18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURIYET/5 BENBîR koVu/SIUM /rTîTS. ^ MÜZİK FtLtZ AIİ HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ 60'ların ilahesi yeniden doğuyor Bugün dunyaıun neresinde olursa olsun 30 ya$m üstündekiler için Joan Baez adınuı ayn bir duygusal anlamı vardır. tngiliz gazeteci Pınl Levy, "Bacz'ta bcUctt bir Meolojisi reya politik strate) U otandı Mcblr zaman" diyerek Joan Baez olayına kanımca yanlış teşhis koyuyor. Joan Baez'in trlanda kökenli annesi üe Meksika kökenli babası, 195O'li yülann McCartay baskısı alunda bile pasifist inauçlanna sıkı sıkıya bağlı kalmış, savaş karşıu görüşlerini gerektiğinde yürüyüşlere kaUlarak, gerektiğinde bildirüer imzalayarak, Batı ve Doğu baskısı sonucu vatanlannı terk eunek zorunda kalan mültecüere yardım ederek, korkusuzca dile getirmiş yürekli ve inançh Quaker'lardı. Quaker inancına göre bütün insarüar kardeştir. Insanlığa banş yakışır. Din, dil, ırk, mezhep ayırmaksınn insarüar birbirlerine destek olmalı, nereden gelirse gelsin her türiü haksızlığa karşı plrılmalıHır Joan Baez ve kardeşleri böyle bir ortamda büyüdüler. Bütün insanJann, insanlık onuruna yakışır biçimde yaşamalan inancı uğruna belirli bir politik arateji veya ideolojiye baglı kalmadan kendi hayatından özverüerde bulunarak mücadele vermeyi Psnl Lcvy "Romantiım" olarak niteliyor oysa. öte yandan, gerek Paul Levy, gerek Baez'in eski kocası Darid Harrto, gerek 1963 Newport Folk Festivali'ne Baez'in kanatlan alunda kaıüdıktan sonra dünyaya gelen eski sevgüi Bob DybiB, onun muhteşem "efo"sundan, "narctatan"inden detn vurarak şikâyette bulunuyorlar. Kendini sevme, kendini beğenme ve güçlü "ego", erkekler için aru puan, kadırüarda ise eksi puan kabul edümekte bugttn ve bu saatte hâlâ... 60'h yülann "Fotk Maziftt Krattccd" Joan Baez, Vietnam Savaşı'na katümak isiemeyen asker Yazın Türkiye'ye gelecek olan Joan Baez, Avrupa turnesinde kaçaklanna yarduna olmak suçundan iki kez hapse ginneyi göze almıştı 1968'de. 1972 yıh aralık ayında Başkan NUOD, Hanoi'yi "savaş tarihiadc esi göriUmemişcesint bombalarken", Baez aynı kentte bombalar altında iki hafta geçirdi. Yülardır arakksız Uluslararası Af örgütü için çaUşmakta. öte yandan, Sovyet muhalif entelektüeUerini de destekledi. Baez, "HumanlUs" adlı insan haklan grubunu kurdu. 1979'da Güney Çin Denizi'nde derme çatma teknelerle dolaşan ve kimsenin sahip çıkmadıjh Vietnamlı multecüeri kunarmak için 7. Füoyu göndermeye ikna etti Başkan Carter'ı. Laoslu, Kampuçyalı mültecilerin imdadma koştu, onlar için nülyonlarca dolar bagış topladı. Latin Amerika'yı kanş kanş gezerek Arjantin, Şili, Brezüya, Venezuela ve Nikaragua'nın diktatörlerinin rahatını kaçırdı. Son olarak da "pop' dünyasının gençlerinir. düzenledifc "LWe Ald" konserine bir "orta yaslı" olarak katılma yürekliliğini gösterdi. Joan Baez, 25 yüdır inandığı amaçlar uğruna savaş veriyor. İngjliı gazeteci Bryan Appleyard'ın "Ugruna savaşacak bir şey kalmaymca ne yapacaksın?" yollu sorusuna, "Benün glbi lınaııiaruı karp koy*c*tı, uvaşacagı hakiariıklar daima otacaktır ne yank kl. Haksulıklın göriip de 'adam sen de' diyenkr dc daima olacagı gibl" yanıtım verirken y'asam felsefesini de özetlemiş oluyor. Sekiz yıtdır ABD plak piyasasından adeıa silinen Baez, 1988 mart ayında yeni bir Avrupa çıkartnası yapıyor. Bugün Londra Hammersroith Odeon'da verecegi konserden sonra Virgin Records markası ile "Recenüy" baslıklı yeni plak albUmü piyasaya çıkacak. Londra konserini Paris konseri uleyecek. Pans'te biletler daha konser basında duyurulmadan tükenmis durumda. 120 bin RİM KİME DUM DUMA , NuFOTVRB^ Samutvlonndonm 6ELEt£K d/ye tirştyt BEHİÇ AK tnsanbrın ickal t>ir pel&ek TtiRtU e dt /nanmtyorum. f f n tügunlerini ziuan âtmderinp î /^ # brfty ki >VWBP> Ç K A I B m i Joan Baez ın Avrupa çtornası Londra'dan baçlıyor. Londra tonsennı Pans konseri izleyecek. Baez, Türtaye'dekı şenlıidere de kanlacak. Parisli 19&3'te Joan Baez'i Place de la Concorde'da dinlemişti. Başkan MHterrand bu konserden sonra Baez'e Legion d'Honneur nişam takarak onurlandınrken, yaslan 20'nin alunoaki Amerikan gençUği Joan Baez'in kim oldugunu bile bilmiyordu. Ne var ki, "A Voke to Slag Wlth" (Şarta S6ylemek İçin Bir Scs) adıyla piyasaya çıkan özgeçmişi, Joan Baez konusunu 1988'de yeniden gündeme getireceğe benziyor. Joan, sadece doja vergisi pürüzsuz soprano sesiyle degil, o sesle nülyonlarca insana se&lenmesi ve etkilernesi yüzünden önemlidir. 60'lann ilahesi yeniden dogacaktır 8O'\erde. P t K N t K PtYALE MADRA / / [ VE ELBISELERI'MI DERHAL &0HA İADE. £ T / Hollanda'da Türk kültürü ve sanatı etkinlikleri 'Hello from Tiırkey' "Hello From Turkey" adını taşıyan etkinlikler, Avrupa'da yaşayan Türk müzikçilerinin, yaşadıkları ve çalıştıkları ülkelerde kültür ve sanatımızı tanıtma çabalarının bcşanlı bir örneği oldu. Yıllardır Hoüanda'da Amsterdam'da yaşayan, ünlü Conoertgebouw Orkestraa viyola gnıbu üyelerinden Imer Saraçoğlu'nun e$i Beyhan'dan bir mektup aldım geçen hafu. 6 şubat21 mart tarihleri arasında Amsterdam'da gerçekleştirilen "Hello from Tnrkey" baslıklı Türkiye'yi tarutma etkinlikleri konusunda şunlan yazıyor Beyhan: "Den Haag'daki Türkiye Büyükelçiligi'nin girisimiyle ilk kez böylesine bir tarulım gerçekleşiyor Hollanda'da. Burada TUrk sanat ve kültürünün folklor dısındaki konulannı sunraaya kalkışmak pek <ie kolay iş değil. Bir kere, bildigin gibi Avrupa'da bu konular tamamen emprezaryo aracıhgıyla ytlrotülüyor. Diğer bir konu da Hollandalıların bakıs açılan.. Türk işçilerinin yoğun oldugu Avrupa ülkelerinde Türk kültur ve sanatına çarpık bir yaklasım var. Sanat etkinlıği mi?.. Burada yaşayan Türk işçilerinin gereksiniminden ve onlara hizmet edebilmek amaandan öteye gitmemeli... Tabıi bu durumda Hollanda hukumeıinin ayırdığı maddi olanaklan da açıkgöz ve amatör sanat heveslileri çarçur etmekle meşguller... Böylece Türk sanat ve kültürü derme catma folklorik özellikler üstüne binjp, profesyonelhğini kendi kendine ilan etmiş kişilerle tarutıbyor Hollanda'da. lşte bu ortam içinde büyükelçilik, özellikle Büyükelçi lsmet Birsel, (lmer'in de destegıyle) 18 yvldır gormediğimız bir özveriyle yukanda kısaca degindiğim olaylann dışında bir şeyler duyurma çabastyla programını gönderdigim etkinlikleri gerçekleşürmeye çalıştılar. 'Haydi canıra sen de.. Geri kalmış ülkenin muüu azınlık göstenleri' diye yorumlayanlar da olsa, bazılanrun Türkiye'ye bakış açılarını degjştirdigi mutlak. örneğıai çok kısa bir süre önce yasadık. Theo OloPun (Concertgebouw Orkestrası başkemanası) 1. keman çaldıgı yaylı çalgılaı dortlaso (diğer elemanlar Ekooore OMEUas2. keman, tmer Saraçogluviyola, Yke Vriensençdlo) konserinin sonundaki Llvi Cemal Erkin Yayhlar DörtlOsü öylesine beğenildi ki, konseri izleyen müzikçüer, bestecinin piyano ve piyanokemao için eserlerini istediler. Bir Hollanda korosu da U. Cemal Erkin'in 6 halk turküsünü seslendırecek mart ayında. Tamamen tesaduf olarak tüm etkınliklerde Uhri OmaJ yer aldı (Oda müzigi, orkestra, koro ve balt) Bu nedenle Hollanda Televizyonu Erkin'in yaşamı hakkında bir program hazırlamak üzere Ankara'ya gitti. Ferhunde Harum'la konuştular ve çok gflzel bir program hazırladılar. Bugüne kadar alışüagelmiş alabildigine çarpık bir gelişimin içinde birdenbire böylesine olaylann yer alıvermesi bizi heyecanlandırdığı için ve de etkinliklerin agırhğını münk oluşturduğundan sana duyurmak istedik..:# "Heflo from Turkey" etkinlikleri arasında oda müzigi dışında Gulsin Onay piyano resitali (13 şubat), Sanat Tarihçisi Prof. Gunse) Resda'nın konferanslan, Giirer Aykal'm yönettigi Concertgebouw Oda Orkestrası eşliginde Snna Kan'ın, Mozartın "Tiirk Konctrtosu"nu (La Majör, No: 5, KV219) yorumladıgı konser yeT alıyor (23 şubat.) Bu konserde GüreT Aykal aynca Hacndtl'in Op. 6, No 5 Re Majör Konçeno Grosso'sunu, UX^ Erkin'in Sinfonietta'suu ve O. Respighi'nin Antiche ed Arie per Luito, 3. Süitini yönetti. 26 man arasındaki Türk nimleri haftasında ise "Antyurt Oteli", "Teyzem" ve "Fahriyt AbU" fılmleri gösterildi. "Hello from Ttarkey" programımn son etkinliği, 20 rnarttaki Devlet Opera ve Balesi'nin bale göstensi. Gösteride Ferit Tiizan' ün "Çeşmebaşı", I Minkos'un "Paquıu" UJC Erldn'in "Dagun" adlı b'aleleri sunulacak. Amsterdam'da'i bu etkinlikleri Türk yemeklerinden oluşan büfeler ve Ziibal YorgıocıogJo moda defileleri süslüyor. Avrupa'da yaşayan Türk müzikçilerinin, yaşadıkları ve calışuklan ülkelerde Türk kültür ve sanatını tarutma çabalanrun somut ve başanlı bir örnegi olan "Hello from Turkey" etkinliklerinde emeği geçenleri, özellikle Büyüelçi lsmet Birsel ve elçilik mensuplarım, aynca konserleri bir emprezaryo gibi düzenleme çabası gösteren tmer Saraçoglu'nu kutlamalıyız. Ertegünler'in New York'u Ahmet Ertegun Nesuhi Ertegön HIZLI GAZETECİ \ECDET $E\ ' <ÇKOPRWHVF)IİKA'. < CeSSTLERi 9Z &UH{ Atlantic şirkeünin çıkardığı "New York Cabaret Music" albümünde, SO'li yülann New York kabare müziği Ertegün kardeşlerin özel beğenilerini yansıtan bir biçimde sunuluyor. 7 Şubat 1988 tarihli "New York Times" gazetesi, pazar sanat ekinde, Atlantic plak firması tarafından piyasaya çıkanlan 6 plaklık LP ve CD albümü Ozerine Jobn S. WUsoo tarafından kaleme aünan yazıda Ahm«( ve Nesuhi Ertegün kardeslenn ABD pop milzıgi dünyasındaki 40 yıh askın etkinlikleri ve etküeri ele alınıyor. Albümde 50'li yıllann New York kabare müziğı, Ertegün kardeslenn kendı özel begenjlerini yansıtan bir biçimde sunulmus ve altbaşhk olarak, "Ertefünitr'iıı New York'n" ibaresıne yer verilmiş. "New York TlmeV'dakı yaada Ertegün kardeşlerin, babalan Türkiye Büyükelçisi Münlr Erlegoa'den, iki gencin 1940'h yıllarda başlayan ctı ve Vtmts tutkusuyla yaptıklan plak koleksıyonlanodan, yine aynı yıllarda Washington'daki Tttrkıye Büyükelçiligi'nde düzenledikleri "j*mtesrioa"lardan söz edildikten sonra, Netuhi'nin 2. Dünya Savası sonrası Califomia'ya gidisi, orada "Jazz Man" adlı bir plakçı magazas\ açıp, "Jazz Maa" markasıyla geleneksel caz plaklan yapımına girişi, o arada Ahroet Ertegün'ün New York'ta kurduğu ve ilk zamanlarda sadece "rnvtbm'n blnes" plaklanna öncelik tanıyan Atlantic Records'a degıniliyor. 1950'lenn basında Ray Caartes, Roth Brown, loc Tonter ve CJovers gibi adlarla basan kazanmaya başlayan Atlantic fırmasının Nesuhi'nin de Ahmet'e katılmasıyla "Rbythm'n Blues"dan "Rock'a RoB"a geçişi, Rolllng Stooes ve Led Zeppeün gibi rock gruplarının Atlantıc'le birlikte büyiirnelerınin serüveni anlatılıyor. Ahmet ve Nesuhi Ertegün, bu son albüm ile sadece kendi begenilerine ses vermekle kalmıyor, 1950'li yıllara bir ceşit nostaljiyle donüs yapıyorlar. Sytvia Syms, Mel Tonnt, Chris Connor, Car•nen MacRae gibi caza yatkın pop sarkıaları; Cy VValter, Jimny Lyon, Gokiie Hawkins gibi kokteyl piyanistleri, Hugh Soannon, Jimmy Danids, Bobby Short gibi gece kulübü ya da kabare şarkıcılan, Mae Barnes, Mabel Mercer gibi hiç yaşlanmayan sarkıcılar yer ahyor bu albümde. 1950'li yıllann müzigini özleyenler için mutlaka elde edilmesı gereken bir albüm, "New York Cabaret Music." (Atlantic LP 818171; Cd 81872). ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARAU AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHA\ ÇALM Kemano Suna Kan. "Hello From TurVey'' eöcınliMen tepsammda, Gurer Aykal'm yonettij)ı Concertgebouv* Oda Orkestrası eşli^nrje Mozart'ın ' 'Turk Koncertosu' 'nu yorumlarJı. Yüz ağartan bir orkestra şefi U12 Man 1988 tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası olağan hafta sonu konserlerini şef Rengim Gökmen yönetti. Konserlerin solisti Sovyet kemancı Liana tsakadze, Jan Sibelinsun Re Minör, op. 47 Keman Konçertosu'nu yonımladı. Konserlerin ikinci yansında yer alan GusUv Mahler'in Sol Majör 4. Senfonisi'nin solisti ise soprano Müfkle Özgiiç'tu. Rengim Gökmen, öteden beri beğendigim Türk şeflerinden. Ankara Devlet Konservatuvan'ndan 1950'li yıllardan sonra Giirer AykaL Rengim Gökmen, Erol Erdinç ve Emin Giiven Yaşlıcam gibi, bugun dünyanın neresine giderlerse gitsinlcr yüzümüzü aganacak sefler yeüşmesi Türk müzik yaşamının gelişimi açısından büyük bir sans kanımca. Rengim Gökmen duyarlı, incelikh', şeflik teknigi net ve sağlam, yorumladığı eserlerin derinliğine inebilen bir sanatçı. Almasıru bilen bir orkestraya verebilecegi cok şey var. Konserin solisti Tiflis doğumlu Sovyet kemancı Liana tsakadze, güçlü, elli, canlı, coşkulu tonu ve yorumuyla mükemmel entonasyonu ve başdöndürücü ajilıtesi ile dikkati çeken bir sanatçı. Dünya muzık piyasasında şu sıralarda başı ıııtan kemancüarla aşık atabüecek, hatta birkaçını geride bırakacak nitelikleri olan Isakadze'nin henüz bu çevrelerin ilgisini yeterince çekmemiş olması en azından müzikseverler için bir kayıp. Isakadze'ye, Sibelius Keman Konçertosu'nda örnek şekilde destek olan İDSO, Mahler'in 4. Senfonisı'nde aynı kendine güveni, aynı yurekliliği gösteremedi. Yer yer gözlenen pınltılararağmen,Mahler yonımu tutuk, silik, ürkek ve özensizdi. llk çalınışı 1901'de bestei voneuminde Münih'te gerçekleştirilen 4. Senfoni, Mahler'in en iyimser ve en kısa senfonisidir. Birinci bölümün her iki teması da Schubert izinde saf bir lirizm içerir örnegin. Orkestrasyon çok basit gibi görünmekle birlikte gizliden gizliye epey karmaşıktır. Naif, çocuksu, banallığırı sınırına kadar uzanıp &sının hiçbir şekilde aşmayan, buyük soluklarla, esneklıklerle yorumlanması gereken bu senfoniyi IDSO şımdilık sadece okumakla yetindi diyelim. Senfoninin son bölümünu besteci, "Des Knaben VV'underhorn" (Çocugun Sihirli Bonısu) şarkı demetinden ödünç aldığı soprano solo ile renkksıdirir. Bu bölümün özdBgi, bir çocuk gozüyle cennetin ne olabileceğinın anlatılmasıdır. Soprano Özgüç, her zaman çok beğendiğim, güzel sesini, çalışkanhğını, müzikalitesini takdir ettiğim bir sanatçı. Ne var ki cuma akşamki konserde Müfıde'nin sesini hemen hemen hiç duymadım diyebilirim. Atatürk Kültür Merkezi'nın akustik koşullan göz onune alınarak solo sanatçırun orkestranın içinde değil, önünde yer alması doğhı olurdu sanıyorum. İDSO'nun hafta sonu konserlerini Rengim Gökmen yönetti TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ MenrieHv saçsuz hatunurken, efı Jo.ı 1914'TE BUGÜN, FKAMSA MAUYE BAICANIMN £şt Se/>A OtttlttuK, İHikan] lıkfvn iShfa etityordu^\ AILLAU>c(KAYÖ~), FİGA/ZO GAZB\W\\ •' YAZI iÇL£R.ı MüOÜfiZü GASTVN CAL'i (tiALMef} öLpügMüşrü !. UENÜZ ILK EVUYKEU, SEVGiLtSi H£UHI£TTA'Yfi YAZ 16 Mart CAILLAUX OlAYIf. AMA, BU ARADA KAe/S/A/lfJ İ M sAzeresrAje eöru/k , $ KADAR. POLİTİk PA İÇEFiİYOfZDü VE Kl AY AMCAK, HEfjeiETT/4 CAlLLACir DAYAUAM/IMtŞ VE TAgASICAYLA MÛPÛfZÜMÜ ÖLPÜ&MÜŞTÜ.. MAUKEME CAILLAU)CYÜ B£KAAT 50 YIL ÖNCE CumhuriYet 16 Mart 1938 direktörlüğünden, Merkez kumandanlığından gönderilecek birer mümessil. Merasım Umumi Meclis namma konuşacak olan Cemalettin Fazıl Ertenin söylevile başlıyacak. Halkevi namına Eyüb Halkevi başkanı doktor Hilıni Kat, gençlık nanına unıversiteden bir talebe soz söyliyeceklerdir, Nutuklardan sonra bando matem havası çalacak. 19391988 Kolordu, Belediye, Cumhuriyet Halk Partisi, şehitlere çelenk koyacaklardır. Bando susunca bir zabit kumandasındaki bir manga asker havaya uç deja ates edecektir. Bundan sonra duruş sırasile kıtalar ve mektebler geçit resmi yapacaklar ve Eyüb iskelesinde dağılacaklardır. Bu munasebetle Halkevinde de konjeranslar venlecekıır. 16 mart Bugün Istanbulun işgali ve Şehzadebaşı faaasının yıldönümüdür. Milli tarihe kara bir gün olarak geçen bu hazin haiıra, bugün de amlacak ve Eyupte bir ihtifal yapılacaktır. Program şudur: Bugün saat 13,15 te Köprünün tîaliç iskelesinden kalkacak bir vapur askeri kıtaları, saai A te de davetlileri alarak hareket edecektir. NAFTA SONU K 9 K Ö Ü Istanbu! Oevlet Sentoni Orkestrası'nın geçen hatta sonu konserterinı flenoim Gökmen (sağda) yönerfi Konserlere soltst olarak katılan Sovyet kemancı Liana Isakadze (solda), Sıbelms'un Keman Konçenosunu seslendırdi Merasime askeri kıtalar, mektebler ye halk iştirak edecektir. İştirak edecek heyetler sırasite şöyle sıralanacaktır: A Bir bölük asker B Bando, C Polis, D Eyüb orta okulile Eyüb çevresindeki ilk okullar. Merasimi isimleri aşağıda yazılı zevaf idare edecektir: Eyüb kaymakamı ve Parıi başkanile Kültür
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle