gelişrnelerin bilincindc olan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın endişelerini gidermek için geçen ay Lefkoşa'ya iki yetkili gönderdiğine işaret ederek şu görüşlere yer verdiler: "Başbakan özal Atina ile tıkanıklıklara yol açan Kıbns konusunda ileriemeye yönelik bir hamk yapılması gereğine inanıyor. Kıbns Rum Y'önetimi'nin reddettigi 29 mart belgesi her ne kadar halen masadaysa da, geçerliligi zamanaşımına ugnıyor. Özal'ın bn çerçevede Denktaş'a Ankara'mn Kıbns konusunda yapacağı bazı jestlerin, aslında Kıbnslı Türklcrin guvenliğim azaltmayacagım, fakat uluslararası düzeyde Türk tarafmın iyi niyet gösterisi olarak algılanacağını anlatnuş olması gerekiyor." Büyükelçi Akıman'ın, Davos'ta Başbakan Turgut özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun vardıklan mutabakattan sonraki gelişmeler hakkında bilgi vermek ve Başbakan özal'ın haziran ayında yapacağı Atina ziyareti için gerekli hazırlıkları yapmak amacıyla Türkiye'ye geldiğt bildirildi. • Bugün 1. kanalda "Televizyonda Sinema"dan sonra • Yarın 2. kanalda "Haberlefden sonra Perşembe 1. kanalda "Sinema Tarihi'nden önce • Pazar 2. kanalda "Haberler"den sonra. Izleyin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle